19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 OCAK 2012 PERŞEMBE [email protected] 16 KÜLTÜR Bataklıktaki sinekler ‘Tetikçi’ kendi çocuklarını öldüren bir ülkenin yine kendi çocuklarını nasıl tetikçiye dönüştürdüğüne odaklanıyor ? ‘Tetikçi’de “Fakir, aç bir insana neler yaptırabilirsiniz” sorusundan yola çıkan Ebru Nihan Celkan “Bir şeyleri değiştirmemiz, bataklığı kurutmamız lazım. Biz ise sinek peşinde koşuyoruz” diyor. Ona bataklığı işaret edense “Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz” sözleriyle Rakel Dink. AYŞEGÜL ÖZBEK Kahrolsun Adalet! Sanki “Türklüğü aşağıladığı” gerekçesiyle, 301. madde gereği onu “düşman” belleyen siz değildiniz! O utanç maddesi 301 kaldırılmalı dedikçe biz, “Canım, 301’in bu kadar da abartılacak bir yanı yok” diyenler dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Adalet Bakanı Cemil Çiçek değildi… Sanki “Ya ülkeyi terk et ya da öl” seçeneğine onu mahkum etmedik… Sanki yasakla, yargılamayla, cezayla, aşağılamakla, ötekileştirmekle, yalnızlaştırmakla, hedef seçmekle, hedef göstermekle, kışkırtmakla, tehditle, göz göre göre hazırlanmadı bu cinayet… Sanki o katliama ulaşan yolda kanlı taşlar tek tek döşenmedi!.. Sanki MİT, Trabzon Valisi, Trabzon Emniyeti, İstanbul Valisi, İstanbul Emniyet Müdürü, Jandarma, Hrant Dink’in öldürüleceğini önceden bilmiyordu… Sanki Hrant, İstanbul Valiliği’ne çağrılıp “Ayağını denk al” diye tehdit edilmemişti… Sanki cinayet sonrasında Ogün Samast yakalandığında jandarma ve polisteki ağabeyler katille hatıra fotoğrafı çektirmedilerdi… Sanki o fotoğrafları bizler görmedikti… Sanki beş yıldır süregelen bütün o yargılama; o komedya boyunca deliller karartılmamıştı… Dink ailesi avukatlarının ortaya koyduğu gerçekler sanki yok sayılmamıştı! Sanki duruşmaya girip çıkarken sanıklar her birimizi tehdit etmemişti… Mahkemede tavırlarıyla, sırıtışlarıyla, kendilerine güvenleriyle, kollanacaklarını, korunacaklarını bal gibi bildiklerini sanki biz anlamadık! Sanki Nedim Şener tam da Hrant Dink cinayetini araştırdığı için ve gerçeklere çok yakın bulgular elde ettiği için, hapse tıkılmamıştı… Boynuna poşu sardığı için, falanca bakanı ya da başbakanı protesto ettiği için, hakkı olan parasız eğitimi istedi diye örgüt üyeliğinden aylardır hapiste yatan gençler sanki bizim ülkede değil, Japonya’daydı… Ama Hrant Dink cinayetinde örgüt yok, canı sıkılan bir iki “çocukcağız” ve “münferit olay” vardı işte! Sanki Hrant Dink cinayetine yakından uzaktan bulaşmış her devlet görevlisinin terfi ettirildiğine tanık olmadık… “Artık devir değişti, artık ileri demokrasideyiz, artık faili meçhul falan yok, artık adalet var!” palavralarına inandı sanki tüm bu millet... İnananlara yuh olsun! Uyanın, açın gözlerinizi! Adaleti herkes için değil sadece kendileri için istediklerinin hâlâ farkında olmayan var mı? Yukarıda sıraladıklarımın ve “sanki” diye başlayan daha nice gerçeğin farkında olduğumdan… Adalet herkese eşit uygulanmadığından… Hükümetler değişse de bu devletin iliklerine işlemiş faşizm, kanımızı emmeye devam ettiğinden… Ve bunu “hak hukuk adalet” diyerek yapmayı sürdürdüğünden… “Kahrolsun adalet!” diyorum. ??? Önceki gün sevgili arkadaşım, yeryüzünün en duyarlı, en aydın, en insancıl insanı Hrant Dink’i bir kez daha katlettiler. İki gündür utancım daha da büyüdü. Bundan beş yıl önce Rakel Dink’in yüreğimi sarmalayan sesi “Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim…” diyordu. Karanlığı tekrar tekrar sorgulamak için ben bugün Taksim’den Agos gazetesinin önüne yürüyor olacağım. Karanlık oyunların yazarı Ebru Nihan Celkan’ın yeni oyunu “Tetikçi”nin baş karakterinin ismi Umut. “Karanlık bir hikâye anlatıyorum size, ama hayata dair hâlâ umudum var” demek istiyor belli ki. Celkan, hem yazıp hem de yönettiği oyunda faili meçhul kalan ya da suçlu olarak sadece tetikçilerin gösterildiği cinayetleri merkeze alıyor. Onlarca bağlantının ortaya çıkarıldığı Hrant Dink cinayetinin örgütlü değil, sıradan bir cinayet olduğuna hükmeden mahkeme kararı gazetelerin manşetlerindeyken ve tam da bugün Hrant Dink öldürüleli 5 yıl olmuşken, oyunun Hrant üzerine kurulu olmadığını düşünmek imkânsız. Ama Celkan, “Bu konuya sadece Hrant Dink üzerinden bakmak doğru olmaz. 1900’lerden bugüne sayabileceğimiz, buna benzer en az 70 cinayet var. Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Ogün Samast ya da Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı, Mehmet Ali Ağca. Hikâye hiç değişmiyor, sadece öldürme şekilleri değişiyor. Biz bu yaratılan yapıya dikkat çekmek istiyoruz. Gelir adaletsizliği, eğitim eşitsizliği ve heteroseksist Müslüman Türk erkeği hallerini anlatıyoruz” diyor. Küçük bir şehirde başlayıp İstanbul’da cinayetle sonuçlanan bir suikastı anlatan Celkan’ın, 2007’de kaleme aldığı oyunun tohumlarını aklına düşürense Rakel Dink’in, “Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz” sözleri oluyor. “Fakir, aç bir insana neler yaptırabilirsiniz” sorusundan yola çıkmış. “Bir şeyleri değiştirmemiz, bataklığı kurutmamız lazım. Biz ise sinek peşinde koşuyoruz” diyor. Oyunda sert bir medya eleştirisi de var. Suikast haberlerinden kolayca spor gündemine geçiş yapan medyaya göndermeler yer alıyor. “Medya istediği haberi istediği gibi sunuyor. Ama biz tiyatro yapıyoruz ve bizim kimseye borcumuz yok. Doğruyu söylemekle yükümlüyüz.” Oyuncu seçiminde ise sadece oyunculuğa takılmamış Celkan. En önemli kriterlerinden biri de bu meseleyi dert eden, araştıran, okuyan oyunculara ulaşmaya çalışmak olmuş. Onlardan biri de Ararat Mor. Şimdiye kadar birçok komedide rol alan ve oyunda devlet kanadını temsil eden Ararat Mor için ise bu oyunda rol almak zor. “Bugün olanlara rağmen sakinliğimi koruyup gülmeye çalışıyor, güldürmeyi seviyorum. ‘Tetikçi’ ise ilk politik oyunum. Üstelik Hrant Dink’i de az çok tanıyordum. Bu yüzden bu oyunda olmak benim için ayrıca zor” diyor. Celkan’ın “Oyundan çıktığınızda sokakta gördüğünüz fakir çocukların gözlerinin içine bakın. Onlardan kendinize bir ordu kurabilirsiniz” sözünün de oyuna bakış açısını değiştirdiğini söylüyor Mor, yaptığı araştırmalar da cabası. “Ebru bizi oyunla birlikte resmen araştırmacıgazeteci yaptı. Bu konuyla ilgili birçok makale okuduk, video izledik, arşiv taraması yaptık” diyor. İpek Banu Kılar’ın yardımcı yönetmen olduğu oyunda ayrıca Özgürcan Çevik, Özge Ertem, Güney Zeki Göker, Barış Gönenen, Aslı Can Kortan, Gülce Oral, Fatih Özkan, Eyüp Emre Uçaray rol alıyor. (Oyun sezon boyunca İkinci Kat’ta izlenebilir. 0 212 292 3247/www. ikincikat.org) Ebru Nihan Celkan’ın yeni oyunu ‘Tetikçi’de başrolleri Eyüp Emre Uçaray, Özgürcan Çevik, Fatih Özkan ve Ararat Mor paylaşıyor. Hrant’ın dostlarının B ‘sessiz çığlığı’ Kültür Servisi Hrant Dink’in arkadaşları, “Bu dava bitmedi, yeni başlıyor” diyenler, bugün onun öldürülüşünün 5. yılında sessizce Taksim’den Agos gazetesine yürüyecek, Hrant’ı anacaklar. Sanat birliklerinin de destek verdiği bu sessiz eyleme Türkiye PEN Yazarlar Derneği ve Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Türkiye Merkezi (TEB) de katılıyor. arış şarkıları Yarın Ghetto’da ise Hrant Dink anısına özel bir gece düzenleniyor. Aylin Aslım, Cafe Aman İstanbul, Gripin, Jehan Barbur, Kardeş Türküler, Moğollar, Mor ve Ötesi, Redd, Rojin ve Şevval Sam’ın farklı dillerde barış şarkıları söyleyeceği gecenin Ara Güler, Mario Rizzi, Emin Şenyer gibi sürpriz konukları da olacak. Saat 22.30’da başlayacak etkinliğin geliri ise Hrant Dink Vakfı’na bağışlanacak. (0 212 251 75 01) Heykeller dile geldi Ali Poyrazoğlu “Dersaadet” sergisindeki edebiyatçıların heykellerini onların eserlerinden bölümler okuyarak dile getirdi SİBEL ÇORBACIOĞLU essam, heykeltıraş Çağdaş Erçelik’in Galeri Eksen’deki “Dersaadet” sergisinde yer alan heykeller, ünlü tiyatro sanatçısı Ali Poyrazoğlu ile ‘dile geldi’. İstanbul’da yaşamış edebiyatçılar, onların eserlerindeki karakterler ve sahnelerden esinlenerek oluşturulan sergi için dün gerçekleştirilen özel etkinlikte Poyrazoğlu, Peyami Safa’nın “Matmazel Noreliya’nın Koltuğu”, Sabahattin Ali’nin “İçimizdeki Şeytan”, İhsan Oktay Anar’ın “Puslu Kıtalar Atlası”ndan bölümler okudu. Poyrazoğlu, eserlerden çok etkilendiğini ve bu nedenle sergiye destek olmak amacıyla bu etkinliği gerçekleştirdiğini söylerken Erçelik, “Ben romanlardan, tiyatro ve tiyatroculardan etkilenerek bu ser R Fotoğraf: AYHAN ENSİCİ K A Mİ L Peyami Safa’nın “Matmazel Noreliya’nın Koltuğu” romanının heykeli. M A S A R A C I K Ü L T Ü R ? Ç İ Z İ K giyi oluşturdum. Ünlü bir tiyatrocunun da bu sergiden etkilenerek böyle bir etkinlik gerçekleştirmesi benim için çok büyük bir mutluluk” dedi. “Dersaadet” sergisi gördüğü ilgi üzerine 21 Ocak’a kadar uzatıldı. (0 212 219 08 50) DT’nin ‘Antigone’si Hindistan’da ? Kültür Servisi İstanbul Devlet Tiyatrosu, yeni sezon oyunu “Antigone” ile Hindistan’daki 14. Ulusal Tiyatro Festivali’ne (Bharat Rang Mohtsav 14) katılacak. ‘Antigone’ yarın Yeni Delhi Abhimanch Sahnesi’nde sahnelenecek. Sophokles’in yazdığı oyunu Kenan Işık uyarlıyor ve yönetiyor. Oyunun çevirisi ise Sabahattin Ali’ye ait. Oyunda Ali Sürmeli, Gökhan Mert Yılmaz, Attila Olgaç, Gözde Okur rol alıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle