19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 İstanbul B Edirne B Kocaeli Y Çanakkale PB İzmir PB Manisa PB Denizli PB Zonguldak Y Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara Y 6 6 5 7 8 7 5 5 8 7 10 9 4 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y K K B Y Y Y Y Y Y K K K 2 2 5 14 13 10 7 8 7 8 2 3 5 HABERLERİN DEVAMI Oslo K 0 Belgrad Helsinki K 1 Sofya Stockholm Y 3 Roma Londra Y 10 Atina AmsterdamY 9 Zürih Brüksel Y 8 Moskova Paris B 7 Aşkabat Bonn Y 6 Taşkent Münih PB 6 Baku Berlin Y 8 Bişkek BudapeştePB 7 Tiflis Madrid B 13 Kahire Viyana PB 8 Şam PB PB B Y PB K Y PB PB PB PB B Y 7 4 13 10 6 0 6 10 7 6 9 15 9 Ülke genelinin çok bulutlu, Karadeniz, İç Anadolu, Doğu Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri yağışlı geçecek. Yağışların Ankara, Eskişehir, Kütahya, Isparta çevrelerinde hafif olmak üzere, Doğu Akdeniz kıyıları, Güneydoğu Anadolu bölgesi, Karadeniz kıyıları İstanbul’un Avrupa ve Anadolu yakasında yağmur ve sağanak, diğer kesimlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor. 12 OCAK 2012 PERŞEMBE TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 12 Ocak GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Thatcher hükümetinin Irak’a yasadışı silah satışında ünlü Kıbrıslı işadamının şirketini kullandığı iddia edildi ? Baştarafı 1. Sayfada eleştirilir. Hatta sabırları taşıran bir yön, bir içerik aldığı zaman ağır biçimde de eleştirmek bir haktır... Ama Türkiye’de hayır! Zira artık dünya âlem biliyor ki yargı, bu iktidarın buyruğunda anayasal bir erktir. Silivri, bir zamanların bağımsız yargısının tartışılmaz kararlarının infaz yeri değil, bu iktidarın muhaliflerini susturmak için kullandığı bir tutukevi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, tutuklu iki milletvekilini ziyaretinden sonra Silivri yargıçları ve Silivri zindanı için söylediklerinde yerden göğe kadar haklıdır. Haklıdır; çünkü Balbay ve Haberal ulusal iradenin seçtiği iki milletvekili olmalarına karşın, Silivri yargıçları, yargı ulusal iradenin üstündedir anlayışı ile tahliye kararı vermemekte, bu iki milletvekilinin ulusun verdiği yasama görevini yerine getirmelerini engellemektedir. Silivri’de yatanlar yazılarıyla, demeçleriyle, yayımladıkları kitaplarla zulümhanedeki yaşamın insanlığa, sağlığa aykırı olduğunu duyurdular bugüne dek, ama iktidar sahipleri bu sızlanmaları dikkate bile almadı... ??? Bir siyaset adamı, bu memleketin kaderinde her zaman önemli görevler üstlenmiş, bugün AKP iktidarının tepe tepe kullandığı demokratik rejime kapıları açmış bir büyük, tarihsel dev bir siyasal kuruluşun, CHP’nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu; Silivri’deki, bilumum uygulamaları, yargı erkindeki iktidar doğrultusunda yürütülen yargılama yöntemlerini…. ….yargıçların “dışarıda ne söylenirse söylensin bizi etkilemez” diye özetlenebilecek, görevlerini ve kararlarını ulusal iradenin üstünde gören mantığını yalın bir dille açığa vurdu… …. Silivri savcısı, yadsınamaz bu açıklamalardan pek ziyade alındı ve… Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması için hazırladığı fezlekeyi, Başbakanlık’a mı, Adalet Bakanlığı’na mı, nereyse oraya postaladı! Ana muhalefet liderinin konuşmasını engellemek, dokunulmazlığını kaldırmakla tehdit etmek, şu kanının kamuoyunda olgunlaşmasını sağladı: Yargı+iktidar el ele! ??? AKP iktidarının ve hükümetinin muhalefetin eleştirilerine artık tahammül edemez kıvama geldiklerini kanıtlayacak belge niteliğindeki açıklamaları önümüzde duruyor. AKP’nin, ana muhalefetin dal budak salmış hukuksuzluğa karşı verdiği çetin savaşı hukuk bilir, hukuk devletine saygılı olduğu sanılan, hükümette Başbakan Yardımcılığı görevi üstlenmiş Bekir Bozdağ bakın nasıl açıklıyor: “CHP’nin grup toplantıları mahkeme salonlarına döndü. Meclis Genel Kurulu’nu mahkeme salonlarına dönüştürdüler. Mahkemeleri, hükümleri veya başkalarını itham eden üslup doğru olmaz.” Bozdağ’ın Kılıçdaroğlu olayını bahane ederek verdiği bu kısa demeç, iktidarın temel niyetini açığa çıkaran bir işaret. Memleketi açık cezaevine, yargıyı iktidarın dilediği gibi oyun çevirdiği bir alana dönüştürdükleri yetmiyormuş gibi, ana muhalefetten başlayarak topyekun partisel muhalefeti de gerçekleri açıklamaktan alıkoyacak bir konuma getirme, bir kuruma dönüştürme girişimlerine şapka çıkarılmasını istiyorlar. Bu olasılığı doğrulamak için yeni gerekçeler aramaya da gerek yok. Bu memleketin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in; “Siyasetçinin eleştiri yapmasına evet ama hâkim, savcılara bu şekilde hakaret edilmesi olmaz. Başkalarına uygulanan yasalar, Kılıçdaroğlu kim ki ona uygulanmayacak” diyen demeci, Bozdağ mantığını ve hukuksal açıdan demokrasilerin vazgeçilmez öğesi muhalefete AKP iktidarının bakış açısını özetliyor. ??? Hükümetin iki bakanının açıklamaları böylesine oluyor da, Başbakan’ın bakanlarından ayrı bir düşünce, bir kafa yapısı mı var? Nitekim Başbakan, başbakan yardımcıları, bakanlar için hazırlanan fezlekeler, elbette Kılıçdaroğlu için de “hayda hayda olması gerekirmiş” diye kurguladığı mantığını, “Olması gereken olmuştur” diye bir sonuca bağlıyor. AKP, iktidar olalı beri bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete diyorduk. Bu özdeyiş bugün değişti artık: 2002’de bindik bir alamete, 2012’de girdik kıyamete! Ulusumun, ulusal iradesi sayesinde! İngiltere’de gizli tezgâh ÖZGÜR ULUSOY Kullanıp bir kenara bıraktılar 20 yıl boyunca CIA belgelerini yakından tanıdığını söyleyen “deneyimli bir istihbarat uzmanı” elindeki gizli CIA belgelerinin, İngiliz “derin devletinin” Saddam Hüseyin rejimine yasadışı silah satışının boyutlarını ayrıntılarıyla ortaya koyduğunu söylüyor. Unipac’ın da gizli silah satış ağında kullanılan şirketler arasında yer aldığını gösteren belgelerde, MI6 ajanı Kock kastedilerek “Kock, İngiltere Ağır Dolandırıcılık Ofisi aracılığıyla Unipac CEO’su Asil Nadir’in tutuklanmasını ayarladı” ifadesi kullanılıyor. ‘FAİLİ MEÇHUL’ SORUŞTURMASI İngiltere’nin Saddam Hüseyin rejimine yasadışı yollardan silah satışı yaparken Kıbrıslı Türk işadamı Asil Nadir’in bir şirketini kullandığı da öne sürüldü. Cumhuriyet’e konuşan ve CIA ile 20 yıl boyunca yakından çalıştığını saklamayan “deneyimli bir istihbarat uzmanı”, yeni ortaya çıkan gizli bir CIA belgesinin, İngiliz “derin devletinin” yasadışı silah satışında Nadir’in şirketini de kullandığını gösterdiğini söyledi. Irak’a silah satışında ABDİngiltere işbirliğinin ayrıntılarıyla yer aldığı belgeler, gizli silah satış ağının örtbas edilmesi sırasında, İngiliz derin devletinin cinayet dahil bir dizi kirli yola başvurduğunu ortaya koyuyor. İstihbarat uzmanını elindeki belgeler, Polly Peck’e bağlı Unipac (Gazimağusa) şirketinin de aralarında bulunduğu bir dizi şirketin İngiliz “derin devleti” tarafından Irak’a silah satışında kullanıldığını kanıtlıyor. İstihbarat uzmanına göre, dönemin İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher’in oğlu Mark Thatcher’in 12 milyon sterlinlik bir servet elde etmesine yol açan yasadışı silah satışı sonrasında, olayın örtbas edilmesi için Nadir’in Polly Peck şirketinin Ağır Dolandırıcılık Ofisi tarafından çökertilmesi için düğmeye basıldı. Şimdiye kadar kamuoyuna açıklanmayan CIA belgesinde, İngiliz Gizli İstihbarat Servisi MI6’nın elemanı Stefan Kock kastedilerek “İngiltere Ağır Dolandırıcılık Ofisi aracılığıyla Unipac ‘Öldürmesinler diye Buldan para verdi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Faili meçhul cinayetlere ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında ifade veren eski Özgür Gündem yazarı Cevat Korkmaz, 1994’te öldürülen işadamı Savaş Buldan’ın cinayete kurban gitmeden bir hafta önce Tarık Ümit’e hayatlarının bağışlanması için 1 milyon mark verdiğini belirtti. Faili meçhul cinayetlere ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında dün yazar Cevat Korkmaz’ın “tanık” sıfatıyla ifadesi alındı. Korkmaz, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcıları Hakan Yüksel ve Mehmet Özgür’e ifade verdi. Korkmaz, adliye çıkışında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, savcıların kendisine, Behçet Cantürk ve Savaş Buldan’ın ölümüyle ilgili sorular sorduğunu söyledi. Savaş Buldan’ın yakın arkadaşı olduğunu belirten Korkmaz şunları kaydetti: “Savaş Buldan, ölmeden 1 hafta önce, Tarık Ümit’e hayatlarının bağışlanması ve listeden isimlerinin silinmesi için 1 milyon mark verdiğini söylemişti. Bana göre Tarık Ümit parayı, Abdullah Çatlı ve o gruptan gizlediği için aralarındaki para ihtilafı yüzünden bu adamı öldürmüşler. Behçet Cantürk, öldürülmeden önce, Nadire İçkale tarafından ‘Ortadan kaybol, senin gibi işadamlarına dönük operasyon başlayacak’ diye uyarılmış. İçkale bu bilgileri kimden almış, Behçet ile niye paylaşmış bunları da ona sormak lazım.” Behçet Cantürk’ün uyarıdan sonra çok dikkatli yaşadığını ifade eden Korkmaz, “Behçet Cantürk ancak kendisinin çok güvendiği ve onun çok iyi tanıdığı biri tarafından alınıp infaz için götürülebilir” dedi. Bu arada, kamuoyunda “Drej Ali” olarak tanınan Ali Yasak da “şüpheli” sıfatıyla ifade verdikten sonra serbest bırakıldı. CEO’su Asil Nadir’in tutuklanmasını ayarladı” ifadesi yer alıyor. Yasadışı silah satışından Mark Thatcher’in yanı sıra dönemin Savunma Satış Örgütü Başkanı Lord Levene ile İngiliz Uluslararası Askeri Hizmetler Başkanı Lord Cuckney’in de milyoner olarak emekliye ayrıldığı ve İngiliz Derin Devleti’nin suskun kalmayı tercih ettiği öne sürülüyor. Ünlü gazetecinin şüpheli ölümü Irak’a yönelik yasadışı silah satışıyla ilgili olarak Matrix Churchil, Astra ve CIA bağlantılı Şili kökenli Allivane şirketi ile ilgili iddiaların gündeme gelmesi sonrasında savunma alanında uzman gazeteci Jonattan Moyle’nin Şili’deki şüpheli ölümü da CIA belgesinde yer alıyor. ‘Helikopter Savunma Dünyası’ adlı derginin editörü Moyle’nin şüpheli ölümünden Stephanus Adolphus Kock’un sorumlu olduğu iddiası gündeme gelmişti. Moyle’nin, Irak’a helikopter satışı planlayan Allivane şirketini kontrol eden ve Mark Thatcher’in arkadaşı olan Cardoen’i soruşturmaya başlaması sonrasında “intihar gibi görünecek” şekilde öldürüldüğü üzerinde duruluyor. İngiliz İstihbarat Örgütü’nün yasadışı faaliyetlerinin bununla da sınırlı kalmadığı ve süper silah projesinin mimarı Kanadalı mühendis Gerald Bull’un, Brüksel’deki evinin önünde uğradığı suikasttan da MI6 ve SAS’ın sorumlu olduğu iddialar arasında yer alıyor. CIA belgeleri, silah ticaretinde, Saddam Hüseyin’i bölgede “istikrar unsuru” olarak gören ABD’nin de İngiltere ile işbirliği yaptığını gösteriyor. Almanya’daki katliamların ardında Türk, ABD ve Alman istihbaratının bulunduğu iddiası Cinayetlerde ‘derin’ ortaklık OSMAN ÇUTSAY Çantadan parça tesirli bomba çıktı ? İstanbul Haber Servisi Bağcılar’da uygulama yapan polis ekipleri, bir taksiyi durdurdu. Taksideki iki müşterinin kimlik sorgulamasını yapan polis, kimliklerin sahte çıkması üzerine 2 kişiyi gözaltına alırken taksiciyi serbest bıraktı. Bağlı bulunduğu Bahçelievler’deki taksi durağında aracın bagajını kontrol eden taksi sürücüsü gözaltına alınan kişilere ait dizüstü bilgisayar çantasındaki kabloları görerek durumu polise bildirdi. Uzman ekipler, çantadaki zaman ayarlı, parça tesirli, el yapımı bombayı etkisiz hale getirdi. İki şüpheli, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde sorguya alındı. FRANKFURT Almanya’da 2000 ile 2007 yılları arasında 8 Türk, 1 “Türk’e benzeyen” Yunanlı ve 1 de kadın polisin can verdiği infazlarda, Amerikan askeri haberalma örgütü DIA’nın yanı sıra CIA ve MİT’in de parmağı olduğu, bu izlerin gizlenmeye çalışıldığı ileri sürüldü. İki Alman bir de İsviçreli gazeteci ve yazar, yeni bulgular ve iddialarla olayın arkasında çok daha karanlık odakların bulunduğuna dikkat çekti. Gerhard Wisnewski ve Daniele Ganser, bu kanlı izlerde NATO Gizli Ordusu (Gladio) devamcısı bir örgütlenmenin anlamını değerlendirmeye çalışırken, Jürgen Elsässer, DIA, CIA, MİT ve Mevlüt Kar ile Luai Sakra’nın rolünü tartışmaya açtı. Berlin merkezli ve aylık yayımlanan “Compact” adlı haber dergisinin haberinde, NSU (Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü) adıyla bir “hayalet” yaratıldığı ve işlenen cinayetlerin bu “sözde örgütün” üzerine yıkılmaya çalışıldığı ileri sürüldü. Yazar Gerhard Wisnewski, tek bir iz bırakmamacasına işlenen cinayetlerin “mükemmeliğine” dikkat çekerken tüm bu kanlı cinayetlerin sorumlusu oldukları ve 2 ay önce karavanlarında intihar et tikleri ileri sürülen Uwe Mundlos ile Uwe Böhnhardt’ın bir istihbarat servisi ile ilişkilendirilmesi gerektiğini kaydetti. Jürgen Elsässer ise, özellikle 2007’de kadın polis Michele Kiesewetter’in öldürülmesiyle sonuçlanan silahlı çatışmada çok ilginç bağlantıların yattığını ileri sürdü. Elsässer, “Cinayet NSU’ya yıkılmaya çalışılıyor. Ama en önemli belirtiler ABD’nin yönetimindeki bir terör şebekesini gösteriyor” diye yazdı. Elsässer, “intihar eden” Mundlos ve Böhnhardt’ın büyük olasılıkla Amerikan istihbaratı için Alman aşırı sağı içinde bilgi toplayan ajanlar olduklarını ve 2007’deki kanlı günde sahnede MİT ve CIA için çalışan Mevlüt Kar’ın da bulunmasının anlamlı olduğunu savundu. Kilit isim Kar ÖZÇELİK, 6 İSİMLE GÖRÜŞÜYOR JİTEM merkezinde toplu mezar MAHMUT ORAL ABD’de üst düzey PKK zirveleri FIRAT KOZOK DİYARBAKIR Diyarbakır’da bir dönem Merkez Kapalı Cezaevi ve JİTEM merkezi olarak kullanılan bölgede yapılan restorasyon çalışmalarında 6 insan kafatası ve kemiklerine rastlanıldı. Diyarbakır’da eski cezaevi ile JİTEM’in bir dönem kullandığı Sur bölgesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından resto rasyonu yapılan İçkale bölgesinde çalışmalar yapıldığı sırada, insan kemikleri bulundu. Bölgeye gelen cumhuriyet savcısı, olay yerinde incelemelerde bulundu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı da olayla ilgili soruşturma başlatı. İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici de bulunan kemiklerin kayıpların yakınları ile karşılaştırılarak DNA testi yapılacağını belirtti. Diyarbakır’da 22 gözaltı Baydemir’i istememiş DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Terör örgütü PKK’nin kent yapılanması olduğu iddia edilen KCK’ye yönelik operasyon kapsamında Diyarbakır’da aralarına Bağlar Belediye Başkan Yardımcısı Osman Kaya ve parti yöneticilerinin de bulunduğu 22 kişi gözaltına alındı. Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü KCK Türkiye Meclisi soruşturması kapsamında, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ekipleri dün operasyon düzenledi. Eşzamanlı baskınlarda şüphelilerin evinde bulunan bazı dokümanlarla bilgisayar harddisklerine el konuldu. MAHMUT ORAL DİYARBAKIR KCKTM davasında tutuklu sanık Fethi Süvari ile ilgili telefon ve ortam dinleme kayıtlarının okunmasına devam edildi. Okunan delillere göre terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın 2009 seçimleri öncesinde Diyarbakır Belediye Başkanlığı’na Leyla Zana veya Hatip Dicle’yi önerdiği, Osman Baydemir’in ise Öcalan’a bağlılık yemin metnini okumadığı bildirildi. Mahkemede yine Kürtçe savunma krizi yaşandı. Avukatlar Kürtçe savunma için ara karar istedi. ANKARA Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’na bir süre önce atanan Türkiye’nin eski Bağdat Büyükelçisi Murat Özçelik, ABD’nin çekilmesi sonrası Irak’ta yeni dönemi ve PKK ile mücadelede izlenecek yol haritasını ABD Başkanı Barack Obama’nın üst düzey ekibiyle görüşüyor. Hafta başında ABD’ye giden Özçelik bir haftalık temasları çerçevesinde 6 üst düzey isimle bir araya gelecek. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre geçen pazartesi günü Washington’a giden Özçelik, bir dizi üst düzey görüşme yapacak. Bazı temaslarını tamamlayan Özçelik, 5 gün boyunca Obama’nın Terörle Mücadeleden Sorumlu Danışmanı John Brennan, Maliye Bakanlığı Terorizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Müsteşarı David Cohen, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Wendy Sherman, Savunma Bakanlığı Müsteşarı Michelle Floournoy, Dışişleri Bakanlığı Terörle Mücadele Özel Temsilcisi Daniel Benjamin ve İç Güvenlik Bölümü Müsteşarı Rand Beers ile bir araya gelecek. Görüşmelerde terörle mücadelede istihbarat paylaşımı ve işbirliğinin geliştirilmesi konularının da ele alınması bekleniyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle