19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 OCAK 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Kasımda 5.19 milyar dolar açık, yılın 11 ayında 70.24 milyar dolar ile yeni bir rekor kırdı Cari açık zirvede Ekonomi Servisi Cari açık, geçen yılın ilk 11 ayında önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 78 artışla 70.24 milyar dolar olurken, kasım ayında ise beklentilerin hafif altında 5.19 milyar dolar olarak gerçekleşti. Reuters anketine göre cari işlemler dengesinin kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 27.7 artışla 5.3 milyar dolar olması bekleniyordu. Merkez Bankası verilerine göre, cari açık, OcakKasım 2010 döneminde 39.52 milyar dolar olmuştu. Yurtdışında yerleşik kişilerin yurtiçinde yaptıkları net yatırımlar, OcakKasım 2011’de bir önceki yılın aynı dönemine göre 4.99 milyar dolar artarak 12.084 milyar dolara yükseldi. Cari açık, hizmetler dengesi kalemindeki güçlü artış ve dış ticaret açığındaki kısmi iyileşmenin etkisiyle Bizimle Kafa Buluyorlar Zorunlu uzun aralıklarla ziyaret niyetine önceki gün yine BalbayÖzkan arkadaşlarımızın yargılandıkları 2. Ergenekon davasının arasında bir yerde salona girdim. İzleyemediğim daha önceki oturumlarda sorgusu tamamlanan Orgeneral Hurşit Tolon için savcı yeniden tutuklama isteminde bulunmuştu. Önce avukatı, sonra kendisi yeniden tutuklama isteminin haksız olduğunu, hukuksuzluğunu boşuna anlatmaya çalıştı. Tolon daha önce zaten 7 ay tutuklu kalmıştı. Sonra yargılamanın bir aşamasında mahkeme, avukatlarının ve kendisinin tahliye taleplerini haklı bulmuş, tahliyesine karar vermişti. GATA’da uzun süre tedavi gördüğü doğruydu. Ancak sağlık nedeniyle tahliye edilmemişti ki yeniden tutuklama gerekçelendirmesinde savcılıkça GATA’dan alınmış tedaviler sonrası yeni “sağlıklıdır” raporu kullanılarak yeniden tutuklanması istensin... Zaten mahkeme de yeniden tutuklama kararını gerekçelendirirken 4 yıldır devam eden delil toplamayı, yeni deliler elde edilmekte olduğunu ileri sürerek “delileri karatma şüphesi” ile karar metnine geçirmiş oldu. Tolon’un emekli, yaşlı eşiyle birlikte evinde sade yaşamında, tutuksuz duruşmalara katılarak hangi delilleri nasıl karartabileceği sorgulaması es geçildi. Duruşmaları sürekli izleyen, davada deneyimli gazeteci arkadaşların yeniden tutuklamayı yorumlamaları ise daha da ilginçti: “Tolon çapraz sorgulamasında istenen sorguyu vermemişti. Sözü edilen kimi delillerin de gerçek değil, sahte olduklarını söyleyerek onlara ilişkin sorulan sorulara yanıt vermeyi reddetmişti...” Başbakan Erdoğan başta, iktidarın yetkin sözcüleri giderek daha sık tutuksuz yargılamanın esas olduğunu vurgulayan, uzun tutukluluktan yakınır görünen açıklamalar yaparlarken 7 aylık tutukluluktan sonra tahliye, 3 yıl tutuksuz yargılamanın üzerine gelen yeni tutuklama tablosunun “Birileri bizimle kafa buluyor”dan öte bir anlamı olabilir mi? Yoksa AKP’nin 12 Eylülü sonrası, tırmanan yargı yoluyla baskı, sindirme, teslim alma operasyonlarında patlama yaşanacağı Ankara dedikoduları, kulisleri doğru mu? ??? Sorum biraz anlamsız kaçtı sanırım... Son haftanın hem paralel yeni davaları, tutuklamaları hem de yeni tırmandırılan alanları, kapsamları, iddianame, suçlama içerikleri ile adalet zembereğinin boşaldığının belgelerini oluşturmaları bir yana... Bizimle kafa bulan iktidar, cemaat, yandaş açıklamalarındaki doz, üslup, yepyeni bir hava estiriyor... Zaten Türkiye’de olup bitenleri kendi mezheplerinden çok daha pratik yerli yerine oturtmayı seven Batı medyası çok net; “Siyasal İslam iktidarının laik Cumhuriyet yandaşları ile keskin hesaplaşması... Gelebilecek her türden muhalefeti teslim alması, susturması..” olarak değerlendiriyor. AKP döneminde görev yapmış Genelkurmay Başkanı’nın terör örgütünün başı suçlamasıyla özel yargı eliyle tutuklanması, yeni iddianameler, tutuklamalar, CHP Genel Başkanı’na fezleke yazılması.. üzerinden dünün son yorumlarında da iktidar yandaşı ile cemaat medyasının yeni operasyonları fanatikçe savunan sözcülerinde sayısal azalma olsa da kendi cephelerinden “temizlik hazzının, ruhunun” yansıtılması ağır basıyor. Yine dünün insan hakları, hukuk ihlallerine ilişkin uluslararası raporlara da yansıyan yeni çok ağır hak hukuk ihlalleri, suçları, boyutlarının örnekleri karşısında, demokrasimizin geleceğine yönelik kaygılar da katlanıyor... Davaları izleyen avukatlardan giderek daha sık duyduğum, “Sıkıyönetim, askeri darbe mahkemeleri bile daha adil, ilkeliydi” sözlerini yaşanan anın doğal tepkisi kabul edelim... 12 Mart’ın, 12 Eylül’ün siyasi davalarını yakından izlemiş olarak iddia ediyorum, gerçekten tek tek sayılan yeni deliller olmadan, sürmekte olan davalarda sonsuz delil toplanması durumlarını, “delil karatma” gerekçeli tutukluluk kararlarını hiç duymamıştım... Doğaldır ki Hurşit Tolon’un yeniden tutuklanması kararının, duruşma salonundaki algılanması, bitmez tükenmez, sonu öngörülemez bir kin ve cezalandırma tutkusunun sonucu olarak değerlendirildiğinden, diğer tutuklu sanıklar, aile yakınları üzerindeki etkisi bomba tesirliydi. Silivri çoktan toplama kampı olmuştu... Aylar, yıllar süren yargılamaların, sorgulamaların, savunmaların, hukuk yargılamasının bir anlamının olmadığı duygusu giderek ağır basıyor olmalı ki... Sadece avukatlar, sorguları yapılan sanıklar değil, duruşmaları sevdiklerini görmek, yanlarında olmak üzere izleyenler de savcının ağzından çıkan ilk cümleden sonra olacakları, taleplere yönelik mahkeme heyetinin vereceği kararları kolayca öngörebiliyor, nerede ise cümle cümle, soğuk şaka niyetine önceden sıralayabiliyorlar... Silivri örneği toplama kampları sayesinde ülkede yaratılan ortamda iktidar gücünden hoşnut, bizimle kafa bulanlar, sürekli, takılı plak gibi “yargıya saygılı olalım, yargı sonucunu bekleyelim, yargı kararı olmadan suç, suçlu olmaz” cümlelerini, pişkin pişkin kullanıyorlar... ? TL’deki değer kaybı ve iç talepte yavaşlamanın sürmesiyle yavaş da olsa iyileşme bekleyen ekonomistler, açığın ana risk faktörü olmaya devam edeceğini belirtiyor. Ekonomistlere göre, yeni zirve, TCMB’nin iç talebi yavaşlatmaya yönelik sıkılaştırma çabalarının yavaş çalıştığını gösteriyor, yıllık bazda iyileşme yeterince hızlı gerçekleşmiyor. İthalattaki yavaşlamaya ise ihracattaki zayıflık eşlik ediyor. kasımda beklentilerin hafif altında 5.19 milyar dolar, yıllık bazda Ekim 2009’dan bu yana ilk kez daralarak 77.82 milyar dolara gerilerken ekonomistler, TL’deki değer kaybı ve iç talepte yavaşlamanın sürmesiyle iyileşmenin yavaş da olsa devam edeceğini bekliyor. Buna göre ekonomistler cari açığın GSYH’ye oranının 2011 sonunda yüzde 910 seviyelerinde gerçekleşmesini beklerken 2012 sonu için beklentiler ise tek haneli olarak yüzde 69 bandında. TCMB verilerine göre hizmetler dengesi kalemi altındaki turizm gelirleri, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13.2 artarak 22.35 milyar dolara ulaşırken turizm giderleri yüzde 1.8 azalarak 4.3 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2011’in aynı döneminde 6.98 milyar dolara yükseldi. Ödemeler dengesinde 2011 OcakKasım döneminde, net hata noksan kaleminde gözlenen artış dikkati çekti. Söz konusu dönemde net hata noksan 12 milyar 913 milyon dolar olarak gerçekleşti. Net hata noksan 2010 OcakKasım döneminde 4 milyar 37 milyon dolar düzeyindeydi. Net hata noksan kasım ayında ise 684 milyon dolar olarak belirlendi. Net hata ve noksan, tanım gereği ölçüm hataları ve tablodaki verilerin eksik veya fazla derlenme Net hata noksan kaleminde dikkat çekici artış Yatırım geliri dengesinin altında yer alan doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları ve faizlerden oluşan diğer yatırımlarda gerçekleşen toplam net çıkış, bir önceki yılın 11 aylık dönemine göre 783 milyon dolar artarak sinden kaynaklanıyor. RBS Ekonomisti Timothy Ash, “Bu veri nedeniyle çok fazla heyecanlanmak zor. Aylık bazda halen yüksek bir rakam ve TCMB’nin iç talebi yavaşlatmaya yönelik sıkılaştırma çabalarının yavaş çalıştığını gösteriyor, yıllık bazda iyileşme ise yeterince hızlı gerçekleşmiyor. İthalattaki yavaşlamaya ihracattaki zayıflık eşlik ediyor” dedi. Morgan Stanley Ekonomisti Tevfik Aksoy da açığın finansmanına bakıldığında doğrudan yabancı yatırımın düşük kalmasıyla finansman kalitesinin de hâlâ düşük olduğunu belirterek “Açık ana risk faktörlerinden biri olmaya devam edecek, özellikle de global piyasalardaki riskler nedeniyle. Ancak bir miktar iyileşme ve riskler aşağı yönlü” dedi. KİM NE DEDİ? Çağlayan: 2012, açıkla mücadele yılı Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan: Kasım 2011’de cari açık bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13 oranında azalarak 5 milyar 188 milyon dolar oldu. Aynı dönemde 2011 Kasım ayı dış ticaret açığı da yüzde 4 azalarak 6 milyar 517 milyon dolar oldu. Bu veriler önlemlerin sonuçlarının alındığını göstermektedir. 2012 cari açıkla mücadele yılı olacak, yeni teşvik sistemi de açığı azltacak bir mekanizma olacak. İlker Aycı Özgür Altuğ: İyileşme hızı çok yavaş, kaygılar devam ediyor BGC Partners Başekonomisti Özgür Altuğ: Dünyada kaldıraçları azaltma eğilimi devam ederken bu kadar büyük bir cari açık ve sıkıntılı bir finansman yapısıyla henüz daha kafalarımızdaki soru işaretlerini giderecek boyutta değiliz. İyileşmenin hızına bakıldığında cari açık 12 aylık bazda 78.6 milyar dolardan 77.8 milyar dolara gerilemiş görünüyor. Yani hâlâ GSYH oranı yüzde 10’lar civarında seyreden bir cari açık ile karşı karşıyayız. İyileşme hızı döviz piyasasındaki talebi azaltacak boyutta değil. ‘13.5 milyar dolarlık çorbada bizim de tuzumuz bulunuyor’ Ekonomi Servisi Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı İlker Aycı, Almanya merkezli otomotiv tedarikçisi Muhr und Bender’in (Mubea) Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde sıfırdan yatırım kararı aldığını açıkladı. 20 milyon Avro’luk yatırımla yapılacak tesiste, otomotiv için süspansiyon sistemi sarmal yayları ve stabilizatör çubukları üretilecek. Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın çalışmaları hakkında bilgi veren Aycı, Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının önemli bir bölümünde kendi katkılarının da bulunduğunu belirterek şunları söyledi: ? 2011 yılında aralarında Hint Aditya’nın 510 milyon dolarlık viskon elyaf yatırımı, 1 milyar dolarlık Dow ile Aksa’nın ortak karbon elyaf yatırımının bulunduğu büyük yatırımları çektik. Ayrıca, Japon MTN, Ferrero, Nestle, Thyssen, Cummins, BSH, Alman tasarım şirketi FEV GmbH yatırımları geldi. HP Foxcon yatırımı başladı. Şimdi MuOtomativde 12, petrokimya sektöründe 20’ye yakın hedef firma belirledik, sırayla görüşüyoruz. Bu yıl da madenlere odaklanacağız. Türkiye’nin hedeflerine uygun yatırımcı şirketi belirleyip temas sağlıyor, ülkemizde yatı Yarkın Cebeci: Finansman ihtiyacı yüksek kalacak JPMorgan Ekonomisti Yarkın Cebeci: Kasım verisi Türkiye’nin dış dengelerinde iyileşmenin ilk kesin işaretlerini verdi. Bu süreç yavaş olacak ve Türkiye’nin dış finansman ihtiyaçları uzun bir süre daha yüksek kalarak global risk iştahındaki değişimlere karşı hassas olmasına neden olacak. Dış dengelenmenin yeniden başlaması bir miktar rahatlama getirecektir. Açığın 2012’de geçen yılki 76 milyar dolardan 58 milyar dolara gerilemesi muhtemel. ? Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın çalışmaları üzerine bilgi veren kuruluşun başkanı İlker Aycı, “Yakında bir Alman oto yan sanayisi firması Manisa’da kazmayı vuracak. Önümüzdeki günlerde bir Asya şirketi çeyrek milyar dolarlık yatırım açıklayacak. Hedef şirketi belirleyip Türkiye’ye davet ediyoruz. İyi gidiyor” dedi. bea’nın Manisa’ya yaptığı yatırımı açıklıyoruz. Asya’dan gelecek sonuçlanma aşamasında olan 200250 milyon dolarlık bir yatırım daha var, yakında onu da açıklayacağız. Bütün bunlarda bizim de tuzumuz var. ? Geçen yıl otomotiv ve petrokimya sektörüne odaklandık. rıma ikna etmek için görüşüyoruz. ? Hedefi belirlerken sadece ithal ikamesine ve cari açığı azıltıcı rolüne bakmıyor, onun ötesinde getireceği faydaları esas alıyoruz. Gelen yatırım maliyetleri aşağı çekmeli, Türkiye’yi bölgesinde bir “hub” (merkez) olarak öne çıkarmalı. ? Yatırımcı açısından bakınca da Türkiye eski Türkiye değil. Artık yatırımı düşünenler, iç pazarını değil Türkiye’nin bölgesel olanaklarını dikkate alıyor. ? BRIC ülkeleri (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) uluslararası yatırımcının ilk gözdesiydi. Artık Güney Afrika ile bizim de yer aldığımız ikinci gruba bir kayış seziliyor. Bu yıl Polonya’yı da geçtik, Doğu Avrupa ülkeleri kümesinden çıktık. ? 2011’de 12.513 milyar dolarlık bir yatırım girişi bekliyoruz. Ama bu yıl için “ihtiyatlı iyimserim.” ? Başarılı sayılabilmemiz için önümüzdeki birkaç yılda 2007’deki 22 milyar dolarlık ve son 9 yılda sağlanan toplam 105 milyar dolarlık doğrudan yatırım girişini birkaç yıl içinde geçemiz şart. TOBB Gıdada yerli markalar önde ? Müşteri memnuniyeti araştırmasına göre gıda sektöründe en çok yerli markalar tercih edilirken müşteri memnuniyeti sayesinde markalar, dış pazarlarda da payını arttırmaya gidiyor. Ekonomi Servisi Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve uluslararası araştırma kuruluşu KA Araştırma ortak girişimi tarafından yürütülen Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) 2011 üçüncü çeyrek sonuçlarına göre gıda sektöründe tüketicinin tercihi yerli markalar. ? Konservesossalçada Tukaş, Tamek ve Tat ilk sırada. ? Dondurmada Ülker Golf ile Algida birinciliği paylaştı. ? Kişisel bakım ürünleri sektöründe Evyap ve Colgate Palmolive birinci oldu. ? Et ve tavuk ürünlerinde Banvit ilk sırada yer alırken Pınar ikinci oldu. Maret, Aytaç ve diğer markalar üçüncülüğü paylaştı. ? Sıvı yağda Ana Gıda en yüksek değeri aldı. Ana Gıda’yı Ülker ve Savola geldi. ? Süt ve süt ürünlerinde Ülker ilk sırada, Pınar ikinci, Danone üçüncü oldu. 2011’in ikinci çeyreğinde 76.1 olarak ölçülen TMME, üçüncü çeyrekte aynı seviyeyi koruyarak 76.1 olarak gerçekleşti. KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan, gıdada yoğun rekabet gözlendiğine ve pazarda Türkiye’den firmaların hâkimiyetinin görüldüğüne işaret ederek tüketicilerin genellikle Türkiye’den markaları tercih ettiğini söyledi. Doğan, “Müşteri memnuniyeti sayesinde markaların dış pazarlarda da payını arttırmaya gittiğini görüyoruz” dedi. İşsize meslek projesi Ekonomi Servisi Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) Beceri 10 projesi, TOBB İkiz Kuleler’de İslam ülkelerine tanıtıldı. Bu çerçevede 3 gün sürecek Genç İstihdamını Geliştirmek İçin Beceri Geliştirme Çalıştayı’nın açılışı yapıldı. TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faik Yavuz, “İşsizliğin en temel sebebi mesleksizlik” dedi. Yavuz, 2010’da UMEM Beceri 10 projesini hayata geçirdiklerini kaydederek pek çok ilde nitelikleri iş bulmaya yetmeyen işsizlere umut olduklarını belirtti. Projenin başında 19 ilde yaklaşık 5 bin sanayiciye hangi niteliklerde elemana ihtiyaç duyduğu soruldu ve bu doğrultuda program hazırlandı. Projede 50 milyon dolarlık yatırım yapıldı. Elit Çikolata yeni yatırımlarla büyüyecek Ekonomi Servisi Elit Çikolata ve Şekerleme, endüstriyel alandaki başarısını perakendeye taşımaya hazırlanıyor. Bu yıl hedef büyüterek yüzde 50 büyümeyi planlayan ve 87 yıldır sektörde faaliyet gösteren şirket, 2011’de İrlandalı yatırım fonu Kerten ile uluslararası bir ortaklığa imza atmıştı. Elit Çikolata’nın Genel Müdürü Burak Halimoğlu şunları söyledi: “Bugün yaklaşık 30 adet perakende bayiimiz var. Ağımızı 70 ilde hizmet veren bir yapıya geliştirmeyi planlıyoruz. Endüstriyelde birinciyiz, perakende de ise gelişme sürecindeyiz. Endüstriyeldeki durumumuzu daha da iyileştirmek perakende de ise 3 yıl içinde ilk 5’te olmak istiyoruz. 2011’i yüzde 47 büyüdük. 100 milyon TL ciro yaptık. Yüzde 50 büyüme hedefliyoruz” dedi. Merkel: Bu yıl da Avrupa’nın derdi Yunanistan olacak Ekonomi Servisi Almanya Başbakanı Angela Merkel, 2012’nin başında Avro Bölgesi’nin en önemli önceliğinin Yunanistan’a ikinci yardım paketinin güvence altına alınması olduğunu söyledi. Merkel, ayrıca İtalya’daki yeni hükümetin reformları başlatmada hızlı davranmasını da takdir etti. İtalya Başbakanı ile görüşmesinden sonra Merkel, “Bu yılki ilk yükümlülüğümüz, Yunanistan’a yönelik ikinci programda anlaşma ve bankalarla görüşmelerin sonuçlandırılması. Sonra yapısal sorunlara odaklanabiliriz” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle