19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 OCAK 2012 PERŞEMBE 6 HABERLER 58’i muvazzaf, 81’i emekli olmak üzere toplam 139 general ve amiral tutuklandı Cezaevi ordugâhı BARKIN ŞIK Erdoğan’ı ‘Kuklalaştırma!’ Teşbihte hata olmaz. Başbakan öyle kolay cemaat gibi birtakım güçlerin kuklası olabilecek insan değil, öncelikle bunu belirteyim ki, hakaret falan sayılmasın. Burada Erdoğan üzerindeki “kuklalaştırma oyunu”ndan bahsedeceğim. Bugün, epey bir zamandır bu köşede analiz ettiğim Başbakancemaat çatışmasını/ayrılığını somut örnekleyeceğim. ??? 1) İlker Başbuğ’un tutuklanması üzerine Başbakan, “İki yıl beraber çalıştığımız mesai arkadaşımdı, burada tutuksuz yargılanma bizim her zamanki arzumuzdur. Bunun da süratle neticelenmesi şahsım ve partimin arzusudur” dedi. Başbakan’ın bu sözlerini, Yeni Şafak, Sabah, Star manşetten verdi. Bunlar daha çok Erdoğan’a yakın gazetelerdir. Erdoğan’ın sözlerinde 3 mesaj var: Tutuksuz yargılanmalı, çalışma arkadaşım, tutuklu yargılamalara karşı olma, hemen sonuçlanmalı isteğinin arkasında kendisi ve partisinin duruşu... Tutuklamanın, kendisine karşı bir eylem olduğunu da düşünüyor olabilir. Ayrıca Erdoğan’a yakın duran çok satan diğer gazeteler de Başbakan’ın bu sözlerini ilk sayfadan büyük gördü. Bir şey daha oldu: Çift isimli yazar Fehmi Koru, ya Başbuğ haklıysa, ya gerçekse söyledikleri, diye sordu... (Star, 10 Ocak). Koru’nun şu sözlerini de not edin: “Büyükanıt’ın da kapısı çalınabilir, geçmişte onun önünü kesmek için yapılanları bildiğim için de ‘kuşkum’ büyüyor..” Koru, kimi “hedef” alıyor? Birazdan söyleyeceğim. İktidar kanadı gazetelerinde, Başbuğ’un tutuklanmasına ikircikli yaklaşan yazarlar var. Şimdi madalyonun diğer yüzüne bakacağız. ??? 2) Başbakan’ın bu sözlerini, Zaman gazetesi ilk sayfasında alt solda küçük gördü... Bugün gazetesi birinci sayfasında (ekranda gördügüm kadar) hiç görmedi! Bu iki gazete de cemaatin borazanı. Bunlar Başbakan’ın sözlerini ve isteğini beğenmediler. Üstüne üstlük, savcılığın iddialarını tamamen doğruymuş gibi büyüttüler... Hele birisinin Ankara’da çalışan tetikçisi ekranlarda gürleyip duruyordu: “16 klasörü okudum, dosyayı okuyup öyle konuşun, delilleri görün, gazeteci dediğin araştırır, sonra konuşur...” Ama bu “büyük şahsiyet”, İnternet Andıcı dava dosyalarını bilen Başbuğ’un avukatının basit iki üç sorusuna bile yanıt veremedi. Savcı iddia ediyorsa doğrudur, yargıca ve savunmaya ne gerek var, düşüncesinde, iddiaları tam gerçekmiş gibi sunuyor... Savcılığın tetikçisi, yani! Çok ilginç bir olay seyrettim yine ekranda, hem de yakından! Bir eski hâkim avukat, Erdoğan’ın “tutuksuz yargılansınlar” sözünün yargıyı etkileme olduğunu söyleyerek “nerede Erdoğan hakkında da fezleke düzenleyecek cesur bir savcı” diye bağırdı! Anladım ve baktım ki, bu da cemaatten... Cemaat, Erdoğan’ı derdest edecek ama şimdi ne yeri ne zamanı! ??? Şunu söylüyorum. Adalet mekanizması, özellikle Ergenekon, Balyoz, Odatv gibi siyasi davaları esas yönlendiren, cemaat. Duruma hâkim onlar. Hukukta kilit noktalar, zincirleme tepeye doğru cemaatin elinde gözüküyor. Başbakan’ın borusu burada ötmüyor. Adalet Bakanı, Erdoğan’ın adamı mı, yoksa ne? Bir hukuk uygulaması çığırından çıktıysa, Başbakan rahatsızsa ama hiçbir şey yapamıyorsa, çaresizse?! Mekanizma ise bildiği ve yönlendirildiği gibi çalışıyor, Türkiye’yi tamamen bir “karar hukuk”, antidemokratik, hukukun ruhuna aykırı uygulamalarının merkezi yapıyor! İktidarın AKP kanadı, ordu ile normalleşmeye gitmek isterken cemaat kanadı, ellerine geçirdikleri devlet güçleriyle, orduyu tamamen yıkmak istiyor. Şüphesiz bu yorumlar, Başbakan’ı aklamak amacını taşımıyor. Türkiye’yi saran büyük gerilimin, isterseniz siz buna trajik bir dram deyin, baş sorumlusu Başbakan’dır. Yönetemeyen bir iktidarın başıdır... Cemaatin bütün uygulamalarından da sorumludur ve bunun faturası ona kesilmiştir. İktidarı bölüştüğü ortağı, o noktaya geldi ki, Başbakan’ı “kuklalaştırabilir.” Verdikleri desteğin, birlikte “başardıklarının” diyetinin bu olduğunu düşünüyorlar. ??? Yukarıda Koru’nun cümlesine gelince: Cemaati ve cemaatin hukuku yönlendirmesini kastediyor şüphesiz. Büyükanıt hakkında, Genelkurmay Başkanlığı seçimi öncesi başlayan yoğun karalama, tamamen cemaatin malıydı! Koru, cemaatAKP ayrımını net yapıyor (zaten Zaman’da barınamadı, kapağı Star’a attı!). Erdoğan istemez ama cemaat Büyükanıt’ın kapısına dayanmakta kararlı... Tetikçi de bunu söylüyor. Erdoğan’ın, “partim” dediklerinden, yani üst yönetim kadrosundan, kimlerin ihanet içinde olacağı konusunda bir iddiaya girmeyeceğim. Ama AKP’de derin bir parçalanma / hesaplaşma olacağı kesin. Baş aşağıya gidiş kaçınılmaz olarak başlamıştır. Cemaat de bu kaderden kurtulamayacaktır, tetikçiler de... >>> Yatakhane koğuşundan Silivri’ye ANKARA Ergenekon, Balyoz ve Andıç davaları nedeniyle bugüne kadar 58’i muvazzaf, 81’i emekli olmak üzere toplam 139 general ve amiral tutuklanarak cezaevine konuldu. Andıç davası kapsamında tutuklanan, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, cezaevinde bulunan en yüksek rütbeli subay unvanına sahip. Başbuğ’un tutukluğa itiraz talebi reddedilirse, Ergenekon Davası’ndan ikinci kez tutuklanan okuldan devre arkadaşı emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile birlikte aynı koğuşu paylaşması bekleniyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde arka arkaya yaşanan tutuklama olaylarında yalnızca Tümgeneral Mustafa Bakıcı firar etti. İki muvazzaf orgeneralin yargılandığı davalarda, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek ile eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına da tutuklandı. Eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur ise sağlık gerekçeleriyle tutuksuz yargılanıyor. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Örnek ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı Fırtına, Balyoz davasının tutuksuz yargılanan sanıklarındandı. Ancak daha sonra 163 sanık hakkında çıkarılan tutuklama ve yakalama kararı bu iki komutan için de geçerli oldu. Örnek ve Fırtına tutuklandı, böylece ilk kez kuvvet komutanları tutuklu sanıklar arasında yerini aldı. Örnek ve Fırtına’nın Yüce Divan’da yargılanma talebi mahkeme heyeti tarafından reddedildi. B aşbuğ’un da tutuklanmasıyla cezaevlerinde Genelkurmay Başkanı’yla, kuvvet ve ordu komutanlarıyla tastamam bir ordu oluştu. Ergenekon, Balyoz ve Andıç davaları nedeniyle 139 general ve amiral tutuklandı. Başbuğ’un tutukluluğa itiraz talebi reddedilirse okuldan devre arkadaşı emekli Orgeneral Tolon ile birlikte aynı koğuşu paylaşması bekleniyor. ÜST DÜZEY KOMUTANLAR Silivri’de yatan üst düzey general ve amirallerin isimleri ise şöyle: Emekli Oramiral Özden Örnek, Emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, Emekli Orgeneral Şener Eruygur (Sağlık gerekçesiyle tutuksuz yargılanıyor), Orgeneral Çetin Doğan, Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Orgeneral Şükrü Sarıışık, Orgeneral Ergin Saygun (GATA’da tedavi görüyor), Emekli Korgeneral Engin Alan (MHP’den milletvekili seçildi), Korgeneral Metin Yavuz Yalçın. A 2 muvazzaf orgeneral var Balyoz soruşturmasının sonraki aşamalarında da tutuklamalar devam etti. Yüksek Askeri Şura üyesi Orgeneral Bilgin Balanlı ile GATA’da tedavi gören EDOK Komutanı Orgeneral Nusret Taşdeler haklarında açılan davalarda yargılanan en üst rütbeli muvazzaf subaylar. Halen Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 17 general, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 25 amiral, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 13 general ve Jandarma Genel Komutanlığı’ndan 3 general tutuklu bulunuyor. Ergenekon Davası’nda ise aralarında eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur ile Hurşit Tolon yargılanıyor. ndıç Davası kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadesinin alınmasının ardından çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanan Orgeneral İlker Başbuğ, Silivri Cezaevi yerleşkesine konuk olan son isim oldu. “Terör örgütü kurmak ve yönetmekten” tutuklanan Başbuğ, 6 gündür tutuklu bulunuyor. Başbuğ’un tutukluğa itiraz talebi reddedilirse, Erİbrahim genekon DavaFırtına sı’ndan ikinci kez tutuklanan devre arkadaşı Orgeneral Hurşit Tolon ile birlikte aynı koğuşu paylaşması bekleniyor. Başbuğ ve Tolon 1962 yılında Kara Harp Okulu’ndan birlikte mezun oldu. Okul yıllarında aynı çatı altındaki yatakhane koğuşlarını paylaşan ve 50 yıl boyunca mesleki anlamda birbirlerine rakip olan Tolon ve Başbuğ’un kaderi bu kez Silivri’de kesişti. Tolon 2005 yılında da 1. Ordu Komutanlığı görevini Başbuğ’a teslim ederek emekliye ayrılmıştı. İlker Başbuğ Hurşit Tolon İKİNCİ POYRAZKÖY DAVASI Özden Örnek Bilgin Balanlı Yakar: Tahliyemi istemiyorum HİLAL KÖSE DEMİR PARMAKLIKLAR ARDINDAKİ MUVAZZAF PAŞALAR H alen Hasdal ve Hadımköy’de yatan muvazzaf paşaların listesi ise şöyle: Orgeneral Bilgin Balanlı Orgeneral Nusret Taşdeler (GATA’da tedavi görüyor) Korgeneral Mustafa Korkut Özarslan Korgeneral Nejat Bek Korgeneral Yurdaer Olcan Korgeneral Korcan Pulatsü Korgeneral Ziya Güler Korgeneral Turgut Atman Korgeneral Rıdvan Ulugüler Korgeneral İsmail Hakkı Pekin Korgeneral Mehmet Eröz Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu Koramiral Kadir Sağdıç Koramiral Deniz Cora Koramiral Can Erenoğlu Tümamiral Fikret Güneş Tümgeneral Yalçın Ergün Tümgeneral Beyazıt Karataş Tümamiral Ahmet Sinan Ertuğrul Tümgeneral Hıfzı Çubuklu Tümgeneral Gürbüz Kaya Tümgeneral Halil Helvacıoğlu Tümgeneral Salim Erkal Bekta Tümgeneral Ahmet Yavuz Tümgeneral İhsan Balabanlı Tümgeneral Abdullah Dalay Tümgeneral Nurettin Işık Tümgeneral Hasan Fehmi Canan Tümgeneral Bekir Memiş Tümgeneral İsmail Taş Tümamiral Mücahit Şişlioğlu Tümamiral Erdem Caner Bener Tümgeneral Bülent Kocababuç Tümgeneral Nedim Güngör Kurubaş Tümamiral Ali Semih Çetin Tümamiral Ramazan Nejat Cem Gürdeniz Tümamiral Soner Polat Tuğgeneral Kasım Erdem Berk Tuğgeneral Ali Aydın Tuğgeneral Gökhan Gökay Tuğgeneral Bulut Ömer Mimiroğlu Tuğgeneral Hakan Akkoç Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu Tuğamiral Ahmet Türkmen Tuğamiral Turgay Erdağ Tuğamiral Mehmet Fatih İlğar Tuğamiral Cem Aziz Çakmak Tuğamiral Levent Erkek Tuğamiral Levent Görgeç Tuğgeneral Mehmet Eldem Tuğgeneral Mustafa Erhan Pamuk Tuğamiral Fahri Can Yıldırım Tuğgeneral Kubilay Baloğlu Tuğamiral Şafak Yürekli Tuğamiral Alaeddin Sevim Tuğamiral Nadir HaMehmet kan Eraydın Tuğamiral Ali Sadi Ünsal Tuğamiral İsmail TayOtuzbiroğlu lan Tuğamiral Serdar Okan Kırçiçek. İkinci Poyrazköy davasında savunma yapan İstihbarata Karşı Koyma (İKK) Kısım Amiri Binbaşı Kemalettin Yakar, fazla malzemeleri, askeri emir ve talimatlara aykırı olarak yer karolarının altına koyduğunu ifade ederek “İstismara açık bir ortam oluşturarak bu davalarla ilgili süreçte sözde yeni delillerin bulunmasına sebebiyet verdim. Bunun vicdani rahatsızlığını 12 aydır yaşamaktayım. Bu davalara konu olan dijital belgeleri ise savcılıkta ilk kez gördüm” dedi. Deniz Kuvvetleri Komutanı Yardımcısı Koramiral Kadir Sağdıç, Kurmay Albay Ali Türkşen’in de aralarında bulunduğu 10 sanığın yargılanmalarına devam edildi. 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki oturumda tutuklu sanık Yakar, Emniyet’e gönderilen 2 ihbar epostasına göre, sözde fuhuş çetesiyle ortak hareket eden, askeri gizli belgeleri yabancı istihbarat servislerine pazarlayan, yasadışı sol örgütlere bilgi aktaran, bombalama faaliyetlerini azmettiren ve PKK’liler tarafından faaliyetleri desteklenen bir subay olarak gösterildiğini belirterek “Beni bu şekilde gösteren kişi veya kişileri, bu vicdansızları lanetliyorum. Bu ihbar mailinin faili bulunsun” diye konuştu. Fazla ve imha edilecek malzemeleri koyduğu bölmenin, binanın hemen hemen tüm katlarında olduğunu, yer sıkıntısı nedeniyle depo olarak kullanıldığını ifade eden Yakar şöyle devam etti: “Dijital belgelerin kim tarafından yerleştirildiğini bilmiyorum. Ancak beş parmağın beşinin de bir olmadığının kanıtının, çok acı olarak yaşandığını görüyorum” diye konuştu. Tahliye talep etmediğini söyleyen Yakar, “12 aydır çektiğim vicdan azabını daha da arttırmayın. Hasdal’daki komutanlarımın ve silah arkadaşlarımın yanına dönmek istiyorum” dedi. Kadir Sağdıç’ın avukatı Hüseyin Ersöz, dosyanın onaylı örneğinin Askeri Yargıtay Başsavcılığı’na gönderilmesini istedi. Bu davalardaki görev tartışmaNusret sının İlker Başbuğ’un tutuklanmasıyla yeTaşdeler niden tartışıldığına dikkat çeken Ersöz, “Başbuğ, Anayasa Mahkemesi’nde yargılanırsa, görev konusunu yine tartışacağız. Askeri Yargıtay Başsavcılığı, görev uyuşmazlığı görürse dosyayı Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderebilir” Kadir dedi. Ersöz’ün talebi 2 gün içinde karara Sağdıç bağlanacak. Dava 9 Nisan’a ertelendi. Gürbüz Kaya Gazeteci Ulus’un tahliyesi istendi İstanbul Haber Servisi KCK operasyonuyla tutuklanan Vatan gazetesi muhabiri Çağdaş Ulus’un avukatı Hüseyin Ersöz, tahliye talebiyle İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Ersöz, Ulus’un bir haberinin de asılı olduğu Emniyet Müdürlüğü’ndeki basın panosunun fotoğrafını dilekçesine ekledi. Ulus’un KCK’nin Basın Komitesi’ne bağlı faaliyette bulunduğu iddiasıyla tutuklandığını anımsatan Ersöz, “Müvekkilime polisin ve savcılığın gösterdiği delillerin tamamı özel hayata ilişkin ve gazetecilik faaliyetleriyle ilgili” dedi. Ersöz şunları söyledi: “Haberleri arasında terör örgütü PKK aleyhine kaleme alınmış sayısız haberler yer alıyor. Çağdaş’ın, Emniyet’teki basın panosunda, ‘Rüşvetin TSE’li Belgesi’ isimli haberi asılı durumda. Haberde, Mali Şube’nin operasyonu ele alınıyor. Emniyet’in bir biriminin Çağdaş’ı polis dostu, diğerinin düşman ilan etmesi suçlamaların gerçekdışı olduğunu gösteriyor.” Ersöz, Çağdaş Ulus’un Kocaeli 1 No’lu F Tipi Müdürlüğü’ne dilekçe vererek KCK tutuklularından ayrı kalmak istediğini söyledi. Ergenekon’da 16 tutuklu hücrede ? Adalet Bakanı Ergin, Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın tek kişilik hücrede 319 gündür tutulmasına gerekçe olarak “güvenlik riski” ve “sanıkların suç türlerini” gösterirken toplam 45 tutuklu sanığın bulunduğu davada 16 sanığın “tek kişilik odalarda kaldığını” açıkladı. MAHMUT LICALI ANKARA Adalet Bakanı Sadullah Ergin, gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın tek kişilik hücreye nakledilmesi hakkında CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in 2 Mart 2011 tarihli soru önergesine 12 Haziran genel seçimlerini bahane ederek yaklaşık 11 ay sonra yanıt verdi. Ergin, Ergenekon davası kapsamında aralarında Balbay’ın da bulunduğu 28 Şubat 2011 tarihinde tutuklu bulunan 54 sanığın Silivri 4 ve 5 No’lu cezaevlerinden inşaatı henüz tamamlanmadan Silivri 1 No’lu Cezaevi’ne nakledilmesini “güvenlik ge C MY B C MY B yapıldığını belirtti. Ergin, kampusta iki tane yeni infaz kurumunun açılmasının ardından Balbay ve diğer tutukluların nakil işleminin “ceza infaz kurumlarının düzeni” ve “güvenlik durumları gözetilerek” yapıldığını ifade etti. Ergin, daha önce gazeteci Tuncay Özkan ile aynı odada kalan Balbay’ın tek kişilik hücreye gönderilmesini ise “tutuklu sanıkların suç türlerine” ve “taşıdıkları güvenlik riskine” göre ayrı odalarda barındı rekçesiyle” rılmasını düzenleyen Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a dayandırdı. Ergin, aralarında husumet bulunanlar ile iştirak halinde suç işlemiş olanların aynı odalarda barındırılmayacaklarının ve birbirleriyle temas etmelerini engelleyecek tedbirlerin alınacağının da yasada hüküm altına alındığını ifade etti. Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan sanıkların tek kişilik odalarda tutulmasını yasaya dayandırırken birinci ve ikinci Ergenekon davaları kapsamında tutuklu olan toplam 45 sanıktan 16’sının tek kişilik odalarda kaldığını açıkladı. Ergin, Balbay’ın tek kişilik tutulduğu odanın hücre olmadığını savundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle