17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 2 EYLÜL 2011 CUMA 2 SON ayların Türkiye’sinde ortalama eğitimli insanları bile hayrete düşüren gariplikler yaşanıyor. Örneğin, sanki bir yabancı devlet askerinin işgalinden yeni kurtulmuş bir ülkeymişiz gibi acayip bir hava estirilmek istendi bazı çevrelerce. Neymiş, “askeri vesayet” sona erdiriliyormuş. Ya “vesayet” kavramının ne olduğu bilinmiyor ya da sanki ille kusulması gereken bir siyasal hınç varmış da onu kusma zamanı gelmiş gibi davranılmakta. Ama söyleyin Allahaşkına, bunu yapmak için eşi emsali görülmemiş bir büyük zaferini kutlandığı günler mi seçilir? Neymiş, 30 Ağustos’un kutlama törenlerinde askeri unsur fazla ağır basmış, bundan sonraki törenlerde tankların topların yığınla geçişi olmayacakmış. Böylesi, gözdağı verme anlamına geliyormuş. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER düşünülebilir. Ama askerin kendi önerisiyle de olsa, değişiklik tam tebrik haftasında mı uygulanmaya başlanmalıydı? aşka birçok olayla da yaşadık ki, toplumca ortak bir kusurumuz var: hoyratlık. Hangisi olursa olsun, her kararı alırken ve uygularken en az incitici, yaralayıcı yolu seçmek yerine en onur kırıcı ve hırpalayıcı yöntemi seçmekte üstümüze yok. Ne yazık ki, medyanın bir bölümü de, incinmeleri giderme, kırgınlıkları onarma ve gönül alma yerine yaralara tuz basma, hatta hınç alma havasına katılma küçüklüğünü gösterebiliyor. Bu ağır kusurumuzu hiç değilse zamanlama hesaplarıyla ve toplumsal eşref saat kollamalarıyla hafifletme becerisini gösterebilmeliydik. Bu 30 Ağustos, üstelik bir Şeker Bayramı haftasında, tersine zamanlama açısından da üzücü olmadı mı? B CHP Ana Muhalefet Partisi Olarak Yeterli mi? IIIProf. Dr. Hakkı KESK N Siyaset Bilimci Gariplikler normalleşmesi, askerin Tamam, askersivil ilişkilerinin eğitiminde, yönetiminde, kuralların uygulanmasında yanlışlar varsa onların elbet düzeltilmesi ve yasaların değiştirilmesi gerekir. Ama bu düzeltmelerin ve gerekli değişikliklerin bilmem kaç maddelik uzun listesini yapıp ilan etmek için askerin kazandığı bir zaferin bayram günleri mi seçilir? Elbet Zafer Bayramı kutlamalarının kabul merciini anayasa kurallarına gecikmiş bir yorum getirerek değiştirmek de A na muhalefet partisi olarak CHP’nin daha çok gündemi belirlemesi gerekirken, aksine AKP gündemi yapay konularla belirlemekte ve CHP büyük ölçüde bu oyuna gelmektedir. Oysa CHP, halkı günlük yaşamlarında sürekli tedirgin eden konuların üzerine ısrarla gitmeli, gerekirse bunlara de mokratik yollarla geniş kitlelerin katılımını sağlamalıdır. İki örnekle bu eleştirimi somutlaştırmak istiyorum. Japonya’daki büyük deprem, tsunami ve atom santralı faciasının ertesi günü Başbakan Erdoğan Rusya ile 20 milyar dolarlık atom santralı anlaşması imzaladı. Dünya kamuoyunda son derece büyük tedirginlik yaratan bu büyük felaketi görmezlikten gelen bu politikayı, CHP kıyasıya eleştirmeli ve bunu Türkiye’nin ana gündem konusu yapmalıydı. Türkiye bakımından bir dizi sorunu beraberinde getiren bu olay karşısında bir iki cılız çıkış dışında CHP’den gerekli tepki gösterilmeyişini anlamak olası değildir. . Oysa Japonya felaketi tüm Batı Avrupa ülkelerinde köklü bir enerji politikası değişikliğine gidilmesine yol açtı. Enerjisinin önemli bir kısmını atom santrallarından sağlayan Almanya’da Merkel hükümeti bu felaket sonrasında ve özellikle iki eyalette uğradığı büyük seçim kaybı nedeniyle, daha önce izlenen politikasının aksine, yeni bir yasaya imza atarak 10 yıl içerisinde tüm atom santrallarını kapatacağına ve doğan enerji eksiğini yenilenebilir enerji olan rüzgâr ve güneş enerjisiyle karşılayacağına karar vermiştir... Çoğu Batı Avrupa ülkesinde benzer politik değişikliklere gidilirken bunun tersine hareket etmek isteyen İtalya Başbakanı Berlusconi yapılan halkoylamasında büyük bir yenilgiye uğramıştır. Türkiye gaz ve petrol ithalatı bakımından Rusya’ya zaten aşırı düzeyde bağımlıyken, bir de Mersin’de fay hattına yakın bir yerde atom santralı kurma projesiyle bu ülkeye bağımlılığını daha da arttırması, asla kabul edilir bir politika olamaz. Batı Avrupa ülkeleri, gaz ve petrol enerjisinde Rusya’ya olan bağımlıklarını azaltma amacıyla, AzerbaycanTürkiye üzerinden Avrupa’ya, Türkmenistan, Kazakistan, Azerbaycan ve belki’de Irak ve İran gazını taşıyacak olan NABUCCO projesine büyük önem vermektedirler. Avrupa’nın enerji gereksiniminin önemli bir kısmının BakuCeyhan ve gelecekte NABUCCO projesiyle Türkiye üzerinden sağlanması, Türkiye’nin bu konudaki önemini de büyük ölçüde arttıracaktır. Türkiye bakımından son derece önmli olan ve AKP tarafından gerektiğince üzerinde durulmayan bu projenin ivedi olarak yaşama geçirilmesinde CHP’nin ana muhalefet partisi olarak gerekli girişimlerde bulunduğu söylenemez. CHP seçmenler için yenilenebilir enerji politikalarının partisi olmalıdır! CHP, ülkenin en önemli sorunlarından birisi olan enerji sorununu çözmek için, yenilenebilir alternatif enerji kaynaklarını, özellikle de güneş, rüzgâr ve jeotermal enerjiyi gündeme taşıması, yasa önerilerinde bulunması gerekirken bu alanda son derece yetersiz kalmıştır. Enerji politikaları tüm ülkelerin en önemli konuları arasında yer almaktadır. CHP gecikmeksizin bu konu üzerinde önemle ve ısrarla durmalı, gerekirse bu konuda halkın sivil direnişine katkı sağlamalıdır.. AKP ülkemizin son derece zengin olduğu özellikle güneş enerji politikasını tamamen ihmal ederek, Türkiye’nin dışa bağımlılığını daha da arttıracak olan atom enerjisine yönelmesi karşısında, CHP’nin bu konuyu kararlılıkla siyasi gündeme taşıması ve özellikle de bölge halkını atom santralına karşı seferber etmesi gerekirdi ve gerekmektedir. Atom enerjisine sahip ülkeler, son derece riskli olduğu artık kanıtlanmış olan bu bela teknolojiden kurtulma çareleri ararken, deprem bölgesinde bulunan ve bu nedenle de Türkiye için büyük riskleri taşıyan atom santrallarına karşı CHP, kendi alternatif politikalarıyla gündeme oturabilmeliydi. Bu büyük eksikliğini CHP ivedi olarak gidermelidir. Bilindiği gibi Türkiye’nin dış ticeret açığının çok büyük bir kesimi enerji ithalatından kaynaklanmaktadır. Yenilenebilir yerli enerji kaynağı, ülke ekonomisine büyük rahatlık sağlayacaktır. Kamuoyunda yeniden gündeme gelen bir diğer konu, Hollanda’nın uluslararası kimya maddeleri üreten firmasının, zehirli ve patlama riski olan atıklarını deprem bölgesi Yalova yakınlarına depolama projesidir. CHP Yalova milletvekili ve grup başkanvekili Sayın Muharrem İnce’nin tepkisi dışında, bu son derece önemli olay üzerinde CHP’nin yeterince durmamasını da anlamak olası değildir. Muhalefet bu türden güncel konularla gündemi belirleyebilir ve kamuoyunu yanına çekebilir. CHP tüm olanaklarını seferber ederek Türkiye’nin herhangi bir yerinde başka ülke sanayi atıklarının depolanmasına asla izin vermeyeceğini, gerekirse halkı seferber edeceğini, girişimleriyle kanıtlaması gerekirdi ve gerekmektedir. CHP artık daha fazla zaman kaybetmeksizin, son seçimde de istenen sonucun bir hayli altında neden kalındığını özgüvenle araştırmalı, tartışmalı ve yeniden yapılanmaya giderek, parti içi demokrasiye işlerlik kazandırarak kendini gelecek seçimlerde iktidar partisi olmaya hazırlamalıdır. CHP seçimlerde istenen oyları alamıyorsa bunun suçunu seçmende değil kendi politikalarında aramalıdır! Unutulmamalıdır, ki AKP’nin seçimlerde kazandığı başarı, AKP’li belediyelerin bir çoğunda gösterilen başarılı çalışmalardan da kaynaklanmaktadır. CHP’li belediyelerin, daha iyi çalışmalarıyla, daha dürüst ve temiz politikalarıyla kendilerini kanıtlamaları, böylece de CHP hakkında kamuoyunda beklenen imajı sağlamaları gerekmektedir. Bazı CHP’li belediyelerin bu olumlu imajı veremediklerine ilişkin eleştiriler, gündemde yer almaktadır.. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle