17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 EYLÜL 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA HABERLER Cezaevinde bulunan gazeteci Soner Yalçın, Silivri Cezaevi’nden “Ey savcılar, hâkimler, Adalet Bakanı, Güngör Hanım ölüyor. Bir kez eşinin gözlerine bakarak veda etmesine izin verin, merhamet edin” çağrısında bulunmuştu. Ancak Doğan Yurdakul, kimseden minnet beklemediğini belirterek “Kimseden merhamet dilemiyorum. Kötü gün gelirse (cenaze) dilekçeyle başvuracağım. Yasal prosedür neyse hakkımda o uygulansın. Onun dışında bir şey istemiyorum” değerlendirmesini yapmıştı. 7 Batı’nın Yeni Sömürgecileri Sahnede Kuzey Afrika ülkelerine açılan Başbakan Erdoğan, Mısır ve Tunus’tan sonra bugün Libya’da olacak. Türkiye’nin eski imparatorluk topraklarında kurulmuş devletlerle yakından ilişki kurmasından Batı’nın; özellikle de Fransa, İtalya ve İngiltere’nin hoşnut olacağı beklenemez. Ama hoşnut olmamak başka bir şeydir. Yönetiminin değişmesi için iç isyanları teşvik etmekle kalmayıp NATO’yu dahi kullanarak aynı ülkenin yeraltı servetlerini bombalamak daha başka. Çünkü bu ikinci aşama, sadece o ülkenin servetlerine el koymayı hedef alır. Fransa ve öteki Batılı ülkelerin bu çirkin planına Türkiye’nin de alet edilmesini bu bakımdan onaylamak zordur. 19 Mart’ta, Libya altüst edildikten, fabrikalar atıl bırakıldıktan, petrol kuyuları ve özellikle rafineriler çalışamaz hale getirildikten sonra bu eylemin asıl failleri olan Sarkozy ve Cameron’un Erdoğan’dan bir gün önce Bingazi ile Trablusgarp’ta boy göstermeye kalkışmaları ilginçtir. Ve İtalya ile Fransa’nın, eski sömürgeci devletler olarak Kuzey Afrika’nın yeraltı kaynaklarını nasıl talan arzusunda olduklarının yeni kanıtlarıdır. O kanıtlar arasında, İngiltere’nin Libya’daki dondurulmuş varlıklarından 12 milyon sterlinlik bir bölümün üstündeki ambargonun kaldırılmasına yönelik Cameron tarafından verilmiş vaat de yer alıyor. Ülkedeki Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Mustafa Abdülcellil’in yabancı devletlerle yapılacak yeni anlaşmalarda önceliğin müttefik ülkelere verileceğini bildirdiğini ileten haberler, Türkiye’nin bu alandaki öncülüğünü yitirip yitirmediği konusunda kuşku uyandıracak mıdır? Erdoğan’ın temaslarından bugün gelecek bilgiler bu sorunun yanıtını verebilir. Yeni Libya’nın yeraltı kaynakları, bizim işadamlarımızın yanı sıra, Batılı ülkelerdekilerin de yakın markajı altında. Başbakan, Kuzey Afrika yarışına Batılı dostlarından bir adım geç başladı. Aradaki farkı kapatıp kapatamayacağını somut sözleşmelere imza atabilirse öğrenebileceğiz. Gezinin Ortadoğu ülkeleri açısından elle tutulacak en somut sonucu ise Libya’daki yeni yönetime, Müslüman Kardeşler örgütünün ya da Suudi Arabistan’ın kılavuzluk yapmasını önlemek olacaktır. Telefonda vedalaşan Doğan Yurdakul’a eşine son görevi için iki günlük izin çıktı Ve o kötü gün geldi... Ergenekon davası sanığı Prof. Mehmet Haberal 23 Ocak 2010’da vefat eden babasının cenazesine ve Balyoz davası sanığı emekli Korgeneral Engin Alan da 4 Temmuz 2011’de damadı Albay Yılmaz Çetin’in cenazesine katılamamıştı. Alan, cenazeye katılmak için herhangi bir başvuruda bulunmamıştı. Hükümlülere tanınan cenazeye katılma hakkı Nisan 2011’de yapılan yasa değişikliğiyle tutuklulara da tanındı. ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) Ergenekon davası kapsamında tutuklu gazeteci Doğan Yurdakul’un (65) eşi Güngör Yurdakul yaşamını yitirdi. Güngör Yurdakul’un cenazesi yarın toprağa verilecek. Avukatlarının başvurusu üzerine Odatv Genel Koordinatörü Doğan Yurdakul’a eşinin cenazesine katılma izni verildi. Yurdakul, eşiyle son görüşmesinde telefonda vedalaşmış, ancak tutuklu olduğu için eşini görememişti. Güngör Yurdakul, rahim kanseri nedeniyle tedavi gördüğü Ankara İncek Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde dün sabaha karşı yaşamını yitirdi. 10 yıldır kanser tedavisi gören Yurdakul, eşini cezaevinde ziyareti sırasında, gördüğü kemoterapi tedavisinin sonucu saçlarının dökülmesi nedeniyle peruk takmış, ancak cezaevi görevlileri aramalar sırasında peruğunu çıkararak onu ziyarete almışlardı. Güngör Yurdakul’un cenazesi yarın Kocatepe Camii’nde kılınacak öğle namazından sonra, Cebeci Mezarlığı’nda anne ve babasının yanına defnedilecek. Yurdakul’un avukatları Hüseyin Ersöz ve Serkan Günel, dün İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ne, uzun süredin kanser tedavisi gören Güngör Yurdakul’un ölüm raporunu sundu. Güngör Yurdakul’un Ankara’da toprağa verileceğine dikkat çeken avukatlar, 5275 sayısı yasanın 116. maddesinin ikinci fıkrasına göre, tutukluya, eşinin ölümü halinde cenazeye katılma izninin verileceğini anımsattılar. Doğan Yurdakul’un 65 yaşında olduğunu, iddianamede gazetecilik faaliyetleri nedeniyle suçlandığını belirten avukatlar, “Müvekkilimize eşinin cenazesine katılabilmesi için izin verilmesinde bir sakınca yoktur. Tansiyon, kalp rahatsızlıklarının bulunması çerçevesinde, cezaevi aracı içinde 6 saatlik uzun bir yolculuğa çıkması mümkün değildir. Cenazeye katılımının havayolu ile bu mümkün değilse bir ambulansla sağlanması gerekmektedir” dediler. Mahkeme, avukatların talebini kabul etti. 2 gün izin verilen Yurdakul, Refakatçi eşliğinde... uçakla ve dış güvenlik görevlisi refakatinde eşinin cenazesine katılabilecek. Avukatlar Vakfı Başkanı Uğur Yetimoğlu yaptığı yazılı açıklamada, “Bir tutuklunun yaşam mücadelesi veren eşiyle görüşmesini hak olarak görmeyenler, delilleri karartma ve kaçma şüphesini, yaşama hakkına ve insanlık onuruna tercih edenler… 12 Eylül faşizminde Baro Başkanımız Orhan Apaydın’ın tedavi amacıyla yurtdışına çıkmasına izin vermeyenlerle aynı safta, hukuk ve insanlık tarihinin kara sayfalarında yerlerini alanlar... Ne yazık ki vicdani kanaatinize göre karar verme yetkisi veren hukuk sizin önce bir insan olduğunuzu düşünmüştü” dedi. NTERNET ANDICI DAVASINDA IĞSIZ SAVUNMA YAPTI ‘Suçlamalar hayal ürünü’ İddianamede “Hayatın olağan akışına uygun olmayan” gibi değerlendir“İnternet Andıcı” davasında savunmelerle suçlamalar yöneltildiğine dikkat masını yapan tutuklu sanık eski 1. Ordu çeken Iğsız, “Olağan akıştan savcılaKomutanı ve Genelkurmay 2. Başkanı rın neyin olağan olduğunu anladığını emekli Orgeneral Hasan Iğsız, iddiadeğil, Genelkurmay Karargâhı’nda namenin Genelkurmay Karargâhı’ndaki olağan akışın ne olduğunu bilmek geişleyişi bilmeyen savcıların “hayal ürüreklidir. İddianamede, savcıların annü” suçlamalarını yansıttığını ifade etlayışlarına, hayal ürünlerine dayati. Iğsız “Mesnetsiz suçlamalar yapılnan suçlamalar var. Değerlendirmemıştır. Bu suçlamaları adil ve hukuka lerin eksik, yanlış ve tutarsız olduğu uygun olarak nitelendirmek mümortadadır” diye konuştu. kün değildir. İnternet uygulamaları Genelkurmay 2. Başkanlığı görevi sı1999 yılından beri kurasında “Andıç” emri verrumsal, resmi bir faamekle suçlanan GenelEmekli Albay Dursun kurmay 2. Başkanı, göliyettir” dedi. Davaya İnternet AnÇiçek’in ıslak imzasının revleri hakkında verdiği dıcı iddianamesinin bilgilere itibar edilmediğini bulunduğu iddia edilen okunmasıyla başlandı. belirtti. Iğsız şunları söy“ rtica ile Mücadele 6 muvazzaf, 2 emekli ledi: “Zamanda tasarruf generalin “darbeye teiçin bağlı bulunan 7 daiEylem Planı” ile şebbüs” ile suçlandığı re başkanı, hazırlanan “ nternet Andıcı” iddianamenin okunmadosyaları parafe ederler davalarının birleştirilerek ve 2. başkana arz ederler. sı sırasında Dursun Çiçek “Bu propaganda, görüldüğü davanın dün 2. başkan bütün dosyaiddianame değil” diye ları okumak yerine pa34. duruşması yapıldı. tepki gösterdi. rafların tamam olup olEmekli Orgeneral Iğsız, 93 sayfalık İnternet madığını inceler.” suçlamaların adil ve Andıcı iddianamesinin ukuki değil’ okunması saat 16.30 sıhuhuka uygun ralarında 2 oturumda Savcıların yazısı üzerine olmadığını söyledi. toplam 10 saatte taGenelkurmay Başkanlımamlandı. ğı’nın “Andıcı”na ilişkin yasal işleyişi, kanun ve yönetmelikleri yıl şerefle taşıdım’ gönderdiğine dikkat çeken Iğsız, “Buna Askeri üniformayı 50 yıl boyunca şerağmen andıç çalışması ‘gayri hukuki’ ref ve gururla taşıdığını belirten Iğsız, gibi gösterilmiştir” dedi. Iğsız,“Aske“Meslek yaşamımın sonunda terör ri müdahaleye zemin hazırlamak için suçlamasıyla yargılanıyorum” diye kara propaganda yürüttüğü” iddia konuştu. TSK’nin en üst kademelerinde edilen internet sitelerinin 1999’da uygörev yapan askerlerin itibarlarının hiçe gulamaya konulduğunu belirterek “9 sayılarak suçlandıklarını belirten Iğsız, yıl süreyle hiçbir suçlamaya muhatap “Tutuklu yargılamayla peşin cezaolmayan uygulama illegal olarak nilandırma yapılmaktadır” dedi. telenmektedir” dedi. HAT CE TUNCER TGC BAŞKANI ER NÇ: ‘Tutuklanan isimler hep aynı görüşten’ ‘Kıdem tazminatı emeğimiz’ stanbul Haber Servisi D SK’e bağlı Genel ş Sendikası yönetici ve üyeleri AKP’nin kıdem tazminatlarıyla ilgili düzenlemesini yürüyüşle protesto etti. Sendika üyeleri, yürüyüş sırasında “Kıdem tazminatı güvencemizdir, güvencemizi yok ettirmeyeceğiz” pankartı açtı,“Kıdem tazminatı emeğimizdir”,“ şçiyiz haklıyız kazanacağız”,“Hükümet yasanı al başına çal” sloganları attı. Beşiktaş Belediyesi önünde dün toplanan sendika üyeleri polis kordonu eşliğinde AKP parti binasına dek yürüyerek AKP’nin politikalarını protesto etti. Genel ş Sendikası Avrupa yakası 1 No’lu Şube Başkanı Hikmet Aygün, “AKP iktidarı 9 yıllık süre içinde yaptığı icraatı ile ve ekonomide meydana gelen cari açıklarını biz işçilerin, emekçilerin sırtından kazanarak, alın terimizi çalarak kapatmak istiyor” dedi. Paksüt’ün izlenmesi davasında mahkemeye yeni yazı ‘H ‘50 O polis özel yetkiliye çalışmış ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ü izlemekle yargılanan polisleri, olay günü İstanbul’dan arayan emniyet müdürü Kubilay Akgün’ün Ergenekon soruşturmasını yürüten özel yetkili İstanbul Başsavcı Vekilliği’nde görevli olduğu ortaya çıktı. Osman Paksüt’ü yasadışı olarak izleyerek görevi kötüye kullandığı iddia edilen 1’i emniyet amiri, 2’si polis memuru 3 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, “dosyaya gönderilen HTS raporlarındaki iki görüşmede adı geçen, olay gün ve saatinde sanık Gökhan Ayhan ile iki kez görüştüğü” bildirilen emniyet görevlisi Kubilay Akgün konusunda, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazılan son müzekkereye yanıt verildiği bildirildi. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi’nden mahkemeye gönderilen yazıda, “Anılan personelin (Akgün), belirtilen tarihler arasında (15 Şubat9 Temmuz 2008) İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün herhangi bir biriminde geçici görevlendirme yapılmadığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca (CMK 250. maddeözel yetkili savcılık) İstanbul ilinde görev yapmak amacıyla geçici görevlendirildiği, idari ve özlük (izin, hasta sevk vb) işlemlerinin ise İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından yürütüldüğü bildirilmiştir” denildi. Bu da daha önce mahkemeye gelen yazıda, Akgün’ün Ergenekon soruşturması kapsamında görevli olduğu belirtilmişti. Son yanıt da Akgün’ün özel yetkili savcılığın emrinde olduğunu ortaya koydu. İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genel Başkanı Orhan Erinç, Türkiye’de her görüşten gazeteci yargılandığını, ancak tutuklu olarak yargılanan gazetecilerin hep aynı görüşten olduğunu söyledi. 4. Babıâli Günleri kapsamında düzenlenen “Medyanın Güncel Sorunları Paneli”nde konuşan Erinç, 1982 Anayasası’nda bugüne dek yaklaşık 70 maddede değişiklik yapıldığını, ancak ifade, basın ve vicdan özgürlüğü konularında adım atılmadığını belirtti. Erinç, “Bugün gazeteciliğin üçüncü plana atılmış olması, siyasetin ve ticaretin onun önüne geçmiş olması, yaşamakta olduğumuz sorunların başında yer alıyor” dedi. Gazetecilerin yazdıkları ve söyledikleri sözler hakkında 6 bin dolayında açılmış soruşturma olduğunu ifade eden Erinç, şunları söyledi: “Türkiye’de siyasal bakışı, yayın politikası açısından yargılanmayan gazeteci yok. Bunlardan bir bölümü suç işledikleri kesinleşerek mahkum edilmiş, ancak hükmün açıklanması ertelenmiştir. Yakın sürece gelene kadar tutuklu gazeteci yok deniyordu. Sonunda 67 gazetecinin tutuklu olduğu, ama terörist olarak yargılandığı açıklandı. Bur ortamda gazetecilik yapmak zor.” Milliyet gazetesinden Kadri Gürsel “Bugün endüstriyel medyada yazı işlerindeki esas yönlendirici duygu, masaya gelen bir haberin hükümetin menfaatlarına aykırı olup olmayacağıdır. Bu çok tehlikeli bir durum” diye konuştu. Yazgülü Aldoğan da iktidara karşı ters bir soru sorulduğu zaman çok sert tepkiler verildiğini bunun da tarafsız, bağımsız, cesur bir gazetecilik yapma şansını geride bıraktığını kaydetti. Maltepe Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Atilla Özsever ise muhalif basının çeşitli yollarla susturulduğunu söyledi. Otosansür sorunu Balbay için 1 milyon imza İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP İzmir İl Örgütü, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan İzmir milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın serbest bırakılması istemiyle imza kampanyası başlatıyor. Yarın saat 11.00’de Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda ilk imzaların atılacağı kampanyada, 1 milyon kişiye ulaşılması hedefleniyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle