17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 EYLÜL 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA HABERLER Mahkeme, ‘suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurduğu ve yöneticiliğini yaptığı’ sonucuna vardı 5 getirmektedir. Davayı uzak bir kente sürerek kamuoyunun dikkatinden kaçırmak isteyenlere karşı sessiz kalmak söz konusu olamaz. Hem davanın hem de her tür adaletsiz yargılama pratiğine ilişkin uygulamanın kamuoyu nezdinde gündemde tutulmasını sağlamayı, yurttaşlara karşı öncelikli sorumluluğum olarak görüyorum.” Susurluk’ta Ağar’a 5 yıl ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Susurluk davası kapsamında “Suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve örgütün yöneticiliğini yapmaktan” 5 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Mahkemenin bu kararıyla, 3 Kasım 1996’da Susurluk kazasıyla ortaya çıkan “devlet, siyaset, mafya” kirli ilişkilerinin açığa çıktığı örgütü Ağar’ın kurduğu ve yönettiği tescillendi. 2009 yılında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan davanın dünkü duruşmasında, kovuşturmanın genişletilmesi beklenirken sürpriz bir şekilde karar çıktı. Duruşmada, 1994’te infaz edilen DEP Ankara İl Başkanı Avukat Faik Candan’ın ailesi adına avukat Selçuk Kozağaçlı davaya katılma talebinde bulundu. Kozağaçlı, Candan’ın öldürülmesi olayını da içeren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü faili meçhul soruşturma MEHMET AĞAR: KEND MDEN EM N M, V CDANIM RAHAT Kararın ardından avukatı aracılığıyla açıklama yapan Ağar, “kendinden emin ve vicdanen rahat” olduğunu belirterek “Mahkeme kararlarında hüküm cümlesi şu sözle başlar, ‘Türk Milleti adına’. Bizim için o sözle başlayan cümlenin nasıl devam ettiği veya edeceği önemli değildir. Bizim âşık olduğumuz, bir ömrü adadığımız o kelimedir. Benden kimse buğz etmemi beklemesin” diye konuştu. sında Ayhan Çarkın’ın yaptığı itiraflara dikkat çekerek “Ayhan Çarkın, o dönem işlenen infazlardan Mehmet Ağar ve İbrahim Şahin’in bilgisi olduğunu söyledi. Candan’ı Ağar’ın başında bulunduğu çete katletmiştir” dedi. Kozağaçlı, ayrıca Ayhan Çarkın’ın tanık olarak dinlenmesini de istedi. Görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Kubilay Taştan, bu talebin reddini istedi. Taştan, özel yetkili savcılıkça yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Ayhan Çarkın’ın yargılama konusu iddianamede belirtilen olaylarla ilgili beyanının alınmasını da talep etti. Heyetin ara kararını açıklayan Mahkeme Başkanı Hasan Şatır, Candan ailesinin katılma talebi ile Ayhan Çarkın’ın tanık olarak dinlenmesi istemini oybirliğiyle reddedildiğini bildirdi. Bunun üzerine Savcı Taştan, dosyaya yeni bilgi ve belge girmediği gerekçesiyle daha önce verdiği esas hakkındaki görüşünü tekrar ettiğini kaydetti. ğar teşekkül oluşturdu’ Heyet, karar için duruşmaya 15 dakika ara verdi. Aranın ardından mahkeme heyeti, kararını açıklarken Mehmet Ağar’ın “Halk arasında korku, endişe ve panik yaratacak şekilde ‘A ammenin selameti aleyhine, kasten adam öldürme veya yağma ve yol kesmek cürümlerini işlemek amacıyla teşekkül oluşturarak teşekkül mensuplarının dağlarda, kırlarda, genel yollarda veya meskun yerlerde silahlı olarak dolaştıklarının” anlaşıldığını vurguladı. Mahkeme, Ağar’ı lehine olan 765 sayılı TCY’nin 313/23 maddeleri kapsamında cürüm işlemek amacıyla silahlı teşekkül oluşturmak suçundan 4 yıl hapisle cezalandırdı. Ağar’ın “silahlı teşekkülün yöneticisi olduğunun” anlaşıldığını belirten mahkeme, bu cezayı 765 sayılı TCY’nin 313/4 maddesi gereği yarı oranında arttırarak 6 yıla çıkardı. Mahkeme heyeti, son olarak sanık Ağar’ın duruşmada gözlemlenen hal ve tavırları ile sabıkasız oluşunu dikkate alarak cezayı 5 yıla indirdi. Ağar’ın bu cezaya karşı 7 gün içinde itiraz etme hakkı bulunuyor. Avukatlar, Yargıtay’a itiraz edeceklerini belirtti. Cezanın Yargıtay tarafından kesinleşmesi durumunda Ağar, İnfaz Yasası’na göre cezanın beşte ikisini yani 2 yılını içerde geçirecek. Dolunay, Demokrasi ve Hukuk... Hava öğle saatlerinde sıcak, akşamüzeri serin. Sonbaharın geldiğini Çankaya’da sokak aralarındaki kafelerin boş olmasından, çınar ağaçlarının sararmış yapraklarının kaldırımları kaplamasından anlıyorum. Meclis henüz açılmadı ama Ankara hareketli günler yaşıyor... MİTPKK kasetinin siyaseti gerdiği bir gerçek... CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “Kim şerefsiz” sorusu, AKP’li Atalay’ın “fırsatçı” diye yanıt vermesi, Doğan Yurdakul’un eşi Güngör Yurdakul’un ölümü, Hopa’da çevre eylemi sonucu gözaltına alınıp tutuklanan çevrecilerin Erzurum’da yargılanması, Başbakan Erdoğan’ın Mısır’da “Laiklikten korkmayın” demesi ve Müslüman Kardeşler Örgütü’nün tepkisi... Hopa’da “Dereler özgür aksın” eylemi ve Metin Lokumcu’nun biber gazı yedikten sonra kalp krizi geçirerek ölmesini hâlâ unutamadım. O acı yüreğimin derinliğinde yatıyor. 31 Mayıs’ta Başbakan Erdoğan Hopa’daydı... Çevreciler HES’lere karşı miting düzenlemişti. Olaylar çıktı. Gençler gözaltına alındı. Gençlerin çoğunluğu ÖDP’li ve Halkevleri üyesiydi... Amaçları Hopa halkının suyunu ve yaşamını savunmaktı. Metin Lokumcu öldü. Gençler Hopa’da gözaltına alındı. Yetmedi Ankara’da da operasyonlar yapıldı. Bazıları tutuklandı. Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı soruşturma kapsamında tutuklu bulunan 36 kişi hakkında takipsizlik kararı verdi. Sanıklardan yedi kişi hakkında “Hopa faşizme mezar olacak”, “Mahir, Hüseyin, Ulaş, kurtuluşa kadar savaş” gibi sloganları nedeniyle “örgüt propagandası” yapmaktan dörtbeş yıl hapis istemiyle dava açıldı. Duruşmayı izleyen CHP İzmir Milletvekili Musa Çam’la konuştum... Çam şöyle dedi: “Hopa’da vuku bulan ve yargıya taşınan bir olayın Erzurum Özel Yetkili Savcılığı’nca soruşturulması ve bugün Erzurum’da bu davanın görülmeye başlanması akla, gazeteci Metin Göktepe, Şerzan Kurt ve Uğur Kaymaz davalarını Savcı 1 yıl istemişti Duruşma savcısı Kubilay Taştan, 11 Kasım 2010’daki duruşmada, “Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” iddiasıyla 6 aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep etmişti. Mahkeme, eski TCY uyarınca Ağar’ın “müebbeden kamu hizmetlerinden yasaklanmasına” da karar verdi. Yani Ağar, cezası kesinleşirse milletvekilliği yapamayacağı gibi emniyet müdürlüğü ve valilik gibi bir göreve de getirilemeyecek. Savcının esas hakkındaki mütalaasında, Mehmet Ağar’ın, bulunduğu konum itibarıyla görev ve yetkisini suiistimal ederek Abdullah Çatlı ve Yaşar Öz’e takibattan ve yakalanmadan kurtulmalarını sağlamak için silah taşıma izin belgelerini düzenleyip verdiği, yurtdışına giriş ve çıkışları için yeşil pasaport almalarını sağladığı, silah taşıma ruhsatı alınmasında kolaylık göstererek birtakım soruşturmalara tabi kılındıkları halde işlem yapan emniyet güçleri üzerinde etkisini kullanıp takibattan kurtulmalarını sağladığı kaydedildi. Ağar, davaya konu İstanbul DGM Savcılığı’nın iddianamesine göre, MİT’in haber elemanı Tarık Ümit’in kaçırılması olayıyla ilgilenmemek ve teşekkülün faaliyetlerine göz yummak ile Kumarhaneler Kralı olarak tanınan Ömer Lütfi Topal’ın 28 Temmuz 1996’da öldürülmesi olayıyla ilgili ihbar üzerine İstanbul Emniyeti tarafından gözaltına alınan özel timciler Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz ve Ziya Bandırmalıoğlu’nun Ankara’ya sevk edilerek bırakılmalarını sağlamakla da suçlanıyordu. Ağar ayrıca, bu polisleri Sedat Edip Bucak’ın korumalığına vermesi ve İsrail’den alınan silahların ortadan kaybolmasından da sorumlu tutuluyordu. Benim ülkemde yaşamı, çevreyi savunanlar yargılanıyor... Benim ülkemde temiz hava, temiz su isteyenlere nokta operasyonları yapılıyor... Benim ülkemde siyanürlü altın çıkaranlara karşı direnenler “vatan haini” suçlamasıyla yargılanıyor... Kaç yıldır oluyor bunlar? Son 20 yıldır... Türkiye’de en büyük çevre hareketini 1980’li yılların ortalarında, dönemin Aliağa Belediye Başkanı Hakkı Ülkü’yle Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven başlatmıştı ve o eyleme on binler katılmıştı. Gerze’de, Kozak yaylasında, Fethiye’de, Köyceğiz’de sermayenin talan politikalarına karşı, HES’lere karşı, çokuluslu altın avcılarına karşı bir mücadele var. Önceki gece Bolu Dağı’nı tırmanırken dolunayı gördüm... Gökyüzünde ürpertici bir alev vardı sanki... Dün sabah çiçekli bir sabahın içinde uyandığımda, Doğan’ın eşi Güngör Yurdakul’un ölüm haberini aldım. Eşiyle son kez telefonla görüşmüştü Doğan. Odatv iddianamesini okuyorum... Şimdiye kadar iddianameden bir şey anlamadım. Bu ülkede gazetecilik yapmak, çevre eylemlerine katılmak “terör örgütü” üyesi olmaya yetiyor. Odatv iddianamesi ortada... Ama mahkeme 2.5 ay sonraya duruşma günü veriyor... Şimdi vicdanı olan yargıçlara, savcılara, siyasetçilere, yandaş, dindaş gazetecilere, hukukçulara soruyorum: “Bu bir vicdan yarası değil midir?” Soner, Ahmet, Nedim, Doğan, Barış ve diğerleri. Doğan Yurdakul’un acısı... İşkencenin, hapisliğin ne olduğunu çok iyi bilenlerden biri de benim! Bunu Başbakan Erdoğan’ın da bilmesi gerekir... Bir öç alma duygusuyla hukukun üstünlüğü, adalette eşitlik sağlanamaz... SÜHEYL BATUM: Erdoğan’ı övmek kurtarmadı CHP Milletvekili Süheyl Batum, “Mehmet Ağar ‘Recep Tayyip Erdoğan gibi başbakan olmaz’ diyordu, ama bu Susurluk davasından mahkum olmasına engel olmadı” dedi. İstanbul Haber Servisi CHP milletvekilleri dün Silivri Cezaevi önünde çadır eylemi yürüten Balyoz ve Ergenekon tutuklularının yakınlarını ziyaret ederek destek verdi. Balyoz davasında yargılanan askerlerin eş ve yakınlarının oluşturduğu “Vardiya Bizde Platformu”nun İşçi Partililerin de desteğiyle yürüttüğü “Bilgilendirme Çadırı” eylemcilerine CHP milletvekilleri Süheyl Batum, Ali Özgündüz ve Umut Oran destek ziyaretinde bulundu. Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın eşi Nilgül Doğan, emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk’un eşi İrem Kutluk’tan çadırlardaki etkinlikler konusunda bilgi alan milletvekilleri, davalar konusunda CHP’nin 1 Ekim’den itibaren daha aktif bir program uygulayacağını söylediler. Daha sona açıklama yapan Süheyl Batum, çadırlarda asılı olan “Tutuklu yargılamaya son”, “Özel Yetkili Ceza Mahkemeleri kaldırılmalı” yazılı dövizleri beğendiğini söyleyerek “Recep Tayyip Erdoğan veya AKP faşizminin gelirken kullandığı kurum bu özel yetkili mahkemeler” diye konuştu. CHP’nin “Vardiya Bizde Platformu”nun İşçi Partisi, TGB ile birlikte yürüttüğü eylemi desteklediğini ifade eden Batum, Almanya’da sosyal demokratların Hitler’e karşı direnmeyerek yanlış yaptıklarını anlattı. Batum, şöyle devam etti: “Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri’ni mutlaka kaldıracağız. Diktatör olmaya özenenlerle ‘iyi anlaşırsak, çok iyi davranırsak bizi görmezden gelirler’ diye zannedenler yanılgıya düştü. Bizi görmezden gelir diye zannedenlerin başına yavaş yavaş neler geldiğini görmeye başlıyoruz. Mehmet Ağar hiçbir şeyi görmezden gelip ‘Bizim misyonumuzu artık AKP yerine getiriyor.’ ‘Recep Tayyip Erdoğan gibi başbakan olmaz’ diyordu ama bu Susurluk davasından mahkum olmasına engel olmadı. Diktatörlerle ‘bana para veriyor, yediriyor içiriyor’ diye beraber olamazsınız.” CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, AKP’nin Türkiye’de demokrasiyi askıya aldığını vurgulayarak “AKP etik dışı ve orantısız baskı uyguluyor. Sivil toplum ve devlet kurumlarının yanı sıra yerel yönetimlere de baskı güç uygulamakta” dedi. CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgüz ise 25 yıl cumhuriyet savcılığı yaptığını söyleyerek “Geçen gün duruşmaları izledim. Böyle yargılama görmedim. Ya ben bu mesleği 25 yıl bilmeden yapmışım ya da başka bir ülkede yapmışım. Hukuk raydan çıkmıştır, rayına oturtulması gerekiyor” dedi. ‘Bin operasyon neden sorulmadı?’ Halk Cephesi üyeleri, Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nde Susurluk Davası’ndan yargılanan ve 5 yıl hapis cezasına çarptırılan eski çişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın “bin operasyon”dan sorumlu olduğunu belirterek yargılanmasını istedi. Ağar’ın yargılanarak aklandığını savunan Halk Cepheliler, “AKP’nin kontrgerillayı tasfiye edeceği aldatmacadır” dediler. stanbul Adalet Sarayı önünde dün sabah saatlerinde bir araya gelerek “Mehmet Ağar, bin operasyonun hesabını verecek”, “Devlet Susurluk’tur”, “Mehmet Ağar tutuklanmalıdır” pankart ve dövizleri açan Halk Cephesi üyeleri, “Adalet stiyoruz”, “Mehmet Ağar yargılansın” sloganları attılar. Grup adına açıklamayı okuyan Mehmet Güvel, Ağar’ın Susurluk Davası’ndan yargılandığını, ancak bu davada gerekli cezayı almadığını savunarak “Hiçbir savcı Mehmet Ağar’a bin operasyonu sormamıştır... Neden? Neyi gizlemek istiyorlar?” dedi. Güvel, AKP’nin kontgerillayı tasfiye edemeyeceğini, göstermelik yargılamayla iktidar tarafından kollandığını söyledi. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) HSYK 20 BÖLGEDE YAPTIĞI TOPLANTILARI RAPORLAŞTIRDI ‘Siyasi cinayetler araştırılsın’ CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, faili meçhul cinayetlerin TBMM’de kurulacak bir komisyonla araştırılması için önerge verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için araştırma önergesi verdi. Öztürk, dün TBMM Başkanlığı’na verdiği önergede, “Devlet, hiçbir siyasi cinayetin sırrını çözmemiş, sonunda Türkiye, adeta faili meçhul siyasi cinayetler mezarlığı haline gelmiştir” dedi. Devletin faili meçhul siyasi cinayetlere “seyirci” olmaktan çıkması ve yeni bir anlayışla olayları araştırması gereği üzerinde duran Öztürk, “Karanlık bölgelere ışık tutarak aydınlatacak ışık kaynağı da hiç şüphe yok ki TBMM’dir. Faili meçhul cinayetlerle ilgili soruların yanıtını bulmak, demokratik hukuk devletinin tarihsel görevidir” dedi. Öztürk, TBMM’de araştırma komisyonu kurularak başta yazar Sabahattin Ali, savcı Doğan Öz, gazeteci Abdi İpekçi, yazar Ümit Kaftancıoğlu, sendikacı Kemal Türkler, gazeteciyazar Uğur Mumcu, Prof. Muammer Aksoy, Doç. Dr. Bahriye Üçok, müzisyen Nesimi Çimen, şair Metin Altıok, gazeteci Metin Göktepe, gazeteci Cihan Hayırsevener, Cevat Yurdakul, Musa Anter, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu, Behçet Aysan, Hasret Gültekin, Turan Dursun, Sevinç Özgüner, Cavit Orhan Tütengil ve Hrant Dink olmak üzere tüm faili meçhul siyasi cinayetlerin teker teker masaya yatırılmasını istedi. Hâkim ve savcılar da ‘özel yetki’ istemiyor ya kadın ile maznun veya mahkumlardan biri arasında evlenme ANKARA Hâkimler ve Savcılar vukuunda koca hakkında hukuku Yüksek Kurulu (HSYK), 20’ye ya amme davası ve hüküm verilmiş ise kın bölgede hâkim ve savcılarla yap cezanın çektirilmesinin” tecil editığı toplantıların ardından “Yargıda leceği hükmünü getiriyordu. Durum Analizi” raporunu hazırladı. Hâkim ve savcıların maaşlarının Gelecek günlerde son şekli verilecek belirlenmesinde Anayasa Mahkerapor Adalet Bakanlığı’na sunulacak. mesi Başkanı ya da milletvekili maa56 sayfalık raporda, şu öneri ve be şı ölçüt olarak dikkate alınmalıdır. lirlemeler öne çıktı: Yargıtay üyeliğine adaylık için bir HSYK’nin halen Adalet Bakan sınav yapılmalı, bu sınavı kazananlar lığı’nın bir dairesi gibi olan görün arasından üye seçilmelidir. tüden kurtulması için Disiplin mahkemeAdalet Bakanı’nın kuHSYK tarafından leri hariç olmak üzere rula başkanlık etmesinsivil hazırlanan raporda, tüm mahkemelerörgütden vazgeçilmelidir. mahkeme olarak hâkim ve savcıların lenerek, askeri mahkeKurulun başkanı ya sembolik olarak Cummeler kaldırılmalıdır. özel yetkili hurbaşkanı olmalı ya da Silahlı olmayan örmahkemelerin kurul üyeleri seçimle gegüt suçlarında yetki hüklen hâkimlerden birini kaldırılması ve Adalet mü getirilmeli, bu tür başkan olarak seçmeliBakanı’nın HSYK’ye suçlarda görevlendiridir. başkanlık etmesinin lecek Türkiye Cumhu HSYK’nin Yüksek riyet Savcılığı kurulsonlandırılması Hâkimler Kurulu ve malıdır. Yüksek Savcılar Kurulu önerileri dikkat çekti. Adli tatil uygulaolarak ikiye ayrılması, ması yılın 2 ayına yaaksi halde şu anki haliyle kurulda sav yılmalı, temmuz ayında hukuk hâcıların belli oranda temsili sağlan kimleri, ağustos ayında ise ceza hâmalıdır. kimleri adli tatile ayrılmalıdır. Kurula Cumhurbaşkanı üye seç Yargıtay Daire sayısı arttırılmamemelidir. Hele hele Meclis hiç üye lıdır. seçmemelidir. Adalet Bakanı ve müs Yargıtay Cumhuriyet Savcılıteşarı üye olabilir, ama başkanı bakan ğı’nın sembolik olması, sadece Anaolmamalıdır. yasa Mahkemesi’nde görülecek da 15 yaşından küçüklere karşı rı valara bakması ve ceza dosyalarının dizaen cinsel ilişki suçlarının ceza rekt dairesine gitmesi sağlanmalıdır. miktarları düşürülmeli. Eski TCY’nin Özel yetkili mahkemelerin kal434. maddesindeki uygulama yeniden dırılması gerekir. hayata geçirilmelidir. Bu madde Duruşmalar sesli ve görüntülü sis“Kaçırılan veya alıkonulan kız ve temle kayda alınmalıdır. LHAN TAŞCI Nefret suçları yasası Dink cinayetinin tüm yönleriyle araştırılmasını isteyen CHP Milletetvekili Veli Ağbaba da yeni cinayetleri önlemek için ‘nefret suçları’ yasasının gündeme getirilmesini” istedi. CEMAATTEN ‘KARA L STE’ CD’S EMRE DÖKER İZMİR Fethullah Gülen cemaatine yakın kişilerin, örgütlenmeyi benimsemeyenlere karşı “kara liste CD’si” hazırladığı belirtildi. CD’nin, cemaatin ev toplantılarında katılımcılara izlettirildiği vurgulandı. CHP İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır’ın, “tesadüfen” ellerine geçtiğini açıkladığı CD’de, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de aralarında bulunduğu birçok is min görüntüleri yer alıyor. Kılıçdaroğlu, milletvekilleri İsa Gök, Nur Serter, İlhan Cihaner ve il başkanı Bayır’ın da bulunduğu birçok ismin, farklı zamanlarda cemaate karşı yaptıkları konuşmaların tek bir CD’de toplandığı görülüyor. 35 dakika süren, çoğunluğu cemaate yakınlığıyla bilinen televizyonlardan alınan görüntülerin kurgulanarak sunulmasıyla oluşan kayıtta, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Yalçın Küçük’ün, sözde Ergenekon terör örgütüyle bağlantısı anlatılıyor. Türkan Saylan, Nur Serter, Necla Arat, Çağdaş Eğitim Vakfı Genel Başkanı Gülseren Yaşar’ın PKK’yle bağlantısı olduğu savlanıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle