26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AĞUSTOS 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA HABERLER Büyük depremden sonraki 12 yılın bol lafla geçtiğini söyleyen deprem bilimci Prof. Dr. Eyidoğan, orta ve ağır hasar raporlu binalarda hâlâ insanların yaşadığına dikkat çekti 9 Mezar evde yaşam ÖZLEM GÜVEML Side’de Zaman Bir yanda yüzlerce yıl öncesinden kalma bir kent, bir yanda kayalara vuran deniz, tam karşımızda batmakta olan güneş, arkamızda yeni doğan ay... Uzaklardan sanki eski zamanı hatırlatır gibi süzülerek geçen bir kalyon. Geçen hafta Side’deydim. Side 11. Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali’nde piyanist, besteci Burçin Büke’nin “Klasikten Caza” adlı konserinde konuk olarak ben de çaldım. Burçin Büke, Volkan Hürsever ve Deniz Dündar’la aynı sahneyi paylaşmanın keyfi bir yana, yukarıda söz ettiğim manzara da, Apollon Tapınağı’nda çalmak inanılmaz bir duyguydu. Berlin Senfoni Oda Orkestrası’ndan Emre Aydın’a, arpist Şirin Pancaroğlu’ndan Viyana Senfoni Yaylı Çalgılar Beşlisi’ne birçok önemli konser var festivalde. 17 Eylül’e kadar sürecek olan etkinlikler Side’nin eşsiz tarihi ortamında, Apollon Tapınağı’nda, antik tiyatroda bambaşka bir keyfe dönüşüyor. Belediye Başkanı Kadir Uçar ve sanat yönetmeni Remzi Buharalı on yılı geride bırakan ve yerli yabancı pek çok sanatçıyı ağırlayan festivalin Side’ye gelen turist kalitesini de yükselteceği inancındalar. Doğrusu daha önce de yazdığım gibi, her şey dahil turizmi sayesinde Türkiye’ye belki daha çok turist geliyor, ama bu tür turizmin kitlesel tanıtım dışında fazla bir getirisi olduğunu düşünmüyorum. Yine de yabancı turistlerin bizden çok daha fazla tarihi eserlere, antik kentlere, kazı alanlarına, müzelere meraklı olduğu açık. Biz çocuklara okullarda sıkıcı bir ders gibi okuttuğumuz tarihin izlerini, burnumuzun dibinde olduğu halde doğru dürüst gösteremiyoruz. Gelişen teknolojiyle, bu antik kentlerin, tapınakların, antik tiyatroların, yerleşimlerin üç boyutlu olarak tasarlanıp bu bölgelerde ya da en azından internette izlenebilmesi de özellikle çocuklar açısından daha verimli olacaktır. Dünü ve bugünü, üst üste katmanlar halinde sayısız farklı kültürü bira rada gördüğümüz, yaşadığımız dünyanın nadir zenginliklerine sahibiz. Ama pek çok yerde bu zenginlikler, bir keşmekeşin, uydurma hediyeliklerin, ucuz hatta korsan ticaretin, bölgenin mimarisine hiç de uygun olmayan yapılaşmaların arasında yeterince ortaya çıkamıyor. Belki de durmadan tarihimize ne kadar bağlı olduğumuzu anlatıp nutuklar atmak yerine artık bu eşsiz değerlerin bulunduğu bölgelere daha fazla eğilmek, yatırım yapmak ve özellikle kültürel, sanatsal çalışmaları desteklemek gerekiyor. CHP İstanbul Milletvekili ve deprem bilimci Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nden bugüne 12 yılın “durum tespiti yapmakla ve bol lafla” geçtiğini söyledi. Büyük depremi bekleyen İstanbul’da insanların 12 yıldır plansız ve denetimsiz konutlarda yaşamaya devam ettiğine dikkat çeken Eyidoğan, “Yıllar, İstanbul’a nüfus hücumunu ranta dönüştüren uygulamalarla, birilerine daha çok para kazandırma imkânlarını yaratmakla geçti. Yeni yapılanmalar da gelecek için sorun biriktiriyor” dedi. Prof. Eyidoğan, İstanbul’un bu şekilde depreme hazırlanamadığını vurgulayarak, “Kentteki sorunlu yapılar üç aşağı beş yukarı belli. Hızla bir kısmı yıkılıp yeniden yapılmalı. Kaynak bulmak kolay. Ama önce nerede olduğu bilinmeyen deprem vergilerini bulmak gerek” diye konuştu. Hasar yapıcı depremlerden sonra hızla yapılan hasar tespitlerinin her zaman tartışma konusu olduğunu ifade eden Eyidoğan, 1999 depreminden sonra da tespitlerle ilgili sorunlar yaşandığını anımsattı. Yapılan itirazlar üzerine bazı hasar tespitlerinin tekrar yapıldığını anlatan Eyidoğan, “Sadece Kocaeli merkezde ilk hasar tespitine göre yıkılmayan ağır hasarlı bina sayısı 58 idi. Bir kısmı itiraz etti, tekrar tespit yapıldı. 2. tespitte yıkılmayan ağır hasar alan yapı sayısı 39’a düştü. Ve şu an ağır hasar raporu alan 29 bina kullanılmaya devam ediyor” dedi. Eyidoğan, Türkiye’de hasar tepsit uzmanı sayısının yeterli olmadığını vurgulayarak, “Tespit sonuçlarındaki bu değişiklik teknik yetersizlikten de olabiliyor vatandaşın bazı talepleri üzerine de olabiliyor. Her bakımdan büyük bir sorun” diye konuştu. Eyidoğan, yapı stoğu daha büyük olan kentlerde büyük bir deprem ile karşı karşıya kalındığında hasar tespitlerinin çok tartışmalı olacağına dikkat çekti. İzmit merkezde orta hasar almış 300 binanın büyük bir bölümünün kullanıldığını ifade eden Eyidoğan, yasalara göre onarılıp güçlendirilmesi gereken bu yapıların bir kısmının mahkemelik çok az bir bölümünün de onarılmış durumda olduğunu kaydetti. Deprem bölgelerinde orta hasarlı yapıları kullananların canının bir sonraki deprem için daha büyük bir tehdit altında olduğunun altını çizen Eyidoğan, “İnsanların neden gözünü karartıp orta hasarlı binalarda oturdukları sosyolojik olarak incelenmeli... Büyük deprem yaşamış her kentte bu durum görülüyor. Enteresan ve güncel bir örnek Simav’da karşımıza çıkıyor. Ağır ve orta hasarlı binalar kullanılmaya devam ediyor” dedi. İstanbul’daki binaların depreme karşı ne kadar dayanıklı olduğunun büyük ölçüde bilindiğini anımsatan Prof. Eyidoğan, şöyle devam etti: “Depremde yıkılmayıp orta ve ağır hasar alan binaları ne yapacağız? 12 senede İzmit, Yalova, Düzce’de bu sorunu çözemedik. Bu sorunlar aynen İstanbul’a taşınacak. Çözemeyecekler çünkü yasal, finansal, hukuksal araçları yok, siyasi irade yok. 12 yıldır iktidar bu sorunları biliyor hükümet programlarına koyuyorlar. ‘Kentsel dönüşüm yapacağız’ diyorlar. Dönüşümü hangi imar yasası hangi hukukla yapacaksınız? Yol haritası belli deprem master planında tartışıldı. Ama 9 yıldır iktidarda olan AKP gerekli yasaları çıkaramadı.” Devede kulak Yarın 17 Ağustos 1999 depreminin 12. yıldönümü. 16 Ağustos’u 17 Ağustos’a bağlayan gece saat 03.02’de meydana gelen ve 45 saniye süren Gölcük merkezli 7.4 büyüklüğündeki deprem büyük acılara ve kayıplara yol açtı. Resmi verilere göre, 17 bin 480 kişi yaşamını yitirdi; 675 bin kişi evsiz kaldı. Bu büyük yıkım bilim insanları tarafından stanbul’u vuracak büyük depremin habercisi olarak görüldü. 30 yıl içinde olacağı tahmin edilen büyük deprem beklentisinin üzerinden 12 yıl geçti. Depremi en az hasarla atlatabilmek için yapılan çalışmalar “devede kulak” kaldı. Sessiz döneme aldanmayın stanbul Haber Servisi Türkiye Deprem Vakfı Başkanı Prof. Dr. Hasan Boduroğlu, deprem kuşağı üzerinde bulunan Türkiye’de son 12 yılda 6.4’ten büyük bir deprem yaşanmamasının şans olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirterek “Büyük deprem olmadan geçen bu sessiz dönemin rahatlığına kapılıp hazırlık ve risk azaltma çalışmalarını gevşetmemeliyiz” uyarısında bulundu. Boduroğlu, çıkarılan Yapı Denetimi Yasası’nın eksik yönlerinin bulunduğuna dikkat çekerek bunun büyük ölçüde mühendislik ve mimarlık hizmetlerinin hâlâ 1930’lardan kalma kanunla yürütülüyor olmasından kaynaklandığını kaydetti. Deprem yönetmeliğine mevcut yapıların değerlendirilmesi ve güçlendirilmesiyle ilgili bir bölümün eklenerek yönetmeliğin 2008’de güncellendiğini anımsatan Boduroğlu, “Yapı Denetimi Kanunu başlangıçta 19 ilde uygulanmaya konulmuş ve yetersiz olduğu görülmüştür. Bu nedenle bu yılın ocak ayından itibaren de tüm ülkede uygulanmaya başlanmıştır. Ayrıca Doğal Afet Sigortalar Kurumu (DASK) kapsamında konutlarda Zorunlu Deprem Sigortası 2000’de uygulanmaya konuldu. Ancak bu Bakanlar Kurulu kararıyla uygulanmaktadır, yani hâlâ bu bir kanun haline getirilmemiştir” dedi. Boduroğlu, Marmara Bölgesi’nde 1998 yönetmeliğinden önce yapılmış okul ve hastane gibi kamu yapıları ile sanayi tesislerinin, tehlikeli madde depolarının geçen süre içerisinde istenen hız ve oranda depreme hazır duruma getirilmediğini vurguladı. yatırımları yığdılar Eyidoğan, deprem açısından riskli olan Marmara Bölgesi’ne nüfusun dörtte birinin ve sanayi yatırımlarının yığılmasını da eleştirdi. Eyidoğan “1. derece deprem bölgesi olduğu için kültürel varlıkları, sanayiyi ve nüfusun büyük bölümünü buraya yığmakla ” büyük bir risk yaratıyorsunuz” uyarısında bulundu. Kentteki konut stoğunun fazlalılığına dikkat çeken Eyidoğan şunları söyledi: “Bu büyük yapılaşma performansı ortaya büyük bir sorun çıkardı: P ‘Plansız, kuralsız, denetimsiz, kaçak, ruhsatsız, estetikten uzak yapılaşma.’ Bundan sonraki süreç yanlış yerleştiğimiz konut alanlarının düzeltilmesi sürecidir. Bu da çılgın projelerle bir kenti başka yere taşıyarak olmaz. 2 Yakaya 2 kent projesi ile stanbul’u kuzeydeki yeşil alanlara mı taşımayı mı düşünüyorsunuz yoksa 15 milyon nüfusun yaşadığı deprem güvensiz kenti yerinde dönüştürmeyi mi düşünüyorsunuz? Zaten seçim yatırımı olarak ortaya çıkan rantçıların iştahını kabartacak popülist bir söylemdi sadece.” Riskli bölgeye Deprem planı yetersiz Eyidoğan Başbakanlık’a bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın bir yıldır üzerinde çalıştığı Ulusal Deprem Stratejisi Planı’nı da eleştirdi. Eyidoğan şu değerlendirmede bulundu: “Ağırlıklı olarak yer bilimciler ve mühendisler tarafından hazırlanan bir plan. Oysa deprem konusunda bir ulusal stratejinin hazırlanması, sosyal bilimciler ve plancıların da aynı oranda katılımını gerektirir. Genel olarak bu planda bölge şehir planlama kavramları yeterli değil. Zaten planı hazırlayan komisyonda bir şehir bölge plancısı yok. Strateji belgesi tespit ettiği sorunlar ve eylem planı başlıklarına göz atıldığında Türkiye’de kendisinden önce başka hiçbir çalışma yapılmadığını varsaymakta. Benzer başlıkları ve eylem alanlarını işaret eden Ulusal Deprem Konseyi Strateji Raporu’nu, Deprem Şurası Raporu’nu, Türkiye ktisat Kongresi Raporlarını, Kentleşme Şurası Raporlarını, TBMM Özel Komisyon Raporlarını, Sayıştay Raporlarını görmezden geliyor. Bu y bağlamda planın ‘yeni ve ilk kez’ sayılacak bir özelliği yok. Bu strateji ve eylem planı, mevcut durumun sürdürülmesini değil, hangi köklü değişikliklerin zorunlu görüldüğünün açıklamasını yapma yükümlülüğündedir. Eylem planı bu anlamda zaD yıf bir metin. ‘Deprem Güvenli Yerleşme’ kapsamında öngörülenler, planlı yerleşim kavramını ve risk sektörleri analizlerini bütünüyle göz ardı etmekte, yerleşmelerdeki riski yalnızca yapı (ve altyapı) sağlamlık derecesinin bir işlevi olarak tanımlamakta.” Hasar tespit sorunlu stanbul bekliyor Depremden en çok etkilenen kentlerden biri olan Kocaeli’nde 9 bin 477 kişi yaşamını yitirdi, 9 bin 881 kişi yaralandı, 35 bin 180 konut, 5 bin 770 işyeri yıkıldı. Kocaeli’nde 40 bin 757 konut, 6 bin 57 işyeri orta; 45 bin 86 konut, 6 bin 128 işyeri de hafif hasar gördü. Depremde stanbul’da da 454 kişi hayatını kaybederken 18 bin 162 konut oturulamayacak hale geldi. Uzmanların 30 yıl içinde stanbul merkezli 7 ve üzeri büyüklükteki bir depremde hazırlanan senaryolarına göre 3070 bin arasında can kaybı bekleniyor. Yapılan tüm tespit çalışmalarına karşın eyleme geçilemediği için insanlar depreme karşı korunaksız binalarda yaşamaya devam ediyor. Kayıplar anılıyor AHMET KURT 300 binada tehlike Siyasi irade yok KOCAELİ Kocaeli’de 17 Ağustos Deprem Anma Etkinlikleri programı belirlendi. Belediyeler başta olmak üzere birçok dernekte, deprem ile ilgili anma etkinlikleri düzenlenecek. Anma etkinliklerinin üssü daha önceki yıllarda da olduğu gibi yine Gölcük olacak. Gölcük Belediyesi tarafından yapılacak olan anma etkinlikleri Kavaklı sahilinde yapılacak. GÖLCÜK Kavaklı sahilinde bugün saat 21.00’de protokol konuşmalarıyla başlayacak olan anma etkinlikleri, Afet Kurtarma ve GESOTİM’e yeni katılan gönüllülerin yemin töreniyle devam edecek. Deprem resim sergisinin de gösterileceği Kavaklı’da, Kandilli’den gelen yetkililer depremle ilgili panelde konuşacak. Engelli yurttaşların sualtı dalış gösterisi yapacağı etkinlikler Mevlevi semah gösterisiyle devam edecek. Anma etkinliklerinin ikinci kısmı ise saat sabaha karşı 03.02’de yine Kavaklı sahilinde bulunan Deprem Anıtı önünde başlayacak. Burada yapılacak anma etkinliğiyle 17 Ağustos bir kez daha hatırlanmış olacak. KOCAEL Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği etkinlikler ise Kocaeli Fuar Alanı’nda saat 21.30’da, Galata Mevlevi Topluluğu tasavvuf müziği konseri ile başlayacak. Daha sonrasında ise Ömer Döngeloğlu sohbeti düzenlenecek ve Kuran okunacak. DER NCE Derince Belediyesi’nin etkinliğinde ise saat 20.45’te Çınarlı Deprem Şehitliği’nde Diyanet İşleri’nde görevli hocalar Kuran okuyacaklar. Yoğun bir katılım olması beklenen anma etkinliğinin saat 23.45’te okunacak duaların ardından sona ermesi planlanıyor. CHP 17 Ağustos depreminin yıldönümünde CHP de anma etkinlikleri düzenliyor. Bugün saat 16.00’da CHP İl Başkanlığı Toplantı Salonu’ndaki etkinlikte depremde hayatını kaybeden eski Merkez İlçe Başkanı Alpaslan Yayman’ın şahsında kaybedilen tüm partililer ve vatandaşlar anılacak. Toplantıya, CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Haluk Eyidoğan da konuşmacı olarak katılacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle