27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 AĞUSTOS 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA HABERLER 7 10 yıl önce 4 ismin liderliğinde kurulan AKP’de bugün teşkilata egemen tek isim var AKP’de tek patron Erdoğan ERDEM GÜL Denge 2007’de bozuldu 3 Kasım 2002’deki ilk seçiminde parti tek başına iktidar olurken Erdoğan, mahkumiyeti nedeniyle milletvekili ve dolayısıyla başbakan olamadı. Erdoğan, Genel Başkan olarak partide kaldığı bu dönemde AKP’nin ilk hükümetini Gül kurdu. Bu dönemde denge Arınç’ın TBMM Başkanı, Şener’in de Başbakan Yardımcısı olması şeklinde kuruldu. AKP’nin kuruluşundaki denge, 2007 seçimleri öncesinde Gül’ün adaylığı nedeniyle cumhurbaşkanlığı seçimlerinde krizle birlikte bozulmaya başladı. Şener, Erdoğan ve AKP yönetimiyle köprüleri atarak milletvekili adayı olmadı. Erdoğan, 2007 seçimlerinde milletvekillerinin yarıdan fazlasını çizip, AKP’nin kuruluş sürecinde teşkilatları oluşturan yeni isimleri Meclis’e taşıdı. Arınç’ın yerini TBMM Başkanı Köksal Toptan alırken, bu dönemdeki denge “Gül Köşk’te, Erdoğan Başbakanlık’ta, Arınç partinin ağabeyi” şeklinde oluşturuldu. Erdoğan, partinin 10 yıllık dönemde tek oy kaybına uğradığı seçim olan 2009’daki yerel seçimler sonrası kabinede ilk ciddi revizyonunu yaptı. Arınç’la birlikte yakın çalıştığı isimleri kabineye taşıdı. 20072011 dönemini Erdoğan “Daha önce iktidardık, muktedir değildik, ilk kez muktediriz” diye tanımladı. 12 Haziran seçimiyle de Erdoğan, kuruluştaki dengelerin tamamına son verdi. Erdoğan, ilk kez milletvekili adaylarının tamamını kendisi belirlerken, ağırlığı 8 yıldır AKP teşkilatlarında yöneticilik yapan, kendisine bağlı isimlere verdi. Partideki klasik Milli Görüş ekolü de ilk kez yok denecek düzeye geldi. 10 yıl sonra gelinen noktada parti, meclis grubu, teşkilatlar, belediyeler ve hükümette tek belirleyici isim olan Erdoğan’ın, seçim sloganı olan “Hedef 2023” çerçevesinde, Cumhuriyet’in 100. yıldönümü olan 2023’ü Köşk’te karşılayacak biçimde Cumhurbaşkanı olma takvimi üzerinde çalıştığı belirtiliyor. Ertuğrul Yalçınbayır Mehmet Bekaroğlu Ersönmez Yarbay ANKARA 10. kuruluş yıldönümünü, 81 ilde bakanlar ve parti yöneticilerinin katılacağı kitlesel iftarlarla kutlayan AKP, 2001’de 4 ismin liderliğinde yola çıktıktan sonra 10 yılda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın parti, TBMM grubu ve teşkilata tam egemen olduğu bir yapılanmaya dönüştü. AKP, RP’nin kapatılmasının ardından kurulan FP’nin, “laiklik karşıtı söz ve eylemlerin odağı olduğu” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’nce kapatılmasından sonra, Necmettin Erbakan’ın Milli Görüş hareketinin ikiye bölünmesi sonucu, 14 Ağustos 2001 tarihinde kuruldu. AKP’nin kuruluş dilekçesinin altında Tayyip Erdoğan’la birlikte 64 kurucunun imzası yer aldı. AKP, Erbakan’ın yıllarca izlediği liderlik biçimi ile politikalarına muhalefet eden bir söylemle, “ortak akıl” söylemiyle 4 ismin öncülüğünde yola çıktı. Erdoğan’la birlikte Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Abdüllatif Şener, AKP’yi yöneten 4’lü çekirdeği oluşturdu. Bu isimlerin her birinin temsili çerçevesinde başlangıçta parti Milli Görüşçülerin daha ağırlıkta olduğu, merkez sağ, liberal, eski ülkücü, milliyetçi ve muhafazakârların da yer aldığı bir koalisyon görüntüsü verdi. Parti teşkilatları ve ardından ilk dönem hükümet yapılanmasında bu denge korundu. BEKAROĞLU, YALÇINBAYIR VE YARBAY AKP’Y DEĞERLEND RD ‘Demokrasi değil lider sultası var’ AKP kurucu Ankara il başkanlığını ve bir dönem milletvekilliğini yapan Ersönmez Yarbay, AKP’nin ilk hükümetinde başbakan yardımcılığı yapan Ertuğrul Yalçınbayır ve eski FP Milletvekili Mehmet Bekaroğlu AKP’nin 10 yıllık sürecini değerlendirdi. ERSÖNMEZ YARBAY: On yıllık dönemde, iki kez mahalli seçimleri, bugün üçüncü kez genel seçimleri kazandı. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında başarılı. Ancak parti içi demokrasi açısından durum böyle değil. Kuruluştaki tüzüğümüzdeki parti içi demokrasiyi geliştirecek hükümlerin üçü askıya alınmış durumda. Milletvekili adaylarının önseçimle belirlenmesi, tüm parti yöneticilerinin ve MYK üyelerinin seçimle belirlenmesi hükümleri tüzük değişikliğiyle askıya alındı.Tüzükte parti içi demokrasiyi sağlayan sadece bir hüküm kaldı. O da milletvekillerinin üst üste üç dönemden fazla seçilme yasağı. Temenni ederim ki bu hüküm korunur ama bana göre bunu da değiştirecekler. Biz Erbakan Hoca’dan ayrılıp AKP’yi kurarken daha demokratik, daha özgürlükçü bir parti kuracağımızı söylemiştik. Ama bunların hiçbiri gerçekleşmedi, tersine daha da geriye gitti. AKP, söylediğimizin tersine lider partisi haline dönüştü. MEHMET BEKAROĞLU:Bana göre AKP, RP ve FP’nin yaşadığı sıkıntılardan sonra “Türkiye’de muhafazakâr partiler iktidarda nasıl kalır?” sorusuna verilen cevaptır. Cevap da şudur. Dengeler siyaseti. Mesela içerideki güçlü siyaset odaklarına karşı dışarıdaki siyaset odaklarını dengeleyerek onlarla ittifaklar yaparak yol yürümek. Bir siyasi partiden çok, bir yöntem hareketi gibi. Bunda da başarılı oldular dengeleri ihtiyaçları çok iyi gözettiler. Böyle zaman zaman gerekli ittifakları kururak nasıl iktidarda kalınır sorusunun cevabını buldular ve on senedir iktidardalar. Peki “başardılar da ne oldu, bunlar nasıl bir siyasi parti?” Her şey olabilen amorf bir şey. Ne gerekiyorsa o olabilen. Sol argümanlar mı gerekiyor solculuk, dincilik mi gerekiyor dincilik, milliyetçilik mi milliyetçilik... Bu esnekliği sergilediler. Hâlâ ihtiyaç hangi alanda ortaya çıkıyorsa o alanı dolduruyorlar. 1215 milyon insan sadaka dediğimiz bütçe garantili yardımlarla ayakta duruyor. Geliri yüksek olanlar araba, ev aldılar, krizden korkuyorlar, tek parti iktidarını istiyorlar. Durumları daha iyi olanlarda ise zaten AKP onların çıkarına işler yapıyor. Başarısının sırrı da bu. ERTUĞRUL YALÇINBAYIR: AKP örnek parti olmak amacıyla kuruldu. Ancak hem partinin hem de Türkiye’nin demokrasiyle ilgili pek çok açıkları var ve bu açıklar bir türlü kapatılmadı. Erdoğan, ilk grup toplantısında “Milletvekilleri emme basma tulumba gibi oy kullanmayacak, özgür iradeleri olacak” dedi ama milletvekillerini hâlâ belirli kişiler belirliyor ve ondan sonraki tüm görev dağılımları da aynı şekilde. Tüzük ve programımızda yolsuzlukla, yoksullukla, yasaklarla mücadele edileceği, azınlık haklarının korunacağı, bireyin haklarının güvence altında olacağı, partizanlık ve ayrımcılık yapılmayacağı, lider sultasının olmayacağı yazıldı. Ben partinin hâlâ üyesiyim ve bu nedenle bunları isteme hakkım var. MISIR’IN AKP’S DE KURULMAK ÜZERE KAH RE (AA) Mısır’da Müslüman Kardeşler üyesi olan Halid El Zafarani, Türkiye’deki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) adı ve programıyla aynısını kurmaya çalışıyor. Mısır’da bu yılın başlarında Hüsnü Mübarek rejimini deviren halk ayaklanmasının ardından slami kesim dört ayrı parti kurdu. Bu partilerin ikisi AKP’nin kuruluş felsefesi ve programını ilke olarak benimsedi. Müslüman Kardeşler’in desteklediği Hürriyet ve Adalet Partisi ile yine Müslüman Kar deşler’den ayrılan bir grubun kurduğu Vasat Partisi, AKP’yi örnek aldı. El Zafarani, AKP’nin adının yanı sıra bu partinin programı ve politikalarını da aynen benimseyeceklerini belirtti. AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz ise “AK Parti’nin yakaladığı bu başarının çevre ülkelerde de örnek alınmış olması sevindirici. Mısır’da AK Parti’yi isim ve programıyla örnek alarak yeni bir parti kurmaya hazırlanan kardeşlerimizin yolu açık olsun diyoruz” diye konuştu. Dışişleri Bakanlığı srail’in Doğu Kudüs’e yeni konutlar inşa etmesini kınadı ‘ srail tercihini yapmalı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı, İsrail hükümetinin Doğu Kudüs’teki Ramat Shlomo yerleşiminde 1600 yeni konut inşasına nihai onay vermesini kınadı. Bakanlık, “İsrail’in barışı samimiyetle istemek ve buna uygun davranmak ile uluslararası hukuka ve topluma meydan okumak suretiyle barış, istikrar ve huzura hiçbir zaman kavuşamamak arasında seçim yapma zamanı gelmiştir” dedi. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, İsrail hükümetinin birkaç gün önce Doğu Kudüs’teki Har Homa yerleşiminde 900’ün üzerinde konut inşasına ilişkin olarak aldığı kararla Türkiye ile birlikte tüm uluslararası toplumun tepkisini çektiği anımsatılarak, “İsrail hükümetinin söz konusu karardan birkaç gün sonra, Ramat Shlomo yerleşiminde 1600 yeni konut inşasına nihai onayını vermesini esefle karşılıyor ve kınıyoruz” ifadeleri kullanıldı. ‘Kaygı verici’ Açıklamada, 2010 Mart ayında ilk aşama onayını açıkladığında uluslararası toplumdan gördüğü tepkiye rağmen, İsrail hükümetinin aldığı bu kararın, kendisine yönelik yapılan birçok çağrı ve uyarıyı hiçe saydığını gösterdiği belirtildi. Açıklamada şunlar kaydedildi: “Diğer yandan İsrail hükümetinin, Doğu Kudüs’teki Pisgat Zeev yerleşiminde 700, Givat HaMatos yerleşiminde ise 2 bin konut inşa edilmesini onaylayacağına ilişkin haberler de kaygı vericidir. İşgal altındaki Doğu Kudüs ve Batı Şeria top raklarında aralıksız şekilde sürdürdüğü yerleşim faaliyetleri ve uluslararası hukuka aykırı diğer uygulamalarla Doğu Kudüs’ün tarihi, beşeri, kültürel ve dini dokusunu değiştirmeyi amaçlayan İsrail, vahim bir yanılgı içindedir. Zira, İsrail’in Filistin halkının topraklarına el koymak suretiyle barışa ulaşması mümkün değildir. İsrail’in barışı samimiyetle istemek ve buna uygun davranmak ile uluslararası hukuka ve topluma meydan okumak suretiyle barış, istikrar ve huzura hiçbir zaman kavuşamamak arasında seçim yapma zamanı gelmiştir. İşgal altındaki topraklarda mülkiyet yapısını değiştirmeye yönelik çabalara karşı Türkiye, her zaman Filistinli kardeşlerinin hukukunu korumaya devam edecektir.” Madenciye ölüm kafesi ZONGULDAK (Cumhuriyet) Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı maden ocaklarında giriş ve çıkışlarda işçilerin üzerine kilit vurulduğu ortaya çıktı. TTK’ye ait Üzülmez Müessese Müdürlüğü’nde çalışan işçiler, durumu protesto etmek için eylem yaptı. şçilere destek veren GM S Genel Başkanı Eyüp Alabaş, “Üzülmez Müessese Müdürümüz yaklaşık 4.5 aydır kapıları kilitlemektedir. Yarın burada bir facia yaşandığında bunun sorumluları bu uygulamayı yapanlar ve göz yumanlar olacaktır.Kapılara kilit vurmak işçi sağlığı ve can güvenliği açısından intihar gibidir. Buna derhal son verilmelidir” dedi. Polisler rektörü darp etti MUŞ (Cumhuriyet) Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat nanç, düzenlendiği basın toplantısında, üniversitenin kampus inşaatı temel atma töreni için şehre gelen Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’ya verdikleri yemeğin ardından çıkan gerginlikte bir şube müdürü ile polis memurunca darp edildiğini söyledi. nanç, “Şoförüm ve basın danışmanım saldırıya uğradı. Konuyu öğrenmek istediğim şube müdürü dönüp bana hakaretlerde bulundu. Rektör olduğumu söyledim. Hakaretlerine ve tehditlerine devam etti. Daha sonra beni darp etti. Ardından bir polis tarafından darp edildim” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle