25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 TEMMUZ 2011 CUMA 4 HABERLER İntihal nedeniyle aldığı öğretim üyeliğinden çıkarılma cezası mahkeme kararına karşın kaldırıldı Kimseyi Değil, Hukuku Savunmak Kısa sayılmayacak ömrümde çok şeyler gördüğümden olaylara kuşkuyla yaklaşmamı ve bunun sonucu olarak, futbol dünyasında kopmuş olan fırtınanın gerçek nedenlerini titizlikle arayıp, kesin bir sonuca varamamamı makul görürsünüz sanırım. Dostum Mine Kırıkkanat’ın çarşamba günkü köşesindeki şu tümcesi beni çok düşündürdü ve sanki önemli bir ipucuymuş izlenimini verdi: “Türkiye el değiştirecek ve yeni egemenler, futbol borsasında eski egemenlerin anlayışlı işbirliğiyle yetineceklerdi ha? Yok ya...” Bu fırtınanın patlak vermesinin ardındaki nedenleri daha uzun süre tartışacağız. Ama şimdi bize düşen Rudyard Kipling’in ‘If’ (Eğer) şiirindeki çağrıya uyup aklımızı başımıza almaktır. Ezbere bildiğim tek İngilizce şiir olan If şöyle başlar: “If yo can keep your head when all abot you Are loosing theirs and blaming on you...” Çevirisi de şöyle olsa gerek: “Eğer çevrendeki herkes aklını yitirip, Bunun nedenini de senden bildiklerinde başını dik tutup sağduyunu kaybetmezsen...” Ne yazık ki, şu anda egemen olan hava bu değil. Kimileri “Fenerbahçe ile kimse uğraşamaz”! diyerek, olayları bir tür dokunulmazlık zırhı arkasına almaya kalkıyor; kimileri, sanki şike iddialarının hepsi doğrulanmış, her şey subuta ermiş gibi “Fenerbahçe’nin puanı silinsin, ama küme düşürülmesin!” buyuruyor; kimileri sanki Aziz Yıldırım hakkındaki iddialar kesin yargı kararı halini almış gibi, “Aziz Yıldırım kendi yaptıklarından kendi sorumludur, Fenerbahçe’yi bağlamaz” diyerek Aziz Yıldırım’ı daha baştan safra gibi atmaya çalışıyorlar. Kısacası, çok gerekli olduğu halde aklın ve sağduyunun egemen olduğu bir ortamda yaşamıyoruz. Çarşamba gecesi bir TV kanalında geç saatlere kadar izlediğim spor programında öylesine hoyratça davranıldı ki, isyan etmemek mümkün değildi. Sanki iddialar iddia değil, kesin gerçeklermiş gibi sürüldü ortaya, masumiyet karinesi bir anda çiğnendi. Aziz Yıldırım bir zamanlar hakemlere hangi celadet ile yükleniyorsa, aynı şekilde ona yüklenildi. Kimse şöyle bir an topa basıp, her şeyin yerli yerine oturmasını sağlamadı. Bütün bu hengâme ortasında bir kişi, Galatasaray Başkanı Ünal Aysal GS TV’deki yayınlarda, konunun ve Fenerbahçelilerin hassasiyetinin dikkate alınmasını istedi. Bir Galatasaray Başkanı’na, uygar demokrat bir insana yakışan tavrı dolayısıyla Aysal’ı içtenlikle kutluyorum. Şike skandalının patlak vermesinin ardındaki ne, neler olursa olsun, bu fırsatı iyi kullanmak ve futbol dünyasının bir ölçüde temizlenmesine katkıda bulunmak yararlıdır. Kimse bu uğraşı baltalamamalı, engellemeye kalkışmamalıdır. Fenerbahçe, tarihimize mal olmuş biz Galatasaraylılar için de iftihar vesilesi olan köklü bir kurumumuzdur. Eğer bir yanlış yapılmışsa, bu onu yapanları bağlar, Fenerbahçe’yi yıkmaz. Ama eğer usulsüzlük tespit edilirse, burada da yasa ve yönetmelikler ne emrediyorsa o yapılmalı, ayrıcalıklı uygulamaya başvurulmamalıdır. Şu anda, kesinleşmiş yargı kararıyla mahkum edilmediğine göre, Aziz Yıldırım aksi sabit olana kadar masumdur; masumiyet karinesi onun için de geçerlidir. Yapılan yayınlarda ve uygulamada bu husus göz önünde bulundurulmalıdır. Aziz Yıldırım, yaşının getirdiği sağlık sorunlarıyla boğuşan, Fenerbahçe gibi bir kurumun başkanlığına yükselmiş bir kişidir. Kendisi hakkında tutuklama kararı gündeme gelirse, bu hususlar göz önünde buldurulmalı ve tedbir yargısız infaza dönüştürülmemelidir. Dikkat buyurursanız, kimse “Aziz Yıldırım yargılanmasın!”demiyor, kimse, o dokunulmaz iddiasını ileri sürmüyor, yalnız “yargısız infaz kurbanı olmasın” diyor. Kollanan Aziz Yıldırım değil hukuk ile temel hak ve özgürlüklerdir. Onlara da herkesin ihtiyacı var. YÖK Dinçer’i akladı MAHMUT LICALI ANKARA YÖK’ün, yeni Milli Eğitim Bakanı olan Ömer Dinçer’e 5 yıl önce verdiği intihal (bilimsel aşırma) nedeniyle öğretim üyeliğinden çıkarılma cezasını yaklaşık 6 ay önce sessiz sedasız bir şekilde kaldırdığı ortaya çıktı. Dinçer, böylece 5 yıl sonra hem intihalden hem de intihal nedeniyle verilen cezadan aklanmış oldu. Edinilen bilgiye göre, YÖK Genel Kurulu’nun 23 Aralık 2010 tarihli toplantısında Dinçer’in intihal suçu nedeniyle öğretim üyeliğinden çıkarılma cezası gündemde olmamasına karşın “5 yıl önce yapılan itiraz üzerine” ele alındı. Yüksek Disiplin Kurulu’nun sorumluluk alanına giren konuyu gündeme alan ve öncesinde üyelere bilgi verilmeyen REKTÖRLÜK SEÇ M Y NE UMURSANMADI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında dün toplanan YÖK Genel Kurulu’nda 2007’de kurulan Sinop Üniversitesi için rektör adayları belirlendi. Üniversitede yapılan seçimlerde 32 oy alarak birinci olan mevcut rektör Prof. Dr. Şevket Büyükhatipoğlu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e gönderilecek aday listesinde 3. sıraya düşürülürken, seçimlerde 27 oy alarak ikinci olan Prof. Dr. Recep Bircan birinci sıradan aday gösterildi. Büyükhatipoğlu, 2007’de 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in atadığı son rektördü. YÖK Genel Kurulu’nda Dinçer’e intihal suçu nedeniyle verilen üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezasının kaldırılmasına oyçokluğuyla karar verildi. Başkanı ve üye yapısı değişen YÖK, böylece eski Başkan Prof. Dr. Erdoğan Teziç döneminde 21 Ekim 2005 tarihinde Dinçer’e intihal nedeniyle verilen öğretim üyeliğinden çıkarma cezasını tam 5 yıl 2 ay sonra kaldırarak Dinçer’i sessiz sedasız bir şekilde hem intihal suçundan aklamış, hem de öğretim üyeliğinden çıkarma cezasını kaldırmış oldu. Dinçer, hakkında 2005’de YÖK’ün verdiği öğretim üyeliğinden çıkarılma kararını yargıya taşımış, bunun sonucunda Din çer’in temyiz istemi reddedilerek mahkeme kararıyla intihal suçu kesinleşmişti. YÖK’ün 5 yıl sonra bu konuda hiçbir yargı süreci işlememiş gibi Dinçer’i aklaması Ankara 1. İdare Mahkemesi’nin kesinleşen kararıyla da çelişti. Eski YÖK üyesi Bülent Serim de konu hakkında yaptığı açıklamada, YÖK Genel Kurulu ve Yüksek Disiplin Kurulu’nun aynı üyelerden oluşmakla birlikte işlevleri nedeniyle hukuken ayrı iki kurum olduğunu belirtti. Serim, bu nedenle Yüksek Disiplin Kurulu’nun ele alması gereken konuda daha önceden toplantı çağrısı yapılmasının hukuksal gereklilik olduğunu ifade etti. YÖK’ün kararının hukuki olmadığını kaydeden Serim, “YÖK siyasal iktidarın etki alanındadır ve siyasallaşmıştır diyenler bir kez daha haklı çıktı” dedi. YÖK’ün kısa bir süre önce intihal suçunu akladığı Ömer Dinçer, dün Milli Eğitim Bakanlığı’nda düzenlenen törenle görevi Nimet Çubukçu’dan devraldı. (Fotoğraf:AA) (AA) AKP’YE TEPK : Tek kadın bakan olması üzücü SEV L ARINAN 61. Hükümet’in ilk Bakanlar Kurulu toplantısında görev dağılımı yapıldı En ağır yük Atalay’da FIRAT KOZOK LK TEKL F G Y M KURALIYLA LG L Meclis’te etek giyme zorunluluğu kalkıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Ordu Milletvekili İhsan Şener ve Kocaeli Milletvekili Sibel Gönül, TBMM’de kadın milletvekillerinin pantolon giymeleri için içtüzük değişikliği teklifi verdi. 24. yasama döneminin ilk teklifi AKP’den geldi. CHP’nin engelli milletvekili Şafak Pavey’in durumu nedeniyle kadın milletvekillerinin etek giyme zorunluluğu tepkilere neden olurken bu konuda ilk adım AKP’li milletvekillerinden geldi. İçtüzük teklifinde, kadın milletvekilleri için tayyör zorunluluğunun ortadan kaldırılması istendi. Teklif, TBMM İçtüzüğü’nün 56. maddesinin “Kadınlar tayyör ya da ceket ve pantolon giyerler” şeklinde değiştirilmesini öngörüyor. Kadın memurların etek giyme zorunluluğunun geçmişte kaldırıldığı anımsatılan teklifte aynı zamanda “Mevcut hükümde yer alan ‘bayan’ ibaresi, yaygın olarak kullanılan ve mevzuatımıza da uygun olan ‘kadın’ ibaresi ile değiştirilmektedir” ifadeleri yer alıyor. ANKARA 61. Hükümet’in ilk Bakanlar Kurulu toplantısında bakanların görev dağılımı yapıldı. Bugüne kadar Cemil Çiçek’in yürüttüğü hükümet sözcülüğü görevini bundan böyle Bülent Arınç yerine getirecek. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, açılımlardan sorumlu bakan olacak, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’na başkanlık edecek. Erdoğan’ın bir diğer yardımcısı Ali Babacan Hazine, Merkez Bankası ve bankalardan, Bekir Bozdağ ise şimdiye kadar Faruk Çelik’in üstlendiği Diyanet, TİKA, TBMM ile ilişkiler gibi konulardan sorumlu olacak. 61. Hükümet’in ilk Bakanlar Kurulu toplantısı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında Başbakanlık Merkez Bina’da gerçekleştirildi. Toplantıya yeni kabinenin yanı sıra geçmiş kabinelerde görev yapan isimler de katıldı. Yaklaşık 2.5 saat süren ilk toplantının en önemli gündem maddesi bakanların görev dağılımı oldu. Yapılan görev dağılımına göre, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanlığı, Başbakan Erdoğan’a bağlı olacak. Meclis Başkanı seçilene kadar hükümet sözcülüğü görevini yürüten Cemil Çiçek’in yerine Bülent Arınç seçildi. Arınç, hükümet sözcülüğünün yanı sıra Vakıflar Genel Müdürlüğü, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, TRT, Anadolu Ajansı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurulu ve Danıştay’dan da sorumlu olacak. Görev dağılımında bir diğer Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a ağırlıklı olarak ekonomiyle ilgili kurumlar bağlandı. Bu çerçevede Babacan Merkez Bankası, Hazine Müsteşarlığı, bankalar ve Sermaye Piyasası Kurulu’ndan sorumlu olacak. Başbakan yardımcıları arasında en ağır yüklerden biri de Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’da olacak. Atalay, Kıbrıs ile ilgili koordinasyon işleri, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’ndan sorumlu olacak. Bugün açıklanacak hükümet programında geniş yer ayrılması beklenen açılım konusunda da koordinasyonu yürütecek olan Atalay, Milli Güvenlik Kurulu’nun tavsiye kararlarının ve görüşlerinin değerlendirilmek üzere Bakanlar Kurulu’na sunulması, Bakanlar Kurulu’nda kabulü durumunda bu tavsiye kararlarının uygulanması ve koordinasyonunun izlenmesinden de sorumlu olacak. Başbakan Yardımcısı Bozdağ ise bugüne kadar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na kaydırılan Faruk Çelik’in baktığı alanlarla ilgilenecek. ‘H ÇB R ŞEY ESK S G B OLMAYACAK’ Bakanlıklarda devir teslim Selma Aliye KaANKARA (Cumvaf’tan görevi devrahuriyet Bürosu) 61. lan ilk Aile ve Sosyal hükümet kabinesindeki Politikalar Bakanı bakanlar, devir teslim Fatma Şahin, “Yola töreniyle yeni görevleçıkarken ‘Hiçbir şey rine başladılar. eskisi gibi olmayacak. Bakanlık görevini Biz kimsesizlerin kiNimet Çubukçu’dan mi olacağız’ dedik. alan Ömer Dinçer, Şunu unutmayalım projelere daha fazla ki ‘Aile ve Sosyal Poağırlık verme hedefini belirlediğini kaydetti. litikalar Bakanlığı’ Öğretmenlerin inisiyatanımı olsa bile bu tif kullanabilen öğretbakanlık, kadınların men, yetişen çocuklabakanlığı olacaktır. rın özgür birey olmasıHak aramada kanın çabasını vereceğini dınların mücadelesisöyleyen Dinçer, ni bütün milletvekili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ÖSYM’yle ilgili karaarkadaşlarımla taFatma Şahin görevi Selma Aliye rını ise göreve başladıkip edeceğime size Kavaf’tan devraldı. (Fotoğraf: AA) ğında açıklayacağını söz veriyorum. Şutansever, memleketsever belirtti. Nimet Çubukçu ise na inanmanızı istiyorum mensuplarıyla sessiz ve kabine dışı kalmasının ki haksızlığa uğramış bir sürpriz olmadığını kaydetti. sorumlu bir anlayışla vakadın varsa bunun bütün tandaşın hizmetinde olBakanlık görevini Oshakkını bu ekip birebir man Güneş’ten alan İçişle mayı başarmıştır. Bakıltakip edecek. Boynu büdığında kendisiyle yarışan kük bir evlat varsa onun ri Bakanı İdris Naim Şabir bakanlık bünyesinde hin, İçişleri Bakanlığı’nın boynunu düzeltmek, ona olduğumun farkındayım. doğurgan bir bakanlık olanalık yapmak bu ekibin Bu bakanlığa yabancı deduğunu söyledi. Şahin, görevi olacaktır. Yaşlıla“Bakanlığımız kuruluşuy ğilim” dedi. rımızın evladı, çocuklarıAlandan sorumlu Devlet la, teşkilatıyla, kendisine mızın anası, bacısı olacaBakanlığı görevini yürüten has mevzuatıyla çok vağız” dedi. Kılıç’ın ilk gündemi futbolda şike ’ Faruk Nafiz Özak’tan görevi devralan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, devir teslim töreninde şike soruşturmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Kılıç, “Cumhuriyetin savcıları, yasaların kendilerine tanıdıkları imkânlar çerçevesinde görevlerini sonuna kadar yapmaya devam edeceklerdir. Hepimizin beklentisi adalettir. Bu konu üzerinde spor çevreleri, gerek medya, gerek kamuoyunda abartılı yoruma hiç kimsenin kaçmamaya özen göstermesi kanaatindeyim. lgili özel yetkili Cumhuriyet Savcılığı, mutlaka soruşturma başlatmasına yetecek miktarda delili elinde bulundurmuştur. Bu konu üzerinde siyasetin konuşmaması gerektiği kanısındayım. Fenerbahçelilerin de, Trabzonsporluların da Galatasaraylı, Beşiktaşlıların’da Bursasporluların da, süper ligde bu sezon forma giyecek 18 takımın taraftarlarının da adalete mutlak süratle güvenmelerini kendilerinden rica ediyorum” dedi. Arınç’tan yemin krizi yorumu Toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hükümet Sözcüsü Arınç, yemin kriziyle ilgili süren görüşme trafiği anımsatılarak “Kriz çözülecek mi, umudunuz var mı” sorusuna “İyi niyetli sürdürülen çabaların olumlu sonuçlanmasını hepimiz dileriz” yanıtını verdi. C MY B C MY B ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 61. Hükümet’te sadece bir kadına bakanlık vermesini tepkiyle karşılayan kadın örgütleri, sıkıntılı olduklarını vurgulayarak “Kadın adından korkuyorlar ve kabinede tek bakan olmasını üzücü buluyoruz. Örgütler olarak kadın ve eşitlik bakanlığının kurulmasını, kadınla ilgili acil çözümler üretilmesini, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na sivil toplum örgütlerinden bir yetkilinin bakan yardımcısı olmasını öneriyoruz” görüşünde birleşti. Kadın kuruluşları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olan Fatma Şahin’den taleplerde bulunup acil çözümler istedi: Kadın Dayanışma Vakfı: Bakanlık adı değişikliği geri adım olduğu gibi, kadının adının geçmesinden korkulan bir dönem söz konusu. Oysa biz kadın ve eşitlik bakanlığı talep ediyoruz. Şu anki yapıdan memnun değiliz. Taleplerimizi dile getirmemize karşın dikkate alınmaması ise kadın sorunlarının ciddiye alınmaması demektir. Kabinede sadece tek bakan olması üzücü. Eşit temsil çok önemli. Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği: Gerçek demokrasinin önkoşullarından biri olan kadınerkek eşitliği anlayışına özen gösterilmediğini yeni kabine bir kez daha gözler önüne serdi. Anayasada, yasalarda ve uluslararası sözleşmelerde eşit haklar olmasına karşın bu taahhütler yerine getirilmiyor. Yeni bakanlıktan talebimiz, kadının sorununun sadece aile içinde değil, yaşamın her alanında olduğuna dikkat çekmesi, bakanlığın adının “Kadın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı” olarak değiştirilmesidir. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu: Kabinede tek kadın olması bizim için ciddi bir sıkıntı. Kabinedeki kadın bakanlığının aileye dönüştürülmesinden de rahatsızlık duyarken, pozitif ayrımcılıkla bağdaşmayan ayrımla karşı karşıyayız. 25 kişilik kadroda 1 tane nazar boncuğu gibi. Bu durum sivil toplum örgütlerini rahatsız edecektir. Umarım bir sonraki kabine değişikliğinde kadın bakan sayısı arttırılır. Yeni kurulan bakanlığın ismi sıkıntılı değiştirilmesini talep ederken, imzalanan AP’nin kadına yönelik şiddeti önleme sözleşmesinin onaylanmasını, sığınma evi sayısının arttırılmasını istiyoruz. Zor bir durum ama kadın sorunlarının acilen çözülmesi gerekiyor. Sistem kadın politikaları anlamında topal ve buradaki çaba sadece Bakan Şahin’e yüklenmemeli. Ayrıca bakan yardımcılığına sivil toplum örgütlerinden bir ismin getirilmesi önerisinde de bulunmak istiyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle