18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 TEMMUZ 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 Yılın ilkyarısında ihracatı yüzde 41 artan kimyevi madde sektörü, haziranda da tüm sektörleri geride bıraktı Kimyada hedef liderlik KM B Başkanı Murat Akyüz, haziranda 1.5 milyar dolarlık ihracatın sektörü sevindirdiğini dile getirerek ‘Bu gidişle yıllık 15.5 milyar dolarlık hedef uzak olmaktan çıkacak’ dedi. Ekonomi Servisi Kimyevi maddeler sektörü ihracatı ocak haziran döneminde yüzde 41 artışla rekor kırdı. Haziranda en yüksek ihracat artışının yaşandığı sektör oldu. Haziranda dışsatımını, yüzde 40.28 arttırarak 1 milyar 466 milyon dolara yükselten kimyevi madde sektörünün hedefinde otomotivi geride bırakarak liderlik koltuğuna oturmak var. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, bu yıl iyi bir performans sergilediklerine dikkat çekti. Akyüz’ün verdiği bilgiye göre yılın ilk altı aylık döneminde ihracatlarını hızla arttıran sektör, yüzde 41.17 artış ile tüm sektörleri geride bırakarak önemli bir başarıya imza attı. eni pazarlar Irak, Suriye, Mısır Yılın ilk altı ayındaki kimyevi madde ihracatı, 8 milyar 278 milyon dolara yükselirken en çok ihracat yapılan ilk 10 ülkeyi sırasıyla; Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Almanya, Irak, Malta, Suriye, Yunanistan, İtalya, Rusya ve Hollanda oluşturdu. Kimyevi madde ihracatçısının yeni pazarlarından Irak, Suriye, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin bu dönemde Y Murat Akyüz de önemli olmayı sürdürdü. Haziranda 1 milyar 466 milyon dolar seviyesine yükselen kimyevi ürün ihracatının aylık bazda en çok ihracat artışını komşu Yunanistan’a gerçekleştirdiği dikkat çekti. Yunanistan’a olan ihracatımız geride bıraktığımız ayda dolar bazında yüzde 487 arttı. Yunanistan’ı; Irak, Malta, Suudi Arabistan, Almanya, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri, Hollanda, KKTC ve Romanya izledi. Akyüz, yılın ilkyarısında rekor ihracat artışına imza atan sektörün yüzde 41 artışla tüm sektörlerdeki ihracatı geride bıraktığının altını çizerek, “Bu hazlı artışın yılın ikinci yarısında da sürmesini bekliyoruz” dedi. Akyüz, sektörün ihracat artış hızına bakıldığında, yıl sonunda hedefledikleri 15.5 milyar dolarlık ihracattan uzak olmadıklarını sözlerine ekledi. Temiz Eller, Ayaklar ve Zamanlama Merkez üssü Kadıköy olan “Futbol depremi”nin ardından uzun süredir uyutulmuş Deniz Feneri dosyasının açılması, “Neden şimdi?” sorusunu da sorduruyor. Cevabı ararken soruna küresel boyutta bakmak bizi doğruya daha çok yaklaştırır. Bu ölçüde küreselleşmiş bir kapitalizmin orkestra şeflerinin, artık sermayenin boy attığı tüm ülkelerdeki yolsuzluk, rüşvet ve kayırmacılığa karşı duyarlılığı olmaması düşünülemez. Avrupa futbol endüstrisinde 7’nci büyük güç duruma gelmiş Türkiye futbol endüstrisindeki muhtelif yolsuzluklara futbolun küresel örgütleri UEFA’nın, FIFA’nın kayıtsız kalması söz konusu olamazdı. Küreselleşmiş futbol endüstrisi, bahis sektörü, bir ülkede oyunun kurallarına aykırı oyunlar, şike varsa bunların araştırılmasını, yapılmış başvuruların, iddiaların açıklığa kavuşturmasını istiyor ve ülke iktidarlarına saydamlık için her tür baskıyı da yapıyor. Bazı ülkeler, hem futbol sektöründe hem diğer sektörlerde şikeyi, kayırmacılığı, rüşveti bir şekilde azaltmışlar, bazılarında ise işin cılkı çıkmış. Sermayemafya işbirlikleri almış yürümüş. Futbol ile ilgili en önemli operasyonlardan birinin İtalya’da yapıldığını, Juventus ve Milan gibi dev kulüplerin burunlarının bir güzel sürtüldüğünü anımsayalım. Daha önce 18 Mart 2011 tarihli yazımda belirtmiştim: Küresel sermaye, at oynattığı tüm ülkelerde kayırmacılıkta, rüşvette insaf, izan ister. IMF de rüşveti, kural dışılık olarak niteler ve “mali saydamlık” ister. Bu “saydamlığı” özendirmek için de ülkelere not veren “sivil örgütlenmeler” desteklenir. Uluslararası Saydamlık Örgütü (Transparency International) bunlardan biri ve 178 ülkeyi her yıl “temizlik dereceleri”ne göre 10’dan 0’a kadar notlandırıyor ve bu sıralamayı “Rüşvet Algısı Endeksi”ne göre yapıyor. Bu örgütün 2010 için sıralamasına göre, Türkmenistan, Özbekistan gibi Türk cumhuriyetleri, Irak, Somali, Afganistan, 10 üstünden 11.5 not alan en berbat, rüşvetçi ülkeler grubundalar. Türkiye’nin yeri de yıllardır 10 üstünden 5 alanların altında. Sıralamadaki yeri de 60 bandının altında ve notu 44.5 arasında değişiyor. Övünülecek bir yer değil tabii. Türkiye, diktatörü kovulan Tunus, neoliberal İslam Malezya, Doğu Avrupalı bazı ülkeler ile aynı “yolsuzluk algısı notuna” sahip. Bu, yabancı kaynağa dehşetli ihtiyaç duyan Türkiye için kulak arkası edilecek, umursanmayacak bir durum değil. İşte, 12 Haziran seçimi ertesinde başlatılan “temizlik”in zamanlamasında, bu küresel baskıyı unutmamak gerekiyor. İkinci bir gelişme OECD ayağında yaşandı. Çok değil, iki hafta önce, Türkiye başka bir “gri listeye” alındı. OECD bünyesindeki Finansal Eylem Görev Grubu (Financial Action Task ForceFATF) 24 Haziran 2011 tarihli açıklamasıyla Türkiye’yi kara değilse de, gri listeye aldı. Gerekçe, Türkiye’nin kara paranın aklanması ve de terörün finansmanı konularında yeterince aktif olmamasıydı. Listede pek de birlikte anılmaktan hoşnut olunmayacak, Bolivya, Suriye ve bazı Afrika ülkeleri de var. Belki bunun da etkisiyle, kısa sürede Libya ortaklığı olan Arap Türk Bankası’na TMSF el koydu ve küresel çevrelerden bir “aferin” kazandı. Türkiye’den İran ve Suriye için de bazı adımlar atması bekleniyor. Kara para ile yeterince mücadele etmediği düşünülen, ne idüğü belirsiz Ergenekon, Balyoz, KCK davaları ile dışarısını bile huylandıran AKP iktidarı, şimdi futbol gibi sansasyonel bir konuda temizlik operasyonuna, Almanya’da başlatılmış Deniz Feneri gibi sümen altındaki bir davanın raftan indirilmesine yeşil ışık yakarak ve Libya ile ilgili banka operasyonu ile karnesini düzeltme derdinde. Karnedeki kırıklar düzeltilmek istenirken Sarı Kanarya Fenerbahçe, bazı Anadolu kulüpleri ve kendini dokunulmaz sanan bazı hatırlı kişiler okkanın altına gidebilir. RTE ile AKP kurulurken kader birliği yapmış bazı isimler de aynı okkanın altına düşerse hiç şaşırmayalım. Burjuva siyaseti, hele ki bizdeki alaturka olanı, bazen kurbanlık günah keçileri ister. Geleceği kurtarmak için, bundan kaçmak olmaz. Zaman, kurban seçme zamanı… Siemens, ilk seri hibrid elektrikli uçağı üretti Ekonomi Servisi Siemens AG, Diamond Aircraft ve EADS seri hibrid elektrikli tahrik sistemine sahip dünyanın ilk elektrikli uçağını üretti. Gelecekte, büyük ölçekli uçaklarda da kullanılması planlanan teknoloji sayesinde, günümüzün en verimli tahrik sistemlerine göre bile yakıt tüketimi ve emisyonu yüzde 25 oranında azaltılıyor. Hibrid elektrikli tahrik konseptini test etmek amacıyla üretilen iki kişilik motorlu planör, ilk uçuşunu Avusturya’nın Viyana şehrindeki Wiener Neustadt Havaalanı’nda başarıyla gerçekleştirdi. Dünya çapında meydana gelen karbondioksit emisyonunun yüzde 2.2’si hava trafiğinden kaynaklanıyor. Bu emisyon oranını düşürmeyi hedefleyen Siemens, Diamond Aircraft ve EADS şirketleri, hava taşıtlarının daha verimli hale gelmesi için DA36 EStar motorlu planörün tahrik sistemini elektrikli hale getirdi. Üç şirketin işbirliğiyle, hibrid elektrikli tahrik konseptini test etmek amacıyla üretilen iki kişilik motorlu planör, ilk uçuşunu Avusturya’nın Viyana şehrindeki Wiener Neustadt Havaalanı’nda gerçekleştirdi. 20. yılını kutlayan şirketin ARGE Merkezi’nde 870 beyaz yakalı çalışıyor Arçelik patent şampiyonu Dünyanın en önemli beyaz eşya markalarında kullanılan 1200 patente sahip olan Tuzla’daki merkez, Dünya Fikri Haklar Örgütü’nün ‘ilk 500’ünde 95. sırada. Ekonomi Servisi Arçelik’in ARGE bölümünün kuruluşunun 20. yılı dolayısıyla şirketin Çayırova’daki tesislerinde gazetecilerle bir araya gelen Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik Genel Müdürü Levent Çakıroğlu çeşitli ülkelerdeki toplam 7 ArGe biriminde 870 kişilik bir kadronun çalıştığını söyledi. Çakıroğlu’nun verdiği bilgilere göre;  Avrupa’da beyaz eşyada en büyük 3. şirket olan Arçelik geçen yıl 7 milyar liranın üzerinde ciro elde etti.  Romanya, Rusya ve Çin’de fabrikaları bulunan Arçelik, toplam 11 fabrikada üretim yapıyor. 115 ülkeye ihracat yapan Beko da beyaz eşyada dünyadaki ilk 10 marŞirketin ARGE Merkezi, Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik Genel Müdürü Levent Çakıroğlu, Üretim ve Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı smail Hakkı Sağır ve ARGE Direktörü Dr. Cemil nan tarafından gezdirildi. kadan biri. Avustralya ve Yeni Zelanda’da satış pazarlama yatırımları yapacak Arçelik, Ortadoğu ve Afrika’da da fabrikalar kurmayı planlıyor.  Türkiye’de en fazla patente sahip şirket, Dünya Fikri Haklar Örgütü’nün “ilk 500”ünde 95. sırada yer alıyor.  Arçelik ArGe’ye cirosunun yüzde 11.5’lik kısmını aktarıyor ve bu da yıllık 70 milyon ile 100 milyon dolar arasında değişiyor.  1991’de 30 kişi olan ARGE ekibi, bugün 870 kişilik bir kadrodan oluşuyor.  1991’de patent sayısı 4 iken, 2011’de 1.200’e ulaştı.  20 yılda ihracat hacmi 20 milyon dolardan 2.34 milyar dolara yükseldi. Bu evde her şey akıllı Tamamı wireless ile çalışan akıllı beyaz eşyaları, güneş enerjisi ile çalışan buzdolabı ve çevreye dost ısıtma sistemleri ile donatılmış yeşil ev projesi aynı zamanda ne kadar enerji tükettiğinizi de gösteriyor. Güneş enerjisi ile çalışan buzdolabı, Afrika’da aşı saklamak için kullanılabilecek önemli bir ürün. Kir tutmayan fırın Homojen ısı dağılımı ile yemekleri pişiren fırınlar ve soğutan buzdolapları akışkanlar dinamiği tekniği kullanılarak üretiliyor. Nano teknoloji ile kaplanan fırın camları kir tutmuyor. Beyaz eşyalar sessizlik testinde geçti Uçak ve otomotiv sektöründe kullanılan gürültüyü ölçmek için kullanılan yalıtılmış odalarda beyaz eşyaların en sessiz şekilde çalışması için ölçümler yapılıyor. EN ÇOK B L NEN MARKA DEĞ ŞMED Ekonomi Servisi Kategori belirtilmeksizin kişilerin ilk aklına gelen marka sorgulamasında Arçelik yüzde 18.1 ile 10 yıldan uzun süredir olduğu gibi ilk sırada yer aldı. Nielsen’ın, tüketicilerin belli bir ürün kategorisi için aklına gelen ilk markayı ortaya koydukları markalar araştırmasının 17. yıl sonuçları açıklandı. İlk hatırlanan marka sıralamasında Arçelik’i, Adidas ve Ülker takip etti. İlk hatırlanan firma sorgulamasında da Arçelik’in ardından yüzde Ülker ve Koç geldi. 2009’da kendi kategorilerinde lider olan markaların 2010’da belirtilme düzeylerinin ne oranda değiştiğine bakıldığında, en fazla artışı 7.7 puanla ketçap kategorisinde TAT ve çay kategorisinde ÇAYKUR gösterdi. İsminin bir marka olduğu inanılan ilk üç isim İbrahim Tatlıses, Tarkan ve Hülya Avşar’dan oluştu. Hattat’a 130 milyon Avro kredi Mey Burgaz Kredi otomotiv fabrikasının modernizasyonunda kullanılacak Ekonomi Servisi Hattat Holding, Yapı Kredi ve Denizbank’tan 65’er milyon Avro olmak üzere eşkatılımla toplam 130 milyon Avro kredi sağladı. Holdingin Çerkezköy yerleşkesindeki Hema Endüstri ve Hattat Tarım şirketlerine tahsis edilen kredi, ağırlıklı olarak Holdingin sahip olduğu otomotiv fabrikasının modernizasyonu ve kapasite artırımında kullanılacak. Ayrıca kredi ile başta Amerika ve Avrupa’dan alınan yeni projeler için yapılacak yatırımların yanı sıra, mevcut faaliyet alanlarındaki müşteri beklentilerinin karşılanması ve sunulan ürünhizmet kalitesinin arttırılması yönünde yeni ARGE yatırımları gerçekleştirilecek. 2 yılı geri ödemesiz 7 yıl vadeli sağlanan işletme kredisiyle bu çerçevede üretim ve ARGE alanlarında binin üzerinde yeni istihdam sağlanacak. Rakı’yı sattı Medical Park, Müftüoğlu’nu transfer etti Sağlık turizminde beş yılda 500 milyon dolar gelir hedefliyor Ekonomi Servisi Medical Park Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Usta, İstanbul, Ankara ve İzmir’de 3 yeni hastane yatırımları olduğunu ve sağlık turizminde bu yıl 40 milyon, 5 yıl içinde de 500 milyon dolar gelir hedeflediklerini söyledi. Osman Müftüoğlu’nun Yaşasın Hayat Klinikleri ile Medical Park’ı evlendirdiklerini ifade eden Usta, “Bu klinikler Medical Park’ın çatısı altında marka olarak yolculuğa çıkıyor. Bu markayı zincir haline getireceğiz. İlkini Beykoz Acarkent’te Medical Park Tıp Merkezi içinde kurduk ve önümüzdeki hafta başlayacak” dedi. Usta, Medical Park olarak Ankara Çankaya ile İstanbul Ulus’ta gelecek sene, İzmir Karşıyaka’da da 2 ay sonra bir hastaneyi hizmete açacaklarını belirtti. Mert Güvenen, Hakan Ateş ve Mehmet Hattat, holdingin ürettiği traktörleri test etti. Ekonomi Sevrisi Mey İçki, bir yıl önce satmak şartıyla aldığı Burgaz Rakı’yı Antalyalı işadamlarının 2005’te kurduğu ve Antalya Güçbirliği Holding bünyesinde bulunan Antalya Alkollü İçecek’e sattı. Satış sonrası devir bir hafta içinde tamamlanacak. Hatırlanacağı üzere Garipoğlu Holding’de iken el konulan Burgaz Rakı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından Ağustos 2009’da satışa çıkarılmış, ancak ihalede Mey İçki’den başka talip çıkmamıştı. Rekabet Kurumu, Mey’in Burgaz’ı satın almasıyla pazarda tekel oluşturacağı kaygısıyla bir yıl içinde satılması şartını getirmişti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle