18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 TEMMUZ 2011 CUMA [email protected] 18 HAFTANIN S NEMA Ç ZELGES SERSERİLER / Neds: İstinye AFM Park, 10.45 13.30 16.15 19.00 21.45 (Cuma, C.tesi 24.30); Nişantaşı Citylife (City’s AVM), 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30 (Cuma, C.tesi 24.00). LARRY CROWNE: Etiler AFM Akmerkez, 11.15 12.30 13.45 15.00 16.15 17.30 18.45 20.00 21.15 (Cuma, C.tesi 23.00); Caddebostan AFM Budak, 10.40 11.50 13.10 14.30 16.00 17.20 18.40 20.00 21.20 (Cuma, C.tesi 23.40); Maltepe AFM Carrefour Park, 10.50 12.15 13.30 14.45 16.00 17.15 18.30 19.45 21.00 22.15 (Cuma, C.tesi 23.30); Beyoğlu AFM Fitaş, 11.00 12.15 13.30 14.45 16.00 17.15 18.30 19.45 21.00 22.15 (Cuma, C.tesi 23.30); Bayrampaşa AFM Forum İstanbul, 11.10 13.40 16.00 18.40 21.10 (Cuma, C.tesi 23.40); İstinye AFM Park, 11.00 12.15 13.30 14.45 16.00 17.15 18.30 19.45 21.00 22.15 (Cuma, C.tesi 24.30); Beylikdüzü AFM Migros, 11.00 12.20 13.40 15.00 16.20 17.40 19.00 20.20 21.40 (Cuma, C.tesi 23.00); Pendik AFM Pendorya, 10.30 11.45 e 13.00 14.15 Larry Crown 15.30 16.45 18.00 19.15 20.30 21.45 (Cuma, C.tesi 23.00); Mecidiyeköy AFM Profilo, 11.00 12.20 13.40 15.00 16.20 17.40 19.00 20.20 21.40 (Cuma, C.tesi 23.00); Altunizade Capitol Spectrum 14, 11.00 13.15 15.30 17.45 20.00 21.15 (Cuma, C.tesi 22.15 23.15); Yeşilköy Airport Prestige, 11.30 13.45 16.00 18.30 21.15; Ataköy Galleria Prestige, 11.45 13.45 15.45 17.45 19.45 21.45 (Cuma, C.tesi 23.45); Kozyatağı Cinebonus (Palladium), 11.00 12.15 13.15 14.30 15.30 16.45 17.45 19.00 20.00 21.15 (Cuma, C.tesi 23.15); Avcılar Pelican Mall Cinema Pink, 12.00 14.15 16.30 18.45 21.00; Bakırköy Carousel Cinema Pink, 12.00 14.15 16.30 18.45 21.00; Bakırköy Cinebonus (Marmara Forum), 11.00 12.00 13.00 14.00 15.15 16.15 17.30 18.30 19.45 21.00 22.00 (Cuma, C.tesi 23.15); Bakırköy Cinebonus (Capacity), 11.00 13.00 15.00 17.15 19.30 21.45 (Cuma, C.tesi 24.00); Beylikdüzü Perla Vista Cinema Pink, 12.00 14.15 16.30 18.45 21.00; Beyoğlu Atlas, 12.00 14.15 16.30 19.00 21.30; Beyoğlu CineMajestic, 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30; Fatih Cinebonus (Historia), 11.00 12.15 13.30 14.45 16.00 17.15 18.30 19.45 21.00 22.00 (Cuma, C.tesi 23.15); Florya Cinebonus (Flyinn), 11.00 13.30 16.00 18.30 21.00 (Cuma, C.tesi 23.15); Esenyurt Cinetech Torium, 11.30 13.30 15.30 17.30 19.30 21.30; Esentepe Cinebonus (Astoria), 11.00 12.00 13.30 14.30 16.00 17.00 18.30 19.30 21.00 22.00; Kadıköy Atlantis, 11.30 12.30 13.30 14.30 15.30 16.30 17.30 18.30 20.00 21.15; Kadıköy Cinebonus (Nautilus), 11.45 14.15 16.45 19.15 21.45 (Cuma, C.tesi 24.15); Kadıköy Rexx, 11.15 13.15 15.15 17.15 19.15 21.15; Kavacık Boğaziçi, 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30; Kozyatağı Cinepol, 11.00 13.00 15.15 17.15 19.30 21.45; Kozyatağı Kozzy Avşar, 11.00 12.15 13.30 14.45 16.00 17.15 18.30 20.00 21.15; Kozyatağı Wings Cinecity Trio, 11.30 12.45 14.00 15.15 16.30 17.45 19.00 20.15 21.30 (Cuma, C.tesi 22.45 23.45); Levent Cinebonus (Kanyon), 11.30 12.15 14.00 14.45 16.30 17.15 19.00 19.45 21.30 22.15 (Cuma, C.tesi 24.00); Maçka Cinebonus (G mall), 11.00 12.00 13.30 14.30 16.00 17.00 18.30 19.30 21.00 22.00; Maslak TİM, 12.30 14.45 17.00 19.15 21.45; Mecidiyeköy Cinebonus (Cevahir), 11.00 12.00 13.30 14.30 16.00 17.00 18.30 19.30 21.00 22.00; Nişantaşı Citylife (City’s AVM), 11.00 12.00 13.15 14.15 15.30 16.30 17.45 18.45 20.00 21.00 22.15 (Cuma, C.tesi 23.30); Pendik Mayastar Viaport, 11.20 13.20 15.20 17.20 19.20 21.20 (Cuma, C.tesi 23.20); Ümraniye Cinebonus (Meydan), 11.00 12.00 13.15 14.30 15.45 17.00 18.15 19.30 20.45 22.00 (Cuma, C.tesi 23.15); Zeytinburnu Olivium Cinecity, 11.45 14.15 16.45 19.30 21.45 (Cuma, C.tesi 24.15). KİRACI / The Resident: Beyoğlu AFM Fitaş, 10.50 13.05 15.20 17.35 19.50 22.00 (Cuma, C.tesi 24.15); Bayrampaşa AFM Forum İstanbul, 11.30 13.50 16.10 18.30 21.00 (Cuma, C.tesi 23.30); İstinye AFM Park, 11.45 14.00 16.20 18.45 21.00 (Cuma, C.tesi 23.45); Beylikdüzü AFM Migros, 11.30 14.00 16.30 18.55 21.30 (Cuma, C.tesi 23.55); Mecidiyeköy AFM Profilo, 11.10 13.15 15.25 17.30 19.40 22.00 (Cuma, C.tesi 24.10); Caddebostan AFM Budak, 11.20 13.30 16.10 18.20 21.10; Maltepe AFM Carrefour Park, 11.30 13.50 16.10 18.40 21.10 (Cuma, C.tesi 23.20); Ümraniye AFM Carrefour, 11.15 13.35 16.00 18.20 20.40 (Cuma, C.tesi 23.00), 12.25 14.45 17.10 19.30 21.50 (Cuma, C.tesi 24.00); Altunizade Capitol Spectrum 14, 11.00 13.00 15.15 17.15 19.20 21.30 (Cuma, C.tesi 23.30); Levent Cinebonus (Kanyon), 11.00 13.15 15.30 17.45 20.00 22.15 (Cuma, C.tesi 24.30); Kadıköy Cinebonus (Nautilus), 11.00 13.00 15.00 17.15 19.30 21.45 (Cuma, C.tesi 24.15); Esentepe Cinebonus (Astoria), 11.45 13.45 15.45 17.45 19.45 21.45; Kozyatağı Cinebonus (Palladium), 11.30 13.30 15.30 17.30 19.30 21.30 (Cuma, C.tesi 23.30); Ataköy Cinebonus (Ataköy Plus), 11.00 13.00 15.00 17.00 19.00 21.00 (Cuma, C.tesi 23.00), 12.00 14.00 16.00 18.00 20.00 22.00; Mecidiyeköy Cinebonus (Cevahir), 11.00 13.00 15.15 17.30 19.45 22.00; Bakırköy Cinebonus (Marmara Forum), 11.30 13.30 15.30 17.30 19.30 21.30 (Cuma, C.teKiracı si 23.30). ÖLÜM ODASI / Chatroom: Ataköy Galleria Prestige, 11.30 13.30 15.30 17.30 19.30 21.30 (Cuma, C.tesi 23.30); Avcılar Pelican Mall Cinema Pink, 11.45 13.45 15.45 17.45 19.45 21.45; Bahçelievler Metroport, 11.30 13.30 15.30 17.30 19.30 21.30; Bakırköy Cinebonus (Capacity), 11.00 13.00 15.00 17.15 19.30 21.45 (Cuma, C.tesi 24.00); Bakırköy Cinebonus (Marmara Forum), 11.45 14.00 16.15 18.30 21.00 (Cuma, C.tesi 23.15); Bayrampaşa AFM Forum İstanbul, 11.40 14.10 16.40 19.20 21.50 (Cuma, C.tesi 24.10); Beylikdüzü AFM Migros, 11.15 13.45 16.15 18.45 21.15 (Cuma, C.tesi 23.35); Beyoğlu AFM Fitaş, 11.20 13.40 16.15 18.45 21.15 (Cuma, C.tesi 23.35); Fatih Cinebonus (Historia), 11.00 13.00 15.00 17.15 19.30 21.45 (Cuma, C.tesi 23.30); Maltepe AFM Carrefour Park, 11.40 14.10 16.45 19.15 21.45 (Cuma, C.tesi 24.10); Mecidiyeköy Cinebonus (Cevahir), 11.00 13.00 15.15 17.30 19.45 22.00; Sefaköy Armoni Park Prestige, 11.30 13.30 15.30 17.30 19.30 21.30 (Cuma, C.tesi 23.30); Ümraniye AFM Carrefour, 11.25 13.45 16.15 18.45 21.10 (Cuma, C.tesi 23.30); Ümraniye Cinebonus (Meydan), 11.00 13.00 15.15 17.30 19.45 22.00; Zeytinburnu Olivium Cinecity, 12.15 14.30 16.45 19.15 21.30 (Cuma, C.tesi 24.00). KÜLTÜR ngiliz yapımı ‘Serseriler’, parlak bir öğrencinin sokak kabadayısına dönüştüğü, gerçekçi ve sert bir ergenlik dramı ‘Bıçak kalemden keskindir!’ 1972’nin Glasgow’unda, işçi mahallesindeki sorunlu bir alt sınıf ailesinden gelen, içip içip evde şiddetterör estiren, sevgisiz, nemrut bir tamirci babayla (Peter Mullan) her şeyi sineye çeken, aciz bir hemşire annenin, sınıfının birincisi, akıllı, hassas oğlu John’un (Conor McCarron), kapıldığı ergenlik girdaplarında çıkış arayışını, çok ağrılısancılı büyüme hikâyesini, esprili ve bol sövgülü tarafından anlatıyor, 2010 İngiltere yapımı “NedsSerseriler”. Eğitimsiz ergen suçlular anlamına gelen Non Educated Delinquents’ın kısaltmasından adını alan ve yer yer seyirciye gerçekçi bir dramın sert tokatlarını akşeden “Neds”in malum festival koşuşturmacasında değerini yeterince fark edemediğimiz, yeniden seyredişimizde kafamıza dank etti doğrusu. Süregelen yetersiz, katı bir eğitim sisteminin ülküsüz, başıboş bir gençlik yetiştirdiği, sınıf ayrımcılığının hâlâ belirgin olduğu 1970’lerin İngilteresi’nde, üniversiteyi hedeflemiş, iyi okuyan, ‘inek’ bir öğrenciyken kötü çevre etkisiyle, gitgide suça meylederek (tıpkı okuldan atılmış, belalı ağabeyi Benny (Joe Szula gibi), eli bıçaklı, tehlikeli bir mahalle kabadayısına dönüşen İskoç genci John’ı başta, küçük Greg Forrest’in canlandırdığı, akça pakça, tombul bir ortaokul öğrencisi olarak tanıdığımız “Neds”, 2002’d e V ened ik’te A ltın Aslan ala n sko ç y öne tmen Pete r Mullan’ın, ç oğ u a ma t ör o y un c u l ar ı nd an iy i v erim a ldı ğı, A ltın stir idye ödüllü ‘ Ser serile r’ i, b izce son ha ftala rın se yr e d eğ er f ilmlerinden biri. Loach, Winterbottom, Figgis gibi yönetmenlerin “My Name is Joe”, “The Claim”, “Miss Julie” gibi filmlerinde, TV dizilerinde, ayrıca çeşitli tiyatro oyunlarında rol almış, yılların ödüllü oyuncusu, İskoç Peter Mullan’ın da üçüncü yönetmenlik denemesi. Kameranın arkasına geçtiği ilk filmi “Orphans”la 1998 Venedik festivalinde eleştirmenler ödülünü, ikinci filmi “The Magdalene Sisters”le yine Venedik’te 2002’nin Altın Aslan’ını kazanan Mullan’ın kendi gençlik deneyimlerinden de yararlanarak senaryosunu yazdığı “Serseriler” de, San Sebastian festivalinin büyük ödülü Altın İstiridye’ye layık görülmüştü geçen yıl. Evaile cehenneminde, sokakta ve okul çevresinde ezildikçe, sorunlu büyüklerince, kayışla öğrenci cezalandıran öğretmenlerince horlandıkça kafası iyice karışmış, sonuçta ‘Bıçak kalemden daha keskindir!’ görüşünün geçerli olduğu yoksul mahallelerdeki şiddet=kaba güç zihniyetine teslim olup bir öğrenci kavgasında tesadüfen eline geçen bir bıçakla seçimini yapan John, öfkesini Latince dersinde hocasını tüm sınıfın önünde madara ederek, zengin çocuğuyla arkadaşlık etmesini yasaklayan annesinin evine molotofkokteylimsi maytap atarak ve çevresine sürekli zarar veren, gözü kara, saldırgan bir asi zorbaya dönüşerek kusuyor bütün öfkesini ortalığa. Sokağa düşmesinin ve mazohistçe kendini rakip çeteye dövdürtmesinin ardından, ailenin tek aklı başındaki üyesi olan teyzesiyle annesi sayesinde tekrar evine ve okula (ama gerizekâlılar sınıfına) dönen John’ın dramını, aslanlı, sürreel bir hayvanat bahçesi gezisi finaline bağlayan Mullan, sözünü sakınmayan, gerçekçi ve cüretkâr filminin sertliğini, haşinliğini, parktaki İsa heykelinin canlandığı ya da sondaki bir grup aslanın sereserpe çimenlere yayıldığı gibisinden kimi gerçeküstücü sahneler, duygusal incelikler ve mizahi hoşluklarla törpüleyip dengelemiş. Karakterlerine sevecenlikle yaklaşan, suratsız, sorunlu baba rolünü de üstlenmiş, Glasgow’lu senaristyönetmenin çoğu deneyimsiz, amatör oyuncularından iyi verim aldığı, Altın İstiridye ödüllü “Serseriler”, bizce son haftaların seyre değer filmlerinden biri. H ub er t Sau per ( Dar w i n’ i n Kar ab asan ı ) Festival ‘Paris’te Gece Yarısı’ filmiyle sona erecek Karlovy Vary’de gece yarısı Paris’te Gece Yarısı GÖNÜL DÖNMEZCOLIN Belgeseller tarafsız mıdır? ASLI SELÇUK Belgesel sinemanın saf, işlenmemiş halidir. Belgeselde kâr ön planda değildir çünkü çoğunluk insan yaşantılara odaklanarak yapılır. Yönetmen de bilinmeyen fakat önemi tartışılamaz gerçekleri yansıtır. Belgeselde ideal çalışma koşulları budur. İlk ünlü belgesel Lumière Kardeşler’in “Bir Trenin Ciotat Gar’ına Gelişi” (1895) ve Robert J. Flaherty’nin “Kuzeyli Nanook”unu (1922) ele alırsak tür o tarihlerde kendini kanıtlamıştır. “Kuzeyli Nanook”la dünya uçsuz bucaksız buzullarda yaşayan eskimoların sert yaşam koşullarını keşfetti. Flaherty, İnuit’leri yönetmekten, onların değişen avlanma biçemlerini göstermekten çekinmedi. Fokların katliamını yansıtan Flaherty’nin daha sonra ne yazık ki marka bir kürk firmasıyla ortak olduğu anlaşıldı. Belgesel gerçekçi bir deneme midir yoksa tümüyle öznel bir yapıt mıdır? Gerçek sinema ekolünden gelen Frederick Wiseman, Jean Rouch, Raymond Depardon, Claude Lanzmann yönetmenin tarafsız kalarak dramatik güdümleme yapmamasından, yorum getirmemesinden yanalar. Kimilerine göre ciddi, kimilerine göre saf belgesel gizli, mahrem olmalı. Bu tür kitlelerin hoşuna gitsin diye yapılmaz. Hayvan belgeselcileri yaban hayvanları çekerken hileye başvurmak onları yemle kandırmak zorundalar. Hayvan belgeselcilerine zorunlu olarak tanınan bu hak neden başkalarına da tanınmıyor? Claire Simon belgeseli yönetmek hatta türleri karıştırmaktan yana. Simon’un “Les bureaux de Dieu”nün (2008) anlatıcıları ünlü oyuncular, aile planlaması kuruluşlarıyla ilgili önerilerde bulunuyorlar. “Kameranın çalışmasına izin veren belgeselcinin konumu düşsel ve gerçek dışıdır. Öyküdeki gerçek sorular soruldukça oluşur. Bakış içermeyen bir gerçekse yoktur, o gerçekse hep benim öykümdür” diyor Simon. “Xavier de Lauzanne D’une seule voix”da (2009) Fransa’da Filistinli ve İsrailli müzisyenlerin turnesini çekerken öncelikle barış düşüncesini yansıtmış. “Nesnel olunamıyor, tartışmalar da var dostluklar da. Amacım yapabildiğimce tarafsız kalmaktı” diyor de Lauzanne. “Les glaneurs et la glaneuse”de (2000) Agnès Varda tüketicilerin artıklarını toplayanlarla izleyici arasında yakınlık kurdu. “Şişir Beni”de (2009) Morgan Spurlock McDonald’s hamburgerlerinin kötü etkisini kanıtlamak için kendini denek yaptı. “Koy”da (2009) Louie Psihoyos Japonya’daki yunus katliamını çekmek için komando harekâtının lideri oldu. Hubert Sauper, “Darwin’in Karabasanı”nda (2004) Afrika’yı çökerten silah ticareti trafiğini tek bir silah göstermeksizin başarıyla anlattı. “Erotik bir ilişkiyi cinsel organ göstermeden de yansıtabilirsiniz, görülmeyenin varlığı duyumsanır” der Sauper. Michael Moore (Benim Cici Silahım, Fahrenheit 9/11) kurguda Nazi propagandası yapan Alman sinemacı Leni Riefenstahl’ın (İradenin Zaferi/1934) güdümleme tekniklerini kullanıyor. Olaylar ekranda izlediğimiz biçemde yaşanmıyor, televizyon çarpıklığıyla ulaşan haber programları var. Wiseman bu tür haberlerle bilinçli güdümleme yapıldığını, her şeyin güdümlendiğinin altını çiziyor: “Anlatılanı severseniz yorumlama, sevmezseniz yalandır. Unutulmamalı ki her şey saptırılmıştır”. “İnsanları etkilemek için eğlendirmek gerek” diyen Moore’un belgeselleri taşkın, mizah doludur. Politik bir araç olan mizahta sınır alayla akılsızlık arasında gezinir, belgeselci de bazen bu sınırı aşar. Belgeselde yöntembilimi ve etiği tanımlamak zordur. Sinemada her şey gösterilebilir, söylenebilir mi? Moore’a göreyse belgeselde nesnellik yok, önemli olan kurmaca olmayan olayların doğruluğu ve yönetmenin düşünceleri. Mizah, eğlenceli müzik, şok görüntüler belgeselin ciddiyetiyle bağdaşmıyor ama “Propaganda hükümet şirketlerinin silahıdır” diyen “Moore Kapitalizm: Bir Aşk Hikâyesi”nde (2009) silah lobilerini, Bush’u, ABD’deki sağlık sistemini eleştirerek medya kuruluşlarının hedefi oldu. C MY B C MY B KARLOVY VARY Çek Cumhuriyeti’nin tarihsel termal kentinde bu yıl 46.’sı düzenlenen Avrupa’nın en eski film festivallerinden “Karlovy Vary Uluslararası Film Festivali” başladı. Charlotte Bronte’nin aynı adlı romanının Amerikalı genç yönetmen Cary Joji Fukunaga’nın sinemaya uyarladığı “Jane Eyre” ile açılan festivalin yarışmasında ise Slovak yönetmen Martin Sulik’in “Çingene” filmi ile Martin Donavan’ın “İşbirlikçi” filmi en öne çıkanlar arasında. Macar yönetmen Istvan Szabo’nun başını çektiği büyük seçici kurulda oyuncu Sibel Kekilli de yer alıyor. Festivalde ayrıca “Doğu Batı”, “Belgeseller”, “Bağımsız Kamera”, “Uluslararası Film Eleştirmenleri”, “Ekümenik” ve başkanı olduğum “Asya Sinemasına Destek Örgütü” seçici kurulları da var. “Çek Filmleri”, “Yeni Yunan Sineması”, “Müzik Üzerine Filmler” ise programı zenginleştiren bölümler. Festivalin “Ufuklar” bölümüne Nuri Bilge Ceylan’ın “Bir Zamanlar Anadolu’da” ve Seren Yüce’nin “Çoğunluk” filmleriyle katılıyoruz. Her ikisi de daha önce ödüllenmiş bu iki filme eşlik eden diğer filmler arasında Dardenne kardeşlerin Cannes’da Büyük Ödülü Ceylan’ın filmi ile paylaşan “Bisikletli Çocuk”, Nanni Moretti’nin “Bizim Bir Papamız Var”, Wim Wenders’in “Pina” ve Bela Tarr’ın “Torino Atı” filmleri var. “Başka Bir Bakış” bölümünde ise Güney Kore’den Kim Kiduk’un “Arirang” (Korelilerin dertlenince söyledikleri hüzün türküsü) bana kalırsa her yönetmenin kariyerinde bir noktada durup düşündüğü konuları ele aldığı için önemli bir yapıt. Festival yarın akşam ödül töreni ve Woody Allen’ın “Paris’te Gece Yarısı” filminin gösterimi ile son bulacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle