18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 TEMMUZ 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 CAZ FEST VAL NDE BUGÜN DÜNYANIN EN PAHALI 5 TABLOSU’NDAN 3’Ü P CASSO’NUN Pollock 140 milyon dolar Kültür Servisi “The Telegraph” gazetesi, dünyanın en pahalı 5 tablosunu açıkladı. Gazetenin açıklamasına göre dünyanın en pahalı tablosu, Amerikalı ressam Jackson Pollock’un, 140 milyon dolara (yaklaşık 226 milyon TL) satılan “No. 5” adlı yapıtı. En pahalı 5 tablodan 3’ü ise Pablo Picasso’nun. Soyut dışavurumcu hareketin önde gelen sanatçılarından Jackson Pollock’un (19121956), dünyanın en pahalı tablosu olarak kabul edilen “No. 5, 1948”, 2006 yılında Sotheby’s tarafından düzenlenen bir müzayedede 140 milyon dolara alıcı buldu. Pollock’un kendine özgü akıtma ya da damlatma tekniğiyle yaptığı tablonun, Hollywood’un eğlence dünyası patronlarından David Geffen tarafından adı açıklanmayan bir alıcıya satıldığı belirtildi. Pollock, 1956’da bir araba kazasında yaşamını yitirdiğinde 44 yaşındaydı. Dünyanın en pahalı ikinci tablosu ise Avusturyalı ressam Gustav Klimt’in (18621918) 135 milyon dolara (yaklaşık 218 milyon TL) satılan “Adele BlochBauer’in Portresi” adlı yapıtı. İçtenlikli bir erotizmi yansıtan kadın bedeni tabloları ve desenleriyle tanınan Klimt’in 1907 yılında yaptığı “Adele BlochBauer’in Portresi” 2006 yılında Klimt, ‘BlochBauer’in Portresi’ Picasso, ‘Pipolu Çocuk’. Picasso, ‘Nü, Yeşil Yapraklar ve Büst’ Odman ve Battista aynı sahnede Kültür Servisi Bu akşam İKSV Salon’da European Jazz Club konserleri kapsamında saat 22.30’da Ferit Odman Quintet ve İtalyan saksofoncu Stefano di Battista aynı sahnede olacak. Genç yaşta Türkiye caz sahnesinin önemli isimlerinden biri haline gelen davulcu Ferit Odman, İstanbul’daki müzik eğitiminin ardından New York’ta caz performansı üzerine eğitimini tamamladı. New York’ta Mulgrew Miller, Harold Mabern ve Bill Goodwin gibi usta sanatçılarla çalışma fırsatı bulan Odman, 2010 yılında da ilk albümü “Nommo”yu yayımladı. İlk albümü “Volare”yi 1997 yılında yayımlayan di Battista, bu albümle büyük ilgi topladı. Sonraki albümlerinde ünlü caz plak şirketi Blue Note ile çalışmaya başlayan sanatçı, dinamik yorumuyla caz dünyasının önemli saksofoncuları arasında yerini aldı. Pollock, ‘No. 5’. ünlü kozmetik şirketinin mirasçısı Ronald S. Lauder tarafından satın alınmıştı. Klimt’in tablosu, İkinci Dünya Savaşı sırasında Avusturya’yı işgal eden Naziler tarafından yağmalanmıştı. En pahalı tablolar listesinin üçüncü sırasında, 20. yüzyılın en etkileyici sa natçılarından Pablo Picasso’nun (18811973) “Nü, Yeşil Yapraklar ve Büst” adlı yapıtı yer alıyor. Picasso’nun, sevgilisi ve esin perisi MarieTherese Walter’i betimlediği tablo, 2010 Mayısı’nda Christie’s tarafından düzenlenen bir müzayedede 106.5 milyon dolara (yaklaşık 171 milyon TL) satılmıştı. Sanatçı, tabloyu, 1932 yılında Normandiya’da tek bir günde yapmıştı. Picasso, Walter’le 1927’de tanışmış, 4 yıl sonra da portrelerini yapmaya başlamıştı. Picasso’nun “Pipolu Çocuk” adlı tablosu ise 104 milyon dolarla (yaklaşık 168 milyon TL) dördüncü sırada bulunuyor. Sanatçının ünlü Pembe döneminin bir ürünü olan tuval üstüne yağlıboya tablo, 2004 Mayısı’nda Sotheby’s’in New York’taki bir müzayedesinde satılmıştı. Dünyanın en pahalı beşinci tablosu da yine Picasso imzası taşıyor. “Kedili Dora Maar” adlı tablo, Sotheby’s’in 2006 yılındaki bir müzayedesinde 95 milyon dolara (yaklaşık 153 milyon TL) alıcı bulmuştu. Picasso, sevgilisi Dora Maar’ın bu portresini 1941’de yapmıştı. Picasso, ‘Kedili Dora Maar’. Yaklaşık 30 bin kişinin katıldığı Efes Pilsen One Love, 10. yılında kabına sığmadı Jim Morrison anıldı Kültür Servisi Dünyaca ünlü rock grubu The Doors’un vokalisti Jim Morrison, ölümünün 40. yılında anıldı. Önceki gün Paris’teki PèreLachaise Mezarlığı’nda dünyanın dört bir yanından gelen hayranlarının da katıldığı anma töreninde The Doors’un klavyecisi Ray Manzarek ve gitaristi Robby Krieger da vardı. Morrison, 2 Temmuz 1971’de, 27 yaşında kalp yetmezliğinden hayatını kaybetmişti. On yıllık bir aşk hikâyesi ZÜLAL KALKANDELEN Suede Efes Pilsen One Love Festival, hafta sonu Santralistanbul’da 10. yılını kutladı. Bu yıl 30 bin izleyiciyle her zamankinden daha kalabalık olan festivalin bu kadar çok ilgi görmesi sevinilecek bir durum. Ancak özellikle pazar günü aşırı kalabalıktan yürünmez oldu. Belli ki, mekân artık festivale dar geliyor; ya etkinliği daha büyük bir yere taşımak ya da satılan bilet sayısına sınır koymak gerekebilir. Festivalin bu kadar ilgi görmesinde önemli etkenlerden birisi de, şehir merkezine olan yakınlığı. Ayrıca Tak Santralistanbul’da 10. yılını kutlayan Efes Pilsen One Love’ın yıldızı, postpunk’ın yeniden canlandırılmasında öncülük eden gruplardan Editors oldu. Alternatif rock’ın politik topluluklarından Manic Street Preachers ve 90’lar denince akla gelen en önemli gruplardan Suede de festivalin gözdeleri arasındaydı. sim’den Santralistanbul’a gün boyunca yapılan ücretsiz ring seferleri de ulaşımı kolaylaştırıyor. Festivalin artı hanesine yazılacak noktalar bunlar. Veganlar düşünülmediğinden ben yine yiyecek bulamadım, festival organizatörlerinden ricam, dışardan yemek getirmeye izin verilmiyorsa, yiyecek alternatiflerini çoğaltsınlar. Sahnesi, diğeri Festivalin Ana Sahne. Ana . yıldızı Editors Sahne’de yer alacak isimler ilk açıklandığında programı çok güçlü bulmamıştım. “Yenilikçi tarzlarıyla dikkat çeken isimlerin” konuk olduğu söylenen bir festivalde, yıllardır hiçbir yenilik yapmayan ve daha önce İstanbul’da defalarca konser vermiş olan Cake vardı. Ama Cake’i dinlemeye gelen büyük kalabalığı görünce, işin organizatörler açısından farklı göründüğünü bir daha anladım. Nijerya asıllı Nneka, hiphop ve soul alanında ismi öne çıkan, yetenekli bir müzisyen. Akşamüstü çoğunluğun çimenlere yayılıp sohbet etmeyi tercih ettiği bir saatte sahneye çıktı ama dikkate değer bir performans sundu. İlk günün merakla beklenen konuğu, 80’lerdeki “Madchester” akımının öncüsü Happy Mondays’ti. Ancak son yıllarda gördüğüm en büyük hayal kırıklığı yaratan konserlerden birisiydi. Shaun Ryder liderliğindeki ekip, sahnede öylesine sönüktü ki, “Keşke bu hallerini hiç görmeseydik” dedirtti. Adı Happy Mondays’le özdeşleşen grup üyesi Mark “Bez” Berry’nin ekipte yer almayışı da çoğu kişiyi üzdü. Cumartesi gecesi Ana Sahne alterna Bir daha Cake... Geçen yıllarda olduğu gibi, bu yıl da iki sahnesi vardı festivalin. Birisi, yerli müzisyenlerin çıktığı Dolu Dolu Müzik tif rock’ın en politik gruplarından Manic Street Preachers’ı ağırladı. “Motorcycle Emptiness”, “A Design for Life”, “Suicide is Painless” gibi beklenen hitlerini de seslendirdikleri konser, yıllar önce Rock’n Coke’ta verdikleri konserden daha coşkuluydu. 90’lar denince akla gelen en önemli gruplardan Suede, ikinci günün assolistiydi. Brett Anderson, tükenmeyen enerjisi ve güçlü sesiyle mükemmel bir grup lideri. Dinleyicinin şarkılara eşlik etmesi için çabaladıysa da, sözleri herkes bilmediğinden pek başarılı olamadı ama alkışlar hiç eksik olmadı. O konserde “Trash”i canlı dinlerken 96 yılına ışınlanıp hayalindeki anıları yeniden yaşamayan yoktur herhalde. Ancak festivalin yıldızı, 21. yüzyılda postpunk’ın yeniden canlandırılmasında öncülük eden gruplardan Editors oldu. Daha önce 2006’da Rock’n Coke’ta da çok güzel bir konser vermişlerdi; ama bu defaki yanına beş yıldız konulacak türden unutulmazdı. Başlangıçta pek de müzikle ilgilenmiyor görünen kalabalığı bile kısa sürede avuçlarının içine almayı bildiler. Bir an bile heyecanın dozu düşmedi sahnede. Efes Pilsen One Love’a nice 10 yıllar diliyoruz! www.zulalkalkandelen.com ‘Köstebek’ beyazperdede Kültür Servisi Ünlü casusluk romanları yazarı John Le Carre’nin aynı isimli romanından uyarlanan ‘Tinker, Tailor, Soldier, Spy’, Tomas Alfredson yönetmenliğinde sinemaya uyarlandı. 18 Kasım’da ABD’de vizyona gireceği açıklanan film, Gary Oldman, Tom Hardy, Colin Firth, Mark Strong gibi güçlü bir kadroya sahip. Aynı romanın 1979 tarihli, BBC yapımı ünlü televizyon dizisi uyarlaması, ülkemizde de “Köstebek” adıyla gösterilmiş ve büyük ilgi görmüştü. ‘Sözünü Sakınmadan’ Kültür Servisi İstanbul Modern ve Sabit Fikir işbirliğiyle düzenlenen “Sözünü Sakınmadan”, 7 Temmuz’da başlıyor. Edebiyat dünyasının merakla beklediği söyleşi dizisinin ilk konuğu ise ünlü yazar Murathan Mungan olacak. Kısa süre önce “Şairin Romanı” adlı kitabı takipçileriyle buluşan Murathan Mungan, “Sözünü Sakınmadan”da, eleştirmen Semih Gümüş, Ömer Türkeş ve Kaya Genç’in sorularını yanıtlayacak. Usta eleştirmenler, konuklarının edebiyatını, ‘sözünü sakınmadan’ konuşacak. Murathan MUNGAN C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle