18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 5 TEMMUZ 2011 SALI [email protected] 16 KÜLTÜR Milyonlarca izleyici, sabahtan akşama dek ‘yalan söyleme stratejileri’ üstüne uzmanlık eğitimi alıyor Yalandan kim ölmüş Nasrettin Hoca “eski ayları kırpıp kırpıp yıldız yaparlar” demiştir. Günümüzde de eski öyküleri sakız gibi çekip uzatarak televizyon dizisi yapıyorlar. Artık roman mı olur, “nostalji” duygusuyla yüreğimizi çatlatan “eski Yeşilçam sineması” örnekleri mi olur, akla ve ele ne gelirse piyasaya çıkartılıyor. Sakız eskiyince tadı kaçar, atarsınız. Dizilerinse “atılma” noktasını geciktirmek gerekli. Öyküyü uzatma yolunda 2000’li yıllarda en sık kullanılan örgenin (motif) ise “yalan” olduğu görülüyor. “Yahşi Cazibe”den “Adını Feriha Koydum”a, “Tövbeler Tövbesi”nden, yeni başlayan “Babam Sağolsun”a, “Kalbim Seni Sevdi”ye dek en aşağı 3040 melodram ya da komedi türündeki dizide, çeşitli biçimlerde yalan söyleniyor. Böylece milyonlarca izleyici, sabahtan akşama dek “yalan söyleme stratejileri” üstüne uzmanlık eğitimi alıyor. Üçüncü sınıfa geçen torunumla aramızda şöyle konuşmalar geçebiliyor: “Anneanne, adam kızı gerçekten kaçırmış mı?”// “Yok canım, kızın babasından para almak için yalan söylüyor.”// “Ha, yani oyun içinde oyun…” Böylece, bizim küçük kızı “yalan söyleyerek çıkar sağlama” üstüne bilgilendirmiş oluyorum. Bir anlamda, o sırada kendim de fark etmeden “yalan”ın promosyonunu yapıyorum. Yalan söyleme yoluyla “zorluklardan sıyrılma” eğilimindeki dizi tı”dan alabildiğine arındırarak beceriyle yerleştirdiği, (hem belli ederek hem de etmeyerek) “karşısındakini atlatma” anlarını tiyatro sahnesinde/ekranda seyirlik bir şölene dönüştürebilmiştir. Öteki biçem ise yalanın gerçekmiş gibi söylendiği doğalcı oyunculuk biçemidir. Bu tür oyunculukta yalan söylemenin huzursuzluğu ses ve harekette değil, bakışlarda ve duruşta yansır. Tiyatro sanatçılarımızın çoğu bu biçemin ustasıdır. TV’deki melodramlarda da bu tür bir yalan söyleme biçeminin uygulanması gerekir. “Yalan” malzemesini sık kullanan komedi ya da melodram formatındaki dizilerin pek çoğunda ise “yalan söyleme” anlarını seyircinin gözüne sokan ve karakteri sesmimikbakış düzleminde değişime uğratan son derece yapay bir biçem kullanılıyor. Bu biçem, adım başı bir yalan içeren komedi metinlerinde, oyuncunun yorumunun tümünü ele geçirebiliyor ve oyunculuğun düzeyini düşürüyor. Melodram ağırlıklı senaryolarda ise, karakterin, kendisi için çizmiş olduğu kişiliğin birdenbire dışına çıkıp, kısa bir “komedi gösterisi” yapıp rolüne geri dönmesi sonucunu veriyor. Kısaca, “yalan söyleme” sürecinde sergilenen abartılı oyunculuk, hem komediyi olduğundan da çok sulandırıyor, hem de melodram oyunculuğunun çizgisini altüst ediyor. Ne yazık ki yetenekli ve deneyimli oyuncular da bu garip modayı benimsemiş durumda. TV dizilerini önemsediği oyuncuların yorumlarına tanıklık edebilmek ve genç oyuncuları tanımak için izleyen benim gibiler için büyük düş kırıklığı… Hulki Aktunç’a Veda Geçen mayıs ayında, bu köşede yayımlanan ilk yazımdan sonra beni aramış, Cumhuriyet’te yazmaya başlamamdan duyduğu hoşnutluğu belirterek ele aldığım konunun birçok yazıya daha gebe olduğunu söylemişti. Coşkulu sesi kulağımda. Kendisi de aynı sayfada pazartesi günleri yazacaktı. Benim için çok değerli, kitaplarını ilgiyle, zevkle okuduğum bir yazardı. Aynı kuşaktan olduğumuz halde nedense hiç aynı ortamlarda bulunmamış, yüz yüze gelmemiştik ama şimdi, yıllar sonra sayfa arkadaşı olacaktık. İnceliği, desteği sevindirdi beni. En kısa zamanda görüşmek, oturup söyleşmek için sözleştik. Yalnız o, pek çıkamıyordu evden. Ben onu ziyaret edecektim. Tamam ama araya yaz girdi, yazlıkta olduğum sırada bir kez daha aradı beni, ne zaman buluşacaktık? İstanbul’a dönüşte, eylülde. Olmadı, bir türlü kalkıp gidemedim. Bir romana kapandığım zor bir yıl geçirdim. Hulki’nin kuşları, kedileri, ağaçları, meyve çekirdeklerini güzelleyen yalın, hayatın anlamına dokunan yazılarını okurken bir sabah kahvaltısında eşinin hazırladığı cicipapaları paylaşma arzumu sürekli erteledim. Hasta olduğunu bilmiyordum, yazıları kesildiğinde, durumu kötülediğinde öğrendim, bu kez rahatsız etmekten çekindim. Belki de ben, “Geniş zamanlar umuyordum” meğer kalmamış, yokmuş! Bazen, korku ya da önyargı gibi anlamsız nedenlerle dostluklara geç kalıyoruz. Edebiyat çevresinde sık görülen bir durum bu. Bir de sanırım çekingenlikten ya da kırılma korkusundan mı nedir, edebiyat dostluğunun kitap sayfaları yoluyla çok daha gerçek ve sağlam kurulduğuna inanırım ben. Hulki’nin ilgilendiği umut veren genç yazarlarla ben de ilgiliydim, onlar söylediler ne kadar alçakgönüllü, sahici bir insan olduğunu ama işte sesimiz geç ulaştı birbirimize, uzak kaldık. Keşke biraz daha zamanımız olsaydı. Ölüm fırsat vermedi. Ölüm. Aktunç, yazma çizme işini “Ölümden bir şeyler kopartmaya çalışmak” olarak tanımlıyordu. Masasında yazı, öykü, roman taslakları vardı, çekip gitmek için çok erkendi daha. Etkin ve yaratıcı okur kavramını önemseyen, metninin anlamını, esnek içeriğini okurla birlikte zenginleştirmeyi amaçlayan bir yazardı. Çok satar ve star olmak umurunda değildi. “Sanatçının bilinçle yaptığı iş, gerçekliğin bir kısmını alıp çıkartmak, yansıtmak ve mümkün olduğunca yorumlamak” olmalıydı. Bir dil ustası, titiz bir dil işçisi olarak içeriği kof yapıtlarda dilin de çürümüş olduğu gerçeğine işaret ediyordu. Rıza Kıraç’la yaptığı Yoldaşım Kırk Yıl başlıklı nehir söyleşide, 12 Eylül sonrası bir akıl yarılması yaşadığımızı, bunun günümüzde de devam ettiğini, düşünce ve dildeki yarılmaların toplumu kavga ve ölümlere sürüklediğini söylüyordu. Sosyopolitik olguların yatay ve dikey çelişkilerle biçimlendiğini, dikey çerçevede emek sermaye çelişkisi, yatay olanın da ise sömürüyü gizlemek ve hedef saptırmak için egemen güçlerin yarattığı gereksiz sorunlar olduğu görüşündeydi. Türban da bunlardan biriydi örneğin. Ölüm geride kalanlar için büyük yalnızlık. Dostlar, bugünün garip, yapaylaşmış, para virüsü bulaşmış dünyasından uzak yıldızlar gibi parlayan ustalar, birer birer ve erkenden ayrılıyor aramızdan. Türk Edebiyatı ömrünü, insan olmanın acısını kendine özgü yeni bir dil, biçim ve yorumla usanmadan anlatmaya adayan has bir yazarını, 68’li onurlu bir aydınını, dilimizi zenginleştiren inatçı bir yalnızını daha kaybetti. Bir şiirinde, “Yan yana getirilecek sözcükler var daha” demişti. Gidip toprağına bir kalem saplasam, çağrısına uyamadığım için duyduğum pişmanlık duygusu biraz yatışır mı acaba? Yahşi Cazibe kişilerini benimsememiz, onlarla özdeşlik kurduğumuzun da göstergesi oluyor. kranda ‘yalancı’yı oynamak E tirmek için çeşitli dolaplar çeYahşi Cazibe’den Ezel’e, Adını viren, yalancı “köle” figüFeriha Koydum’dan Tövbeler Tövbesi’ne dek en rüyle başlayıp, commedia dell’Arte biçemine ve günüaşağı otuzkırk melodram ya da komedi türündeki müze ulaşan, bizim popüler dizide, çeşitli biçimlerdeyalan söyleniyor. “Yalan” ile haşır neşir bir yaşama biçimini topluma benimseten, feodal yapılanmanın baskıcılığı mı, sınıflar arasındaki uçurumların yol açtığı ezilmişlik duygusu mu, kurnazlığı “zekâ” ve “akıl” sayma alışkanlığı mı, politiktoplumsalekonomik düzeyde yalanlarla avutulmaya/korkutulmaya alışmış olmak mıdır? Üstünde düşünmeye değer… Konuya değinişimin bir nedeni de, ekranda “yalan söyleme” süreci yer alırken uygulanan “oyunculuk biçemi”… Tiyatroda “yalan söyleme” edimi iki ayrı yaklaşımla oynanır. Daha eski olanı, antik/klasik komedyada, inatçı efendisini yola ge halk tiyatromuzun da kucakladığı, “yalan” söylediğini “seyirci”ye ses tonundaki yapaylıkla ve el hareketleriyle belli eden “abartılı”, “çığırtkan” oyunculuk biçemidir. “Tribünlere oynama”yı öngören, bir çeşit “göstermeci” biçemdir bu. Bizde aynı biçemi çağdaş oyunculuğa taşımış en büyük ustalardan biri Gazanfer Özcan’dır. Özcan, doğal oyunculuğunun içine “abar ÖZEL T YATROLARA DESTEK YARDIMI Bu yıl da vergi borcu koşulu var SELDA GÜNEYSU Akbank’ın en beğenilen ‘kısa’ları Kültür Servisi Akbank Kısa Film Festivali’nin en beğenilen filmleri, kaçıranlar ya da yeniden izlemek isteyenler için Akbank Sanat’ta yeniden sinemaseverlerle buluşuyor. Son iki yılda festivale katılan eserler arasından seçilen toplam 60 film yeniden gösterilecek. “Akbank 6. Kısa Film Festivali’nden Seçkiler” 13142021 Temmuz, “Akbank 7. Kısa Film Festivali’nden Seçkiler” ise 2728 Temmuz tarihlerinde, saat 15.00 ve 18.00 olmak üzere iki ayrı seans halinde yapılacak, gösterimler ücretsiz izlenebilecek. “Selahattin’in stanbul’u” ANKARA Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca her yıl özel tiyatrolara verilen “destek yardımları” için başvurular başladı. Bakanlık bu yıl da geçen yıl olduğu gibi özel tiyatroların yardım alabilmesi için “vergi borçlarını ödediğine dair belge” istiyor. Başvuruların 15 Ağustos’a dek Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne iletilmesi gerekiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, geçen yıl özel tiyatrolara verdiği destek yardımlarını 3.5 milyon TL’ye çıkarmıştı. Bu yardımlardan Türkiye genelindeki profesyonel, amatör, geleneksel ve çocuk tiyatroları dalında olmak üzere 130’un üzerinde tiyatro yararlanmıştı. Teşvik yardımlarında en yüksek bedel, profesyonel tiyatrolarda 85 bin TL, en alt bedelse 25 bin TL olarak belirlenmişti. Ancak bakanlık geçen yıl, herhangi bir özel tiyatronun yardım alabilmesi için “vergi borçlarını ödediğine dair belge” istemişti. Bakanlık bu yıl da aynı belgeyi başvuru formuna önkoşul olarak koydu. Belgede yardım için başvuru sahibinin son üç yılda ödemiş olduğu vergi tutarları isteniyor. Bu durum vergi borçlarını ödeyemeyen ya da bir önceki yıl vergi affı kapsamında borçlarını yapılandıran tiyatroları zor duruma sokacak. Konuya ilişkin görüşlerini sorduğumuz Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, söz konusu belgenin özel tiyatro sahiplerinden istenmesi için Maliye Bakanlığı’nın ısrar ettiğini dile getirdiler. Yetkililer, aksi takdirde bakanlığın yaptığı yardımı Maliye Bakanlığı’na açıklamada zorlandıklarını belirttiler. Akbank 6. Kısa Film Festivali’nden Seçkiler 13 Temmuz saat 15.00; “Üçte Bir”, “Hamam”, “Rapunzel”, “Bu Sahilde”, “Lady Muhtar” / Saat 18.00; “Erkek Adarn”, “Ölüm”, “ kilem”, “Nor”, “Kıvırcık Saçlı Adam” 14 Temmuz saat 15.00; “Aynur”, “Güven Bana”, “Small Talk”, “Mezra Ezidiya”, “ çimizden Biri” / Saat 18.00; “Derin”, “Maşuk”, “Metroist”, “Hayali Tacettin Diker”, “Sessizlik çinde” 20 Temmuz saat 15.00; “Siyah”, “Çamur”, “Terlik”, “Dönüş”, “Duvar” / Saat 18.00; “Esma”, “Merdiven”, “DölDöş”, “Esperanto”, “Bir Yol’un Öyküsü” Ç ük ugün Yok”, “1 ayıp Cenat 15.00; “Küç 21 Temmuz sa ine” / Saat 18.00; “Berf”, “B at 15.00; “Göç”, “Sivil”, “K , “Tayf”, sa e” efes rat”, “Şiirim N om’”, “Bağdat” 27 Temmuz iralık, Xwin, My Dad & Spik hir ken”, ‘Voiceless Ro Saat 18.00; “K 0; “Teneke”, “Namibia Şe ü Olmaha .0 “Urbanbugs” / üş net”, “Patina”, anbul’u” 28 Temmuz saat 15 / Saat 18.00; “Veda”, “Dön ahattin’in st “Kahpe Devran”, “Mada” a”, “Simurg” “Sel nem enim Düşüm Si nılar”, “Gelecekten A lculuk”, “Hayali hracat”, “B yan Yo Seçkiler Festivali’nden aşeFilm “Kam steki H Akbank 7. Kısa Bir Hakikat”, “Peki”, “Bisqilet”, gi 1 Npüa”, “Ahnectot iz “Namibia Şehir ken” Büyükçekmece’de festival coşkusu sürüyor Kültür Servisi Bu yıl 12.’si düzenlenen Büyükçekmece Kültür ve Sanat Festivali kapsamında bugün saat 14.00’te Büyükçekmece Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) “Büyükçekmece Altınköprü Halk Dansları Yarışması” gerçekleştiriliyor. Saat 19.30’da İshakoğlu Musiki Derneği’nin konseri, saat 20.00’de ise Celaliye ve Kamiloba meydanlarında katılımcı ülke gruplarının gösterileri yer alıyor. Saat 20.40’ta Kemal Sunal Amfitiyatrosu’nda da Ramazan Yumrutepe kum sanatı gösterisi ile saat 22.00’de Hande Yener konseri var. www.bcekmece.bel.tr ‘Karikatürlerle TürkYunan Komşuluğu’ Kültür Servisi Karikatür Vakfı ve Yunanistan Karikatür Dostları Derneği, Avrupa Birliği desteği ile 59 Temmuz tarihleri arasında ‘Karikatürlerle Türk Yunan Komşuluğu’ konulu etkinlikler düzenleyecek. Yunanistan’dan Triantafillou Nikos, Giannis Geroulias, Sofia Mitraki (Karachaliou), Antonis Passaris, Türkiye’den Tan Oral, Nezih Danyal, Kamil Masaracı, İzel Rozental, Ercan Akyol, Muhammet Şengöz’ün de aralarında olduğu karikatüristlerin katılacakları çalıştayla başlayacak etkinlikler, İnşaat Mühendisleri Odası Lokali’nde bugün başlayacak. Türkiye ve Yunanistan arasında karikatür sanatı aracılığıyla kültürel diyaloğun geliştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Avrupa Birliği Genel Sekreterliği tarafından yürütülen “Türkiye ve AB Sivil Toplum Diyaloğu II” “Kültür & Sanat Bileşeni Hibe Programı” kapsamında düzenlenen etkinliklerde, iki ülkenin karikatüristleri çalıştaylar, paneller düzenleyecek ve sergiler açacaklar. Kültür, Turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği’nin de destek verdiği bu etkinliklerde, karikatüristlerin çizdikleri karikatürler ilerleyen tarihlerde sergilenecek ve bir kitapta toplanacak. Büyükedes’e Belvedere Şan Yarışması’nda ödül Kültür Servisi Viyana’da bu yıl otuzuncusu düzenlenen “Uluslararası Hans Gabor Belvedere Şan Yarışması”nda soprano Simge Büyükedes 3. oldu. 3000 kişinin katıldığı Belvedere Şan Yarışması’nda birinciliğe soprano Rachel Willis Sorensen (ABD), ikinciliğe tenor Sehoon Moon (Güney Kore) değer görülürken, Simge Büyükedes’e aynı zamanda Uluslararası Medya’nın “Jüri Özel Ödülü” de verildi. Simge Büyükedes, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden, Ece İdil’in sınıfından mezun oldu. “Leyla Gencer Yarışması”nda ödül alan ve Leyla Gencer’in seçimiyle La Scala’nın “Singing Judas Priest ve Whitesnake stanbul’da Kültür Servisi Heavy metal dünyasının en önemli isimlerinden olan Judas Priest, kariyerlerine nokta koydukları jübile turnesi EPITAPH kapsamında 10 Temmuz’da KüçükÇiftlik Park’ta binlerce hayranıyla buluşacak. Bu tarihi buluşmada Judas Priest’e yine dünyaca ünlü hard rock grubu Whitesnake eşlik edecek. Konserde Pentagram ve Malt grupları da sahne alacak. Academy” adlı kurumunda eğitim gören sanatçı, çalışmalarını İtalya’da sürdürüyor. Belvedere Şan Yarışması’nda daha önce de Türkiye’den bas Burak Bilgili birincilik (2002) ve bariton Sedat Öztoprak da ikincilik (1990) elde etmişdi. ‘7 iklim 4 bucak’ Yaşar Kültür Servisi Yaşar bu akşam Turkcell Kuruçeşme Arena Sahnesi’nde olacak. Sanatçı, kendi şarkılarının yanı sıra “7 iklim 4 bucak” adın verdiği konserinde 12 türkü de seslendirecek. Turkcell Kuruçeşme Arena’da yarın akşam ise Komedi Dükkânı’yla Tolga Çevik sahnede olacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle