23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul B Edirne B Kocaeli B Çanakkale B İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak PB Sinop PB Samsun Y Trabzon Y Giresun Y PB Ankara 33 35 33 34 34 36 35 29 28 29 27 28 32 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB B Y PB Y B B B PB B Y Y Y 30 29 28 35 34 34 38 35 36 36 30 26 23 HABERLERİN DEVAMI Oslo Y Helsinki Y Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte Y Madrid PB Viyana Y 21 22 23 19 17 14 17 20 19 20 24 34 22 Belgrad Y 26 Sofya PB 29 Roma PB 26 Atina B 32 Zürih Y 18 Moskova Y 30 Aşkabat B 39 Taşkent B 41 Baku B 35 Bişkek B 36 Tiflis Y 33 Kahire A 37 Şam A 36 Ülkemizin kuzey ve doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Akdeniz, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ile Sivas, Samsun ve Ordu çevreleri sağanak ve gkgürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek.Yağışlar, Doğu Karadeniz kıyıları ile Artvin ve Ardahan çevrelerinde kuvetli olacak. Hava sıcaklığı kuzeydoğu kesimlerinde 2 ile 4 derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. 23 TEMMUZ 2011 CUMARTES TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Temmuz GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Atalay: ç güvenlikte polisin kullanılması için kapsamlı bir çalışma yürütüyoruz GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada işaretler eklendi. Neresinden bakarsanız bakınız, Türkiye birini diğerinden ayırt etmek olanaksız büyük sorunlarla karşı karşıya. Hükümetin olumsuz gelişmelere yol açan açılım politikası Kandil’i, İmralı’yı ve PKK’nin siyasal ayağı Barış ve Demokrasi Partisi’ni cesaretlendiriyor. İmralı’nın koşullar öne sürmesini sağlıyor. 13 askerimizin şehit olduğu son PKK saldırısından hemen sonra İmralı, görüşmelerin devam ettiğini neden yineledi? Terörle mücadelede elbette artık kendisini hükümetin soyutlayamayacağını, yardımına gereksindiğini duyurmak amacıyla. Öcalan kişisel, örgütsel, siyasal amaçlarını gerçekleştirmek için hükümeti (devleti) kullanıyor... Hükümete artık şart koşabiliyor. Silahları ancak o susturabilirmiş. “Bu rolü oynaması için” Başbakan’a seslenirken, 3540 bin kişinin katili değil, sütten çıkmış ak kaşık sanki. Küstahlığının ve cesaretinin sınırı yok. Başbakan’la da yetinmiyor; TBMM’nin acele toplanıp kendini bu rolü üstlenmeye çağırmasını da isteyebiliyor. AKP hükümeti İmralı’nın gölgesi altında. Başbakan’a göre 13 erimizi şehit eden olay mücadelede kırılma noktası imiş. Başbakan PKK’ye karşı “taze” önlem açıkladı: “İç güvenlik harekâtında askerin yerine polis kullanılacak!” Önlemlerin bilinmeyen yanını bırakalım daha sonraki tartışmalara. Başbakan’ın, PKK’nin siyasal kanadı BDP’nin, 13 askerimizin şehit düştüğü gün açıkladığı demokratik özerklik ilanını nasıl değerlendirdiğini öğrenemedik. Uçağına aldığı gazeteciler de Başbakan’a “Türkiye’yi 2025 bölgeye ayırmayı, her bir bölgede merkeze bağlı milli savunma, dış politika, maliyenin dışında yerel parlamentoların egemen olmasını istiyor ve öneriyorlar. Ne düşüyorsunuz” diye sormuyor. Diyarbakır Milletvekili Bakan Mehdi Eker’in; meşru talep dediği, ne ki bölünmenin öncüsü demokratik özerkliği getirin Meclis’e görüşelim diyen demeci, BDP’yi Meclis’e getirmeye yönelik siyasal bir manevra mı yoksa?.. Başbakan RTE’nin görüşü mü? Terör ilk plana çıkarken şike olayları patladı. Şike olaylarını olası ekonomik kriz izledi. Önce AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli; ikinci krizin kapıda olduğunu söyledi, halka paranızı çarçur etmeyin, dedi. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün; partiden gelen uyarıya karşı çıktılar; “bugün için korkulacak bir şey yok ama hiçbir şey yokmuş gibi davranılmayacağını” söyleyerek, parti adına yapılan açıklamayı yumuşatmaya çalıştılar. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan; Avrupa ve ABD’deki kriz çözümlenmezse krizin Türkiye’yi etkileyeceğini söylüyor. Bu açıklamalar toplu olarak yorumlandığında krizin kapıda olduğu, hükümetin de önlem alma aşamasına girdiği gibi bir sonuç, bir izlenim çıkıyor. Ama nedense olası yeni bir krizden etkilenecek çevreler; örneğin TÜSİAD, örneğin ilgili diğer kuruluşlar ve kişiler susuyor. Sade vatandaşın yeni bir krizden nasıl, ne ölçüde etkileneceğini veya ilgili söylemlerin olası krizi tetikleyeceğine bir yazar dışında değinen yok! Prof. Güngör Uras, dün Milliyet’teki “Moralimizi Bozmayalım İşimize Bakalım” başlıklı yazısında resmi açıklamaları irdelerken şu uyarıyı yapıyor: “Kriz beklentisine girilirse.. işte o zaman kriz gelir.” Prof. Uras; “Başkalarını biz uyandırdık” ara başlığı altında da şunları yazıyor: “Çok hızlı kalkınıyoruz, cari açık sorunu ile de baş edemeyeceğiz diyerek o kadar gürültü çıkardık, devlet adamlarımız ‘felaket tellalı’ ile aynı söylemleri o kadar çok tekrarladı ki, dışarıdakiler de ‘Türkiye’de kötü şeyler oluyor galiba’ diyerek Türk ekonomisini didiklemeye başladılar.” Gerekli ve gerçekçi açıklamalar yapacağı yerde hükümetin... …felaket tellallığı yaptığını, bir an önce önlemler alınması gerektiğini söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak’ın dediği gibi krize karşı aldığı önlemleri açıklayarak kamuoyunu rahatlatması gerekiyor ama, ekonomiyi tıkırında gören Başbakan o havada değil. Lefkoşa dönüşü Avrupa’daki krizin Türkiye’yi nasıl etkileyeceği sorusuna verdiği şu yanıt krizi fazla önemsemiyor: “Daha önceki krizin başladığı güne göre daha sağlam yere basıyoruz!” Kriz olasılığı böylece çöpe (mi?)... Terörle mücadelede ‘değişim’ hazırlığı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Terörle mücadele ve açılımdan sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Başbakan Erdoğan’ın “iç güvenlikte polisin kullanılacağı” yolundaki açıklamasına, “Bu konuda çok kapsamlı bir çalışma yürütüyoruz. Kendi aramızda analizlerimiz değerlendirmelerimiz var” diyerek açıklık getirdi. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da, BDP’nin demokratik özerklik ilanına, “Keemlen yekündür, yani yok hükmündedir” tepkisini verdi. Atalay, MÜSİAD heyetini kabulünden sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Atalay, terörle mücadele çerçevesinde iç güvenlikte polisin kullanılmasıyla ilgili olarak, “O konuda çok kapsamlı bir çalışma yapıyoruz. Çok görüşmelerimiz var, kendi aramızda farklı analizlerimiz, değerlendirmelerimiz var. Bu hem güvenlik boyutuyla ilgili, hem milli birlik, be Erdoğan’ın “iç güvenlikte polisin kullanılacağı” yönündeki açıklamasına ilişkin soruları yanıtlayan terörle mücadele ve açılımdan sorumlu Başbakan Yardımcısı Atalay, ‘’O konuda çok kapsamlı bir çalışma yapıyoruz. Çok görüşmelerimiz var, kendi aramızda farklı analizlerimiz, değerlendirmelerimiz var. Çalışmalar olgunlaştığında daha fazla açıklama yaparız’’ dedi. raberlik, kardeşlik projesi. Ekonomik boyutu demokratikleşme, insan hakları boyutu... O konuda en önemli farkımız sadece güvenlik boyutunu öne alan yaklaşımlardan kaçındık” dedi. Çok boyutlu bir bakış açısıyla çalışmayı sürdürdüklerini anlatan Atalay, “Bizi çok üzdü. 13 şehidimiz Silvan’da. Ama şuna düşmemek lazım, bu tür olaylar olduğunda bütün diğer boyutları bir kenara bırakıp tekrar güvenlik boyutlu politikalara yönelmekten kaçınmak lazım. O boyutu öndedir, ama bütün boyutlarıyla birlikte bu konuyu yürütmek gerektiğine inanıyoruz. Çalışmalar olgunlaştığında daha fazla açıklama yaparız” diye konuştu. Atalay, BDP’li Aysel Tuğluk’un demokratik özerklikle ilgili açıklamasının sorulması üzerine, “Darmadağınık bir yapı olarak görüyorum ben onları. Çelişkiler içinde, demokratik özerklik kavramının içinde ne olduğunu kendileri de bilmiyor. Bizim açımızdan demokratik özerkliğin veya o ifadelerin, açıklamaların hiçbir anlamı, hiçbir değeri yoktur” dedi. Atalay, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in “özerkliğin TBMM’de tartışılabileceğine” ilişkin sözlerinin anımsatılması üzerine de, “Onu demek istememiş. Gelsinler Meclis’e, her şey Meclis’te konuşulsun. Yoksa özerklik konusunu Meclis’te görüşelim anlamında özel bir vurgumuz yok. Yani bütün konuların görüşüleceği yer Meclis çatısı altındadır diyor. Doğru bir ifadedir, onda bir sorun yok” dedi. olarak kaybedildi. Sudan’dan genellikle iç savaşa ilişkin haberler geliyordu. 20 yıldır sürmekte olan iç savaşın sadece ölüm bilançosu bile insanın tüylerini ürpertmeye yetiyor: İki milyon! Yaralananları, toprağından, evinden koparılanları saymak olanaksız. Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir, Batı dünyasının “savaş suçluları” dosyasında. İç savaşın Sudan’ı getirdiği nokta şöyle özetlenebilir: Okumayazma oranı yüzde 39. Halkın çok büyük bir bölümü günde 1 doların altında parayla yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Her 100 çocuktan 10’u’5 yaşına basmadan yaşamını yitiriyor. Sadece bu rakamlara bakınca Sudan’ın çok fakir, verimsiz topraklar üzerinde kurulu, orta büyüklükte bir ülke olduğu düşünülebilir. Oysa gerçek öyle değil. 2.5 milyon kilometrekarelik yüzölçümüyle Afrika’nın 1’nci, dünyanın 9’uncu büyük ülkesi. Çöl özelliği taşıyan bölgeleri de var ama Nil, Nijer ve Şari ırmaklarını Sudan topraklarına düşen yağmurlar besliyor. Tabii bölünmeyle bu tablo değişti. İç savaşa düştün mü, zenginliğin kan dökme gücüne yetiyor. Sudan bölündü, iç savaş bitti; herkes huzura erdi mi? Güney Sudan’ı tanıyan ilk ülkenin Kuzey Sudan olmasıyla birlikte barış ortamı oluştu mu? Ne yazık ki hayır. Bölünmenin ekonomik haritası şöyle: Petrol yataklarının yüzde 70’i güneyde, petrolü uluslararası piyasalara taşıyacak boru hatları kuzeyde. Kuzey, güneyin petrolüne muhtaç; güney, kuzeyin boru hattına. Bitmedi... En zengin petrol yataklarının bulunduğu Abei bölgesi henüz paylaşılmadı. Her an yeni savaş çıkarabilecek ciddi bir sorun olarak duruyor. Birleşmiş Milletler’in iki tarafa önerisi şu: “Huzurunuz ve refahınız birbirinizle barış içinde, işbirliği halinde yaşamanıza bağlı. Aksi halde bu tablo yeni çatışmaları ve acıları beraberinde getirebilir.” Yıllardır birbirini yiyip bitiren taraflar şimdi bölünüp ayrı devlet oldular ama, coğrafyaları onları birlikte hareket etmeye zorluyor. Sudan’ı anlatırken sözü getirmek istediğim yer, ülkemiz. Temmuz ortasından beri yeniden gündemin başına oturan terör. Terörle birlikte öteden beri süregelen iç barış tartışmalarının yeni boyutlar alması... İç barışın güçlenmesi, demokrasinin yerleşmesi için atılması tartışılan her adıma, “aman, bölünürüz” kaygısıyla bakmak elbette iç açıcı bir durum değil. Zira bu kaygı her şeyin önüne geçtiğinde zaten yaşamakta olduğumuz, demokrasiyi ikincilleştiren otoriter yönetim anlayışı daha da egemen olur. Ancak, Sudan örneğindeki gibi iç barış sorunları iç savaşa dönüşmüş ülkelerde ne olduğunu bilmek bizim için de öğretici olmalı. Ateşin el yakacağını bilmek için herkesin tek tek elini ateşe uzatması gerekmez. Ben her şeye karşın bu topraklarda birlikte yaşama kültürünün oluştuğuna inananlardanım. Ancak bu kültürü bir türlü yaşam ve yönetim biçiminin ana unsuru haline getirememek içimi acıtıyor. Ülkeyi yönetenlerde ve onların toplumsal uzantılarında en kanlı terör olayından bile siyasal bir sonuç çıkarma çabası görmek insanı hüzünlendiriyor. Sudan olayını anlatırken, oradaki uluslararası etkiyi vurgulamadım. Elbette böyle bir etki var ama, sen ülkeni yönetemedikten sonra yabancıların kendi çıkarlarını da gözeterek plan yapmasına kızmaya hakkın var mı? Bozdağ: Yok hükmünde Başbakan Yardımcısı Bozdağ da, gazetecilerin soruları üzerine “Demokratik özerklik ilanına ilişkin açıklama, eskilerin ifadesiyle keemlen yekündür, yani yok hükmündedir. Siyasi, hukuki anlamda bir kıymeti yoktur. Türkiye açısından kabul edilebilir bir yaklaşım değildir ve o açıdan biz bunun keemlen yekün bir ilan olduğunu düşünüyoruz. Herhangi bir kıymeti yoktur” dedi. MEHMET AL ŞAH N: Teröristler askerden daha iyi yetişiyor Genelkurmay’ın sözleşmeli asker alımını değerlendiren Mehmet Ali Şahin, “Terör örgütü elemanları kendilerini dağ şartlarında daha da iyi yetiştiriyorlar. Keşke daha önce profesyonel asker uygulamasına geçmiş olsaydık’’ dedi. KARABÜK (Cumhuriyet) Eski TBMM Başkanı ve AKP Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, Karabük İl Koordinasyon Kurulu ve İl Özel İdaresi Toplantıları için geldiği Karabük’te Dr. Necmettin Şeyhoğlu Stadı’ndaki tadilat çalışmaları ve olimpik yüzme havuzu inşaatında incelemelerde bulundu. Gazetecilerin, “Genelkurmay Başkanlığı’nın sözleşmeli er alımlarına başlaması” ile ilgili sorusu üzerine Şahin, “Terör örgütü elemanları kendilerini dağ şartlarında daha da iyi yetiştiriyorlar, bunlarla mücadele edecek askerlerimizin onlardan çok daha iyi eğitilmiş olması gerekir, bu konuda bir eksikliğimiz olduğunu düşünüyorum. Ve nitekim Genelkurmay Başkanlığı’mızın da böyle bir karar almasının arkasındaki neden bu eksikliğini görmesidir. Ben, ‘Keşke daha önceden bu adımı atmış olsaydık, bir an önce profesyonel uygulamaya geçmiş olsaydık’ diye düşünüyorum. Ama geç de olsa bu adımın atılmasında yarar olduğu kanaatindeyim. Teröristlere ülkemizin bir karış toprağını teslim edemeyiz. Onları hâkimiyet alanı içerisinde bırakamayız” dedi. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile birlikte OrduGiresun Havaalanı’nın temel atma törenine katılan Şahin, Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde 13 askerin şehit edildiği terörist saldırıyla ilgili çişleri Bakanlığı müfettişlerinin yürüttüğü soruşturmanın 1 hafta içerisinde sonuçlanacağını bildirdi. (Fotoğraf: AA) Şahin: Polis daha etkin rol alacak CEM L C ĞER M çişleri Bakanı askeri devre dışı bırakmadıklarını söyledi PJAK, ranlı albayı öldürdü EKBER KARABAĞ ‘AKILLARINI BAŞLARINA TOPLAMIŞLAR’ Haber Merkezi Başbakan Yardımcısı Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, DTK Genel Başkan Yardımcısı ve Bağımsız Van Milletvekili Aysel Tuğluk’un “Demokratik özerkliği erken açıkladık. Açıklamayı keşke o gün yapmasaydık” sözleri ile ilgili, “Akıllarını başlarına toplamışlar. Ancak onlar Meclis’e gelip yemin etmeliler. Bir sorun varsa Meclis çatısı altında çözüm aranmalı” diye konuştu. Tatilini geçirdiği Balıkesir Edremit’te açıklamalarda bulunan Arınç, Meclis’teki görüşmelerin televizyondan yayımlanmasına kısıntı getirilmesiyle ilgili, “Meclis Başkanı onaylarsa özel televizyonlar da yayın yapabilir. Buna destek veririz” dedi. SAMSUN İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, içgüvenlik harekâtlarında polisin görev yapması yönündeki hazırlıklarla ilgili, askeri devre dışı bırakmadıklarını söyledi. Şahin, “Tedbirler şartlara göre geliştirilir. Şu anda terörle mücadelede iç güvenlik kuvvetlerimizin yeniden şekillendirmek durumundayız. Sayın Başbakan’ımızın açıklaması ‘asker yerine polis görevlendiriliyor’ şeklinde değil, polisin operasyonlarda yerine ve gereğine göre daha etkin rol alacağı yönündedir” dedi. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile birlikte OrduGiresun Havaalanı’nın temel atma törenine giderken SamsunÇarşamba Havaalanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan İçişleri Bakanı Şahin, “İç güvenlikte gelişen terör olaylarına karşı polisimizin daha etkin rol alması yerine göre, özel operasyonlar yapması konusunda Sayın Başbakan’ımızın açıklamaları olmuştur. Bu da bakanlığımızın yaptığı planlama ve hazırlıklar doğrultusunda ifade edilmiş bir açıklamadır. Takvim diye bir şey yok” dedi. Şahin, “asker yerine polis görevlendiriliyor” yorumlarına karşı çıkarak “Sayın Başbakan’ımızın açık laması ‘asker yerine polis görevlendiriliyor’ şeklinde değil, polisin operasyonlarda yerine ve gereğine göre daha etkin rol alacağı yönündedir. Bu da bizim bakanlık olarak geliştirdiğimiz bir çalışma yönetimidir. Terörle mücadelede zaman içerisinde ve yakın zamanda yapısal ve yönteme ilişkin birtakım yenilikler ve değişiklikler olacaktır, olması gereklidir. Bu yapıda ve yöntemde ne asker dışarıya alınmıştır, ne de polis tamamen işin içine dahil edilmiştir” diye konuştu. Sözleşmeli er uygulamasının bu yeni yapının parçası olup olmadığı yönündeki soruya karşılık Şahin, sözleşmeli personel uygulamasının terörle mücadeleyle doğrudan değil, dolaylı ilgisi olduğunu söyledi. Şahin, “Bu kararda bugüne kadar Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bazı müdahalelerinde eksiklikler olması ya da geri kalınmış olması etkili olmuş olabilir mi?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “Ben öyle bir şey söylemiyorum. Sadece şartlara göre vaziyet alınması bunu ifade ediyorum. Şu anda Temmuz ayının son günlerindeyiz. Hava çok sıcak. Sıcağa göre kıyafet giyeriz, kışın kışlık giyeriz. Terörle ilgili gelişmeler karşısında güvenlik güçlerinin donanımını, hareket kabiliyetini yeniden değerlendirmek durumundayız.” TAHRAN İran’ın Irak sınırı yakınlarında PJAK’a yönelik sürdürdüğü operasyonlarda bir üst düzey Devrim Muhafızı’nın öldürüldüğü açıklandı. İran kaynakları, sınırdaki Serdeşt bölgesine giden Tuğgeneral Asemi ve beş askerinin PJAK militanları ile çıkan çatışmada hayatını kaybettiğini duyurdu. İran, geçen cumartesiden beri ülkenin kuzeybatısında PJAK’a yönelik başlattığı ve hâlâ devam eden operasyonlarda onlarca militanı “etkisiz hale getirdiğini” belirtiyor. Şemdinli’de çatışma: 2 asker yaralı HAKKÂRİ (Cumhuriyet) Hakkari’nin Şemdinli ilçesi Gelişen köyü kırsalında, askerlerin geçiş güzergâhına mayın döşemeye çalışan terör örgütü PKK üyeleriyle sıcak temas sağladı. Çatışmada 2 terörist etkisiz hale getirildi, 2 asker hafif yaralandı. 10 köylü ifade verdi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’ın Silvan ilçesine bağlı Dolapdere köyü kırsal kesiminde 14 Temmuz’da terör örgütü PKK’nin hain saldırısı sonucu 13 askerin şehit düşmesiyle ilgili olarak Silvan Cumhuriyet Savcısı Bekir Koca, İçişleri Bakanlığı’nın sivil heyetiyle görüşme yaptıktan yaklaşık 2 saat sonra Dolapdere köyünde yaşayan 10 kişiyi ifade için Silvan Adliyesi’ne çağırdı. Köylüler, olay günü yaşananlarla ilgili ifade verdi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle