23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 23 TEMMUZ 2011 CUMARTES 6 Balyoz’da 4 kişi serbest İstanbul Haber Servisi Balyoz Planı soruşturması kapsamında savcılıkça ifadeleri alınan biri kadın 3 emekli albay ile bir muvazzaf astsubay serbest bırakıldı. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesine gelen 3’ü emekli 4 askerin ifadeleri, soruşturmayı yürüten özel yetkili cumhuriyet savcısı Hüseyin Ayar tarafından alındı. Savcı Ayar, bu kişilerin serbest bırakılmasına karar verdi HABERLER 19 askere müebbet istemi ‘ nternet andıcı’ iddianamesinde emekli Orgeneral Iğsız’ın da aralarında bulunduğu 19 asker hakkında ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs ettikleri’ iddiasıyla müebbet hapis istendi İstanbul Haber Servisi Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız, AKP iktidarı aleyhine “kara propaganda” yapmak amacıyla Genelkurmay bünyesinde internet siteleri kurulduğu ve fişlemeler yapıldığı iddiasıyla başlatılan “internet andıcı” soruşturmasının iddianamesini tamamlayarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sundu. İddianamede emekli Orgeneral Hasan Iğsız, Korgeneral Mehmet Eröz, Tümgeneral Mustafa Bakıcı, Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu ve Korgeneral İsmail Hakkı Pekin’in de aralarında bulunduğu 19 subay hakkında, “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” iddiasıyla “müebbet hapis cezası” isteniyor. Ayrıca savcı, iddianamenin “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” davasıyla birleştirilmesini istedi. Savcı Kansız’ın hazırladığı iddianamede, 14 muvazzaf subay, 4 emekli subay ve bir sivil memur bulunuyor. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile İrtica ile Mücadele Eylem Planı davasının tutuklu sanığı Kurmay Albay Dursun Çiçek ise iddianamenin sanıkları arasında yer almadı. Bu nedenle Çiçek hakkında ayrılan soruşturma dosyası kapsamında “ikinci bir iddianamenin hazırlanmasının” gündemde olduğu da belirtildi. Nisan 2009 tarihli andıcın yayımlanmasında emirkomuta zincirinin başında Başbuğ’un olduğu iddia edilmişti. Ergenekon savcısı Zekeriya Öz tarafından başlatılan ve savcı Kansız’ın sonuçlandırdığı soruşturma kapsamında bugüne kadar aralarında üst düzey generallerin de bulunduğu çok sayıda subayın ifadesi alınmıştı. Emekli Orgeneral Iğsız, Koramiral Otuzbiroğlu, Korgeneral Pekin, Korgeneral Eröz, Tümgeneral Çubuklu ve Tümgeneral Bakıcı verdikleri ifadelerinde suçlamaları reddetmişti. Soruşturmada 21 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun adı geçiyordu. Ancak iddianamede 19 kişi yer aldı. Emek Cephesinde Neler Oluyor? Gazetelerin, tıpkı ekonomi sayfaları gibi iş ve işçi yaşamına ilişkin sayfalarını genellikle atlarız. Ya da ortalama gazete okuru, bu konularla pek ilgilenmez. Oysa toplumsal yaşamın nabzı buralarda atmaktadır. Her birimizin kişisel yaşamlarımızdaki soruların ve sorunların nedenleri ve yanıtları genellikle buralardadır… İlk sayfaların manşetlerini işgal etmiş olan siyasal olguların, demeçlerin, tartışma ve çatışmaların ya da ilgimizi çeken başkaca çarpıcı haberlerin kaynakları da genellikle bu konularla ve olgularla ilişkilidir… Ülke gündeminin ön sırasında yer alan olaylarla ilgilenmekten bir an fırsat bularak iş ve işçi yaşamına, bir başka deyişle emek cephesine göz attığımızda, nelerle karşılaşıyoruz? Son günlerde bu alanda, bu “cephe”de neler oluyor? Baştan alalım… Tekel işçileri ne durumda? Kaç tanesi işsiz, kaç tanesi işine geri döndü, kaç tanesinin evinde çorba kaynıyor, kaç tanesi çocuğunun okul giderlerini karşılayabiliyor, bir ara gündemi onca işgal eden 4/C belası ne durumda vb... Bu soruların yanıtlarının çoğu ne yazık ki olumsuzdur... Yaşadığımız dönemlerin hızına uygun olarak bütün bunlar toplumsal bellekten hızla siliniyor ya da silinmeleri için sistemin bütün olanakları kullanılıyor… Son günlere gelelim… Emekçilerin kazanılmış en önemli haklarının başında gelen “kıdem tazminatı”nın bir “fon”a devredilerek ortadan kaldırılma girişimi, ülkemizdeki bütün emekçileri, emeğiyle yaşayan herkesi ilgilendirmesi gereken bir konudur... Siyasal iktidarın, herhalde patron işbirliğiyle, giriştiği bu sinsi oyuna mutlaka geçit verilmemelidir... Parlamentodaki işçi temsilcilerinin, sendikaların, meslek örgütlerinin şu günlerdeki başlıca konusu herhalde bu olmalıdır... Dünya kapitalizmi çıldırmış olabilir... Bizdeki cılız kapitalizmin bu çılgınlığın bir parçasını oluşturması da kaçınılmazdır... Fakat emekçinin ve örgütünün yaşamsal görevi de bu çılgınlığa dur demek, onu durdurmaktır... Özellikle “Cumhuriyet” ve “Birgün” gazetelerinin “emek” ve “çalışma yaşamı” sayfalarına göz atıldığında, ülkenin nasıl içten içe kaynadığı görülebiliyor... Hemen her yerde, neredeyse her ilde, her bölgede bir emekçi direnişi ve bu direnişe karşı işverenin devlet desteğindeki baskısı, zulmü, yasa ve ahlak dışı saldırısı görülebiliyor... DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş Sendikası üyesi oldukları için işten atılan 120 MASDAF işçisinin Düzce’deki fabrika önünden Ankara’ya doğru başlattıkları yürüyüşe valilik emriyle jandarma tarafından yapılan engellemenin fotoğrafları, ülkemiz ve günümüzdeki siyasal iktidar bakımından utanç belgeleridir. Emekçiler, adi suçlulara bile reva görülmemesi gereken bir saldırganlıkla kollarından bacaklarından yakalanmış kargatulumba sürükleniyor. Valilik emriyle işçiler ve sendika yöneticileri gözaltına alınıyor. Ertesi gün, yine “Cumhuriyet” ve “Birgün”de (göz gezdirdiğim başka gazetelerde göremedim) işçilerin bütün bu baskılara karşın yürüyüşlerine başladığı ve 10 gün içinde Ankara’ya ulaşmalarının beklendiğini okudum... Emekçiler, emeğiyle yaşayan herkes, onları geçtikleri her yerde, alkışlarla, çiçeklerle karşılamalıdır… Ülke kaynıyor…. 21 Temmuz tarihli “Cumhuriyet”in “Emek” sayfasında, “Her Yerde Direniş Var” başlığıyla verilen ana haberde, kimi yerde birkaç işçinin başlattığı ve sürdürmekte olduğu direnişlerin dökümünü buluyoruz… Direniş mekânlarının belirtildiği alt haber başlıklarını sıralıyorum: Samsun Gazi Devlet Hastanesi, Gebze Legrand Fabrikası, İzmir Form Mukavva Fabrikası, Burger King Çağrı Merkezi, Tuzla Kubatoğlu Fıratpen Fabrikası, OntexCanbebe Fabrikası, DESA işçileri, Taşeron PTT işçileri, Darıca Berikap Fabrikası, Balıkesir İşbir Sentetik Dokuma Fabrikası, Zonguldak Star İnşaat ve Ticaret AŞ, İstanbul Casper İşçileri, Çorlu Polyplex Europa Fabrikası, Gebze GEA Klima Fabrikası, Tuzla Kampana Deri Fabrikası... Bunlara 20 Temmuz tarihli “Birgün”deki bir haberi, Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki işinden atıldığı için bir haftadır direnişte olan Güllü Hanoğlu’na ilişkin haberi ekleyelim... Bütün bu direniş mekânlarını bir bir ziyaret etmek, direnişçilerin ellerini sıkmak, yanaklarından öpmek, elimden gelebilecek her türlü desteği göstermek isterim… Bu, o yörelerde, en azından yakınlarında yaşayan herkesin görevi… Emekçileri, direnişçileri yalnız bırakmayalım… Demokrasinin de, hakça, eşitçe, insanca bir yaşamın da, onların omuzlarının üzerinde yükseleceği, hiçbir zaman eskimeyecek bilimsel bir gerçektir... CHP’den soru önergesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TBMM Başkanlığı’na, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Tanrıkulu, Ergin’e “AİHM’ye yapılan ve sonuçlanmış başvurularda tazminat kararı varsa Türkiye ne kadar tazminat ödemeye mahkum edilmiştir” sorusunu yöneltti. Komutanı ve arkadaşını vurdu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AnkaraEtimesgut’ta bir birliğe ait askeri araçta, Eskişehir yolunda devriye görevi sırasındayken kimliği henüz belirlenemeyen asker, araçtaki komutanını ve asker arkadaşını silahla yaraladı. Araçtaki bir başka asker ise arkadaşının ateş ettiği sırada kaçmayı başardı. Devriye aracı ile olay yerinden kaçan saldırgan Aksaray’da düzenlenen bir operasyonla yakalandı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle