18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 TEMMUZ 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 11 Başkent Oslo’da hükümet binalarının bulunduğu bölgeye düzenlenen bombalı saldırının şoku sürerken başkentin batısında bir adadaki gençlik kampı silahlı saldırıya hedef oldu... Saldırılarda 20’ye yakın kişi öldü Norveç’in 11 Eylülü OSMAN K Z Erdoğan Türkiyesi’nin Resmi Yılmaz Esmer’in “2011 Değerler Araştırması”nın sonuçlarını gördüğümde ilk düşüncem bu oldu: “On yıllık Erdoğan Türkiyesi’nin fotoğrafi tam işte budur!” diye düşündüm. “Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum!” görüşüyle prim yapan bir Başbakan’la yönetilen ülkemizde bundan böyle “kadına koca dayağını reva görenlerin oranı”, istikrarlı biçimde yüzde 30’larda seyrediyor. “Erkeğin birden fazla eşinin olması kabul edilebilir” önerisini destekleyenlerin oranı ise yüzde 23’e çıkıyor. Geçen yüzyıl sonunda bu oran yüzde 10’du. 1996 “Değerler Araştırması”nda, on kişiden biri şeriat düzeninin çokeşliliğini savunurken bugün her “dört kişiden biri” çokkarılı evliliği doğal karşılıyor. Sibel Üresin’lere AKP’li belediyelerde boşa “yaşam koçluğu” yaptırmıyorlar! Seçim öncesi hatırlarsınız, kadının konumu üzerinde “belediye seminerleri veren” Sibel Üresin ismindeki bir “yaşam koçu”(!); “çokeşlilik yasal olsun da hanımlar evde kalmaktan kurtulsun!” demişti de “O ne biçim söz?” diye üstüne atlamıştık. Üresin’e haksızlık etmişiz. Üresin meğer toplumda “marjinal bir duruşu” değil, kapı gibi artık dört kişiden birinin destek verdiği bir düşünceyi dile getiriyormuş. Bakan düzeyinde “Kadının yeri evidir!” anlayışını yücelten ve “Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı’ndan” bile kadının adını silen AKP Türkiyesi’nde “çalışmak, kadınların değil erkeklerin hakkı!” diyenlerin oranı da kadınlar arasında bile artık yüzde 52’ler düzeyinde! Türkiye’nin dünya çapında yapılan karşılaştırmalı “cinsiyet eşitsizliği” raporlarında geçen her yıl geri gitmesi başka deyişle rastlantı değil. 2005’te işgal ettiğimiz 105. sıradan gerileye gerileye kümenin en altlarındaki İran ve Suudi Arabistan gibi ülkeler arasına girmiştik biliyorsunuz. Son uluslararası “cinsiyet eşitsizliği” raporundaki yerimiz; toplam 134 ülke arasında 126’ıncıydı. Bizden beter durumda olan sadece 8 ülkeFas, Benin, Suudi Arabistan, Fildişi Sahili, Mali, Pakistan, Çad ve Yemen vardı. Yılmaz Esmer’in “Değerler Araştırması”nın işte, “kadın erkek eşitliğini” ilgilendiren bölümü; uluslararası raporlarda ortaya çıkan bu gerilemeyi teyit ediyor. “Düşünce yapısında son yıllarda kadın erkek eşitliği açısından bir gelişme gözlenmediği gibi, bazı alanlarda eşitlikçi değerlerden daha da uzaklaşıldığı söylenebilir” diyor rapor ve özetleekliyor: “Kesin olan bulgu, erkek üstünlüğü vurgulayan değerlerin, kadınlar tarafından (eskiye nazaran büsbütün) içselleştirilmiş olmasıdır.” Bitmedi! Bunlar tablonun kadınerkek eşitliğini ilgilendiren kısımları. “Ortak değerlerimizin” bir de siyaset, din ve toplumu içeren, ilgilendiren diğer boyutları var. Prof. Esmer’in bulgularına göre, Türk halkı dünyanın en “dine bağlı” ve dolayısıyla sekülerlikten en uzak toplumlarından biri. “Din anlayışı” da ayrıca alabildiğine “kuralcı” ve katı. “Dinin anlamı”; “iyilik” gibi soyut anlamlar yüklenebilecek ahlaki değerlerle değil; esnekliğe yer vermeyen “kurallarla” açıklanıyor. Gelin görün ki “ibadet” ve “dindarlığın” bu kadar güçlü olduğu toplumda, insanlar birbirlerine güvenmiyor! “Dünyada kişiler arası güvenin en düşük olduğu ülkelerden biri” diyor rapor Türkiye için ve devam ediyor: “Türkler; aileleri, yakınları ve bire bir tanıdıkları dışında kalan insanlara hiç güven duyamıyor!” Toplumumuzda “birbirine güvenemeyen insanlar”; ne var ki “armudun sapı, üzümün çöpü demeden”; sorgusuz sualsiz “güçlü lidere” “güven duyabiliyor.” Yılmaz Esmer araştırması; toplumumuzun neredeyse üçte ikisinin “güçlü lider arayışında” olduğunu ortaya koyuyor. Ezici çoğunluk Türkiye’de; “parlamentoyla, seçimlerle uğraşmak zorunda kalmayan güçlü bir lidere sahip olmanın” iyi fikir olduğunu düşünüyor. “Güçlü lidere” kaderini teslim etmekte sakınca görmeyen insanlarımız, buna bağlı olarak siyasi katılımcılıktan da zerre kadar haz etmiyor: “Halkımız, dilekçe imzalamak, barışçı gösterilere katılmak gibi en konvansiyonel siyasal katılım ve protesto yöntemlerine bile sıcak bakamıyor” diyen araştırma; “siyasi katılımdaki çekingenliğin” son yıllarda “artma eğiliminde” olduğuna dikkat çekiyor. “Hakkını arayan eşit yurttaş” modundan uzaklaşıp giderek gönüllü biçimde baş eğen “uysal teba” şablonuna uyan bu tabloda; en ufak bir sıkıntı; huzursuzluk, tedirginlik ve rahatsızlık emaresi de yok üstelik. İnsanlar hayatlarından memnunlar. Türk halkının yüzde 80’inin; varoluşsal bir kaygısı, şikâyeti yok. “İlginç bir not” olarak Yılmaz Hoca, bir yere şöyle bir not da düşmüş: “Mutluluk açısından CHP seçmeni, AKP seçmeninin biraz gerisinde!” Diyeceğim o ki etrafınızda yükselen homurdanmalara fazla kulak asmayın. Halkımız mutlu. Aradığı güçlü lideri de bulmuş durumda. Yeni demokratik anayasamız görünen o ki “güle oynaya” bu malzemeyle yapılacak! STOCKHOLM Kuzeyin, adı genellikle barışla anılan sakin ülkesi Norveç dün İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en şiddetli saldırılara hedef oldu. Başkent Oslo’da başbakanlık ve bakanlıkların bulunduğu bölgede düzenlenen bombalı saldırıda 7 kişi öldü. Ülkedeki bir adada iktidar partisinin gençlik kampında polis üniforması giyen bir saldırganın açtığı ateş de 910 kişinin ölümüne, çok sayıda kişinin yaralanmasına yol açtı. Gençlik kampındakilerin büyük bölümünün çocuk yaştakiler olduğu belirtilirken polis iki olayın bağlantılı olduğunu düşünüyor. Saldırıları Küresel Cihadın Yardımcıları isimli bir örgütün üstlendiği belirtilirken istihbarat yetkilileri başka gruplar üzerinde de durulduğunu kaydetti. Oslo polisi başkentteki patlamanın “bir ya da daha fazla sayıda” bombayla gerçekleştirildiğini açıkldı. Yerel saatle 15.26’da gerçekleşen saldırının ardından NRK televizyonu, enkazın içinde yan yatmış ve kararmış bir aracın görüntülerine yer verdi. Olay yerindeki bir ABD hükümeti yetkilisi, en azından bir patlamanın araca yerleştirilmiş büyük bir bombadan kaynaklandığını kaydetti. Saldırıda ölenlerden ikisinin bomba patladığı sırada sokaktan geçen 2 kişi, diğerlerinin ise deprem etkisi yaratan şiddetli sarsıntı yüzünden tahrip olan Petrol Bakanlığı çalışanları olduğu öğrenildi. En çok Petrol Bakanlığı’na hasar veren patlamada en az 15 kişi de yaralandı. Oslo’daki hükümet binalarıyla ülkenin önde gelen gazetelerinin bulunduğu meydan bükülmüş metal, kırık cam parçaları ile kâğıtlarla kaplanırken Başbakan Jens Stoltenber ve yönetiminin bulunduğu 20 katlı binanın neredeyse bütün camları ise darmadağın oldu. Başbakanlık binasında büyük bir oyuk açıldı. Üst düzey bir danışmanı Stoltenberg’in saldırı sırasında evde çalıştığını ve yaralanmadığını aktardı. Norveç T2 televizyonuna konuşan Başbakan Jens Stoltenberg, durumun “çok ciddi” olduğunu söyledi. Başbakan, polisin kendisini nereden konuştuğunu açıklamaması için uyardığını da kaydetti. ‘Maçoluk pekişti ve içselleştirildi’ rı, Norveç’in Afganistan’a asker gönderdiğini ve Libya operasyonuna katılmış olduğuna dikkat çekti. Afganistan’da yaklaşık 400 Norveç askeri bulunuyor. kiz Kuleler gibi Petrol bakanlığı da sembolik Terör uzmanı Tore Björgo, El Kaide’nin New York’ta ikiz kulelere saldırısıyla, Oslo’daki bombalı eylem arasında benzerlikler kurdu. Örgütün New York’ta ABD’nin sembolü olan binalara saldırdığını hatırlatarak Oslo’daki saldırının da Norveç’in sembolü sayılabilecek Petrol ve Enerji Bakanlığı’na yönelik olduğuna dikkat çekti. Bu arada kısa bir süre önce El Kaide militanı olduklarından kuşkulanılan iki kişinin yakalandığını hatırlatan uzmanlar, kuşkuların Afganistan bağlantısı üzerinde yoğunlaştığını öne sürdü. Saldırı planlarıyla ilgili iki kişi gözaltında bulunuyor. Ayrıca geçen hafta bir savcı; Iraklı Molla Krekar’a, sınırdışı edilmesi durumunda Norveçli yetkilileri öldürmekle tehdit ettiği suçlaması getirmişti. İddianame, İslamcı Kürt grup Ensar el İslam’ın kurucusu Molla Krekar’ın çeşitli medya kuruluşlarına verdiği demeçlere dayanıyordu. ABD, Avrupa Birliği, NATO ve İngiltere saldırıyı kınadı. Komşu Danimarka, 6 yıl önce Hz. Muhammed karikatürlerinin yol açtığı öfkeden ötürü terör paniği yaşamıştı. Danimarka’daki bir temyiz mahkemesi, karikatüristin evine giren bir Somalili için 10 yıl hapis cezası vermişti. Norveç’teki saldırılar İsveç’te de endişe yarattı. İsveç polisi, olayın hemen ardından bakanlıkların bulunduğu bölgede güvenlik önlemlerini arttırdı. başbakanlık ve bakanlıkların bulunduğu bölgede en azından biri bombalı araçla olmak üzere bir ya da daha fazla sayıda bombayla düzenlenen saldırı 7 kişinin ölümüne yol açtı. Başkentin batısındaki Utoya Adası’nda da sosyal demokratların gençlik kolunun düzenlediği kampta polis üniforması giymiş bir kişinin açtığı ateş 9 kişinin ölümüne sebep oldu. Ölü sayısının artmasından korkuluyor. (Fotoğraflar: AFP/REUTERS) Kuzeyin sakin ülkesi dün iki ayrı terör saldırısıyla sarsıldı. Başkent Oslo’da enize atlayarak kaçmaya çalıştılar Olay, Norveç’te büyük bir şaşkınlık ve korku yaratırken yaklaşık bir saat sonra Oslo’nun hemen batısında yer alan Utoya Adası’nda polis kıyafetli silahlı bir kişi Sosyal Demokrat Parti’nin gençlik kampına saldırdı. 560 gencin bulunduğu kampta ateş altında kalanlardan dördü öldü çok sayıda genç de yaralandı. Norveç polisi kent merkezindeki bombalı saldırıyla, gençlik kampına yönelik saldırı arasında bağlantı olduğundan kuşkulanıyor. D En seküler olmayan toplumlardan... fganistan mı, Molla Krekar mı, karikatürler mi? Polis olayla ilgili bir kişiyi gözaltına aldı. Bir polis yetkilisi, açılan ateşin yarattığı panik sonucu çok sayıda kişinin denize atlayarak adadan kurtulmaya çalıştığını ifade etti. Olayın ardından Norveç’in terör saldırısına maruz kalacak bir ülke olmadığı yolunda yapılan ilk yorumlara karşın terör uzmanla A Haciç de Lahey’de Nihayet hükümet kuruluyor ERD NÇ UTKU Güçlü lider arayışı Lahey’e gönderildi. Sırbistan Adalet Bakanı Snejana Maloviç, Haciç’i taşıyan uçağın başkent Belgrad’daki Nikola Tesla Havaalanı’ndan havalanmasından sonra yaptığı açıklamada “Böylece Sırbistan’ın Lahey’deki mahkemeyle işbirliği çerçevesinde en zor bölüm sona erdi” dedi. Haciç’in dün sabah, gözaltında bulunduğu Belgrad Özel Mahkemesi’nin tutukevinden, hasta olan annesini görmesi için geniş güvenlik önlemleri altında Novi Sad kentine götürüldüğü öğrenildi. (REUTERS) yıldır Hırvatistanlı Sırpların eski siyasi lideri ve 7üzere eski Yugoslavya’da işlenen savaş suçlarından aranan son kaçak Goran Haciç, yargılanmak BRÜKSEL Belçika’da federal seçimlerden 404 gün sonra koalisyon hükümetine yeşil ışık yakıldı. Federal Koalisyon kurma konusunda prensipte dün anlaşan 8 parti (sosyalistler, yeşiller, liberaller ve Hıristiyan demokratlar) çalışma yöntemlerini belirledikten sonra tatile çıkıyor. Olası koalisyon ortakları asıl görüşmelere 15 Ağustos’ta başlayacak. Bir yılı aşkındır hükümet kurulamayan Belçika’da olası koalisyon ortakları ilk kez görüşmelere temel oluşturmak üzere bir taslakta anlaştılar. Bu durum hükümet umutlarını arttırırken deneyimli politikacılar konuya temkinli yaklaşıyor. Koalisyon hükümetinde İtalyan asıllı Elio di Rupo’nun Belçika’nın ilk Frankofon ve eşcinsel başbakanı olması bekleniyor. Koalisyon görüşmelerinde yer alan 8 partinin (Frankofon Sosyalist Parti PS, Flaman Sosyalist Partisi SP.A, Frankofon Yeşilleri Ecolo, Flaman Yeşilleri Groen!, Frankofon Liberalleri MR, Flaman Liberalleri Open VLD ve Frankofon Hristiyan Demokratları CDH ve Flaman Hıristiyan Demokratları CD&V) 7 saat süren toplantı sonrasında dün sabaha karşı anlaştı. Di Rupo daha önce hazırladığı görüşmelere temel oluşturmak üzere hazırladığı taslak Flaman Milliyetçisi NVA tarafından reddedilince krala istifasını sunmuş ancak kral istifayı hamen kabul etmemişti. İstifasını sunmasına karşın hükümet kurma görüşmelerine devam eden Di Rupo, taslağa evet diyen 7 parti ile birlikte Flaman Hıristiyan Demokratları Cd&V’yi de bazı istemlerini dikkate alarak görüşme masasına çekmeyi başardı. Kral 2. Albert siyasi krize acil bir çözüm bulunması çağrısında bulunarak sorunun Avrupa Birliği’nin sorgulanmasına yol açabileceğini söyle mişti. Belçika, 249 gün hükümet kurulamayan Irak’ı da geride bırakarak bu konuda dünya rekorunu kırmıştı. e Pen: Yarısı Fransa’ya katılsın Koalisyon hükümeti kurulmasına yeşil ışık yakılması Flaman milliyetçileri NVA’yı kızdırdı. Flaman kesimin seçimden zaferle çıkan 1. partisi NVA, Flaman Hıristiyan Demokratları CD&V ve Flaman Liberalleri Open VLD’yi, Frankofon Sosyalist Partisi PS’nin oyununa gelmekle suçladı. NVA uzun vadede Belçika’nın bölünmesini savunuyor. Fransa’daki aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin lideri Marin Le Pen’den çok tartışılacak bir öneri geldi. Le Pen, Belçika’nın Ulusal Günü olan önceki gün bir açıklama yaparak “Eğer Belçika bölünecekse ve giderek güçlü bir olasılık olarak görüldüğü gibi Flamanlar bağımsızlıklarını ilan ederlerse, Valonlar Fransa’ya katılsın” dedi. L Irak’ı geçmişti C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle