18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 TEMMUZ 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 15 ki Hollandalı sanatçı, Kars’ta yıkılan heykelin elinin kopyasıyla stanbul sokaklarını dolaştı ‘İnsanlık Anıtı’na el verdiler CEREN ÇIPLAK İstanbul sokaklarında bir “hayalet” dolaşıyordu; Mehmet Aksoy’un üç ay kadar önce vinçle linç edilen “İnsanlık Anıtı” adlı heykelinin “hayaleti”... Bilindiği gibi, Kars Kalesi’nin karşısındaki Timur Paşa tabyasında yükseliyordu heykel. Heykelin “dostluk eli” ise hatırlarsınız heykelle henüz bütünleşememişti; yerde, sanki gökyüzünü işaret eder gibi duruyordu. İşte o el, PiST/// Disiplinlerarası Proje Alanı’nın uluslararası konuk sanatçı programıyla İstanbul’a gelen Hollandalı iki sanatçının “seyyar” atölyesiyle “İnsanlık AnıtıYardımcı Eller” adı altında sahiplenildi. Wouter Osterholt ve Elke Uitentuis 414 Temmuz tarihlerinde bir hurda arabasına yerleştirdikleri elin bire bir kopyasıyla Bomonti, Dolapdere, Elmadağ, Harbiye, Feriköy, Kurtuluş, Nişantaşı, Maçka, Osmanbey ve Pangaltı sokaklarında dolaşarak dileyenden 3 boyutlu imza, yani alçıdan el kalıbı topladı. Elden ele, sokak sokak dolaşan ve “çoğalan” bu alçıdan “Yardımcı Eller” temmuz sonunda Kars’ta, heykelin takılmayan dostluk elinin yerine, topraktan çıkıyormuş gibi yerleştirilerek alternatif bir heykel yapılacak. Bu çalışma fotoğraflanacak, daha sonra da bu deneyim PiST///’te gerçekleşecek bir sergi ve yayımlanacak bir kitapla tartışmaya açılacak. Osterholt ve Uitentuis yaklaşık 4 aydır İstanbul’dalar. Anıtın yıkılacağını duydukları zaman gelmişler. Buraya gelmeden önce de Ortadoğu’da Bahreyn’deki protestoları, Mısır’da Mübarek’in posterlerinin nasıl parça Mehmet Aksoy’un, Kars’ta yıkımı bir lince dönüşen ve vinçle yerinden parça parça sökülen “ nsanlık Anıtı”nın takılmamış “el”i Hollandalı iki sanatçının “seyyar atölye”siyle “ nsanlık AnıtıYardımcı Eller” adı altında sahiplenildi. Wouter Osterholt ve Elke Uitentuis bir hurda arabasına yerleştirdikleri elin bire bir kopyasıyla stanbul sokaklarında dolaşarak dileyenlerden alçıdan el kalıbı topladı. Sokağın sesi türlü türlü... Sinemanın Onurunu Hep Korumuştu Sinemaya gidecekseniz, bazen seçim yapmak zorunda kalıyorsunuz. Bir yerde mutlaka gönlünüzce bir film bulabiliyorsunuz. Ama 1970’lerde, 1980’lerin ilk yarısında öyle değildi. Sinema seyircisi yok olmuştu sanki. Kayıplara karışmıştı. Tenha salonlarda yirminci sınıf serüven filmleri ya da Beş Dakkada Beşiktaş’lar oynatılıyordu. O dönemde sinemanın değerini bilen, onun onurunu koruyan bir avuç insan vardı sadece. Onların başında da Orhan ve İsmet Kurtuluş kardeşler... Kurtuluş’ları yayıncılık yaptığım sıralarda tanıdım. Lanetliler Gemisi filmini getirmişlerdi. Ben de o sıralarda yapıtın romanını yayımlamak üzereydim. Filmin ne zaman gösterime gireceğini sormak için aradım onları. Telefonda tanıştık. Kısa bir görüşmeden sonra filmle kitabın aynı günde “piyasaya çıkmasını” kararlaştırdık. Film kitabı, kitap filmi destekledi. Başarılı sonuç bizi daha yakın bir işbirliğine itti. Kurtuluş’lar getirtecekleri filmlerin listesini verdiler bana. Ben de onlardan bazılarının kitap haklarını aldım. Aynı anda pazarlama yöntemimiz sürüp gitti. 1980 yılıydı. Tanıdığım ne kadar film “ithalatçısı” varsa, hepsine, on yıl önce izlediğim Amarcord’u neden getirmediklerini sormuştum. Yanıt hep aynıydı: “İş yapmaz.” “Sanat” filmlerinden acıklı örnekler veriliyordu. Hiç birinin iş yapmadığı söyleniyordu. Hele Fellini! “Daha o kadar çıldırmadık!” deniliyordu. Dilimden anlayan iki kişi çıktı: Kurtuluş kardeşler. “İstersen filmi sen getir; biz işletmesini yaparız” dediler. “Şimdi bir de filmciliğe mi başlayalım?” dedim. “Neden olmasın?” Sahi, neden olmasın! Oracıkta, “Peki” dedim. Yayınevine döner dönmez teleksin başına geçtim, Amarcord’un Türkiye haklarını satın aldım. Hiç kimse filmin afişte üç günden fazla kalacağını sanmıyordu. Hele bazı ithalatçılar! Benimle resmen dalga geçiyorlardı. O arada beni destekleyen, yüreklendiren tek kişi çıktı: İsmet Kurtuluş. Sevgili İsmet Bey, filmin başarısı için elinden geleni yaptı. Onun büyük desteğini unutamam. Emek Sineması’nı açtı bize. As Sineması’yla, Kızıltoprak Kent Sineması’yla bağlantı kurdu. Filmin Anadolu işletmesini üstlendi. Yüzünden hiç eksilmeyen gülümsemesiyle bir güç kaynağı oldu. Üç gün bile afişte kalamayacağı ileri sürülen Amarcord, ilk gösteriminde 19 hafta kapalı gişe oynayacaktı. Sinemanın yöneticisi Hikmet Dikmen çok iyi hatırlar, filmi görmek için kalkıp İzmir’den gelenler bile vardı. Amarcord, daha sonra iki yıl içinde üç kere daha “vizyona girecek”, aynı ilgiyi görecekti. Sinemacılık serüvenine atılmıştık. Yola çıkmıştık bir kere. Artık duramazdık. İkinci filmimizi Macaristan’dan aldık. Zoltan Fabri’nin Macarlar’ını getirttik. O da büyük iş yaptı. Kan Davası, Merhaba Dünya ve Tess’ten sonra filmciliği bıraktım. Ama İsmet Kurtuluş her zaman aradığım, görüşme olanağını bulamadığımız zamanlarda da yüreğimdeki sıcak yerini koruyan değerli bir dost olarak kaldı. Sevgili İsmet Bey sadece sinema salonu işleten biri değildi. Bugünün seyircisinin oluşmasına birinci dereceden katkısı olan önemli, nitelikli, düzeyli bir aydındı. O olmasaydı sinemamız bugün tanık olduğumuz gelişmeyi çok daha geç yakalardı. Onu sadece yitirişimizin yıldönümünde değil, her zaman sevgiyle anıyorum. Nur içinde yatsın. ‘Yardımcı Eller’ çoğalıyor landığına, bir zamanlar devlet propagandasıyla yapılan heykellerin yıkımına tanık olmuşlar. Türkiye’nin tam da bu dönemde bölgede demokrasinin referans noktası olarak gösterildiğini ancak heykelin yıkılmasının bu durumla çeliştiğini düşünüyorlar. Onlar sokakta politika yapabilmek ve sokağın sesiyle tartışma ortamı yaratmak istiyor. ‘ nsanlık elden gitmesin’ Sanatçıların Feriköy rotasında konuk olduğumuz bu seyyar atölye çalışmasına sokakta, yıkıma tepkili insanların “el ele vermemiz lazım” diyerek olaya “el” attıklarını gördük. Yeni heykelin adı için gelen öneriler arasında “Özgürlük”, “Kelepçe” de vardı. Kelepçe önerisinin sahibi de bir sanatçıydı, gerekçesini şöyle dillendirdi: “Bizim özgürlüğümüze kim kelepçe vuruyor? Yaptıklarımız ucube oluyor, yıkılıyor. Sokakta politika Bu ülkede emeğe zerre kadar fayda yok.” Sokağın sesi türlü türlü... Şapkasının gölgesinden bakarak soruyor küçük bir çocuk: “O el güneşi mi tutuyor.” Yoldan geçen bir adam eliyle tokat işareti yaparak “Başbakan’ın beş kardeşi mi?” esprisini patlatıyor. Oto yıkamada çalışan bir işçi ise ellerini dua edecek şekilde açıyor ve keşke böyle yapsaydınız diyor. Küçük bir çocuk da elini uzatıyor, “İnsanlık elden gitmesin” diye belki de... İstanbul sokakları birbirine açılıyor, sokaktakilerin kimi elini açıyor, kimi isyankâr bir yumruk, kimi de barış işareti yapıyor. Her semtte farklı tepkiler... Hasköy, Nişantaşı mesafeli, Feriköy mevsim normalleri gibi sıcak... İki sanatçının yolları ise uzun. Hayal dünyaları da geniş: İstanbul’dan Kars’a kadar “seyyar” gitmeyi düşünüyorlar. ki yıl aradan sonra Sezen Aksu ‘öpücüğü’ Kültür Servisi Sezen Aksu iki yıl aradan sonra “Türk Telekom Sezen Aksu yaz konserleri” kapsamında üç konserle İstanbullu müzikseverlerle buluşuyor. Bugün saat 21.00’de Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde ilk konserini verecek sanatçı, yarın ve 22 Temmuz’da da aynı mekân ve saatte sahnede olacak. Müzikseverlerin klasikleşmiş Sezen Aksu şarkılarıyla müzik yolculuğuna çıkacakları konserlerin bir özelliği de, “Hayatımın kıymetini daha iyi anladığım, neşeli ve tadı yerinde bir dönemine ait şarkılar” diye tanımladığı albümü “Öptüm”deki şarkıları ilk kez “Türk Telekom Sezen Aksu yaz konserleri”nde seslendirecek olması. www.sezenaksu.com.tr 2012’de Türkiye’ye de gelecek olan dizi 21 dalda Emmy adayı Emmy ‘Mildred’i sevdi Kültür Servisi Televizyon dünyasının Oscar’ları olarak kabul edilen Emmy Ödülleri adayları açıklandı. Bu yıl 63. kez verilecek ödüllerin favorisi, 21 dalda aday gösterilen ve başrolünde Kate Winslet’ın yer aldığı mini dizi “Mildred Pierce”. Drama, komedi ve mini dizi kategorilerinde adaylıkların belirlendiği Emmy Ödülleri’nde “Mad Man” 19, “Modern Family” ise 17 dalda aday gösterilirken, “Boardwalk Empire” ve “Dexter” da öne çıkan diğer yapımlar arasında. Drama dalında “En İyi Dizi” adayları “Mad Men”, ”Dexter”, “Game of Thrones”, “The Good Wife”, “Friday Night Lights” ve “Boardwalk Empire.” En İyi Erkek Oyuncu adayları arasında “House”la Hugh Laurie, “Boardwalk Empire”la Steve Buscemi gibi oyuncular bulunurken “En İyi Kadın Oyuncu” adayları arasında ise “Harry’s Law” ile Kathy Bates, “Mad Men”deki rolüyle Elisabeth Moss ve “The Good Wife”la Julianna Margulies gibi oyuncular yer alıyor. 2012’de cnbc e kanalında gösterime girecek olan mini dizi “Mildred Pierce” ise aralarında “En İyi Mini Dizi”, “En İyi Kadın Oynucu”, “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu”nun da bulunduğu toplam 21 dalda aday gösterildi. En İyi Komedi Dizisi adayları ise “The Big Bang Theory”, “Glee”, “Modern Family”, “The Office”, “The Office”, “Parks And Recreation” ve “30 Rock.” ZÜLFİKAR NAKLİYAT Telefon: 0216.575 91 22 0532.564 17 17 0555.302 66 34 C MY B C MY B Ev v e Ofis Taşımacılığı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle