18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 16 TEMMUZ 2011 CUMARTES [email protected] 14 KÜLTÜR Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, yeni dönemde izlenecek kültür politikalarını anlattı ‘Efes yeniden denize kavuşacak’ Bakan Günay, Yıldız Sarayı’nda köklü restorasyonlar gerçekleştireceklerini, 90 yıl önce yurtdışına kaçırılan Boğazköy Sfenksi’nin geri getirileceğini söyledi. Günay, ayrıca Efes’in bin yıl önceki gibi yeniden denize bağlanacağını vurguladı. SELDA GÜNEYSU Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, bir süre önce zmir’in Selçuk ilçesine yapılacak olan ‘Efes Antik Kanalı’yla ilgili inceleme yapmıştı. Müdür Yusuf Benli ‘tahtı’ götürmek isterken ‘koltuktan’ oldu Günay’dan Topkapı operasyonu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Topkapı Sarayı’nda Osmanlı padişahı 3. Selim’in Harem’deki tahtını lojmanına taşımak istediği ortaya çıkan Topkapı Sarayı Müze Müdürü Yusuf Benli, bakanlığın hakkında başlattığı soruşturma sürerken görevinden alındı. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Benli’nin görevden alınma gerekçesini “yönetim uyuşmazlığı” olarak nitelendirirken, Kültür Sanat Sen’e göre Benli’nin hakkındaki soruşturma sonuçlanana dek, açığa alınması gerekiyor. Haziran 2010’da Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü görevine getirilen Yusuf Benli, önce Saray’da Müze Başkanı olarak görev yapan Prof. Dr. İlber Ortaylı için “Görevi sadece misafir ağırlamak” demiş, son olarak da 3. Selim’in tahtını lojmanına taşıtma girişiminde bulunmuştu. Bu son olayla koltuğundan olan Benli, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay tarafından Topkapı Müzesi Müdürlüğü görevinden alınarak eski görevine iade edildi. Günay, Benli’nin görevden alınmasına gerekçe olarak da “Müze Başkanı İlber Ortaylı ile yaşadığı sorunları” gösterdi. Günay, Benli’nin olayla ilgili olarak hakkındaki soruşturmanın sürdüğü bilgisini de verdi. Benli bundan sonra, Mevlana Müze Müdürü olarak çalışacak. Müze Başkanı Ortaylı da Benli hakkındaki kararı, “Ben zaten kendisiyle görüşmem. Bugüne değin bir söz söylemişliğim yoktur. Ne diyelim, hayırlı olsun. Ben her zamanki gibi görevimi yürüteceğim” şeklinde yorumladı. Kültür Sanat Sen Genel Başkanı Yavuz Demirkaya, ilgili yasa gereğince Yusuf Benli’nin “açığa alınması” gerektiğini belirterek “Bir kamu görevlisinin hakkında açılmış bir soruşturma varsa, soruşturma sonuçlanana dek o kişi açığa alınır. Bu nedenle Yusuf Benli’nin eski görevine iade edilmesi kararını sendika olarak yanlış buluyoruz” dedi. ANKARA Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, yeni dönemde, daha önce Topkapı Sarayı’nda olduğu gibi Yıldız Sarayı’nda da restorasyon çalışmaları yapılacağını, saraydaki Osmanlı padişahlarından II. Abdülhamit’e ait opera salonunun işlevselleştirileceğini, 90 yıl önce yurtdışına kaçırılan tarihi Boğazköy Sfenksi’nin Anadolu’ya geri kazandırılacağını söyledi. Günay ayrıca Efes’in yıllar sonra yeniden denizle bağlantısının kurulacağını söyledi. Kültür politikalarını anlatırken hükümetin “Alevi” ve “Kürt” açılımlarına değinen Günay, hükümetin geçen dönemde özellikle kültür konusunda Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı yapacak politikalar yürüttüğünü kaydetti. Bu çerçevede Kürtçenin en önemli eseri “Memu Zin”i yayımladıklarını, Madımak Oteli’ni Kültür ve Bilim Merkezi haline getirdiklerini söyleyen Günay, bakanlığın yeni dönem etkinliklerini şöyle sıraladı: Nâzım Hikmet gibi dünyaca ünlü şairimize vatandaşlık hakkını geri verdik. Necip Fazıl Kısakürek, Nâzım Hikmet ve daha nice şairlerimizin eserlerini bakanlık olarak yayımladık. Şimdiye kadar Milli Savunma’nın kullandığı dört depoyu Topkapı Sarayı’nın teşhir mekânları, kültürel sosyal mekânlar haline getirmeye çalıştık. Sıra Yıldız Sarayı’nda. Yıldız Sarayı’nda Topkapı Müzesi’nde olduğu gibi köklü restorasyonlar gerçekleştireceğiz. Burada Sultan Abdülhamit’in ailesiyle birlikte Batılı sanat eserlerini izlediği bir salon var. O salonun tanıtımı çok önemli. O salonda restorasyon yapacağız. Orayı küçük etkinliklerin düzenleneceği bir alan haline getireceğiz. Yassıada ve Sivriada’da incelemeler yapacağız. Yassıada’yı özgürlükler müzesi ve demokrasi adası haline getirmeye çalışacağız. Selimiye Camisi, Dünya Mirası Listesi’ne girdi. Bu yöndeki çalışmalarımızı sürdüreceğiz. 90 yıl önce topraklarımızdan kaçırılan Boğazköy Sfenksi’ni geri alıyoruz. Sfenks, Anadolu’ya dönecek. Çorum Müzesi’nde sergilenecek. Yassıada’da müze Efes bin yıl gibi bir süre sonra yeniden denizle bağlanacak. Efes’in daha önce denizle bağlantısı varmış. Ancak geçen süre içinde bu bağlantı kapanmış. Biz bu bağlantıyı yeniden sağlayacağız. Bu yıl müzelerden yüksek gelir elde ettik. Gelirimizin 250 milyon TL’yi bulacağını tahmin ediyoruz. Turizmi kültürle zenginleştireceğiz. Turizmi kültür politikalarının bir parçası olarak görüyoruz. Artık turizmde sadece denizimizle değil, kültür zenginliğimizle de öne çıkacak çalışmalar yapacağız. Anadolu’daki unutulan, geri bırakılan tarihi eserlere yönelik de çalışmalarımız olacak. Yarın Rock’n Coke’ta çalacak olan Glasgow’lu rock grubu Mogwai’in üyelerinden Barry Burns ‘ nsanlar kolay müzik istiyorlar’ Müzeyyen Senar 93 yaşında Kültür Servisi Türk sanat müziğinin ünlü yorumcularından Müzeyyen Senar’ın “Müzeyyen Senar ile Bir Ömre Bedel” adlı albümü, sanatçının 93. doğum gününde (bugün) Odeon Müzik etiketiyle yeniden müzikseverlerle buluşuyor. Albümde Ajda Pekkan, Fatih Erkoç, Kubat, Nilüfer, Sezen Aksu, Şebnem Ferah, Tarkan gibi sanatçıların Senar’la yaptıkları düetleri bulunuyor. Barry Burns, “postrock”u aptalca bir ifade olarak niteliyor ve “Bize rock grubu denilsin yeter” diyor. Burns, insanların kendilerini zorlamayacak müzikleri yeğledikleri kanısında. ZÜLAL KALKANDELEN Austen el yazmasına iki milyon TL Kültür Servisi Jane Austen’ın ‘The Watsons’ başlıklı bitmemiş romanına ait elyazması, Sotheby’s Müzayede Evi’nde 993.250 sterline (yaklaşık 2 milyon 652 bin TL) satıldı. Beklenen fiyatın üç katından fazla bir rakama alıcı bulan 1804 tarihli elyazmasında, babaevine dönmek zorunda kalan genç bir kadının hikâyesi anlatılıyor. Bu yıl sahneyi yeniden Hezarfen Havaalanı’na kuran Rock’n Coke’un programında enstrümantal rock’ın başarılı gruplarından Mogwai de yer alıyor. 2006’da Phonem By Miller kapsamında Yeni Melek’te sahneye çıkan grup, yarın umuyoruz ki daha iyi bir ses düzeninde sahnede olacak. Grubun üyelerinden Barry Burns’le konuştuk. Bu yıl çıkan “Harcore Will Ne ver Die, But You Will” albümünüzde kullandığınız enstrümanlar ve sesler açısından değişiklik oldu mu? Dergilere bagetle vurarak çıkardığımız birtakım garip sesler var. Ayrıca bilgisayarla elde ettiğimiz gürültülü sesler öncekilerden daha fazla. Yeni albüm dinleyici açısından Mogwai’in farklı esin kaynaklarını ortaya koyan bir belge gibi. Kayıt süreci sizin için nasıldı? Bir şarkının nasıl ortaya çıkacağına ilişkin bir yol yok; ilk başta herkes bireysel çalışır. İçimizden birisi bir fikir ortaya atarken diğerleri de kendi üzerine düşeni yaptı. Genel prosedüre uygundu her şey. Albümdeki “Mexican Grand Prix”, önceki çalışmalarınıza benzemeyen farklı bir parça. Ayrıca “Mr. Beast”ten bu yana ilk kez bir Mogwai albümünde vokal duyduk. Bu parçanın gerisindeki düşünce neydi? Şarkı sözlerini biz yazmadık. Vokalleri üstlenen arkadaşımız Luke Sutherland yazıp söyledi. Bariz TÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Görevlisi Aygül Ağır ngiltere Konsolosluğu’ndan şikâyetçi ‘Seyahat özgürlüğüm engellendi’ AYŞEGÜL ÖZBEK The White Stripes’tan yeni şarkı Kültür Servisi Geçen şubat ayında dağıldıklarını duyuran ABD’li rock grubu The White Stripes’ın daha önce yayımlanmamış iki şarkısı internet ortamında. “Signed D.C” ve Otis Redding’in 1965 single cover’ı olan “I’ve Been Loving You Too Long” adlı parçalar internette dinleyicileriyle buluşuyor. Nevşehir’de bir festival Kültür Servisi “6. Uluslararası Fabrikartgrup Çağdaş Sanatlar Festivali” Nevşehir Uçhisar’da 18 Temmuz’a kadar devam ediyor. Festivalin ana sergisi “Toprağın Aidiyet Alegorisi” Uçhisar Karlık Evi’nde yer alıyor. Festival süresince atölye etkinlikleri, performans gösterileri, film gösterimleri ve konserler halka açık ve ücretsiz. www.zulalkalkandelen.com C MY B C MY B İngiltere’de akademik bir konferansa gitmek için konsolosluğa başvuran İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Aygül Ağır’a vizesinin çıktığı, vereceği konferanstan bir gün önce duyuruldu. Ağır, bir ay boyunca konsolosluktan da aracı kurumdan da haber alamadığını anlatırken asıl sorunun da altını çiziyor: “Uzun süre boyunca pasaportum alıkonularak seyahat özgürlüğüm engellendi.” Ağır, 1114 Temmuz tarihleri arası İngiltere’deki Leeds Üniversitesi’nin organize ettiği ve yaklaşık 1000 uluslararası akademisyenin dahil olduğu, “Uluslararası Ortaçağ Kongresi”ne katılmak için 14 Haziran’da İngiltere Konsolosluğu’na başvurdu. Bir ay boyunca vize için cevap bekleyen Ağır’a vize aldığına Doç. Ağır, Leeds Üniversitesi’nde bir konferans verecekti. ngiltere Konsolosluğu’nun vize işlemini uzun süre geciktirmesi sonucunda konferansa katılamadığı gibi uçak bileti ve otele ödediği para da yandı. dair bildirim 12 Temmuz’da yani konferanstan bir gün önce yapıldı. “Bir ay sonunda altı aylık vize verdiklerini, konferanstan bir gün önce saat 17.00’de duyurdular. Bu süreçte cevap gelmeyince birçok kez uçak biletimi değiştirdim. Konferansı kaçırdım. Üstüne bir de konaklama için rezervasyon yaptırdığım yere ödediğim para da yandı. Vize alıp almadığıma dair defalarca aracı kurum World Bridge’i telefonla aradım. Her defasında henüz yanıt gelmediğini tekrarladılar. World Bridge’i her arayışımda ise 14 dolar ödedim. Soru sormak için bile bu miktar ödeniyor. Pasaportun iadesini haber vermek için gönderdikleri SMS için de 2 TL aldılar. Müthiş bir pazar bu.” Durumu “skandal” olarak değerlendiren Ağır, bilimsel faaliyetlerin de engellendiğini belirtiyor. “Konferansta konuşma sırası bana geldiğinde ‘Vize alamadığı için ülkeye girememiştir’ denildi. Bu durum bana karşı şüphe bile uyandırabilir. Mahcup oldum. Türkiye’nin itibarı açısından da kötü bir durum. Ayrıca pasaportları çok uzun süre tutarak başka ülkelere seyahat özgürlüğünü de kısıtlıyorlar. Yeşil pasaport sahibi olduğum için başka yerlere vizesiz gidebilirim. Acil bir durum da olabilir. Pasaportu tutma hakkını kendilerinde buluyorlar.” Dışişleri Bakanlığı Vize Dairesi Başkanlığı’nı aradığını belirten Ağır, Londra Büyükelçiliği’ne de faks çektiğini ekliyor: “En azından şikâyetim kayıtlara geçsin istedim. Hiçbir şey olacağı yok, biliyorum. Ama en azından bir kişi bunu protesto etti.” Konsoloslukla doğrudan ilişki kurulamadığını da hatırlatan Ağır, bu nedenle de hakkını arayamamış. “Dışişleri Bakanlığı’na ‘hukuki olarak hakkımı nasıl arayabilirim’ diye sordum, ‘boşuna uğraşmayın’ dendi. Çünkü bir sürü evrak imzalatıyorlar ve hak iddia edemiyorsunuz.” Öte yandan İngiltere’nin çıkardığı vize sorunları nedeniyle uluslararası çapta tanınmış pek çok sanatçı da durumu protesto etmek için bu ülkeye gitmeme kararı almaya başladıklarını duyurmuşlardı. bir Alman sound’u var, bizim için de yeni bir şey. Parçayı kaydettikten sonra Luke’dan üzerine gitar kısmını çalıp eklemesini rica ettik. Ama o vokal eklemeyi tercih etti, bizim de hoşumuza gitti. Şarkıları yazarken, aklınızda herhangi bir imaj ya da tema oluyor mu, yoksa onları sadece müzik olarak mı düşünüyorsunuz? Müzik yaparken aklında belli imajların olduğunu söyleyen birine ben zaten inanmıyorum. Müziğin neden mutlaka görsellikle ilişkilendirilmesi gerektiğini de anlamıyorum. Beşimizin görüp ortaya koyduğu bir şey ya da ortak bir tema yok. Bu sadece müzik ve biz birlikte çalmaktan zevk alıyoruz. İnsan enstrümantal müzik dinlerken bir anda önünde yeni bir dünya açılıyor gibi hissediyor. Ancak albümünüzün Amazon’daki tanıtım yazısında, “Herkes Mogwai’i anlamaz, onları müthiş yapan da budur” diyor. Mogwai’in dünyasına girmek zor mu? Öyleyse bunun nedeni şarkı sözü olmaması mı, başka bir şey mi? İnsanlar kendilerini zorlamayacak müzikleri tercih ediyorlar. Ayrıca sözlerine eşlik edebilecekleri şarkıları seviyorlar. Yaşadığımız dönemde enstrümantal ya da dinleyiciden çaba bekleyen müziğe şans verilmesi zor. Bunun için sabır gerekir, ama insanlar bu sabrı göstermemeyi tercih edebilir. Öyle olsun bakalım! Bazı gruplar postrock grubu olarak anılmaya itiraz ediyor. Sizin tavrınız ne? Rock grubu denilsin yeter. Postrock aptalca bir ifade. Bizim için hiçbir anlamı yok. Röportajlarda Avrupa turnenizde sahnede size özel videoların eşlik edeceğini söylemiştiniz. İstanbul’da da olacak mı bu? Emin değilim ama öyle sanıyorum. O videolar, insanların bizim aptal yüzlerimize bakmasını engelliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle