22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul PB Edirne PB Kocaeli B Çanakkale B İzmir A Manisa A Denizli A Zonguldak B Sinop B Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara B 31 36 32 32 35 36 36 27 27 27 26 27 32 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B Y A B B PB PB PB PB B B Y 30 30 29 39 33 32 38 40 36 37 32 25 24 HABERLERİN DEVAMI Oslo PB Helsinki PB Stockholm PB Londra PB AmsterdamPB Brüksel PB Paris Y Bonn PB Münih PB Berlin PB Budapeşte B Madrid B Viyana B 21 19 24 22 23 27 24 31 28 26 33 29 29 Belgrad B 33 Sofya B 29 Roma A 34 Atina A 35 Zürih PB 30 Moskova PB 28 Aşkabat A 35 Taşkent A 43 Baku B 29 Bişkek A 41 Tiflis PB 30 Kahire A 38 Şam A 36 Ülkemizin kuzey ve doğu kesimleri parçalı zamanla çok bulutlu, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısı (Erzincan, Tunceli, Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Erzurum, Kars, Ardahan, Ağrı, Iğdır) ile Sivas, Samsun ve Ordu çevreleri kısa süreli sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışların öğleden sonra Iğdır çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. 12 TEMMUZ 2011 SALI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 12 Temmuz GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Zira son krizi “yemin değil, demokrasi krizi” diye niteleyen Kılıçdaroğlu’na; bir aydır CHP’nin genel başkanı ile bir numaralı yardımcılarının yaptığı açıklamaları izleyenler, “Tutuklu iki arkadaşımız yemin etmezse, gerekirse 4 yıl ant içmeyeceğiz” diyen kimdi, kimlerdi Allah aşkına söyler misiniz diye sormaz mı? Eleştiri okları ulusal iradenin emrini yerine getirmeyen AKP’ye yönelmiyor; CHP’yi eleştiriyor. Milliyet’te Aslı Aydıntaşbaş; CHP genel başkan yardımcılarının üstelik tümünün; “İki haftadır yemin protestosu sonunda tutuklu vekillere özgürlük yolu açıldı mı, meçhul. Ama yemin etmeye hazırlanan CHP, ‘maksat hasıl oldu’ diyor” dediklerini yazıyor. Aydıntaşbaş; ant içme boykotunu tutuklu milletvekilleri üzerine oturtan CHP yönetimine; “Bu konuda iki hafta önce almadığınız hangi tavizi aldınız iktidar partisinden? Somut olarak elde ne var?” diye soruyor ve insanı hayretten de öteye şaşkınlığa sürükleyen şu bilgiyi veriyor: “Genel başkan yardımcılarının tümü, zaten başından beri amaçlarının bu eylemi tutuklu milletvekilleri Meclis’e gelene kadar sürdürmek olmadığını, önemli olan ‘çözüm konusunda iktidar partisinden bir irade beyanı’ görmek olduğunu söylediler.” Dün AKP ile CHP arasındaki son bir görüşmeden sonra ant içme gerçekleşir, ana muhalefet parlamentoda görevini yerine getirmeye başlarsa; Meclis’in bu hafta hükümet programını görüştükten, oyladıktan ve komisyonları seçtikten sonra tatile gireceği söyleniyor. Bugüne dek bu konularda AKP’yi köşeye sıkıştıracak bir formül, bir öneri geliştiremeyen ana muhalefetin, yadsınması olanaksız çözümler saptayarak TBMM’yi bugünden olağanüstü toplantıya çağırmayı hesapladığı ve… …siyasal çabanın sadece irade beyanı olduğu açıklanınca, özgürlük türküleri yıllardır Silivri’de yatan kardeşimle birlikte bir yaz boyu daha hücrede mahpus! Medyatik haberler günlerdir ant içme krizinin CHP’de bünyesel krize dönüşmekte olduğunu duyuruyor. Ne kadar aksi söylenirse söylensin, ant içme boykotu asıl amacına ulaşamadı. Genel Başkan’ın bilinen onca resmi açıklamalara karşın “ortada bir yemin krizi değil demokrasi ve özgürlük krizi olduğunu” söylemesi gerçekçi bir yaklaşım olmuyor. Parti yönetiminin başlatılan boykot krizini doğru dürüst yönlendiremediği yazılıyor, yorumlanıyor. Bir liderin seçim boyunca sürdürdüğü eylemleri başarı diye ortaya koymak, o genel başkanın son kriz boyunca izlediği yol ve yöntemlerdeki başarısızlığı örtmez! Güncele özgü yukardaki değerlendirmeler; iki partinin “irade beyanında” bir araya gelmelerinden önceki haberlere dayanarak yazıldı. Oysa ant içme boykotundan çok daha fazla ilgiyle izlenen şike olaylarına değinmek istiyorduk. Son beşaltı yıldır, özellikle Ergenekon soruşturması başladığından beri örneğin Emniyet’te bir cemaate bağlı kişilerin yargı kararı olmadan telefon konuşmalarını, üstelik devletin araç ve gereçlerini kullanarak dinledikleri açıklandı. Polisin kimi şüpheli ifadelerini saptırarak veya saptırılmasına olanak tanıyarak sızdırdığı da gazetelerde yer aldı. Şike olaylarında İstanbul Emniyeti, sözcüğün tam anlamıyla yargısız infaz yaptı ve bunu yazılı açıklama ile ilan etti. Ne sorgular tamamlanmış ne de mahkemenin şüphelilerle ilgili bir kararı var; ama İstanbul Emniyeti 16 maçta şike yapıldığını “her kanıt sağlam” diyerek, soruşturmayı da yargıyı da sollamaya cesaret edebildi. Bu gerçek ortada iken; Başbakan RTE’ye İstanbul Emniyet Müdürü ile açıklamayı yapanlar hakkında hükümetin ne yaptığı veya yapacağı sorulmadı, sorulmuyor ve yargısız infazın baş sorumlusu derhal görevinden alınması gereken İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Başbakan’ın katıldığı toplantıda ön sıralarda oturuyor. Medya da İstanbul Emniyeti’nin yargısız infazına alet olarak yargısız infazın parçası, hatta tamamlayıcısı. Yargısız infazdan yetersiz bir iki cümleyle söz eden muhalefet acaba ne zaman kendini yargının üstünde gören Emniyet’teki çarpıklığı, yargısız infaz olaylarını sorgulayacak? Suçlanan kimilerinin beraat etmelerinden sonra mı? Erçakmak öldü! Yıllardır aranan ve Fransa’ya kaçtığı sanılan Madımak katliamının azmettiricisi Cafer Erçakmak’ın Sivas’taki evinde öldüğü ve toprağa verildiği ortaya çıktı AL CAN ULUDAĞ GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ANKARA Madımak Oteli’nde 33 aydının yakılarak katledilmesi olayının azmettiricisi, 18 yıldır aranan firari sanık Cafer Erçakmak’ın yaşamını yitirdiği ve gizlice defnedildiği bildirildi. Şu ana kadar Fransa’da olduğu sanılan Erçakmak’ın ölümüyle, Ankara’da görülen Sivas davası tümüyle düşecek. Evinde öldüğü belirtilen Erçakmak’ın aranmasıyla ilgili Sivas Emniyet Müdürlüğü’nün Mart 2011’de mahkemeye gönderdiği yazıda, “Cafer Erçakmak’ın belirtilen adreslerde olmadığı ve gelip gitmediği ayrıca şahsı herhangi bir görenin olmadığı yapılan çalışmalar neticesinde anlaşılmış olup, şahıs yakalanamamıştır” denilmesi şüphe yarattı. Dönemin Refah Partisi Belediye Meclis Üyesi olan Erçakmak, Sivas olaylarının baş sorumluları arasında gösteriliyordu. Erçakmak, 1993’ten bu yana aranıyordu. 72 yaşında olan Erçakmak’ın önceki gün Sivas’ta öldüğü ve ailesi tarafından aynı gün Yukarı Tekke Mezarlığı’nda toprağa verildiği öğrenildi. Sivas Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü kayıtlarında Cafer Erçakmak adıyla düzenlenen cenaze bilgi formunda, ölüm tarihi 10.07.2011 olarak gösterildi. Belgenin not kısmında “Evde 09:30” yazdığı görüldü. Ölüm nedeni kısmında ise “akut myokard infarktüsü” yazdığı gözlendi. lek caddelerinin kesiştiği yerde bulunuyor. Sivas Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin Erçakmak’ın evini aylık periyotlarla kontrol ettiği, evinin en son Sivas olaylarının 18. yılı anma etkinliklerinden önceki günlerde kontrol edildiği ve sanığa ait ize rastlanmadığı öne sürüldü. Dava düşecek “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs” etmekle suçlanan Erçakmak, 6 kişiyle birlikte Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyordu. 21 Haziran’daki duruşmada Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, erçakmak dışındaki 6 sanığın “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüse iştirak” suçundan yargılandığını belirterek bu suça ilişkin olağanüstü zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğunu ifade etti. Suç tarihinin 2 Temmuz 1993 olduğu dikkate alındığında 2008’de zaman aşımının dolduğunu savunan Yüksel, Erçakmak dışındaki 6 sanık hakkında açılan kamu davasının düşmesi istedi. Cafer Erçakmak ile ilgili dosyanın ayrılarak başka bir esasta görülmesini talep eden Yüksel, Erçakmak’la ilgili suça ilişkin zamanaşımı süresinin dolmadığını kaydetti. Gelecek duruşmalarda mahkeme heyetinin 6 sanık yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar vermesi bekleniyor. Ceza Muhakemesi Yasası’na göre bir kişiyle ilgili ceza davaları, sanık öldüğünde düşüyor. Erçakmak’ın ölümüyle de Ankara’da görülen Sivas davası tamamıyla ortadan kalkacak. ‘Kimse görmemiş’ 21 Haziran’daki duruşmada Sivas Emniyet Müdürlüğü’nün, mahkemeye gönderdiği Erçakmak’la ilgili yazıya Cumhuriyet ulaştı. Yazıda, geçmiş tarihlerde Erçakmak’ın yakalanmasına yönelik olarak yapılan çalışmalarda, alınan mahkeme kararlarına istinaden belirtilen adreslerde arama yapıldığı, ancak şahsın yakalanamadığı öne sürüldü. 7 Mart 2011’de mahkemeye ulaşan yazıda, Emniyet şunları kaydetti: “...adı geçen şahısla ilgili olarak yapılan çalışmalarda, ilimiz merkez Örtülüpınar Mahallesi 36Hoca Ahmet Yesevi Caddesi Başel Apartmanı No: 1/14 sayılı adresinde eşi Nuran Erçakmak’ın ikamet ettiği ayrıca; aynı binada çocukları Yalçın Erçakmak’ın No: 1/20 sayılı adreste; Ergün Erçakmak’ın No: 1/18 sayılı adreste ikamet ettiği; sanık Cafer Erçakmak’ın ise belirtilen adreslerde olmadığı ve gelip gitmediği ayrıca şahsı herhangi bir görenin olmadığı yapılan çalışmalar neticesinde anlaşılmış olup, şahıs yakalanamamıştır. Yakalanmasına yönelik olarak yapılan çalışmalarımız devam etmekte olup yakalandığında ayrıca bilgi verilecek.” Sivas Emniyeti’nin ölüm haberlerinden geç haberinin olmasına ilişkin bir örnek de sanık Yılmaz Bağ örneğinde yaşanmıştı. Şubat 2011 tarihindeki duruşmada da sanıklardan Yılmaz Bağ’ın 25 Aralık 2006’da öldüğüne ilişkin nüfus kayıt örneği mahkemeye ulaşmıştı. selam, sevgi ve özgürlük dileklerini iletiyorum. 12 Haziran genel seçimlerine giderken aday listelerimiz açıklandığında sizin adınız etrafında tüm Karşıyaka’dan tebrik almak, CHP ilçe örgütü olarak çalışma aşkımızı daha da arttırmıştır. İşte bu şevkle gönüllü Karşıyakalılar tüm sokakları ev ev dolaşarak, cadde ve meydanları donatarak sanki Mustafa Balbay içimizde dolaşıyormuş gibi sizin çalışma ve yaşama azminizi tüm Karşıyaka’ya yansıttık. Sizinle birlikte 7 demokrasi âşığını Meclis’e göndermek başlıca sevincimiz. Seçim sonrası size yapılan haksızlığa karşı duruşumuzu da Karşıyaka çarşısına astığımız dev pankartla simgeleştirdik. Esaret günleriniz bitinceye kadar bu simgeyi indirmeyeceğiz... Nâzım’ın ‘yeter ki kararmasın sol memenin altındaki cevahir’ dizeleriyle mektubuma son veriyor, bir an önce kavuşmayı diliyorum.” Alabay, mektubun ekine 45 metrekarelik pankatla ilgili İzmir’in yerel yayın organlarında çıkan haberleri ve Karşıyaka’nın semt semt seçim sonuçlarını da koymuş. Karşıyaka’da CHP’nin oy oranı yüzde 63.62. Belli başlı semtlerde tam bir CHP damgası var; Mavişehir’de yüzde 75, Bostanlı’da yüzde 74, Atakent’te yüzde 72... İnsanda, “başarabiliriz” duygusunu güçlendiren bir tablo. İzmir’in öteki ilçelerindeki rakamları da edindim. İzmir’in her yerini Karşıyaka haline getirmek, sonra da tüm Türkiye’yi İzmir gibi yapmak... Ne güzel hedef... Ne diyor diyalektik? Hedefi önüne koyduğun an, ulaşmak üzere yola çıktın demektir. Yeter ki yönümüz birbirimize değil hedefe dönük olsun. Bu gözlemleri demir parmakların arkasında değil, insanlara dokunarak, CHP’ye oy veren vermeyen herkesle konuşarak paylaşmak isterdim. Altan Öymen’in, dönemin gazete kupürleriyle anımsattığı gibi 1950’de gazeteciyazar Mümtaz Faik Fenik, 1957’de Osman Bölükbaşı, 2007’de de Sabahat Tuncel hapisteyken milletvekili seçildiler. Seçimlerden kısa bir süre sonra da serbest bırakıldılar. Ben de bu örnekler ışığında tahliyeyi güçlü olasılık olarak düşündüm ama ileri demokrasinin bir sonucu olarak tutukluluğun devam etmesini de hesaba kattım. Kitapların bir bölümünü eve göndersem de koğuş düzenimi hiç bozmadım. Seçimden önce İzmir’in ilçelerinden ayrıca mektuplar almıştım. Ortak payda, “seçimden sonra bize de uğrayın” şeklindeydi. Pek çoğu tarifli ev adresi verip, “mutlaka bir çay içelim” diyordu. O adresleri sakladım. Mutlaka geleceğim. Bekleyin. Ama kahırla, hüzünle değil, umutla bekleyin... Yapacak daha ne çok iş var diye bekleyin. Geleceğim ben... ‘Kim yanılttı?’ Sivas’ta katledilenlerin avukatı Şenal Sarıhan, olayda Sivas Emniyet Müdürlüğü’nün ihmali olduğunu belirterek, yetkililer hakkında görevi kötüye kullanmak iddiasıyla suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Sarıhan, 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunduğu dilekçede mezarın açılarak ölen şahsın Erçakmak olup olmadığının saptanmasını istedi. Erçakmak’ın aranması için gerekli çabanın gösterilmediği yolundaki kaygıları mahkeme heyeti ile paylaştıklarını belirten Sarıhan dilekçesinde, “Sanığın Sivas’ta bulunduğu somut olarak ortaya çıkmış bulunmaktadır. Oysa mahkemenize daha önce sunmuş olduğumuz resmi belgelere göre ise sanık Fransa’da ikamet ediyor biçiminde görülüyordu. Bu belgelerin ‘resmi’ oluşları karşısında, resmi makamların mı yanıltıldığı, bu yanıltmanın kimler tarafından yapıldığı sorularını ciddi bir biçimde sormak gerekiyor” ifadelerini kullandı. Akrabalarıyla yaşıyordu Erçakmak’ın Sivas’ta 50. Yıl Sitesi’nde içeriden birbirine geçilebilecek şekilde dizayn edilerek birleştirilmiş 4 daireden oluşan bir evde akrabalarıyla beraber yaşadığı öğrenildi. Bazı sivil toplum örgütlerinin ve kişilerin de Erçakmak’ın burada yaşadığına dair ihbarda bulunduğu, fakat bu ihbarlarların hiçbirinin değerlendirilmediği öne sürüldü. Erçakmak’ın üzerine kayıtlı iki de arabasının bulunduğu ve bunları ölümünden önce vekaletle sattığı belirtildi. Sivas Valiliği ise konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmıyor. Erçakmak’ın evinin önüne gelen cenaze aracı güvenlik kamerasına yansıdı. Kamera kayıtlarına göre, cenaze aracı saat 09.34’te apartmanın önüne geliyor. 5.5 dakika sonra evden 34 kişi araca tabut koyuyor. Erçakmak’ın cesedinin çıkarıldığının ileri sürüldüğü ev, Sivas’ın en iş SEÇ MDEN SONRA LK TEMAS Ceset henüz teşhis edilmedi Ölüm haberinin ortaya çıkmasının ardından Sivas Emniyeti’nden gelen bir ekip, mezarda incelemelerde bulundu. Mezar tahtasının bir yüzünde “Mehmet Dayı”, diğer yüzünde ise adı ve soyadının kısaltması olan “C.E. 11.07.2011” yazdığı görüldü. Emniyet yetkilileri, mezarın henüz Cafer Erçakmak’a ait olduğunun kesin olarak tespit edilmediğini, ancak araştırmaların sürdüğünü belirtti. Cenazenin Erçakmak’a ait olması durumunda, saklanmasına yardım ettiği iddia edilen kişilerin de tespiti için çalışma yapılacağı ve bu kişilerin sorgulanacağı belirtildi. AP kadına kota istiyor SEV L ARINAN lk temas Clinton’la AB gündemi yoğun BAHADIR SEL M D LEK ANKARA Seçim sonrasında Hükümet, ABD yönetimi ile ilk teması, 15 Temmuz’da Libya Temas Grubu toplantısı için Türkiye’ye gelecek Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın ziyareti sırasında gerçekleştirecek. Görüşmelerde Ortadoğu’daki halk hareketlerinin yanı sıra özellikle Suriye’deki gelişmeler de ele alınacak. Görüşmelerde füze kalkanı konusu da gündem maddesi, ancak herhangi bir anlaşma imzalanmayacak. İlişkilerdeki tek sorunlu nokta ise Türkiyeİsrail ilişkileri. Libya Temas Grubu’nun dördüncü toplantısı için Türkiye’ye gelecek olan Clinton’ın ziyaretinde ikili konuların yanı sıra bölgeye ilişkin kritik gündem maddeleri de yer alacak. Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili “ABD ile her zamankinden daha yakın çalıştığımız ortada. Konularımızın yüzde 90’ı aynı. Yöntemlerimiz farklılık gösterebilir, ama bir yıldan bu yana çok yakın çalıştığımız ortada” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 12 Haziran seçimleri sonrasında AB ile ilk üst düzey temas, bugün Türkiye’ye gelecek olan AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Stefan Füle’nin ziyareti ile gerçekleşecek. Ankara gündeme vize muafiyeti ile rekabet faslının açılması konularını taşıyacak. Fransa ve Kıbrıs Rum yönetiminin blokajı sonucu durma noktasına gelen Türkiye’nin AB sürecinin yeniden canlanması için girişimler hızlandı. Füle, bu çerçevede Türkiye’ye geliyor. Ankara ve İstanbul’da çeşitli temaslarda bulunacak Füle, ay nı zamanda yeni hükümetin AB’den ilk üst düzey konuğu olacak. 12 Haziran genel seçimlerinden sonra başlayan yeni dönemle birlikte TürkiyeAB ilişkilerine ivme kazandırmak isteyen hükümet, müzakere sürecinin ileriye götürülmesi için atılabilecek adımları gündeme getirecek. Bu çerçevede Ankara’nın öncelikli gündem maddesi, Türk vatandaşlarına vize muafiyetinin sağlanması ve en kısa sürede rekabet faslının açılması olacak. Türk yetkililerin Füle’ye Ortadoğu’daki halk hareketlerine ilişkin değerlendirmelerini paylaşması ve Kıbrıs’a ilişkin görüşlerini aktarması da bekleniyor. ANKARA Kadın temsilini yetersiz bulan Avrupa Parlamentosu (AP) harekete geçti. Türkiye’nin de aralarında olduğu birçok ülkeye kadın kotasıyla ilgili uyarı mektubu gönderecek olan AP, özel sektör, karar mekanizmaları, yönetimler ve siyasette kadın sayısının arttırılması yönünde uyarıda bulunup “2012’ye kadar uygulanması zorunluluğunu” gündeme getirecek. Kadın Hakları ve Cinsiyet Eşitliği Komitesi Raporu’nu onaylayan AP, kadın temsilinde olması gereken kota uygulamasındaki rahatsızlığını hazırladığı mektupta ifade edip Türkiye gibi birçok ülkeye uyarılarda bulunacak. AP’nin ülke parlamentolarının yanında, özel sektör, karar mekanizmaları ve yönetim katlarında kadın sayısının arttırılması yönünde uyarılarda bulunacağı mektupta şunlara yer verecek:  En kısa zamanda şirketlerdeki kadın temsiline ilişkin kapsamlı verileri, zorunlu ya da gönüllü olarak iş dünyası tarafından alınan tedbirleri ve üye devletler tarafından yakın zamanda kabul edilen düzenlemeleri derleyerek sunun.  Yönetim kademelerindeki kadın oranını arttırmak için eğitimin yanında çocukyaşlı bakımının yaygınlaştırılması, işözel hayat dengesinin geliştirilmesiyle ilgili finansal teşvikler getirilsin.  Girişimlerin ardından alınan tedbirler uygun görülmezse 2012 yılında kota da dahil olmak üzere yeni mevzuat önerileri getirerek üye devletlerin ekonomik, yapısal, yasal ve bölgesel özellikleri de dikkate alınarak, kurumsal yönetim kurullarında kadın temsilini 2015 yılına kadar yüzde 30, 2020 yılında yüzde 40’a çıkartılmalı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle