Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 TEMMUZ 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA HABERLER CHP lideri, konuşmasının büyük bölümünü tutuklu vekiller ve özgürlükler sorununa ayırdı 5 Eh, “ileri demokrasi” dediğiniz de budur işte. Kapitalizmin güler yüzü “küreselleşme” yani “yeni dünya düzeni”nde para gücüne kim dayanır? Bakın şike iddialarıyla sarsılıyor Türkiye... Bir futbolcuya Demokrasi vurgusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümet programı üzerinde yaptığı konuşmanın tamamına yakınını tutuklu milletvekilleridemokrasi krizi konusuna ayırırken “Tutuklu ile yargıç arasında kan davası olmamalı. Egemenlik artık ‘kayıtlı, şartlı’ milletin oldu. Parlamento iradesi demokrasi ayıbını kaldırsın” mesajı verdi. Kılıçdaroğlu, “8 milletvekilinin tutuklu olduğu için Meclis’e gelemediğine” dikkat çekerken, seçme ve seçilme hakkının önemi üzerinde durdu. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 2002’de bu hakkının elinden ‘7 YILDA 102 FA L MEÇHUL C NAYET’ Kılıçdaroğlu, 20032010 yılları arasında faili meçhulden 102 kişinin öldüğünü, 212 kişinin cezaevlerinde ya da gözaltında şüpheli şekilde öldüğünü, 2005’ten 2009’a tutuklu sayısının iki katına çıktığını, çocuk tutuklu sayısının arttığını, 2010 yılında 596 kişinin düşüncelerini açıkladıkları için 1219 yıl hapis cezasına çarptırıldığını anlattı. Basın özgürlüğünde Türkiye’nin 196 ülke arasında 119. sırada olduğuna da dikkat çeken Kılıçdaroğlu, medya patronlarının kamu ihalelerine girmemesi gerektiğini belirterek “Besleme medya olursa demokrasi olmaz” dedi. çilmiş milletvekillerinin serbest bırakılmadıklarını bildiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz yargıçlara müdahale edilmesini istemiyoruz. Tutuklu arkadaşlarımız milletvekili, o halde bu sorun parlamentonun sorunudur. Çıkardığımız yasalar öngördüğümüz dışında yorumlanıyorsa o zaman ‘bir yanlış var, parlamentonun iradesi bu değildir, bu iradeyi düzeltmemiz lazımdır’ diyebilmeliyiz. Uzun tutukluluk sürelerinden herkes şikâyetçi. Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, ana muhalefet, AB şikâyetçi. alındığını anımsatan Kılıçdaroğlu, “Biz bir sınavdan geçtik. Anayasal engel vardı, kaldırdık, yasal engel vardı kaldırdık. Türkiye’de demokrasi ayıbı olmasın diye bunu yaptık” dedi. Yasal engel olmamasına karşın 2 hâkimin takdiri sonucu se TBMM Başkanı Cemil Çiçek’le yaptığımız görüşmede ‘Uzun tutukluluk süreleriyle ilgili olarak bizim öngördüğümüzden çok daha farklı bir kararı Yargıtay verdi, elimizi bağladı’ dedi. Bir demokrasi eksiği, bir demokrasi ayıbı var, bizim bunu çözmemiz gerekiyor. 800 gündür içeride, insafla düşünelim arkadaşlar. Mahkumiyet yok, seçime girmiş kazanmış, millet oy vermiş, ama gelip yemin edemiyor. Hepimizin şikâyet ettiği bu sorunu beraber çözelim. Şu anda egemenlik ‘kayıtlı şartlı’ miletin oldu. Milli iradeye pranga vuruldu. Milli iradeyi kurtarmamız lazımdır. Bir demokrasi krizi yaşanıyor.” Şeyh, Şike, Demokrasi... Bilmem içinizde bir sıkıntı oluyor mu kimi zaman... Bir yanardağın patlaması gibi bir şey... Darmadağın olmuş düşler, umutlar, umutsuzluklar. Yavaş yavaş oturduğunuz yerden doğrulup salonun içinde dolaşıp, balkona çıkıp gökyüzünün sonsuzluğuna bakmak uzun uzun. Oturup düşünmek. Hayatın sayfalarını karıştırmak. Kızmak, öfkelenmek... Usul bir gölge uçurumunda yarınları düşünmek, aydınlık sabahlarda uyanmak, içinizdeki sıkıntıyı çıkarıp atmak. 6 ayda 105 kadının öldürüldüğü bir ülkede yaşamak... Sahi sizin de içinizi acıtıyor mu? İstanbul’da boşandığı eşinin üzerine benzin döküp yakan adam... Annesinin alevler içinde kaldığını gören çocuğun annesine sarılarak birlikte cayır cayır yanması... Vahşet... Canavarlık... Dünyadaki tüm yıkımları... Tüm acıları, hüzünleri... Tüm ölümleri... Yaşama ilişkin yazılanları, talanı, soygunu, vurgunu. Baskıyı, zulmü, acımasızlığı, insan onuruyla oynamayı... NTV’de 17 yıl çalışıp ayrılmak zorunda kalan Banu Güven’in şu sözleri size neyi anlatıyor, neleri düşündürüyor, bana anlatır mısınız: “Türkiye genelinde egemen olan baskıcı atmosfer, neredeyse tüm yayın kuruluşlarındaki otosansürü güçlendirdi...” Banu Güven’in başına gelenleri kaç köşe yazarı yazacak, merakla bekliyorum... Bu, Türkiye’nin “ileri demokrasi”siyle çok yakından ilgilidir; mangalda kül bırakmayan kimi köşe yazarları, Banu Güven’in yaşadığı baskının üzerine gidip siyasal iktidarı bakalım eleştirecek mi? Benim içim bu yüzden sıkılıyor. İçimde bir volkan. Ha patladı ha patlayacak! Medya patronlarına gözdağı, sindirme, basın emekçilerini işten attırma, yazılarını kısıtlama... Bunlar olağan şeyler sayılıyor Türkiye’de. deniliyor ki: “Şu maçta gol atma, al sana 100 bin lira...” Futbolcu, şeyhi arıyor: “Şeyhim, gol atmamam karşılığında 100 bin lira veriyorlar, ne yapayım?” Şeyh: “Neden almayacaksın oğul, al... Al ve hayır işlerinde kullan!” Bir ülkede futbolcu, kişiliğini satmaya hazır ama şeyhine soruyor... Şehy parayı görünce dayanamıyor: “Al oğlum al!” Paranın dini imanı olur mu? Şeyh efendi biliyor bunu! Aklıma birden 90’lı yıllar geliyor... Milli Görüş... Konya ve çevresinde kurulan “yeşil holdingler” ve toplanan beş milyar mark... Ankara Esenboğa Havalimanı’nda altınla, yüz binlerce markla yakalanıp savcılıkça serbest bırakılanlar. Paralar nerede toplanıyordu? Almanya’daki camilerde. Unuttuk bunları unuttuk... Bir zaman tünelinden geçiyoruz. Almanya Deniz Feneri e.V.’nin Türkiye ayağından bilindik adlar tutuklandı, Aziz Yıldırım’ın hemen ardından. Şike iddialarında ikinci dalga başladı, eski Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener ve Trabzonspor Başkanı Sadri Şener gözaltına alındı. Bakalım daha neler olacak? Şeyhim yok ki sorayım! Sermayenin ve vurguncuların egemenliğinde bir dünya ve Türkiye... Yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız. Yitip giden umutlarımız, çoğalan hüzünlerimiz. Neyi yazsam, neyi anlatsam... Soytarılar, vurguncular, dolandırıcılar ülkesi oldu Türkiye... Bir şehit cenazesi daha kalktı... PKK, ikisi asker, biri sivil üç kişiyi kaçırdı. Baştan beri “Çözüm yeri Meclis’tir” diyorduk ve kimi CHP’liler buna karşı çıkıyorlardı. Bu arada CHP’li milletvekilleri de doğru olanı yapıp Meclis’te yemin etti... Söylenecek çok şey var ama her neyse!.. Ey benim canım Türkiyem! MHP L DER BAHÇEL : f, dokunulmazlık istemiyoruz’ Kılıçdaroğlu tutuklu milletvekilleri için “dokunulmazlık, ayrıcalık, af” istemediklerini yinelerken “Parlamento iradesi bu demokrasi ayıbını kaldırsın” çağrısı yaptı. Kılıçdaroğlu, tutukluluğun bu aşamaya gelmesinin yeni bir olay olmadığını, Başbakan Erdoğan’ın da katıldığı Roman Çalıştayı’nda “Parasız eğitim istiyoruz, alacağız” yazılı pankart açan 2 öğrencinin 16 aydır tutuklu yargılandığını belirterek “Parasız eğitim istemek ne zamandan beri demokrasilerde suç olmaya başladı?” dedi. ‘A Tutuklular Meclis’in onur konusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükümet programı üzerinde yaptığı konuşmada krizin çözüm kulvarına girmesinin sevindirici olduğunu vurgularken, “Mahkumiyeti onaylanmamış, suçlu olup olmadıklarıyla ilgili hukuki netliğin belli olmadığı vekiller en başta TBMM’nin onur konusudur. Tutuklu vekillerin demokrasi ahlakı gereği Meclis’te bulunan herkesin meselesi olmalıdır” dedi. Bahçeli, CHP ve BDP’nin tavrını da eleştirerek, “Boykot ve protesto girişimleri maalesef gazi Meclis’in manevi şahsiyetini ihlal ve rencide etmiştir” dedi. Bahçeli, yeni anayasa hazırlıklarıyla ilgili “Etnik kimlikler tanımlanacak mıdır? Türk kimliğinin esnetilerek anlamsızlaştırılması ve ‘Türkiyelilik’ çarpıtmasıyla geriletilmesi düşünülmekte midir? Üniter yapı sulandırılarak cumhuriyetin kurucu değerleri ve vazgeçilmez niteliklerinden taviz verilecek midir? Anayasanın ilk 3 maddesi ile 4. maddesi hakkında planlanan nedir” sorularının altını çizdi. ‘Daha özgürlükçü anayasaya’ Kılıçdaroğlu “Daha özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacımız var” derken de özel yetkili mahkemelerin demokrasi önündeki en ciddi engellerden biri olduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu yüzde 10 barajının kaldırılması, TDK ve TTK’nin “Atatürk’ün vasiyetine göre görev yapması” gereği üzerinde durdu. “Varılan uzlaşma ile demokrasi önündeki engellerin kaldırılacağına inandığını” sözlerine ekleyen Kılıçdaroğlu, “Arzumuz şu, biz kaybetsek de siz kaybetseniz de demokrasi kazanmalı” mesajı verdi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) ‘Bedele hazırız’ Kılıçdaroğlu, demokrasi, özgürlük ve insan hakları uğruna bir bedel ödemek gerekiyorsa o bedeli ödemeye hazır olduklarını vurgulayarak “Yeter ki bu ülkeye demokrasi, özgürlükler gelsin” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, dün yemin eden CHP ile MHP’yi sert eleştirdi ‘Geldiniz ne oldu’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, partilerin ortak bir metin üzerinde uzlaşmasıyla CHP’nin yemin edip Genel Kurul’a girmesinin ardından yapılan hükümet programı üzerindeki görüşmelerde CHP’yi ağır ifadelerle suçladı. Erdoğan, “Ana muhalefet marjinalleşirse çok tehlikelidir. ‘Yemin etmeyeceğiz’ derse marjinal bir düşüncedir. Geldiniz yemin ettiniz, ne oldu? Ne oldu? Bin düşüneceksin, bir konuşacaksın. Öyle olmazsa böyle olur” dedi. Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “İmralı ile pazarlık” suçlamasına da, “İktidarınız döneminde infazı siz ertelediniz” karşılığını verdi. Erdoğan, şunları söyledi: Teslim olacaksın: 12 Haziran akşamı ortaya çıkan tablo ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesine eğer inanıyorsak, yapılması gereken muhalefetin başını 2 elinin arasını alıp ‘nerede ne yanlış yaptık da yüzde 50 AKP’ye gitti diye’ düşünmesi lazım. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, teslim olacaksın. 2 kişiden biri AKP’ye oy verdi. Seçimin iki mesajı: Referandumun ardından 12 Haziran’da millet iki mesaj verdi. ‘Yeni anayasa yapın ve Milli Birlik ve Beraberlik Projesini sürdürün.’ Yasalarla da idare ederiz: Bizim için ‘şu anda 326 oya sahipler’ diye düşünebilirsiniz. Yasalar çerçevesinde ne yapmamız gerekiyorsa yapacağız. Ben şiir okudum: Ben Ziya Gökalp’in şiirini okuduğum için on ay yedim. Sizin arkadaşlarınız neden dolayı sanıklar? Sayın Kılıçdaroğlu Silivri’ye genel merkezden tünel kazmak için aday gösterdi. Tahliye talebi reddedilenler hakkında hükümet ne yapacak? Hâkimleri mahkemeleri aramamız mı gerekiyor? Bunu siz yaparsınız ama biz müsaade etmeyiz. Erdoğan daha sonra mahkum olduğu şiiri okudu, AKP Grubu ayakta alkışladı. ‘Terör yok’ Hükümet programında terörle mücadeleden söz edilmediğini vurgulayan Bahçeli, “İmralı’ya söz verildiyse Allah affetmez, vatandaş bağışlamaz. MHP unutmaz” dedi. ‘Ant içilmesinden memnunum’ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, CHP’li milletvekillerinin ant içmesinin kendisini büyük bir memnuniyete sevk ettiğini belirterek “Diyalog kapıları açık olunca, karşılıklı oturulup konuşulunca her şey halloluyor. Ümit ederim ki; BDP’ye bağlı milletvekilleri de Meclis’e katılırlar, aynı şekilde görevlerini yerine getirirler ve milletvekilliği faaliyetlerini gerçekleştirmeye başlarlar” dedi. Gül, CHP milletvekillerinin ant içme kararı aldığı haberini Bulgaristan’a gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında katıldığı ş Forumu’ndan ayrılırken basın başdanışmanı Ahmet Sever’den aldı. BDP’li Demirtaş, ‘CHP ile AKP arasındaki mutabakat metni bizi bağlamaz’ dedi ‘Biz süreçten dışlandık’ UTKU ÇAKIRÖZER CHP’L TANRIKULU, MESUT DEĞER’E TEPK L ANKARA BDP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, AKP ile CHP arasında dün varılan uzlaşı konusunda, “AKP bizi dışladı, CHP de buna çanak tuttu. Bu metin bizi tatmin etmez ve bağlamaz. Ama diyalog kapısını açık tutuyoruz” değerlendirmesini yaptı. Öte yandan TBMM Başkanı Cemil Çiçek, krizin son bulması nedeniyle Demirtaş ve Siirt Milletvekili Gültan Kışanak ile görüştü. Demirtaş, CHP’lilerin dün yemin etmesi konusunda Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: Yangından mal kaçırdılar: Başından beri biz süreçten dışlandık. Ben Meclis Başkanı ile görüşürken meğer AKP ile CHP grup başkanvekilleri bir araya gelecekmiş. Ama Cemil Bey bize ‘siz de gelin’ demedi. Yangından mal kaçırır gibi bizi dışlayarak bir araya gelip ERDOĞAN: K MSEY ÖTEK LEŞT RME YOK uzlaştılar. Diyalog kapısı açık: BDP’nin dışlanması doğru olmadı. Onlar ne kadar ötekileştirme içinde olsa da biz diyalog kapısını açık tutuyoruz. Biz Meclis çalışmalarına katılmak isteği içindeyiz. Bizi bağlamaz: AKPCHP uzlaşı metni bizi tatmin etmez. Kesinlikle de bizi bağlamaz. Bu metinde hiçbir şey yok. Tutuklu vekil lafı bile yok. CHP bir bahane arıyordu dönebilmek için. AKP de hükümet programını ana muhalefet partisi olmaksızın geçirmek istemediği için bahane Başbakan Erdoğan ise, Demirtaş’ın, “Sürecin dışında tutulduk, ötekileştirildik” sözleri aktarıldığında, “Kimsenin ötekileştirildiği yok. Onların da yeri burasıdır. Bana göre gecikmeden onlar da kararlarını vermeli. Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara, demokratik parlamenter sistemin merkezi de TBMM’dir. Onların da geleceği yer burasıdır. Bunun dışında yapılanların hepsi aslında milletvekilliği sıfatıyla uyumlu değildir. nanıyorum ki onlar da en kısa zamanda gelip burada yeminlerini edeceklerdir” açıklamasını yaptı. yaratıp çözüm için dün kapı açtı. Bu metin ile bizim boykotumuzun nedeni olan yemin krizi çözüldü denemez. Yemin krizi sürmektedir. CHP zorlamadı: AKP’nin bizi Meclis’te görmek istemediği açık. Ama CHP de istememiş gözüküyor. CHP zorlayıp ‘BDP de, MHP de olsun’ diyebilirdi. Böylece üçlü hatta dörtlü uzlaşı sağlanabilirdi. CHP ya zorlamadı ya da onlar da çanak tuttu bu dışlamaya. CHP zorlasaydı yapamazlardı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, parlamento kulisinde gazetecilere yaptığı açıklamada, CHP’nin AKP ile varılan uzlaşma sonucu yemin etmesinden büyük bir memnuniyet duyduğunu belirtti. “İyi bir seçim, kötü bir başlangıç yapmıştık. Milleti üzmüştük” diyen Çiçek, çözüm için katkıları nedeniyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ve CHP’nin katkılarından şükran duyduğunu belirtti. Çiçek, henüz boykotu sürdüren BDP için de aynı tutum içinde olduğunu belirterek “Her partinin farklı beklentileri olabilir. Bizim açımızdan ‘dışladı, dışlamadı’ gibi değerlen dirmeler doğru değildir. Ben bana oy veren vermeyen tüm milletvekillerinin başkanıyım. Aynen CHP’ye yaptığım gibi BDP’ye de çağrımı yineliyorum. Kararlarını ümit ederim gözden geçirirler, Meclis kapanmadan da yemin etmiş olurlar. Bu hepimiz için önem vermemiz gereken bir konudur. Ümit ederim onlar da bugün olduğu gibi yarın ve diğer gün yemini gerçekleştirirler. Doğru olanın da bu olduğunu düşünüyorum” dedi. Çiçek, “AKP ile CHP arasında cuma gününden beni devam eden görüşmelere BDP dahil edilemez miydi” sorusuna, “İşin hiç magazin, detay kısmına bakmayalım. Onlara girersek, bugünkü sonucu gölgelemiş oluruz. Siyaset, mümkün olanın yapılmasıdır. Demek ki, o günkü şartlarda mümkün olan doğru buydu, biz de bunu yapmaya çalıştık” yanıtını verdi. ‘Parti Meclisi’nde ailem konuşuluyor MAHMUT ORAL DİYARBAKIR CHP Parti Meclisi (PM) üyesi Mesut Değer’in, hafta sonundaki PM toplantısında ailesinin CHP’ye oy vermediği yolundaki ifadelerine sert tepki gösteren CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Değeri, “Dünya ve Türkiye siyasetinin konuşulması gereken PM’de, anne ve babamın kimlik numaraları takip edilerek konuşulması PM üyesinin açmazında bulunduğu noktayı gösteriyor” sözleriyle eleştirdi. 12 Haziran genel seçim sonuçlarının tüm yönleriyle değerlendirildiği hafta sonu gerçekleştirilen CHP PM toplantısında, PM üyesi Mesut Değer’in “CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu’nun Diyarbakır’ın Kulp ilçesi Eski Ağaçlı Beldesi’nde oy kullandıkları sandıktan CHP’ye tek oy çıkmıştır. Demek ki, ailesi CHP’ye oy vermemiştir” ifa delerine, eleştirilerin odağındaki Tanrıkulu’ndan ağır karşılık geldi. İddianın aksine köydeki 6 sandıktan CHP’ye toplam 90’a yakın oy çıktığını ve her 6 sandıkta da CHP’ye oy çıktığını ifade eden Tanrıkulu, “Türkiye ve dünya siyasetinin konuşulması gereken Parti Meclisi gibi bir ortamda benim anne ve babamın vatandaşlık numarası takip edilerek hangi sandıkta oy kullandıklarının tartışılması, konuşulması PM üyesinin açmazı ve bulunduğu noktayı gösterir. Kimseyle polemik yapmak istemem. Ama yalanla ve iftirayla da siyaset yapılmaz. Bütün yakınlarım da CHP’ye oy vermişlerdir. Bu tartışmayı yapmayı ve cevaplamayı zül sayıyorum. Yalan üzerine siyaset inşa edilir mi? Kaldı ki oy da vermeyebilirler. Görüşleri de farklı olabilir. Bunlar PM’de konuşulacak şeyler mi? Siyaset üretilmiyor, dedikodu yapılıyor” dedi. C MY B C MY B