18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 8 HABERLERİN DEVAMI B İstanbul Edirne B Kocaeli B Çanakkale B İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak B Sinop B Samsun PB Trabzon PB Giresun PB Ankara B 29 33 32 31 35 37 35 25 22 26 25 25 31 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B PB B B B PB PB PB PB PB Y Y 29 31 24 30 31 30 33 35 32 32 27 23 18 Oslo Y Helsinki PB Stockholm PB Y Londra AmsterdamPB Brüksel PB Paris PB Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte Y Madrid Y Viyana Y 23 23 24 22 20 20 22 22 22 27 28 24 28 Belgrad Y 26 Sofya Y 29 Roma Y 26 B 31 Atina Zürih Y 20 Moskova Y 20 Aşkabat PB 31 Taşkent PB 37 Baku B 28 Bişkek Y 33 Y 25 Tiflis Kahire A 36 Şam B 34 Ülkemizin kuzeydoğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri, Doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Van ve Muş çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışların, Kars, Ardahan, Erzurum, Ağrı ve Iğdır çevrelerinde yerel olarak kuvvetli olması bekleniyor. Hava sıcaklığı ülkemiz genelinde 2 ila 4 derece artacak. CUMHURİYET 8 HAZİRAN 2011 ÇARŞAMBA TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Haziran GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada alamayan CHP düzenledi. “Yeni” Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’a gitti. İkinci mitingi AKP düzenledi. RTE, hükümetin bölgesel ve genel, başarılı hizmetlerini anlattı. CHP ve MHP’ye saldırdı ve Kürt sorununun çözümüne değinmedi bile. Üçüncü mitingi önceki gün MHP düzenledi. Devlet Bahçeli, ne CHP ne de AKP liderinin söylemediği sözleri birkaç kez yineledi. MHP mitingine geçmeden önce gelecek günlerde tartışmaların odağına oturacak bir konuya değinelim: Kılıçdaroğlu, “Bu kardeşiniz” diye Kürtlerden biri olduğunu anımsattığı konuşmasında, dolaylı biçimde de olsa sorunun çözümüne değinmedi. Avrupa Konseyi’nin imzaladığımız Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki “çekinceleri” şayet iktidara gelirlerse Bakanlar Kurulu kararı ile kaldıracaklarını açıkladı. Fakat nedense CHP ve diğer partiler “Nedir bu çekinceler?” diye kamuoyunu aydınlatma gereğini duymuyor. Öğrenebildiğim kadarıyla TBMM’nin onayından geçen Yerel Yönetimlere Özerlik Şartı 31 madde. Şart’a taraf olan devletlere 20 maddeyi ülkelerinin koşullarına göre onaylamama yetkisi verilmiş. Fransa, İtalya, Almanya gibi devletler 20 maddenin kimilerini onaylamadıklarını açıklamışlar. 1985 yılında zamanın (Özal) hükümeti kimi maddeler dışında Yönetimlere Özerlik Şartı’nı kabul etmiş, Meclis’ten geçirmiş. Öğrendiklerim yanıltmıyorsa, kimi maddelere göre yerel yönetimlerin gelir kaynaklarını nereden edindikleri ve nerelerde kullanıldıkları, devlet denetimi dışında. Yerel yönetimlere başka ülkelerle örneğin kredi anlaşmaları yapma olanağı veriyor. Ülkenin bütünlüğüne karşı hareketleri yasaklamıyor. Bu maddeler, Türkiye’nin onay dışı bıraktığı maddeler. Bu arada bölgedeki kimi BDP belediyeleri Şart’ları aynen uygulamaya girişiyor. AKP’den ses yok! MHP mitingine gelince: Medya Diyarbakır’da MHP liderine ve partisine olaylı tepkiler olasılığından söz ediyor ve hatta bekliyordu. Hiçbir şey olmadı. Bahçeli ne eskiyi karıştırdı ne de “yeni” olduğunu söyledi. İzmir’de ne söylüyorsam Diyarbakır’da aynı konuşmayı yaparım, diyordu. Öyle yaptı. Bu seçimde MHP’nin yüzde 10 barajının altına düşeceği varsayımlarını tersyüz eden, saldırılara karşı dik duran lider kimliği sergiledi. Kasetlerle kurmaylarının istifa ettikleri gün, “Devlet yok, halka gidiyorum” demesi ve o gün bir mitingde hiçbir şey olmamış gibi konuşması lehine yazılan nottu. Gazetecilere göre, Diyarbakır’da kalabalık büyük değil. Beklenmiyordu da! Bahçeli’nin konuşması barışa ve birlikte yaşamaya yönelikti. Diğer liderlerin bir kez olsun yineleyemediklerini söyledi. Örneğin “Adımız bir, acımız bir oldu. Biz birlikte büyüdük. Türk milleti olduk” dedi. Konuşmayı Atatürk’ün sözü ile, “Ne Mutlu Türk’üm” diyerek bitirdi. Medya konuşmanın içeriğini geniş ölçüde yansıtmaktan kaçındı. Barışa, çözüme açık ifadeleri yazmaktan uzak durdu ve sadece “Anadil eğitim anayasaya girerse karnınız mı doyacak?” cümlesini magazinsel bir anlayışla sergiledi. MHP’nin barajı aşmamasını içeren dilekleri tutmadı. Bahçeli’nin ve örgütün sağlam duruşu sonuç verdi. Olaylar bu partinin parlamentoda yer almasında yarar görenlerin beklentileri yönünde gelişti. The Economist, Washington Post gibi gazetelerin AKP aleyhinde ve CHP’ye oy verilmesini isteyen yazıları hâlâ başköşelerde. Lakin, kimi siyasetçilerin tuhafına gidecek “bir şey” oldu! ABD Ankara Büyükelçiliği Siyasi Bölüm Diplomatı Laura De Otalvaro’nun; Zonguldak AKP İl Başkanlığı ziyaretinde, “12 Haziran seçimlerinde AKP’nin birinci parti çıkacak gibigöründüğünü söylediğini”, Vatan’ın internet sayfasında okuduk. Artık dış dünya da RTE Türkiye’sinin ne halde olduğunu görüyor, diye Economist’in çağrılarını olumlu gözle yorumlayanlar; ABD Büyükelçiliği’nin üstelik siyasi bölüm diplomatı bayanın AKP’nin birinci parti çıkacağını söylemesine ne derler bilemem! Acaba, yabancıdan al haberi mi derler, yok, içişlerimize ne karışıyor diye eleştirirler mi? Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu’nda yapılacak yeni düzenlemeyle devlet bakanlıklarının yerine icracı bakanlıklar kurulacağını belirtti. Bu çerçevede Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın, ‘Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ ismini alması planlanıyor. Her ne kadar Çiçek, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün bu yeni bakanlığa bağlanacağını belirtmiş olsa da, kadının insan haklarını savunan sivil toplum örgütleri, ‘kadın’ ifadesinin yeni bakanlığın isminden çıkarılacak olmasını çok sakıncalı buluyor. Kadınların sorunlarının ‘aile’ ya da sosyal yardım kavramları içerisinde değil, kadının hayatın tüm alanlarına erkeklerle tam ve eşit katılımını sağlayacak bir şekilde ele alınması gerektiğini düşünüyorlar. Kadın örgütleri, bu taleplerinde ana muhalefet partisi CHP’yi de yanlarında bulmuş durumda. CHP’nin Kadınlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülsün Bilgehan, yeni bakanlığın bu şekilde isimlendirilmesi halinde “Kadının adının devletten de silinmiş olacağı” uyarısında bulunuyor. Bilgehan, AKP’ye “Bu mantık kadını birey olarak görmeyip kadınların sorunlarını aile içi sorun olarak gören bir iktidar mantığıdır” eleştirisini de getiriyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Kadın mı, kız mı?” sözlerinin de aynı mantığın bir sonucu olduğunu ifa Kadınları AKP aileye, CHP hayata bağlamaya çalışıyor yorlar. Bunlar arasında belki de ‘Aile Sigortası’ kadar çok konuşulacak bir önerileri de var. Parti yönetiminde itiraz gelmezse CHP, kadınlar için “sabah ve akşam işe gidiş geliş saatlerinde toplu taşıma araçlarında indirimli ulaşım sağlanması” fikrini tartışmaya açacak. Yani kadınlar da öğrenciler ve emekliler gibi ulaşımdaki pozitif ayrımcılık yapılan gruplar arasına eklenmiş olacak. GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY CHP’den kadınlar için ‘toplu taşımada indirim’ önerisi de eden Bilgehan ilginç bir anımsatma da yapıyor: “Aslında kadın, kız ayrımı mevzuatımızdan AKP’nin iktidarı döneminde yapılan değişkiklikle kalktı. Ama gördüğünüz gibi mevzuattan kalkması zihirnlerden kaldırmaya yetmiyor...” CHP yönetimi bu seçim kampanyasında seçmenin karşısına somut projelerle çıktı. Önce Aile Sigortası, ardından Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Sivil Toplum, Gençlik, Eğitim raporları derken seçim günü geldi. Ancak sandığa gitmeden son bir rapor daha açıklayacaklar: Kadın Raporu. Rapor CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından yarın İstanbul’da açıklanacak. Raporun genel hatları hakkında bilgi veren Bilgehan, ‘Kadın Hakları ve Eşitlik Bakanlığı’ vaatlerinin yanı sıra, kadınların ekonomik hayata daha fazla katılmalarının önünü açacak öneriler yer alacak. Örneğin çocuklu ailelerde kadınların iş hayatından kopmasında en büyük etken olan ‘kreş’ sorununun ortadan kaldırılması CHP’nin öncelikleri arasında. aşbakan dedem sayesinde hayatta’ İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün torunu olan Bilgehan, Başbakan Erdoğan’ın referandumda olduğu gibi seçim kampanyasında da CHP’yi eleştirirken Cumhuriyetin kurucu kadrosunu ve başta dedesini hedef almasından rahatsız. Erdoğan’ın, İnönü’yü Hitler’e benzeten sözlerinin yargı tarafından “hukuka aykırı bulunduğunu” anımsatan Bilgehan’ın, Erdoğan’ın kampanya üslubuna tepkisi şöyle: “Hayatta olmayan kişilerin siyasete malzeme yapılması Türkiye’yi yöneten kadronun ne kadar aciz durumda olduğunun göstergesi. Başbakan, CHP dönemiyle ilgili ‘babam, ağabeyim kümeste saklandı’ diyor. Ama unutmasın ki dedem sayesinde, babası ya da dedesi cepheye gitmek zorunda kalmadı ve hayatlarını korudu. Avrupa’da 50 milyon insan ölürken, Türkiye savaştan İnönü sayesinde kimsenin burnu bile kanamadan çıktı.” ‘B Son rapor kadınlar için ozitif ayrımcılık otobüste başlayacak Bilgehan, 12 Eylül referandumu ile kabul edilen “Kadınlara pozitif ayrımcılık” ilkesinin hayata geçirilmesi için AKP’nin bugüne kadar hiçbir adım atmadığına işaret ederek, bu önemli ilkenin içinin ancak CHP tarafından doldurulabileceğini belirtti. Bu konuda da halkın önüne yine somut projelerle gitmeyi hedefli P temel konularına baktığımızda çözümden öte, daha kötü noktaya gidildiği açıkça ortada. Bunu görmek için çok çaba harcamaya gerek yok; AKP’nin hayal perdesini çekmek yeterli. Dört başlıktan bakalım; demokrasi, iç barış, ekonomi, dış politika. AKP iktidara gelirken AB hedefini çok diri tuttu. Her alanda AB standartlarına ulaşmayı planladıklarını, AB’ye almasalar bile bunu istediklerini söyledi. Pek çok kesim AB süreci ile birlikte demokrasi çıtasının çok yükseleceğini düşündü ve AKP’yi destekledi. AKP bunda samimi değildi. Bunun somut örneklerini zamanında defalarca dile getirdik. Uluslararası tarafsız kurumların listeledikleri demokrasi standartlarına göre Türkiye’deki yapı diktatörlükten hallice. İç barış sorunlarımız 2002 ile karşılaştırılmayacak ölçüde arttı. Güneydoğu’da olağanüstü hal (OHAL) döneminde bir yılda meydana gelen olaylar, tutuklamalar, hukuk ihlalleriyle 2010 yılı karşılaştırılırsa sanılanın aksine durumun daha kötü olduğu görülecektir. Başbakan, iç barıştan sadece AKP’ye biat edilmesini anlıyor. Ötesi bölücülük, çete, terör... Çevrecileri bile terör örgütü üyesi ilan ettiler. Bu gidişle memleketteki en kalabalık örgütlenme terör örgütleri olacak! Ekonomide her kesimin durumu bir doz ileri gitti. Zengin küçük dilim daha zengin oldu, yoksul kesim daha da yoksullaştı. Zenginleşen kesimden küçük bir eleştiri gelse, hemen şu mesajı uygun dillerle ulaştırıyorlar. “Bizim dönemimizde daha zengin olmadınız mı? Oldunuz. O zaman bize destek vermek zorundasınız.” Paralı asker tutmanın ekonomideki yöntemi, bu olsa gerek! Ekonomide rakamlar büyüyor, ancak bu hormonal. Büyüyoruz ama, kalkınmıyoruz, gelişmiyoruz. İnsani gelişmişlik sıralamamız da demokrasimiz gibi 80. sıradan sonra başlıyor, 120’ye kadar iniyor. Seçim konuşmalarını olabildiğince dikkatli dinliyorum; Başbakan gittiği bir ilde, “burada 500 kişinin çalıştığı şu fabrikayı biz yaptık” diyemiyor. Yok çünkü... Sanılanın aksine hükümetin en kötü olduğu alan dış politika. Her şey bir yana, sıfır sorun diye bir iddia ortaya atmanın kendisi sorundur. Üstelik uygulama tam tersi oldu. Ama yine de sıfırın hakkını verelim, mevcut sorunların sağına birer sıfır daha koydular. İşbaşına gelirken AKP’nin en iddialı olduğu dış politika konusu Kıbrıs’tı. “40 yıllık politikalarla bu iş çözülmez” deyip Denktaş’ı devre dışı bıraktılar. Ne oldu? Hemen çözüm için birlikte hareket ettikleri Talat’ın görev süresi doldu. Sonrası malum. Sıcak durum; Ortadoğu politikası avara kasnak gibi. Her şeyin içinde olma hastalığı doğal olarak beraberinde hata getiriyor. AKP Ortadoğu’da hem kurtla bir olup kuzuyu yemek istiyor, hem koyunla bir olup kuzuya ağlamak istiyor! AKP, bütün bunlardan sonra meydan şarkısı olarak, “bir daha” diyor. Bir daha, bir daha iktidara getirin. Niçin? Çırak olarak bozduklarını ustaca bozacaksa, bu iş Timur’un fillerine benzeyecek. Televizyonda, “bi daha, bi daha” nakaratlarını dinlerken, insan halkımızın bunu şöyle değerlendireceğini düşünüyor: Bir daha mı? Tövbe de... Sanık Kaynak, intiharı şüpheli bulunan Behçet Oktay’a bilgi verdiğini belirtti ‘Şahin’le olduğumuzu biliyordu’ HATİCE TUNCER İkinci Ergenekon davasının 124. oturumunda sanık İbrahim Şahin’in hazırladığı ve Ermeni ve Alevi cemaatlerinin yöneticilerine yönelik suikastlarda görev yapacak kişilerin isimlerinin yer aldığı iddia edilen S1 adlı listede adı bulunan eski Antalya Özel Harekât Şube Müdürü Servet Kaynak savunmasına devam etti. “S1 personel listesidir, başka bir şey değildir” diyen tutuklu sanık Kaynak, intiharı şüpheli bulunan eski Özel Harekât Daire Başkanı Behçet Oktay’a 8 Kasım 2008’de bilgi verdiğini belirterek “Behçet Oktay bana ‘Şahin ne derse evet de. Başkanımızı üzme’ dedi. İbrahim Şahin’in terörle mücadele müşteşarı olacağı teşkilatta konuşuluyordu” şeklinde açıklamalarda bulundu. Şahin ile Alevilere karşı eylem yapacaklarının iddia edildiğine dikkat çeken Kaynak, “Şahin, Hüseyin Kocadağ ile birlikte 1983’te Özel Harekâtı kurdu. Kocadağ Aleviydi. Onun için ölüme giderlerdi” dedi. Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu’nun “TİT konusunda bilginiz var mı” sorsu üzerine Kaynak “Gazetelerden biliyorum” yanıtını verdi. Başkan Hasan Hüseyin Özese’nin “Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan ile nerede tanıştıklarını” sorması üzerine Kaynak şöyle konuştu: “Dink cinayetinin ardından emniyete bilgi notu gönderildi. Kiliselerde o kadar sıkı güvenlik önlemi alındı ki herkes rahatsız oldu. Kilise yetkilisiyle görüştüm. Ermeni cemaatini tanıyan bir kişi ile sivil polisler birlikte hareket ederek güvenliği sağladık. Bizden memnun olan Ermeni papazlarıyla yemek yedik. Beyoğlu’nda Ermeni Mezarlığı’na giden Mutafyan’nın korumalığını yapmıştım” dedi. Duruşmada söz isteyen Şahin, Behçet Oktay’ı arayıp kendisine terörle mücadelede kurulacak yeni oluşumun başında görevlendirileceğinin söylendiğini anlattı. Şahin, “Behçet Oktay, ‘benim görevlendireceğim iyi bir isim var’ dedi. Kaynak’ın adını verdi, ben de Kaynak’ı aradım” diye konuştu. Kaynak tarafından “S1” listesine adı konulan Hatay’da görevli özel harekâtçı polis Mehmet Dalagan’ın sorgu ve savunması da yapıldı. Dalagan, Kaynak’ın Hakkâri’de amiri olduğunu, bir görev olduğunu söylediğini ve yurtdışı görevi diye düşünüp kabul ettiğini söyledi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Dalagan’a şu soruyu yöneltti: “Baz istasyonu kayıtlarına göre Kaynak 6 Kasım 2009’da Şahin ile görüştükten kısa süre sonra sizi arıyor. O tarihte Kaynak Antalya’da, siz Hatay’da görevdesiniz. Yani amiriniz değil. Amiriniz olmayan biri sizi yurtdışında bir operasyona götürebilir mi?” Dalagan ise Hakkâri’de görev yaptıkları sırada Kaynak’ın güvenilir bir amir olduğunu gördüğünü belirterek “Görev ne diye amirime soramam” diye konuştu. S1 listesi için Şahin’e teğmen ve üsteğmenlerin adlarını veren Şırnak’ta görevli Üsteğmen Taylan Özgür Kırmızı ise tutuklandıktan 29 ay sonra savunmasını yapabildiğini belirterek Şahin ile 2006’da Tokat’ta tanıştığını anlattı. Kırmızı, S1 listesi için “Bu görevlendirme bir söylentidir” dedi. ‘Görev ne’ diye sormam Mutafyan’a koruma 29 ay sonra savunma ‘AKP katillerin üzerini örtüyor’ Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin (PSAKD), Madımak’ın utanç müzesi olması için Ankara’ya başlattıkları yürüyüş bugün, Madımak Oteli’nin önünde son bulacak. Ankara’da dün Kurtuluş’ta toplanan KESK, DİSK, Sosyalist Demokrasi Partisi, Hacı Bektaş Anadolu Kültür Vakfı üyelerinden oluşan grup Kültür Bakanlığı’na yürüdü. Basın açıklamasını okuyan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Hüseyin Güzelgül, 2 Temmuz’da otele “Utanç Müzesi” tabelasını kendilerinin asacağını söyledi. Dernek üyeleri hükümetin katillerin üzerini örttüğünü dile getirdi. (AA) CEZAEVİ SORUŞTURMASI Milli Savunma Bakanlığı işkencecileri gizledi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Milli Savunma Bakanlığı, Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi’nde 12 Eylül döneminde yaşanan işkencelere ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, o dönem görev yapan personelin isim listesini Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. 12 Eylül döneminde 34 kişinin öldüğü, yüzlerce kişinin sakat kaldığı Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi’ndeki işkencelere ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma devam ederken Milli Savunma Bakanlığı’ndan istenen isim listesi de savcılığa ulaştı. Bakanlığın gönderdiği ve çoğu alt rütbeli askeri personelden oluşan 14 kişilik isim listesini inceleyen savcılık, söz konusu listede mağdurların beyanlarında adı geçen askeri personelin isimlerinin bulunmadığını belirledi. Savcılık, yeniden Milli Savunma Bakanlığı’na yazı yazdı. Faili meçhul cinayetle yakınlarını kaybeden bazı aileler savcılığa dilekçe verdi 35 siyasi ve askere suç duyurusu İstanbul Haber Servisi Faili meçhul cinayetle yakınlarını kaybeden bazı aileler, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, eski başbakanlar Mesut Yılmaz, Tansu Çiller ile dönemin İçişleri bakanları, İsmet Sezgin, Nahit Menteşe, Mehmet Ağar, Meral Akşener, Dışişleri bakanları, Hikmet Çetin, Mümtaz Soysal, Murat Karayalçın, Deniz Baykal Genelkurmay başkanları Doğan Güreş ve Hakkı Karadayı, Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman’ın da aralarında bulunduğu 35 siyasi ve askeri sorumlu hakkında suç duyurusunda bulundu. Soruşturmayı yürüten savcı Hakan Karaali’ye dilekçe veren avukat Taylan Tanay, dönemin siyasi ve askeri sorumlularının, “Suç örgütü kurmak, yönetmek ve öldürme, kaybetme eylemlerinin talimatını vermek” suçlarından soruşturularak yargı önüne çıkarılmalarını talep etti. Soruşturmanın, Susurluk hükümlüsü Ayhan Çarkın’ın açıklamalarının ardından başlatıldığına dikkat çeken Tanay, Çarkın’ın işledikleri cinayetlerin MGK tarafından bilindiğini duyduğunu belirttiğini anımsattı. Mehmet Ağar’ın da bu yönde açıklamalarının olduğunu ifade eden Tanay, şöyle devam etti: “Türkiye’de MGK’nin en üst karar alma organı olduğu bilinmektedir. Bu kurul tarafından oluşturulan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi ‘gizli anayasa’ olarak kabul edilmektedir. Bu kurulun bilgi ve onayı olmadan sokaklarımızın, dağlarımızın, evlerimizin adeta bir kan gölüne çevrilmesi mümkün değildir.” KASTAMONU (Cumhuriyet) Kastamonu’da Başbakan Erdoğan’ın mitingi sonrası polis otosuna yönelik 1 polisin şehit olduğu 1 polisin de yaralandığı saldırıya katıldığı tespit edilen teröristlerden Cihan T’nin güvenlik güçlerine teslim olduğu bildirildi. Daha önce düzenlenenen operasyonlarda 1 terörist teslim olmuş 1 terörist de öldürülmüştü. Kastamonu saldırısına katılan 1 terörist teslim oldu C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle