17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4 HABERLER CUMHURİYET 8 HAZİRAN 2011 ÇARŞAMBA Erdoğan, tutuklu milletvekili adayları için, ‘Seçilmeleri parlamentoya girebilecekleri anlamına gelmiyor’ dedi Yargıya ince mesaj Cumhurbaşkanı Gül’ün tutuklu gazetecileri önce örgüt üyeliği ile itham etmesi sonra sözlerini düzeltmesinin ardından Erdoğan’dan, tutuklu milletvekili adaylarının Meclis’e girmelerine ilişkin tartışma yaratacak açıklama geldi. Erdoğan “Seçilmiş olmaları onların parlamentoya geleceği anlamına gelmez. Burada yargının bir defa bu işe müsaade etmesi gerekiyor” dedi. HOPA’DA ÖLÜM, ANKARA’DA AĞIR YARALI VAR AMA ERDOĞAN’A GÖRE İŞKENCE YOK ADIYAMAN (Cumhuriyet) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman ve Mardin’de seçmenlere seslendi. Adıyaman mitinginde BDP’nin, CHP’yi parmağında oynattığını, MHP’ninse CHP’nin vagonu olduğunu iddia eden Erdoğan “Yetmedi, illegal örgütler, emekli siyasetçiler, siyaset mühendisliğine soyunan işadamları, yandaş medya CHP’nin sırtını sıvazlıyor. Bu da yetmedi, uluslararası bazı yayın kuruluşları da CHP’ye oy istemeye başladılar. İşte CHP’nin nasıl bir proje olduğunu görün. CHP’nin komployla nasıl tasarlandığını işte görün” diye konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul mitinginde kendisi için “Senin dişlerini sökeceğim” dediğini anımsatan Erdoğan, “Sayın Kılıçdaroğlu, biz senin hesap uzmanı olduğunu öğrenmiştik de meğer sahte diş hekimliği de yapıyormuş ya bunu da yeni öğrendik” dedi. Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “İşkence, AKP hükümetiyle birlikte bu ülkede sona ermiştir. AKP hükümeti, işkenceye sıfır tolerans göstermiştir. Sayın Kılıçdaroğlu, ‘dişlerini sökeceğim’ diyerek aslında geçmişinizi mi hatırlıyorsunuz? Zira sizin iktidarlarınız döneminde bu ülkede işkenceler yapılmış. Ve şimdi de sizin beyin hafızanızda ne tür bir işkenceler yattığını biz görüyoruz, bunu biliyoruz. ” İmam hatip lisesi sorununa da değinen Başbakan Erdoğan Kılıçdaroğlu’nun “Neden imam hatip liselerine karşı olayım” sözünü hatırlatarak “Dürüstsen, samimiysen gel el ele verelim bu işi bitirelim” çağrısında bulundu. Mardin’de yurttaşlara seslenen Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Mardin’i “Açık Hava Sinema Platosu” olarak belirlediğini kaydetti. Erdoğan, “Artık nasıl Amerika’da bir Hollywood varsa, nasıl Hindistan’da bir Bollywood varsa bizim için Türkiye’de de Mardinwood olacak. İnanıyorum ki milyonlarca, milyarlarca dolar kazanacak” dedi. Bir ilin büyükşehir olması için 750 bin nüfusa ihtiyaç olduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, “Şu anda Mardin sınırda, 6 bin gibi açığınız var. En az 3 diyorum, ilerisine karışmam zaten. Bu hızla giderseniz bu işi bitirirsiniz” dedi. Engereklere, Çıyanlara ve Ekmeğe Dair… Mardinwood mitingi Geçen hafta Wall Street Journal’da okuduğum bir haber aklıma, Ahmed Arif’in “Bunlar,/Engerekler ve çıyanlardır,/Bunlar,/ Aşımıza, ekmeğimize/Göz koyanlardır,/Tanı bunları,/Tanı da büyü…” dizeleri geldi. Journal “Büyük bankalar emtia piyasalarından büyük paralar kazanıyor” diyordu (02/06) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Tayyip Erdoğan’dan aynı gün iki çok tartışılacak açıklama geldi. Gül, tutuklu gazetecilerle ilgili, “Gazetecilik faaliyetinden değil örgüt üyeliğinden yargılanıyorlar” açıklaması yaparken Erdoğan da tutuklu milletvekili adaylarıyla ilgili, “Seçilmiş olmaları onların parlamentoya geleceği anlamına gelmez. Burada yargının bir defa bu işe müsaade etmesi gerekiyor” dedi. Erdoğan, önceki gece Kanal 24’te soruları yanıtlarken gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan şunları söyledi: Tutuklu milletvekili adayları: Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti içerisinde eğer hukuk bu işe müsaade ediyorsa benim yapacağım bir şey yok. Ben otokrasiden yana değilim. Ama tabii burada seçilmiş olmaları onların parlamentoya geleceği anlamına gelmez. Burada yargının bir defa bu işe müsaade etmesi gerekiyor. Beni parlamentonun içine kimin geldiği çok ilgilendirmiyor. Tutukluluk süreleri: Bakalım yeni döneme bir girelim, arkadaşlarla oturacağız, konuşacağız, yasal bir düzenlemeyle bazı şeyler olabilir mi?.. Çünkü geciken adalet adalet değildir, bunların kısalması için ne gerekiyorsa arkadaşlarımızla bunları konuştuk, çalışmaları yapılıyor. Jandarma komutanının görevden alınması: Bu bizzat İçişleri Bakanıma verdiğim talimattır. Kendileri de Jandarma Genel Komutanı ile görüşmek suretiyle, Jandarma Genel Komutanımız bunları yerine getirir. MHP iktidarında da İmralı ile görüşüldü: MHP’lilerin özellikle işledikleri bir konu var; ‘Devlet İmralı ile anlaşıyor, masaya oturdu’ gibi birçok şeyler konuşuluyor. MHP’nin kendi iktidarı döneminde de İmralı ile görüşmeler yapılmıştır. BAHÇELİ’DEN ERDOĞAN’A İMRALI SORUSU: BAĞIMSIZ ADAY SELAHATTİN DEMİRTAŞ: Öcalan’ı bırakmak için söz verdin mi? TAŞKIN ÖZLER / HİCRAN ÖZDAMAR AKP’deki Kürt’ün sesi çıkmıyor MAHMUT ORAL Wall Street Journal’ın büyük bankalarla ilgili haberinin yayımlandığı günlerde medyada, Oxfam’ın “Kaynakları Sınırlı Bir Dünyada Gıda Adaleti” (Growing a better future – Food Justice in a resource constrained World) başlıklı en son raporu tartışılıyordu. Oxfam raporuna göre dünya gıda sistemi çökmüş. Eğer devletler müdahale etmezse gelecek 20 yılda milyonlarca insan açlık gıda krizi döngüsüne mahkum edilecek. Oxfam, “Dünya bugün üzerinde yaşayan herkesi doyuracak kaynaklara sahip ama her gün 925 milyar insan aç kalıyor” diyor. 2050’ye doğru dünya nüfusu 9 milyara ulaşırken bu sorun daha da ağırlaşacak. Oxfam raporu bu krizin arkasındaki nedenleri tartışırken talep artışı, iklim değişikliği, biyolojik yakıt üretimi gibi etkenleri saydıktan sonra, gıda sistemindeki bu kırılganlıkların mali spekülatörler tarafından istismar edildiğine dikkat çekiyor. Oxfam raporuna göre, 1990’dan (küreselleşme dönemi) bu yana gıda fiyatlarında görülen yüzde 100’e varan artışlarda mali spekülatörlerin (hedge funds) önemli bir sorumluluğu var. Oxfam’ın bu saptamasını, FAO’nun gıda malları fiyatları endeksinin (20022004=100) gelişmesine bakarak da yorumlayabiliriz. Endeks 19902004 arası 90 100 arasında gidip geliyor. Ancak 199698 arasında 130’a doğru bir çıkış var. 2004’ten sonra endeks, dalgalanarak yükseliyor 2008’de 200’e ulaşıyor, 2009’da 157’ye geriliyor, 2010 yeniden artmaya başlayarak 2011 Şubat ayında 237’ye ulaşıyor. Diğer bir değişle endeks finansal köpüklerin delindiği yıllarda (Asya krizi 1997ve 2007 mali krizi) en büyük artışları yaşamış; köpüklerden çıkan spekülatif enerji emtia piyasalarına, gıda ürünleri piyasalarına yönelmiş. Örneğin emtia endekslerine yatırılan fonların hacmi 2003 yılında 13 milyar dolardan 2008 başında 55 milyar dolara, sonra da tam bir spekülasyon hummasıyla haziran temmuz gibi 317 milyar dolara yükselmiş. (Frederic Kaufman, “How Goldman Created the Food Crisis, Rolling Stone”, 27/04/011) Wall Street Journal, petrol ve diğer emtia piyasalarındaki fiyat dalgalanmaları sayesinde bankaların 2011 yılında büyük kâr artışları gerçekleştirdiklerini yazıyor. Goldman Sachs Group Inc., Morgan Stanley, J.P. Morgan Chase&Co., Citigroup Inc., Bank of America Corp. ve Barclays PLC gibi en büyük on bankanın 2011 yılı birinci üç aylık dönemde ürün bazından gelir artış hızına bakınca (yüzde olarak) karşımıza şöyle bir görüntü çıkıyor. Kredi piyasaları (26,2), yükselen piyasalar (21.9), faiz (11.4), menkulleştirme (2,1), döviz (1.2), emtia (55). Bu veriler emtia piyasaları dışında hemen hiç kârlı alan kalmadığını, kredi köpüğünün (finansal sermaye fazlasının) temizlenmediğini, mali krizin hâlâ bizimle olduğunu da gösteriyor. Ama daha önemli bir şey daha söylüyor. Bankalar kasalarındaki fazla sermayeyi değerlendirmek için emtia piyasalarına giriyorlar, bu kullanıma, tüketme değil, spekülasyona ilişkin tam anlamıyla asalak bir talep. Bu talep, fiyatları en az iki açıdan basınç altına alarak yukarı itiyor. Birincisi, yüzde 90’ı üç dev firma tarafından kontrol edilen tahıl piyasalarında (The Independent, 01/06) fiyatlar, özellikle gelecek piyasalarında spekülatif alım satımlar fiyatları yükseltiyor. İkincisi, spekülatif talep ham petrol fiyatlarını yukarı iterken aynı anda mazot, tarım ilaçları fiyatları üzerinden gıda üretim ve taşıma maliyetlerini, fiyatlarını arttırıyor. Böylece büyük bankaların ellerindeki fazla (yatırılacak yer bulamayan) sermayeyi değerlendirirken dünyanın gelirinin yüzde 50 ila yüzde 80’ini gıda harcamalarına ayırmak zorunda kalan yoksul kesimlerinin ekmeğine, aşına gözünü dikiyor; yoksulluğu, açlığı daha da arttırıyor. Bir Oxfam raporu En kârlı piyasa UŞAK / İZMİR MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan’ın, bir türlü ülkeyi hangi tehditlerin altına soktuğunu anlayamadığını söyledi. Uşak’ta yurttaşlara seslenen Bahçeli, Erdoğan’ın tek derdinin, 12 Haziran’da anayasayı değiştirecek oranda milletvekili sayısına ulaşmak olduğunu vurgulayarak “Hangi tuzakların peşindesin? Kime ne sözün var? Bu teslimiyet nereden geliyor, neye mahkumsun, niye mecbursun? Bunu gel şu an için milletimize anlat ki mil letimiz senin gerçek yüzünü görsün” dedi. Daha sonra İzmir Gündoğdu Meydanı’nda partililere seslenen Bahçeli, Başbakan Erdoğan’a, seçimlerin ardından terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ı serbest bırakmak için söz verip vermediğini sordu. Bahçeli, “Şerefin, haysiyetin varsa bu sorularımıza cevap ver. Kimlerle gizli pazarlıklar yaptığını, hangi vaatleri verdiğini anlat. Türk devletini kimlere peşkeş çektiğini, itibarını nasıl ayaklar altına aldığını itiraf et. Yeni anayasayla ilgili kimlere ne umutlar verdiğini söyle” dedi. DİYARBAKIR BDP’nin desteklediği bağımsız adaylardan Leyla Zana, Kürtçe okuma yazma bilmeyenleri artık muhtar bile yapmayacaklarını söyledi. Eski BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da AKP’de politika yapan Kürtleri eleştirdi. Zana, Silvan ilçesi ve bağlı köylerinde çalışmalarını sürdürüyor. Artık kendilerini idare eder duruma geldiklerini anlatan Zana, “Ben gençlere seslendim ve dedim ki hazır olun. ‘Bundan sonra okuma ve yazmalarını Kürtçe yapmayanı muhtar bile yap mayız’. Aynı çağrıyı kızlar için de söylüyorum” dedi. Van’ın Başkale ilçesinde düzenlenen mitingde konuşan Hakkâri Bağımsız milletvekili adayı Demirtaş da, “Başbakan meydanlarda BDP’yi ve Kürt halkını terörist ilan etmiş. Hâlâ onların içindeki Kürt milletvekilleri buraya gelip bu halktan utanmadan oy istiyorlar. AKP’deki Kürt’ün sesi çıkmıyor. Bir gecede 3 bin Kürt siyasi tutuklanıyor yine sesleri çıkmıyor. Buradan Başbakan’a sesleniyorum. Neye dayanarak buradan oy istiyorsunuz ki” diye konuştu. ENGİN KONDUL (İstanbul Üniversitesi Sualtı Teknolojisi Bölümü mezunu, Cmas3* Eğitmeni, Rehber Balıkadam, Padi IDC Staff Instructor, Dalış Öğretmeni) Yönetiminde 300 BAR DALIŞ MERKEZİ www.300bar.com.tr C MY B AYVALIK: BIG BLUE dalış teknesi Engin Kondul: 0537 408 71 74 MERKEZ: 1487 Sokak No: 16 D: 1 Alsancak/İZMİR Tel: 0232 463 79 97 Faks: 0232 463 73 05 C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle