15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 6 HABERLER CUMHURİYET 5 HAZİRAN 2011 PAZAR Erdoğan, Gündoğdu’daki mitingde 12 Haziran’da öncelikli hedefini açıkladı ‘Kulağım İzmir’de’ HİCRAN ÖZDAMAR/YUSUF BAŞTUĞ Ak ile Kara Cuma günü, Türkiye’nin seçkin bilim insanlarından önemli bir kesimini çatısı altında toplayan Türkiye Bilimler Akademisi’nin, Akademi Günü’ne katıldım. Dışarıda ise yerlerde iktidarın zehirlediği siyasal iklim vardı.. Akademiye yeni seçilenlerin konuşmalarını zevkle dinledim... Türk bilimcilerinin ulaştıkları evrensel düzey ve kendine güvenleri ile meydan okuyucu bilimsel üretimleri heyecan verdi. İstanbul Üniversitesi Rektörlük binasındaki toplantıda Akademi Başkanı Yücel Kanpolat’ın kısa konuşmasının ardından, İÜ’nün tarihini dinliyoruz. Sonra, Rektör Yunus Söylet bilimi, araştırmacılığı yücelten iyi bir konuşma yapıyor; eğitim ve bilimde mükemmeliyete ulaşmak için üniversitelerde sınırsız düşünme özgürlüğünün önemini vurguluyor ve “uzlaşma kültürü”nden söz ediyor.. “Bu kültürün yoksunluğu Türkiye’ye zarar verir” diyor. Ve ülkemizde “bilimin ve siyasetin birbiriyle mahcup ilişkisi” üzerinde duruyor. Söylet’in konuşması üzerinde durmak gerekir. Erdoğan’ın arkadaşı, iktidarın adamı. Ayrıca YÖK üyesi! Söylet, Akademi üyelerine “İktidarla uzlaşın..” demek mi istedi? Bilemiyorum, bilim insanlarımızın elinde icra / eylem gücü yok ki! Söylet’in, bunu siyaseten söylüyor olmasını arzu eder gönül... Acaba, bu kültürden bilgisiz YÖK yönetimine “uzlaşma kültürü”nden söz ediyor mu? Örneğin, üniversitelere öğretim üyelerinin değil de kendi seçtikleri rektörleri atamasının ne kadar ayıp ve antidemokratik bir yöntem olduğunu söylüyor mu? Uzlaşma kültürünü nerede dile getiriyorsanız, onların duymasını istiyorsunuz demektir, bence yanlış yerde dillendirilmiş bir kavramdı bu! çalışmalarını dinliyoruz... Sonra araştırma ödülleri alan başarılı genç bilim insanlarını tanıyoruz. Başarılı telif kitaplar yazan ve çeviriler yapan bilim insanları da ödüllerini alıyorlar... Bir dizi tanıdık yüz... Biraz bilim sosyete haberciliği veya dedikoduculuğu yapalım. Uzaktan Doğan Kuban’ı görüyorum... TÜBA yönetimi ve üyelerinden çok sayıda insan... Nihat Berker, Tarık Çelik, Tekin Dereli, Mehmet Özdoğan, Aslı Tolun... İsviçre’den gelen Cezmi Akdiş ile sohbet ediyoruz, Avrupa bilimi ve Çin’de bilim ve geleceğini konuşuyoruz... Çin’de “düşünce ve araştırma özgürlüğü”ndeki sınırların, Çin’i engelleyeceği görüşünde. Katılmıyorum... Abdullah Atalar (Bilkent Rektörü), TÜBİTAK’taki bilim kurulu üyeliğinin sona erdiğini söylüyor... TÜBİTAK’ın ve en önemli kurumu Marmara Araştırmalar Merkezi’nin başlarında karıkoca, Nüket Yetiş ile Önder Yetiş’in bulunmasının, ast üst ilişkisi açısından, etik olup olmadığını soruyorum. “Evet bir etik sorun gibi görünse de bugüne kadar eş durumundan kaynaklanan herhangi bir sorun çıkmadı” diyor. Tayfun Özçelik, ABD’den ayağının tozu ile gelmiş, akşam da Bahçeşehir Üniversitesi’nde ABD’de başarılı çalışmalar yapan Murat Günel için düzenlenen yemeğe yetişecek... Ben gidemedim ama Günel’e hoş geldin diyeyim burada! Miral Dizdaroğlu yine Türkiye’de. Bir geliyor, Ankara, İzmir, İstanbul... Bir dizi konferans, çalışma ve kurs... Çanakkale Üniversitesi’nde hem kendi alanında hem de Çanakkale Savaşı’nın bilim açısından değişik öyküsünü anlatacak. Cumhuriyet’te yayımlamıştık ve TÜBA kitapçık olarak da bastı bu güzel öyküyü... Mithat İdemen, Ersin Yurtsever, Mahmut Hortaçsu, Aral ve eşi Nilgün Okay, Namık Kemal Pak, Ayhan Ulubelen, Cengiz Dökmeci ile kısa konuşmalar ve ayaküstü selamlaşmalar... Üner Tan’ı, Ahmet Oral’ı ve daha pek çok kişiyi görüyorum uzaktan. İsmail Hakkı Duru, tabii ki hep var. Metin Balcı, “ÖSYM Başkanı Ali Demir’in orada yaptığı en iyi iş, sınavlarla ilgili sorumluluğumdan almak, işime son vermek oldu” diyor, gülüyoruz... Yazacak yerim yok, ama genç insanlarla tanıştım, sohbetler iyiydi, tanışmak ve görüşmek istediklerim kaldı, onlara yetişemedim. Dışarı çıktığımda ise Bay Muktedir esip gürlüyordu! Nuray Mert’e saldırmıştı... İnan Kıraç’ı bir görüş bildirdi diye, kasıp kavurmuştu... The Economist dergisi de kendine düşeni almıştı! Kılıçdaroğlu ise Muktedir’i, ahlaksız, alçak, edepsiz benzeri sözleri için mahkemeye vermişti! Depoladığım bütün enerjimi berhava edecekken birden aklıma seçimde kaç oy alırsa alsın, milletvekili sayısının 300 civarında ve altında olacağı geldi... Rahatladım! Muktedir’i yeni dönemde çok zor bir ülke bekliyor... İZMİR/ADANA AKP’nin bir türlü istediği başarıyı elde edemediği İzmir’in, 12 Haziran’da iktidarın öncelikli hedefinde olduğu doğrudan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından dile getirildi. İzmir mitinginde kente yönelik projelerini anlatan Erdoğan, “12 Haziran’da benim kulağım sadece İzmir’de olacak” dedi. 8.5 yıllık dönemde kimsenin yaşam tarzına müdahale etmediklerini savunan Erdoğan, daha önceki “Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar içiyorlar” sözünü yumuşatarak, “Şimdi gelirken baktım gençler serpilmişler, istedikleri gibi içiyorlar” diye konuştu. Erdoğan İzmir’de, Büyükşehir Belediyesi üzerinden CHP’ye yüklendi. Gündoğdu’da yüzlerce otobüsle Ege’nin farklı kentlerinden ve İzmir’in ilçelerinden taşınanların da aralarında olduğu yurttaşlara seslendi. Partinin bunun için 6 bin otobüs seferber ettiği öne sürüldü. Mitingden günler öncesi başbakanın ses kaydından yüz binlerce İzmirlinin sabit telefonları aranarak katılım çağrısı yapılmıştı. Bir taciz de dün denizden geldi. İzmir Liman Müdürlüğü ile Kıyı Emniyet İzmir Şubesi’nde görevli olduğunu söyleyen kişiler, AKP’nin tanıtım gemilerinin karaya daha rahat yanaşması için seferber oldu. Pasaport’ta demirli gemiler, zorla Konak Pier’e doğru çektirildi. Erdoğan, 2 saat gecikmeyle başladığı konuşmasında, iktidarları boyunca kimsenin yaşam tarzına, değerlerine, yeme içmesine, giyim kuşamına müdahale etmediklerini savundu. Alkol yasağı tartışmalarının yaşandığı geçen ocak ayında “İsteyen istediği kadar içiyor. Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar içiyorlar” diyen başbakan, bu kez söylemini yumuşatarak, “İzmir kör ideolojinin esiri olmuş. Kimsenin yaşam tarzına karışmadık ve kimseyi tehdit olarak gör Ege’nin farklı kentlerinden otobüslerle Gündoğdu’ya Başbakan Erdoğan, Gündoğdu’da yüzlerce otobüsle Ege’nin farklı kentlerinden ve İzmir’in ilçelerinden taşınanların da aralarında olduğu yurttaşlara seslendi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne geçen ay başında gerçekleştirilen operasyonu anımsatan Erdoğan, “İzmir kendisini istismar edenleri sorgulamalı. İzmir’i nasıl içine kapattığını, gerilettiğini benim İzmirli kardeşim görmeli” diye konuştu. (Fotoğraflar: AA) ‘Kimseye karışmadık’ medik. Şimdi gelirken baktım gençler serpilmişler, istedikleri gibi içiyorlar” diye konuştu. CHP’nin belediyeciliği bilmediğini, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun iktidar olanaklarından yeteri oranda yararlanamadıkları sözlerinin doğru olmadığını da savunarak, “Çok iddialı konuşuyorum. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve akıl hocası genel başkanıyla gitsin konuşsun. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak olarak hak ettiği parayı almıyorsa, gelsin bana ispat etsin, bu görevi bırakırım. Bu kadar açık konuşuyorum, beledi yeye adaletsizlik yapılmamıştır” dedi. Kente yönelik daha önce açıkladığı projeleri tek tek anlatan Başbakan, “12 Haziran’da benim kulağım sadece İzmir’de olacak” yorumunu yaptı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Adana’daki mitingde ise yeni anayasayı toplumun her kesimiyle uzlaşarak yapacaklarını söyledi. Erdoğan, “Şimdi millet anayasası yapılacak. Toplumun her kesimiyle uzlaşma içinde anayasa hazırlayacağız” dedi. AKP binalarına, seçim büroları ve araçlarına saldırılar dü Adana’da anayasa mesajı zenlendiğini söyleyen Erdoğan, “Bir geçmiş olsun telefonu açmadılar. CHP, MHP ve BDP illegal örgütlerle birlikte AKP’nin karşısına çıktılar. Onlar uluslararası çetelerle birlikte, biz milletle birlikteyiz. Ama ‘Adana’nın yolları taştan, onlar çıkaramaz bizi baştan’. Özgürlükleri ve demokrasiyi sağlayacağız” diye konuştu. AKP’li belediyeler mitinge katılımı arttırmak için taşeron firmalarda çalışan işçileri seferber ederken çeşitli ilçe, köy ve mahallelerden araçlarla mitinge insan taşındı. Miting alanına yakın kamu binalarına AKP pankartlarının asılması dikkat çekti. Bahçeli, Ankara mitinginde Erdoğan’ı sert ifadelerle eleştirdi ‘Diktatörlük hevesi var’ ANKARA MHP lideri Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı, “otoriter hevesler içinde olmakla”, “diktatör olma yolunda hızla ilerlemekle” suçlayarak AKP’li seçmeni, “Ülkenin bekası ve huzuru için 12 Haziran’da Başbakan’ı kenara çekin” çağrısı yaptı. Bahçeli, Erdoğan’ın MHP’lilere yönelik “Irkçı, kafatasçı” suçlamasına da “Biz ırkçı olsaydık, sen Başbakan olamaz, zehir saçamazdın. Çünkü sen olamazdın” diye yanıtladı. Bahçeli, partisince Sincan’da düzenlenen Ankara mitingindeki konuşmasında Erdoğan’ı çok sert ifadelerle eleştirdi. Erdoğan’la birlikte CHP’yi de eleştiren Bahçeli şunları söyledi: Erdoğan iktidardan gideceğini anlayınca çıldırmış gibi sağa sola saldırmaya başlamıştır. Küfürler, ağzından düşmemektedir. Bir gün dahi iktidarda kalmasının sosyal maliyeti çok fazla olacaktır. Dinlenmesi ve iktidarda olduğu yılların hesabını vermesi gerekmektedir. AKP’li kardeşlerime sesleniyorum. Erdoğan’ı gerçekten seviyorsan, sandıkta nasihat et, biraz beklet ve kendisine çekidüzen vermesini sağla... Gittiği yere fitneyi götürüyor. Geçtiği yerlerde sokaklar savaş alanına dönüyor. 12 Hazi ‘Hakaretten vazgeç’ MHP lideri, AKP seçmenine “Ülkenin huzuru için 12 Haziran’da Erdoğan’ı kenara çekin” diye seslendi. ran’da uyarılmazsa, diktatör olma yolunda hızla ilerleyecektir. Türkiye’yi kendisiyle birlikte uçuruma götürecektir. Bu yetmez gibi MHP’ye saldırmaktadır. Nedamet getir ve dava arkadaşlarıma hakaret etmekten uzaklaş. Sen önce yan yana yürüdüğün bölücülerle uğraş, müzakere masalarında bıraktığın şerefinin derdine düş. Onların yakasına yapış. Dava arkadaşlarımızın Diyarbakır’da provokasyon yapacağına ilişkin iddialar AKP menşeili olarak çıktı. Başbakan kendisinin çizdiği SivasGavurdağı hattını bir kez daha yıkacağımızdan dolayı endişelidir. Pazartesi günü Diyarbakır’dayım. Senin foyanı bir de orada dökeceğim. Akademi’ye seçilen üyeleri dinliyoruz... ABD’de çalışan malzeme bilimci İlhan Aksay (Princeton Üni.), insanoğlunun malzemeyi kullanma tarihçesini birkaç slaytla gösteriyor... Ümran İnan, (Stanford Üni’den Koç Üni’ye rektör) Plazma/ İyonosfer/ Yakın dünya uzay fiziği üzerine heyecanlı bilim hayatından örnekler veriyor... Ama “bütün bunlardan daha önemlisi, 50 kadar doktora öğrencimle kurduğum, ağ üzerinde birbirimizle öğrenerek sürdürdüğümüz dostluktur ve kalıcı olan budur” diyor... Dünyanın karaciğer nakli ustalarından Prof. Münci Kalayoğlu (Memorial Hastanesi) gerçi gelemiyor, ama Bülent Sankur’u dinliyoruz (Boğaziçi, Sinyal ve imge işleme, iletişim teknolojileri). Hayrünnisa Bolay Belen (Gazi Üni. Tıp Fak) migren, başağrısı oluşum ve tetikleyici mekanizmaları ve depresyon dalgaları üzerine uluslararası başarılı çalışmalarını anlatıyor... En uzun isimli üye Zehra Özlem Keskin Özkaya’dan (Koç Üni.) protein etkileşimleri ile bunların hastalıklarda etkileri ve ilaç tasarımları üzerine ilginç C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle