16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 H A Z İ R A N 2 0 11 DOĞANIN GÜNÜ OLMAZ İstanbul Haber Servisi Doğa Derneği Başkanı Güven Eken, her gün 100 milyon ton sera gazının atmosfere salındığı, 60 bin hektar yağmur ormanının yok edildiği, 2 milyon ton zehirli atığın deniz ve nehirlere bırakıldığı günümüzde her 13 dakikada 1 türün yok olduğuna dikkat çekti. Eken, böyle bir tablo karşısında Çevre Günü’nün insan ile doğa arasındaki ilişkiyi biraz daha zayıflatmaktan öte bir anlam taşımadığını söyledi. Eken, yaptığı yazılı açıklama “Bizim için insanın, yediği her lokmayı, aldığı her nefesi ve içtiği her damla suyu doğadan aldığının hatırladığı her gün doğa için önemlidir. Bu nedenle çevrecilik de Çevre Günü de bizler için bir anlam ifade etmemektedir” dedi. Ormanlara acıyan yok ÖZLEM GÜVEMLİ 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün teması hayatımızdaki yaşamsal önemine dikkat çekmek için ormanlara ayrıldı Dünya Çevre Günü’nün bu yılki ana konusu “Ormanlar: Yaşam için doğanın hizmetinde” olarak belirlendi. Dünya genelinde 1.6 milyon insan geçimini ormanlardan sağlıyor. Buna karşın her yıl dünyada 13 milyon hektar, yani İç Anadolu Bölgesi kadar orman yok ediliyor. Türkiye’deki ormanların durumu ise oldukça ilginç bir tablo oluşturuyor. Türkiye bir yandan dünya genelinde ağaç varlığını arttıran nadir ülkelerden biri olarak gözükürken bir yandan da 2B işgalleri ve satışı, yangınlar, doğanın hakkını gözetmeyen HES, madencilik gibi faaliyetlerle doğal orman varlığını hızla kaybediyor. BM’nin 1972 yılında İsveç’in başkenti Stockholm’de 133 ülkenin katılımı ile düzenlediği zirvede, 5 Haziran’ı “Dünya Çevre Günü” ilan etti. Kutlama havasından uzakta sorunların dillendirildiği bir gün olarak kayıtlara geçen 5 Haziran, Türkiye için de karanlık bir tablonun tekrar gündeme taşınması anlamına geliyor. Kütahya’daki gümüş madeninin siyanür havuzunun yıkılması ve sonrasında meydana gelen depremin yarattığı tehlike hâlâ sürüyor. Akkuyu ve Sinop’taki nükleer santral kurma planları son hızla devam ederken, başta HES’ler olmak üzere yıkım projelerine karşı Türkiye’nin dört bir yanından başlatılan “Anadolu’yu Vermeyeceğiz” yürüyüşüne katılan yaşam hakkı savunucuları Ankara’dan içe ri sokulmazken kutlamadan bahsetmek de pek mümkün olmuyor. Seçimlere bir hafta kala Çevre Günü etkinliklerinin ekseninde de siyaset var. TEMA Vakfı, toprak, su, orman ve tarım alanında 19 yıllık bilgi birikimi ve tecrübelerini paylaştığı EkoSiyaset Bildirgesi’ne siyasetçilerin sahip çıkmasını istiyor. Bildirgede ormanın, sadece yan yana gelmiş ağaç topluluğu değil; canlı ve cansız varlıkların oluşturduğu toprağı, suyu, havayı koruyan bir ekosistem olduğuna dikkat çekiliyor. Ormanlarımızdan sadece yararlanmaya odaklı siyaset anlayışının sonlandırılması istenerek başta anayasa olmak üzere ilgili yasalarda ve düzenlemelerde ekosistemi her yönüyle koruyan değişiklikler yapılmasının önemine işaret ediliyor. Bildirgede şu noktalara dikkat çekiliyor: “Ormanları işgal edenlerin hak sahibi yapılarak ödüllendirildiği anlayıştan vazgeçilmelidir. 2B sorunu satışla değil, insanları mağdur etmeden ‘süreli mülkiyet’ gibi yeni yöntemlerle çözülmelidir. Yeni 2B’lerin oluşması önlenmelidir.” Türkiye’de önemli kısmı sahil şeridinde bulunan 473 bin 419 hektarlık orman özelliğini yitirmiş 2B arazisi bulunuyor. Hükümet bu arazileri satarak 25 milyar dolarlık gelir elde etmeyi planlıyor. Siyasetçilere çağrı Japonya’da 11 Mart günü meydana gelen 8.9’luk deprem ve tsunami felaketi nükleer facia ile sonuçlanınca Türkiye’de de fay hattının üzerinde bulunan Akkuyu’da ve Sinop’ta nükleer santral kurma planlarına tepkiler arttı. Nükleer konusunda en güvenilir ülkelerden olan Japonya’nın Sinop’ta, Rusya’nın Mersin Akkuyu’da imzalanan nükleer santral anlaşmalarından vazgeçilmesi için yoğun bir çaba var. Ancak tüm tepkilere ve taleplere karşın hükümet kanadı “nükleerden vazgeçmeyiz” açıklamalarını sürdürüyor. Nükleer konusu gündemden düşmeden Kütahya’daki Eti Gümüş AŞ’nin siyanürlü atık barajının çökmesi gözleri başka bir tehlikeye çevirdi. Yetkililer yine risk olmadığına dair açıklamalar yapsa da kazadan kısa bir süre sonra 5.9 ile sarsılan Kütahya’da siyanürün yeraltı suyuna ve toprağa karışmış olabileceği ihtimali tedirginlik yarattı. Deprem uzmanları, sarsıntı sonrası barajın gözle görülmeyen hasar almış olabileceği bu yüzden analizlerin yenilenmesi gerektiği konusunda uyarıları ise dikkate alınmadı. NÜKLEER VE SİYANÜR TEHLİKESİ YENİ PROJELER EN BÜYÜK DÜŞMAN İstanbul’un kuzeyi yok oluyor Çevre Günü nedeniyle ormanların doğanın hizmetinde olduğuna dikkat çekilmek istenirken İstanbul’da durum tersine dönüyor. GaripçePoyrazköy arasında yapılması planlanan 3. köprünün bağlantı yollarının tamamı ormanlık alanlardan geçiyor. Yeni köprü İstanbul ormanlarının 3.5007000 hektarlık kısmı yani yaklaşık 2.5 milyon ağacı yok edecek. Kentin kuzeyine yapılacak her proje birçok endemik bitkiye, kuş örtüsüne ve memeliye yaşam ortamı oluşturan ormanları, su toplama havzalarını tehdit ediyor. En son açıklanan iki yakaya iki kent, Kanal İstanbul projeleri de kentin kuzeyindeki baskıyı önemli ölçüde arttıracak. Anadolu yürüyüşü engellendi Anadolu insanının suyunu, doğasını ve köklerini yaşatmak için nisan ayında 8 koldan Ankara’ya doğru başlatılan yürüyüş kentin Gölbaşı ilçesinde polis tarafından durduruldu. Binlerce yıldır uygarlığın beşiği olan Anadolu’nun bugün karşı karşıya kaldığı eşi görülmemiş yıkıma karşı yollara düşen çevreciler günlerdir Gölbaşı’nda kurdukları kamp alanında zor şartlar altında direnmeye devam ediyor. KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EYLEM PLANI HEDEFTEN UZAKTA 20. SAYFADA EĞİRDİR’İN RENKLERİ HAYAT BULDU 180 KENT BAHÇESİ PROJESİ 21. SAYFADA 21. SAYFADA C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle