Katalog

14 HAZİRAN 2011 SALI HABERLER CUMHURİYET SAYFA 3 Kütahya’da atık su barajı hasar gören tesisten içme suyuna siyanür karıştığı, 5 kişinin zehirlendiği iddia edildi Siyanürde korkunç şüphe Emekli diplomat eşini öldürüp intihar etti Haber Merkezi Muğla’nın Marmaris ilçesinden tatil için Çeşme’ye gelen emekli diplomat Mustafa Özbabacan (77), eşi Emine Sibel Özbabacan’ı (60) öldürdükten sonra intihar etti. Çift, Alaçatı halk plajı yakınlarındaki ağaçlık alanda piknik yaparken tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine Mustafa Özbabacan, ruhsatlı silahıyla eşini vurduktan sonra intihar etti. Özbabacan, 1977’de Türkiye’nin Beyrut Büyükelçiliği’nde idari ataşe olarak görev yaptığı sırada aracına konan bombadan yara almadan kurtulmuş, saldırının sorumluluğunu Ermeni terör örgütü ASALA üstlenmişti. BATMAN (Cumhuriyet) Batman’da, kızıyla gezerken gördüğü Cabir Mermertaş adlı genci evine götüren Hasan Han adlı kişi, Mermertaş’ı tüfekle vurarak öldürdü. Babasının erkek arkadaşını öldürdüğünü gören Dilşat Han, olayı polise bildirdi. Polis, olaydan sonra kaçan baba Hasan Han ile kızını arama çalışması başlattı. EDİRNE (Cumhuriyet) Edirne’ye bağlı Yenikadın köyünde 4 büyükbaş hayvanın ölmesi üzerine köy sakinleri Tarım İl Müdürlüğü’ne başvurdu. Yapılan inceleme sonucunda hayvanların şarbon nedeniyle telef olduğu anlaşıldı. Köy 15 gün süreyle karantinaya alındı. KONYA (Cumhuriyet) Konya’nın Hadim ilçesinde arkadaşlarıyla Göksu Nehri’nin üzerindeki Yerköprü Şelalesi’ne giden Bilgehan Uysal (23), fotoğraf çektirirken ayağının kayması sonucu suya düştü ve kayboldu. Arama çalışmaları sürüyor. GAZİANTEP (AA) Gaziantep’in Araban ilçesinde, şiddetli rüzgâr nedeniyle devrilen bahçe duvarının altında kalan lise öğrencisi Aydın Ç. (16) öldü, 17 yaşındaki İsmail Ç. ağır yaralandı. Soruşturma sürdürülüyor. Yurt Haberleri Servisi Gümüşhane’de otomobille otobüsün çarpışması sonucu 6 kişi öldü, Elazığ’da meydana gelen kazada ise yolcu midibüsü ile TIR’ın çarpışması sonucunda da 3 kişi öldü, 10 kişi yaralandı. Bursa’nın İnegöl ilçesinde yol kenarında spor yapmak için bekleyen askerlere bir aracın çarpması sonucunda Bilal Yüce (21) adlı asker öldü, bir asker yaralandı. Liselilerden YGS protestosu Tepe Nautilus alışveriş merkezi önünde toplanan liseli öğrenciler, Kadıköy İskele Meydanı’na doğru yaptıkları yürüyüşte, ÖSYM Başkanı Ali Demir’i istifaya çağırdı. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ve Ali Demir’in kuklaları ile ÖSYM’nin tabutunu taşıyan öğrenciler, sınavların kaldırılmasını talep ederek parasız üniversite istedi. Öğrenciler, yaptıkları açıklamada “YGS sınavı meşru değildir” dedi. Kızının arkadaşını vurdu ÖSYM’den bir haftada ikinci çark ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nda (YGS) cevap kâğıtları kaybolan 4 aday hakkında verdiği kararı henüz bir hafta geçmeden değiştirdi. Diyarbakır’da sınava giren 4 adayın YGS’den düşük puan almalarının ardından merkeze yapılan itirazla adayların cevap kâğıtlarının kaybolduğunun ortaya çıkmasının ardından ÖSYM’den 7 Haziran 2011 tarihinde bir açıklama yapılmıştı. Açıklamada, YGS’de Diyarbakır’da aynı salonda giren Cevap kâğıtları kaybolan 4 aday YGS’ye yeniden girecek Haber Merkezi Kütahya’nın Tavşanlı ilçesine bağlı bir köyde siyanür karıştığı iddia edilen şebeke suyundan içen 5 kişi rahatsızlandı. Aynı köyde bazı hayvanların da telef olduğu belirtilirken olayın Eti Gümüş AŞ tesislerinden köyün içme suyuna siyanür sızmasından kaynaklandığı iddia edildi. İddiaları yalanlayan Eti Gümüş AŞ Genel Müdürü Ergun Kılıç, ortada bir sabotaj olduğunu savunarak, 2 aydır kapalı olan hattın vanasının kimliği belirsiz kişilerce açıldığını söyledi. Siyanürle gümüş üretilip işlenen ve geçen ay atık su barajında çökme oluşan Eti Gümüş AŞ’ye ait tesislerde üretime yeniden başlanırken, dün tesislere 3 kilometre uzaklıktaki köyde yaşayan aynı aileden Mehmet (36), Emeti (28) ve Emine Sözer (28) ile Leyla Sert (30) şebeke suyu içmelerinden bir süre sonra rahatsızlandı. Kütahya Evliya Çelebi Devlet Hastanesi’ne kaldırılan ve zehirlenme tanısıyla gözlem altına alınan 4 kişinin sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Bu arada köyde şebeke suyu içtikleri öne sürülen 1 inek, 2 koyun, 7 ördek ve 8 civciv telef oldu. Önlem olarak köyün içme suyu deposu boşaltılırken hayvanlar kireçlenerek gömüldü. Köy Muhtarı Selim İlhan, İl Sağlık Müdürlüğü laboratuvarında yapılan analizlere göre köyün içme suyu şebekesindeki siyanür oranının baraj suyundaki siyanür oranı ile aynı olduğunu ileri sürdü. İlhan, “Köyümüzün içme suyu ile tesiste kullanılan içme suyu aynı kaynaktan çıkıyor. Köyümüzde 55 kişi yaşıyor” diye konuştu. Ergun Kılıç ise akla hayale gelmeyecek bir durum yaşandığını, bunun bir “suikast” olduğunu ileri sürdü. Oyun Kuramı Açısından İyimser Beklentiler... Siyaset gibi, iş yaşamı gibi, rekabetin güçlü olduğu alanlarda beklentiler önemlidir. Her oyuncu, rakibinin ne yapacağını tahmin ederek davrandığı için, uzlaşmacı beklentiler uzlaşmayı, çatışmacı beklentiler çatışmayı doğurur. Elbette bu doğurma süreci her zaman işlemeyebilir: Bir oyuncunun, rakipleri ne yaparsa yapsın, kararlı bir çatışmacı tutumu tüm süreci etkileyebilir... Ama rakiplerinin tutum ve davranışlarından etkilenmeyen bir oyuncunun son tahlilde başarılı olması çok zordur. Çünkü bir oyuncu, ancak mutlak gücü elinde bulunduruyorsa öteki oyunculara karşı sürekli olarak uyguladığı dayatmalardan bir sonuç alabilir ki, bunun da kalıcı olması olanaklı değildir. Bu söylediklerim “oyun kuramının” alfabesi olarak da düşünülebilir. 2011 seçimleri sonucunda oluşan Meclis’teki dört oyuncunun, AKP, CHP, MHP ve BDP’nin ne yapacağı, sadece kendi ilan ettikleri amaçlara, ilkelere, programlara ve projelere değil, aynı zamanda karşılarındaki oyuncuların tutum ve davranışlarına ve her birinin bu tutum ve davranışlar hakkındaki beklentilerine de bağlı olacaktır. Acaba Meclis’teki dört aktörün bir araya gelmeleri ve Türkiye’nin önündeki hem iç hem de bölgesel sorunları çözmekte uzlaşmacı bir tutum sergilemeleri olanaklı mıdır? Bugün bu soruya olumlu ve iyimser bir görüşle yaklaşma denemesi yapmak istiyorum. Burada dile getireceğim çözümlemeler ve beklentiler elbette nesnel birtakım verilere dayanacak ve bütün oyuncuların uzlaşmacı bir tutum sergilemelerinin gerekçeleri üzerinde odaklanacaktır. Önce baş oyuncu olan iktidardan başlayalım: AKP, seçimlerde oylarını arttırmış, dolayısıyla hem Recep Tayyip Erdoğan hem de AKP başarılı olmuştur. Bu gerçek, hem kişi olarak Erdoğan’ın hem de parti olarak AKP’nin özgüvenini arttırmış ve her ikisini de başarısızlığın ezikliğine ve bu ezikliğin yol açacağı saldırganlığa tutsak olmaktan kurtarmıştır diye düşünebiliriz. Bu özgüven tazelemesinin, uzlaşmacı bir tutumu beslemesini umut ederek, devam edelim: Oy artışına karşın AKP Meclis’te tek başına anayasa yapacak bir çoğunluğa erişememiştir. Bu eksikliğin de onu öteki oyuncularla uzlaşmaya yöneltmesini beklemek çok gerçek dışı olmaz. Ana muhalefet partisi CHP’ye gelince: Hem aldığı oyu hem de Meclis’teki sandalye sayısını önemli ölçüde arttıran bu parti, göreceli de olsa bir başarı çizgisini yakaladığını ilan etmiştir. Böylece o da yenilmişliğin getireceği komplekslerden ve hırçınlıktan uzak durabilir. Ayrıca CHP, gerek ilan ettiği Demokrasi Projesi ile, gerekse Kılıçdaroğlu’nun bütün kampanya süresince vurguladığı insan hakları, demokrasi ve uzlaşmacılık ilkeleriyle zaten uzlaşmacı bir tutuma kendisini angaje etmiş durumdadır. MHP açısından: Kurulan bütün tuzaklara ve yapılan bütün saldırılara karşın bu parti barajı aşma ve Meclis’teki varlığını koruma başarısını göstermiştir. Lider Devlet Bahçeli, bütün engellemeleri ve kışkırtmaları aşarak partisini bir arada tutmayı, demokratik sistem içinde kalmayı ve seçmeniyle güven ilişkisini sürdürmeyi gerçekleştirebilmiştir. Var olma sorununu halletmiş bir parti olarak MHP’nin de sorun çözücü bir tutuma karşı soğuk durmayacağı beklenebilir. Gelelim BDP’nin bağımsız olarak Meclis’e soktuğu milletvekillerine: Her şeyden önce, BDP’nin yüzde on barajını aşmakta gösterdiği örgütlenme başarısı, kendilerine yüksek bir özgüven kazandırmış olmalıdır. Ayrıca genel beklentileri aşan bir sandalye sayısına ulaşmış olmaları da bu özgüveni pekiştirici bir öğedir. Kürt sorununun bir terör olayı olarak görülmesinin hiçbir tarafa bir yararı olmadığı artık iyice kanıtlanmıştır. Zaten bu milletvekillerini Meclis’e yollayan bir siyasal hareketin başlaması, terörle bir yere varılamayacağına ilişkin inancın sonucu değil midir! Üstelik bağımsız adayların arasında farklı geçmişlerden gelen birkaç kişinin bulunduğu da bilinmektedir. Bu açıdan BDP’nin de uzlaşmacı bir yaklaşım izlemesi çok makuldür. Sonuç olarak: Meclis’teki bütün oyuncuların uzlaşmacı bir yaklaşım izlemeleri için her türlü gerekçe vardır. Bu gerekçeleri birbirleri açısından gözlemleyerek, öteki oyuncuların da uzlaşmacı bir tutum ve davranış sergileyeceklerini düşünürlerse, Türkiye’nin sorunlarının çözülmesi çok daha sarsıntısız ve verimli bir yöntemle gerçekleşebilir. ‘Siyanür barajdaki gibi’ Edirne’de şarbon tehlikesi dört adayın cevap anahtarının ÖSYM’ye ulaşmadığının tespit edildiği belirtilerek, olası bir hak kaybına yol açmamak amacıyla adayların Lisans Yerleştirme Sınavları’na (LYS) girmelerine izin verildiği kaydedilmişti. Bu açıklamanın üzerinden bir hafta geçmeden verdiği kararı değiştiren ÖSYM, söz konusu dört adayın tekrar YGS’ye girmelerine karar verildiğini açıkladı. ÖSYM’den yapılan açıklamada YGS cevap kâğıtları ulaşmayan 4 aday için “eşdeğer sınav hakkı” verildiği belirtilerek 16 Haziran Perşembe günü YGS yapılacağı duyuruldu. Zehirlenmelerin siyanüre bağlı olup olmadığı yapılacak laboratuvar analizleriyle belirlenecek. Suya düşen genç kayboldu Yıkılan duvar öldürdü Babalar Günü’nde babanızı hediyesiz bırakmayın. Babalar Günü’ne özel Yollar kan gölüne döndü % 30 indirim İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir’in Konak ilçesinde çıkan kavgada av tüfeğiyle ateş açılması sonucu 1 kişi öldü, ikisi çocuk 3 kişi yaralandı. Sercan Coşkun (26) kurtarılamadı. Silahlı kavga: 1 ölü İstanbul Haber Servisi Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan bir banka şubesine duvarı delerek giren hırsızlar, taş kesme makinesi ile açtıkları kasadan 150 bin TL’yi alarak kaçtı. Polisin yaptığı inceleme sonucu, zanlıların iş merkezine arka kapıdan girdikleri ve içerideki duvardan delik açtıkları anlaşıldı. FRANKFURT (AA) E.Coli (EHEC) bakterisinden dolayı, 35’i Almanya’da, 1’i İsveç’te olmak üzere, toplam 36 kişi yaşamını yitirdi. Yetkililer, Almanya’da 3 bin 228 kişinin hastalığa yakalandığını kaydetti. Salgının, Almanya’nın kuzeyindeki Gärtnerhof adlı çiftlikte üretilen filizlenmiş tohumlardan yayıldığı ortaya çıktıktan sonra, Alman makamları, filizlenmiş tohum tüketimini yasakladı. Tuzla’da banka soygunu EHEC’den ölümler artıyor Babalar Günü hediyenizi LOCA güvencesinde 22 Haziran’a kadar MNG Kargo ile gönderin, taşıma ücretleri üzerinden %30 indirim fırsatından yararlanın. C MY B C MY B Yukardaki satırların çok iyimser olduğu ve gerçekleri tam yansıtmadığı düşünülebilir. Ben de zaten “Böyle olacak” demiyorum… İyimser bir görüşle bakarsak “Böyle de olabilir” diyorum… Ve “Böyle olmasını istiyorum!”