15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 HAZ RAN 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 11 Ölü sayısının 63’e çıktığı Suriye’ye baskılar artarken BM Genel Sekreteri durumdan endişeli olduğunu söyledi ABD Suriye’yi kınadı Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Kimun Suriye’de şiddet olaylarının sürmesinden “derin endişe” duyduğunu belirtti. ABD Dışişleri Bakanlığı da Esad üzerindeki baskıyı arttırmak istediklerini açıkladı. Dış Haberler Servisi Önceki gün düzenlenen gösterilerde 63 kişinin hayatını kaybettiği Suriye’de yönetime karşı uluslararası baskı artarak sürerken ABD Suriye hükümetini muhaliflere karşı şiddet uyguladığı gerekçesiyle kınadığını açıkladı. Beyaz Saray tarafından yapılan ve Washington’ın, Avrupa ülkeleri tarafından BM Güvenlik Konseyi’ne sunulan karar tasarısını desteklediği de ifade edilen açıklamada “Suriye hükümeti, Suriye’yi tehlikeli bir yola yönlendiriyor” denildi. ABD Dışişleri Bakanlığı da Esad üzerindeki baskıyı arttırmak istediklerini açıkladı. Bakanlık Sözcüsü Mark Toner, “Uluslararası bir baskı inşa etmek lazım. Onun üzerindeki baskıyı artırmanın yollarını aramaya devam edeceğiz. Burada esas olan eylemlerine yönelik baskının arttığını anlamasını sağlamak” dedi. BM’de veto hakkı bulunan Rusya, Suriye’ye yönelik alınacak her türlü karara karşı çıkıyor. Bu konuda görüşü sorulan Toner, “Diplomasi işinin zorluğundan” söz etti ve ABD’nin rolünün Suriye’de olan bitenlere daha fazla dikkat çekmek olduğu yanıtını verdi. BM Güvenlik Konseyi üyelerinden İngiltere, Fransa ile birlikte Almanya ve Portekiz önceki gün Konsey’e Suriye’yi kınayan bir karar tasarısı sunmuştu. Öte yandan, Suriye ile ilgili bir açıklamada Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Kimun’dan Suriye güçleri, ülkenin kuzeyindeki Cizrüş Şüğur kasabasının girişlerini tanklarla kapattı. (Fotoğraf: AP) Bir Seçim Günü Muhasebesi TV’de artık seçim kampanyası izleyemiyorum… Meydanlarda rakiplerini aşağılayan, terbiye sınırlarını aşan, hakaretler savuran, şakak damarları kabarana dek öfkeyle kin kusan lider tiplerine tahammülüm yok. Tespih taneleri gibi yan yana dizilip, çanak sorularla “muhataplarını” yalnızca parlatan; “röportaj” adı altında gerçekleştirilen “şey” sırasında ne şiş yansın ne kebap hesabına laf çeviren meslektaşlara da bundan böyle tahammül gösteremiyorum. Hep aynı insanların çıktığı, aynı tartışmaların, aynı konu başlıkları altında yapıldığı tartışma programlarını da yüreğim kaldırmıyor. Kendimi ne denli zorlarsam zorlayayım, beş.. bilemediniz on dakika sonunda sabrımı, direncimi yitiriyor; programı baştan sona izlemek üzere kendime verdiğim tüm iyi niyetli sözleri bir tarafa bırakıyor, elimdeki kontrol aletiyle bulunduğum kanalı terk ediyorum. Elimde değil. “Seçim kampanyası” adı altında yapılan programlara bakmak, inanın artık bana işkenceden farksız geliyor. L BYA’DA B LANÇO AĞIRLAŞIYOR Dış Haberler Servisi Libya lideri Muammer Kaddafi’ye bağlı güçler ile Misrata kentini ellerinde tutan muhalifler arasındaki çatışmada ölü sayısının 31’e yükseldiği, 110 kişinin de yaralandığı bildirilirken İtalyan makamları, aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun bulunduğu 667 Afrikalı mültecinin, İtalya’nın Lampedusa adasına geldiklerini belirtti. Bu arada Libya lideri Muammer Kaddafi’nin, Amerikalı parlamenterlerin Libya’daki NATO operasyonları konusunda ABD Başkanı Barack Obama’yı eleştiren bir karar tasarısını kabul eden ABD Kongresi’ne “karardan duyduğu memnuniyeti” bildiren bir mektup yolladığı bildirildi. Özel olarak herhangi bir kişiye gönderilmediği kaydedilen mektupta, Kaddafi’nin, Libya’daki NATO operasyonuna ABD’nin katılımıyla ilgili Kongre’deki tartışmaları “büyük bir dikkatle” izlediği belirtildi. Kongre’den bir kaynak, böyle bir mektubun geldiğini ancak doğruluğunu teyit edemediklerini vurguladı. Öte yandan Kaddafi’nin kızı Ayşe Kaddafi, NATO’nun nisan ayı sonunda Trablus’a düzenlediği bombardımanda ailesinden 4 kişinin ölümünden sonra, NATO’ya Fransa’da ikinci “cinayet” ve “savaş suçu” davası açtı. Ayşe Kaddafi’nin avukatları salı günü içinde biri Brüksel’de, biri de Paris’te dava açmıştı. ‘Yabancılaşma efekti’ ve dizi tutulması TV’de bu artık “siyaset izleyememek” tepkisini kendimde ilk kez bu şiddetle geçen yaz, referandum sürecine girerken hissettim. TV’deki siyaset ortamına duyduğum karşı konulmaz “yabancılaşma efekti”, her şeye rağmen bu oranda güçlü değildi. Dikkatimi verebildiğim, dikkatle izlediğim bazı referandumtartışma programlarını, bugün örneğin hâlâ hatırlayabiliyorum. Ama gelin görün ki bu seçimler sırasında, azimle başına oturduğum hiçbir programın sonunu getiremedim. Gazeteci olmama, “meslek icabı” bu takibi yapmakla yükümlü olmama rağmen, itiraf ediyorum ki bunu yapamadım. Demek ki bir sınır aşıldı. “Karşıt görüşlerden arındırılan medya olgusu” ile birlikte, ölçüsüz bir sindirilmişlik ve retorikle katmerlenen siyaset tartışmaları, gerisini zorlayamadığım bir “yetti gayri!” limiti yarattı. Böyle sözün artık bittiği yerde, elimde kumandayla ben derhal dizilere geçer oldum. Önüme bazen ne gelirse, sırf kafamı boşaltmak ve içinde bulunduğumuz ortamdan kaçmak için, ekranda olanı izlemeye koyuluyorum. Bazı diziler bana eski Yeşilçam öykülerini hatırlatıyor. Bazıları, ’80’li yıllarda yolları boşaltan “Dynasty/Hanedan” dizisinin yerli uyarlamaları gibi duruyor. Ama bazı öyle diziler var ki, icabında “helal olsun!” dedirtiyor... geldi. Sözcüsü Martin Nesirky tarafından yapılan açıklamada Ban Kimun’un Suriye’de rejim tarafından sivillere karşı askeri güç kullanılmasının “kabul edilemez” olduğunu ve bu ülkede şiddet olaylarının sürmesinden “derin endişe” duyduğunu belirttiği bildirildi. Ban, Suriye makamlarını gerçek reformları yapmaya da çağırdı. Bu arada, BM Sözcüsü Martin Nesirky, Beşşar Esad’ın, bir hafta boyunca kendisine ulaşmaya çalıştığı belirtilen Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Kimun’un telefonlarına çıkmadığı yolundaki iddiaları doğruladı. Nesirky, “Genel Sekreter’in Esad’ı aradığı, an cak devlet başkanının müsait olmadığının söylendiği” yönündeki haberin gerçek olduğunu belirti. AP ajansının haberine göre Suriye güçleri, ülkenin kuzeyindeki Cizrüş Şüğur kasabasının girişlerini tanklarla kapattı. Suriye devlet televizyonu da ordu birliklerinin Cizrüş Şüğur’daki “silahlı grupların” bazı liderlerini gözaltına aldığını duyurdu. Suriye ordusu, bölgede faaliyet gösteren “silahlı grupların” 120’den fazla asker ve güvenlik gücü mensubunu öldürdüğünün belirtilmesinden sonra kasabada operasyon başlatmıştı. Sığınmacı sayısı 4 bini geçti AKIN BODUR Altınözü Belediye Başkanı Cavit Alkan iki çadır kent kurulduğunu, Boynuyoğun köyünde de Kızılay tarafından üçüncü çadır kentin hazır olduğunu söyledi. (Fotoğraf: AFP) İSKENDERUN Suriye’deki olaylar nedeniyle sınırdan geçerek Türkiye’ye sığınan Suriyeli sayısının 4 bin 300’e ulaştığı bildirildi. Yetkililer ne kadar Suriyelinin Türkiye’ye sığınacağı konusunda ise tahminleri olmadığını söyledi. Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu’dan Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Halit Çevik, Yayladağı Kaymakamı Tolga Polat ve beraberindeki heyetle, Suriyelilerin yurda giriş yaptığı Güveççi köyünde incelemelerde bulundu. Çevik, konuyu yakından takip ettiklerini, sığınmacılara gereken kolaylığı sağlayacaklarını bildirdi. Sığınmacıların sayısının 4 bin 300’e ulaştığını belirten Çevik, kaç kişinin geleceğine yönelik tahmini bir hesaplama yapmanın imkânsız olduğunu söyledi. Suriye sını rındaki Altınözü ilçesi Ziyaret köyü mevkisinde 56 dönüm üzerine Kızılay tarafından 5 bin kişilik çadırkent oluşturuldu. Karbeyaz Belde Belediye Başkanı Halil Özdemir, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, Suriye’den eşleri öldürülen veya can güvenliği bulunmayan kişilerin geldiğini anlattı. Özdemir, “Sınırda bekleyiş sürüyor. Bize gelen bilgilere göre Cizrüş Şuğur kenti tamamen boşaldı ve halk sınır köylerine geldi” dedi. Altınözü Belediye Başkanı Cavit Alkan da iki çadır kent kurulduğunu, Boynuyoğun köyünde de Kızılay tarafından üçüncü çadır kentin hazır olduğunu söyledi. Türkiye’ye gelen Suriyelilerin çoğunu Arap Sünni ve Kürt kökenliler oluşturuyor. Sığınmacılar için Yayladağı’ndaki eski TEKEL deposundaki çadır kente 4 çadır hastane kuruldu. ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ favorim “Fatmagül’ün Suçu Ne?” onlardan biri... Başta ünlü “tecavüz sahnesi” etrafında kopan abuk sabuk tartışmalardan ötürü, bu diziyle hiç ilgilenmedim… Ama böyle işte, “durdurun bu gezegeni, inecek var!” sendromuna yakalandığımdan beri kanalları zaplaya zaplaya “Fatmagül”e eriştim… O gün bugün, hiçbir bölümü kaçırmıyorum. Her şeyden önce o ne muhteşem oyunculuk öyle? Sumru Yavrucuk öteden beri bayıldığım muhteşem bir sanatçı. Oynadığı her rolün, büründüğü her karakterin sonuna dek hakkını veren Beren Saat’in ışıltılı performansına da söylenecek laf yok… Ama ya o “Mukaddes”i oynayan ve henüz kısa süre öncesine dek bir Tanrı kulunun tanımadığı Esra Dermancıoğlu’na ne demeli? O ne ifadeli bir yüz, ne mükemmel bir vücut dilidir? O ne yürüyüş, ne gerdan kırmak, ne kırıtmak, ne kenar mahalle dilberi havalarıdır? Taşıdığı “Mukaddes” adıyla taban tabana ters orantılı dolaplar çeviren, had derecede “mütecessis”, ikiyüzlü, fettan ve bilmiş bu “yenge tiplemesini” izlemek için dahi görmeye değer “Fatmagül” dizisi. Herkesin hayatında mutlaka tanıdığı “Mukaddes”ler vardır... Yüksek reytingli tüm diğer dizilerde olduğu gibi, baş karakterler denli yan karakterler de zengin bu dizide... Tecavüzcü oğlanlardan birinin anasını canlandıran Perihan/Deniz Türkali.. mesela.. tek kelimeyle şahane! “İt”in önde gidenini oynayan Erdoğan/Kaan Taşaner... Dengesiz, zayıf, kırılgan bir tiplemeye can veren Vural/Buğra Gülsoy… Şeytana külahını ters giydiren Münir/Murat Daltaban.. insanı bire bir Fatmagül’ün bir Ege cennetinde başlayan cehenneminin içine götürüyor… Vedat Türkali’nin kaleminden çıkan öykünün örgüsü de sağlam. Şimdiye dek üstelik diziyi uzatıp /“sündürmek adına” kaşını gözünü de çıkarmadılar. Böylesine güçlü bir oyunculuk ve güçlü bir hikâye malzemesi ortada dururken hâlâ o malum “tecavüz” sahnesiyle dizinin ilgi çekiyor olması beni kahrediyor. “Fatmagül’ün Suçu Ne?” yazıp internete girdiğinizde örneğin uzun uzun hâlâ “Hülya Avşar mı, Beren mi.. o meşhur sahnede daha iyiydi?” gibi sorular ya da “Fatmagül’ün suçu=Bihter olması” tarzı geyiklerle karşılaşabiliyorsunuz... “Gerçek” ve “kurgu” anlayışının böylesine sığ, belirsiz ve bulanık olduğu bir ortamda “siyaset” de işte bu kadar oluyor... UNUTMADIK Arkadaşımız, kardeşimiz, o adam gibi adamı, MEHMET BÖLÜK’ü özlem ve sevgiyle anıyoruz. Bölük için 13 Haziran Pazartesi günü saat 15.00’te Karacaahmet’teki mezarı başında buluşuyor, akşam da Selimiye Spor Kulübü Sosyal Tesisleri’nde anısına kadeh kaldırıyoruz. Arkadaşları: Abdullah Aydın, Ahmet Yoldar, Ahmet Güzel, Batur İlter, Cemal Seymen, Deniz Tüfekçi, Engin Öztan, Erhan Alptekin, Ertuğrul Gülsever, Faik Özeney, Halil Sarıca, Haluk Akpek, Hasan Gökçin, Havva Aydın, İbrahim Yener, İlyas Güven, Kenan Özüdoğru, Kudret Kitapçı, Mehmet Oburoğlu, Miyase İlknur, Şevki Bakırcı, Tahir Çelik. S i l i v r i ’ de “ D u r uş m a l a r ı zleme Eylemi” Eylem Sürüyor! 13 Haziran’da Silivri’deyiz! • Saat: 08.00’de c’in bahçesinde olalım. • Başvuru : 0535.636 59 11 0535.270 56 84 ZÜLFİKAR NAKLİYAT Ev v e Ofis Taşımacılığı Telefon: 0216.575 91 22 0532.564 17 17 0555.302 66 34 Tekstilkentte aksesuar firmasına bilgisayar ve ihracat konusunda deneyimli Somali çişleri Bakanı’nı yeğeni öldürmüş Dış Haberler Servisi Somali İçişleri Bakanı Abdishakur Şeyh Hasan’ın ölümüne yol açan intihar saldırısında kadın yeğeninin de yer aldığı belirtildi. Somali makamları Hasan’ın yeğeninin son üç gündür bakanın Mogadişu’daki evinde kaldığını kaydetti. Söz konusu saldırının Mogadişu’da iki haftadan az bir zaman içinde gerçekleşen üçüncü terör saldırısı olduğu ifade edildi. aranıyor. Resimli cv için: [email protected] C MY B C MY B muhasebe elemanı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle