17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y B Y B B Y Y Y Y Y Y Y Y 27 29 24 26 30 31 28 22 24 23 22 22 25 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y B Y B B B PB PB B B Y 26 26 21 28 31 31 31 32 28 32 24 23 21 HABERLERİN DEVAMI Oslo B Helsinki Y Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih PB Berlin PB BudapeştePB Madrid B Viyana Y 19 25 23 17 17 17 18 22 23 23 24 26 23 Belgrad Y 25 Sofya PB 21 Roma Y 23 Atina B 26 Zürih Y 16 Moskova Y 22 Aşkabat Y 31 Taşkent B 34 Baku B 26 Bişkek Y 31 Tiflis Y 27 Kahire A 35 Şam A 30 Ülkemizin büyük bir bölümü parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın kuzey ve doğusu, İç Ege, Doğu Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısı ile Isparta çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, dığer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışların İç Anadolu’nun doğusu, Orta Karadeniz, Doğu Karadeniz kıyıları ile Sakarya, Düzce, Zonguldak ve Bartın çevrelerinde lokal olarak kuvvetli olması bekleniyor. 11 HAZ RAN 2011 CUMARTES TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 Haziran GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Kıdemli Albay Çillioğlu’nun ‘intihar ettiğine’ ilişkin iddialar ve çelişkiler 17 yıl önce gazetemizde yer almıştı Baştarafı 1. Sayfada İç ve dış kaynaklar ise hâlâ AKP’nin birinci, CHP’nin güçlenerek ikinci, yüzde 10 barajını aşmış görünen MHP’nin de üçüncü parti olacağına işaret ediyor. Anketlere koşut, RTE’nin de komuoyunun da beklediği yüzdeyi AKP tutturamazsa; seçmen kimi yanıltmış olacak? Elbette AKP’yi! Tabii tüm anketleri de! Üzerinde durulmayan bu olasılık gerçekleşirse AKP’ye oy vereceğini söyleyenlerin asıl amaçlarını sandık gününe değin gizledikleri ortaya çıkacak… …ve AKP’nin beklediği ölçüde oy alamaması olasılığından kaynaklanan sürprizin gerçekleştiğine tanık olacağız ve tabii, işte o zaman seyreyleyin gümbürtüyü! Oy vereceklerin AKP’ye oy vermekten vazgeçmesi, olası oranın 46’lardan aşağılara düşmesi; elbette ülkenin pek çok açıdan selamete çıkacağına bir işaret, bir umut olacak. Görünen köy kılavuz istemez derler; lakin RTE, bu özdeyişi hâlâ tersine çevirmenin peşinde. Muhalefet liderleri anketlere inanmadıklarını söylerken; RTE, anket sonuçlarına güvendiğini gösteren demeçler veriyor. Mitinglerde de yine tek başına iktidar ve başbakan olacağını sergileyen konuşmalar yapıyor. Oysa sandığın kapalı kutu olduğunu en fazla RTE’nin idrak etmesi gerekmiyor mu? Ama nafile! Tek parti olacağı iddiasından vazgeçtik; hâlâ olasılığı olmayan bir istekle halkın önüne çıkıyor. Son TV konuşmalarından birinde, gerçeği tersyüz eden bir tavırla; “12 Haziran’ı yeni bir anayasa, ileri demokrasi için değişim ve dönüşüm noktası gördüğünü yineliyor ve AKP’nin 367’nin üzerinde milletvekili ile çoğunluk oluşturmasını diliyor, istiyor”. Oysa şayet anketler yanıltmıyorsa RTE yüzde 45’leri tuttursa bile, parlamentoda yeni anayasayı referanduma götürmeden, kafasındaki amaçlara koşut biçimde gerçekleştirme olanağı bulacağını öngören 367’yi yakalamayacak! Bu sonuç, RTE’nin başkanlık sistemiyle başlayan otoriter bir rejim gerçekleşmeyi içeren amacının suya düştüğünün kanıtı olacak. Üstelik iç ve dış dünya rahat bir nefes alacak! Dış basında aman RTE yine iktidarda kalsın diyen de yok. Amerika, İngiliz ve Alman basını AKP liderinin ülkeye kazandırdığını iddia ettiği olanaklardan değil; aksine demokratik haklardan, hapislere attığı askersivil muhaliflerinden söz ediyor. Kimileri de “korkunun, gizlice İslamcı ve otoriter bir proje tasarlaması olduğunu” yazıyor. Süddeutsche Zeitung gibi önemli bir Alman gazetesi; RTE’nin bu seçimde yine kazanma olasılığını irdelerken yabana atılmayacak önemde bir cümle kuruyor: “Bu seçimler onun çöküşünün başlangıcı olabilir” diyor. Bu “çöküş” Çankaya hayallerinin suya düşmesiyle başlayabilir. Gerekli midir, değil midir bilmiyorum; ama basına bu geleneği rahmetli Metin Toker’in getirdiğini biliyorum. Toker, her seçimden birkaç gün önce memleketin içinde bulunduğu koşullara bakarak oyunu hangi partiye vereceğini yazardı. Şu aralar pek çok yazarımız da hangi partiye, hangi adaylara oy vereceğini yazıyor. Bugüne dek hiçbir seçimde oy vereceğim partiyi veya adayı yazmadım, fakat: Şayet İzmir’de Karşıyaka’da otursam, elbette oyum Mustafa Balbay’a. Oyumun benim için kardeşten öteye yakınlık ve değer taşıyan Balbay’a olduğunun nedenlerini sıralamaya, yinelememe gerek yok. Yıllardır o benim, ben onun her konuda dert ortağıyız. Ankara’da ikinci bölge seçmeni olsam oyum Gülsün Bilgehan’a. Nedeni kısaca açıklayayım. Neden ne İsmet İnönü’nün torunu ne de rahmetli dostum, arkadaşım Metin Toker’in kızı olduğu için değil. Gülsün; çok iyi eğitim görmüş, iki dil bilen, eli kalem tutan ve… laik, üniter devlet, sosyal hukuk devlet anlayışına, Atatürk’ün emaneti Cumhuriyet ve ilkelerine gerçek anlamıyla sıkı sıkıya bağlı bir genç kadın. Partisinin açıkladığı kadın raporu üzerinde görüşlerini soran TV muhabirine verdiği yanıtlar; Gülsün’ün ve benzerlerinin siyasal yaşamımıza ve gelecek günlere ne denli katkıda bulunacağını gösterdi. Devrimlerin öncüsü bir partinin “yenilik” zaten genlerinde var, diyordu. Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm” derken Türk demediğini ve ülke insanlarının hepsini kucakladığını söylüyordu. Bu sözleri bile Gülsün Bilgehan’a oy vermem için yeterli bir neden. Balbay’lar, Gülsün’ler çoğalsın TBMM’de! Sır perdesi aralanacak mı? M YASE LKNUR Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı yaptığı sırada başından aldığı tek kurşunla ölü bulunan Kıdemli Albay Kazım Çillioğlu’nun ölümüyle ilgili sır perdesi 17 yıldan beri aralanamadı. Ailesinin soruşturmanın yeniden açılması yönündeki ısrarlı talepleri karşısında Düzce Savcılığı tarafından soruşturma dosyası raftan indirilen ve yeniden otopsi yapılması için önceki gün mezarı açılan Çillioğ Otopside yeni bulgular Yurt Haberleri Servisi Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı kararıyla, Çillioğlu’nun mezarı önceki gün açıldı. lk otopsi sonucunda Çillioğlu’nun kürek kemiğinde delik ve iki kaburga kemiğinde kırık tespit edildi. Bu durum ailenin, “suikast” iddiasını güçlendirdi. Çillioğlu, 1993’te şehit olan Orgeneral Eşref Bitlis’in en yakın çalışma arkadaşlarındandı. Bitlis’in ekibinde Hulusi Sayın, smail Selen, Bahtiyar Aydın, Cem Ersever, Rıdvan Özden, Temel Cingöz, tam olarak aydınlatılmayan olaylarda peşi peşine yaşamını yitirmişti. Bunlar kendisini çok üzüyordu. ” Otopsi raporları çelişkili Çillioğlu’nun ölümüyle ilgili 03.02.1994 tarih ve 1994/64 numaralı “Ölü Muayene ve Otopsi Tutanağı”nda “Dış bulgulara göre ölüm nedeni hemen saptandığından klasik otopsiye gerek bulunmadı, otopsiye son verildi” kararı da iddiaları güçlendiriyor. Ölümüyle ilgili önce makamında, bir gün sonra da lojmanında intihar ettiğinin açıklanması Çillioğlu’nun cesedinin makamından lojmana taşındığı kuşkularına neden oldu. Raporda Çillioğlu’nun başının sağ tarafından mermi girişi olduğu belirtilmesine karşın, silahın nasıl olup da başının sol tarafında bulunduğu da açıklamaya muhtaç bir durum. lu’nun ölümü ile ilgili savcılığın “intihar etti” yolundaki raporuna karşın iki ayrı otopsi raporundaki çelişkiler ve iddialar öldürüldüğü yolundaki kuşkuları güçlendiriyor. Köylerin yakıldığı, sakinlerinin köyü boşaltmaları için 24 saat süre verildiği 1994 yılında, Tunceli’de Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral İsmail Kuru’nun uygulamaları ve “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldı rım’la olan samimiyeti dilden dile dolaşıyordu. Çillioğlu’nun da Tuğgeneral Kuru’nun uygulamalarından rahatsız olduğu ve ölümünden bir gün önce sert bir şekilde tartıştıktan sonra morali bozuk olarak makamına geldiği gazetelerde de yer almıştı. ‘Bitlis gibi öldürüldü’ 10 Şubat 1994 tarihli Cumhuriyet’te yayımlanan “Eşim, Eşref Bit lis gibi öldürüldü” başlıklı haberde Çillioğlu’nun ölü bulunmasından bir gün önce Tunceli Jandarma Bölge Komutanı İsmail Kuru ile dolaştığı bilgisinin yanında Çillioğlu’nun eşi Gülcan Çillioğlu’nun şu açıklamalarına yer verilmişti: “Eşim intihar etmedi, Eşref Bitlis gibi öldürüldü. Üzerinde çok büyük bir sorumluluk vardı ve geçtiğimiz günlerde 3 askeri ve 1 astsubayı şehit oldu. Ergenekon davasının tutuklu sanığı gazetemiz yazarı Balbay PEN’e kabul edildi: ABD’Lİ BİLİRKİŞİ SPERRY Esirhaneyi eserhane yaptık HAT CE TUNCER İkinci Ergenekon davasında 2 yılı aşkın süredir tutuklu yargılanan gazetemiz yazarı ve CHP İzmir 2. bölge adayı Mustafa Balbay PEN Yazarlar Birliği’ne kabul edildiğini belirterek “Burada esirhaneyi eserhaneye çevirdik. Demir parmaklıklar kalemimiz, gökyüzü rehberimiz, tel örgüleri kendimize gümüş tepsi yaptık” dedi. 21 Haziran’ın gazetemiz başyazarı ve imtiyaz sahibi İlhan Selçuk’un birinci ölüm yıldönümü olduğunu anımsatan Balbay, “İlhan Selçuk, hukuk yetmezliğinden öldü. Bu mahkemede her şey var hukuktan gayrı” diye konuştu. Duruşmada Balbay “Tüm misafirlerimizi selamlıyorum” dedi ve “Artık burada ev sahibi olduğumuz için ‘misafirlerimiz’ diyoruz” diye açıklama yaptı. ‘El yazıları sahte’ İstanbul Haber Servisi Balyoz davası sanığı emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri’nin avukatları dosyadaki en önemli delilleri içeren 11 ve 17 No’lu CD’leri Adli tıp uzmanı Grant Sperry’ye inceletti. Sperry’in raporuna göre CD’ler üzerindeki el yazıları, Tanyeri’nin not defterinden harf harf alınarak, mekanik bir cihaz ile yazıldı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nden CD’lerin fotoğraflarını isteyen avukatlar, Tanyeri’nin dosyada yer alan el yazısı örnekleri ile CD üzerindeki el yazısının karşılaştırılması için fotoğrafları ABD’li bilirkişi adli tıp belge inceleme uzmanı Sperry’e gönderdi. Sperry’nin hazırladığı raporun sonuç bölümünde, CD’ler üzerindeki yazıların üretilmiş olmasının kuvvetle muhtemel olduğu belirtildi. Raporda “Not defteri sayfalarından harf ve harf kombinasyonları seçilmiştir. Seçilen harfler, fotoğraflanmış ya da dijital olarak görüntülenmiştir. Harfler kesilmiş ve ‘Or.K.na’ ve ‘K.özel’ girdilerini oluşturmak üzere konfigüre edilmiştir. ‘O.K.na’ ve ‘K.özel’ bileşik imajlarından, imza makinesinde kullanılmak üzere bir şablon oluşturulmuştur. Yazılar, üretilmiş yazılarda görülen nitelikleri taşımaktadır” denildi. Şenyuva anıldı Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) Dış lişkiler Bölümü öğrencisi Hakan Şenyuva, öldürülüşünün 32. yıldönümü olan dün, Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki gömütü başında anıl ‘M T yeniği’ Dava başladığında sanıkların hiçbirini tanımadığını anlatan Balbay şunları söyledi: “İddianamede Osman Gürbüz, Gazi Mahallesi olaylarından, Necip Hablemitoğlu cinayetinden sorumlu tutuluyordu. Emniyete sordunuz, bu konuda bir soruşturma olmadığını bildirdi. İbrahim Şahin Kayseri’de bir grup tarafından provoke edilmiş, MİT’çiler varmış. Asker destekli polis suikast timi akla mantığa sığacak bir şey mi? Polisler, askerler yargılanıyor, ama MİT’çi sanık yok. Burada bir MİT yeniği yok mu?” Savcı Mehmet Ali Pekgüzel’in, sanık Taylan Özgür Kırmızı’nın dı. Anmaya, Şenyuva’nın ailesi, dostları ve Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yayın Yönetmeni Orhan Tüleylioğlu katıldı. Dönemin SBFDER Başkanı da olan Şenyuva, 10 Haziran 1979 günü Cebeci’de pusuya düşürülerek öldürülmüştü. Şenyuva’nın failleri yakalanamamış ve dava zamanaşımına uğramıştı. çapraz sorgusu sırasında, “Biz burada terör örgütünü ortaya çıkarmaya çalışıyoruz” dediğinin altını çizen Balbay, “4 yılda ortaya çıkaramamşısınız, ne zaman çıkaracaksınız? Ortaçağda bir kişinin suçundan sülale yargılanırdı. Siz bütün meslek gruplarını yargılıyorsunuz. Buradaki iddialar, nezle iken televizyona çıkan bir sunucunun izleyiciye nezle bulaştığını iddia etmesine benziyor” diye konuştu. Bir cinayet davasının avukatının “Biz dava süreciyle ilgilenmiyoruz. Tek amacımız bu davanın Ergene kon’a bağlanması” diye demeç verdiğini belirten Balbay, “Burası gelip geçeni yargılayan seyyar mahkeme mi” diye sordu. Mahkemeye “Lütfen tekrar muhakeme eder misiniz” diye seslenen Balbay, “Bizi burada delil üretelim diye tutuyorsunuz. Somut olaylarda sorgulayacağınıza, buradaki sorgulamalarınızdan somut bir olay yaratmaya çalışıyorsunuz. Suç üretmeye çalışıyorsunuz” dedi. Balbay, “3 yıla yakın süredir yargılanmaktayız. Bizi terör örgütü üyesi yapmaya çalışmakta sınız. Dünden itibaren PEN üyesi bir Mustafa Balbay var karşınızda. Bu benim diplomamdır. Cezaevine girene kadar 22 kitap yazdım. Cezavinde Zulümhane, Zulümname, Zulümdar... Bu esirhaneyi eserhane haline getirdik biz” diye konuştu. Davada, Balbay ve Tuncay Özkan’ın da aralarında bulunduğu 19 sanığın tahliye talebi başkan Köksal Şengün’ün kabul oyuna karşın oy çokluğuyla reddedildi. Dava 8 Ağustos’a ertelendi. Bir askere tutuklama Balyoz Planı belgelerine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 3 muvazzaf subay tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi. Askerlerden 1’i tutuklanırken ikisi serbest bırakıldı. Savcılıkça serbest kalan bir yarbayın da adliyeye valiziyle gelmesi dikkat çekti. Tahliye yine çıkmadı SAHTE ÇÜRÜK RAPORU GAZETEC ŞENER Y NE HÂK M KARŞISINDA ‘Beraatımı istiyorum’ İstanbul Haber Servisi Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteci Nedim Şener, 3 Nisan 2010 tarihinde “Rüşvet paraları ceplerden taşıyor” adlı haberde, “gizliliği ihlal” ve “basın yoluyla hakaret” ididasıyla hâkim karşısına çıktı. Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya katılan Şener, savunmasında “Gerek şahsın, gerek yazının yer aldığı gazete olarak kişilerin rencide olmamasını gözettiğimiz için isimleri açık olarak değil, isim ve soyisimleri kodlayarak yazıyı hazırladım. Suçsuzum beraatıma karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istiyorum” dedi. Duruşma ertelendi. Albay Üçok’a ‘Bu karanlığı bitirelim’ tahliye kararı İstanbul Haber Servisi Cumhuriyet Güçbirliği’nin desteklediği İstanbul 1.bölge milletvekili adayı Tuncay Özkan, 3 yılı aşkın süredir tutukluluk cezası çektiğini bir kez daha yineleyerek, “Atatürkçü bir ruh, güç ve eylem birliği başlatmak için” oy istedi. Seçmeniyle iletişimini mektupları aracılığı ile yürüten Özkan, amacınının Silivri Cezaevi’nden kurtulmak değil, daha çok, Türkiye’ye hizmet etmek ve ülkemizdeki karanlığın üzerine gitmek olduğunu söyledi. Tuncay Özkan, seçim vaatlerinde, “Amacım 4 yıl içinde Kadıköy Büyükşehir kentinin kurulması, Anadolu yakasındaki 300 bin işsizimize iş sağlanması, kentsel refahın iki katına çıkarılması, eğitim kurumlarının bölgesel egemenliğini 10 katına çıkarmak ve Kadıköy’ün sanat ve kültür başkenti olmasını sağlamaktır” görüşlerine yer verdi. Özkan, AKP’nin Cumhuriyet Mitingleri’nin yinelenmesinden, halkın yeniden bir araya gelmesinden korktuğunu kaydetti. TUNCAY ÖZKAN SEÇMENLER NE SESLEND ‘Sadece pankart açıyorduk’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YURTKUR Genel Müdürlüğü önünde gözaltına alınan 43 öğrencinin yargılanmasına devam edildi. 11 yıla kadar hapsi istenen öğrencilerden Çağatay Döldöş, yurtlarla ilgili sorunları dile getiren dilekçelerini kuruma veren arkadaşlarının kapıda pankart açmak istemeleri üzerine özel güvenlik ve polisin saldırısına uğradıklarını anlattı. şi gözyaşlarını tutamadı Eşinin cezaevinden getirilmesini bekleyen Vecide Şener duruşma salonu önünde ve mahkeme salonunda gözyaşlarını tutamadı. Ağlayarak salondan ayrılan eşini gören Nedim Şener’in de gözlerinin dolduğu görüldü. E İstanbul Haber Servisi Sahte çürük raporu davasının tutuklu sanıklarından hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok tahliye edildi. Üçok, 1 Haziran’da Balyoz Planı soruşturması kapsamında tutuklandığı için cezaevinden çıkamadı. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dünkü oturumunda, tiyatro sanatçısı Bülent Şakrak’ın da aralarında bulunduğu 5 müşteki, sanıklardan şikâyetçi olmadıklarını söyledi. Albay Üçok ise “22 aydır tutukluyum, tahliyemi talep ediyorum” dedi. Tutuklu sanıklar Murat Tugay Tepe, Erdem Kılıç ve Ömer Uçar’ın tahliye talebini reddeden heyet, duruşmayı erteledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle