17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 HAZ RAN 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 13 Ergin: 2800 kişi Türkiye’ye geldi MEHMET AL SOLAK A ralarında çocuk, kadın, yaşlı ve yaralıların da bulunduğu Suriyeliler, eski TEKEL binası bahçesinde kurulan iki çadır kente yerleştirildi. (Fotoğraf:AP) HATAY Suriye’nin 120 polisin öldürüldüğü Türkiye sınıra 20 kilometre mesafedeki Cizrüş Şuğur kasabasına operasyon başlattığı iddiasının ardından bölgedeki önlemler en üst seviyeye çıkarıldı. Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Türkiye’ye sığınanların sayısının önceki gün 2 bin 800’e ulaştığını dün de 500600 kişinin daha çadırkente yerleştiğini bildirdi. İhtiyaçların karşılanması için Hatay’a 750 bin TL gönderildi. Terörist sızmalarının önlenmesi için gerekli özenin gösterildiği belirtiliyor. Hatay’ın Suriye sınırına yakın bölgelerinden geçişler gece ve sabahın erken saatlerinde de sürdü. Aralarında çocuk, kadın, yaşlı ve yaralıların da bulunduğu Suriyeliler, Yayladağı’ndaki es ki TEKEL binası bahçesinde kurulan iki çadır kente yerleştirildi. Hatay’ın Altınözü ilçesindeki eski TEKEL binalarına 5 bin kişilik sığınmacı için çadır kent kurulacağı ifade edildi. Dışişleri Bakanlığı’ndan bir heyetin bölgede bulunduğu ve kısa zamanda göçmen sayısında büyük bir artış beklenmediği, gerekli tüm önlemlerin alındığı belirtiliyor. İlerleyen zamanda, ihtiyaç doğması halinde uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmaya da açık olunduğu ifade ediliyor. Hatay’da sığınmacıları ziyaret eden Ergin, “Türkiye olarak sınırımıza, kapımıza dayanmış Suriyelilere her türlü insani yardımı yapmaya devam edeceğiz.Dileğimiz Suriye’deki bu olayların acilen durması ve olumlu bir şekilde çözümlenmesi” dedi. Ergin, yaşanan olaylara seyirci kalamayacaklarını kaydetti. Kritik Seçim ve Kadınlar Demokrasi serüvenimizde yol ayrımı sayılabilecek bir seçime gidiyoruz. Yarın akşamki seçim sonuçları, yurtdışında bile artık kaygı yaratan Erdoğan yönetiminin “tek adamlaşma eğilimine” ya dur diyecek ya da süreç artık geri dönüşü olmayan bir mecraya girecek. “Dönüşü olmayan mecra” öyle açık seçik ufukta belirdi ki; dünyanın en “muhafazakâr” medya organları; “Economist”, “NYT”, “FT” art arda kırmızı alarm veren yayınlar yaptılar: Erdoğan’ın sandıkta “ezici zafer” almasının iyi olmayacağını belirttiler; hükümet partisinin “rahatsız edici otoriter yönelimlerine” vurgu yaptılar, demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan “muhalefetin güçlenmesi” adına temennilerde bulundular. Seçim sonuçları üzerinde Democles’in kılıcı gibi sallanan en ağır endişe; “tek adamlaşma” yönünde gözlemlenen bu aleni kayış ise; küçümsenmemesi gereken diğer büyük kaygı AKP icraatlarının, Türk kadın hareketine verdiği ve vereceği hasardır. “Kadın bakanlığını” giderayak “Aile bakanlığı” ile ikame eden Başbakan’ın partisine karşı Türkiye’nin kadın kuruluşları ayağa kalkmış durumda. Dün posta kutuma düşen ve altında “Anayasa Kadın Platformu”ndan, “CEDAW Türkiye Sekreteryası”, “Avrupa Kadın Lobisi Türkiye Koordinasyonu”, “KADER”, “KAMER”, AMARGİ”, “Kadın Dayanışma Vakfı”, “Kadın Yazarlar Derneği”, “Türk Kadınlar Birliği”ne dek daha burada sayamayacağım pek çok kadın kuruluşunun imzası bulunan bir bildiride, AKP hükümetinin bu inisiyatifi şiddetle kınanıyor. “Kadın örgütleri olarak, defalarca ilettiğimiz randevu taleplerine yanıt bile verilmeyince, bir hafta içinde topladığımız ve 6 Haziran’da Başbakanlık’a ilettiğimiz 3000’i aşkın imzaya rağmen; 8 Haziran günü Kadın Bakanlığı tarihe karışmış oldu” diyerek başlayan bildiri: “ ‘Kadın yok, aile var’ yaklaşımını reddediyoruz” sözleriyle devam ediyor ve şu çok önemli noktalara dikkat çekiliyor: “Başbakan, yeni bakanlığı ‘Biz muhafazakâr demokrat bir partiyiz. Bizim için aile önemli’ sözleriyle açıkladı. Biz kadınlar yasalarda, anayasada ve uluslararası sözleşmelerde ‘yurttaşlar’ olarak tanımlanıyoruz ve haklarımız var. Bizler bir ailenin üyesi olsak da, olmasak da, öncelikle birer bireyiz. Eşit siyasal temsil ve katılımdan istihdama dek toplumsal yaşamın her alanında eşitsizlik, ayrımcılık ve şiddete maruz bırakıldığımız gibi içine hapsedilmek istendiğimiz ailede de aynı eşitsizlik ve şiddetle yapayalnız bırakılmak isteniyoruz. Kadını aile dışında yok sayan; kadını ve kadının insan haklarını ailenin bekasına kurban eden bu yaklaşımı reddediyoruz!” “Biz teferruat değil, toplumun yarısıyız” diyen bildirinin son bölümü de şöyle: “Kadın Bakanlığı’nın kapatılması üzerine Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün geleceğini soranlara Başbakan’ın yanıtı ‘teferruat’ oldu. Biz teferruat değil, toplumun yarısıyız. Kadınları yok sayan politikaların mimarlarına, birey olarak görmeyi reddettikleri kadınların da birer oyu olduğunu hatırlatıyor ve yeni Meclis’in kadın politikalarında gerçekleşen karşıreformları ortadan kaldıracak adımları atması için mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz. ‘Kadın erkek eşitliği’ bir devlet politikası olarak kabul edilinceye dek mücadelemizi sürdüreceğiz.” İşte zurnanın zırt dediği yer bu son bölümdeki: “kadınların birer oyu olduğunu hatırlatırız” sözleri. Bu hatırlatma gerçekte çok önce, geçen yılın gene kritik referandumu arifesinde Başbakan’ın kadın dernekleri temsilcilerine; “Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” dediğinde yapılmalıydı. Çünkü dünyanın hiçbir uygar ülkesinde kadınların varlığını bu kadar hiçe sayan bir başbakan, kadın seçmenden oy alamaz. Kadınlar “teferruat” olmadıklarını sandıkta hemen hatırlatır. Geçen yıl yapılmayan hatırlatma, bir yıl gecikmeyle de olsa neyse ki bu yıl yapılıyor. Otuz yıllık kadın hakları mücadelesinin en büyük kazanımlarından biri olan “Kadın Bakanlığı’nın” yok edilmesi, “bardağı taşıran son damla etkisi” yaratmışa benziyor. Bakalım sandıkta bu etki ne oranda yankı bulacak. “Kadını hiçe sayan” AKP’nin hamleleri, ana muhalefet partisi CHP’nin “kadın” konusunda atağa girdiği bir döneme rastladı. AKP’nin ibresi “kadın haklarında” ne oranda “geriyi” gösterirse, CHP ibresi de o oranda “ileriye” işaret ediyor. “Yüzde 50 kadın katılımıyla hazırlanan” yeni anayasa vizyonunu açıklayan CHP yönetimi, kadına bundan böyle yeniden devrimci bir yer açacağını ilan ediyor. Kampanyanın son bölümünde partinin “Kadın Raporu”nu medyaya tanıtan Kılıçdaroğlu; AKP hükümetlerinde kadının konumunda kaydedilen zemin kaybına karşı, devrimci bir yeni hamle hazırlığı içinde olduklarını duyurdu. “Biz Türkiye’de kadın erkek eşitliği için ilk büyük devrimi gerçekleştiren ve kadını vatandaş olarak konumlandıran partiyiz” diye konuşan CHP lideri; “Şimdi de Türkiye’nin ikinci büyük dönüşümünü gerçekleştireceğiz. Kadın erkek eşitliğini temel bir insan hakkı olarak gören partimiz, Türk kadınına kapsamlı bir kadın erkek eşitliği projesi öneriyor” diyor. Kadın konusunda duyarlı olan herkese, sandık başına gitmeden önce bu iki parti arasındaki farkı hatırlatmak boynumuzun borcudur. Sivillere yönelik saldırıların sürdüğü Suriye’de ordunun Cizrüş Şuğur’da operasyona başladığı bildirildi Sınırda muhalif avı Dış Haberler Servisi Suriye ordusu, son bir haftadır olayların tırmandığı Türkiye sınırı yakınındaki Cizrüş Şuğur kasabasında muhalif avına çıkarken, ülke çapında sivillere yönelik saldırılar sürüyor. Görgü tanıklarına göre, ülkenin güneyindeki Havran ovasının Büsra El Harir köyünde yaklaşık bin göstericiye ateş açılması sonucu 2 kişi hayatını kaybederken, yine güneydeki Dera kentinde binlerce yönetim karşıtı protestocuya ateş açılınca bazıları ağır olmak üzere 8 kişi yaralandı. Humus şehrinde de güvenlik güçleriyle göstericiler arasında şiddetli çatışmalar çıktı. Katar merkezli El Cezire televizyonuna telefonla konuşan bir görgü tanığı, Humus’ta güvenlik güçlerinin göstericilere ateş açtığını, yoğun silah ve çatışma sesleri duyulduğunu söyledi. El Cezire ayrıca, Suriye güvenlik güçlerinin bir grup tutukluya işkence yaptığı görüntüleri yayımladı. Bu görüntülerde, askerlerin tutukluları İsrail’le işbirliği yapmakla suçlayarak tekmelediği de görülüyor. Bir hafta önce 120 güvenlik görevlisinin öldürüldüğü haberi üzerine Devlet Başkanı Beşşar Esad’a bağlı kuvvetlerin terör estirdiği Cizrüş Şuğur’a dün ordu birliklerinin girdiği ve “silahlı çeteler”in peşine düştüğü bildirildi. Devlet televizyonu, “halkın çağrısı üzerine Cizrüş Şuğur’a giren ordu birliklerinin silahlı kişileri tutuklamaya başladığını” duyurdu. Telefonla bilgi veren görgü tanıkları da askeri birliklerin ve zırhlı araçların Cizrüş Şuğur’un 10 kilometre güneyindeki Sarmaniye köyüne girdiğini ve makineli tüfeklerle ateş açtıklarını söylediler. Son günlerde yüzlerce asker ve polisin saf değiştirdiğini bildiren görgü tanıkları, askerlerin köyde bu kişileri aradıklarını ve köyün dış dünyayla bağlantısını kestiklerini belirttiler. ABD Savunma Bakanı Robert Gates ise dün yaptığı açıklamada, “Suriye’de masum insanların öldürülmesi herkes için endişe kaynağı olmalı. Esad yönetiminin hâlâ ülkeyi yönetecek meşruiyete sahip olup olmadığı sakadaşına ulaşamadığını ve haDış Haberler Servisi Suriyatlarından endişe ettiğini söyye’den kaçanların tanıklıkları, bu ledi. Rami, Devlet Başkanı Beşülkede son günlerde yaşanan şar Esad’a bağlı güçlerin, Türşiddetin boyutlarını ortaya koykiye’ye gittiklerini söyleyen Lazdu. Suriye polisinin birbirine kiyeli üç gencin kafasını kestiğigirdiği, askerlerin halka ateş açni, gençleri sınır boyundaki bir mamak için emirleri dinlemeyeköyde kendilerinin gömdüğünü rek üniformalarını çıkardığı ve de anlattı. Türkiye’ye kaçmaya çalışan üç ayalet kasaba gencin kafaları kesilerek öldürüldüğü anlatılanlar arasında. Türkiye sınırı yakınındaki Suriye’den sadece 20 km. uzakCizrüş Şuğur’un tamamen lıkta, Türkiye’de sığındıkları boşaldığını, bir “hayalet kakampta konuşan Suriyeliler saba” haline geldiğini söyleyen hâlâ korkuyor ve isimlerinin Rami, herkes in yakınd aki tam olarak yazılmasını istemiköylere kaçtığını, Esad’a bağyorlar. Kendini Rami diye taAFP lı güçlerin peşlerine düşmesi nıtan 22 yaşında bir genç, Suihtimaline karşı çok sayıda kiriye’de gösterilerin nasıl bastı YouTube’a düşen işkence görüntülerinin doğruluğu kanıtlanmasa şinin Türkiye’ye geçme hada şimdiden büyük tepkilere yol açtı. rılacağı konusunda polis ve aszırlığı yaptığını belirtti. Kenarasında derin görüş ayrıker a, Emin Askari ka dini Ahmet diye tanıtan Suriyeli bir öğlerle diğerleri arasınd lığı başgösterdiğini, asker ve polisin baş rakolunda çatışma çıktığını, bazı polislerin retmen de “Ölmek istemiyorum. Beşşar birliklerin kaldırmasına karşı da takviye üniformalarını çıkarıp, silahlarını bıraka Esad’ın gitmesini istiyorum” derken, Suharekete geçirildiğini söyledi. rak aileleriyle birlikte kaçtığını anlattı. riyeli aktivistlerden Mustafa Osso ile Rami, olayların alevlenmesinin bir hafta Üniversite öğrencisi olan ve matematik kimliğini saklı tutan Halepli bir kişi, Haönce 3 göstericinin öldürülmesiyle başla okuyan Rami, iki helikopterin sivillere ve lep’te iki kasabaya tankların yerleştidığını, daha sonra Alaviti polis şefinin si evlere ateş açtığını; kendisinin birçok ar rildiğini söyledi. villere ateş açma emrini dinlemeyen polis ‘3 gencin kafasını kestiler’ H Türkiye’ye kaçmak isteyen gençlerin vahşice öldürüldüğü öne sürülüyor Kadın kuruluşlarından tepki nırım herkesi ilgilendiren bir soru” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye’de yaşanan olaylarla ilgili “Suriye’yi günlük ‘En kötü senaryoya hazırız’ istihbaratla çok yakın ve detaylı takip ediyoruz. Sivilasker en kötü senaryolara karşı hazırlığımızı da yapmış vaziyetteyiz” dedi. Gül, Tarabya’da öğle yemeğini yediği restorandan ayrılırken basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Suriye’deki olayları değerlendiren Cumhurbaşkanı Gül, “Tabii ki hiçbir zaman en kötü gelişmelerin olmasını arzu etmeyiz ama maalesef işlerin de iyi istikamette gitmediği çok açık bir şekilde gözüküyor” diye konuştu. ‘Kadınların da oyu var’ D I Ş B A S I N 12 H A Z R A N S E Ç M L E R N D E Ğ E R L E N D R D ‘Türkiye’nin demokrasi sınavı’ Haber Merkezi 12 Haziran’da yapılacak genel seçimler Batılı medya organları tarafından ilgiyle izleniyor. Batı medyasının önemli gazete ve dergileri, seçimler arifesinde Başbakan Tayyip Erdoğan’a ve AKP’ye odaklanan haber ve yorumlara yer veriyor. Erdoğan’ın otoriterleşme eğilimlerinin arttığına dikkat çeken haber yorumlarda, AKP ile Türkiye’nin demokratikleşme yönelimlerinin belirsizliğine dikkat çekildi. Daha önce demokratikleşmenin sürmesi için CHP’ye oy verilmesi yönünde görüş bildiren The Economist dergisi, bu yayınından dolayı sert tepki gösteren Erdoğan’a yanıt verdi. Economist’te dün yayımlanan yazıda, Erdoğan’ın Economist’i “küresel bir çete” ile birlikte hareket etmekle suçladığı anımsatılarak, “Bu, yurtiçinde kendisine oy kazandırabilir ama Batı’da inandırıcılığını pek arttırmaz” görüşü dile getirildi. The Economist, “Türkiye’nin Acı Seçimi” başlığını taşıyan bir yazıya da yer verdi. “İktidardaki parti, kutuplaştırıcı bir kampanyanın ardından yeniden iktidara doğru ilerliyor” görüşünün dile getirildiği yazıda, “Daha büyük bir kaygı, Sayın Erdoğan’ın giderek artan otoriter eğilimidir” saptamasına yer verildi. Birçok gazetecinin cezaevinde bulunduğuna dikkat çekilen yazıda “Parasız eğitim istiyoruz” pankartını açan iki öğrencinin bir yılı aşkın süre cezaevinde bulunduğuna işaret edildi. BBC, Kürtlerin AKP’ye desteğinin azaldığını belirterek “Türkiye’nin Kürt sorununu çözme girişimleri durdu ve Kürtler arasındaki artan öfke, hafta sonundaki genel seçimden sonra şiddetin yeniden artması korkusunu yaratıyor” yorumunu yaptı. Wall Street Journal, Erdoğan ile ilgili “Türkiye’nin İyi Diktatörü” başlıklı bir yorum yayımladı. Erdoğan’ın eleştirilerden hoşlanmadığının öne sürüldüğü yorumda “Değişmeyen şey ise bu eşsiz siyasi yeteneğin niyetlerine ilişkin kaygılardır” denildi. Yazıda “Ülkenin kusurlu ve ılımlı otoriter sisteminin yerine bir liberal demokrasinin gelip gelmeyeceği”nin belli olmadığı savunularak “Ve sonuç, Sayın Erdoğan’ın elinde ve bu güven verici değil” denildi. Fransız OuestFrance, “Erdoğan parlamentoda yüzde 66 sınırını aşarsa, işte o zaman anayasa reformu konusunda istediğini yapabilecek. İnanılmaz bir değişim!” ifadesine yer verdi. İngiliz Financial Times’ta David Gardner, analizinde AKP’nin anayasada değişiklik yapmak istediğini, Türkiye’nin sosyal dönüşümünün de tedirginliğe yol açtığını ifade etti. Stern dergisinde “Erdoğan’ın iktidar çabalarından dolayı” zorlandığı belirtilirken Die Welt” gazetesinde, Erdoğan karşıtlarının “Tanrı düşmanı” olmakla eleştirildiği görüşü savunuldu. 2004’te AB bayrağını Zagreb meydanına asan, ve Türkiye ile aynı tarihte müzakerelere başlayan Hırvatistan bütün başlıkları art arda açarak müzakereleri tamamladı. Egemen Bağış, “Başlık açmak gazoz açmaya benzemez” demişti. (Fotoğraf: AFP) Müzakereler tamam AB, Hırvatistan’ın 4 başlığının kapanışını 2324 Haziran’da onaylayacak Ç MEN TURUNÇ BATURALP CHP’nin ‘kadın devrimi’ BRÜKSEL Avrupa Birliği’ne üyelik başvurusunu 2003 yılında yapan ve 3 Ekim 2005 tarihinde Türkiye ile aynı gün AB ile müzakerelere başlayan Hırvatistan, bütün başlıkları art arda açarak müzakereleri tamamladı. AB Komisyonu’nun genişleme ve komşuluk ilişkilerinden sorumlu üyesi Stefan Füle dün Brüksel’de Hırvatistan’ın müzakere sürecini başarıyla tamamladığını ilan ettiği konuşmasında, Hırvatistan’ın yaklaşık 6 yıl içinde muazzam bir değişim kaydettiğinin altını çizerek “Avrupa ailesine katılmanın hukuku temel alan bir top luluğa, bir barış, istikrar ve refah bölgesine katılmak anlamına geldiğini” söyledi. azoz açmaya benzemez’ Hırvatistan, son bir yılda 3 başlık açtı ve daha önce açtığı 12 başlığı kapattı. Türkiye ise aynı süreçte tek bir başlık bile açamadı. Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB sürecinde başlık açmanın kolay olmadığını ifade ederken “Başlık açmak gazoz açmaya benzemez” demişti. 6 yıl önce Hırvatistan ile aynı gün müzakere sürecine başlayan Hırvatistan’ın 33 başlık açmayı başardığı bu sü ‘G reçte Türkiye ise sadece toplam 13 başlık açabildi. Toplam 35 başlığın müzakere sürecinde açılması gereken 33 tanesini açıp, 29 tanesini kapatmayı başararak Komisyon’dan geçer not alan Hırvatistan’ın müzakereleri tamamladığı, 2324 Haziran tarihlerinde Brüksel’de yapılacak zirvede resmiyet kazanacak. Tam üyelik anlaşmasının imzalanması için hedeflenen 1 Temmuz 2013 tarihinden önce üye ülkelerin, Avrupa Parlamentosu’nun ve Hırvat halkının kararı onaylaması gerekiyor. Diğer üye ülkelerin ise Hırvatistan’ın üyeliğini referanduma sunması beklenmiyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle