19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 1 HAZ RAN 2011 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Alevi dernekleri bazı gazetelerde yayımlanan ve Madımak’ı PKK’yle ilişkilendiren haberlere tepkili: nandırıcılıktan uzak ve düzmece Mehmet Aksoy Tarık Akan ‘Sanatçı müsveddesi’ sözüne tepki yağdı Katliamı aklayıp Etnik kökeni malzeme yapıyor Haber Merkezi 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı ile Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Madımak katliamının belli gazetelerde yayımlanan haberlerle seçimler öncesinde “siyasete alet edilmesine” tepki gösterdi. Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı Genel Başkanı Emel Sungur ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Hüseyin Güzelgül yaptıkları ortak yazılı açıklama ile Sabah gazetesinde yer alan “Madımak’ta 4 PKK’li” haberini değerlendirdi. Açıklamada, “Hemen ifade edelim ki, savcılığın araştırması bu haberin içeriğinden ibaret ise haberin hiçbir gerçekliği ve inandırıcılığı bulunmamaktadır: Düzmecedir, gerçekleri karartma gayretidir, inandırıcılıktan uzak ve bilgi çarpıtma amaçlıdır” denildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında, çeşitli tarihlerde katıldığı mitinglerde Alevilere ve Aleviliğe yönelik sözleri nedeniyle Adana Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunan Avukat Erdal Yıldırım’a CHP ve Alevi Bektaşi Federasyonu’ndan (ABF) destek geldi. Alevi Bektaşı Federasyonu Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada Erdoğan’ın meydanlardaki konuşmasında sürekli Alevileri hedef aldığı belirtildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de 30 yılı aşkın bir süredir siyaset yaptığını belirterek, “Bugüne kadar birçok başbakan gördüm. lk kez insanların onuruyla oynayan bir Başbakan gördüm. Başta Aleviler olmak üzere etnik kökenleri siyaset malzemesi yapıyor” dedi. Geleceği Seçmek McCarthy zorbalığı Amerikan tarihinde bir dönüm noktasıdır. 40’ların sonu 50’lerin başında Senatör McCarthy’nin adıyla anılan Amerikan tarzı faşizm, aydınları kasıp kavuruyordu. Amerika Karşıtı Faaliyetler Komitesi, komünist olduğundan kuşku duyduğu herkesi sorguya çekiyor; itirafta bulunmaya, arkadaşlarını, çevresini ihbar etmeye zorluyordu. Hitler iktidara gelince ülkesini terk ederek ABD’ye yerleşen Albert Einstein 1930’larda Almanya’da yaşadıklarının bu ülkede de yinelendiğini gördü, korkmadan itiraz etti. İfadeye çağrılanların “ülkesinin çıkarlarını korumak için kişisel mutluluğunu feda etmeye, ekonomik felakete uğramaya ve hapse girmeye hazır olması gerektiğini” söylüyordu. (Carl Sagan; Broca’nın Beyni, Say Yayınları) McCarthy bu çağrıya “Bu çeşit tavsiyelerde bulunanlar bizzat Amerikanın düşmanıdır” diye yanıt verdi. Kimin neyin düşmanı olduğunu artık biliyoruz. Peki, McCarthyciliğin ölüp gitmediğini de biliyor muyuz? Bu kendine özgü Amerikan faşizmi bugün de zaman zaman başını kaldırıyor, uygulamada göreve çağrılıyor; İkiz Kuleler’e terör saldırısından sonra olduğu gibi “yasal” kılıflar yaratabiliyor. En can alıcı maddelerinin uygulanması 2015’e kadar uzatılan Yurtseverlik Yasası (Patriot Act) ve Guantanamo McCarthyciliğin günümüzdeki görünüşüdür. Pek çok ülkede devlet, kendini yurttaşlardan korumanın yolunu bu türden yöntemlerde buluyor. Biz de kendi uzak yakın tarihimizde yaşadık, biliyoruz. “Darbe hukukunun” aydınlardan, işçi önderlerinden, militan gençlerden başlayarak dalga dalga on binlerce yurttaşı zindanlara doldurduğunu, işkenceden geçirdiğini, görüşlerini terk etmeye, arkadaşlarını ele vermeye zorladığını gördük. Gördüklerimiz ve şimdi yaşadıklarımız korkularımızı tazeliyor. O nedenle de öfkeli iktidarlardan çekiniyoruz. O nedenle “özel yetkili” mahkemelere karşı çıkıyoruz. Devlet ve “hukuk” karşısındaki genel kuşkumuz, katmerleniyor. “Özel yetkili” sözünden fena halde ürküyoruz. McCarthy’nin komitesi de Amerikan tarihinde “özel yetkili” bir komiteydi çünkü. “Hitler nasıl iktidara gelmişti” uyarısı, McCarthy hatırlatması iktidar yandaşlarının öfkelenmelerine, gazetelerinden sola, demokratlara veryansın etmelerine yol açıyor. Cesaretimize kaynak olarak direnmeyi öneren, teslim olmamaktan söz eden bir sosyalist bilim adamını, Einstein’ı örnek göstermemiz boşuna değildir. Einstein ve çok az olan benzerlerinden güç alırken, aynı zamanda tarihe bakıyor, sinip susmazsak eğer, karşı çıkışımıza kaynaklık edecek korkumuzu da çoğaltıyoruz. Çünkü, Hitler, muhaliflerini bire kadar kırmış, Amerikan Karşıtı Faaliyetler Komitesi pek çok aydını dize getirmiş, arkadaşlarını ihbar etmek gibi onur kırıcı bir duruma mahkum etmişti. Haklıyız korkmakta. Çünkü 12 Eylül faşizmi de on binlerce insanımızı kırımdan geçirirken, çok sayıda aydını da tıpkı onlar gibi dize getirmeyi başardı. Abanın ve sopanın gücüyle “yola gelen” eski dostlarımız bugün “özel durumları” savunuyorlar. Genel gidişe gözlerini kapatarak “özel” durumların övgüsüne girişiyor, “özel” mahkemelerin varlığına, uygulamalarına övgüler düzüyorlar. İddiaları odur ki, şimdiki uygulamaları görmemek, demokrasinin geleceği açısından yararlıdır. Öyle olmadığını biliyoruz, tarih öyle olmadığının tanığıdır. Seçime az bir zaman kaldı. Baraj sınırının altında kalan siyasi partiler bu zorbalığı açığa çıkarmak için farklı yöntemler deniyorlar. Umarız başarırlar. Seçim sonuçları da, öyle görülüyor ki, dört partinin alacağı oylarla şekillenecek. Sonuç öyle ölçülecek. Öyle ölçülmemelidir. Türkiye’nin işi zordur. Yakın gelecek, uzak geleceğin izlerini içinde taşımazsa McCarthycilik her zaman kazanır. O nedenle sonuçları dört parti ile sınırlamayın, geleceğe de oy verin. Hakaret edebiyatı SELDA GÜNEYSU OLCAY AKDEN Z Sanatçılar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’daki konuşması sırasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirirken söylediği “Yanına aldığın sanatçı müsveddeleri ile mi ayakta kalacağını sanıyorsun?” sözlerine tepki gösterdi. Tepkiler şöyle: TOBAV Genel Başkanı Tamer Levent: Sormak istiyorum Sayın Başbakan’ın yanında hiç mi sanatçı yokmuş? Erdoğan, bundan bi r yıl önce “demokratik açılım” çerçevesinde tiyatro ve sinema dünyasının ünlüleriyle bir araya gelmişti. Bu bir çelişki değil midir? Başbakan sanatçılara ilgi göster diği zaman bu kabul edilebilir bir şey oluyor da, bir sanatçı demokrasinin gereği çok partili rejimde muhalefet partisinden yana olunca mı durum kabul edilemiyor? AKP’den olunca sanatçı, olmayınca “müsvedde” mi olacak sanatçılar? Toplumun kültürel değerlerinin olması gerek. Devlet adamlığı da topluma örnek teşkil eder. Sinema Sanatçısı Tarık Akan: Nükleer santralın patlamasıyla tüpün patlamasını birbirine karıştıran bir lidere, bir Başbakan’a yanıt vermek istemem. Başbakan cahiller okuluna gitmeli, cahiller hastanesine yatmalı... Dünyada bunun başka bir örneği yok. saklamayın Gerçekleri karartma gayreti Açıklamada, seçimlere gidildiği günlerde yurttaşların aklını bulandırıp, “yandaşların aklanmaya” çalışıldığı anlatıldı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Hüseyin Güzelgül de haber için “Düzmecedir, gerçekleri karartma gayretidir, inandırıcılıktan uzak ve bilgi çarpıtma amaçlıdır” derken, Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu da “Madımak katliamını aklayıp, saklamayın” diye konuştu. Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı’ndan yapılan açıklamada Madımak’ta 4 PKK’li haberine yönelik, “Savcılığın araştırması bu haberin içeriğinden ibaretse gerçekliği yoktur” denildi. Müzisyen Bülent Ortaçgil: Müsvedde sözünü kendisine iade ediyorum. Heykeltıraş Mehmet Aksoy: Sanatı küçümsüyor. Arkeolojik kazılar sonucunda çıkan eserlere “çanak, çömlek” diyor. Allah herkese bir sanat cevheri vermiş. Onun nasibine de böylesi düşmüş. Şimdi, “kaset siyaseti” ile gündem değiştirilmeye çalışıyor. Politikacıların başrol oynadığı bir ülkede sanatçılara bu şekilde sözler söylenmesi normal. Ayrıca bu bir düzey meselesi. Bu bir fakirliğin dışavurumu. Küfür ve hakaret edebiyatıyla bir yerlere varılamaz. Kültür SanatSen Genel Başkanı Yavuz Demirkaya: AKP’nin iktidarı süresince, sit alanları, heykeller, anıtlar, tiyatro, kısaca sanat “rant”a dönüşa tü. Kendilerinden olmayanları “ötekileştiren” bir üslubu asla tasvip etmiyorum. Politikacıların bu tür sözler sarf ederken, bu sözlerin yaratacağı tahribatı iyi bilmeleri gerekir. CHP Muğla Milletvekili Adayı Tolga Çandar: Türk kültürüne zerrece saygısı yok. 12 Haziran’da koltuğundan indirilmeli. Bu yorumundan, yaşamı boyunca hiçbir gönüle gerçekten giremediğini anladığımız Başbakan için bu durum çok acıdır. Allah yardımcısı olsun. Seçim günü yaklaştıkça paniğe kapıldığı anlaşılan Sayın Başbakan’ın bu durumdan ruh sağlığının olumsuz şekilde etkilendiği ortadadır. Katliam sanıklarından Cafer Erçakmak, Aziz Nesin’i itfaiye merdiveninden itmeye çalışmıştı. nternet Yayıncıları Derneği: Cinsel içerikli site yoğunluğu var gibi gösteriliyor T B 13 bin siteyi kapattı SEV L ARINAN ANKARA Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), 22 Ağustos’ta uygulayacağı “güvenli internet” dönemi öncesinde, 13 binden fazla internet sitesini kapattı. İnternet Yayıncıları Derneği’nin rakamlarına göre TİB’in şiddet, bahis ve müstehcen içerikleri öne sürüp kapattığı site sahiplerinin mağduriyeti bilişim dünyasında endişe yaratırken yeni dönemle birlikte Türkiye’nin uluslararası düzeyde proje ve yatırımlarda söz sahibi olamayacağı belirtildi. İnternet sitelerinin kapatılması sürecinde site sahipleri yanında, kullanıcıların da şikâyetçi olduğuna dikkat çeken İnternet Yayıncıları Derneği Genel Sekreteri Kudret Ulu, www.youtube.com yasağının ardından sitelerdeki kapatma hızının arttığına dikkat çekti. Sitelerin genellikle cinsel içerikler nedeniyle kapatıldığını kaydeden Ulu, “Hiçbir fonksiyonu ya da güncellemesi olmayan siteler dahi cinsel içerikli site yoğunluğu var gibi gösteriliyor. Ve bu noktadan yola çıkılarak, yani cinsellik öne sürülerek bu sürecin başlaması sağlanılmaya çalışılıyor. Kapatmalarla birlikte site kullanıcıları derneğimize şikâyet başvurusunda bulundu. Ve yasaklamaların gündemde kalıp sürecin devam etmesinin önüne geçilmesini istiyorlar” dedi. MHP’li vekillerin görüntülerinin yer aldığı “fileserve” ve “rapidshare” sitelerinin yanlış yöntemlerle kapatıldığına dikkat çeken Ulu, şunları söyledi: “Biriki içerik için sitelerin tümünün yasaklanması, olumsuz durumlar ortaya çıkarabilir. Tüm içeriğe erişememek, sitelerden içerik alan, yükleyen ve kullananlar için tamamen kaos olabilir. Söz konusu iki sitenin kapatılma sebebi müstehcenlik ama yanlış. Çünkü o siteler müstehcenlik içerikli siteler değil. çeriğinin tamamı incelense, sitelerde müstehcenlikle alakalı dosya sayısı çok komik derecede az. Yani bir sorun varsa ve ortadan kaldırılmak isteniyorsa, tümden erişim engeli olmamalı.” ‘Gizliliği ihlal’den beraat etti HÜLYA KESK N 40 yıl kolay geçmedi Törende konuşan Sinan Cemgil’in arkadaşı Tuncer Sümer, Sinan Cemgil’e seslenerek “Sevgili Sinan, katledilişinizin üzerinden 40 yıl geçti. Bu süre bizler için hiç kolay olmadı. 40 yılda Türkiye değişti, devrimciler değişti, dünya değişti. Ancak bizleri umutlandıran bir şeyler de oldu. Bu yıl 1 Mayıs’ta Taksim’e çıktım. Gençlerin sizlerin fotoğraflarını taşıması ve devrime olan inançları beni mutlu etti. Bir de üzüntülü günlerimiz oldu. Hıdır Amca’yı, Halit Ağabey’i ve yoldaşın Orhan İyiler’i kaybettik. İnan sen de olsan bugün o gençlerin sosyalizme olan inancına sevinirdin” dedi. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) Yıldız simit istedi İstanbu Haber Servisi Ergenekon soruşturması kapsamında Silivri Cezaevi’nde tutuklu gazeteci Müyesser Yıldız’ın, savcı Zekeriya Öz hakkında “görevi kötüye kullanmak” iddiasıyla açtığı davaya 2 Haziran tarihinde Sirkeci Adliyesi 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde devam edilecek. Öz hakkındaki açtığı davaya katılmaları için basına çağrıda bulunan ve 6 Mart 2011’den bu yana tutuklu bulunan Yıldız, “Savcı Öz hakkında açtığım manevi tazminat davası tutuklanmamda etkili oldu. Dava Engenekon’da özel hayatları, haberleşme özgürlükleri lime lime edilen yüzlerce insana emsal olacak ve Öz torunlarının bile altından kalkamayacağı bir tazminat yüküyle karşı karşıya kalacaktı. Artık kurtuldu. Devlet ödeyeceği için o parayı istemiyorum” dedi. Duruşması Sirkeci Adliyesi’nde görülecek olan Yıldız, cezaevinde simidi çok özlediğini belirterek duruşmaya katılacak olan meslektaşlarından “simit” istedi. Ergenekon soruşturması kapsamında 88 gündür tutuklu bulunan gazeteci Nedim Şener, Milliyet gazetesinde 30 Eylül 2010 tarihinde “Şenay Avcı: Kimlikler görev gereğiydi” başlığıyla yayımlanan haberinde eski Emniyet Müdürü tutuklu Hanefi Avcı’ya ilişkin “soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiği” iddiasıyla yargılandığı davada beraat etti. Duruşmaya Silivri Cezaevi’nden sanık Nedim Şener getirildi. Ayrıca duruşmaya Şener’in annesi Hüsni ye Şener, eşi Vecide Şener, yeğeni Eda Yaman, yakınları ve taraf avukatları ile CHP İstanbul Milletvekili adayı Şafak Pavey, Pavey’in annesi gazeteci Ayşe Önal, Hrant Dink’in ağabeyi Orhan Dink de katıldı. Duruşma salonunun küçük olması nedeniyle gazetecilerin çoğu duruşmayı izleyemedi. Mahkeme Şener’in üzerine atılı suçun kasıt ve unsurları oluşmadığından beraatına karar verdi. Şener’in annesi Hüsniye Şener, “Bugün çok mutluyum. Çocuğumun suçlu olduğuna ben de inanmıyorum. İnşallah ötekilerden de beraat edecek” dedi. Şener hakkında 1.5 yıldan 4.5 yıla kadar hapis cezası isteniyordu. stanbul Haber Servisi 68 kuşağının devrimci liderlerinden Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alparslan Özdoğan, katledilişlerinin 40. yılında mezarları başında düzenlenen törenle anıldı. Karacaahmet Mezarlığı’ndaki Şakirin Camii önünde toplanan 68’liler Birliği Vakfı, Mücadele Birliği ve Cemgil’in arkadaşlarından oluşan bir grup, Sinan Cemgil’in mezarı başına kadar yürüdü. Burada saygı duruşu yapıldı. C MY B C MY B Cemgil ve arkadaşları anıldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle