19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 15 MAYIS 2011 PAZAR 6 HABERLER CHP’nin ‘Yeni Tarım Düzeni’ ile yeni bir ‘toprak reformu’ başlatacağı belirtildi Çiftçiye toprak dağıtacak MURAT KIŞLALI ANKARA CHP Parti Meclisi Üyesi ve eski Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, CHP’nin “Yeni Tarım Düzeni” ile yeni bir “Toprak Reformu” başlatılacağını belirterek “Arazi Edindirme Ofisi çalışmalarıyla topraksız ya da yeter toprağı bulunmayan köylülere toprak dağıtılacak” dedi. Hazine arazilerinin, uzun zamandır kullanımında bulunan çiftçilere devredileceğini de söyleyen Günaydın, “Ayrıca mayınlı araziler de mayınlardan temizlenerek yöre çiftçilerinin tasarruf ve tarım amaçlı kullanımına açılacak” diye konuştu. Günaydın tarafından önceki gün Konya’da açıklanan CHP’nin “Yeni Tarım Düzeni”nde şu taahhütler yer aldı: Yeni ofis arazi yaratacak: Kaliteli toprağın kullanıma sunulması, nadas alanlarının daraltılması, Hazine arazilerinin işgale uğramadan değerlendirilmesi görevleri, yeni kurulacak Arazi Edindirme Ofisi aracılığıyla yapılacak. AKP döneminde terk edilmiş 2.5 milyon hektar tarım arazisinden başlanarak, Arazi Edindirme Ofisi çalışmalarıyla bu toprakların toprağı olmayan ya da yeter top Ç FTÇ LERDEN EYLEM Mersinli çiftçiler ‘’14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’’ dolayısıyla Mersin Toptancı Hali’ne geldiler. Hal girişinde beraberlerinde getirdikleri biberleri yola döken çiftçiler, açtıkları pankartlar ve sloganlar eşliğinde yürüyerek, Mersin Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği (MERSEMKOM) önüne gelip protestolarına devam etti. rağı bulunmayan çiftçilere kazandırılması sağlanacak. Kullanılmayan tarım arazisi vergilenecek: Bunun yanında Çiftçi Kayıt Sistemi aracılığıyla sürekli işlenmeyen ve değerlendirilmeyen toprakların ekonomiye kazandırılması için vergilemesatın alma yöntemleri kullanılacak. Topraklar çiftçiye krediyle satılacak: Bu şekilde sa tın alınan topraklar, topraksız ya da yeter toprağı bulunmayan üreticilere düşük bedelle kiraya verilecek ya da uzun dönem vadesi ile satılacak. Hazine’ye kayıtlı araziler Arazi Edindirme Ofisi tarafından yararlanıcılarına tarımsal kullanım için sunulabilecek, olmayan yerlerde kadastro çalışmaları hızlandırılabilecek. 20 yıl satamayacak: Kullanıma açılacak Hazine arazileri ve ofis tarafından satın alınacak topraklar köylülere uzun vadeli ve düşük faizli arazi satın alma kredisi verilerek satılacak, bu kredi ile araziyi satın alanların 20 yıl süreyle hiçbir suretle bu araziyi satmaması koşulu getirilecek. Mayınlı araziler çiftçiye dağıtılacak: Kilis, Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak’ta toplam 216 bin dönüm mayınlı alan, yıllık net 31 milyon TL gelir elde edecek şekilde 2.881 hanede 14.405 kişiye istihdam sağlayacak. Mayınlı arazilerde 60’ar dönümlük işletmeler kurularak, pamuk, buğday, mısır, zeytin, antepfıstığı, badem, mercimek, nohut ve sebzemeyve yetiştirilecek. Yönetimde yeniden yapılanma: Tarım Piyasaları Düzenleme ve Destekleme Kurumu oluşturularak dağınık durumda bulunan tarım ve tarıma dayalı sanayilere ilişkin piyasalar arası yönetsel eşgüdüm sağlanacak. Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri’nin yeniden yapılandırılarak etkin bir şekilde çalışması sağlanacak. AKP, Ordu, Kürtler Yeni Dönemde Bekleyiş B.A. “Paşalar şimdi Cumhurbaşkanına topuk vurup selam çakıyorlar” deyince güldüm. Bu kadar mı hazımsız olur insan ve üç kuruşluk içi boş bir laf çakması uğruna, kafası mümkün olduğu kadar büyük bir düşman oluşturmaya çalışır! İlkel bir öç alma duygusunu körükleyen beynin limbik sisteminin esiri olarak!? Her neyse, kendi sorunu tabii ki... Siyasal hesaplaşmaları sürekli olarak açık tutan bir beyin, ülkesine yararlı hiçbir iş üretemez... B.A. ne katkıda bulunmuştur diye kendinize sorunuz... Açık hesap çalışılırsa, herkes kendi kazdığı çukura eninde sonunda düşer! Ama konum bu değil. Ayrıca B.A, AKP iktidarı ile ordu arasında başlayan yeni durumdan habersiz görünüyor! Konum, AKP ve Kürtler... AKP, yani Erdoğan Kürt sorunu yoktur noktasına gelince, milliyetçi bir çizgiye geldi ve MHP ile yer değiştirmeye girişti... Erdoğan seçimlerden sonra, Kürt sorunu ateşinin harlanacağını ve ortamın sıcaklaşacağını hesap ediyor veya görüyor. Önceki gece Ali Sirmen’le birlikte söyleşiye çağırdığımız BDP’li ve İstanbul bağımsız milletvekili adayı Sebahat Tuncel de zaten bunu saklamıyor... AKP Kürt sorununa, bundan böyle, inşa ettiği büyük polis gücü ve TSK ile daha çok yaklaşacak anlaşılan... Zaten ordu PKK ile silahlı çatışma halinde! Bu, ordunun kendi başına yaptığı bir iş değil... Zaten her zaman arkasında siyasal iktidarın desteği olmuştur. Şimdi de AKP bu desteği veriyor... AKP ile TSK arasında yeni bir dönem başladı. Kılıçdaroğlu’na, “AKP ile TSK arasında özellikle Kürt meselesine yaklaşım söz konusu olduğunda, uyumlu yeni bir dönem başladığı fikrinde misiniz ve bu yeni durum gereğince Balyoz ve Ergenekon gibi davaların da hızla sonuçlanacağını öngörür müsünüz” diye sormuştum.. Evet demişti, Kılıçdaroğlu, AKP ile uyumun Büyükanıt ile anlaşmadan itibaren başladığını söylüyor... Mantık basit: Milliyetçiliğe kayıyorsa iktidar partisi ve Kürt meselesi yoktur diyorsa, bunun gereği politikalar devreye girecektir demektir... Eğer iktidar PKK (ve BDP) ile savaşı ön plana alacaksa, bu dönemde İktidarın en büyük/önemli müttefikinin (siyasal olarak da!) ordunun olacağı açıktır! TSK, iktidarın emrinde, salt bir “memurlarbürokratlar grubu” değildir, bazıları hep öyle görmek istese de!! Başlayacak yeni dönemde, TSK’ye açılan bir dizi abur cubur/haksız suçlamalarla dolu siyasal davaların da bir biçimde hızla sonuçlandırılmasını beklemeliyiz... “Müttefikliğin” zorunlu sonucu ve gereği olarak... Zaten çökecek olan bir davayı, daha erkenden çöktürmek, AKP’ye barış için de gereklidir! Yaklaşık altı ay önce bir yazımda şu soruyu sormuştum: AKP ordu ile birlikte Kürtlerin üzerine giderse nasıl bir tutum alacaklardır “Kemalistler”, AKP ile ittifak ederler mi? Kürt meselesi en hassas noktadır. Kürt düşmanlığı da pek çok kesimde yüksektir. Şüphesiz ki burada, Kürt siyasal hareketinin toplumda yarattığı “düşmanlık”, “bölünme”, “ayrılıkçı” algının son derece yüksek olması büyük rol oynamıştır. Bugüne kadarki politikaları genellikle buna hizmet etmiştir. Tabii, bu durumun oluşmasına “Türk” tarafının, yani iktidarların politikalarının da katkıda bulunduğunu anımsamak, olayın doğası gereğidir... Kimse ülkenin bölünmesini kolay kolay istemez! Ama pek çok politika da buna hizmet eder! Kürt siyasal hareketi, olayı salt devlet ile çözeceklerini düşünüyor! Devlet, iktidarın ülkeyi yönetmenin yanı sıra, pek çok politikasını gerçekleştirmek için kullandığı bir aygıttır! Devlet=halk/toplum da demek değildir! Devlet başka, toplum başkadır! Siyasal iktidar ve devleti istese bile, toplum istemezse, ülkenin bütününü ilgilendiren temel sorunların çözümü çok zordur... Burada işaret etmek istediğim nokta, Kürt siyasetçilerin, muhataplarının “devlet”ten çok, bütün toplum olduğunu bilmeleri gerektiğidir! Evet, bu hassas konuda, yeni dönemde, eğer öngörüler gerçekleşirse, AKP’nin müttefikleri kimler olacaktır? Biliyorum, olan yine bizlere olur; her dönemde olduğu gibi, okkanın altına giden; solcular, demokratlar, Cumhuriyetçiler, Kürt meselesinin ülke ve toplum yararına çözümlenmesi için, ama iç ve dış savaşa her zaman karşı çıkan gerçek yurtseverler olur! Bakalım günler neler getirecek?! C HANER’DEN ERDOĞAN’A YANIT: N O B E L Ö D Ü L L Ü YA Z A R O R H A N PA M U K Ergenekoncuya bizden de oy yok DENİZLİ (Cumhuriyet)CHP Denizli milletvekili adayı İlhan Cihaner, “Ergenekonculara, bizden de oy moy yok. Türkiye’yi 12 Eylül’e getirenler Ergenekoncularsa oy yok. Faili meçhulleri işeyenler Ergenekoncularsa bizden de oy yok” dedi. CHP’den milletvekili adayı İlhan Cihaner, Denizli Esnaf Sarayı Konferans Salonu’nda soru cevap toplantısına katıldı. Cihaner, toplantıya katılan bir gencin “Neden alelacele milletvekili adayı oldunuz, aklanmayı beklemediniz?” sorusu üzerine “Bahsettiğiniz iddialar dokunulmazlık kapsamında değil. 2 yıl geçti Adalet Bakanlığı halen benden savunma istemedi. Adalet Bakanlığı bizim yargılanmamızı istemiyor, bu şaibeyle devam etmemizi istiyor” dedi. Cihaner, silahlı suç örgütüne üye olduğu iddiasıyla ilgili olarak da, “Nerede silahlar? 6 tane el bombası bulundu başka bir şey yok. Şimdi düşünün bu suç örgütünün lideri 3. Ordu komutanı. Emrinde uçaklar var, tanklar var, silahlı on binlerce asker var. O el bombaları bu tutuklama nedeniyle elimden alınan başka bir hukuki soruşturmaya ait el bombaları. Maraş olayları ya da Sivas olayları sırasında olası bir iç savaşta köylere muhtemelen kontrgerilla tarafından dağıtılmış bombalar. Yani Türkiye’yi 12 Eylül’e getirenlerle, beni parmaklıklar ardına gönderenler aynı bakış açısına sahip” dedi. Herkesin kendine göre Ergenekon’u oluştuğunu söyleyen Cihaner, şöyle konuştu: “Ben buradan söylüyorum. Ergenekonculara, bizden de oy moy yok. Faili meçhulleri işeyenler Ergenekoncularsa bizden de oy yok. Türkiye’yi iç savaş eşiğine getiren Ergenekoncularsa bizden de oy yok. Ama biz biliyoruz ki Maraş olayları olduğunda, İçişleri Bakanı olan Abdülkadir Aksu oranın vali vekiliydi. Biz biliyoruz ki 12 Eylül faşist cuntasının müsteşarı, sonraların değişmez bakanı Vecdi Gönül’dü.” ‘Gazetecilerin tutuklanması kabul edilemez’ WASHINGTON (AA) Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, Türkiye’de gazetecilerin tutuklanmasını kabul edilemez bulduğunu; hükümet yanlısı gazetelerin bile bu tutuklamaları eleştirdiğini söyledi. Pamuk, “Ergenekon” soruşturması kapsamındaki davalarla ilgili olarak ise “Bu davaları ciddiye alıyorum. Darbe girişimlerine dair gazetelerde okuduklarımı ikna edici buluyorum ve Türk halkının da buna ikna olduğunu düşünüyorum. Hâkimlerin darbe girişimi iddialarını araştırmasını olumlu buluyorum” dedi. Amerikan PBS televizyonunda ünlü sunucu Charlie Rose’un sorularını yanıtlayan Pamuk, bir soru üzerine, Türkiye’de laikliğin gerilediğini düşünmediğini belirtti. Türkiye’nin uygar ülkeler topluluğunun bir üyesi olma doğrultusunda ilerlemekte olduğu ana yolu değiştirdiği ve Mustafa Kemal Atatürk’ün çağdaş medeniyetlere ulaşma hedefine ihanet edildiği düşüncesinde olmadığını ifade eden Pamuk, “Ancak (Türkiye) bu süreci biraz yavaş götürüyor. Umduğumuz ölçüde başarılı gitmiyor” dedi. Pamuk, iktidardaki AKP’nin, önceki yönetimlere göre daha dindar politikacılardan kurulu bir parti olduğunu, ancak ülkenin daha dindar bir yapıya doğru gittiğini sanmadığını öne sürdü. da fazla olmasının bu konuda bir kriter olmaması gerektiğini” söyledi. “Benim değerlerim açısından, herkes ne istiyorsa onu yapabilmeli” diyen Pamuk, “Ordu bize, ‘eğer üniversiteye, hastaneye girmek istiyorsanız başörtünüzü çıkarın’ dememeli. Türk kadınlarına ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmamalı. Benim değerlerim, özgürlükleri, ifade özgürlüğünü, demokrasiyi, laikliği, kültürel ve siyasi değerleri temel alıyor. Bunlara sahip olduğumuz zaman, insanlar hissettikleri doğrultuda davranabilmeli” diye konuştu. Bir soru üzerine, AKP’nin ordunun gücünü azalttığını ve bunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın en başarılı olduğu konu olduğunu ifade eden Pamuk, Türkiye’de ordunun gücünün azaltılmış olmasından mutluluk duyduğunu, ancak bu durumun bazı kesimlerde laiklik konusundaki kaygıları arttırdığını belirtti. Pamuk’un kriterleri... Türkiye’deki yaşam tarzı ve kültürel dokuda da radikal bir değişimin yaşanmadığını söyleyen Pamuk, “Laikliğin korunması konusunda kaygılar var, ama bence ülke daha dindar bir hale gelmiyor. Bundan 1020 yıl önce sokakta içki içen insanlar göremezdiniz” diye konuştu. Pamuk, “Ama daha fazla başörtülü kadın görüyorsunuz. Bu bir anlam ifade ediyor mu” şeklindeki bir soru üzerine, “başörtülü kadın sayısının az ya Yeni bir saflaşmaya hazır olun! C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle