23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 15 MAYIS 2011 PAZAR 4 HABERLER 34 yıl sonra Çankırı’ya ilk giden CHP lideri olan Kılıçdaroğlu’ndan Başbakan’a çağrı Michigan’da Tasarlanan İstanbul Sevgili, Bu yıl İstanbul’a bahar bir tuhaf geldi. Kendini bir türlü doğru dürüst hissettirmiyor. Yıllar içinden geriye doğru bakıyorum, “böyle bir bahar daha var mı?” diye. Elli yıldan ötelere doğru inerken, 1953 baharı takılıyor aklıma. O sene de martnisan aylarında her güneş açmasını hevesle baharın müjdecisi diye algılıyordum hep ve her defasında da yanılıyordum. Bir keresinde yine güneşli bir günü sevinçle karşıladım: Oh işte nihayet bu kez bahar geldi. Yine yanılmıştım. Ertesi gün Karadeniz üstünden, Tuna’nın buzları geldi, insanlar boğazın üstünde yürüyüşe çıktılar. Bu yıl da yine baharı beklerken duyduğumda iliklerime kadar titrediğim, ruhumu donduran Tayyip Erdoğan projeleri geldi. Bunlardan birincisi ne tam olarak yeri, ne tam olarak boyu, ne tam olarak işlevi ne de tam olarak maliyeti belli olan ipe sapa gelmez “kanal projesi”ydi. Ben ciddiye almıyorum. Proje çılgın olduğu için değil, daha ziyade aptal olduğu için. Yoksa yanılıyor muyum? Kimi diyarlarda, asıl ciddiye alınması gereken şeyler aptallık mı? Kanal projesinden biraz sonra açıklanan İstanbul’un iki yakasına iki yeni kent projesi bana daha gerçekleşebilir ve daha ciddi, ama bu yüzden de tabii çok tehlikeli geldi. Ben doğma büyüme İstanbulluyum. Vakıf kaydına göre, baba tarafımın bu kentteki kökeni üç yüz yıl önceye kadar dayanıyor. Eskiden sık sık ve rahatlıkla “Bu kent benim kentim” derdim. Gerçekten eskiden burada İstanbullular yaşardı. Şimdi ise “İstanbulluyum” dediğinde garip şiveli insanlar şu soruyu soruyorlar: Anladık da, nere İstanbullususun? Her yer İstanbullusu yanıt olarak kabulleri ama, cevap “İstanbul İstanbullusu” olunca işte onu bir türlü anlayamıyorlar. Dünyanın büyük kişilikli kentlerinin hepsinin başına gelir mi böyle bir şey bilmiyorum. Ama bir kent kendi özgünlüğünü, özelliklerini koruyup, dışarıdan gelenlere de kendi damgasını basabildiği sürece varlığını ve kişiliğini muhafaza edebilir sanırım. O gibi kentlere tasallut edilebilinemez, onlarla kolay kolay oynanamaz. Dünkü “Açık Pencere”sinden Melih Aşık şöyle sesleniyordu: “Sarkozy çıkar da, Paris’e bir şehir daha ekleyeceğim derse... Merkel mikrofonu alır, Berlin’e iki Berlin daha inşa edeceğiz diye konuşursa... Herhalde çıldırmış derler... O yüzden bu liderler böyle söz edemez.” Haklıydı. Acaba o ülkelerde liderler neden böyle söz edemiyorlar, neden dileyen Paris’e bir Paris, Berlin’e bir Berlin daha ekleyemiyor? ‘Yolsuzluk yapanı açıkla’ Kılıçdaroğlu, “O bakanların hepsini biliyorum. Ey Recep Tayyip Erdoğan, namusluysan, yolsuzluk yapanları açıklarsın” dedi. KIVANÇ EL ÇANKIRI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yolsuzluk suçlamalarına yanıt verirken “Bazı bakanlar milletvekili adayı olmadıysa bunun gerekçeleri vardır” diyen Başbakan Tayyip Erdoğan’a bu bakanları açıklama çağrısında bulundu. Kılıçdaroğlu, “Yolsuzluk yapan bakanı ya da bakanları açıklamazsan namertsin. O bakanların hepsini biliyorum. Ey Recep Tayyip Erdoğan, namusluysan, yolsuzluk yapanları açıklarsın” dedi. Kılıçdaroğlu, 1977’de Bülent Ecevit’in yaptığı mitingin ardından Çankırı’daki ilk CHP mitingini gerçekleştirdi. Mazotu 1.5 TL yapacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, “3.5 TL’ye satılıyor. 1 TL’si KDV, 1 TL’si ÖTV… Onları kaldıracağım, Recep Bey’in boynuna asacağım. Çiftçinin elektrik borçlarını da Allah’ın izniyle toprağa gömeceğiz” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Ben konulara girdikçe Recep Bey’in ezberi bozuluyor. Yeni itiraflarda bulunuyor. Geçen gün bir yolsuzluktan söz ettim. ÖSYM’ye isim vermedim bir bakan mail atmış, bunu söyledim. Başbakan çıktı ‘Adını açıklamazsan namertsin’ dedi. Adını açıklamadım. O kendisi açıkladı, ‘benim’ dedi Hayati Yazıcı. Başbakan ‘Geçmişte bakan olup listeye girmemesinin bir nedeni vardır’ dedi. Yani onlar yolsuzluk yaptı, ben listelere almadım diyor... İlk kez bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, bakanların yolsuzluk yaptıklarını ve o gerekçeyle listeye giremediklerini itiraf Çankırı’dan bekledikleri oyu 30 yıldır alamadıklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Gelmedik, derdinizi sormadık, ‘bize oy verin’ dedik. 12 Haziran’da başbakan olduktan sonra ilk buraya geleceğim” dedi. Bu arada Kılıçdaroğlu’nun seçim otobüsünde bulunan CHP Kütahya Eski l Başkanı Fevzi Esendemir beyin kanaması geçirerek hastaneye kaldırıldı. (AA) ‘Belgelere hazırlıklı olsun’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kılıçdaroğlu, eşi Sevim Kılıçdaroğlu ile Ankara Keçiören’de on binlerce kişiden oluşan coşkulu bir kalabalığa hitap etti. Vatandaşlar balkonlardan, ağaçlardan, çatılardan CHP liderinin konuşmasını izledi. Kendisinin SSK genel müdürlüğü dönemi ile ilgili bir belgeyi eksik açıklayan Erdoğan’a da seslenen Kılıçdaroğlu, “Ben de şimdi belge açıklayacağım hazırlıklı olsun. Boğazımdan aşağıya haram lokma inmedi. Namusumla görev yaptım. Vekil olduğum gün ailemin mal varlığını internete koydum. Şimdi. Keçiören’den çağrı yapıyorum. Tayyip Erdoğan, eğer kendine güveniyorsan istediğim TV kanalında gel beraber SSK’yi konuşalım” dedi. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın bazı bakanları listeye almamasına ilişkin “bir nedeni var” sözlerinin ardından da “Ya yolsuzluğu yapmadım deyin ya da sesinizi kesin” diye konuştu. MHP ve Saadet’li başkanlara ziyaret Çerkeş’in MHP’li Belediye Başkanı Şükrü Tarhan’ı makamında ziyaret eden Kılıçdaroğlu, MHP’li ve CHP’lilerin olduğu sohbette, “Ülkenin çıkarları açısından ortak sorumluluğumuz var” dedi. Ziyaret sırasında bir vatandaş, “Karabük Eskipazarlıyım. 77’de Ecevit geldi, siz de gelin, uğramazsanız intihar ederim” dedi. Kılıçdaroğlu, “1 oy kaybet meyelim, geliriz” karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu daha sonra Orta ilçesinin Saadet Partili Belediye Başkanı Recep Koçak’ı ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, “Hepiniz mütedeyyin insanlarsınız. Kul hakkı yemek günah değil mi? Kul hakkı yiyenler varsa hesap sormak boynumun borcudur. Herkesi kötülüyorlar. Allah’ın yarattığı en değerli varlık insandır” diye konuştu. etti. Yolsuzluk yapan bakanı ya da bakanları açıklamazsan namertsin. O bakanların adı var bende.” ‘Günahları boynuna’ Kılıçdaroğlu, YGS’deki kopya iddialarına da değindi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Şifreli bir sınav yapıldı. ‘Şifre var ama kopya yok’ dediler. Kopya yoksa şifre neden var? Sorumun cevabı hâlâ havada. Savcı bakmış da kopya tespit edememiş... Eğer önce sen ‘kopya yok’ dersen zaten yargı senin emrinde, o da senin dediğini tasdik ediyor. 1.7 milyon çocuğun günahı Ankara’da oturanların boynundadır. YGS’ye nasıl müdahale edildiğini biliyorum.” CHP lideri, Çankırı’nın Çerkeş, Orta, Şabanözü ve Eldivan ilçelerini de ziyaret ederek halka hitap etti. Kılıçdaroğlu “Yok kanaldı, yok boğazdı, öyle işlerle işim yok. Ben önce milletin boğazıyla uğraşıyorum” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, 9 milyon emeklinin tamamının oyunu istediğini söyledi. Erdoğan’ın NATO Genel Sekreterliği için oy kullanmayacağını söylediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Rasmussen başbakan iken peygamber efendimiz ile ilgili bir karikatür yayımlandı. Başbakan oy vermeyeceğiz dedi ama tıpış tıpış gidip oy verdi” dedi. Şabanözü’nde meydandaki “Sofrada kuru soğan, sebebi Erdoğan” pankartını okuyan CHP lideri, “Gözünü şimdi kuru soğana dikecek. Dikkat edin onu bile götürürler” diye konuştu. Kuzene dikkat çekti Erdoğan’ın, SSK genel müdürlüğü döneminde bazı kadrolara akrabalarını atadığına ilişkin iddialarına Kılıçdaroğlu, dün ART televizyonundan yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın teyzesinin oğlu İbrahim Er’in Danıştay’a atandığını ima ederek “Ben hiçbir zaman teyzemin oğlunu Danıştay’a üye yapmadım” dedi. Erdoğan, seçim çalışmaları kapsamında 21. il mitingini ‘baba ocağım’ dediği Rize’de yaptı ‘Dört koldan AKP’ye saldırıyorlar’ Erdoğan, “CHP’si, MHP’si, BDP’si, terör örgütü, Ergenekon’u, onların yandaş, candaş medyası aynı hizaya geçtiler” diye konuştu. ÖMER ŞAN BAHÇEL ’DEN ERDOĞAN’A Sanıyorum, sorunun yanıtı o liderlerden çok, sözü edilen kentlerin hemşerilerinde yatıyor. Parisliler Paris’in, Berlinliler Berlin’in yalnız sakinleri değil, aynı zamanda sahipleridirler de ondan. Paris’in tam göbeğinde olan ve 1969’da yıkımına başlanan Haller’in yerine ne konacağı tartışmalarını ve oranın 12 kilometre ötesindeki Louvre’un avlusuna yerleştirilecek cam piramit münakaşalarını hatırlıyorum da, orada, kentine sahip çıkan Parislilerin tepkisi karşısında neden kimsenin kenti canının istediği gibi yağmalayamayacağını kolaylıkla anlayabiliyorum. Çünkü “Parisliyim” diyenlere orada, “Nere Parislisisin” diye sorulmuyor, çünkü biliniyor ki, orada Parisli “Paris Parislisi”dir. Durum böyle olunca, kent hemşerilerinin uyanık bekçiliği sayesinde tasallutlardan masun kalıyor. Zavallı İstanbul’un kaderinin ağları ise dünyanın öte ucunda, Michigan’da örülüyor. Düşünebiliyor musun Sevgili, İstanbul kendi içinde değil, Michigan’da tasarlanıyor! Dün bu şaşkınlığımı bir dostuma dile getirdim. Yanıtı şu oldu: İktidarı Washington’da dizayn edilen ülkenin metropolü de Michigan’da şekillendirilir. Zavallı İstanbul, zavallı İstanbullular! ‘Kılıçdaroğlu benden tırstı!’ RİZE Cumhuriyet) Seçim çalışmalarını aday olduğu Rize’de sürdüren Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, CHP’nin ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “yeğeninin uygun bir üniversiteye yerleştirilmesiyle” ilgili ÖSYM başkanına gönderildiği iddia edilen elektronik posta konusunda yine ilginç açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun kendisinden ‘tırstığını’ ileri süren Bakan Yazıcı, “Yaptığım istişareler sonrasında, Sayın Kılıçdaroğlu hakkında, bu mesnetsiz, dayanaksız ithamından ötürü 30 bin liralık manevi tazminat davası açmam uygun görüldü” dedi. Zeybek: Sonun Saddam gibi olur İstanbul Haber Servisi Namık Kemal Zeybek, eski DP’nin iktidara gelişinin 61. yıldönümü dolayısıyla partisinin Şişli İlçe Başkanlığı’nda düzenlenen törene katıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Angut” dediği için kendisine 100 bin liralık tazminat davası açtığını belirten Zeybek, angutun avcıların üzerine giden bir kuş olduğunu ifade etti. Zeybek, “Bak seni de uyarıyorum. Bu gidişle başına Saddam’ın başına gelenler gelir ” diye konuştu. RİZE Başbakan Tayyip Erdoğan, seçim çalışmaları doğrultusunda 21. il mitingini “baba ocağım” dediği Rize’de yaptı. Rize ve ilçeleri ile Artvin, Erzurum ve Trabzon’dan gelen partililerin oluşturduğu kalabalığa seslenen Başbakan’ın hedefinde yine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu vardı. Dört bir koldan AKP’ye karşı saldırıya geçildiğini savunan Erdoğan, “CHP’si, MHP’si, BDP’si, terör örgütü, Ergenekon’u, onların yandaş, candaş medyası aynı hizaya geçtiler. İttifak halindeler, gözü kararmış şekilde AKP’ye saldırıyorlar” dedi. Rize’de, CHP’li Binnaz Toprak’ı adını anmadan eleştiren Erdoğan, “CHP’nin bir tane profesör milletvekili bayan, İstanbul’daki Zincirlikuyu Mezarlığı’nın kapısında ‘Her nefis ölümü tadacaktır’ ayeti var, diyor ki çok tiksindirici. Sen profesör, ilim insanı, ilim kadını olabilirsin ama irfan sahibi olamamışsın” dedi. Dört bir koldan AKP’ye karşı saldırıya geçildiğini ifade eden Erdoğan, tüm siyasi partileri hedef alarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çünkü o eski günlerine döndürmek istiyorlar. Bunlara yol verecek miyiz? İttifak halinde AKP’yi hedef tahtasına koydular. CHP’si, MHP’si, BDP’si, terör örgütü, Ergenekon’u, onların yandaş, candaş medyası aynı hizaya geçtiler. İttifak halindeler, gözü kararmış şekilde Ak Parti’ye saldırıyorlar. Kastamonu’da, Silopi’de, Diyarbakır’da polisimize saldırıyorlar. Ama biz, durmak yok, yola devam edeceğiz. Durma ‘Millete posta koyuyor’ AYŞE SAYIN Başbakan Erdoğan, Rize’deki mitingde muhalefet partilerini eleştiri yağmuruna tuttu. Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun TV’de tartışma çağrısına da “Nedir bu kamera aşkı” diye yanıt verdi. (AA) yacağız. Dün Adana seçim büromuza saldırdılar, Doğu’da ve Güneydoğu’da sürekli seçim otobüslerimize, milletvekillerimize saldırıyorlar.” ngellemeye çalışıyorlar’ Erdoğan, “12 Haziran’dan sonra yeni anayasa” dediklerini dile getirerek, “Özgürlükçü, sivil, katılımcı bir anayasa diyoruz. İlk kez millet kendi anayasasını yapacak diyoruz. İşte bunu engellemeye, bunun önünü kesmeye çalışıyorlar. Allah aşkına bakar mısınız, ömrünü CHP ile mücadele ile geçiren 87 yaşındaki bir zat CHP ile kol kola yürüyor, kim olduğunu biliyorsunuz değil mi?” dedi. Erdoğan, şunları kaydetti: “CHP çetelerle kol kola giriyor. BDP, PKK, terör örgütü MHP’yi savunuyor. Dün çok şaşırtıcı bir şey oldu. MHP de PKK terör örgütüne adeta teşekkür etti. Kaset olaylarında MHP’ye arka çıktığı için, kendilerini savunduğu için adeta PKK’ye iltifat etti. MHP ‘E Genel Başkan Yardımcısı aynen şu ifadeyi kullanıyor, dikkat edin, PKK terör örgütü için söylüyor: ‘Demek ki kendilerine özgü fikir ahlakları, namusları var. Takdir duygusuyla söylemiyorum ama kendi içlerinde tutarlı fikir namusu var.’ Bu nasıl bir ittifak, bu nasıl bir AKP karşıtlığı?” ‘Maskesi düştü’ “Kılıçdaroğlu’nun maskesinin bir kez daha düştüğünü” söyleyen Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu sert sözlerle eleştirdi. Erdoğan şöyle devam etti: “Nasıl bir yalancı müfteri olduğunu, temiz insanlara çamur atan nasıl bir müfteri olduğunu bir kez daha bizler ispat ettik. Birkaç haftadır kendisinden bize yaptığı hakaretlerden dolayı özür dilemesini istedik, cevap gelmedi. Siirt’e gitti, orada bizim kutsalımıza saldırdı. Ne dedi? ‘Statükonun Allah’ı Ankara’dadır.’ Bu, adam bu... ‘Milletten, Müslümanlardan özür dile’ dedik, pişkinliğe vurdu. Şimdi aynı şekilde ‘Hayati Bey’den özür dile’ diyoruz, hiç umurunda değil. Niye? Yüz kızarmaz, öyle bir durumu var. Çok pişkin. Söylüyorum ya eğer Türkiye’de yürüyen bir yalan ararsanız, Kemal Kılıçdaroğlu. Bu yürüyen yalan.” Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun “televizyonda tartışma çağrısına” ise “Sayın Kılıçdaroğlu, maalesef o çok sevdiği kameralar Baykal’ın sonunu getirdi. Nedir bu televizyon aşkı? Nedir bu kamera aşkı? Madem televizyonu çok seviyorsun, Yalan Rüzgârı diye bir dizi vardı, yeniden çeksinler sen de çık orada başrolü oyna. Nasıl iyi değil mi? ” yanıtını verdi. KONYAILGINAKŞEHİR MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın televizyonlarda çizdiği pembe tablo ile gerçek Türkiye tablosunun uyuşmadığına dikkat çekerek “Eğer Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi huzurlu, servetine servet katan bir ülke olarak görüyorsa, gözünde miyopluk var, sadece yakınını, yandaşını, hanedanını görüyor demektir” diye konuştu. Bahçeli, “millete posta koymakla” suçladığı Erdoğan’ı, 12 Haziran’da iktidara gelirlerse Yüce Divan’a göndereceklerini de belirterek, “Korkacaksın Erdoğan, çünkü bozkurtun nefesi ensende dolaşıyor” sözleriyle yüklendi. MHP lideri Bahçeli, seçim gezilerini Konya’nın bazı ilçelerini ziyaret ederek sürdürdü. Son dönemde “bisküvi”ye “püskevüt” dediği konuşması internette tıklanma rekorları kıran Bahçeli’ye, Kadınhanı Belediye Başkanı Hulusi Çokgel tarafından “tahinli çörek” ikram edildi. Çokgel, “Efendim sizin püskevüt dediğiniz gibi, biz de buna tahanlı çörek deriz” dedi. ‘9 yılı karşılaştırın’ Bahçeli, konuşmalarında özetle şu görüşlere yer verdi. “2002 yılı ile 2011’i karşılaştır. Hayat seviyeni yükseltmişsen Başbakan’ın durmak yok yola devam sloganıyla kol kola gidebilirsiniz. Ama gerçek bu değilse, AKP’ye oy verenler dahil 2002’yi arıyorsanız, evinizde işsiz varsa yoksullaşmışsanız, işinizi kaybetmişseniz, tarım ürünlerindeki girdilerin fiyatı dörtnala giderken ürününün fiyatı sürünüyorsa, hayvancılıktan geçinemiyorsanız, özelliştirme adı altında şeker fabrikasını peşkeş çektiriyorsan, düşünmen lazım durumun iyi değil diye.” Halıyı götürdüler Erdoğan’ın Rize mitingini tamamlamasının ardından bazı yurttaşların Erdoğan’ın konuşma yaptığı platformun kaplandığı kırmızı halıyı falçata yardımıyla keserek bölüştüğü görüldü. Başbakan Erdoğan, Rize’nin ardından Giresun Osmanağa Meydanı’nda da halka seslendi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle