19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 15 MAYIS 2011 PAZAR [email protected] 18 KÜLTÜR İçimizdeki insanın dansçısı Kültür Servisi 20. yüzyılın en ünlü dansçı ve koreograflarından Martha Graham (18941991), yaşama bundan 20 yıl önce veda etmişti. 50 yılı aşkın sanat yaşamı boyunca, solo danslardan büyük sahne gösterilerine kadar, çoğu “içimizdeki insanı sergilemeyi” amaçlayan 180’den fazla bale ve modern dans yaratan, bunların çoğunda kendisi dans eden Graham, ölümünün 20. yılında, dünyanın pek çok yerinde anılıyor. Graham’in babası, davranışın bedensel anlatımıyla özellikle ilgilenen bir ruh hekimiydi. Pek çokları, babasının bu uğraşının da, ailesiyle California’daki Santa Barbara’ya yerleşmeleriyle birlikte Graham’in burada daha çocuk yaşlarda denizin ritmini keşfetmesinin ve giderek Doğu sanatlarıyla tanışmasının da onun sanatında etkileri olduğunu söylerler. Bugün, dans üzerindeki etkisi, Picasso’nun modern görsel sanatlar, Stravinsky’nin müzik, Frank Lloyd Wright’ın mimarlık üzerindeki etkisiyle kıyaslanan Graham’in meslek yaşamı 1916’da, Ruth Saint Denis ile Ted Shawn’un kurduğu Denishawn Dans Okulu ile başlar. Denishawn yıldızları arasına giren Graham, bağımsız bir sanatçı 20. yüzyılın en ünlü dansçı ve koreograflarından Martha Graham, bedenin kutsal bir giysi, dansın da bedenin ruhunun gizli dili olduğuna inanıyordu. Yapıtlarında da insana özgü çatışma ve duyguları işledi. GALL MARD, 4 ROMANI TEK K TAPTA TOPLADI ‘ nce Memed’ dördü bir yerde Kültür Servisi Fransa’nın en köklü yayınevlerinden Gallimard, Yaşar Kemal’in “İnce Memed” romanlarının dördünü tek cilt olarak yayımladı. Bu yıl kuruluşunun 100. yılını kutlayan Gallimard’ın “La Saga de Memed le Mince” adıyla bastığı kitap toplam 1652 sayfa. Kitabın başındaki 83 sayfalık bölümde, Fransız şair, yazar ve eleştirmen Alain B o s quet’nin Yaşar Kemal’le yapmış olduğu söyleşilere yer veriliyor. Bu bölümde yer alan Yaşar Kemal ve Çukurova fotoğraflarında ise Ara Güler ile Lütfi Özgünaydın’ın imzaları var. Ara Güler’in bir Yaşar Kemal portresi ve Çukurova fotoğrafının yanı sıra Özgünaydın’ın 13 Çukurova fotoğrafı yer alıyor. Özgünaydın, “Dünyada ilk kez Yaşar Kemal’in ‘İnce Memed’ romanlarında Çukurova fotoğrafları yayımlanıyor. Dünyanın en önemli yazarlarından biri olan Yaşar Kemal’in, dünyanın en önemli romanlarından biri olan ‘İnce Memed’ kitabında fotoğraflarımla yer almaktan büyük onur ve sevinç duydum” dedi. Yaşar Kemal, geleneksel masal ve efsane temalarından yararlanarak yazdığı ve ilk kez 1955’te yayımlanan “İnce Memed I”de, ağa baskısı yüzünden dağa çıkan eşkıya İnce Memed tipiyle bir destan kahramanı yaratmıştı. Kırktan fazla dile çevrilen bu ilk kitabı 1969’da “İnce Memed II”, 1984’te “İnce Memed III”, 1987’de de “İnce Memed IV” izlemişti. Yaşar Kemal, bu dörtlemede, yarattığı mitlere sığınan, bunu bir yaşama bağlanma aracı olarak kullanan insanları, efsaneyle gerçeği iç içe vererek anlatmıştı. Her dilden Babil Kulesi Kültür Servisi UNESCO tarafından bu yıl “Dünya Kitap Başkenti” seçilen Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te, ünlü Babil Kulesi, 30 bin kitap kullanılarak yeniden canlandırıldı. 25 metre yüksekliğe sahip kule, Arjantinli sanatçı Marta Minujin tarafından hazırlandı. 50 büyükelçilikten farklı dillerde yazılmış kitapları toplayan Minujin, 7 katlı kuleyi kitaplarla donattı. Daha önce Amerikalı sanatçı Andy Warhol ile de çalışan Minujin, Arjantin’de 1983 yılında askeri diktatörlük tarafından yasaklanan kitaplarla Yunanistan’da bulunan Partenon Tapınağı’nı da inşa etmişti. Kule, 28 Mayıs’a kadar ziyarete açık olacak. olarak New York’ta ilk kez 1926’da seyirci karşısına çıkar. Ne var ki, on yıldan fazla bir süre boyunca Graham’in dansları “çirkin, katı ve anlaşılmaz” olarak nitelenecektir. Bu danslar arasında, Hoenegger’in avangard müziğine uyarlanmış, ABD’de sahnelenen belki de ilk protesto ve toplumsal yorum dansı olan “Revolt” da (Başkaldırı) vardır. İzleyiciler bu danstan etkilenmez; Graham, dans ve tiyatro çevrelerinde alay konusu olur. Sonraları Graham bu 10 yıllık dönemini, bir üniforma gibi giydiği sade jarse giysisini kast ederek “uzun yünlüler dönemim” olarak niteleyecektir. Denishawn’un eski müzik yöneticisi Louis Horst’un, Graham’in yaşamı üstünde derin bir etkisi olur. Graham’in müzik yöneticiliğini üstlenen Horst, uzun süre onun için parçalar besteler. Bu dönemin ürünü olan ve artık bir klasik sayılan solo dans “Frontier” (Sınır Boyu), aynı zamanda Graham’in heykeltıraş İsamu Noguchi’yle uzun süreli işbirliğinin de başlangıcı olur. Noguchi’nin etkisiyle, özgün sahne yeniliklerinden birini gerçekleştiren Graham, ilk kez heykelsi ya da üç boyutlu dekor elemanları kullanmaya başlar. Graham’e göre, dans, bir anlatım aracı olduğu kadar, tiyatro gibi insanın tinsel ve duygusal özünü de araştırıyordu. Örneğin, Yunan söylence kahramanı İokaste’yi konu alan “Night nsan denilen mucize Journey”de (Gece Yolculuğu), bütün dansdram, İokaste’nin, öz oğlu Oidipus ile yattığını öğrendiği anda geçiyordu. Yapıt, trajedinin kurbanı olarak Oidipus’u değil, İokaste’yi işliyordu. Graham, yarım yüzyılı aşan sanat yaşamında, hemen her zaman insana özgü çatışma ve duyguları işlemişti. Dekorlar ve çağlar değişse bile, Graham’in büyük galerisinde yaşayan portreler her zaman içteki varlığı araştırıyordu. Amerikan sınır boyu yaşamından ve eski Yunan söylencelerinden esinlenen Graham’in, “Bir dansçının bedeninde kendimizi görmeliyiz; gündelik eylemlerin öykünülmüş devinimlerini, doğa olgularını, başka bir gezegenden egzotik yaratıkları değil, insan denilen mucizeden bir şeyler görmeliyiz” demesi boşuna değildi. Pek çok dans eleştirmenine göre, Graham, bedenin, hem iç hem de dış uyaranlara kaslarıyla tepki göstermesine dayalı bir dans tekniği yaratmıştı. Onun modern dans alanında geliştirdiği bu teknik, hem amansız bir disiplini hem de üstün bir virtüözlüğü gerektiriyordu. “Bedenin kutsal bir giysi”, “dansın da bedenin ruhunun gizli dili olduğuna” inanan Graham, “Beden asla yalan söylemez; sözcüklerin söyleyemediğini söyler” diyordu. Sanatı ve ustalığıyla izleyiciyi her zaman şaşırtabilen Graham, uzun bir süre modern dansın en önemli adı oldu. Pek çok ülkede yıllar boyunca modern dans öğretmenleri yetiştirdi ve kendinden sonra gelen kuşakların modern dansçıları ve koreograflarını derinden etkiledi. Kendine özgü dans tekniği Serbest Radikaller / Orient@llmusic /Ares Müzik Serbest Radikaller, bir proje olarak dört yaşında, lideri ise ilk albüm “Orient@llmusic”de söz ve müzikleri imzalayan (aynı zamanda düzenleme ve vokal yapan, gitar ve bas çalan) Jehat Hekimoğlu. Diğer müzisyenler; vokalde Banu Akın, saksofonda Özgür Atasoy, davulda Kadir Buzkan ve tuşlu çalgılarda İbrahim Eroğlu. Yarısı sözsüz sekiz parça var albümde; toplam yarım saat. Kimilerine bu süre yetmeyebilir, ama lafı uzatmayanlar, dediği net olanlar için kısa değil, hatta tam olması gerektiği kadar. Serbest Radikaller de böyle damıtılmış bir topluluk. Onlar ülkeler, kültürler ve coğrafyalar arasındaki sınırları eritmiş. “Orient@llmusic”, Balkanlar’dan Akdeniz’e, geleneksel havalardan funk’a cazdan reggae’ye uzanıyor. Evde bir odaya kurulan stüdyo olanaklarıyla kaydedilen albümde eğlenceli Balkan motifler de eksik değil. Muadilleri arasında Dolapdere Big Gang, Luxus, Gevende, Kolektif İstanbul, Kırıka, Çamur, Hariçten Gazelciler gibi isimler gösterilebilir. Bazen rengi kararsa da, keyifli bir mizah var bu müzikte; kâh Oh Yeah yerine Oha diyerek sokak ağzına dönüşen, kâh külhan edebiyatına girip çıkan. Türlü insanlık hallerini, yaraya parmak basmadan ti’ye alan. Dinlerken dikkatli olmalı; bu albümün antioksidanı yok. [email protected] Eric Bibb /Troubadour Live with Staffan Astner / Telarc Bugünlerde güzel bir blues albümü arıyorsanız, bu yazıda söz ettiğim albüm iyi bir seçenek olabilir. Amerikalı şarkıcı/şarkı yazarı Eric Bibb yeni albümünü İsveçli gitarist Staffan Astner’la kaydetmiş. Albüm, adından da anlaşılacağı gibi, kendisini gezgin sokak çalgıcılarına benzeten Eric Bibb’in konser kaydından oluşuyor. Aralık 2010’da Uppsala’da bulunan Katarin and All That Jazz adlı kulüpte yapılmış kayıt. Bibb’in birlikte çaldığı gitarist Astner, daha önce Ray Charles, Ian Hunter, Roxette ve Celine Dion gibi isimlerle de çalışmalar yapmış. İkilinin yakaladığı uyum, bazı parçalarda gospel üçlüsü Psalm4’un katılımıyla daha da güçleniyor. Albümün en güzel şarkılarından birisi, soul, gospel etkileşimli “New World Comin’ Through”. Ancak Psalm4 üyesi Andre De Lange’nin, Eric Bibb’e Güney Afrika kabilelerinden Xhosa’nın konuştuğu Bantu dilinde eşlik ettiği “Connected”, sözlerini anlamasanız da ilk dinleyişte insanı sarsacak kadar güçlü. Anılması gereken bir başka parça da, Psalm4 üyesi Paris Renita’nın Eric Bibble ile düet yaptığı “For You”. 47 dakikalık konserden sonra, iki parça da albüme stüdyo kaydı olarak eklenmiş: Bibb’in Avustralyalı şarkıcı/şarkı yazarı Troy CassarDaley ile yazıp kaydettiği “Put Your Love First” ve reggae esintili “If You Were Not My Woman”. Konserin atmosferini yansıtan bu albümü dinledikten sonra ilk yakaladığınız yerde bu yetenekli müzisyeni canlı dinlemek isteyeceğinizden kuşkum yok. www.zulalkalkandelen.com Fotoğraf: SEMA KORKMAZ Modern dansın anası Martha Graham ölümünün 20. yılında anılıyor Yaşar Kemal köyü Hemite’deki nce Memed heykelinin önünde. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle