19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 14 MAYIS 2011 CUMARTES [email protected] 10 DIŞ HABERLER İstanbul Eylem Planı’nda iddialı hedef 2020’ye kadar 48 ülkeden yarısı, gelişmeleri sağlanarak EAGÜ listesinden mezun olacak! BAHADIR SEL M D LEK BERZA Ş MŞEK Ofsayt İran’ın “yasaklı sinemacısı” Cafer Panahi’nin son filmi “Ofsayt”ı görmemiştim. Ahmedinejad rejiminin “6 ay hapis, 20 yıl film çekme yasağıyla” cezalandırdığı yönetmenle, farklı ülkeler farklı dayanışma örnekleri gösteriyor. Dünya sinemasının çeşitli ödüllerle taçlandırdığı yönetmeni unutturmamak adına, filmlerini yeniden gösterime sokmak, bu dayanışma örneklerinin başında geliyor. “Ofsayt”ı İtalya’da böyle “Panahi dayanışması için” yeniden gösterime sokan bir sinemada buldum. Bilet alıp hemen içeri girdim. Berlin festivalinde “Gümüş Ayı” ödülünü kazanan film hafif belgesel kıvamında; 2005 Dünya Kupası elemelerinde İran’ın Bahreyn’e karşı oynadığı “kader maçını” konu ediyor… İran’a “ilk kez” dünya kupası yolu açan maçı, bir ulusal bayram havası içinde 100 bin futbol meraklısı “Tahran Stadyumu’ndan” izliyor… Kadınlar da erkekler kadar; orada, stadyumda olmak istiyor. Ama İran’ın ortaçağ yasaları buna izin vermiyor. İran’da kadınların, erkeklerin bulunduğu bir stadyumda “maç” izlemesi yasak! Ancak genç kuşak İranlılar, geçmişin kadınları gibi “koyun” değil… Bu saçma yasağa boyun eğmiyorlar… “Maçı” doğrudan yerinden izlemeyi amaçlayan ve yaşları yirmiyi geçmeyen bir grup genç kadın, iri gölgelikli basketbol şapkalarını kafalarına geçiriyor; vücutlarını bol gömlek, bol pantolonlarla gizliyor. Suratlarını İran bayrağı renklerine boyuyorlar. Ve ellerine birer İran bayrağı alarak, “oğlan” kılığında stadyum kapısından içeri girmeye çalışıyorlar! Gerçek olaylara dayanan bu trajikomik serüvenin sonunda kadınların bazıları, girip maçı seyretmeyi başarıyor. Yakayı ele verenler ise güvenlik güçlerince stadyumun üst tarafında demir parmaklıklarla çevrili farklı bir bölgede, “iffet polisine” teslim edilmek üzere alıkonuluyorlar. Panahi’nin “Ofsayt”ı, işte bu “ofsaytta” kalan kadınlar üzerine. “Ofsayt”taki kadınlar hayatın dışındalar. “Ofsayt”ta kalan kadınların öyküsü, aynı zamanda “ofsayt”a düşen “rejimin” de öyküsü olmuş oluyor. Kadınlar burunları dibinde oynanan maçın tezahüratlarını, bulundukları yerden duyabiliyor. Ama stadyum duvarının beri yanında olduklarından maçı göremiyorlar. “Madem tutuklanacağız, bırakın bari maçı seyredelim.. bizi sonra tutuklayın!” diye yalvarıyor kimileri… Ancak kadınları alıkoyan genç askerler, “üstlerinden” korktukları için buna izin veremiyor. Gerçekte o genç askerler de aynı düzenin kurbanı… “Kurbanlarıyla” aynı kuşaktan olduklarından, onlar da bu çağdışı yasakları anlamıyor… Filmin en vurucu yanını zaten “rejimin bir numaralı kurbanı olan kadınlarla”, aynı kuşağın mensubu olan askerler arasında geçen konuşmalar oluşturuyor: “Japon kadınlar; İranJaponya maçını burada, bu stadyumda izleyebiliyor da, ben bu maçı niye izleyemiyorum? Benim suçum Japonya yerine İran’da doğmuş olmak mı?” diyen bir “futbol sevdalısı kadına” genç İranlı asker; “Japon kadınlar Farsça bilmiyor. Stattaki küfürleri anlamıyor” diye baştan savma bir yanıtla karşılık vermeye çalışsa da, verdiği yanıttan kendisi de tatmin olmuyor. Filmi İran’ın “Yeşil İsyan”ı ve “Arap Baharı” gelişmelerinden sonra izlemek, insana zihin açıcı bir perspektif sunuyor. 2000 yılında Venedik Film Festivali’nde “Altın Aslan” ödülünü alan Panahi’nin “Daire” filmini de görmüştüm…. Yönetmen, “Daire”de de gene “kadın” sorununa el atıyordu. İran’ı kadınlı erkekli dev bir hapishaneye dönüştüren rejimin gücünü, kadına yönelik baskıdan aldığını anlatıyordu. 2000 in “Daire”si ile, 2006’da çevrilen “Ofsayt” arasında ne var ki çok fark var. “Daire”de kadınlar, “baskıya” boyun eğiyordu. “Ofsayt”ta.. başkaldırıyorlar! Hatta yalnız kadınlar değil, kadınları “tutuklamak zorunda” kalan “güvenlik güçleri” de yanıtı olmayan bu yasaklar karşısında artık afallıyor. Adına ister “küreselleşme”, ister “dünyayla buluşma”.. deyin. Genç İranlı, kendisini bundan böyle yalnız ülkesinin kurallarıyla değil, artık dünyayla ölçüyor. Ve “Benim stadyumuma Japon kadın giriyor da neden ben giremeyeyim” sorusunun yanıtını bulamıyor. Panahi bu filmi; böyle benzer talepler ve soruların arkasına düşen gençlerin fitillediği “Yeşil İsyan”dan üç yıl önce çekmiş… “Ofsayt”ı izlerken Ortadoğu’yu tutsak alan “isyan dalgasının” gerçekte ne kadar basit “özgürlük talepleriyle” ilintili olduğunu anlıyorsunuz. Sofistike siyasi talepler yok bu dalganın arkasında… Ama otoriteyi sorgulayan maç seyretmek gibi! somut istekler var. Bu bir toplumsal değişim işareti. Bu değişimi salt baskıyla durdurabilmek artık zor. İSTANBUL BM’nin İstanbul’da yapılan 4. En Az Gelişmiş Ülkeler (EAGÜ) Konferansı, söz konusu ülkelerin kalkınması için iddialı hedefleri kapsayan İstanbul Eylem Planı’nın yayımlanmasıyla sona erdi. İstanbul Eylem Planı’nda, en azgelişmiş 48 ülkenin 2020 yılına kadar en az yarısının bu listeden çıkarılacak şekilde gelişmelerinin sağlanarak “mezun olmaları” hedefi yer aldı. Konferansın sonunda EAGÜ ülkeleri için gelecek 10 yılda yapılacakların ve bu ülkelerin kendilerinin yapacaklarını kapsayan bir Eylem Planı’nın gelişmiş ortakyol haritası niteliği taşıyan İstanbul ların yardım, ticaret ve gelişim straEylem Planı yayımlandı. 50 saytejilerine daha iyi entegrasyonu falık “20112020 Döneminapı, enerji, sağlanmalı. Üretim kapasitesi başlığı altında; alty gelişimi. de, En Az Gelişmiş Ülke Gelişmiş ortakların yanoloji ve yenilik, özel sektör bilimtek ler İçin Eylem Planı” aret, Mallar. nı sıra gelişmekte olan ülgıda güvenliği ve kırsal gelişim. Tic  Tarım, başlıklı belgenin 10 madda; eğitim, nüfus ve keler de kapasiteleriyle İnsani ve sosyal gelişim başlığı altına, su ve sulama, kadındelik giriş bölümünde, 48 unm uyumlu şekilde, Kuzeytemel sağlık, gençlerin gelişimi, kor uma. ülkeden oluşan en azgeGüney diyaloğunun yerive kadının güçlendirilmesi, sosyal kor da; erkek eşitliği lişmiş ülkelerin dünyada ığı altın ni almayacak ancak takrizler ve yükselen diğer tehditler başl ürülebilirlik, Çoklu toplam 880 milyonluk çevresel sürd mamlayacak mahiyetteki ekonomik şoklar, iklim değişikliği ve azaltılması. nüfusa sahip olduğu GüneyGüney diyaloğu felaketlerde risk doğal anımsatıldı ve “En azgei kaynakları harekete çerçevesinde, yeni Eylem  Gelişim ve kapasite inşası için mal nakları harekete lişmiş ülkelerin yüzde yerel kay Planı’nın uygulanmasına katgeçirme başlığı altında; 75’inden fazlası hâlâ yokborçlar, kıda bulunabilir. geçirme, resmi gelişim yardımı, dış ler. sulluk içinde yaşarken bu hibe Gelecek 10 yıldaki gelişim ıların doğrudan yatırımı, yabanc duruma kayıtsız kalınamaz” stratejisi, yerel üretim kapasitele Bütün seviyelerde iyi denildi. Son 30 yılda sadece 3 ülkeri arttırılarak ve çeşitlendirilerek ihraç yönetim. nin en azgelişmiş ülkeler listesinden meöncelikli büyüme stratejilerini tamamzun olabilmesinin uluslararası toplumu delamalı, tarıma ve kırsal gelişime daha rinden kaygılandırdığı vurgulandı. ler bulunduğu vurgulandı. Bu dersler çok ilgi gösterilmeli. “En fakir, en kırılgan, en zayıf ülkeler EAGÜ’de yapısal dönüşüm sağlave halklar olan EAGÜ ile işbirliği, da şöyle sıralandı. Uluslararası destek tedbirlerinin ba nabilmesi ve fakirliğin azaltılabilmesi, Eyyanışma ve ortaklık içinde bulunmak, lem Planı’ndaki diğer amaçlara ulaşabilsadece ahlaki değil, aynı zamanda eko zıları en azgelişmiş ülkelerin özel ihti mek için mali kaynaklar arttırılmalı. yaçlarını karşılamada sınırlı sonuç vernomik ve siyasi bir zorunluluk” sapta EAGÜ’nün küresel boyutta karar vermasının yer aldığı planda, EAGÜ’nün dün mekte. Bazı durumlarda uygulama zor mede daha etkili bir temsiliyetleri, bu ülya refahı için muazzam bir iş gücü ve do lukları çıkabiliyor ya da politika ahengi ve ğal kaynak potansiyeline sahip olduğu be tutarlılığı yakalanamıyor. Bu nedenle kelerin gelişimi için uluslararası ortamı da lirtildi. İstanbul Eylem Planı’nda bir ön uluslararası destek tedbirleri en azgelişmiş daha iyi hazırlayacaktır. ceki dönemin yol haritası Brüksel Eylem ülkelerin özel ihtiyaçları ve öncelikleri adınerkek eşitliği Planı’nın (BEP) değerlendirmesi de ya doğrultusunda güçlendirilmeli. İstanbul Eylem Planı’nda bu ülkeler için EGAÜ kişi başına düşen gelirleri pıldı. EAGÜ’nün Milenyum hedeflerine ulaşmada bazı ilerlemeler kaydettiği ifa düşük bir grup ülke olarak görmek yeri ayrıca üretim kapasiteleri arttırılarak sürde edilen değerlendirmede, ancak çocuk ne, Eylem Planı bu ülkelerin her birinin dürülebilir, eşitlikçi ve kapsayıcı bir ekoölümleri ve anne sağlığı gibi konularda bu kendine özgü coğrafik zorluk ve kırıl nomik büyüme sağlanması, kadınerkek eşitliğinin sağlanması, ülke ekonomileriülkelerin hâlâ çok gerilerde olduğunun al ganlıklarını dikkate almalı. tı çizildi. En azgelişmiş ülkelerin büyük bir Eylem Planı’nın ulusal gelişim plan nin iklim değişikliği de dahil olmak üzekısmının dışlarındaki ekonomik gelişme ve programlarına entegrasyonu ve bunun re doğal ve çevresel şoklara karşı kırıllere ve değişken sermaye akışına karşı da için gerekli liderlik sağlanmalı. ganlığının azaltılması, mali kaynaklarının ha kırılgan olduğu da bildirildi. Küresel ekonomide ardı ardına gelen geliştirilmesi, demokratik süreçlerin, hukrizler kırılganlıklara ve istikrarsızlıklara kukun üstünlügü ve ilgili kurumların güçıkarılan dersler dair yeni bir bakış açısı yarattı. Bu nedenle lendirilmesi ile bütün düzeylerde iyi bir Brüksel Planı’nın genel değerlendir en azgelişmiş ülkelerin yapısal dönüşüm idari yönetimin oturtulması, insan haklamesinin ardından, bu plandan ulusal, böl lerine üretim kapasitelerini arttırarak ve çe rının korunması, yolsuzluğun azaltılması gibi hedeflere de yer verildi. gesel ve uluslararası çapta çıkarılan ders şitlendirerek yeniden odaklanılmalı. Konferansın son gününde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda Dışişleri Bakanı Davutoğlu da konuştu (Fotoğraf: AA) Türkiye en azgelişmişlerin sesi BERZA Ş MŞEK / BAHADIR SEL M D LEK Öncelikli alanlar . BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı’nın kapanışında konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Türkiye en azgelişmiş ülkelerin sesi oldu, sesi olmaya da devam edecek” dedi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, BM’nin En Az Gelişmiş Ülkeler Yüksek Temsilcisi Cheick Sidi Diarra, konferansın hükümetler arası hazırlık komitesi başkanı ve aynı zamanda Finlandiya’nın BM’deki Daimi Temsilcisi Jarmo Vinanen, konferansın koordinasyon bürosu başkanı Nepal Dışişleri Bakanı Upendra Yadav ve konferans sözcüsü Tim Wall ile birlikte bir basın toplantısı düzenledi. Konferans kapsamında gerçekleştirilen bütün etkinlikler sayıldığında toplam 10 bin kişilik katılım gerçekleştiğini ifade eden Davutoğlu, toplantıyla ilgili en önemli amaçlarının en azgelişmiş ülkelerin kalkındırılması konusunda küresel bilincin oluşması olduğunu vurguladı. Davutoğlu, 50 sayfalık İstanbul Eylem Planı’nın en azgelişmiş ülkelerin kalkınması için 2020’ye kadar hem bu ülkelere hem de gelişmiş ülkelere düşen görevleri net bir şekilde ortaya koyduğunu, tüm sektörlerin de planda içerildiğini söyledi. Davutoğlu, Brüksel Deklarasyonu’nun izleme mekanizması konusunda yetersiz kaldığı yönündeki eleştirileri hatırlatarak, İstanbul Deklarasyonu ile bu açığın giderildiğini ifade etti. Davutoğlu, İstanbul Eylem Planı’nın hayata geçirilmesi için medyadan da destek istedi. Davutoğlu, bir katılımcının “En azgelişmiş ülkeler için her yıl bir araya gelin” önerisi üzerine İstanbul’da 2015’te yine bir EAGÜ Konferansı düzenlemek istediklerini ifade etti. BM Temsilcisi Cheick Sidi Diarra, EAGÜ’nün geçen 10 yıl içinde ortalama yüzde 6.2’lik büyüme gösterdiğini, bu büyümenin dünya ortalamasının üzerinde olduğunu, ancak bu büyümenin istihdama ve gelir eşitliğine dönüşmediğini kaydetti. Diarra, bir gazetecinin sorusu üzerine 56 ülkenin En Az Gelişmiş Ülkeler Listesi’nden önümüzdeki iki yıl içinde çıkabileceğini söyledi. Diarra, bu ülkeleri Samoa, Tuvalu, Vanuatu, Ekvator Ginesi, Angola ve Doğu Timor olarak sıraladı. Bir gazetecinin BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı Akademik Konsey Başkanı Richard Falk’un “Filistin EAGÜ Listesi’ne eklensin” önerisi hakkında karara varılıp varılmadığını sorması üzerine Diarra, listeye dahil olmanın önkoşulunun BM’ye üye olmak olduğunu, daha sonra ise üç kritere bakıldığını dile getirdi. Bakan Davutoğlu da “Filistin’in devlet olarak tanınmasının vakti gelmiştir. Filistin BM tarafından tanınırsa daha sonra listeye girmek için gereken kriterleri karşılıyor mu bakılır. İnşallah Filistin’in listeye girmesi gerekmez” diye konuştu. Konferans çerçevesinde bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, düşüncelerinin konferans bildirgesine yansıtılmadığını dile getirdiler. 4 Kuşaksal değişim Filistin temennisi K Tutsaklar başkaldırıyor! Ç STK’lerden eleştiri ATEŞ AÇMAMA EMR N D NLEMED LER Dış Haberler Servisi Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın güvenlik güçlerine, göstericilerin üzerine ateş açmama emri verdiği bildirildi. Buna karşın dün güvenlik güçlerinin ateşi sonucu en az 6 kişinin öldüğü belirtildi. Muhalif yazar Luai Hüseyin’e göre Esad’ın danışmanı Butayna Şaban, telefon görüşmesinde kendisine, göstericilerin üzerine ateş açılmaması yönünde talimatı yayımlandığını açıkladı. Muhalifler dün de cuma namazı öncesi ve sonrasında sokaklardaydı. Ateş açmama emrine rağmen göstericilere güvenlik güçlerinin ateş açması sonucu en az 6 kişinin öldüğü bildirildi. İngiltere’nin Suriye’nin Londra Büyükelçisi Sami Hiyame’yi çağırdığı ve Esad şiddete devam ederse, yeni yaptırımların rejimin hiyerarşisini hedef alacağı konusunda uyarıda bulunduğu bildirildi. Fotoğraf: REUTERS TALYA’NIN ‘KADDAF YARALI’ DD ASINA JET YALANLAMA Dış Haberler Servisi İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, Toskana’da gazetecilere yaptığı açıklamada, Trablus’taki piskopos Giovanni Innocenzo Martinelli’nden aldığı bilgilere göre Muammer Kaddafi’nin Trablus dışında olduğunu ve hatta NATO saldırılarında vurulduğunu söyledi. Bir radyo kanalı aracılığıyla televizyonda yayımlanan ve Kaddafi olduğu öne sürülen kayıtta ise “Sizin ulaşamayacağınız bir yerdeyim. NATO bombardımanı bana dokunmayacak” ifadeleri kullanıldı. Libya hükümeti de haberi yalanladı. İspanya’da yayın yapan bir radyo, Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcılığı’nın pazartesi Kaddafi hakkında tutuklama emri isteyeceğini duyurdu. Pakistan’da çifte intihar saldırısında 80 kişi öldü, çocukların da bulunduğu 140 kişi yaralandı. Taliban, saldırıları üstlenerek Usame bin Ladin’in intikamının alınmasının amaçlandığını duyurdu. Bin Ladin misillemesi! Dış Haberler Servisi Pakistan dün çifte intihar saldırısıyla sarsıldı. Taliban örgütü, Usame bin Ladin’in öldürülmesine misilleme amacıyla gerçekleştirdiğini duyurduğu saldırıyla Pakistanlıları vurdu. İki patlamada 80 kişi hayatını kaybetti. Ülkenin kuzeybatısındaki Çarşadda kentinde polis akademisine, El Kaide lideri Bin Ladin’in Pakistan’da Amerikan komandoları tarafından öldürülmesinden 11 gün sonra düzenlenen 2 intihar saldırısında ölenlerden 11’inin sivil olduğu, 40’ı ağır 140 kişinin de yaralandığı açıklandı. El Kaide örgütünün müttefiki Pakistan Taliban Hareketi’nin sözcüsü İhsanullah İhsan, Fransız AFP ajansına telefonla yaptığı açıklamada, çifte saldırının “şehit Usame bin Ladin’in intikamının alınması için ilk eylem” olduğunu söyleyerek “Pakistan ve Afganistan’da daha büyük saldırılar bekleyin” dedi. Pakistan yetkilileri, motosikletli olan intihar komandolarınca gerçekleştirilen saldırılarda 10 kilogram patlayıcı madde kullanıldığını, saldırının, genç emniyet mensuplarının, 10 günlük izinlerine gitmek için otobüslere bindikleri sırada meydana geldiğini duyurdular. Çarşadda polis şefi Nisar Han Marvat, ilk intihar komandosunun kalabalığın arasına girerek üzerindeki bombaları patlattığını, diğer akademi öğrencileri yardıma koştukları sırada da ikinci intihar komandosunun motosikletle gelerek kendini havaya uçurduğunu söyledi. Saldırıların ardından polis akademisinin önünde bir kan gölü oluşurken, ölenlerin ayakkabıları ve eşyaları dört bir yana saçıldı. Neye uğradıklarını şaşıran yaralılar, kamyonlara bindirilerek hastanelere götürüldü. Saldırıda bacağından yaralanan Şefikür Rahman, otobüslerde otururlarken önce küçük bir patlama duyulduğunu, birkaç saniye sonra ise ikinci büyük patlamanın geldiğini, kendini yerde, bilinçsiz bir halde bulduğunu söyledi. Yaralılardan Ahmed Ali de “Birinin ‘Allahu ekber’ diye bağırdığını”, ardından da büyük bir patlama sesi duyduğunu ve yaralandığını anlattı. Mitchell istifa etti ELÇ N POYRAZLAR in nişancı Dera’da kesk or. (AP) nıy dehşeti yaşa WASHİNGTONABD Başkanı Barack Obama’nın Ortadoğu Özel Temsilcisi George Mitchell istifa etti. Mitchell, yazılı açıklamasında özel temsilcilik görevini 2 yıllığına kabul ettiğini ve bu süreyi doldurduğunu ifade ederek, ABD yönetiminin Ortadoğu barış sürecine yaklaşımını güçlü bir biçimde desteklediğini belirtti. Obama ise Ortadoğu barış sürecine bağlı kalacaklarını kaydetti. Obama Mitchell’in görevini Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı David Hale’nin sürdüreceğini belirtti. Mitchell’in istifasının Obama’nın önümüzdeki hafta Ortadoğu’daki gelişmelere yönelik konuşmasından ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Washington ziyaretinden öncesine denk gelmesi Mitchell ile yönetim arasında görüş ayrılıkları olabileceği yorumlarına neden oldu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle