26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 MAYIS 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ Ekonomi Sevrisi Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, İhracatçı Eğilim Anketi 1. çeyrek sonuçlarına göre yıl sonuna kadar 200 bin kişilik istihdam artışı beklentileri bulunduğunu belirtti. Büyükekşi, ankete göre yılın ikinci çeyreğinde firmaların yüzde 47.7’sinin üretimin, yüzde 51.2’sinin ihracatın, yüzde 41.9’unun da kapasite kullanım oranının artacağını beklediğini kaydederek anketle ilgili şu bilgileri verdi: İlk çeyrekte firmaların yüzde 32.2’si dış finansman talebi olduğunu belirtti. Kriz döneminde bu yüzde 25 idi. Finansman ihtiya 13 rakam, 3 milyar olan toplam küresel istihdamın yarısına ulaşıyor. Gene ILO verilerine göre, en dar yoksulluk sınırı olarak kabul edilen “günde 1.25 $ gelir” (günde yaklaşık 1 TL, 80 kuruş) kıstasına göre çizilen yoksulluk sınırının altında 632 milyon kişinin çalıştırıldığı ve bu oranın tüm dünya emekçilerinin beşte birine ulaştığı görülüyor. Tekrar vurgulayalım: “Dünyamızda her beş emekçiden birisi günde 180 kuruşun altında bir ‘ücret’ geliri elde edebiliyor.” Eğer “yoksulluk sınırı” biraz daha genişletilir ve günde 2$ (günde 3 TL) düzeyine çekilirse, 1.2 milyar kişinin yoksulluk düzeyinde çalıştırıldığı hesaplanıyor. Bu rakam ise küresel istihdamın yüzde 40’ı demek. Emeğin yoksullaşma süreci, kapitalizmin eşitsiz gelişme yasaları altında istihdam koşullarının enformalleştirilmesi ve emeğin sosyal hak ve ücret kazanımlarının geriletilmesiyle birlikte daha da şiddetleniyor. Kapital’in “Sermayenin Üretim Süreci” alt başlığını taşıyan Birinci Cildi, Nail Satlıgan ile 2005 yılında kaybettiğimiz Mehmet Selik’in katkılarıyla Almanca aslından çevrildi ve Yordam Kitap tarafından geçen günlerde yayımlandı. 875 sayfalık bu dev eser diğer iki cilt ile tamamlandığında, Almanca aslından doğrudan çevirisi ile Türk okuru ilk kez buluşmuş olacak. Yordam Kitap’ın notuna göre, Kapital’i Almanca aslından Türkçeye çevirip yayımlamaya ilk başlayan Hikmet Kıvılcımlı’dır. 1937 yılında başlayan bu girişimi Kıvılcımlı, her ay bir fasikülü yayımlanarak dört yıla yayılacak bir tasarı olarak planlamış. Ancak Kapital’in basımı ilk yedi fasikülün yayımlanmasından sonra Kıvılcımlı’nın tutuklanmasıyla yarım kalmıştı. Bu çabanın ardından 1966/67’de Mehmet Selik’in Sol Yayınları’ndan yayımlanan I. Cilt ve 197578 yılları arasında Alaattin Bilgi’nin toplam üç ciltlik İngilizce’den çevirileri Türk okuruyla buluşmuştu. Yordam Kitap’tan yayımlanmış olan 1. Cilt, güncelleştirilmiş bir “sözlükçe” ve “sonuçlar” ile tamamlanarak okuyuculara sunulmuş, Marx’ın, Kapital’in Fransızca basımında dile getirdiği önsözü anımsayarak: “Bilime giden düz bir yol bulunmuyor ve yalnızca onun dik patikalarını tırmanmaktan çekinmeyenler, aydınlık doruklarına ulaşma şansına sahiptir.” Yordam Kitap emekçilerine bu son derece özverili uğraş için teşekkür borçluyuz. hracatçılar 200 bin istihdam artışı bekliyor cında 7 puanlık artış var. İkinci çeyrekte finansman talebi yüzde 38 olarak belirtiliyor. İhracatın öncelikli sorununun başında yüzde 68 ile döviz kuru geliyor. Ama bu defa buna yakın olarak yüzde 58.8 ile hammadde ve ara malı fiyatları öne çıkmış durumda. Döviz kurları yüzde 82 ile karşımıza çıkıyordu, şimdi emtia ve enerji fiyatları öne çıkıyor. Segui il tuo corso, e lascia dir la genti “Sen bildiğin yoldan şaşma, bırak ne derlerse desinler”... Karl Marx’ın ve Marksizmin temel yapıtı Kapital: Ekonomi Politiğin Eleştirisi’nin ilk baskısı 25 Temmuz 1867’de yayımlanmış. Marx, Almanca olan birinci baskının önsözünü, Dante’nin İlahi Komedya’sından başvurduğu yukarıdaki dizelerle tamamlamaktadır. Kendi ifadesiyle, “Bilimsel eleştiriye dayanan her görüşü hoşnutlukla karşılarım. Kamuoyu denen şeyin hiçbir zaman taviz vermediğim önyargıları söz konusu olduğunda (...) büyük Floransalı’nın şu şiarını benimsiyorum” sözleriyle yukarıdaki başlığı dile getirir ve bilimsel yöntemini açık yüreklilikle ortaya koyar. Kapital’in ilk satırları “meta” kavramına değinir. Marx’a göre, “kapitalist üretim tarzının egemen olduğu toplumların zenginliği, ‘muazzam bir meta yığını’” olarak görünür; bunun basit biçimi tek bir metadır. Bu nedenle, Marx’ın kapitalizmi incelemesi “metanın” analiziyle başlar ve kapitalist üretim tarzı ve onunla uyuşan üretim ve dolaşım ilişkilerinin analiziyle devam eder. Marx, “bunların bugüne kadarki klasik yurdu İngiltere’dir” derken bir yandan da “Alman okuyucuya” seslenir: (Siz “Alman” ve “Almanya” sözcükleri yerine “Türk” ve “Türkiye” sözcüklerini koyarak okumaya devam ediniz.) “Ama Alman okuyucu, İngiliz sanayi ve tarım işçilerinin durumları karşısında ikiyüzlüce omuz silkecek ya da Almanya’da işler hiç de o kadar kötüye gitmiyor diye kendisini iyimser bir havaya bırakacaksa, ona şöyle seslenmeliyim: De te fabula narratar”. Bu noktada, geçen haftaki yazımızda sunduğumuz, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayımlanan verileri bir kez daha anımsamakta fayda var: ILO, “kendi hesabına çalışan küçük üreticileri ve ücretsiz aile çalışanlarını” güvencesiz istihdam (vulnerable employment) olarak tanımlıyor. ILO’nun hesaplamalarına göre, 2009 yılı itibarıyla küresel ekonomide güvencesiz istihdam toplam 1.5 milyar kişi düzeyinde idi. Bu Başkent doğalgaz sil baştan gözler elektrikte Ekonomi Servisi Özelleştir lesinden farklı olarak 2. ve 3. sıme İdaresi Başkanvekili Ahmet rada yer alan teklif sahipleri Aksu, Başkent Gaz’ın yüzde var. Eğer ilk sırada yer alan 80’i için yapılan ihalede en iyi şirket yükümlülüklerini yerine teklifin sahibi olan MMEKA’nın getiremezse, sıralamada yer yükümlülüklerini yerine getire alan şirketlerle görüşmelere memesi nedeniyle iptal edilme geçeriz, yani bir iptal söz kosinin ardından yeni ihaleye bu yıl nusu olmaz” dedi. yaz sonunda ya da sonbaharda çıÖİB tarafından gerçekleştirilen kacaklarını söyledi. ihalelerde MMEKA; Boğaziçi Özelleştirme İdaresi BaşElektrik Dağıtım’da 2.99 milkanlığı (ÖİB), Başkent yar dolar ve İstanbul Gaz’ın yüzde 80’inin Anadolu yakası MMEKA; özelleştirilmesi iha(AYEDAŞ) ihaleBoğaziçi lesinde 1.211 milsinde de 1.813 yar dolarla en yükmilyar dolarla en Elektrik’te 2.9, sek teklifi veren iyi teklifleri verstanbul Anadolu MMEKA’nın, mişti. yakasına 1.8 milyar dolar ihale şartnameMMEKA’nın sinde belirtilen kazandığı elekolmak üzere 4.8 milyar yükümlülükleri trik dağıtım böldolarlık teklif vermişti. yerine getiremegelerinin devrinSüre 31 Mayıs’ta mesi nedeniyle, ihade bir sorun yadoluyor. lenin iptal edildiğini şanması halinde, açıkladı. Boğaziçi elektrik dağıtım bölgesi için ikinci en iyi teklifi 2.751 milyar dolardemezlerse la Aksa Elektrik, üçüncü en iyi ikinciler çağırılır teklifi ise 2.496 milyar dolarla İstanbul’un Anadolu ve Avru Park Holding vermişti. pa elektrik dağıtım bölgeleri için AYEDAŞ içinse ikinci en iyi yapılan ihalelerde de en yüksek teklif 1.812 milyar dolarla Yılteklifleri veren MMEKA’ya bu dızlar SSS, üçüncü en iyi teklif devirlerin yapılıp yapılamayacağı ise 1.515 milyar dolar ile Enerkonusunda Aksu, “İstanbul’un jisa tarafından verilmişti. Buraiki yakasında Başkent Gaz iha daki süre de 31 Mayıs’ta doluyor. İhaleyi 1.2 milyar dolar bedelle kazanan KaramehmetKazancı ödeme yapmadı VakıfBank’tan Şişli Kart Ekonomi Sevrisi VakıfBank ve Şişli Belediyesi işbirliği ile hayata geçirilen Şişli Kart, Şişlililere özel indirimlerle alışveriş, uçuş programı, taksit, worldpuan ve vergi ödemelerinde peşin fiyatına taksit imkânı sunuyor. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, “Şişli’de bu kartla hem indirimli alışveriş yapılacak hem de Şişli’de sosyal sorumluluk projelerine katkı sağlanacak” dedi. Bu arada VakıfBank, konsolide olmayan finansal sonuçlarını açıkladı. Beklentilerin üzerinde bir performansla, geçen yılın aynı dönemine göre karını yüzde 34 oranında artıran VakıfBank, 2011’in ilk çeyreğinde tarihindeki en yüksek karlılık rakamına ulaştığını açıkladı. Bankanın karı 409.2 milyon TL net kar açıkladı. VakıfBank’ın toplam aktifleri bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9.6 oranında artarak 76.3 milyar TL’ye ulaştı. Ö EL Ş M KENTSEL G T. C. BAŞBAKANLIK Kültürün Yerini Rant Alırsa... geçtiği İstanbul’da bugün yaşananlar Haydarpaşa’dan Sulukule’ye, kitabına uydurulan imar planlarına, adım başı dikilen gökdelenlerden, “yaşam alanı” diye lanse edilen alışveriş merkezlerine, katledilen yeşil alanlara kadar bu kadar çarpıklıklar alenen ortalıkta dururken, arkeolojik kazılara “çanak çömlek” diyen bir başbakan bu söylemini utanmadan sürdürürken, çok daha bir beklenti ile izliyor katılımcılar 3.5 saat süren paneli… Hal böyle iken konuşmacıların söylemi vizyoner bir politik vurgunun çok uzağında. AKP’yi temsilen katılan İstanbul Milletvekili İdris Güllüce’ye göre “Kentlerin çarpıklaşEĞ T M masında, kültürel değerlerin korunamayışının nedeni, geçmişi ile barışık olmayan elit, seçkin kesim. ‘Mahalle baskısı’ denilen kavram yüzünden insanlar geleneklerini yaşatamıyor ve bu nedenle çarpık kentleşmeler ortaya çıkıyor”. Bu kadar… Şu soruyu ortaya atmak istiyorum: Güllüce 13 yıl Tuzla BelediSeçim döneminde olmasaydık, 1.7 ye Başkanı olarak görev yamilyon gencin geleceğini yakından pan, aynı zamanda Büyükilgilendiren şifre ve skandallarla dolu şehir Belediyesi BaşkanYGS iptal edilir miydi acaba? vekili de olan ve bu maVe bir soru daha izninizle: Bir Avrupa kamda kendi gönlünce at ülkesinde, bir Güney Kore, Japonya, Çin oynattığı için, AKP’nin ilk gibi Uzakdoğu ülkesinde, bir ABD’de, kez medya tepkisiyle gökısacası bilgi toplumu ülkelerinde YGS tarzı revden aldığı ama bir bir sınavda yaşananlar yaşanmış olsaydı ve süre sonra belediye toplumun her kesiminden bu denli yoğun meclisi tarafından yenitepkiler gelseydi o ülkenin yöneticileri ne den aynı göreve getiriyaparlardı? İşi örtbas edebilirler miydi? len, 2004 seçimlerinde YGS giderek çetrefilleşen bir sürecin içine milletvekili olan bir isim. çekiliyor. Siyasallaşıyor, siyasallaştıkça ‘biz CHP’yi temsilen panele ve ötekiler’ diye ayrıştırılıyor. Her gün farklı bir katılan Prof. Dr. Binnaz skandala imza atan ÖSYM’nin beceriksizliği, Toprak konunun uzmaişleri yüzüne gözüne bulaştırması nı olmadığını ve tamamen tescillendikçe ilgili mercilerin duyarlı bir vatandaş olarak suskunluğu da artıyor. Konu “Kültür Mirası ve Kentsel Gelişme”. Üç siyasi partinin (AKP, CHP ve MHP) milletvekili adayları partilerinin kültür politikaları bağlamında bu konuyu tartışıyor. Paneli düzenleyen kurum Avrupa Kültürel Miras Kurumu EUROPA NOSTRA’nın Türkiye temsilcisi olan Bizim Avrupa Derneği. Hızlı göç ve plansız büyüme ile birlikte çarpık kentleşmenin alabildiğine arttığı Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri. Hele konu toplam nüfusun yüzde 18’ini barındıran İstanbul gibi tarihi bir kent ise daha da önem kazanıyor. Toprak rantının daima siyasi rant ile iç içe kendi görüşlerini anlatacağını söyleyerek gördüğü çarpıklıkları dile getirdi. İyi güzel de nerede CHP’nin kentsel gelişim ile ilgili politikaları? Neden bu kadar yoğun katılımın olduğu bir panelde CHP konuya hâkim bir uzmanını göndermez? Şehir plancısı ya da mimar bir milletvekili adayı yok mu? Hakkını vermek gerekir ki ‘bam teline’ basan kişi uzun yıllar şehir plancısı olarak görev yapan Ahmet Turgut oldu. Evet MHP milletvekili adayı Turgut bunlara değindi ama popülist söylemini de koruyarak... Panelistlerin ardından bir değerlendirme yapan Prof. Zekai Görgülü her üç partinin beyannamesinin de tehlikeli bir popülizmin baskısı altında olduğunu vurgulayarak panelin en can alıcı cümlesini söyledi. Popülizmin siyasette olabileceğini fakat bunun sınırlarının iyi bir şekilde çizilmesi gerektiğini söyleyen Görgülü, bundan sonrası için planlı ve sürdürülebilir bir yaklaşım mı, yoksa projeci bir yaklaşım mı benimseneceğini sorguladı. Kentsel koruma deyince Türkiye’nin duayenlerinden olan Prof. Doğan Kuban ise “59 yıldır restorasyon konusu ile uğraşıyorum. Bugüne kadar benden onlarca koruma planı istediler. Hepsini yapıp önlerine koydum, bugüne kadar hiçbir koruma planının uygulandığını görmedim” diyerek durumun umutsuzluğunu açıkça ortaya koydu. İdris Güllüce’ye gönderme yaparak, kültürün sadece müzik, sanat olmadığını vurgulayan Kuban, fiziksel çevrenin asıl kültürümüz olduğunu söyledi. Kültürün parayla kazanılmadığının, parayla korunması gerektiğinin de altını çizdi ve seçkinler sayesinde her şeyi öğrendiklerini de vurguladı. TOK TOPLU KONUT DARES BAŞKANLIĞI KİRA ÖDEMEK YERİNE, KENDİ EVİNİZİN TAKSİTLERİNİ ÖDEYİN! KAYSERİ MELİKGAZİ 7. BÖLGE (152) KONUT KAYSERİ MELİKGAZİ 6. BÖLGE (72) KONUT KONYA MERAM 1. ETAP (10) KONUT KONYA MERAM 2. ETAP (1) KONUT KIRIKKALE YAHŞİHAN 2. ETAP VE HACIBEY 1. ETAP TOPLAM (11) KONUT AĞRI MERKEZ SUÇATAĞI (5) KONUT EDİRNE MERKEZ (3) KONUT AYDIN MERKEZ (14) KONUT NİĞDE ALTUNHİSAR (1) KONUT KÜTAHYA MERKEZ İNKÖY 3. ETAP (8) KONUT KÜTAHYA TAVŞANLI 3. ETAP (10) KONUT AKSARAY ZAFER MAHALLESİ 4. ETAP (7) KONUT TOPLAM 294 ADET KONUT SATIŞA SUNULUYOR En Düşük Konut Fiyatı 63.773,TL. En Yüksek Konut Fiyatı 154.079,TL. SEÇ ME KURBAN ED LEN GENÇL K 319,TL’den başlayan aylık taksitlerle ÖN ŞARTSIZ, KURASIZ, BAŞVURU ÖNCELİĞİNE GÖRE KONUT ALMA VE SEÇME OLANAĞI 23/05/2011 30/06/2011 tarihleri arasında Kayseri, Konya, Kırıkkale, Ağrı, Edirne, Aydın, Niğde için: T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Kütahya, Aksaray için: T. Halk Bankası A.Ş. Yetkili şubelerine başvuru yapmanız yeterlidir. Detaylı Bilgi İçin: www.toki.gov.tr’yi ziyaret edebilirsiniz. İrtibat Telefonu: 0 (312) 565 20 65 Not: Proje, konut büyüklükleri ve mahal listelerinde bir çelişki olduğu takdirde, uygulama projesi ve sözleşmedeki bilgiler esastır. Basın: 31527 ÇEVRE S YANÜR FELAKET ÖRTBAS ED L YOR Söylem artık şaşırtıcı gelmiyor. Kütahya’daki Eti Gümüş Madeni işletmesinin 3 siyanür havuzunda cumartesi günü meydana gelen çökme, hemen ardından ikincisinin de zarar görmesi üzerine artan endişe son derece doğal. Zira barajda 15 milyon metreküp atık siyanür bulunuyor. Siyanürlü sular sadece üçüncü havuz tarafından tutuluyor. Bir litre suda siyanür miktarı 8 mg olursa insanı zehirliyor, 20 mg öldürüyor. Kütahya’daki atık havuzunda bir litre suda 1000 mg siyanür var. Gerisini siz düşünün, sadece çevre halkını değil oradaki tarlaları, yetişen bitkileri, balıkları… Bugüne kadar her çıkan sorunda şirketlerin yanında olup onların haklarını kıyasıya savunan Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu aynı tavrını sürdürüyor. Çökmenin nedenlerini araştırmak yerine, üstelik bu kez muhalefeti de işin içine katarak “…Şu anda sızma yok ki, neden bahsediliyor? Devlet neyi söylüyorsa doğru söyler…” deyip duruyor. Oysa uzmanlar farklı konuşuyor. 2004’te 41 milyon 200 bin dolara Yıldızlar SSS Holding’e bağlı olan Söğütsen Seramik’e satılan Kütahya’daki Eti Gümüş işletmesinde, defalarca uyarılmasına rağmen neden kapasitesinin üzerinde üretim yapıldığı ve atıksu barajlarının yetersiz kaldığı neden konu edilmiyor? C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle