26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 1 MAYIS 2011 PAZAR 4 Sevgili, Geçen gün bir arkadaşım, muzip muzip sordu: Senin de bir çılgın projen yok mu? Olmaz olur mu, dedim, benim de var, herkesin de vardır bir çılgın projesi. Benim çılgın projem Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Memleket İsterim” şiirindeki özlemine çok uyuyor. Bak ne diyor Tarancı: “Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun Memleket isterim Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun Kardeş kavgasına bir nihayet olsun Memleket isterim Ne zengin, ne fakir, ne sen ben farkı olsun Kış günü herkesin evi barkı olsun Memleket isterim Yaşamak sevmek gibi gönülden olsun Olursa bir şikâyet ölümden olsun” “Çok bir şey mi istemiş ki?..” dediğini görür gibi oluyorum. Bana Ziya Öztan’ın anlattığı, Lütfi Akad ile ilgili bir öyküyü hatırlattı bu. Petrol milyarderi Gülbenkyan, son yıllarında hep şöyle dermiş: Hayatta bir tek arzum kaldı, Boğaz’a karşı iki kadeh rakı içmek, başka bir şey istemem. Olayı Lütfi Akad’a anlatmışlar, kahkahayı, ardından da cevabı patlatmış: Herif her şeyi istemiş yahu! Cahit Sıtkı’nın istediği memleket de ona benzemiyor mu? “Ne zengin, ne fakir, ne sen ben farkı olsun” diyen Tarancı, “Yok edin insanın insana kulluğunu” diyen Nâzım Hikmet’in özlemini dile getiriyor. “Tarancı ne istediğini bilmiyordu” demek istediğimin sanılmasından, yanlış anlaşılmaktan korksam bile, HABERLER sonunu muştuluyor. Hemen belirteyim ki, bu 1 Mayıs gününde, “Yok edin insanın insana kulluğunu” diyen Nâzım çokça anılacak, dünyanın birçok alanında bu çağrı yankılanacak. Ne gariptir ki, kimileri insanın insana kulluğunun sona ermesiyle değil, pekişmesiyle bittiğini ilan ettiler tarihin. Onlara göre insanın insana kulluğu kaçınılmazdı ve insanlığın kaderi de mutluluğu da kulluğundaydı. 1 Mayıs’ı kutlayan ve emeği en üstün değer olarak görenlerin de artık hükmünün kalmadığına, artık insanın insana kulluğunun ebedi olduğuna inanıyorlardı onlar. Elimde “Cumhuriyet Kitapları”ndan nisan ayı içinde yayımlanmış bir kitap var. Yazarı Alev Coşkun, başlığı “Liberal Ekonominin Çöküşü Küresel Kriz”. Kitabın özellikle ilk 151 sayfası, egemenliği kaçınılmaz ilan edilen küresel kapitalizmin liberal sisteminin nasıl çöktüğünü, kapitalizmin özünün nasıl yalanlandığını, Adam Smith’in öngördüğü piyasanın görünmez sihirli eli görüşünün nasıl iflas ettiğini anlatıyor. Hararetle tavsiye ederim okumanı. Sen bu yazıyı okurken Sevgili, Nâzım’ın çağrısını haykıran kitleler, “çılgın proje”leriyle Taksim Meydanı’nı inletiyorlardı: “Dört nala gelip uzak Asya’dan, Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan, bu memleket bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benzeyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları bir daha açılmasın yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim. Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim.” Nâzım’ın söylediğinin ne anlama geldiğinin fevkalade bilincinde olduğunu belirtmek isterim. Ne anlama gelir “Ne zengin ne fakir farkı olsun” demek? Bunun yok olmasını istemek, tarihin sonuna el sallamakla eşanlamlı. Diyeceğim o ki, insanlığın tarihinin sınıf savaşlarından oluştuğu görüşündeki Nâzım “Yok edin insanın insana kulluğunu” derken, tarihin sonunu çağırdığını biliyordu. Demek ki Cahit Sıtkı Tarancı’nın istediği memleketi yaratmaya yönelik olan proje gerçekten devasa boyutta çılgın bir şey, çünkü tarihin ‘Gemi filosuyla sefa sürüyorlar’ çalışmaları kapsamında Yozgat’ın BoğazlıSeçimilçesinde yuttaşlara seslenen MHPErdoğan’a yan Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip yüklenerek “9 yıldır iktidardasınız, işi bulmuşsanız, aşı bulmuşsanız, yoksulluğu gidermişseniz helal olsun, yolunuza devam edin. Ama bunlar olmuyorsa artık edebinizle iktidardan çekilmeyi de bilin” dedi. Herkesin AKP’nin iktidar sürecini iyi değerlendirmesini isteyen Bahçeli, “Dün simitle geçindiğini söyleyenler, bugün gemi filolarıyla sefa sürüyor” dedi. Bahçeli, partisinin “Hilal Kart” projesini de anlattı. BETAM’IN SON ARAŞTIRMASI ‘AKP anayasal çoğunluğu sağlayamaz’ S NAN TARTANOĞLU ANKARA Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (BETAM) son araştırmasında, seçim sonucunda “AKP’nin iktidarını koruma ihtimalinin çok yüksek olduğu, referandum çoğunluğunu elde etmesi ihtimalinin düşük, anayasal çoğunluğu yakalama ihtimalinin ise çok düşük olduğu” belirtildi. BETAM’ın Seyfettin Gürsel tarafından yapılan “Milletvekili Dağılım Senaryoları ve Yeni Anayasa” başlıklı son araştırmasında, kamuoyu araştırma şirketlerinin tahminlerine dayanarak 12 Haziran seçimlerinin ardından TBMM’deki sandalye dağılımı üzerinden tahminler yapıldı. 6 kamuoyu araştırma şirketinin 12 Haziran’da gerçekleştirilecek milletvekili seçimlerine ilişkin tahminlerinin derlendiği araştırmada, “AKP’nin yüzde 44.9, CHP’nin 27.8, MHP’nin 12.4” oy alacağı belirtildi. Araştırmada, sandıktan çıkacak en kötü senaryoda bile “AKP’nin çoğunluğunu koruma ihtimalinin çok yüksek olduğu, referandum çoğunluğuna erişme ihtimalinin ise düşük olduğu” kaydedildi. Anayasal çoğunluk ‘sıfıra yakın’ AKP’nin anayasal çoğunluğa yani Meclis’te 367 milletvekiline ulaşabilmesi için “MHP’nin yüzde 10 seçim barajının altında kalması gerektiğinin” ifade edildiği araştırmada, “Aksi takdirde AKP’nin yüksek çoğunluğu yakalayabilmesi için CHP ve MHP’nin beklentilerinin bir hayli altında, AKP’nin ise bir hayli üzerinde oy alması gerekecektir” tespiti yapıldı. MHP’nin kıl payı barajı geçmesi durumunda, AKP’nin 367 milletvekiline sahip olabilmesi için oy oranını yüzde 52’ye çıkarması gerektiğinin dile getirildiği araştırmada, “Ama bu yetmiyor. Aynı zamanda CHP’nin oy oranının da yüzde 22’ye gerilemesi gerekiyor” denildi. Araştırmada, bu yüksek oy dağılımında bile AKP’nin anayasal çoğunluğu bir sandalye farkla geçtiğinin tahmin edildiği söylenerek, “Dolayısıyla AKP’ye anayasal çoğunluğu veren böyle bir oy dağılımının gerçekleşme ihtimalini sıfıra yakın görüyoruz” denildi. CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI TEK N ‘Başbakan halkını fişliyor’ İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliğine ilişkin açıklamalarını sert bir dille eleştirerek “Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir Başbakan insanları fişleyip ayrıştırıyor. 12 Eylül faşizmi döneminde bile Türkiye’yi yönetenler çıkıp siyasetçilerin mezheplerini açıklamadı. Sayın Başbakan utanmıyor musun?” dedi. Tekin dün Beşiktaş ve Sultangazi’de irtibat bürolarının açılışını yaptı. Açılışlara Sezgin Tanrıkulu, Çetin Soysal, Bihlun Tamaylıgil, Aydın Ayaydın, Hakan Atalay, Aykut Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda vekil adayı katıldı. ‘Haber yapabildiniz mi?’ Sultangazi’de Tekin, Kılıçdaroğlu’nun söylemediği bir sözle ilgili yandaş medyada çıkan haberleri eleştirerek haberleri yapanlara “Türkiye’de bugüne kadar yapılan yolsuzlukların bir tanesini yazabildiniz mi? diye sordu. Kanal İstanbul projesine de tepki gösteren Tekin “1 yıl önce 32 vatandaşımız derede can verdi. Şimdi utanmıyor musunuz ‘kanal’dan bahsediyorsunuz” dedi. Fotoğraf: AA Benim ‘Çılgın Proje’m C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle