19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 1 MAYIS 2011 PAZAR 2 “Bir Mayıs’ta pembe güller açar...” Yalnız güller mi; Taksim Meydanı’nda bu kez hangi güller açacak... Geçmiş Bir Mayıs’lar capcanlı belleklerimizde... Anı değil, birer yaşantı olarak hep. Geçmişte yaşanan her şey unutulmuyor! İstediğin kadar anımsamaktan kaç! On binlerce insan nice Bir Mayıs’larda kentin dört bir köşesinden Taksim’e doğru yürüdü. Marşlar, şarkılar söyleyerek! “Bugün emekçinin günü” diyerek; emeğin, insanlığın en büyük değeri, varlığının nedeni olduğuna inanarak; bunu da iktidardaki anlayışsız kadrolara duyurmak, sezdirmek, benimsetmek isteyerek!.. Önce bir araya geldik Beşiktaş’ta... Ellerimizde sloganlar... Hak arayan, hak isteyen, kör gözlere gerçekleri bir kez daha göstermek için... Boşa mı gitti hepsi? On binlerce emekçi her Bir Mayıs’ta bir araya geldi, bir büyük güç, bir büyük bilinç olduğunu kanıtlarcasına... Ama o günlerde kim varsa iktidarda, duymak, bilmek, öğrenmekten kaçındı. Gizli açık vurucu güçlerini kullanıp bu büyük uyanışı sindir OLAYLAR VE GÖRÜŞLER renlerdenim. Sizler de yaşamadınız mı o Bir Mayıs’ları! Yaşadınız, ama ülke yönetiminin emekten, emekçiden yana bir nitelik kazanması için bir şey yapamadınız. Yapmak istediniz ama karşınızda sopayı, dayağı, silahı, yumruğu, zehirli gazları buldunuz! Tam yükseklere kaldırırken düşürdünüz o bayrağı elinizden! Her Bir Mayıs, bir uyanıştır. Ama sonu gelmeyen! O parti gider, bu gelir, o gider öteki gelir, ama emek düşmanlığı, emeğin hor görülmesi, emekçinin yenilgisi sürer gider... Bugün Bir Mayıs yine! Emek gücü bir kez daha Taksim Alanı’nda toplanacak. Kentin binbir köşesinden gelecekler, bağıracaklar, türküler söyleyecekler; inançla, haklarını dosta düşmana karşı savunacaklar! Sonra yine, bir kez daha, çekilip gidecekler. Yeni Bir Mayıs’a kadar! Bu kez yenilmesek, bu kez uyansak, bu kez emeğin, emekçinin, halkın düşmanları kimdir iyice öğrensek, anlasak diyorum... Bir Mayıs’larda artık gerçek güllerin açmasını bekliyorum. Emek ve Dayanışma Günü… Rasim AKKAYA Bir Mayıs’ta Bilinç Gülleri Açmalı... mek, söndürmek istedi. Sendika mı, sendikalı mı!.. Öyleyse karşımızdadır, öyleyse düşmanımızdır, ne yapmalı etmeli bu uyanışı durdurmalı! Yıllardır sürüp gittiği gibi, emek de, emekçi de, emekten yana olan da susturulmalı... Bu bozuk düzen sürüp gitmeli ki, iktidar yakınları kolayca zenginlik üstüne zenginliklerini katlasınlar!.. Ben Bir Mayıs’ları yaşayanlardanım. O Bir Mayıs’larda gizli güçlerin nasıl yolu kesmek, insanları ürkütmek, sindirmek için cinayetlere bile başvurduklarını gö undan 34 yıl önce meydana gelen ve binlerce katılımcıdan 34’ünün öldürüldüğü 1 Mayıs 1977 İşçi Bayramı katliamı tarihimizdeki unutulmaz yerini aldı. 33 yıl boyunca Taksim Meydanı’nda kutlanmasına izin verilmedi “1 Mayıs İşçi Bayramı”nın… Nihayet, 33 yıl süren 1 Mayıs’ı kutlama uğraşısı, geçen yıl işçi ve memur bütün çalışanlar tarafından “Emek ve Dayanışma Günü” olarak Taksim’de de kutlanmaya başlandı. Çalışanların 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın çok acılı bir olaydan 33 yıl sonra Taksim’de kutlanıyor olması, terörün sonuçta başarısız kılınması anlamında çok önemliydi. Bütün dünyada olduğu gibi B ülkemizde de cinayet, suikast ve katliamlar; siyasi, sosyokültürel ve ekonomik amaçlı olarak gerçekleşiyor. Adına yetkililer bayram diyemeseler de çalışanlar çok güzel bir gün yaşayacaklar… 1 Mayıs, tüm dünyada İşçi Bayramı olarak kutlanırken ülkemizde de özellikle Taksim Meydanı’nda olmak üzere “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanacak. Bu büyük kitlesel eylemi gerçekleştirecek tüm çalışanların Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlarız. Memur ve işçi bütün çalışanlar, bu günü amacına uygun bir bayram havasında yılların özlemi olarak kutlamalıdır. Haydi, en güzel ve tertemiz duygularla Taksim’e… Ayıları Vuracaklar... Ayı avı yaptıran turizm şirketleri, ayı avlamak isteyen yabancı zengin müşterilerini getirecekleri zaman enteresan bir şey olur: Köylüler bir anda “Ayı bizim balı yedi” diye kaymakama koşarlar... Kaymakam valiye, vali de bakanlığa yazar: “Ayılar köylünün balını yediğinden, gerekli tedbirin alınması hususunda....” Tedbir?.. Ayıların vurulması... Tam o sırada Merkez Av Komisyonu toplanır, ayı avına izin çıkar... Ve batının zengin ayı avcıları özel uçakları ile gelip ayıları dürbünlü silahları ile vururlar... Onlar bagajlarında kanlı ayı postları ile dönerken ayı avı yaptıran turizm (!) firmasının adamı da “Ayı balı yedi” diye dilekçe veren köylülere avantalarını dağıtmak üzere yola çıkar... Daha etkilisi ise ayının “kaynanayı yemiş” olması... Kaymakam valiye yazar: “Ayılar vatandaşı ısırdığından gerekli tedbirin alınması hususu...” Vali de bakanlığa bildirir: “Ayılar vatandaşı ısırdığından......” Tabii Karadeniz’de kimsede silah olmadığı için, ayıları vuracak avcılar İngiltere’den gelir!.. Özel uçakla... Kişi başına on binlerce dolar ödeyerek... Balı yiyen ya da kaynanayı ısıran ayı küçük olduğu için, dağların tepesine çıkıp en büyük ayıyı vururlar zengin ayı avcıları... Ve en büyük ayının kanlı postunu gururla evlerine sermek üzere memleketlerine uçarlar... Bir vicdansızlığın öyküsüdür bu... Bugünlerde yine bu yapılıyor... Vali bakanlığa yazdı... Ayıları zengin turistlere vurduracaklar... Siz hiç ayının bebeğini emzirdiğini gördünüz mü?.. Tıpkı bir anne gibi kucağına alır... Kolları ile ona sarılır... Sımsıkı... Sevgiyle... Durmadan öper başını... Ve onu yuvasında bırakıp yiyecek aramaya çıktığında, dönüp dönüp bakar bebeğine... Çünkü belki geri dönemeyeceğini bilir o... C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle