19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 1 MAYIS 2011 PAZAR 10 PAZAR YAZILARI Amiral gemisi Vasa’nın batışı undan tam 50 yıl önce, 24 Nisan 1961 günü on binlerce kişi Stockholm’de kıyıya toplanmış, heyecanla olacakları bekliyordu. Hava pırıl pırıl güneşliydi. Kıyıda toplananların heyecanı gözlerinden okunuyordu. Biraz sonra 333 yıldır su altında yatan Vasa Amiral Gemisi su yüzüne çıkartılacaktı. 40 yıldır sürmekte olan, çıkarılsın mı çıkarılmasın mı, değer mi değmez mi tartışmaları üç yıl önce noktalanmış, Vasa’nın çıkartılmasına karar verilmişti. 10 Ağustos 1628 günü suya indirilen ama biraz ilerledikten sonra batan geminin çıkarılması bütün dünyada ilgi uyandırmıştı. Vasa ile ilgili belgelere göre, başta ABD’de olmak üzere birçok ülkede 100 milyon dolayında kişi geminin çıkartılışını televizyonların naklen yayınlarından izlemişti. Gelişmiş bir savaş gemisi olarak inşa edilen Vasa’nın gövdesi bunca zaman su altında kalmasına rağmen dağılmamıştı. Gemi çıkarıldıktan sonra yeniden inşa ediliyormuşçasına elden geçirildi. Suya indirildiği günkü haline getirildikten sonra Vasa Müzesi’nde sergilenmeye başladı. Geminin çıkarılmasını savunanlar haklı çıkmıştı. Sudan çıkarılışına gösterilen ilgi sürmekte, Vasa Müzesi ziyaretçi rekorları kırmaktaydı. Sudan çıkarılışının ellinci yılında Vasa’yı görmek için müzeyi ziyaret edenlerin sayısı da 30 milyona ulaşmıştı. 30 milyonuncu ziyaretçi, 26 Nisan günü müzeye gelen Amerikalı genç bir kadındı. Stockholm’e yolu düşenlerden Vasa Müzesi’ne uğramayan yok gibidir. Hele ellerinde kameralarıyla Japon turistlerin eksikliği hiç duyulmaz. 333 yıl su altında kalan bir geminin çıkartılıp orijinal haline getirilmesi tabii ki ilgi uyandıracaktır STOCKHOLM ama Vasa’nın batış öyküsü de en az çıkartılışı kadar ilginçtir. O dönemde Kuzey OSMAN İKİZ Avrupa’nın süper gücü olan İsveç, 30 yıl Savaşları’nda anlı şanlı zaferler kazanabilmek umuduyla donanmaya üstün özellikleri olan bir savaş gemisi katmak ister. Kral Gustaf Adolf gemiye çok sayıda top yerleştirilmesini emreder. 69 metre olarak planlanan gemiye yerleştirilecek 64 top için iki kat ayrılır. Geminin inşaatı üç yıl sürer. 10 Ağustos 1628 tarihinde suya indirilen gemi kıyıdan ancak 1300 metre uzaklaşmıştır ki dengesi bozulur ve yan yatar. Açık olan top kapaklarından su girdiği için birkaç dakikada da batar. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 150 kişiden 30’u ölür. Geminin batışını kıyıdan seyreden donanma komutanı sonuca şaşırmaz. 4.8 metresi suyun içinde kalan ancak altı düz olduğundan ve zeminde yeterince ağırlık bulunmadığından, geminin dengesinin kolayca bozulabileceğini anlamıştır amiral. Bu yüzden deneme için güvertede 30 kişinin bir yandan öbür yana koşmasını istemişti. 30 kişinin üç tur koşması geminin dengesinin bozulmasına yetmişti. Kaptan da başına geleceğini sanki tahmin etmişti. Top kapaklarını aslında açmak istememişti. Biraz yan yatması halinde açık kapaklardan gemiye su girmesinden endişe ediyordu. Ama gemisiyle övünmeye hazırlanan Kral’dan korktuğundan top kapaklarını açmıştı. Vasa böyle çok daha havalı görünüyordu. Havalı olmasına havalıydı ama oldukça yukarıya yerleştirilmiş olan 64 topun ağırlığı yüzünden denge bozulmuş ve gemi batmıştı. Vasa o gün batmasaydı denizcilik tarihiyle ilgilenenlerin dışında kimsenin ondan haberi olmayacaktı. Ama battı ve bugün yüz milyonlarca kişi Vasa’nın hikâyesini biliyor. [email protected] B B u yıl Paris’e bahar erken geldi. Yarım asır önce Amerikalı “Crooner”lara “Kestane ağaçlarının çiçek açtığı nisan” şarkılarını terennüm ettiren Paris pek ateşli. Yalnızca ılık güneşi ve pırıl pırıl mavi semasıyla bir ara 27 dereceye kadar yükselen hava veya iç açıcı, gönül ferahlatıcı güzellikleri cömertçe sergileyen kent ve insanlar değildi bu ateşi yaratan. Örneğin, şu sıralar buralarda tezgen/katalizör etken (!) Nicolas Sarkozy’yi de katmak kaydıyla “Kirazlar Zamanı” yelleri esmekte. 82 yıllık (1917 Sovyet Devrimi ve 1989 Berlin Duvarı Devrimi süresini esas alırsak) “Gerçek Sosyalizm” deneyimi ne denli teorileri, umutları kırmışsa, birkaç hafta önce 140 yaşına basan 72 günlük (18 Mart28 Mayıs 1871), “Paris Komünü” deneyimi de o denli düşleri, idealleri beslemeye devam ediyor. Dillere destan şiir ve ezgilere esin kaynağı kentin 1871 baharında yaşayacaklarını 1866’da yalvaçça sezinleyen şair JeanBaptiste Clément’ın dizeleri ebediyen Paris Komünü’ne mal olacaktır: “Kiraz çiçekleri zamanı geldiğinde/ Ve neşeli bülbül ve alaycıkaratavuk kuşları/ hep birlikte şenlenecek/ Güzellerin akılları havada/ Ve âşıkların yürekleri güneşli… Kısadır ama kirazlar zamanı/ Düş görerek sevdiğinle devşirirsin/ Salkım küpeli/ Lâl fistanlı aşk kirazlarını/ Yapraklarından damlar kan yudumları… / Kısadır ama kirazlar zamanı/ Düş görerek devşirirsin/ mercan küpeleri…” 1871 Paris Komünü bugün bile insanın Tanrı, sınıf, cemiyet, cemaat ya da insan Yaşasın Komün! Komün olmasını istemektedir. Fransız adına, insan tarafından insafsızca Devrimi’nin miraslarından Ulusal sömürüldüğü değil, insanın insan adına Muhafızlar Merkez Komitesi (UM) 3 insan tarafından insanca yönetildiği bir Mart’ta gerici ve kraliyetçilerin çoğunlukta dünyayı simgeliyor. Çünkü Komün toplumu, insanı ayırmıyor, sınıflandırmıyor. olduğu hain Versailles yönetimini tanımadığını açıklar. Versailles 17 Mart’ta Şiarı “Özgürlük ve Eşitlik”, istediği tam UM’ın Montmartre tepesinde elinde tuttuğu bağımsız ve gerçek demokratik bir 171 topu geri almak ister. 18 Mart sabaha yönetimdir. Yüzde 1015’in veya yüzde karşı topları almaya gelen askerlere 90’ın (pek de fark etmez) karşı kurulan barikatların üstünde, iradesiyle ele geçirdiği PAR S Monmartre Nöbetçi Komitesi ‘iktidar’ı iki seçim arasında sözcüsü, Dünya Kadın ve İnsan gönlünün dilediği gibi hakları sayfalarına adını altın yolanların demokrasisi değildir harflerle yazdıracak anarşist bir istenen. Komünün 72 günde kadın lider vardır: Louise Michel. gerçekleştirdiği “Geleceğin Askerler komutanlarının “Ateş!” Demokrasisi”dir. Katılımcı, her UĞUR HÜKÜM emrine değil, Louise’nin kardeşlik an hesap vermeye hazır, halkın ve birleşme çağrısına uyarlar. iradesi ve çıkarları Haberin hızla yayılması üzerine doğrultusunda her değişime açık Paris kendiliğinden başkaldırır. bir yönetimdir. İstediği tam saygılı ve Her yanda barikatlar kurulur. Thiers iktidarı toplumsal cumhuriyetçi bir siyasettir. temsilcileri tüm resmi büroları terk ederler. İnsanın hakkının, emekçinin güvenlik ve UM Merkez Komitesi tüm stratejik nokta ve onurunun temel alındığı “Sosyal binalara el koyar. Yerel komitelerin onayını Cumhuriyet”tir hedeflenen. alan UMMK akşam Belediye Meclisi’nde III. Napolyon’un kışkırttığı bir savaş yaptığı uzun bir toplantıdan sonra Paris’te sonucunda Prusya ordusu Paris kapılarına yeni ve bağımsız bir yönetim birimi dayanır. Millet Meclisi’ni Bordeaux’dan kurulduğunu bütün dünyaya duyurur: Versailles’a taşıyan işbirlikçi Adolphe “Yaşasın Paris Komünü!”. Hareketin Thiers hükümeti 1 Mart’ta teslim bayrağını tarihi lideri Louis August Blanqui’nin 17 çeker. Aylardır hem aşağılanan, hem de Mart’ta tutuklanıp bilinmeyen bir yere yoksulluktan kırılan Paris emekçileri ve mevcut siyasi örgütleri Paris’in bağımsız bir kaçırılmasına rağmen Komün gerçekleşir. Devrin en tanınmış aydınları Komün’e sahip çıkarlar. Büyük şair Paul Verlaine Komün’ün Basın bürosu şefidir. 19. yüzyılın en önemli ressamlarından Gustave Courbet Paris 6. Bölge Belediye başkanıdır. Paris Komünü’nü en fazla resimleyen ve destekleyen sanatçıların arasında Edouard Manet vardır. 9 yaşında isyandan hapse atılan ünlü besteci Claude Debussy’nin babası yaman bir Komün sorumlusudur. İsyanların yazarı Jules Vallès, şair Arthur Rimbaud, ilk başta çekinen fakat sonradan yazı ve romanlarıyla sürece sahip çıkan yazar Victor Hugo sıkı Komün dostlarıdır. Eugène Varlin gibi modern sendikacılığın kurucusu sayılan aydınlar dahil yaklaşık 30 bin komüncü “Kanlı Hafta” denen 2128 Mayıs arasında Prusya desteğinde Versailles ordusu tarafından katledilir. 72 gün süresince doğrudan katılım, özyönetim, örgütlenme ve ifade özgürlüğü, laiklik, herkese konut, eğitim ve sağlık gibi bugün bile dünyada yer yer hayal bile edilemeyecek birçok sosyal ve siyasi önlem, ilke uygulanır. Katılımcı demokrasinin, toplumsal cumhuriyetin, bugün en netleşen biçimiyle çağından, çevresinden sorumlu, çağdaş ve evrensel “Yurttaş” kavramının doğduğu, denendiği yuvadır, beşiktir 1871 Paris Komünü. Çağdaşı Marx’ın, “Yeni bir toplumun görkemli öncüsü” diye nitelediği Komün 1 Mayıs Bayramı gibi nice hak mücadelesi ve aydınlık dünya amaç ve düşlerinin yolunu açan bir tarihsel adımdı. Yaşasın Komün! [email protected] içeceğe gerekirse şeker atarmış ama tuz atmayı ollanda’da yemeklerin yanında BRÜKSEL düşünmezlermiş. Analizi anında yaptık ve su ve meyve suyu yerine süt durumun iklim ve yemeiçme alışkanlıkları ile içildiğine ilk tanık olduğumda ilintili olduğu sonucuna vardık! Fransız Brillant şaşırmıştım. Belçika’dan Savarin “Bana ne yediğini söyle, sana kim Hollanda’ya gidenler için ilk göze olduğunu söyleyeyim” derken aslında “ne batan farklılık bu olsa gerek! içtiğimizi” de kastediyor. Bu arada ayranın, Hollanda’da bazı işyerleri ERDİNÇ UTKU AB’nin uluslararası standartlarında Türkçe adıyla yemeklerin yanında ücretsiz süt ve yer alabilmesi için çalışmaların devam ettiğini ayranı andıran yayıkaltı süt hatırlatalım. Standart konusunda görüş birliği oluşturulması (karnemelk) veriyor. Damak tadımıza en uygun durumunda, tüm çalışmaların 2012 yılı sonuna kadar olan ve Türkçeye çoğu kez ayran olarak tamamlanması ve standardın 2013 yılında uygulanması çevrilen tereyağlı süt (karnemelkbuttermilkhedefleniyor. Türkiye’nin ayranla ilgili standardizasyon buttermilch) Almanya ve Hollanda’da pek rağbet gören çalışmasında, ayranın “yoğurt ve sudan oluşması” gerektiği ama Belçika’da yeterince ilgi uyandırmayan bir içeçek. Bu vurgulanıyor. Ayrıca ayranda tuz oranı maksimum yüzde 1 içeceğe tuz atarak ayran niyetine içtiğimi gören Hollandalı olacak ve diğer fermante süt ürünlerine göre süt proteininin arkadaşlar şaşkınlıklarını gizleyemediler. Hollandalılar bu daha çok olmasına dikkat edilecek. Göktürklerin ekşiyen yoğurdun ekşiliğini azaltmak için üzerine su ekleyerek tesadüfen bulduğu ayrana böylece Türk damgası vurulacak! Tabii kimse de bize “ayranı yok içmeye standartla gider AB’ye” falan demeyecek! Hollanda izlenimlerini yazan bir Belçikalı (!) olarak Belçika’nın kuzeyinde yaşayan ve Hollandalılarla aynı dili konuşan Flamanlarla Hollandalılar arasındaki farkları gözlemlemesem olmazdı! Aynı dili konuşan iki komşu arasında bu kadar çok fark olması sık rastlanan bir durum değil. Hollandalılar Flamanlardan daha çabuk ilk isimleri ile hitap etmeye başlarlar. Flamanlar hâlâ yöneticilerine “siz”li konuşurlar. Flaman öğrenci öğretmenine daha az soru sorar. Toplantılardaki ortam iki ülke arasında çok farklıdır. Hiyerarşi duygusu Flamanlarda Hollandalılardan daha fazladır çünkü. Hollanda’da dişil kültür hâkim ve herkesin sözünün dinlendiği bir uzlaşma aranıyor. Eril kültüre yakın Flamanlarda ise önemli olan en iyi kararın alınması. Hollanda’da yaşamak için ters sonuçlar getireceğini, bir sonraki azi Almanyası’nın teslim oluşunun çekiçli bayrağın altında milyonlarca çalışıyorsun. Flaman ise çalışmak için yaşıyor. seçimlerde çok açık şekilde görecekti. yıldönümü olan 9 Mayıs Zafer Ukraynalının öldürüldüğü” Tembel olamazsın, meşgül olmalısın! Yuşçenko’nun yerine gelen Viktor Bayramı yaklaşırken, Ukrayna gerekçesiyle, bu yasaya Hollanda’da kreşten çocuğunu almak için Yanukoviç’in ise Rusya’yla anlaşma parlamentosu, kutlamalarda kızıl uymayacaklarını ve bayram günü kendi işyerinden erken ayrılmak gayet normal. yolunu aramakla birlikte, tahminlerin bayrağın kullanılması yönünde bir illerinde kızıl bayrakların Belçika’da Hollanda’dan daha fazla stres var. aksine, tam anlamıyla Rusya yanlısı bir yasayı kabul etti. Böylelikle, Sovyetler dalgalanmayacağını açıkladılar. Hollanda’da akrabalar ve komşular ne yaptığını lider olmadığı, kısa sürede görüldü. (Her Birliği’nin dağıldığı 1991’den bu yana, Nazilerin yıkım ve katliamına en fazla bilirler. Aynı Türkiye’deki gibi. Gelirler ve şey bir yana, Yanukoviç’in partisi, Doğu Ukrayna semalarında ilk kez, orak maruz kalan ve savaşta Sovyet içeriye göz atarlar. Bu nedenle perdeler açıktır. Ukrayna’nın zenginlerinin toplandığı bir çekiçli kızıl bayraklar boy gösterecek. Ordusu’na her türlü desteği vermiş olan Belçikalı bilmediğini yemiyor. Flaman parti ve bu kesimler, Rus sanayiini Böyle bir yasaya gerekçe olarak, Doğu Ukraynalılarsa, kararı bilinmeyen ve yabancılardan korkuyor. Flaman kendilerine rakip olarak görüyor ve bu Ukraynalıların Sovyet ordusu safında memnuniyetle karşıladı. daha fazla tasarruf yapıyor, daha çok antibiyotik nedenle, Rusya’yla değil, Avrupa’yla çarpışıp Nazileri yenen milletlerden biri Ukrayna’da 2004 yılındaki turuncu kullanıyor ve hastanede doğum yapıyor. Evde bütünleşmeyi tercih ediyor) Yanukoviç, olduğu ve Berlin’e çekilen bayrak devrimle iktidara gelen bir önceki doğurmak Belçika’da büyük risk olarak iktidarının ilk zamanlarında, kendi Sovyet bayrağı olduğu için, Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko, Batı algılanıyor. Hollandalı konuşur, Flaman dinler. seçmen tabanı olan Doğu Ukraynalıların kutlamaların da bu bayrağın altında yanlısı, Rusya karşıtı ve milliyetçi Hollandalı açık sözlüdür bazen gereğinden fazla ülke nüfusundaki ağırlığına yapılması gerektiği gösteriliyor. çizgide olduğundan, her yıl Zafer direkt söyler sözünü. Flaman bunu kaba bulur. bakmaksızın, ülke geneline hitap eden Böylelikle Ukrayna, bu Bayramı’nda, bu bayramın Reklam kampanyalarında bile aynı dil K EV bir anlayışı uygulamaya çalışmış ve bu alanda, Rusya’nın bir adım bütün Ukraynalıların ortak kullanmalarına rağmen farklı anlatım ve nedenle, tarih ve ulusal kimlik ilerisine geçmiş oldu. Zira, bayramı olduğunu, çünkü sloganlar gerekir. Hollandalı öğrenci kendi tartışmalarının mümkün olduğunca Rusya’da Putin’in devlet hangi safta çarpışmış olursa fikrini açıkca söylemek, karşı görüşle ortaya dışında kalmaya özen göstermişti. başkanlığı döneminde Zafer olsun Ukraynalıların nazizm çıkmakla ödül beklerken Flamanlar “uslu” Fakat, yeni yönetimin IMF’yle işbirliği Bayramı’nda Rus bayrağının ve komünizm gibi iki totaliter durmayı öğrenirler. Flamanlardan öğretmenin çerçevesinde uygulamak zorunda yanında kızıl bayrağın da sisteme karşı çarpıştıklarını fikirlerini tekrarlaması beklenir. Hollanda’da kaldığı acı reçete reformları, asılmasının kabul edilmiş söyler ve her seferinde, susan öğrencinin notu düşer, konuşmayı DENİZ Yanukoviç’in desteğini, Doğu olmasına rağmen, Rusların konuşması Sovyet gazilerinin tartışmayı teşvik ederler. Belçikalı üniversitede BERKTAY Ukrayna’da bile epey eritti. IMF, kızıl bayrağında tepkisine neden olurdu. bile hocanın söylediğini kelimesi kelimesine not emeklilik yaşının yükseltilmemesi komünistlerin bütün ısrarlarına Yuşçenko, bir taraftan Batılı eder. Flaman bir şey söylemeden önce emin durumunda Ukrayna’ya kredinin yeni rağmen Sovyetler Birliği ülkelerin bir taraftan da olmak ister. Hollandalı ortalığa atar görüşünü. dilimini vermeyeceğini söylüyor. Diğer bayrağındaki orak ve çekiç, yer ülkedeki milliyetçi kesimlerin desteğini Hollanda’da yaratıcılık, Flamanlarda zamanında taraftan, emeklilik reformlarını almamış, sadece, dört yıl kadar önce, alabilmek için, Rus karşıtı bir Ukrayna yapma önemli. Türkler mi? Onlar da bazen sürdürmenin siyasi intihara yol kızıl bayrağın sol üst köşesine, bir adet kimliği oluşturmaya çalışmış, fakat Flaman bazen de Hollandalı gibi davranıyor. açabileceğini gören yönetim, çıkış yolu beyaz yıldız eklenmişti. Rusya’yla her alanda çarpışan bir Ukrayna Parlamentosu’nun kararı, Aslında bize en yakın olanı Valonlar. yönetime Batılı ülkelerin bile fazla destek bulma çabasında. Böyle olunca, çoğunluğunu Ukrayna’nın dolar önceden tahmin edilebilecek tartışmaları vermediğini kısa sürede görmüştü. Ülke Flamanların algılamasına göre “keyfine düşkün, milyoner ve milyarderlerinin alevlendirdi. Milliyetçi eğilimlerin son içindeyse, Rusya karşıtlığı, sadece Batı çalışmayı sevmeyen, dil öğrenemeyen ve bunu oluşturduğu Ukrayna yönetimi, en derece güçlü olduğu ve halkı İkinci Ukrayna’da oy getirebilirdi. Doğu gayet normal gören” Valonlar! Dönerine azından Doğu Ukraynalıların Dünya Savaşı yıllarında kitlesel olarak Ukraynalılar, Rusya’ya sempati Avrupalı’nın sosunu ve patates kızartmasını sempatisini yeniden kazanmak için Sovyet karşıtı güçleri (gerek Nazi duyuyordu; Orta Ukraynalılar ise ekleyerek Avrupa’ya uyarlayan ve gıda pazarını çareyi, orak çekiçli kızıl bayrağı kuvvetlerini, gerekse Nazilerden ayrı Rusya’yı pek sevmeseler de, Rusya’yla altüst eden Türk’ün ayranımsı Hollanda göndere çekmekte buldu. şekilde Sovyetler’e karşı çarpışan didişmeye de pek hevesli değildi. O içeceğine tuz katması gayet normal değil mi? Ukraynalı milisleri) desteklemiş olan nedenle, Yuşçenko, Batı Ukrayna’nın www.avrasyahaber.net Batı Ukrayna’da il meclisleri, “orak değerlerini bütün topluma dayatmanın [email protected] ‘Ayran’ın H düşündürdükleri... Kızıl bayrak dalgalanırken N C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle