16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 N SAN 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 11 Kaddafi güçleriyle muhaliflerin sınır bölgesinin kontrolünü ele geçirme savaşı komşu ülke topraklarına taşındı Libya çatışması Tunus’a sıçradı Kaddafi güçlerinin Tunus’un sınır kasabası Dehiba’da mevzilenen Libyalı muhaliflere saldırdığını söyleyen görgü tanıkları top mermilerinin bölgedeki evlere isabet ettiğini ve bir kişinin öldüğünü belirtti. Tunus birliklerinin Kaddafi güçlerine ateş açtığı kaydedildi. Dış Haberler Servisi Libya lideri Muammer Kaddafi’ye bağlı güçlerle muhalifler arasındaki çatışmalar ülke sınırlarını aşarak komşu Tunus’a doğru yayılıyor. Muhalif güçlerin geçen hafta ele geçirdikleri sınırdaki kilit bölgenin kontrolünü kaybetmelerinin ardından önceki gün Tunus’un Dehiba kasabasına geçtikleri, Kaddafi’ye bağlı birliklerin de peşlerine düştükleri belirtildi. Tunus’un sert tepkisi sonrası Libya’dan özür gelirken Kaddafi güçlerinin muhaliflerle komşu topraklarda kısa süreli çatışmanın ardından ülke sınırlarına döndükleri duyuruldu. Ancak Kaddafi güçleriyle muhaliflar arasındaki çatışmalar dün yine Tunus topraklarına sıçradı. Reuters ajansının haberine göre, görgü tanıkları Kaddafi güçlerinin Tunus’un sınır kasabası Dehiba’da mevzilenen Libyalı muhaliflere hafif ve ağır silahlarla saldırdığını söylediler. Çatışmanın topraklarına taşınması üzerine Tunus birliklerinin Kaddafi güçlerine karşı savaştığı kaydedildi. Bir görgü tanığı top mermilerinin Dehiba’da bazı evlere isabet ettiğini ve bir kadının yaşamını yitirdiğini savundu. Tunus, Libya güçlerinin topraklarına Kaddafi güçleriyle Tunus tecavüz askerleri arasında çatışma etmesini yaşandı. (EPA) şiddetle kınadı ve “askeri durumun tehlikeli bir tırmanış gösterebileceği” uyarısında da bulundu. Arap isyanının ilk alevlendiği ülke olan Tunus’ta yaklaşık 23 yıllık Bin Ali rejimi yoğun protestolar sonucu devrilmişti. Libya’nın batısında, Tunus sınırı yakınlarında çarpışmalar son günlerde yoğunlaşmıştı. Ülkeyi yaklaşık 2 aydır saran şiddet dalgasından kaçan binlerce kişinin sınırı geçerek Tunus topraklarına sığındığına dikkat çekiliyor. Bu arada NATO’nun, Libya’da muhaliflerin elindeki Zintan kentine saldıran Kaddafi’ye bağlı birliklere hava saldırısı düzenlediği bildirildi. ABD’li BM temsilcilerinin, Kaddafi’ye bağlı askerlerin giderek daha fazla ölçüde cinsel şiddet olaylarına karıştığı ve kadınlara tecavüz eden askerlere cinsel gücü arttırıcı viagra adlı ilacın dağıtıldığı uyarısında bulundukları kaydedildi. Külkedisi Gerçek Oldu Yüzyılın düğünü mü değil mi bilinmez ama kraliyetin ilk “BBG evi” düğünü olduğu kesin… BBC, Skynews, Euronews, CNN, Fox, El Cezire, France 24.. küresel kanalların tümü Londra’yı dün “BBG” evine çevirmişti... Hiçbir düğün bugüne değin Kate Middleton ile İngiliz tahtının veliahtı William’ın düğünü gibi, 2 milyar dünyalı tarafından izlenmedi. “Kalplerin prensesi” Diana ile Prens Charles’ın 30 yıl önceki düğününe küresel medya çünkü yetişememişti. Diana ile Prens Charles’ın dünya evine girdiği yıllarda “reality show” programları henüz icat edilmemişti. Kendimizden örnek verecek olursak, o dönemde bugünün dünyasından bakıldığında biz, bir “jürasik park” gibi görünen, siyahbeyaz, tek kanallı devlet televizyonu çağında yaşıyorduk… Kraliçenin tören öncesi “Cambridge Dük ve Düşesi” unvanını verdiği William’la Kate’in düğünü halbuki, sade dünya televizyonlarını değil, internette her tür haber sitesi, twitter ve blogu kilitledi… Başka hiçbir yönüyle olmasa, sırf bu “medyatik ve interaktif” yönüyle “zamanın ruhuna” tercüman olan bir kutlama yaşandı dün İngiltere başkentinde. “Zamanın ruhunu” yansıtan diğer konu, dünyanın en geleneksel aristokrasisi sayılan İngiliz aristokrasisine, annesi havayolu hostesi, dedesi maden işçisi olan bir “halk kızının” katılmasıydı. İnternet üzerinden satış yapan parti kutlamaları organizasyonuyla ilgili bir şirketle son dönemde hatırı sayılır bir servet edinerek sosyal merdiveni çifter çifter çıkan Middleton ailesi, gerçi baş döndürücü hızla burjuvalaşmıştı ama.. Kate Middleton, merhum kayınvalidesi “kalplerin prensesi” Diana gibi soylu bir geçmişten gelmiyordu. İngiliz ve dünya basınında enine boyuna yazılıp çizilen bu konu üzerinde basmakalıptan öteye gitmeyen magazin yorumlar; Middleton’ın serüvenine tipik bir “servet, statü avcılığı” gözlüğüyle yaklaşsa da, meselenin derinine inenler; “partiyi asıl Middleton’lardan çok kraliyet ailesinin vurduğunu” düşünüyor. Çünkü son kertede olay, bir halk kızının Windsor hanedanına girmek suretiyle “soyluluk mertebesine” yükselmesinden çok, İngiliz hanedanının “burjuvalaşmış bir halk kızı” alarak “halka inmesi” operasyonu olarak görünüyor. Başka deyişle her şeyi tersinden okumak gerekiyor… İngiltere’nin “üniversite mezunu olan ilk kraliçe adayı” sayılan Middleton, artık eskiyen ve hantallaşan “kraliyet müessesesine”, “demokratik” bir dokunuş getirerek ona taze soluk, kan, enerji katmış oluyor. Demokrasi retoriğiyle yatılıp kalkılan bir çağda, krallıkların da “halk açılımlarına” ihtiyaçları var. Kate Middleton, İngiliz kraliyet dünyasında bu ihtiyacı karşılıyor. Juan Carlos’un vârisi Felipe ile evlenen TV gazetecisi Letizia Ortiz gibi tıpkı… İspanya’nın kraliyet ailesine katıldıktan sonra “Asturias prensesi” unvanını alan müstakbel İspanya kraliçesi de Middleton’ların kızı gibi, hemşire bir anne ile taksi şoförü bir babanın kızı olarak dünyaya gelmiş. Ancak bu Letizia’nın “eksi” hanesine değil, popülarite, yani “artı” hanesine yazılıyor. Külkedisi masalları uzun lafın kısası aristokraside artık istisna olmaktan çıkıp, kural olmuş durumda… Marlon Brando’nun gençlik yıllarını andıran fiziğiyle dikkat çeken William’la Kate’in düğünü işte tüm bu yeni unsurların yanında yalnızca Vatikan’ın rakip çıkabileceği büyük bir koreografiyi yan yana getirebildiği için, küresel köyün ilgi odağı oldu. 500 Türkmen Türkiye’ye sığındı Suriye’de Esad rejimine protestolar sürerken Lazkiye’den 500 kişilik bir Türkmen grubu dün akşam saatlerinde Yayladağı sınırından Türkiye’ye girdi. Afet şleri Adana Bölge Müdürlüğü’nden gönderilen ekibin gelenlerin gereksinimlerini karşılayacağı belirtildi. SURİYE ZİRVESİ Ankara’da hareketli saatler ANKARA / HATAY (Cumhuriyet) Suriye’de gerginliğin artması üzerine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğu, “acil Suriye zirvesi”ni topladı. Libya operasyonunu yürüten Napoli Müşterek Kuvvet Komutanı Oramiral Samuel J. Locklear ise Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ile görüştü. Suriye’den kaçan 500 Türkmen ise Türkiye’ye sığındı. Dışişleri Konutu’nda çişleri Bakanı Osman Güneş, Genelkurmay kinci Başkanı Orgeneral Arslan Güner, Türkiye’nin Suriye Büyükelçisi Ömer Önhon, M T Müsteşarı Hakan Fidan ve ilgili müsteşarların katıldığı “acil Suriye zirvesinin” MGK toplantısının devamı niteliğinde olduğu kaydedildi. Kaynaklar, toplantının gündeminin Suriye’den gelecek göç karşısında “zihni hazırlık” niteliğinde olduğunu dile getirdi. Suriye’nin Lazkiye yöresindeki bazı köylerde yaşayan 500 kişilik Türkmen bir grup, dün Hatay’ın Yayladağı sınırından Türkiye’ye girmeye çalıştı. Yayladağı Kaymakamı Tolga Polat, “Ankara izin verdi ve biz de kabul etmeye başladık” diye konuştu. Dera’ya ölümüne destek Dış Haberler Servisi Suriye’de hafta başında tankların gösterilerin merkezi Dera’ya girmesinden sonra, dün ülkenin dört bir yanında “Dera ile dayanışma” amaçlı rejim karşıtı büyük gösteriler yapıldı. ABD Başkanı Barack Obama, aralarında Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın küçük erkek kardeşi Mahir Esad’ın da bulunduğu rejimin bazı yetkililerine ekonomik yaptırımlar uygulanmasını kararlaştırdı. Görgü tanıkları ve aktivistler, güvenlik güçlerinin, çevre köy ve kasabalardan destek için Dera’ya gitmeye çalışan binlerce kişiye ateş açtığını, aralarında 2 çocuğun da bulunduğu en az 24 kişinin öldüğünü, onlarca kişinin de yaralandığını söyledi. Bazı kaynaklar ise Dera’da son 4 gündür yaşamını yitiren 83 kişinin cesedinin hastaneye getirildiğini öne sürdü. Tankların kuşattığı Dera kentinde askerlerin, halkın protesto için sokağa dökülmesini engellemek için havaya uyarı ateşi açtıkları da bildirildi. Reuters ajansına konuşan bir görgü tanığı, Dera sakinlerinin cuma namazına gitmek için bile evden dışarıya çıkamadığını söyledi. El Cezire’ye konuşan görgü tanığı Ebu Muhammed ise “Çatılardaki keskin nişancılar kımıldayan ne varsa ona ateş açıyorlar” diye konuştu. Suriye resmi haber ajansı, “silahlı bir terörist grubun” Dera’da bir kontrol noktasına saldırı düzenleyerek 4 askeri öldürdüğünü, 2 askeri kaçırdığını duyurdu. Başkent Şam’ın dışındaki Sakba mahallesinin yanı sıra ülkenin orta kesimlerindeki Humus kentinde, batıdaki Banyas ve Lazkiye’de, doğudaki Deyrizor’da ve kuzeyin çoğunlukla Kürtlerin yaşadığı bölgelerinde binlerce rejim karşıtı sokakları doldurdu. AP ajansı, Suriye güvenlik güçlerinin başkentte ve Lazkiye’de göstericilere ateş açtığını, en az 5 kişinin yaralandığını öne sürdü. ‘Aşağıdakiler’ kraliyete girdi Müslüman Kardeşler’den destek Müslüman Kardeşler örgütünün sürgündeki liderliği tarafından yapılan açıklamada, Suriyeliler sokaklara dökülmeye ve kuşatma altındaki Dera’nın yardımına gitmeye çağırıldı. Hafız Esad döneminde bastırılan Müslüman Kardeşler’in gösterilerin başlamasından beri ilk kez doğrudan protestoculara çağrı yaptığı belirtiliyor. NATO yine vurdu Guantanamo’daki Türk esirler WikiLeaks’in yayımladığı belgelerde adı geçen 5 kişi arasında iş, eş bulmak ya da borçlulardan kaçmak için Afganistan’a gidenler de var, ABD için ‘düşman savaşçı’ tanımına girenler de tığı belirtiliyor. 11 Dış Haberler Servisi Gu bir değerinin olmaEylül saldırılarından antanamo tutsak kampına ilişkin dığı yorumunda busonra da iş bulabileWikiLeaks belgelerinde 5 Türk lunuluyor, salıverilceği düşüncesiyle mesi ya da başka bir le ilgili bilgiler de yer aldı. Afganistan’da kalABD’nin Guantanamo’da tut yere transfer edilmesi dığı kaydediliyor. tuğu kişilerin birçoğunun masum tavsiye ediliyor. Kasım 2001’de caolduğunu düşündüğünü gözler orçlulardan sus olabileceği kuşönüne seren Amerikan gizli belkusu ile Taliban tagelerinin ardından bu kez arala kaçarken... rında Türklerin de olduğu çeşit16 Ağustos 2003 tarihli bir rafından hapsediliyor. Bölgenin li ülkelerden tutsakların nasıl başka belgede ise 1971 Doğu kontrolünün uluslararası güçleyakalandıkları, serbest bırakılıp beyazıt doğumlu Mahmut Nu re geçmesi sonrasında serbest kabırakılmamalarına ilişkin gö ri Mert’in adı geçiyor. Panik lıyor ancak bu kez de “yabancı rüşlerin yer aldığı sorgu tuta atak rahatsızlığı bulunduğu ifa savaşçı” olabileceği kuşkusuynakları ortaya çıktı. Belgelerde de edilen Mert’in kendisini kü la Ocak 2003’te Guantanamo’ya isimleri geçen ve geçmişte ser çük ölçekli işadamı olarak ta gönderiliyor. Mert’in radikal unbest bırakılan 5 Türk’e ilişkin en nımladığı, 10 bin dolar borcunu surlarla bağlantısı olmadığı ve sadikkat çekici tanımlamalardan bi ödeyemeyince Afganistan’a kaç lıverilmesi ya da başka bir yere ri ise 1981 Van doğumlu İbrahim S. Şen’e ait. ABD Savunma Bakanlığı belgelerine Taliban’dan bedava ev ilanı... göre, Şen 2001’de AfganisWikiLeaks’in yayımladığı 1 Şubat 2003 tarihli bir diğer belgeye tan’dan Pakistan’a geçerken göre, 1967 Sakarya doğumlu Yüksel Çelikgöğüş borçlarını ödemek şüpheli görülerek ABD güçleiçin Mart 2001’de Bahreyn ve Pakistan üzerinden Afganistan’a gidirine teslim ediliyor ve aranan yor. Sorgusunda yolculuk nedenini bir gazetede okuduğu Taliban’ın birine benzediği gerekçesiyle bedava ev vereceğine ilişkin haber olarak açıklıyor. Göğüş AfganisGuantanamo’ya gönderiliyor. tan’daki İslamcı bir topluluğa katılıyor ve burada marangozluk yapıŞen’in Afganistan’a gitme neyor. Bir süre sonra Pakistan’a geçiyor, Aralık 2001’de bir camide deni ise iş ve eş bulmak. 27 Eytutuklanıyor. Tüberküloz hastası olduğu belirtilen Göğüş Afganislül 2002 tarihli belgenin detan’da tanıştığı ve kendisini İslamcı topluluğa yönlendiren Ömer ğerlendirme bölümünde Şen’in Kürdi hakkındaki bilgileri nedeniyle 2002’de Guantanamo’ya gönEl Kaide ya da Taliban’la ilderiliyor. Belgede, Göğüş’ün El Kaide veya Taliban’a üye olmadığı, gisinin bulunmadığının anlasalıverilmesi ya da başka bir yere transferi öneriliyor. şıldığı ve istihbarat yönünden gönderilmesi öneriliyor. 21 Mayıs 2004 tarihli belge ise 1981 Kocaeli doğumlu Salih Uyar’a ilişkin. Belgeye göre Uyar’ın Türkiye’deki radikal İslamcı gruplarla ilişkisi var. 19971999 arasında SuriyeTürkiye arasında gidip geldi. Çeçen mücahitlere katılmak isterken Haziran 1999’da TürkiyeGürcistan sınırında yakalandı, 2000’de Kâbil’e gitti. Peşaver’de gözaltına alındı. El Kaide’ye ilişkin istihbarat sağlanması açısından çok değerli olduğu kaydedilen Uyar, belgede “düşman savaşçı” olarak nitelendiriliyor. 19 Mayıs 2006 tarihli belgede adı geçen isim ise 1982 Berlin doğumlu Murat Kurnaz. Kurnaz, El Kaide’nin Berlin’deki hücresi ile Cemaati Tebliğ adlı örgüte üye olmakla suçlanıyor. Ekim 2001’de Pakistan’a gidiyor, Şubat 2002’de Guantanamo’ya gönderiliyor. Belgede Kurnaz’ı El Kaide yöneticilerinden Zammar’ın terör eğitimi alması için Afganistan’a yolladığı iddiası yer alıyor. Belgede Kurnaz için “orta derecede değerli istihbarat sağlayabilir” deniliyor. B ngilizlerin şapka ironisi Töreni sabahın erken saatlerinden itibaren TV ekranı başında ben de izledim. Tarih ve geleneği postmodern öğelerle kaynaştıran tören gerçekten de görülmeye değer muhteşem bir şovdu… Gelinle damadın bindiği at arabası mesela, VII. Edward zamanından kalmaymış… Gelinin tacı ise 1936’da Cartier’nin atölyesinden çıkmış ve ana kraliçeden sırayla Kraliçe Elizabeth’e, Elizabeth’ten Kate’e devredilmiş… Törene sahne olan Westminster Katedrali başlı başına ayrı bir tarih parçası. İçinde 39 kral taç giymiş, 9 düğün ve 1 cenaze, Prenses Diana’nın cenazesi yapılmış… William’ın düğünü de nitekim; aynı katedralin sütunları arasında Diana’nın cenazesinde çalınan hüzünlü bir dini müzikle başladı. İngiliz kilisesinin başı Canterbury Başpiskoposu Rowan Williams’ın kıydığı nikâhı, gelinin kardeşinin İncil’den okuduğu parçalar ve sırasıyla ilahiler, ulusal marş izledi. Türkiye saatiyle 14.00 sularında sona eren tören bitiminde, müstakbel vârisler, VII. Edward’ın arabasına binip, Buckingham Sarayı’na hareket ettiler... Kraliçe Elizabeth kiliseden ayrılana dek katedralde ilahi söylemeye devam eden davetli kalabalığında göze çarpan şapkalar bu arada, tek kelimeyle inanılmazdı... Kimi fırtınaya yakalanmış kayık şeklinde, kimi ahtapot, kimi uydu anteni, kimi de Robin Hood’un okunu andıran aristokrat İngiliz leydilerinin şapkaları, eksantriklik yarışına girmiş gibiydi. Seremoni, ritüel, tarih, gösteri, eğlence, gelenek ve rakipsiz İngiliz ironisi… Bundan iyisi can sağlığı. Daha büyük “reyting” nasıl bulunur? 1 MAYIS’TA TAKSİM’DEYİZ İşçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ta tüm 68’liler ve yandaşlarını Taksim’deki törene çağırıyoruz. Vakıf olarak katılacağımız bu etkinlik için katılımcılarla 1 Mayıs Pazar sabahı saat 10.00’da Harbiye’deki Uğur Mumcu Anıtı önünde 68’liler Birliği Vakfı flaması altında toplanıyoruz. Kendinle birlikte çevreni de getir. İLETİŞİM 0532 325 85 90 0532 414 10 68 68’LİLER BİRLİĞİ VAKFI YÖNETİM KURULU Irak’ta yine vahşet: 7 ölü Dış Haberler Servisi Irak’ta dün düzenlenen saldırılarda 7 kişi öldürüldü. Yetkililer, Diyala bölgesi yakınlarında dün sabah bir imamın evini basan saldırganların imamı, karısını ve 8 yaşındaki kızını katlettiğini belirtti. Başkent Bağdat yakınlarındaki Buhriz kentinde ise bir eve giren silahlı kişilerin, El Kaide örgütüne karşı mücadele eden 4 erkek kardeşi öldürdüğü açıklandı. Nil Nehri’nde feci kaza KAHİRE (AA) Mısır’ın güneyinde, Nil Nehri’nde meydana gelen kazada 43 kişinin boğularak öldüğü bildirildi. Olayın bir feribotun alabora olması sonucu meydana geldiği bildirildi. Devlet televizyonu, kurtarma görevlilerinin aramalara devam ettiğini duyurdu. Bazı kaynaklar, feribotta bulunan bir otobüsün Nil’e düştüğünü kaydetti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle