16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y 10 8 9 6 10 9 11 8 8 8 10 10 87 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y Y Y B B B B Y 9 8 7 13 8 14 9 14 16 12 5 0 1 HABERLERİN DEVAMI Oslo K Helsinki K Stockholm B Londra B AmsterdamB Brüksel Y Paris Y Bonn PB Münih PB Berlin Y Budapeşte Y Madrid B Viyana Y 6 4 3 12 8 9 10 10 8 7 6 8 7 Belgrad Y 8 Sofya Y 4 Roma PB 7 Atina Y 11 Zürih B 6 Moskova K 2 Aşkabat Y 10 Taşkent Y 9 Baku Y 5 Bişkek Y 5 Tiflis Y 5 Kahire B 15 Şam PB 9 Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısı ile Güneydoğu Anadolu’nun batısı ve Diyarakır çevreleri yağmur ve sağanak güney kesimler gök gürültülü sağanak şeklinde geçecek. Yağışların İstanbul, Tekirdağ, Çanakkale, İzmir, Aydın, Balıkesir’de kuvvetli olması bekleniyor. 3 N SAN 2011 PAZAR TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 3 Nisan GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada ters düşmüşler. İki böyyük AKP’linin birbirine ters düşmesinin nedeni sosyal, ekonomik, toplumsal sorunlar mı? Köşk’e gönderilen kimi yasaları geri çevirdiği veya kimi kararnameleri onaylamadığı için mi RTE ile Çankaya’daki ters düşüyorlar birbirlerine? Yoksa Çankaya’dakinin demokrasiyi, partisi ve daha çok kendi hesabına nalıncı gibi yontan Başbakan’a artık yeter dediği için mi? Ya da yargının bağımlı duruma getirilmesine isyan bayrağı açmayı görevi sayması gereği mi? Ne o ne de bu! RTE’nin başkanlık sistemini referanduma götüreceğini açıklaması Köşk’ü telaşlandırdı. RTE, referandumda ulusun başkanlık sistemini onaylayacağına inanıyor. Köşk’teki AKP’li ise referandumda rakibi olduğu RTE karşısında yenilgiye uğrayacağını hesaplıyor. Bu nedenle başkanlık sistemine karşı. Köşk’teki AKP’li; daha önceleri olduğu gibi 2013’te cumhurbaşkanını TBMM seçerse ola ki AKP’den de katılımlarla Çankaya’da RTE’yi görmeyi istemeyen partilerin kendisini ikinci kez seçeceğine inanıyor. Eğri oturup doğru konuşmaya gerek yok. RTE, asıl hedefini gizlemiyor. Hedefini ancak 2011 genel seçimlerinde seçilecek yeni parlamento ile gerçekleştirebileceğini partilere de, hemen her çevreye kabul ettirdi. Örneğin muhalefet hemen kurulacak bir komisyonda yeni bir anayasa hazırlıklarına başlamayı önerdi. RTE reddetti! Hesabı şuydu: Çoğunluktaydı ama, bugünkü parlamento aritmetiği ile yeni anayasa yapmak işine gelmiyordu. Zaman ve zemin müsait değildi. 2011 seçiminde yüzde 50’ler dolayında oy almalı, parlamentoda sağladığı ezici çoğunlukla.. muhalefet engeline takılmadan, kişisel ve partisel amaçları doğrultusunda yeni bir anayasa çıkarabilmeliydi. RTE için kuşku yok, “sorununu” çözebilmesi için 2011 seçimleri önem taşıyor. Bu nedenle İngiltere’de daha önce söylediklerini yineler gibi başkanlık rejimi ile ilgili tasarımları açıklıyor. “Yeni anayasa için Meclis aritmetiğinin çok ama çok önemli olduğunun” altını çiziyor. Çankaya’daki de kişiselliği örterek, rejimsel kaygı taşıdığını duyumsatan bir açıklama yapıyor. Başkanlık sisteminin gündemde olmadığını söylüyor, RTE’ye karşı vaziyet alıyor. Elbette RTE’nin dışa dolaylı biçimlerde yansıttığı amacı biliyor Çankaya’daki. O da; RTE için AKP’nin üçüncü kez tek başına iktidar olmasından da öteye bu seçimin; İstanbul Belediye Başkanlığı’ndan beri; tek başına ülke yazgısına egemen olmayı içeren rüyayı gerçekleştirmeyi amaçladığını elbette görüyor. Çankaya’daki AKP’li Köşk’ten inince ne olacak diye soranlara da rastlanıyor. RTE vefalıdır; onunla da ilgili herhalde bir planı vardır! RTE zaten tek adamlığını, faşizan uygulamaları başbakanlık sistemi ile uyguluyor. Başkan olarak bugünkü uygulamaların daniskasını gerçekleştirecektir. Bu seçimde aydınlıklara çıkacağını umut ettiğimiz ülke, daha koyu karanlığın içine yuvarlanacaktır! Cuma günü İstanbul’da gazetemizde dik dörtgen masanın çevresinde 50’ye yakın, belki daha fazla Cumhuriyet yazarı, yazı işleri sorumluları toplandık. Seçimlerde gazetemizin izleyeceği politikalar konuşuldu, tartışıldı. Solumda Şükran (Soner), sağımda Bekir (Coşkun), Güray (Öz), İbrahim (Yıldız). Baktım kadın erkek yazarlarımıza, yazıişlerindeki arkadaşlarıma. Gönüllerinde, kafalarındaki aydınlık; yüzlerinden, konuşmalarından yansıyordu. Gerçekçi, mantığın gerektirdiği konuşmalar ve kararlar... Tamam! Sadece gazete açısından sorunlara çare aramayan, ülke sorunlarını tartışan; karanlıklar içinde aydınlığı arayan bir avuç insan.. ama kafası ve kalemi özgür, ama gerçek demokrat... ...karanlık amaçlara karşı aydınlığı savunan bir avuç insan! İşte Cumhuriyet, işte Cumhuriyet gazetesi bu!.. …diye bağırmak geldi içimden. Duygularımı içime hapsettim! CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kimimizin ‘Kürt’ kimimizin de ‘Güneydoğu’ meselesi adını verdiği toplumsal sorunun çözümü yönündeki ilk somut çalışma olan ‘Doğu ve Güneydoğu Anadolu Ekonomik Kalkınma Projesi’ni cuma günü kamuoyuna açıkladı. Kılıçdaroğlu, sorunu öteden beri ağırlıklı olarak ‘ekonomik bir mesele’ olarak gördüğü için sunum sırasında iki kez “Bu proje beni çok heyecanlandırıyor” deme ihtiyacı hissetti. Buna rağmen, meselenin insan hakları boyutunu da ihmal etmeyerek atılması gereken demokratik adımlar raporlarını da kısa süre içinde duyuracakları sözünü verdi. Kalkınma Raporu ile CHP, bölgenin 20122023 yıları arasında Türkiye ortalamasının üstünde bir kalkınma hızı (yıllık yüzde 9.5) ile büyümesini, bölgeye 116 milyarı kamu yatırımı olmak üzere toplam 356 milyar dolar yatırım yapılmasını ve bu sayede yaratılacak 2 milyon ek istihdam ile işsizliğin bugünkü yüzde 15’ler seviyesinden yüzde 6’ya düşürülmesini vaatediyor. Kılıçdaroğlu’nun, Türkiye’de ilk kez bu iki bölgeye özel bir büyüme modelinin CHP tarafından hazırlandığı yönündeki iddiasını da oldukça önemsiyorum. askerliğin kısalması ile sağlanacak önemli tasarrufun bu proje için yatırım sermayesi olarak kullanılabileceğinin altını çizdi. CHP kurmayları ayrıca, akıllı planlama yapılması durumunda bölgeye yabancı yatırımcıların da geleceği kanaatinde. ÖNEML DAVALARDA SM VARDI CHP’nin Güneydoğu Kalkınma Projesi Nitekim basına dağıtılan kitapçığın ‘Yatırımların Kaynağı’ başlıklı bölümünde de vergi gelirleri asıl kaynak olarak gösteriliyor. ış finansman ve savunmadan tasarruf Ancak bir yandan yapılacak yatırımın büyüme ve vergi artışına dönüşmesinin zaman alacağı, diğer yandan ise projenin ciddi teşvik politikaları içermesi nedeniyle ‘başlangıç sermayesinin nasıl bulunacağı’, CHP’nin önünde yanıt bekleyen bir soru olarak duruyor. Projenin altında imzası olanlar, bu noktada ‘dış finansman’a işaret ederek, Dünya Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası gibi bölgesel kalkınma modellerini destekleyen uluslararası kuruluşlardan kredi kullanılabileceğini vurguluyor. Kılıçdaroğlu ise D Soruların projenin finansmanı üzerine yoğunlaşması üzerine CHP lideri, üzerinde çalıştıkları ‘Vergi Raporu’nun da beklenmesi gerektiğini ifade etti. Edindiğim izlenim, Aile Sigortası ve Doğu/Güneydoğu Kalkınma Stratejisi gibi iddialı projelerinin kaynağını merak edenler için CHP’nin Türkiye ekonomisine ilişkin programlarının da önemli bir ayağını oluşturacak bu vergi raporunun önemli ve öncelikli adres olacağı yönünde. Bu raporda bazı projelerin, elektrik faturaları üzerinden yapılan TRT kesintilerine benzer kamusal finansman modellerinin de yer alması çok uzak ihtimal değil. Doğu/Güneydoğu Anadolu Ekonomik Kalkınma Projesi, daha önce açıklanan Aile Sigortası gibi, CHP hakkında Türk halkının büyük çoğunluğunun kafasında yer etmiş “Eleştirir ama proje üretmez”, “Halkın sorunlarına uzak” şeklindeki değer yargılarının kırılması yönünde atılan çok önemli bir adım. Her iki projede de, finansal kaynağın nereden bulunacağının bu kadar yoğun tartışılıyor olması, bu yargıların kırılmakta olduğunun bir sinyali sayılmalı... Gözler Vergi Raporu’nda Emekli savcı ölü bulundu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Dokuz Eylül Hastanesi yakınlarında, emekli DGM savcılarından Ahmet Birsen’in (54) cesedi, park etmiş durumdaki otomobilinde bulundu. Polis, intihar olasılığı üzerinde duruyor. Birsen’in sağ elindeki silahla şakağından vurarak intihar ettiği öne sürülürken yapılan aramada herhangi bir not bulunamadı. Üç çocuk babası Birsen’in bir süre önce eşinden boşandığı bildirildi. Birsen’in oğlu avukat Özcan Birsen, babasının eşinden 5 yıl önce ayrıldığını belirterek “İntiharının annemle ayrılmalarıyla ilgisi yok” dedi. endi kendini finanse edebilir mi? Kılıçdaroğlu ile projeyi hazırlayan CHP Bilim Platformu Başkanı Prof. Sencer Ayata başkanlığındaki ekip, aynı Aile Sigortası’nda olduğu gibi yine “Taahhüt edilen bu yatırımların kaynağı nereden bulunacak” sorusu ile karşılaştı. Aslında bu tür soruların seçimler öncesinde sadece CHP’ye değil halka vaatlerde bulunan tüm liderler ve partilere sorulmasında demokrasi kültürümüz açısından büyük yarar var. CHP lideri ve kurmayları, bu kritik soruya, projenin yaratılacak büyüme ile merkezi ve yerel yönetimlerin vergi gelirlerinde sağlanacak artış ile finanse edileceği yanıtını verdiler. Hatta, CHP kurmayları, toplanacak vergi gelirlerinin yapılacak 11 milyar dolarlık yatırımı da aşacağı inancını taşıyor. K GÜVENCES Z ÇALIŞMAYA ‘HAYIR’ Otuza yakın sendika, meslek ve sivil toplum örgütü bugün güvencesiztaşeron çalıştırmaya karşı Ankara’da miting yapacak. Sadece Sağlık Bakanlığı’nda 120 bin taşeron işçi istihdam ediliyor. Milli Eğitim Bakanlığı 45 bin sözleşmeli öğretmeni asgari ücretin çok altında taşeron gibi çalıştırıyor. Bu tablonun en büyük sorumlusu ‘örgütsüzlük’. 1980’lerde 44 milyonluk nüfusumuzun 2.5 milyonu sendikalıyken, şimdi 74 milyona ulaşan nüfusumuzun sadece 580 bini sendikalı. Yazarımız Mustafa Sönmez’in dün çok güzel ifade ettiği gibi “Emek dostları bugün emek örgütlerini yalnız bırakmamalı.” Birsen’in kamuoyunda “Manisalı Gençler” olarak bilinen dava olmak üzere, “Balina” operasyonu olarak bilinen trilyonluk hayali ihracat, “Beyaz Önlük” olarak bilinen SSK’nin dolandırılması davalarıyla, Uşak Cezaevi olaylarıyla ilgili davalarda görev aldığı öğrenildi. Önemli davaların savcısı ANKARA’YA 2 B N AĞAÇ CHP, Hakkâri raporuyla bölgenin en büyük probleminin altını çizdi: Temel sorun işsizlik MUSTAFA ÇAKIR ABD Büyükelçiliği hatıra ormanı kurdu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’nin Ankara Büyükelçiliği tarafından Ankara’da 2 bin ağaçlık bir hatıra ormanı oluşturuldu. Atatürk Orman Çiftliği’nde düzenlenen törenin ardından ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, eşi Marie ve bir grup büyükelçilik diplomat ve çalışanı ile beraber fidan dikti. Büyükelçi Ricciardone, başka ülkelerde de bu türlü faaliyetler gerçekleştirdiklerini ancak Ankara’daki gibi büyük bir projeye imza atmadıklarını dile getirdi. Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürü Hanifi Avcı da Ankara’da her yıl 10 milyondan fazla fidan diktiklerini belirterek, “Diğer yıllarda görev yapacak arkadaşlar gelip burayı ziyaret edecek ve belki de ağaçların altında piknik yapacaklar. Ankara için güzel bir anı olacak” diye konuştu. ANKARA CHP Parti Meclisi (PM) üyesi Yakup Akkaya, PM’de yapılan görevlendirme sonrası gittiği Hakkâri’deki incelemelerini raporlaştırdı. Akkaya, yörenin birinci sorununun işsizlik olduğunu belirterek, “Yöre halkının birinci geçim kaynağı olan hayvancılık köylerin boşaltılmasına bağlı olarak bitme noktasına gelmiş” dedi. Yakup Akkaya raporunda şu değerlendirmelere yer verdi: Tüm görüşmelerde yörenin birinci sorunu olarak işsizlik gösterildi. Bölgede bir anket yapılıp halka “sizin en büyük sorununuz nedir” diye sorulsa, işsizliğin aşağı yukarı yüzde 85 oranla yörenin birinci sorunu olarak tespit edileceğini söyleye bilirim. İşsizlik ve yoksulluğun birinci nedeninin terör yüzünden köylerin boşaltılması olduğu, ifade edildi. Halkın birinci geçim kaynağı olan hayvancılık köylerin boşaltılmasına bağlı olarak bitme noktasına gelmiş. Halk, askerden çok polislerin davranışlarından şikâyet etmekte. Görüştüğüm kişiler, kimsenin ülkesi ve bayrağı CHP Parti Meclisi (PM) üyesi Yakup Akkaya, “Yöre halkının birinci geçim kaynağı olan hayvancılık köylerin boşaltılmasına bağlı olarak bitme noktasına gelmiş” dedi. ile bir sorunu olmadığını aksine herkesin ülkesi ve bayrağını sahiplendiğini ifade etti. CHP’ye ilgi büyük... Özellikle aile sigortası kadınlar arasında oldukça kabul görmüş. Faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması ve suçluluların adalete teslimi, haklarına saygı gösterilmesi ve anadillerini öğrenme konusunda CHP’nin tavır alması talep edildi. Seçimlerde Ergenekon davasından yargılanmaları devam edenlerin CHP’den milletvekili adayı olarak gösterilmesinin bölgede CHP adına hayal kırıklığı yaratacağı ifade edildi. Yörede bir “mahalle baskısı” olduğu açık. Yüksekova’da CHP ilçe binamıza tabelamız asılamıyor. Diğer yörelerde kendilerinin dışlandığından ve haksızlık yapıldığından yakınan BDP’lilerin yoğun desteğe sahip oldukları bu yörede diğer partilerin dışlanmasına, haksızlığa uğramasına sessiz kalması çelişkidir. Ayrıca, AKP’ye yoğun bir tepki olduğunu gözlemledim. Sınır ticareti yasal bir hale getirilip açılmalı. (Esendere, Çukurca, Destan ve Şemdinli). Boşaltılan köylerin fiziki koşulları düzeltilmeli ve hayvancılık için teşvik verilmeli. Organik bal üretimi teşvik edilmeli. Şemdinli Derecik bölgesinde yüksek kalitedeki kömür yatakları işletmeye açılmalı. Depin mevkisinde, Sümbül Dağı eteklerinde, bu bölge ile birlikte Irak ve İran’a yönelik üretim yapacak bir çimento fabrikası açılmalı. Şemdinli bölgesinde var olan 1. sınıf mermer yatakları işletmeye açılmalı. Yöre halkının talepleri Cahilleştirilen Toprak Baştarafı Arka Sayfada Kamerayı ve mikrofonu gören gençler, saçlarını başlarını düzeltip kameraya bir star bakışı atarak yanıt vermeye başlıyorlar: “Demirel, yok yok İnönü...” Muhabir gençlere bir soru daha yöneltiyor: “23 Nisan ne bayramıdır?” Gençler birbirlerine bakıyorlar, yüzlerinde bizi bu tür sorulara muhatap etme bakışı, loto oynamak için sıra beklemeyi sürdürüyorlar. Muhabir bu ani sessizlikten sonra bir soru daha sormak istiyor. “Türkiye’nin şimdiki cumhurbaşkanı kimdir?” Gençler bu kez yüzlerinde işte bunu bildik dercesine geniş bir gülümsemeyle, “Kardeşim bunu bilmeyecek ne var, Tayyip Erdoğan” diyorlar. Muhabir Eminönü’nün dar sokaklarına giriyor. Bir kadın ördüğü yün çorapları, sabunlukları yere sermiş onları satmaya çalışıyor. Canı sıkkın belli ki, satış yok. Oysa tek sermayesi bu yün çoraplar, sabunluklar. Muhabir soruyor: “Sizce kadına karşı şiddet konusunda ne türlü önlemler alınmalıdır?” Kadın şaşırıyor, muhabiri potansiyel alıcı gördüğünden gülümsüyor ve soruya yanıt vermeye çalışıyor. “Erkeklerin parası olmalı, o zaman kahveye, içmeye giderler, kadınları da rahat bırakır.” Muhabir soruyu yeterli buluyor ve uzaklaşıyor, kadın ardından bağırıyor: “Abi bari bir çorap alsaydın.” Size hayali bir oyun sunmadım. Ne yazık ki, eline mikrofon alan ve sorular soran muhabirlerin karşılaştıkları durumlar bunlar. İşte 12 Eylül rejiminden sonra adım adım öğrenimin ve eğitimin cılızlaştırıldığı bir ülkede seçime gidiyoruz. Bunu sistemli bir biçimde bilerek yaptılar, bir arkadaşımın dediği gibi “Bu ülkenin halkını da Amerikan halkının büyük çoğunluğu gibi bilgi yoksunu bıraktılar”. Ayrıca bir tüketim hayvanına dönüştürdüler. Daha kolay yönetmek, bütün değerlerimizi daha kolay satmak için. İşte sağcı iktidarların cuntacılarla birlikte ülkeyi getirdiği durum. Bütün bu bilgisizlik üstüne bir de kadercilik. Ama burası Anadolu’dur, kadim uygarlıkların döl yatağıdır ve bütün oyunların bozulduğu verimli topraktır... BDP’DEN BAŞBAKAN ERDOĞAN’A ‘Allah’la aramıza girme’ MAHMUT ORAL DİYARBAKIR BDP ile DTK’nin başlattığı oturma eylemleri dün de devam etti. Batman’da, Hatay’da öldürülen terör örgütü PKK üyeleri için yapılan izinsiz yürüyüşte olaylar çıktı. Silopi’de konuşan BDP’li Hasip Kaplan, “Başbakan Recep Tayip Erdoğan’a sesleniyorum. Allah’la bizim aramıza girme, Kürt halkı kendi anadilinde ibadet yapmak istiyor” dedi. 7 PKK’linin öldürülmesi, Batman’da 2 ayrı yasadışı gösteri ile protesto edildi. Yürüyüş düzenleyen ilk grup Cizre Caddesi’nde yolu trafiğe kapattı. Petrolkent Mahallesi’nde de benzeri bir gösteri düzenlendi. Polis gruplara müdahale etmek isteyinci panzerler taşlandı. Öte yandan Diyarbakır’da İHD ve kayıp yakınlarının, oturma eylemi 112. haftasında devam etti. Kayıp yakınlarına Demokratik Çözüm Çadırı kuranlar da destek verdi. Milas şehidine ağladı Osmaniye’nin Hasanbeyli ilçesinde önceki gün askeri konvoya yapılan saldırıda biri astsubay 5 askerle birlikte yaralanan er Zeynel Kapucu (21) şehit oldu. Kapucu için Osmaniye l Jandarma Komutanlığı’nda tören düzenlendi. Kapucu’nun cenazesi törenin ardından memleki Muğla’nın Milas ilçesi’nde toprağa verildi. Cenaze töreninde fenalık geçiren şehidin annesi Fadime Kapucu, mezarlığa ambulansla götürüldü. Kapucu’nun cenazesine askeri ve mülki erkanın yanı sıra yurttaşlar da büyük bir katılım gösterdi. Cenazeye de katılan Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül şehidin evine taziye ziyaretinde bulundu. Şehit erin 5 ay önce askere gittiği ve 2 ay önce geçirdiği bir rahatsızlık nedeniyle ameliyat olduğu, hava değişimi alarak Milas’a geldiği öğrenildi. (Fotoğraf: AA) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle