Katalog

3 N SAN 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA dishab@cumhuriyet.com.tr DIŞ HABERLER 11 ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone, Libya müdahalesinden önce üste incelemelerde bulunmuştu Savaş uçakları İncirlik’te YUSUF BAŞTUĞ ADANA NATO’nun Libya’ya yönelik operasyonunda Dalaman Havaalanı’nın insani yardım için kullanıldığının öğrenilmesinin ardından, Libya operasyonuna destek veren Katar Emirliği Hava Kuvvetleri’ne ait 4 Mirage F1 savaş uçağı ile C17 Globemaster nakliye uçağının, ABD’nin kullandığı İncirlik Üssü’ne 25 Mart’ta iniş yaptığı ortaya çıktı. ABD Hava Kuvvetleri’nin resmi internet sitesinde de yer alan bilgiye göre Şafak Yolculuğu operasyonuna destek veren Katar Emirliği Hava Kuvvetleri’nin savaş uçakları ile nakliye uçağına yakıt ikmali yapıldı ve lojistik destek verildi. Uçakların İncirlik’e iniş yaptıkları gün yeniden havalandıkları öğrenildi. İncirlik’te bulunan ABD Komutanlığı, uçakların üste çekilmiş fotoğraflarını internet sitesinden yayımladı. Bu gelişme Libya operasyonunda İncirlik’in de kullanıldığı yönündeki iddiaları güçlendirdi. ABD Adana Konsolosluğu, konuyla ilgili açıklama yapmadı. Adana Valisi İlhan Atış ise “Ben bir şey gizlemem. Bu konuyla ilgili hiçbir bilgim bulunmamaktadır” açıklamasında bulundu. Libya’ya yönelik askeri müdahale yapılmadan önce 24 Şubat’ta Adana’ya gelen ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone’nin İncirlik Üssü’nü denetlediği öğrenilmişti. Suriye’yi ‘Değişim’ Nasıl Vuracak? 90’ların ortasında, İskenderun’dan ilk kez arabayla Suriye’ye gittiğimde; “ilk” sürprizi, sınırda yaşamıştım. O dönemde TürkiyeSuriye ilişkileri malum.. buz gibi. Bu nedenle ortada, ben ve eşimden başka “turistik amaçla” Suriye’ye geçen tek araç sahibi yoktu. Sınırda kendimi kamyon şoförleriyle bulmuş ve bitmeyecekmiş gibi görünen upuzun bir kamyon kuyruğu ile karşı karşıya gelmiştim. Sevecen, nazik bir sınır görevlisi bunun üzerine eşimle birlikte beni odasına buyur etmiş; “İşlemleriniz yapılırken size bir çay ikram edeyim. Dışarda beklemeyin!” demişti. Mükemmel Türkçe konuşan görevlinin odasına girdiğimiz anda, “Show TV” seyrettiğini fark etmiştik. Suriyeli gümrük memuru bize “Yalnız hudutta değil, başkent Şam’da da, çok Suriyelinin sırf TV seyredebilmek için Türkçe öğrendiğini” anlatmıştı… O zaman henüz diziler yoktu. Ama o tarihte daha Suriyeliler “özel Türk TV’lerinin” kapsama alanına girmişti! “Hangi programları seyrediyorsunuz?” dediğimde muhatabım; “Eğlence programları!” demiş, ardından da: “Tartışma programlarınızı da izliyoruz!” diye eklemişti. AB gerekirse asker gönderecek BRÜKSEL (AA) Avrupa Birliği (AB), Birleşmiş Milletler’den talep gelmesi halinde Libya’ya insani yardımlara destek için asker gönderecek. AB Konseyi’nden yapılan açıklamada, “EUFOR Libya” adı verilen misyonun “yerlerinden edilmiş halkın güvenli taşınması ve tahliyesi yanında insani yardım kuruluşlarını desteklemeyi” amaçladığı bildirildi. Talep halinde Libya’da başlatılacak askeri operasyonun komutanlığına İtalyan Tümamiral Claudio Gaudiosi atandı. AB, şimdilik 4 ay sürecek şekilde planladığı operasyon için 7.9 milyon Avro bütçe ayırdı. Konsolosluk sessiz ‘ MAN EL UBEYD ’Y KURTAR’ Türkiye’ye çağrı Dış Haberler Servisi Libya’da 15 Kaddafi askerinin tecavüzünü basına anlatırken gözaltına alınan İman el Ubeydi’den haber alınamıyor. El Ubeydi’nin serbest bırakılması için kampanya düzenleyen aktivistler Türkiye hükümetinden yardım bekliyor. Geçen cumartesi başkent Trablus’ta gazetecilerin kaldığı Rixos Otel’e giderek başından geçenleri anlatırken sivil polisler ve özel güvenlik görevlileri tarafından apar topar arabaya bindirilerek gözaltına alınan kadının serbest bırakılması için internet üzerinden imza kampanyası başlatıldı. Dünya çapında üyeleri bulunan sanal sivil toplum örgütü Avaaz.org’da başlatılan imza kampanyası dün öğle saatlerinde yaklaşık 442 bin imzaya ulaşmıştı. İmzaların yarım milyonu bulmasının ardından, Bingazi’deki Türk Konsolosluğu’na dilekçe ulaştırılacak. Sitede yer alan açıklamada, Türkiye hükümetinin yabancı gazetecileri serbest bıraktırmayı başardığı kaydedilerek Başbakan Recep Tayip Erdoğan’dan yardım talep ediliyor. Cumhuriyet’e konuşan Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, imza kampanyasıyla ilgili bilgilerinin olmadığını söylediler. Büyük Okyanus’ta radyasyon Dış Haberler Servisi Japonya’da 11 Mart’taki deprem ve tsunamide zarar gören Fukuşima Daiiçi nükleer santralından Büyük Okyanus’a yüksek radyasyonlu su aktığı bildirildi. Nükleer Güvenlik Ajansı sözcüsü Hidekiho Nişiyama, sızıntı üzerindeki havada 1000 milisievert radyoaktif madde bulunduğunu belirtti. Santralın işletmecisi Tokyo Elektrik Enerji Şirketi (TEPCO), sızıntıya 2. reaktördeki 20 santimlik bir çatlağın neden olduğunu açıkladı. TEPCO’nun çatlağın olduğu yere beton dökerek sızıntıyı engellemeye çalışacağı öğrenildi. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK), zarar gören santraldaki reaktörlerin durumuyla ilgili ilk elden bilgi almak için Japonya’ya iki uzman göndereAP ceğini bildirdi. UAEK’den önceki Görevlilerin kurtardığı gün yapılan yazılı köpek, yerle bir olan açıklamaya göre, iki Kesennuma şehrinden reaktör uzmanı, Japon yetkililerle hafta 1.8 km. uzağa sürüklenmiş bir evin çatısında başından itibaren göbulundu. rüşmeler yapacak. eform’ ya da ‘rejim değişikliği’ Türkiye’nin o dönemde varlığından habersiz olduğu bu “soft power”ına şaşmış; “Özellikle izlediğiniz tartışma programları var mı?” diye sormuştum. Gümrükçü “Siyaset Meydanı”ndan dem vurmuştu. Ali Kırca’nın o yıllarda çok ses getiren “Siyaset Meydanı”, yalnız bizi değil; meğer vaktiyle sınır ötesindeki Suriyelileri de uykusuz bırakmaktaymış… Bu ilk şaşkınlığı üzerimden atmadan bugüne değin unutmadığım başka bir şey daha söylemişti sınır kapısında tanıdığım o Suriyeli: “Yalnız bana çok tuhaf gelen bir şey var!” demişti: “Biz Suriye’de hiçbir şey konuşamıyoruz. Ve hiçbir şey değişmiyor. Ama siz, Türkiye’de sabahlara kadar geceler boyu; Kürt sorunu, Alevi sorunu, asker sorunu ne varsa konuşuyorsunuz. Sonuç gene aynı! Sizde de değişen bir şey olmuyor. Ha burası, ha orası! Ne fark ediyor ki?” “Arap Baharı”nın genişleyen etkileri, Şam’a ulaşalı beri işte bu sözleri düşünüyorum… Gümrükte tanıdığım babacan Suriyeli şimdi acaba nerededir? Son on yılda Türkiye’de yaşanan altüst oluşları nasıl izlemiştir? Salyangoz hızıyla da olsa, kendi ülkesine ulaşan değişim taleplerine bugün hangi gözle bakmaktadır? Türkiye ve Suriye haliyle bambaşka gezegenler; farklı örnekler… Ama Türkiye’de de gümrükçü komşumuzun işaret etmiş olduğu gibi 90’lı yıllar boyunca sabahlara dek dil dökerek ifade edilen “değişim talepleri”; merkezmerkez sağ hükümetlerce zerre kadar kale alınmış olsaydı, 2000’li yıllarda ardından “artçı şoklarla” gelen “AKP baharı”(!!!) böyle, bu biçimde yaşanır mıydı? ‘R Japonya’nın 2. Dünya Savaşı’ndan beri karşı karşıya olduğu en zor günlerde Başbakan Naoto Kan, deprem ve tsunaminin üzerinden üç hafta geçtikten sonra dün ilk kez ülkenin kuzeydoğusundaki felaket bölgesine gitti. Balıkçı köyü Rikuzentakata’da balıkçıların sorunlarını dinleyen Kan, felaketzedelerin kaldığı bir kampı da ziyaret etti. (Fotoğraf: AFP) lk kez felaket bölgesinde T.C. ALANYA 1. İCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2010/8056 Esas Esad ders almamış Asıl konumuz Suriye’ye dönecek olursak… Şam’daki tartışmanın bugünkü özü bu: “Bundan böyle Suriye’yi bir rejim değişikliği mi bekliyor, mevcudu bir ölçüde koruyan reformlar mı?” Hafta içinde Esad’ın yaptığı konuşma bu açıdan bir turnusol testiydi. Suriye Devlet Başkanı Esad, mart ortasından beri ülkeyi etkisi altına alan başkaldırı ve protesto rüzgârlarına; gözlerini, kulaklarını kapayan bir “katılık” yerine, “reform sürecini aralayan” bir “esneklikle” cevap verseydi; kendisini “domino etkisinden” koruması kuvvetle muhtemel olabilirdi… Esad temelde çünkü; Hüsnü Mübarek ve Bin Ali denli nefret edilen bir lider olagelmedi. 2000’ler eşiğinde “genç ve değişim vaat eden lider” imajıyla, babasından mirası alan Esad; Arap dünyasının 80’lik liderleri arasında “gençliğiyle” prim yapmıştı. Öteki Arap diktatörleri denli, “yoz” bulunmuyordu. Suriyeli liderin baş kamburu; babadan devraldığı “derin devlet aparatıydı!” Beşşar; bir biçimde bir kez Suriye derin devletini “etkisizleştirirse”; baştan beri genel geçer manada söz ettiği “reformları” gerçekleştirebilirdi. Esad’ın 2000’den bu yana gösterdiği performans ne var ki, tersine “Suriye derin devletinin” genç Beşşar’ı “etkisizleştirdiği” yönündeki kanıları güçlendirdi. Ufak tefek jestler dışında, Suriye halkının bugün beklediği büyük değişim başlıklarından hiçbiri (OHAL’in kaldırılması, özgürlükleri genişleten yeni bir anayasa, daha çoğulcu sistem, basın özgürlükleri vs…) gerçekleşmedi. Esad’ın Suriye’ye sıçrayan “Arap kalkışmasından” sonra; parlamentoda yapmış olduğu ilk konuşma işte Suriye liderinin ilk kez bu konulara ciddi biçimde değineceğine dair beklentiler yarattı. Ancak her şeyi; gözden düşen tüm diğer Arap liderleri gibi; “dış odaklarla” açıklayan ve halktan gelen tüm talepleri göz ardı eden Esad, düş kırıklığı yaratan konuşmasıyla; Şam’ın da artık eli mahkum “rejim değişikliği” yolcusu olduğu izlenimini güçlendirdi. Esad’ın konuşması ardından insanlar yeniden meydanlara çıktılar ve gösterilerde tekrar kan aktı… On beş günde; Arap dünyasında en güçlü statükolardan birine sahip olduğu düşünülen Suriye rejimi, uçurumun kenarına geldi! Libya’yı izlerken, Suriye’de olanları gözden kaçırmayalım. Satılmasına karar verilen ipotekli gayrimenkullerin cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: 1 AntalyaAlanyaMahmutlar Beldesi Meydan mevkii 656 Ada, 3 parselde kayıtlı 514,84 m2 alanlı arsa vasıflı taşınmazdaki binanın 2. katında 230/3000 arsa paylı 14 nolu mesken olup borçlu adına hissesi tamdır. Tapu kaydı üzerinde Halk Bank AŞ. Lehine ipotek ve icrai haciz şerhleri bulunmaktadır. Satışa konu parsel üzerinde NAZLI ÇAKIR AP. İsimli bod+6 katlı bina bulunmaktadır. Her bir normal katta 2’şer adet mesken vardır. Bina dışı akrilik boyalı, üzeri beton teras çatılı, merdiveni mermer kaplama, asansörlüdür. Söz konusu mesken 2. katta (son kat 3 altı) güneybatı ve kuzey olmak üzere 3 cephelidir. Giriş kapısı ve iç kapılar ahşap tablalı kapı, duvarlar plastik boyalı, alçı kartonpiyerli, dış doğramalar ahşap tek camlı, mesken 2 oda 1 salon ve müştemilatlarından oluşup toplam 90 m2 civarında kapalı alanlıdır. Söz konusu satışa konu taşınmaz arsa payı ile birlikte toplam 80.000,00 TL değer taşır. 2 AntalyaAlanyaMahmutlar Beldesi Meydan mevkii 4362 parselde kayıtlı 7244.55 m2 alanlı arsa vasıflı taşınmazdaki binalardan C2 Blok 1. Kat 4/424 arsa paylı 2 nolu mesken olup borçlu adına hissesi tamdır. Tapu kaydı üzerinde Halk Bank AŞ. Lehine ipotek ve icrai haciz şerhleri bulunmaktadır. Satışa konu parselde ALDEN1 SİTESİ isimli binalar bulunup söz konusu C2 blok bina 6 katlı, betonarme taşıyıcılı beton teras çatılı, yüzme havuzlu, asansörlü, merdiveni mermer kaplama, dışı akrilik boyalıdır. Blokta 2 giriş (merdiven) katta 4 adet mesken bulunmaktadır. Söz konusu mesken batı ve kuzey olmak üzere 2 cephelidir. (Genpa üzeri) Mesken 2 oda 1 salon ve müştemilatlarından oluşup 105 m2 civarında kapalı alanlıdır. Anılan taşınmaz arsa payı ile birlikte 140.000,00 TL değer taşır. Satış Saati: 1. Taşınmaz için 10.0010.05 2. Taşınmaz için 10.1510.20 11. Satış 17/05/2011 günü yukarıda belirtilen saatler arasında Alanya Adalet Sarayı Mezat salonunda suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak suretiyle 27/05/2011 günü aynı yer ve saatlerde ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin satış masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin, 1. Taşınmaz için tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde 16.000,00 TL, 2. Taşınmaz için tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde 28.000,00 TL nakit veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale pulu, tapu harcının 1/2’si, teslim masrafı ve %18 KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergjler, tellaliye harcı ve tapu harcının 1/2’si satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve nıünderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2010/8056 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları işbu satış ilanı, tapuda adresi bulunmayan ve tebligat yapılamayan ilgililere ilanen tebligat yerine kaim olacağı ilan olunur. 21/03/2011 (İc.İf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 21230) PAZARTES FORUMU 7 N SAN 2011 Pazartesi S YAS KT DARA KARŞI ŞLENEN SUÇLAR ve BU SUÇLARIN KOVUŞTURULMASI Yönetici Konuşmacı YER : Av. Kemal KUMKUMOĞLU : Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU : İstanbul Barosu Orhan Apaydın Konferans Salonu İstiklal Cad. Baro Han Beyoğlu – İstanbul : 17.00 SAAT C MY B C MY B