22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 N SAN 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 17 Kış boyu süren yoğun müzik etkinlikleri ilkbaharda da festivallerle devam ediyor Müziğin baharı kapıda... A İstanbul’da kış boyu süren yoğun müzik etkinlikleri, ilkbaharla birlikte daha da zenginleşmekte. Bu hafta başlayan “İstanbul Liszt Günleri” çerçevesinde bestecinin başyapıtları usta piyanistler tarafından seslendiriliyor. Önceki akşam Özgür Aydın’ın dinletisiyle açılan Liszt etkinlikleri bu akşam çağımızın önde gelen isimlerinden Macar piyanist Dezso Ranki’nin Süreyya Operası salonundaki konseriyle devam ediyor. Ranki, bestecinin olgunluk yapıtlarını seslendirirken bunun tarihi bir dinleti olması bekleniyor. Toros Can, Muhiddin Dürrüoğlu, Emre Elivar ile İdil Biret gibi Türk piyanistlerinin yanı sıra Gergely Boganyi, Endre Hegedüs ve Stephane Blet gibi Liszt piyano ustaları da etkinliklerde yer alacak. 10 Mayıs’taki kapanış konserindeyse Dolmabahçe Sarayı’nda Emre Aracı’nın tanıtım konuşmasıyla bir konser yapılacak. Macar soprano Judith Rajk’ın bestecinin liedlerini seslendirmesi bu konseri taçlandıracak. Etkinliklerin koordinatörü Mehmet Mestçi bu konserin halka açık olmayacağını, ancak NTV’den naklen yayınlanacağını Oyuncaklar Arasında Sunay Akın’ın kurduğu Oyuncak Müzesi’ni hiç gezdiniz mi? Müzeyi de, oyuncağı da yabancı gören bir topluma sunulmuş “çılgın bir proje!” Daha açılmamıştı bile, o zamanki Adam Sanat dergisinde müzeyi tanıtan bir söyleşi ve fotoğraflar yayımlamıştım. Sonra da birkaç kez daha gittim. Çocukluğumda oyuncaklarım olmuş muydu, anımsamıyorum. Benim oyuncaklarım bahçemizdeki, çevre bağlardaki ağaçlardı. Bütün ilgim onların meyvelerindeydi. Her birinin olgunlaşmalarını gözlemek, benim için oyunların en güzeliydi. Oyun ve oyuncak, küçüklerin taklit yoluyla hayatı öğrenmelerinin bir yolu. İster istemez hayatımıza giriveren bir olgu. Çocuğunuz varsa oyunlarla oyalanmak isteyecektir. Ona bulup buluşturup eğleneceği bir şeyler sunmak zorundasınız. Garibim Anadolu’da, mısır koçanları, ağaç dalları, sopalar, biçimli taşlar, kemikler, gazoz kapakları, cevizler, fındıklar, bezden yapılan bebekler, peşinden koşulan tavuklar, horozlar, kimi zaman kuzulardır çocukların oyuncakları. Oyuncakların da sınıfları, ayrı sözleri oluyor demek. Oyuncak Müzesi’nde bir araya getirilen binlerce oyuncak, dünyanın dört bir köşesinden toplanmış değerli ürünler. Her biri için arttırmalara girilip kıran kırana mücadele edilmiş. Sunay Akın’ın varını yoğunu yatırdığı bir hazine. Bizim geleneksel oyuncaklarımız da var elbet ama asıl değişik ulusların, değişik dönemlerinde ortaya çıkmış, o dönemlerin eğitim anlayışını, dünya görüşlerini yansıtan örneklerin varlığı öne çıkıyor. Her toplum, kendi çocuklarını, kurdukları düzeni sürdürecek biçimde yetiştirmek istiyor. 1930’ların Almanya’sı asker çocuklar yetiştirmek istediği için asker oyuncakları veriyor çocukların eline. İsviçreli, çok katlı, çok odalı şatolarını emanet ediyor çocuklarına. Mutfakların bir toplum hayatında ne denli önemli olduklarını anlayabilmek için bütün mutfak gereçlerinin bin bir ayrıntıyla yer bulduğu oyuncaklara bakmak gerek. 1960’larda uzayı fethe çıkan Amerikalılar ve Ruslar için çocukların uzay gemileriyle oynaması, kendilerini geleceğin dünyasına hazırlamaları gerek. Her toplum çocuğuna sunduğu oyuncaklarla onu geleceğe hazırlıyor. Bir de oyuncaklara gösterdiği özenle, kendi toplumunun geleceğine de ne denli titizlendiğini gösteriyor. Öylesine ayrıntılı, özenli bir işçilikle yapılıyor ki oyuncaklar, küçükler, o oyuncaklarla oynarken ayrıntının ve güzelliğin de gizlerine eriyor. Oyuncak Müzesi, ülkemiz müzecilik tarihi bakımından da önemli bir girişim. Genellikle büyük sermaye sahipleri ya da vakıflarca kurulan özel müzeler alanında, eski tiyatrocular için söylenen “iki kalas bir heves”le de başarılar sağlanabileceğini gösteren bir örnek. Üstelik bu başarı ülkemizle de sınırlı değil. İstanbul Oyuncak Müzesi, dünyanın kendi alanında üç büyük müzesinden biri kabul ediliyor. Oyuncak Müzesi’nin başarısını görünce, Sunay Akın’ın 1990’larda ortaya attığı Kız Kulesi’nin “Şiir Cumhuriyeti” ilan edilmesi düşüncesinin gerçekleşmemesiyle nasıl büyük bir fırsatın kaçırıldığına üzülmemek de elde değil. Kültür alanında, dünyanın en küçük adasında, en büyük başarılardan biri sağlanmış olurdu. Önümüzdeki cumartesi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Belki çocuğunuzu alıp Oyuncak Müzesi’ni görmeye gidersiniz. Çocuğunuz yoksa da kendinize böyle bir armağan verin. Oyuncaklar arasında geçirilecek birkaç saatin bir insanın düşgücüne neler katabileceğini görmek için bir fırsat yaratın kendinize. ida Gomez, Mersin Müzik Festivali’nde ‘Carmen’ operasının flamenko uyarlamasını sergileyecek. stanbul Müzik Festivali’nin yıldızı ise diva, soprano Renée Fleming. her köşesinde değişik etkinliklerle, özellikle gençleri eğitici ustalık sınıflarıyla kenti şenlendirmişti. Umarız bir yıllık bir aradan sonra gelecek yıl devam edecektir. stanbul Müzik Festivali’nde geri sayım İKSV’nin Borusan ana sponsorluğunda ve Eczacıbaşı’nın desteğinde düzenlediği 39. festivali, 4 29 Haziran tarihleri arasında yapılıyor. Gramophone dergisinde dünyanın diğer festivalleri arasında İstanbul festivalinin de duyurusunu bulmak insanın hoşuna gidiyor. Buradan aldığım ilk bilgilere göre yılın başlıca yıldızı kuşkusuz diva, soprano Renée Fleming. Programın zenginlikleri arasında Gidon Kremer/Kremarata Baltica Topluluğu, viyolacı Y. Başmet ve piyanist E. Leonskaja solistliğindeki “Moskova Solistleri”, soprano P. Petibon ve Venedik Barok Topluluğu, BİFO’nun eşliğinde ünlü kemancı Hilary Hahn, şef C. Eschenbach ile SchleswigHolstein Festival Orkestrası’na katılan çellist A. Weilerstein, ünlü klavsenci T. Pinnock’un grubu, piyanist Greilsammer ile Geneva Oda Orkestrası, ayrıca Anna Vinnitskaya, İdil Biret ve Stephen Kovaçeviç gibi piyanistler de yer alıyor. Bakalım İstanbul festivali bir sonraki yıl, 40. yılı kutlamaları için nasıl bir şenlik düşünecek. Renée Fleming Aida Gomez Aida Gomez belirtti. Konserlerin yanı sıra Liszt Akademisi ve Liszt Müzesi’nin işbirliğiyle Süreyya Operası’nda ve sonra da Fulya Sanat Merkezi’nde besteciye ait bir sergi açılacak. Liszt, 1847’de 36 yaşındayken İstanbul’a gelmiş, Beyoğlu’nda Nuriziya Sokak’ta konuk edilmiş, sarayda konser vermiş ve Abdülmecit için Donizetti Paşa’nın yazdığı “Mecidiye Marşı”nın parafrazını yapmıştır. Bu nedenle Liszt’i 200. yılında İstanbul’da anmak, dünyanın diğer kentlerinde anmaktan daha derin anlamlar taşır. Mersin’de Hanri Atat ve Nevit Kodallı öncülüğünde kurulan “Uluslararası Mersin Müzik Festivali”, 10. yılını festival öncesinde, kentin sokaklarında Mersin Festivali çeşitli etkinliklerle kutlamaya başlıyor. Sponsor plaketleri için de festival başlamadan önce bir etkinlik düzenlenmesi bu yılın ayrıcalığı. İki yıl önce yitirdiğimiz Mersinli bestecimiz Nevit Kodallı anısına ilk kez bir beste yarışması düzenlendi: “Mersin, Portakal Çiçeğine Müzik Arıyor” başlıklı yarışmaya 13 yapıt başvurdu. Kazanan, 25 Nisan’da halk jürisinin oylarıyla belirlenecek. Bunlar hep 1 Mayıs’ta başlayacak festival için ön hazırlıklar. Açılış konserini Avrupa’nın saygın topluluklarından Lucern Festival Orkestrası, şef Achim Fidler yönetiminde yapacak. Solist, kemancı Daniel Dodds. Festivalin bir başka merak uyandıran kemancısı da Maria Hossen. En coşkulu etkinliklerden birisi de 6 Mayıs’ta: Flamenkocu Aida Gomez, “Carmen” operasının flamenko uyarlamasını sergileyecek. Kapanış konserindeyse son zamanların yükselen yıldızlarından piyanist Nikolai Tokarev, Rachmaninof’un 3. konçertosuyla Işın Metin yönetimindeki Bilkent Senfoni Orkestrası’na solist olacak. Kentin tarihi mekânlarına yayılan etkinliklerde Kanlıdivane, Tarsus St. Paul Anıt Müzesi, Pompeipolis Harabeleri ve Latin Kilisesi de konserlere ev sahipliği yapacak. Bu yıl nisan başında yapılacağı duyurulan 16. Uluslararası Eskişehir Müzik Festivali ise ne yazık ki gerçekleşemiyor. Oysa yıllardır Eskişehir’in kalbi olmuş, MEVL D KANTAT’IN PRÖM YER BUGÜN SON KATILIM TAR H 1 TEMMUZ Kasideden senfoniye Kültür Servisi Beyoğlu’ndaki eğlence mekânı Alt.Caz her ay farklı konseptlerle caz sanatçılarının performanslarına ev sahipliği yapıyor. Alt.Caz’a yarın akşam “Karma Caz Gecesi” etkinliği kapsamında 10 caz sanatçısı konuk olacak. Karma caz gecesinde, vokalde Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü Caz kardeşliği Elif Çağlar ve Ece Göksu, gitarda Neşet Ruacan, Sarp Maden ve Bilal Karaman, saksofonda Engin Recepoğulları ve Yahya Dai, kontrabasta Matt Hall, trompette mer Demirer ve davulda Derin Bayhan olacak. (0 212 244 85 67) Kültür Servisi Süleyman Çelebi’nin 1409 yılında yazdığı “Mevlid” isimli kaside, besteci Selman Ada tarafından kantat formatında senfonik bir esere dönüştürüldü. “Mevlid Kantat” adını alan eser, bugün saat 20.00’de İstanbul Kongre Merkezi’nde ilk kez seslendirilecek. Kuranıkerim’in indirilişinin 1400’üncü yıldönümü nedeniyle hazırlandığı açıklanan eseri, Devlet Opera ve Balesi müdürlüklerinin orkestraları ve opera sanatçılarından bir araya getirilen 110 kişilik orkestra ile 320 kişilik korodan oluşan 430 kişilik bir sanatçı topluluğu seslendirecek. TC Cumhurbaşkanlığı’nın desteklediği, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’nın katkılarıyla hayata geçirilen proje Ahmet San’ın organizasyonu ile gerçekleştiriliyor. Mevlid Kantat prömiyeri, TRT1, TRT Arap, TRT AVAZ kanallarından canlı olarak yayınlanacak. Japonya’ya yardım konseri Kültür Servisi Doğu Japonya’daki deprem felaketinde zarar gören yüz binlerce insan için 22 Nisan saat 19.30’da Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’da bir yardım konseri düzenleniyor. Boğaziçi Üniversitesi Mezunları Derneği tarafından düzenlenen konsere Nicolas Horvath, Şirin Pancaroğlu, Yinon Muallem ve Arslan Hazrati katılacak. Konser ve CD satışının kazancının tümü, Japon Kızılayı’na bağışlanacak. Olgun Açar Trio NHKM’de Kültür Servisi Olgun Açar Trio, bugün Kadıköy’deki Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde (NHKM) cazseverlerle buluşuyor. Akşam 20.00’de NHKM’nin Ruhi Su Salonu’nda gerçekleştirilecek performansta caz standartlarından seçilen bestelerin yanı sıra Sarp Maden’e ait besteler de çalınacak. Bilgi için: NHKM Tel: 0 216 414 22 39 Kültür Servisi Edebiyatımızın büyük ustası Melih Cevdet Anday’ın anısına, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Ören Belediyesi’nin işbirliğiyle düzenlenen “Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü”nün bu yıl altıncısı veriliyor. Seçici kurulu Doğan Hızlan, Ataol Behramoğlu, Sennur Sezer, Eray Canberk, Egemen Berköz, Refik Durbaş ve Enver Ercan’dan oluşan ödül için 1 Mayıs 20101 Haziran 2011 tarihleri arasında yayımlanmış kitaplarla başvuru yapılabilecek. Son katılım tarihi 1 Temmuz olarak belirlenen yarışmaya katılmak ya da kitap önermek isteyen yayınevi, kurum ve kuruluşların sekiz adet yapıtı, başvuru dilekçesiyle birlikte “TYS Edebiyat Müzesi, Aysel TezerYıldız Sarayı, Dış Karakol Binası, Barbaros Bulvarı, Beşiktaş, İstanbul” adresine göndermeleri gerekiyor. Ödül, sahibine eylül ayında Ören’de düzenlenecek “6. Ören Melih Cevdet Anday Şiir Günleri ve Kültür Şenliği”nde sunulacak. Anday, 1985 yılından itibaren yaz aylarını eşiyle birlikte MilasÖren’deki yazlığında geçirmiş, 1999’da anıtı, Ören Belediye Başkanı Kazım Turan tarafından Ören sahilinde, bugün onun adını taşıyan parka diktirilmişti. (Ayrıntılı bilgi için: 0 538 452 86 42) 51 yıl sonra ‘Yüz Karası’ Kültür Servisi Türk edebiyatının büyük ustası Orhan Kemal’in 1960 yılında tefrika edilen ve daha sonra basımı unutulan “Yüz Karası” isimli romanı Everest Yayınları tarafından 51 yıl sonra yayımlandı. Yazarın oğlu Işık Öğütçü yaptığı araştırma sırasında tesadüf eseri bir röportaj kupüründen hareket ederek romana ulaştı. Eserde dar gelirli bir ailenin yaşamöyküsü anlatılıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle