16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 20 N SAN 2011 ÇARŞAMBA [email protected] 16 KÜLTÜR Yıkım gününde sanat çevreleri ve gönüllüler protesto için Kars’ta buluşacak Sanatın onuru için yürüyecekler M Manu Chao dokuz yıl sonra yeniden bu topraklara ayak bastı ehmet Aksoy: “Uyduruk sebepleri, hukuka uydurarak, urgut Kazan: “Heykelin yapım sürecinin her adımı yasal, mahkemenin bitimini beklemeden heykelimi alelacele idam hukuka uygun işledi. Başbakan yaptığı “ucube” ederseniz, bakıp da görmeme durumunuz ilelebet kalacaktır. konuşmasında Hasan Harakani Türbesi’nden söz etti. Oysa o Heykele “Fransız olarak” gideceksiniz. Milyonlarca insanda da türbe ran’da. Ayrıca anıta “ucube” deyip yıkılmasını isteyen bu yetinin gelişmesine engel olacaksınız.” Başbakan, o gün iki katı kaçak olan otelin açılışını yaptı. AYŞEGÜL ÖZBEK T Sahnede sokağın ruhu ZÜLAL KALKANDELEN dans edip zıplayan insanlar, Manu’nun bir hareketiyle Sonunda İstanbul Manu “ye ye ye, yo yo yo” diye Chao ile buluştu. 2002’deki bağırıyor, yumruklar havaya konserden dokuz yıl sonra kalkıyor. Futbol maçlarında yeniden bu topraklara ayak takımını destekleyen bastı Manu Chao. Basacağı taraftarların duyduğu duyulur duyulmaz, bilet bağlılığı anımsattı bana bu satın alabilmek için yaşanan sahne. Manu Chao ile yarış da herhalde tarihe dinleyicileri arasındaki bu geçti. İki gecelik konser ilişki, müzik sosyolojisi biletleri, bir kişiye yalnızca açısından incelenmeye iki adet satılmasına karşın, değecek bir olay. 21 dakika içinde tükendi. Manu da bu durumun Bilet bulamayanlar da isyan farkında elbette. Mikrofonu etti. Bunca ilgiyi hak eden kalbinin üzerine defalarca Chao, sıradan bir müzisyen vurarak çıkardığı ses değil. İlginç birliktelikleri dinleyiciyi çılgına çeviriyor. barındırıyor kişiliğinde ve Dakikalarca süren bu şovun sanatında. İspanyol asıllı bir sonunda kızaran göğsünden Fransız ama “Dünyanın bir noktada incecik kan bir parçasıyım” akıyor. “Bongo bong”, diyor. Dünya “Me gustas tu”, Üzerinde ngilizce “Ahmet Şık ve vatandaşı olduğunu “Clandestino” gibi söylüyor, ama hitler çaldıkça salondaki Nedim Şener’e Özgürlük” yazan bir küreselleşmeye karşı. havluyla çıktı Manu Chao konsere. Yine coşku artıyor. Punk, Anti kahramanlığı reggae, rock, salsa, ska göçmenlikten, aşktan, getto hayatından hepsi birbirine savunuyor ama kendisi milyonlarca karışıyor. söz etti, mikrofonu kalbinin üzerine müziksever için gerçek defalarca vurarak çıkardığı ses dinleyiciyi Üzerinde İngilizce bir kahraman. “Ahmet Şık ve Nedim çılgına çevirdi. Pitchfork dergisinin Şener’e Özgürlük” dediği gibi, her yazan bir havlu müzisyenin hayali koyulmuş davulun üzerine. hatta aynı şarkıda bu Amerika’da başarılı “Demokrasilerde dilleri karıştırarak söylüyor. olmakken onun gözü haksızlıklara karşı İşin ilginci, dinleyicilerin İngilizce konuşulan konuşmak herkesin şarkılarda ona eşlik etmesi. ülkelerde “the rest of the görevi” diyen bir müzisyen Her sözünü anlamasalar da world” diye anılan var sahnede. Aynı gün şarkıları ezberlemiş, her dünyanın geri kalanında... “İnsanlık Anıtı” heykelinin melodiyi akıllarına Şarkılarında göçmenlikten, yıkımına karşı çıkmak için nakşetmişler. aşktan, getto hayatından söz konuşan bir sanatçının Babylon’un asma katında edip sol içerikli mesajlar bıçaklandığı bir ülkede salonu izlerken orada ilk veriyor. 2001’de Manu Chao’yu canlı kez böylesine bir heyecana Cenova’daki G8 toplantısını tanık olduğumu dinlerken içimiz buruk... İyi protesto gösterilerine destek belirtmeliyim. Hem şarkı ki geldin Manu! için binlerce kişiye bedava söyleyen, hem de hiç konser vermiş, ödünsüz, www.zulalkalkandelen.com durmadan o sıkışıklıkta yürekli bir müzisyen o... “La Ventura” turnesinde kendisine eşlik eden iki müzisyen ile Babylon sahnesinde göründüğünde yapılan tezahüratı duysaydınız, müzikseverlerin gözündeki yerini o anda anlardınız. Düğmeleri iliklenmemiş gömleği, lastik ayakkabıları, şapkası, bermuda pantolonu ve belindeki kırmızı kuşağıyla bu sıra dışı müzisyenin sokağın ruhunu sahneye taşıdığına tanık olurdunuz. Şarkılarını Fransızca, Portekizce, İngilizce, İspanyolca, Arapça, Katalanca ve Gal dilinde, Başbakan’ın “ucube” dediği ve yıkımı için geçen günlerde iskele yerleştirilen heykeltıraş Mehmet Aksoy’a ait Kars’taki “İnsanlık Anıtı”nın yıkım günü 23 Nisan olarak belirlendi. Önceki gün de “Gördüm, Duydum, Şahidim” başlığıyla Akatlar Kültür Merkezi’nde “İnsanlık Anıtı”nın yıkım kararına karşı yapılan toplantıda, 23 Nisan’da heykelin yıkımını protesto etmek için Kars’ta bir yürüyüş düzenleneceği duyuruldu. Aralarında sanatçılar Tarık Akan, Rutkay Aziz, Hazım Körmükçü, Mehmet Güleryüz, Suavi, Bedri Baykam, Levent Kırca, Edip Akbayram ve gazetemiz yazarları Şükran Soner, Oktay Ekinci ve Aksoy’un avukatı Turgut Kazan’ın da bulunduğu toplantıda konuşan Aksoy, “Tüm sanatseverleri ve sanatın onurunu korumak isteyen herkesi 23 Nisan’da saat 15.00’te Kars’a davet ediyorum. Orada kendimi siper edeceğim” dedi. Mehmet Aksoy Boş Bakanlara Açık Mektup Ocak ayında bir sergi açacağını ve serginin baş eserlerinden birinin de “Sıvas Katliamı”yla ilgili bir anıt olacağını belirten Aksoy, “Boş Bakanlara Açık Mektup” başlığıyla okuduğu yazıda bakanların, başbakanların boş baktıkları ve bakıp bakıp bir türlü göremediklerini, çünkü görmenin bir eğitim işi olduğunu vurguladı: “Uyduruk sebepleri, hukuka uydurarak, hâkimlerin yerlerini değiştirerek, mahkemenin bitimini beklemeden heykelimi alelacele idam ederseniz; bakıp da görmeme durumunuz ilelebet kalacaktır. Heykele ‘Fransız olarak’ gideceksiniz. Milyonlarca insanda da bu yetinin, bu duygunun gelişmesine engel olacaksınız. Türkiye çok anlamlı bir anıt kaybedecek, Kars şehri barış karşıtı, sanat düşmanı bir konuma düşecek. Dünya sanatsever, demokrat kamuoyunun gözünde Taliban’a döneceğiz. Heykeli yıkanlar, insanlık suçu işlemiş olacak ve o heykelin altında kalacaklar.” “Bu işin içinde hukuk yoktur” diyen Kazan da anıtla ilgili hukuksal süreci anlattı: “Heykelin yapım sürecinin her adımı yasal, hukuka uygun işledi. Başbakan yaptığı “ucube” konuşmasında Hasan Harakani Türbesi’nden söz etti. ‘İnsanlık Anıtı’nın bu türbeyle alakası yok. Çünkü o türbe İran’da. Ayrıca anıta ‘ucube’ deyip yıkılmasını isteyen Başbakan, o gün iki katı kaçak olan otelin açılışını yaptı. Orası kesinlikle sit alanı değil. Anayasanın 64. maddesi ‘devlet sanatı korur’ diyor. Devlet sanatı böyle koruyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurarak öncelikli inceleme istedik” dedi. Ressam Bedri Baykam da Avrupa ve Bedri Baykam Kars’taki ‘ nsanlık Anıtı’nın yıkımı için geçen günlerde bir iskele kuruldu. Heykelin yıkım tarihi ise 23 Nisan olarak belirlendi. ‘Devlet sanatı böyle koruyor’ dünya sanat birliklerinden gelen yıkımla ilgili kınama raporlarını okudu. Aksoy’un konuşmasına gönderme yaparak Başbakan’ın aydınlara, sanatseverlere ve demokrasiye Fransız kalmak istediğini belirten Baykam, “Yansıttığımız ortaçağ anlayışını dünyaya yaymaya mecbur muyuz? Bu heykel yıkılırsa Taliban’ın Buda heykelinden sonra bu da Türkiye’nin Taliban hamlesi diye tüm dünya duyacak. Başbakan bu eylemine devam ederse üzerindeki bu leke hiçbir zaman çıkmayacak” dedi. Kars’ın kültürel ve mimari yapısı hakkında bilgi veren Ekinci, Taliban’ın Buda heykeline saldırısı ile anıtın yıkımının aynı olmadığını belirtti: “Çünkü Taliban kendi ideolojisine bağlı bir örgüt. Ama Başbakan Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’dır. Böyle bir tutuma hem ahlaken, hem evrensel anlamda, hem siyasal anlamda hakkı yoktur. Sayın Kültür Bakanı’nın hemen Kars’a gitmekte olan vincin yolunu keserek bu yıkımı önlemesi gerekmektedir” dedi. Soner ise “Çarpıştırarak var olmaya çalışanların şiddeti, insanı kullanan sanat gücünün savaştığı bir noktadayız. Türkiye’nin nereye gideceğiyle ilgili düşünmemiz gerekli. Biz ya aşağılara ya da uygarlığa, insanlığa doğru gideceğiz. Bunun savaşını vermek zorundayız.” şeklinde konuştu. (http://www.insanlikaniti.com/) GÖRDÜM, DUYDUM, ŞAH D M “ nsanlık Anıtı”nın yıkımını protesto eden birçok sanatçı, gazeteci ve aydın Aksoy’a “Gördüm, Duydum, Şahidim” diyerek destek çıktı: Abdullah Nefes, Ahmet Say, Ahmet Turan Kur, Alaaddin Aksoy, Arif Keskiner, Ataol Behramoğlu, Atilla Birkiye, Balkan Naci stimyeli, Bayram Gümüş, Bennu Yıldırımlar, Bubi, Can Dündar, Canan Kaftancıoğlu, Cüneyt Türel, Enver Aysever, Fazıl Say, Genco Erkal, Gülriz Sururi, Gürer Aykal, Hanifi Yeter, Hıfzı Topuz, Leyla Erbil, Malik Bulut, Mehmet Beyhan, Muazzez lmiye Çığ, Murat Evgin, Mücap Ofluoğlu, Müjdat Gezen, Nedim Saban, Pınar Kür, Süleyman Saim Tekcan, Üstün Akmen, Yavuz Bingöl, Yücel Erten, Zafer Erdaş, Zeynep Altıok Akatlı, Zeynep Oral, Züleyha. ‘Atları da Vururlar’ filminde Jane Fonda ile başrolü paylaşmıştı Aktör Michael Sarrazin öldü Kültür Servisi “Atları da Vururlar” filminde Jane Fonda ile başrolü paylaşan aktör Michael Sarrazin (70), Montreal’de yaşamını yitirdi. ABD’de 1930’lardaki ekonomik kriz sırasında yoksul ve umutsuz bir grup yarışmacının para ödüllü bir dans maratonunda ölümüne yarışmalarını anlatan Sydney Pollack imzalı “Atları da Vururlar” filmiyle tanınan oyuncu, 1967’de rol aldığı western filmi “Gunfight in Abilene/ Abilene’de Çatışma” ile dikkatleri çekti. Sarrazin’in rol aldığı filmler arasında “The Flim Flam Man / Sahtekâr Adam”, Paul Newman’la birlikte rol aldığı “Sometimes a Great Notion” de bulunuyor. Sarrazin, başrollerini Harrison Ford’la paylaştığı “The Sweet Ride” filmiyle de “Altın Küre” ödülünü kazanmış, aynı zamanda 14 yıllık ilişkilerinin başlamasını da sağlayan bu filmde Jacqueline Bisset de rol almıştı. Son yıllarda TV dizilerinde rol alan Sarrazin, son olarak 2008’de televizyon filmi “The Christmas Choir / Noel Korosu”nda rol almıştı. Michael Sarrazin, Sydney Pollack imzalı 1969 tarihli ‘Atları da Vururlar’ filminde Jane Fonda ile birlikte. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle