16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 N SAN 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA HABERLER ODTÜ’de ‘Başkaldırıyoruz’ eylemine katılarak AKP’ye yürümek isteyen 117 öğrenci hakkında dava açıldı 7 KÖY ENSTİTÜLERİNİN 71. KURULUŞ YIDÖNÜMÜ Öğrencilere 10 yıl hapis istendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) toplanarak AKP’ye yürümek isteyen ve polisin tazyikli su ve biber gazıyla müdahale ederek durdurduğu öğrencilerden 117’si hakkında 10 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ankara Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan tarafından açılan davanın iddianamesinde, 5 Ocak 2011 tarihinde, çeşitli üniversitelere mensup öğrencilerin, ODTÜ yerleşkesinde A1 kapısı önünde toplandıkları anımsatıldı. Aralarında hakkında dava açılan kişilerin de bulunduğu 400 kişilik topluluğun buradan AKP Genel Merkezi önüne yürüyecekleri yönünde konuşmalar yapıldığı, bunun üzerine güvenlik güçlerince, böyle bir yürüyüşe izin verilmeyeceği söylenerek, giriş kapısı önünde barikat oluşturulduğu anımsatılan iddianamede, bunun ardından şüphelilerin etraftan topladıkları taşları güvenlik güçlerine doğru attıkları öne sürüldü. Güvenlik güçlerince topluluğa dağılmaları yönünde ve duyulacak biçimde birkaç kez uyarıda bulunulduğu savunulan iddianamede, şüphelilerin başlangıçtan itibaren topluluğun içinde yer aldıkları, topluluğu yönlendirici ve güvenlik güçlerini tahrik edici tavırlarda bulundukları kaydedildi. İddianamede, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Hakkındaki Yasa’ya göre toplantı düzenlenmesi için önceden izin alın Skandal 15 milyon seçmeni ilgilendiriyor İstanbul Haber Servisi A&G Araştırma Şirketi Başkanı Adil Gür, YGS’deki skandalın Türkiye’de ilk kez oy kullanacak seçmenler ve aileleri hesaba katıldığında asgari 15 milyon seçmeni yakından ilgilendiren bir konu olduğunu belirtti. Gazeteci Abbas Güçlü’nün ile Genç Bakış programına konuk olan Gür, “Seçime elbetteki etkisi olacaktır. Ama bu etkinin ne olacağını ölçüp değerlendirmek lazım. Ama YGS’nin etkisiyle birinci partinin ikinci, ikinci partinin birinci olacağını düşünmüyorum. Çünkü oy oranında çok fark var”dedi. Fotoğraflar: VEDAT ARIK / AA masına gerek bulunmadığı, ancak önceden toplantı için bildirimde bulunulması gerektiği belirtilerek, bu hakkın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve anayasada korunan ifade özgürlüğü olduğu anımsatıldı. Söz konusu olayda şüphelilerin toplantı düzenlemek için adli makamlara başvurularının bulunmadığı, bu haliyle bunun yasaya aykırı toplantı olduğu öne sürülen iddianamede, bununla birlikte uygulamada bildirimde bulunulmadan yapılan toplantılarda dahi toplantının içeriğinin suç oluşturmaması durumunda topluluğa görüşlerini ifade etmede tolerans gösterildiği ve dağılmaları yönünde uyarıda bulunulmadığı belirtildi. ‘Bugün ülkeyi ‘imam’lar yönetiyor’ MEHMET MENEKŞE ‘Başından beri yasaya aykırı’ Ancak soruşturma konusu olayda topluluğun başlangıçtan itibaren saldırgan tavır içinde olduğu, bu nedenle toplantının başından itibaren yasaya aykırı toplantı halinde olduğu savunulan iddianamede, bu durumda 2911 sayılı yasada dağılma uyarısı yapılmasına dahi gerek bulunulmadığı, buna rağmen güvenlik güçlerince topluluğa dağılmaları için ve duyulacak biçimde defalarca uyarıda bulunulduğu aktarıldı. Ancak topluluğun dağılmadığı gibi, kendisini dağıtmak isteyen güvenlik güçlerine karşı zor kullandığı ileri sürülen iddianamede, bu durumda artık AİHS, anayasa ve 2911 sayılı yasa ile sağlanan ve güvence altına alınan “toplantı oluşturmak/ifade özgürlüğünü kullanmak” hakkından söz edilemeyeceği öne sürüldü. Kopya iddiasına 9 yıl hapis istendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Suç örgütü kurarak, önceden anlaştıkları kişilerin ÖSYM sınavlarında kopya çekmelerini sağladıkları iddiasıyla haklarında dava açılan 30 sanığın yargılandığı davada, cumhuriyet savcısı esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Savcı, Gazi Üniversitesi öğretim görevlisi sanık Oruç Ali Uğur hakkında, 2 yıl 7 ay 15 günden 9 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep etti. Kutlu doğum buluşması stanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün stanbul’da düzenlenen “Kutlu Doğum Haftası” etkinliğinde bir araya geldi. Ataköy Sinan Erdem Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleştirilen Kutlu Doğum Haftası etkinliğine bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu, “ slam dininin temel amacı ahlaki bir toplum yaratmaktır. Hz. Muhammed, Allah ile kul arasına giren tüm batıl inançları yıkmıştır” dedi. Kılıçdaroğlu, insan haklarının yerlerde sürüklendiği, kadınların öldürüldüğü, şiddet gördüğü bir çağda yaşadığımızı belirterek, “Günümüzde de düşünce ve inanç özgürlükleri önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır. Burada da peygamberimizin hadisleri düşünceleri dikkate alınmalıdır” dedi. Daha sonra kürsüye gelen Başbakan Erdoğan, “Kutlu Doğum Haftası’nın temasını merhamet olarak belirlendi. Hz. Muhammed, köleliğin, ırkçılığın, ayrımcılığın hüküm sürdüğü bir zamanda dünyaya gelmişti. O paylaşma ve merhametin hüküm sürdüğü bir dünya kurup dünyadan ayrıldı” diye konuştu. ‘Sabıkası var’ gerekçesi Eylemin yasa ile korunan toplantı yapmak hakkının dışına çıkarak suç oluşturduğu ifade edilen iddianamede, bir kısım şüphelilerin daha önce aynı suçtan sabıkalarının bulunduğu, yine bir kısım şüpheliler hakkında verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının bulunduğuna dikkat çekildi. Davanın iddianamesinde, üniversite öğrencisi 117 kişinin, “mala zarar vermek” ile “izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşünün dağıtılması sırasında kamu görevlisine direnmek” suçlarından 1 yıl 9 aydan 10 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi’ne sunulan iddianamenin kabul edildiği ve söz konusu kişilerin yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacağı öğrenildi. 1 MAYIS KUTLAMALARI TAKS M’DE AMASYA 17 Nisan 1940’ta Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi öz kaynaklarıyla kurduğu Köy Enstitüleri, kuruluşunun 71. yıldönümünde de konuşulmaya devam ediyor. Köy Enstitülerini bitiren ve her geçen yıl sayıları azalan öğretmenler, enstitülerden gururla söz ediyor. İsmail Oruç, Ahmet Usta, Mehmet Aksoy, Vahit Pehlivantürk ve Ali Yıldırım, Akpınar Köy Enstitüsü’nü bitirdikten sonra eğitimin birçok kademesinde çalışıp bugün emekliliklerini yaşayan Enstitülü öğretmenlerden sadece birkaçı. Enstitü mezunu öğretmenlerden Vahit Pehlivantürk Köy Enstitülerini “Bize üretmeyi de sorgulamayı da öğrettiler” diye anlatıyor. Toprak reformuna karşı olanların Enstitüleri kapattığını söyleyen Pehlivantürk, “Köy Enstitülerini kapatanlar imam hatipleri açtılar ve kendi arka bahçelerini yarattılar. Bugün de ülkeyi imam hatipliler yönetiyor. Bu nedenle de Türkiye’nin gidişatını Oruç iyi görmüyorum. Çünkü Türkiye’de geriye doğru bir gidiş var. Fethullah memlekete egemen olmuş. Toplumda bir baskı var, korku var. Cemaat baskısı var. Cemaat toplumun her bir uzvuna sirayet etmiş durumda. Gelecekten endişe duyuyorum” dedi. Ali Yıldırım ise “Dün Köy EnstiUsta tülerini çeşitli iftiralarla kapatan zihniyetin devamı bugün ülkeyi yönetmektedir. Düşünmeyen, örgütsüz, bir yerlere tabi, biat eden, boyun eğen insanlar yetiştirmek daha çok işlerine geliyor” diye konuştu. Bir başka Enstitülü öğretmen Mehmet Aksoy söze “Dünyada Köy Enstitülerinin uyAksoy guladığı eğitim programlarını uygulayan bir başka örnek yoktur” diyerek başlıyor. Köy Enstitülerinin amacının, köy çocuklarını iş sahibi, meslek sahibi yapmak, görerek, uygulayarak, yaşayarak hayata hazırlamak, üretime katmak olduğunu belirtti. Köye ışık olan, asıl rehber olanın öğretmen olduPehlivantürk ğunu söyleyen Ahmet Usta ise şöyle konuşuyor: “Köyde o rehber artık yok. Bunun yerini artık imamlar aldı. İmamlar da ona göre yönlendiriyor köylüyü. Enstitüleri kapattıktan sonra köyleri de kalkındıramadık, kentleri de köyleştirdik.” Ağalık düzeninin sürmesini isteyenlerin, gericilikten ve bağnazlıkYıldırım tan beslenenlerin enstitüleri kaptattığına vurgu yapan İsmail Oruç da bugün gelinen noktada öğretmenin yerini imamın, bilimin yerini de dinin aldığını söylüyor. Oruç, “Eğer Köy Enstitüleri 1960’a kadar yaşasaydı Türkiye’nin rengi böyle olmazdı” diyor. Hedef 1 milyon kişi İstanbul Haber Servisi DİSK Genel Başkanvekili Tayfun Görgün, 1 Mayıs kutlamaları için ortak hareket ettikleri emek örgütleri ile “1 Mayıs’ta Taksim’de 1 milyon emekçi” hedefi koyduklarını belirterek, 1 Mayıs kutlamalarında örgütlü güçlerin katılımının yanı sıra işsizlerin, emeklilerin, dar gelirlilerin, toplumsal dışlanmışların, gençlerin, kadınların en geniş katılımının sağlanması için çalışmaları hızla sürdürdüklerini söyledi. 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı Taksim Meydanı’nda ortak kutlama kararı alan emek ve meslek örgütleri, Taksim Gezi Parkı’nda dün öğlen saatlerinde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. DİSK, TÜRKİŞ, KESK, Hakİş, MemurSen, KamuSen, TMMOB, TTB ve TEB adına ortak açıklamayı yapan DİSK Genel Başkanvekili Görgün, emek ve meslek örgütleri ile devrimci demokratik kurumlar olarak, Türkiye açısından son derece önemli bir dönemeçte, 1 Mayıs kutlamalarının hazırlıklarını sürdürdüklerini belirtti. 1 Mayıs’ın anlam ve önemine uygun bir biçimde ve bir bayram havasında geçmesi tüm halkın çoluğuyla çocuğuyla katılacağı bir genişlikte ve kapsamda gerçekleştirilmesi için çabaların sürdüğünü kaydeden Görgün, “Bu irade ve görüş birliğiyle, emeğin kazanılmış haklarına yönelik saldırılara, işsizliğin ulaştığı kitlesel boyutlara, yoksulluğa, kuralsız, güvencesiz, esnek çalışma biçimlerine, taşeronlaşmaya, adalet duygusunun daha fazla rencide edilmesine, sendikal hak ihlallerine, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik girişimlere, doğal çevrenin katledilmesine ve Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nda yaptıkları gibi gençlerimizin geleceğinin de şifrelenmesine karşı, emek, barış, özgürlük ve demokrasi için 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız” dedi. Gökçebay’a ‘Köy Enstitülü’ ödülü İstanbul Haber Servisi Kastamonu Gölköy Enstitüsü Mezunları Vakfı’nın “Onursal Köy Enstitülü” ödülüne bu yıl, eski Kastamonu Üniversitesi Rektörü ve Kastamonu’dan CHP’nin birinci sıra milletvekili adayı olan Prof. Dr. Bahri Gökçebay layık görüldü. Gökçebay’a ödülü 16 Nisan Cumartesi günü İstanbul Beyoğlu’ndaki öğretmenevinde düzenlenen yemekli toplantıda verilecek. Kalbi birkaç kez durdu Açıkalın’ın yaşam savaşı İSTANBUL (AA) Oyuncu Peker Açıkalın, geçirdiği “miyokard enfarktüsü” nedeniyle tedavi altına alındı. Alınan bilgiye göre, bir tartışma sonrası fenalaşan Açıkalın, Kadıköy Şifa Hastanesi’ne kaldırıldı. Açıkalın’ın durumuyla ilgili hastaneden yapılan açıklamada, oyuncunun ilk muayenesinde solunum ve dolaşımının olmadığı, tansiyon alınamadığı belirtilerek, dün saat 15.10 sıralarında kalp ve solunum canlandırma işlemine başlandığı bildirildi. Yapılan uzun müdahale sırasında, Açıkalın’ın kalbinin birkaç kez durduğu ve elektroşokla geri döndürüldüğü kaydedilen açıklamada, müdahale sırasında daha önceki hastalığı hakkında kardiyoloğundan bilgi alındığı, yapılan müdahale ve tetkikler sırasında “miyokard enfarktüsü” geçirdiğinin anlaşıldığı belirtildi. Açıkalın Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi bölümüne sevk edildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle