16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 N SAN 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA 15 Okula giriş sınavı 29 Mayıs’ta, 20 il merkezinde yapılacak Darüşşafaka, öğrencilerini bekliyor Koç Fest başlıyor Koç Holding’in, gençlerin kişisel gelişimlerini destekleyen; spor, teknoloji, müzik, eğlence ve rekabet unsurlarını bünyesinde barındıran Koç Fest, 2011 yılı turnesine başlıyor. Koç Fest, 18 Nisan15 Mayıs 2011 tarihleri arasında Balıkesir, Eskişehir, Muğla, Isparta, Malatya, Samsun ve Konya illerindeki üniversite kampuslarını ziyaret edecek. Üniversite öğrencileri, Koç Fest süresince, 13 dalda düzenlenen Türkiye Koç Fest Üniversite Spor Oyunları yarışmalarına katılacaklar. Yarışmaların yanı sıra birçok eğlenceli etkinlik ve konserler de gerçekleştirilecek. abası hayatta olmayan ve maddi olanakları yetersiz, başarılı öğrencilere ilköğretim dördüncü sınıftan liseyi bitirinceye kadar parasız ve yatılı kolej eğitimi veren Darüşşafaka Eğitim Kurumları’na giriş sınavı, 29 Mayıs Pazar günü yapılacak. Sınavla okula 120 öğrenci alınacak. Okulun tanıtılması ve giriş sınavı koşullarının anlatılması amacıyla dün veli ve öğrencilere yönelik olarak TİM’de bir tanıtım toplantısı düzenlendi. Darüşşafaka Eğitim Kurumu temsilcileri ve Darüşşafaka Cemiyeti yöneticilerinin katıldıkları toplantıda, Darüşşafaka’nın öğrenci B lerine sunduğu sosyal olanaklar spor faaliyetleri de anlatıldı. 25 Mayıs 2011. Sınavlar 20 merkezde Bu yıl; Adana, Afyon, Ağrı, Ankara, Balıkesir, Bitlis, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Konya, Kütahya, Malatya, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa ve Van’da düzenlenecek sınava, Anadolu’nun farklı şehirlerinden katılacak öğrencilerin ve velilerin ulaşım giderleri de Darüşşafaka tarafından karşılanıyor. Sınav başvurusu, Darüşşafaka Eğitim Kurumları’na şahsen yapılacak. Sınav için son kayıt tarihi ise 81 ilden 81 öğrenci Her ilin sınav birincisinin eğitim giderlerinin Türkiye İş Bankası tarafından karşılandığı; “81 İlden 81 Öğrenci” projesi kapsamında, İstanbul’un en başarılı öğrencisini İş Bankası okutacak. 20102011 eğitimöğretim yılında Darüşşafaka’da toplam 831 öğrenci öğrenim görüyor. Öğrencilerin yüzde 41’ini kız, yüzde 59’unu erkek öğrenciler oluşturmakta. Bu öğrencilerin yüzde 51’i İstanbul, yüzde 49’u Anadolu’dan geliyor. Tüm öğrenciler okul kampusunda yaşıyorlar. Kesmece mi Seçmece mi! 3 Mart Tezkeresi reddedilince ve anayasa değişikliğinde zorlanınca Tayyip Bey’in çok yakın çevresine.... “Ne yapayım birader, kavun karpuz değillerdi ki koklayayım!” dediği biliniyor. Bir liderin kendisini böyle savunması hazin bir tutarsızlık. Hem kavun karpuz gibi seçeceksin sonra da kelek veya kabak çıktı diye yakınacaksın… Daha beteri aynı yöntemle yenilerini belirlemeye yöneleceksin! Einstein’ın en kestirme “aptallık” tarifi nasıldı?“Sürekli aynı şeyleri yapıp farklı sonuç almayı beklemek!” Milletvekili milleti, ne yazık ki “kesmece” yöntemiyle değil, seçmece ile saptanıyor! Dönem sonunda da kelek diye çöpe atılıyor. Sonra aynı yöntemle gelsin yenileri. Çünkü yenisi sürüsüne bereket! Bu kendisini yeniden üreten kısır bir süreçtir. Tayyip Bey, 3. kez bu yola yöneldi. Yarısı kelek ya da kabaksa at çöpe yenileriyle yola devam! CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise kavunkarpuz yöntemini ilk kez ve kısmen kullandı. Dışarıda kalanları kendisi seçmemişti. Bir tutarsızlık yoktu. Ve göreve başlarken hiç değilse… “İdealim önseçimdir!” demişti ve dar ölçekte bile olsa sözünü tutmuştu. Üstelik bu seçmece işlemini tek başına değil 80 arkadaşı ile birlikte yapmıştı! Tayyip Bey ise 9 yıldır kendi deyimiyle “1 Allah, önseçimi hiç ağzına almadı!” Önseçim denen şey, belli ki “İleri Demokrasisi” için çok geri! Peki öyleyse “kavun karpuz değiller ki koklayayım!” yakınması ve dahası kavun karpuz seçer gibi seçmeye devam etmek neyin nesi? Önseçim belli ki karakterine uymuyor. Padişahlar sadece ferman buyurur! Öyle anlaşılıyor ki, bu “seçmece / kesmece yöntemi” daha devam edecek! Madem, bu seçim tam da haziran ortasında yani kavun karpuz mevsimine denk düşüyor. Liderlerimiz için artık çok geç ama hiç değilse okurlarımız için kavunkarpuzun iyisini seçme tüyosu verelim. Türk Standartları Enstitüsü de zaten 22 Temmuz 2007 seçimlerine 5 gün kala kavunkarpuza standart getirmiş. TSE de RTE’nin kontrolünde. O yüzden en iyisi iyi bir kabzımala (O. Nuri Yılmazefe) kulak vermek: Kabuğu parlamalı, sapı ince ve en az 5 cm. olmalıdır. Sararmışsa güneşte çok kalmış ve içi geçmiş demektir! Ağır olmalı, kabuğu tıklatılınca tok bir ses çıkmalıdır. Toprakta kalan kısmı açık sarı renkte, şekli şemali düzgün olmalıdır. Karpuz da adam gibidir, yamuğundan uzak durmalıdır! Dedik ya, CHP lideri ilk kez seçiyor. Hem kelek muamelesi çekilenler kendi seçimi değildi. Üstelik seçmece işlemini tek başına değil, “demokratik yolla seçilmiş” geniş bir heyetle yaptı. (Bu köşenin yazarına düşen, taşıdığı seçilmiş kıdemli bir kavun/ karpuz sıfatına binaen CHP listelerine fazla kelek karışmamış olması dileğidir!) AKP liderinin hiçbir mazereti yok. Kavun karpuz seçme işini 3. kez yapıyor. Ama 4 yıl geçmeden yarısını “kelek/ kabak” diye çöpe atıyor. Demek ki Başbakan’da adam seçme yeteneği ve basireti de yok. Bunu ÖSYM konusunda da kanıtladı! ÖSYM başkanı “Eksiklik, acemilik ve işgüzarlık var” diye itiraf ettiği halde, o da Cumhurbaşkanı gibi kalkıp “tatmin oldum!” dedi. AKP liderinin, kendi eliyle seçtiği ama şimdi de “kelek” diye çöpe attığı AKP milletvekillerine ve “tatmin palavrası” sıktığı 1.7 milyon gence ve ailesine özür borcu var! Ermeni Mimarlar Sergisi Uluslararası Hrant Dink Vakfı ve HAYCAR Mimar ve Mühendisler Dayanışma Derneği’nin işbirliğiyle hayata geçirilen “Batılılaşan İstanbul’un Ermeni Mimarları” sergisi, Bahçeşehir Üniversitesi’nde ziyarete açıldı. Sergide, 20. yüzyılın başında İstanbul’da yaşayan 40 Ermeni mimarın yaşamöyküsü ve binaların tarihçeleri ile fotoğrafları yer alıyor. Araştırmacı ve küratör Hasan Kuruyazıcı’nın Kurtuluş, Pangaltı, Taksim, Cihangir, Eminönü ve Mahmutpaşa’da sokak sokak gezerek yaptığı taramalarla oluşan sergi, 30 Nisan’a kadar açık kalacak. 57. Alay çin Hatıra Korusu Namık Kemal Üniversitesi’nde, “57. Alay 1. Yürüyüş Hatıra Korusu” oluşturuldu. 57. Alay Yürüyüş Komitesi ve Namık Kemal Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirilen hatıra korusuna 75 ağaç dikilerek 57. Alay yürüyüşüne katılan öğrencilerin adları ölümsüzleştirildi. SaintMichel’in 125. yılı SaintMichel Fransız Lisesi, 125. kuruluş yılında, tarihi kromolitografi koleksiyonunu ziyarete açtı. Şişli’deki Jeanne d’Arc salonunda düzenlenen sergide, basılı en eski renkli reklamlar tarih ve sanat meraklılarıyla buluşuyor. 14 Mayıs’a kadar açık olan “Frédéric İzydorczyk Kromo Koleksiyonu”nda, 19. yüzyılda reklam dünyasının temelini oluşturan renkli “kromolitografi” baskı tekniğiyle basılan yüzlerce Türkiye temalı “kromo” yer alıyor. “Yargıç”ın Sabrı Taşarsa... MER Ç VEL DEDEOĞLU K M K ME DUM DUMA BEH Ç AK [email protected] [email protected] C MY B C MY B Bu ayın başında, 5 Nisan’da Ergenekon’un üçüncü senaryosu Balyoz Davası’nın duruşması vardı Silivri’de. Bir yıl önce de 5 Nisan günü 2. Ergenekon Davası’nın duruşması olmuştu; biz “Simgesel Eylem Grubu” olarak izleyiciler arasındaydık bugün de olduğu gibi. Yine insanın içini sızım sızım sızlatan, yüzünü kızartan, “sabrını” sınayan bir oturuma tanıklık etmiştik. Prof. Dr. Haberal hastanedeki odasından videokonferans yöntemi ile sorgulandı o gün. Savcı M.A. Pekgüzel, “25 Ekim 2003’te Anıtkabir’e neden gittiğini” sordu Haberal’a; çünkü orada bulunan öğrencilerden bir grup “Ordu Göreve” yazılı pankart açmıştı; işte bu “pankart”ın yaptığı “darbe teşebbüsü”nün hesabı soruluyordu Haberal Hoca’dan. Prof. Haberal sakindi, ama biz izleyicilerin “sabrı” taşmış, “Olamaz! Olamaz!” diye seslenerek protesto etmiştik bu sorgulamayı, salondan çıkarılmayı da göze alıp. Geçen 5 Nisan Salı günü yapılan Balyoz’un duruşmasında da, çoğu yüksek rütbeli “163” askeri personelin “tutuksuz” yargılanma isteklerinin iki üye yargıcın “kabul etmeme” kararına, Başkan Şeref Akçay’ın katılmayışını da “sabrın taşması” gibi görmemek elde değil, hele bir de kendisinin “Muhalefet Şerhi”ni okuyunca... Başkan Akçay’ı bir bakımaisyan ettiren iddianamedeki kimi savlara birlikte bir bakalım diyorum. Örneğin: Aynı “delil”lerle “suç”lanan “25” kişilik listeden, kimisine dava açılmış kimisine açılmamış; kimine ise hiçbir işlem yapılmamış. Bu durumda yargıç Akçay: “Şimdi aynı delillerle, farklı kişilere farklı muamele yapmanın EŞİTLİK kuralı gereğince izahı mümkün müdür?” diye soruyor. Acaba bu “soru”nun, böyle bir tutumu “anlamakta güçlük çekiyorum” gibi bir anlama geldiği “de” söylenebilir mi? Ne dersiniz? Başkan Akçay, bu “soru”nun ardından da, listedeki bazı kişilerin “savcılıkça hiç çağrılmamış olmasının da izahı mümkün değildir!” diye ekliyor. Hemen sonra da: “Siz soruşturmaya çağırdığınız sanıkları hangi KISTAS”a göre çağırdınız, biçiminde bir “soru”nun gelmesi de, iddianamenin tartışılır “boyutu”nun “ne ölçüde” olduğunu ortaya koyuyor sanırım. Öte yanda, “tutukluluğun sürmesi” kararına “gerekçe” olarak gösterilenlerden biri olan “Adli Kontrol Hükümleri”nin sanıklar tutuklanmazsauygulanmasının “yetersiz” kalacağına da karşı çıkıyor Başkan Akçay. Ve bu konuda diyor ki: “Hangi kontrol hükmünün, hangi sanık yönünden, hangi nedenle yetersiz kalacağını belirtmeden adli kontrolün yetersiz kalacağını söylerseniz, bunu İNSAN VİCDANI kabul etmez!” Çok dikkate değer bir vurgulama, özellikle de, “hukukçu”lara seslenildiğinde... Ama yine de bunun “vicdanı olanlar” için geçerli olacağını belirtmekten insan kendini alamıyor; bilmem ne dersiniz? “Tutukluluğun sürdürülmesi”ne “karşı” oluş nedenlerini, şu örnekle de sürdürüyor Akçay: Anımsayacaksınız, bir süre önce Gölcük’te askeri alanda çıkarılan delillerle yer yerinden oynatılmıştı; oysa bunlar daha öncekilerin bir “örneğiydi”; kopyasıydı. Bu durum karşısında Başkan, bunların “yeni delilmiş gibi kabul edilip, bu kez, tutuklama kararı verilmesi ADİL midir?” diye soruyor. Ve “...sanıkların ADİL yargılanması ortamının sağlanması gerekir!” diye de ekliyor. Gerek bu uyarıyla, gerekse önceki soruyla “evrensel insan haklarından olan ADİL YARGILANMA HAKKI”nın ortadan kaldırıldığı açıkça belirlenmiş olmuyor mu? Değerli okurlar biliyorsunuz; anayasa ve yasalarla ayrıca “AİHM” sözleşmesiyle korunan bu “adil yargılanma hakkı”nın pervasızca “çiğnenilmesini”, bütün Ergenekon davalarında “tüm sanıklar”, gerek “savunma”larında, gerek “çapraz sorgulama”larda, gerekse “istekler”de “üç yıl” boyunca yüzlerce kez dile getirdiler; kuşkusuz değerli savunmaları da. Ne var ki şimdi, görülen davanın yargıçlar heyetinin “başkan”ı açıklıyordu bu durumu “Muhalefet Şerhi”nde sayfalar boyunca... Açıklarken de, böyle bir “hukuksuz”luğu içeren bir iddianameye dayandırılarak sanıkların tutukluluğunun istenmesinin, “anlaşılır olmadığı”nı da ortaya koydu yer yer sorduğu sorularla. Bu durumda “asker”in bu konudaki söyleminin günlerce tartışılmasının ne anlamı olabilir ki? Ayrıca, Başkan Akçay’ın dediği gibi “insan vicdanı”nın kabul edemeyeceği böyle bir “yargı süreci” yaşanırken... Ç ZG L K KÂM L MASARACI [email protected] BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 HAYAT EP K T YATROSU MUSTAFA B LG N [email protected] OTOBÜSTEK LER KEMAL URGENÇ [email protected] 1/ Bir tür işkembe çorbası. 2/ Sınır nişanı... Erden Kıral’ın, Yaşar Kemal’in “Teneke” adlı yapıtından yola çıkarak çektiği film. 3/ Sazdan örülmüş, ağzı geniş sele... Eylemleri olumsuz yapmakta kullanılan ek. 4/ Yiğitlik, cesaret. 5/ “Arama Kurtarma Timi”nin kısa yazılışı... Bir işte bir kimse ya da şeyin üstüne düşen görev. 6/ Fransa’ya özgü bir tür badem kurabiyesi. 7/ Tarla sınırı... Deniz ya da ırmaklarda birdenbire derinleşen yer. 8/ Yapılan iş, eylem... Serbest meslek adamlarını içinde toplayan resmi birlik. 9/ “ Nazik ”: Aziz Nesin’in öykü kitabı... Osmanlı ordusunda ve donanmasında hafif piyade askeri. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Suda haşlanmış 1 kestane. 2/ Mersin’in Silifke ilçe 2 sinde antik bir kent.. 3 Televizyon, telefon gibi aygıtlarda ile 4 tişimi sağlayan yol. 5 3/ Kızıldeniz ve Basra Körfezi’’nde 6 kullanılan yelkenli 7 bir tekne... Kuzu se 8 si. 4/ İşsizlik, tembellik, işe yaramaz 9 lık. 5/ Şiddetli be1 2 3 4 5 6 7 8 9 lirtilerle başlayıp kısa sü1B OMB U S D A rede ağırlaşan hastalıklar için kullanılan sözcük... 2 A B A S UME N Yapmacıklı davranış. 6/ 3 M A S K A R A T A Sigara makinesinde, içine 4 B T A R A T O R kıyılmış tütün doldurula 5 U L U F E A N rak sarılmış uzun ve şerit 6 L A R A İ R EM halinde sigara. 7/ En kısa P İ K O L A İ zaman süresi... Kırklare 7 O D A E N li’nin Demirköy ilçesine 8 T A ME K E bağlı İğneada beldesinde, 9 E Z E L “tabiatı koruma alanı” kapsamına alınan eşsiz bir orman alanı. 8/ İshal... Yeniçeri kışlası. 9/ Bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne... Çiftlik uşağı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle