16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 N SAN 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 NUR B LGE CEYLAN’IN ‘B R ZAMANLAR ANADOLU’DA’SI ALTIN PALM YE Ç N YARIŞACAK Ceylan yine Cannes’a gidiyor 2008’de ‘Üç Maymun’ ile En yi Yönetmen dalında Altın Palmiye alan Nuri Bilge Ceylan bu yıl da Cannes’da Almodovar, Kaurismaki, Lars von Trier gibi yönetmenlerle yarışacak. Altın Palmiye jürisinin başkanı Robert De Niro. Onur Ödülü bu yıl Bernardo Bertolucci’ye verilecek. UĞUR HÜKÜM Kitaplar Gerçekten de Patlar... Sayın Başbakan, yurtdışındaki bir toplantıda, “Neden kitap toplatıyorsunuz” şeklindeki bir soruya, “Kitapları ben toplatmadım” diye cevap verdikten sonra, eklemiş: “Bombayı kullanmak suç ama bombanın hazırlanmasındaki malzemeleri kullanmak da suçtur.” Yakın geçmişteki olay hatırlandığında, anlamı yorum gerektirmeyecek kadar açık bir benzetme. Cevaptaki “bomba”, “kitaplaşmış kitap” oluyor; “bombanın hazırlanmasındaki malzemeler” ise henüz kitaplaşmamış olan kitaba girmesi öngörülen yazılar. Gerçi burada, olası “kötü niyetli” kişiler bağlamında bir sakınca yok değil. Çünkü “birileri” çıkar, şu “malzeme” sözcüğünün çatısının altına bilgisayarları, hatta yayınevlerinin mekânlarını bile yerleştiriverir. Benden söylemesi. Her neyse. Benim asıl muradım başka. Ben, biraz da şu ünlü “teşbihte hata olmaz” sözüne sığınarak Sayın Başbakan’ın kitap ile bomba arasında kurduğu ilişkiye değinmek istiyorum. Özellikle belirtmek isterim ki, bu benzetmeyi çok tuttum! Çünkü niye yalan söyleyeyim, daha ilk okuduğum anda kendimi alamayıp birkaç kez okuduğumu da belirteyim düşüncelerim beni zorla tarihte bir yolculuğa çıkardı. Ve bu yolculuk sırasında ilk yaptığım şey, bütün insanlık tarihi boyunca erişilen uygarlık doruklarının hepsinin öncesinde, büyük kitap patlamalarının gerçekleştiğini saptayıp buna şükretmek oldu. Evet, insanlık tarihi boyunca uygarlık, hep kitapların yeterince patladığı toplumlarda filizlenmiş. Bu patlamaların seyrekleşmesi veya kimi zaman hiçlik düzeyine yaklaşması ise her zaman gerilemelerin göstergesi olmuş. Tarihe yaptığım bu yolculuk sırasında, adlar geçti aklımdan. Ve o adların çevresinde kümelenen, “bomba gibi” sorular. Örneğin bir İbni Rüşd. Yani, bugün hâlâ antikçağ Yunan felsefesinin metinlerinin Batı’daki yeni basımlarına yorumları eklenen İslam felsefecisi. Ve sordum: Bir İbni Rüşd’ün eserleri “patlamasaydı”, İslam felsefesi nerede olurdu? Yeterince olur muydu? Sonra adına bugün Rönesans dediğimiz o büyük uyanışı ve onu gerçekleştirenleri hatırladım. Bir Dante’nin “İlahi Komedya”sı, bir Boccaccio’nun “Dekameron”u, bir Erasmus’un “Deliliğe Övgü”sü, bir Cervantes’in “Don Quichote”si, bir Shakespeare’in bütün eserleri... Kafamdaki soru hep aynıydı: Bütün bu kitaplar, eserler “patlamasalardı”, Rönesans, yani ortaçağı izleyen o görkemli “Yeniden Doğuş” gerçekleşebilir miydi? Yolculuğumu iki, üç yüz yıl ileriye doğru sürdürdüm. Aydınlanma Çağı’nın eteklerine vardım. Avrupa’da akılcılığın ve laikliğin en kesin zaferinin kazanıldığı iklimlerin kokusunu almaya çalıştım. Aydınlanma’nın bugünkü mirasını düşündüm. Ve yine sordum: Bir Rousseau’nun, bir Voltaire’in, bir Montesquieu’nun kitapları “yeterince güçlü” patlamasalardı, 18. yüzyılda Aydınlanma diye bir hareket ve Büyük Fransız İhtilali diye bir olay düşünülebilir miydi? Ve sonra elbet 20. yüzyıl, yani Sel Yayıncılık’tan çıkan o nefis kitabın başlığında dendiği gibi, “İsyankâr Yüzyıl”adları buraya sığdırılamayacak onca “isyankâr”ın elinden çıkma kitaplar birer bomba gibi patlamasaydı, insan düşüncesi bugün nerede olurdu? Toplumların uygarlaşması bağlamında asıl soru, kitapların birer bomba olup olmadıkları değildir. Her kitap, bombadır. Asıl soru ise şudur: Bu bombalar, her zaman yeterince patlatılıyor mu? PARİS Türk film yönetmeni Nuri Bilge Ceylan, dünyanın en saygın sinema şenliği Cannes Film Festivali’ne, pek az yönetmene tanınan bir onurla dördüncü kez katılıyor. Ceylan’ın yeni filmi “Bir Zamanlar Anadolu’da” 11 Mayıs’ta başlayacak festivalin resmi yarışma bölümünde gösterilecek. Cannes’da daha önce de yönetmenin “Uzak” (2006), “İklimler” (2006) ve “Üç Maymun” (2008) adlı filmleri yer almıştı. 64. Cannes Film Festivali’nin ana bölümlerine katılacak seçkiler dün Intercontinental Paris Le Grand otelinde düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı. Festivalin üst düzey yöneticileri Gilles Jacob ve Thierry Fremaux, 2001’in olağanüstü bir yıl olmaya aday olduğunu vurgulaya rak sinema sanayinin krize rağmen dinamizminden fazla bir şey kaybetmediğini, bu yıl resmi seçmelere 1715 eserle başvurulduğunu belirttiler. Festivalin Resmi Yarışma bölümünde Nuri Bilge Ceylan’ın yanı sıra Pedro Almodovar, Bertrand Bonello, Alain Cavalier, Joseph Cedar, JeanPierre ve Luc Dardenne kardeşler, Aki Kaurismaki, Naomi Kawase, Julia Leigh, Maiween, Terrence Malick, Radu Mihalieanu, Takashi Miike İchimei, Nanni Moretti, Lynn Ramsay, Markus Schlenzer, Paolo Sorrentino ve Lars von Trier gibi yönetmenlerin filmleri Altın Palmiye için yarışacak. Jacob bu yılın yeniliklerinden söz ederken, daha önceleri düzensiz aralıklarla verilen Altın Palmiye Onur Ödülü’nün bu Cannes’da yer alacak filmleri, festivalin üst düzey yöneticileri Gilles Jacob ve Thierry Fremaux açıkladılar. Cannes Film Festivali’nin bu yılki afişinde, 1970’te Jerry Schatzberg’in çektiği Faye Dunaway’in yüzü yer alıyor. yıldan başlayarak her yıl düzenli olarak dağıtılacağını duyurdu. 2002’de Woody Allen, 2009’da da Clint Eastwood’un onurlandırıldığı bu ödül artık festivalin açış töreni sırasında sahibini bulacak. 11 Mayıs 2011 akşamı Onur Altın Palmiyesi sunulacak sinemacı, kariyerinde birkaç başesere imza atmış İtalyan yönetmen Bernardo Bertolucci olacak. Ayrıca 18 Mayıs’ta da sinemaya katkılarından ötürü HANDAN BÖRÜTEÇENE’N N SERG S YAPI KRED KÜLTÜR MERKEZ ’NDE Savaş üçlemesine son nokta Kültür Servisi Handan Börüteçene’nin “Sessizlik Bozulmasın Diye Çiçekler Kokularını Salmadı” adlı sergisi bugün Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde açılıyor. 24 Nisan gününe kadar açık kalacak olan sergi, Handan Börüteçene’nin günümüzden geriye doğru savaş olgusuna bütün pencerelerinden bakarak yaptığı üçlemesini sonlandırılışı, bir yapıtlar dizisinin başka bir bedene dönüşerek bundan sonraki hayatlarına devam etmesi niteliğinde. “Sessizlik Bozulmasın Diye Çiçekler Kokularını Salmadı”, sanatçının 2002 yılında Venedik’te “Barış İçin Ayrılmıştır”, 2003 yılında İstanbul’da “İki Oda Bir Salon: Huzur” ve 2004 yılında “Kimdim Buralarda Yarın Kim Olacağım?” adlı sergilerinin İstiklal Caddesi üzerindeki son noktası. Börüteçene, bu kez, yapıtlarını, dönüştürdüğü yeni bedenlerin yaşam tasarruflarını kim nasıl istiyorsa öyle davransın diye bireylere bırakıyor. efsanevi aktör JeanPaul Belmondo’ya da özel saygı ödülü verilecek. Resmi Seçmeler bölümünü 11 Mayıs akşamı Woody Allen’in Paris’te çektiği “Midnight in Paris/ Paris’te Geceyarısı” başlıklı son uzun metrajlı çalışması açarken, şenliğin en önemli paralel seçkisi “Un Certain Regard/Belirli Bir Bakış”ın 12 Mayıs’taki siftahını bir başka Amerikalı yönetmen, 2003’te “Elephant” ile Altın Palmiye kazanan Gus Van Sant “Restless” isimli filmiyle yapacak. Resmi seçmeler arasında yarışma dışı gösterilecek ve en fazla merak yaratan film ise Nicolas Sarkozy’nin iktidara gelişini anlatan Xavier Durringer’nin “La Conquéte/Fetih” isimli filmi olacak. Resmi Yarışma Jürisi başkanı, Amerikalı ünlü oyuncu, yapımcı, yönetmen Robert De Niro. Jürinin diğer üyeleri gelecek hafta açıklanacak. Belirli Bir Bakış’ın jüri başkanlığını bu yıl Boşnak kökenli Sırp sinemacı Emir Kusturica üstleniyor. Kusturica 1985 ve 1995’te iki kez Altın Palmiye ödülüne değer görülmüştü. İlk filmlere verilen “Caméra d’Or/Altın Kamera” jürisinin başkanı Güney Koreli yönetmen Bong JoonHo olurken, genç sinemacıları özendirmek için kurulan Cinéfondation (Sinema Vakfı) ve Kısa Metrajlı Filmler jürisinin 2011 başkanlığına da Fransız yönetmen Michel Gondry getirildi. Bu yıl yapım ve dağıtım kolaylıkları sağlamak amacıyla Cinefondation atölyelerine 15 ülkeden seçilen 15 tasarı içinde “Kings” adlı uzun metrajlı filmiyle genç Türk kadın yönetmen Deniz Ergüven de yer alıyor. Belirli Bir Bakış bölümünde ise daha önce Cannes ve uluslararası festivallerde büyük ödüller kazanmış Bruno Dumont, Robert Guédiguian gibi yönetmenler var. Behzat Ay Yazın Ödülü Hüseyin Köse ve Can Sinanoğlu’nun Kültür Servisi Bu yıl “şiir” türüne ayrılan Behzat Ay Yazın Ödülü’nü Hüseyin Köse ve Can Sinanoğlu paylaştı. Eray Canberk, Hüseyin Peker, Öner Yağcı, Yusuf Çotuksöken ve Elgiz Pamir’den oluşan seçici kurul, Arzu Ayçiçek ve Mehmet Sadık Kırımlı’yı da Şiir Emek Ödülü’ne değer buldu. Hüseyin Köse, şiir birikimimizi göz ardı etmeyen, çok katmanlı olmakla birlikte kapalı olmayan bir şiirin başarılı örneklerini verdiği “Orada Olmayan Adam” adlı kitabıyla, Can Sinanoğlu ise yine şiir birikimimizi göz ardı etmeden, rahatsız etmeyen alaysılamalı anlatımıyla sürdürdüğü şiirinin belirgin örneklerini içeren “Bir Kuşu Dilinden Öpmek” adlı kitabıyla bu yıl şiir dalında verilen ödülü paylaştılar. Ödül, 2 Mayıs’ta Ayvalık İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde düzenlenecek bir törenle kazanan şairlere sunulacak. Dizi oyuncularının eylemleri sürüyor İZMİR (AA) İzmir’de çekimleri yapılan “İzmir Çetesi” adlı televizyon dizisinin bazı oyuncu ve teknik elemanları, çalışma saatlerinin uzunluğunu protesto etti. Eylemciler, “Jetonla çalışmıyoruz, biz de insanız”, “Yerli diziler yersiz uzun”, “Sendika istiyoruz” yazılı dövizler açtı. Oyuncu Mustafa Üstündağ, gazetecilere yaptığı açıklamada, TV kanalı ve yapımcı firmayla sorunları olmadığını, Türkiye’de çekilen tüm dizilerin ekiplerinin aynı sorunu yaşadığını anlattı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle