16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 15 N SAN 2011 CUMA 14 EKONOMİ Doğru bilgi vermek suç mu? u hafta meslektaşlarım ve vergi mükellefleri açısından çok önemli bir konuya dikkat çekeceğim. Hatırlanırsa; Vergi Usul Kanunu ve uygulanmasına ilişkin çeşitli düzenleyici işlemler yapan Genel Tebliğler ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin katma değer vergisi hariç 5 bin TL’yi aşan mal ve hizmet alımlarını “Form Ba”, aynı tutarı aşan mal ve hizmet satışlarını ise “Form Bs” ile bildirmeleri zorunlu hale getirilmişti. Bu bildirimler, mal ve hizmet alım ya da satım işlemlerinin yapıldığı ayı takip eden ayın son günü gece saat 24.00’e kadar verilebiliyor. İlgili formu bu süre içerisinde vermeyen mükelleflere ise Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesi gereğince 1.070 TL özel usulsüzlük cezası kesiliyor. Belki buraya kadar her şey normal kabul edilebilir. Ancak; özellikle bilgilendirme sürecinde yaşanan sonraki aşamalar “vergi, takdir, ceza” mantığında bir şeylerin yolunda gitmediğini gösteriyor. Çünkü verilen formlarda bildirilen işlemlerde meydana gelen değişikliklere paralel olarak formların düzeltilmesi halinde de özel usulsüzlük cezası uygulanıyor. “Nasıl yani” dediğinizi duyar gibiyim. Yanıtım basit bir cümle olacak: “Doğru bilgi vermek isteyenler suçlu sayılıyor ve bu suç için Vergi Usul Kanunu’nda ceza öngörülüyor.” İsterseniz, uygulama pratiği üzerinden konuyu biraz açalım. Buna göre; süresinde verilen formlar süresi sonundan başlamak üzere ilk 10 gün içinde düzeltilirse ceza uygulanmıyor. 10 günlük süre geçtikten sonraki 15 gün içinde düzeltme yapılırsa, özel usulsüzlük cezası 1/5 oranında 214 TL olarak uygulanıyor. Bu 15 gün geçtikten sonra düzeltme yapılırsa da özel usulsüzlük cezası 1.070 TL olarak tam uygulanıyor. Malum; yükümlülük kapsamındaki mükelleflerin mal ve/veya hizmet alış/satışlarının aylık dönemler itibarıyla bildirilmesi uygulaması bir işleyiş. Mal ve/veya hizmet alış/satışlarının bildirileceği aylık dönemler de, bunlara ilişkin belgelerin düzenlenme tarihi dikkate alınarak belirleniyor. Sanırım bir örnek durumu daha iyi anlatacak. Örneğin, 15.01.2011 tarihli bir fatura ile alınan bir mal veya hizmet şubat ayının son günü saat 24.00’e kadar Form Ba ile bildirilebiliyor. Ancak bu bildirimde yapılan bir hata düzeltilmek istenirse 10 Mart tarihine kadar yapılacak düzeltmeler için ceza uygulanmıyor. 25 Mart tarihine kadar düzeltme yapılırsa 214 TL ceza, 25 Mart tarihinden sonra yapılan düzeltmeler için ise 1.070 TL ceza kesiliyor. Organik giyimin patronu olabilir Dünyadaki organik pamuğun yüzde 40’ını üreten Türkiye’nin teşvik ile katma değeri yüksek üretim olan organik giyimde lider olması mümkün ünyada organik giyime yöneliş hızlanırken Türkiye’nin de organik tekstil üretiminden aldığı pay giderek artıyor. İnek sütü elyafından yapılmış kazaklar, bambudan yapılmış tişörtler, ısırgan otundan pantolonlar ve soya fasulyesinden üretilen gömlekler reyonlarda yerlerini alıyor. Küresel organik giyim pazarının 2012 sonu itibarıyla 12 milyar dolara çıkacağı belirtiliyor. Toplam organik pamuğun yüzde 40’ını üreten Türkiye’nin ise bu pazardan 5 milyar dolarlık pay alması mümkün. Dünyada tarım ilaçlarının yarıdan fazlası sadece pamukta kullanılmakta, organik giyim ise tarlada pamuğun üretim aşamasından boya, iplik, işleme aşamasına, raftan satın alıp üzerine giyildiği aşamaya kadar doğaya ve dolayısıyla insana hiçbir zararlı madde salmayan üretim prosesini kapsıyor. Organik pamuk üretiminde Türkiye’yi yüzde 32’lik pay ile Hindistan izlerken toplam üretimin yüzde 8’i Çin’de, yüzde 3.5’i de Peru’da yapılıyor. Türkiye’de üretilen organik pamuğun yüzde 70’inin Ege Bölgesi’nde olduğunu söyleyen Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Torun, “Bu kadar büyük bir merkez olduğumuzu dünyaya lanse etmeliyiz ki 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefimize ulaşalım” diye konuştu. To B Değerli okurlarım; işte durum bu ve “uygulamanın ticari hayatın işleyiş mantığıyla ne kadar tutarlı olduğu” açık bir tartışma konusu. Yaşıyoruz, biliyoruz; ticarette mükelleflerin özellikle alışlara ilişkin bildirimlerinde değişiklik olma ihtimali çok yüksek. Ticari hayat ve bu hayattaki belge düzeni her zaman istendiği gibi işlemeyebiliyor. Bazı dönemlerde mal alışlarına ilişkin faturalar işletmelere geç ulaşabiliyor. Peki şimdi soralım: “İşletmeye geç ulaşan bir belgenin, doğru bilgi vermek adına idareye bildirilmesi neden ceza konusu olsun?” Örneğimiz açıktır. 15.01.2011 tarihli faturanın işletmeye 27 Mart tarihinde geldiğini ve bu tarihte işletmenin Ocak 2011 dönemine ait Form Ba’sını düzelttiğini düşünürsek, 1.070 TL ceza ödenecektir. Bizce bu ceza; açık olarak doğru bilgi vermek istemenin cezasıdır. Ceza uygulamasını düzenleyen mükerrer 355. maddenin başlığı “Bilgi vermekten çekinenler…” diye başlar. Oysa ki burada, bırakın bilgi vermekten çekinmeyi, doğru bilgi vermek için ısrar eden mükellefler cezalandırılmaktadır. Aslında vergi kanunları da alış belgelerinin işletmelere geç gelebileceğini kabul eder. Örneğin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 3 numaralı fıkrasında, “indirim hakkının, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili belgelerin kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılacağı” belirtilir. Belge ve kayıt düzenine son derece önem veren KDV Kanunu, belgelerin işletmeye geç gelmesi halinde, indirimin geliş tarihi dikkate alınarak yapılabileceğini hükmeder. Bu geç kayıt için de herhangi bir ceza öngörülmez. Bu açıdan düşünüldüğünde 15.01.2011 tarihli fatura, işletmeye 27 Mart tarihinde gelmiş ise Mart 2011 döneminde defterlere kaydedilecek ve bu dönemde katma değer vergisi indirim konusu yapılabilecektir. Bu indirimi yapmanın herhangi bir cezası yoktur, ancak bu belgeye ilişkin doğru bilgi vermek amacıyla Form Ba’nın düzeltilmesinde özel usulsüzlük cezası vardır ve bu durumu anlamak mümkün değildir. Doğru bilgi vermek isteyen mükellefler takdir edileceği yerde ceza ile karşılaşıyorsa bu yanlıştan kurtulmak gerekir. Bunun da yolu, katma değer vergisi uygulamasında olduğu gibi takvim yılı aşılmamak şartıyla her türlü düzeltmeye imkân sağlamaktır. Böylelikle idare de bu tür bildirim formları ile ulaşmak istediği amaca daha kolay ulaşır. D ORGAN K MODA FUARI ZM R’DE Ege Giyim Sanayicileri Derneği ve Textile Exchange organizasyonunda gerçekleştirilen “Organik Moda Fuarı ve Sürdürülebilir Tekstil Semineri” dün zmir’de başladı. Türk organik hazır giyimcilerini Danimarka, spanya, Almanya, Polonya, Belçika, Ürdün, Panama, ngiltere ve Hollanda’dan 22 ithalatçı firma ile buluşturan fuara Marks&Spencer, Hugo Boss, Otto, Continental Clothing Company gibi dünya devleri katılıyor. Uluslararası alıcılar ile Türk üreticilerin buluşmasına fırsatı sağlayacak fuara bu yıl yer darlığından dolayı 35 Türk organik giyim üreticisi firma 30 stantla katılacak. run, doğaya uyumlu, ekolojik yaşam biçiminin hem gıdada hem de giyimde halkın bilinçlenmesiyle birlikte giderek yaygınlaştığını, bu yüzden katma değeri yüksek bu alanda üretimin teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı. Dünyada organik giyim pazarının 2009 sonu itibarıyla 4.3 milyar dolar seviyesine ulaştığını anlatan Torun, şu bilgileri verdi: “2012 sonu itibarıyla bunun 12 milyar dolara çıkacağı hesapla nıyor. Çok hızlı bir büyüme. Hammadde olarak bunun yüzde 40’ını biz üretiyoruz zaten. Bunu aynı oranda işlemeyi başarabilirsek, 5 milyar dolarlık organik giyimden pay alacağız demektir. Türkiye’nin hazır giyim ihracatı şu anda 1415 milyar dolar. Büyük katma değeri olan bir pazar bu. Çünkü konvansiyonel üretimde kâr payı yüzde 5 ise organikte yüzde 2025. Dolayısıyla kâr olarak diğeriyle aynı kârı elde etmiş ola cağız ki Türk firmaları olarak bunu yapabilecek kapasitedeyiz.” Torun, daha fazla tanıtım ve teşvikle Türkiye’nin bu alanda “uçabileceğini” dile getirerek “Ürettiğimiz pamuğu işleyemezsek, katma değerle satamazsak çuvalla satacağız. Bir çuval pamuk karşılığı gidip bir tişört satın alacağız. Bir kilo pamuk 2 dolar ama o pamuktan 25 dolarlık bir ürün üretiyorsunuz. Aradaki 23 dolar Türkiye’ye kalan katma değer” dedi. KOB BORSASI’NA YEN TEŞV K YOLDA orsaya açılmanın şirketler için çok önemli bir özkaynak aracı olduğunu belirten İMKB Gelişen Piyasalar Direktörü Korhan Eryılmaz, şirketlerin borsaya girişlerinde çekingen davranmalarının en önemli nedenlerinin maliyet sıkıntısı ve bilgi eksikliği olduğunu kaydetti. Bilgi eksikliği için profesyonel borsa danışmanları ile çalıştıklarını anlatan Eryılmaz, maliyetlerin ise İMKB’deki KOBİ alt piyasasına girecek şirketler için B çeşitli destek ve teşviklerle yaklaşık yüzde 20 olan maliyetlerin yüzde 4’e indirildiğini kaydetti. Eryılmaz, KOSGEB’in önümüzdeki haftalarda açıklayacağı yeni bir teşvikle bu oranın yüzde 1’e kadar düşürüleceğini ifade etti. Türkiye Genç İşadamları Derneği’nin (TÜGİAD), İstanbul Sanayi Odası (İSO) işbirliği ile “KOBİ Finansmanı: Engeller ve Yeni Çözümler” panelinde KOBİ’lerin finansman sorunları masaya yatırıldı. TÜGİAD Başkanı Murat Coşkunkan etkin bir KOBİ destek sistemi kurulması gerektiğini kaydetti. Coşkunkan kurulacak sistemle, genç nüfusun ve kadınların artan oranda işgücü piyasasına girmesi için yeni iş imkânlarının yaratılmasında, KOBİ’lerin ve yeni girişimlerin desteklenmesini önerdi. Akbank Şirket Bankacılığı Pazarlama Bölüm Başkanı Turhan Bulut ise son yıllarda KOBİ’lerin bankalardan en önemli taleplerinin finansman danışmanlığı olduğunu belirtti. üniversite mezunu kadının ise sadece 347’si işe yerleştirilebildi. Gazetemizde geçen yıl çıkan bir haberi sizlerle tekrar paylaşmakta yarar görüyorum: “İstihdam olanakları ve Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu meslekler dikkate alınmadan plansızca açılan üniversitelerden her yıl yaklaşık olarak 700 bin öğrenci mezun oluyor. Mezun olan öğrencilerin yüzde 40’a yakını ise işsiz kalıyor. Online iş bulma sitesi yenibiriş.com’a kayıtlı olan 11 milyon 500 bin CV’nin ise yüzde 30.5’i lisans, yüzde 18.11’i yüksekokul ve yüzde 0.23’ü doktora mezunlarına ait. Kariyer.net sitesine de 2010’da aylık ortalama 3 milyon 800 bin iş başvurusu oldu. Bu başvuruların yaklaşık yüzde 51’i üniversite mezunları tarafından yapıldı.” Haberdeki bilgiler eskimemiş, tam tersi güncelliğini koruyor. Bir yandan bazı illerimizde yeni devlet ve vakıf üniversiteleri kurmak için yasa teklifleri ve öneriler YÖK’te ve TBMM’de beklerken her yıl yükseköğretimden mezun olan yaklaşık 700 bin kişinin büyükçe bölümünün diplomalı işsizler ordusuna katılacak olması üzüntü veriyor. EMEKL LER K NC ŞYER NDE ÇALIŞAB L R M ? Emekli Sandığı’ndan emekli uzman doktorum. İşyeri hekimliği yaptığım yer benim için emekli destek primi ödüyor. Şimdi ikinci bir işyeri ile anlaşma ihtimalim var ve gerek mevzuat gerek Tabip Odası buna izin veriyor. Yasal hakkım nedir, ayrıca vergi mükellefi olarak bazı işlemler yapmalı mıyım? Dr. Nazmi Algan Sorularınız için SSK sosyal güvenlik destek primi ödeyerek ikinci malicozum ism işyerinde de çalışabilirsiniz. Sakıncası yoktur. SSK mmo.org.tr addestek primi ile çalışınca maaşınızdan BağKur resine mail atadestek primi kesilmez. Sadece biri kesilir. SSK bilirsiniz. Tüm sorular eposta destek primi ödenmediği takdirde (kesinti olursa) ile tek tek cevergi kaydınız nedeniyle BağKur destek primi vaplanacaktır. emekli maaşınızdan kesilecektir. Türkiye dünyada her alanda çelişkilerin yoğun yaşandığı ender ülkelerden biri olsa gerek. Bir yandan aileler çocuklarını üniversiteye gönderebilmek için varını yoğunu ortaya koyarken diğer yandan üniversiteyi bitirmiş gençler iş bulamıyorlar... Dört üniversite mezunundan biri işsiz. Sayısı 210’u bulan üniversitelerde eğitim gören ön lisans, lisans öğrencisi sayısı açıköğretimle birlikte 3 milyon 500 bin civarında. TMMOB verilerine göre TMMOB üye sayısı 380 bin. Mühendisler arasında işsizlik oranı yüzde 36’ya ulaşıyor. Mezunlarının iş bulamadığı bilinmesine karşın çok sayıda maden mühendisi yetiştiren üniversitelerimiz var. 2006 yılında maden mühendisliği bölümlerinin kontenjanı 1129’du, şimdilerde bu rakam çoktan aşılmış durumda... Uzun süredir iş bulamayan ve umutlarını yitiren işsiz mühendisler “İşsiz Mühendisler Derneği” kurmuşlar... Tıp mesleğinde de durum iç açıcı değil. Tabipler Odası’nın meslek sorunları arasında iş bulamama üst sıralarda. TVHB (Türk Veteriner Hekimleri Birliği) verilerine göre veteriner hekimlikte istihdam sorunu giderek artacak. Üniversite Diplomalı şsizler... Veterinerlikte bir süredir yaşanmakta olan işsizlik sorunlarına ise ivedi çareler aranıyor. Veterinerlikte AB ülkelerine bakarsak ülkemizdeki sorunun hangi boyutlara geldiğini görebiliriz. Örneğin, Almanya’da 5 veteriner fakültesi bulunuyor ve bunlara yılda 1000 öğrenci alınıyor. Nüfusu bize yakın olan İngiltere’de 6, Fransa’da 4, İtalya’da 12 ve İspanya’da 10 veteriner fakültesi var. Nedense Avrupa’da en fazla veteriner fakültesi olan ülke Türkiye. 19 fakültemiz var. Ve TVHB öngörülerine göre 2013 yılında 32 bin veteriner hekimimiz olacak. Çeşitli alanlarda yükseköğretim gören mezunlardan iş bulamayanlarda moraller bozuk... Kızlar itfaiyeci olabilmek için sınavlarda erkeklerle yarışır durumda. İŞKUR verilerine göre 2010 yılında iş arayan 200 bin 140 üniversite mezununun yıl içerisinde sadece 15 bin 538’i işe yerleştirildi. Üniversite mezunları arasında işe yerleştirme oranı yüzde 7.76 oranında gerçekleşirken, söz konusu dönemde iş arayan üniversite mezunu 73 bin 746 erkeğin 10 bin 519’u, 126 bin 394 kadın mezunun ise yalnızca 5 bin 19’u iş bulabildi. 2010 yılı ekim ayı iş arayanların en yoğun olduğu ay olarak saptanmış. 24 bin 285 üniversite mezunu kişi iş ararken, bunların sadece 988’i herhangi bir işe yerleştirilebildi. Diğer ay içerisinde iş arayan 12 bin 310 üniversite mezunu erkeğin sadece 650’si iş bulabilirken, iş başvurusunda bulunan 8 bin 950 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ MEZUNLARI DERNEĞİ AYDINLANMA SÖYLEŞİLERİ Yıl: 12 No: 4 T.C. KÜÇÜKÇEKMECE 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2009/4554 Tal. Bir borçtan dolayı ipotekli olan ve aşağıda tapu kaydı ve nitelikleri yazılı taşınmazın satılarak paraya çevrilmesine karar verilmiştir. TAPU KAYDI: İstanbul ili, Avcılar ilçesi, Avcılar Mah. Mevkii. 27 pafta, 4799 parsel sayılı, 8/2400 arsa paylı, 3. kat., 164 bağımsız bölüm nolu ve 155 bağımsız bölüm nolu büro vasıflı taşınmaz. İMAR DURUMU: İstanbul ili, Avcılar ilçesi, 27 Pafta, 4799 parsel sayılı yer 1/1000 ölçekli 28/08/2008 tasdik tarihli Avcılar uygulama planına göre H = 12.50 m.ticaret (TL) alanında kalmaktadır. HALİ HAZIR DURUMU:İstanbul ili, Avcılar ilçesi, Merkez Mah. Çiğdem Cad, Ozan Şeker İş Hanı N: 38 kat: 3 adresinde mevcut tapunun 27 Pafta, 4799 parsel sayılı, arsa üzerinde 1 bodrum + 1 zemin + 5 adetnormal kattan müteşekkil çift girişli bodrum ve zemin katın tamamı pasaj şeklinde dizayn edilmiş ve pasaj olarak faaliyette olduğu l. ve 2. normal katlarda Sözel Matematik Fen Dershaneleri diğer katlarda ise; b her girişte 2’şer dairesi olan meskenlerin mevcut olduğu mahallinde yapılan incelemelerle görülmüştür. Bina Avcılar’ın merkezinde Çiğdem Caddesi ve Merkez Camii Sokağa cepheli asansörlü iyi bir mevkide olduğu tespit edilmiştir. Değer tespitine konu olan büro vasıflı ofisler Çiğdem Caddesi girişinde 3. normal katta 155 ve 164 No’lu ofisler olduğu (ancak ofisler Özel Matematik Fen Dershanelerine verilmiş olup mahaller derslik sınıf olarak yazı tahtası, sıralar, okulla ilgili emtialarla dizayn edilmiş olduğu görülmüştür. 155 nolu ofis; taban alanları suni deri, plastik badanalı ve sınıf olarak dizayn edilmiş tahmini olarak 35 m2 alanlı kat irtifaklı bir büro olduğu tespit edilmiştir. 164 nolu ofis; taban alanları suni deri, plastik badanalı ve sınıf olarak dizayn edilmiş tahmini olarak 45 m2 alanlı kat irtifaklı bir büro olduğu tespit edilmiştir. TAŞINMAZIN KIYMETİ: Dosyamızdan düzenlenen 13/01/2010 tarihli kıymet takdir raporuna göre; 155 NOLU OFİSİN DEĞERİ: 35.000,00TL(OTUZ BEŞ BİN TL) 164 NOLU OFİSİN DEĞERİ: 45.000,00TL (KIRK BEŞ BİN TL) kıymet takdir edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI:1 İstanbul ili, Avcılar ilçesi, Avcılar Mah Mevkii. 27 pafta, 4799 parsel sayılı, 8/2400 arsa paylı, 3. kat, 164 bağımsız bölüm nolu büro vasıflı taşınmazın 1. Satışı 27/05/2011 günü saat 14.00’ten 14.10’a kadar, 155 bağımsız bölüm nolu büro vasıflı taşınmazın 1. Satışı 27/05/2011 günü saat 14.20’den 14.30’a kadar Küçükçekmece 3. İCRA MÜDÜRLÜGÜ’NDE açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakların toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 2. satış;164 bağımsız bölüm nolu büro vasıflı taşınmazın Satışı 06/06/2011 günü aynı yer ve saatte, 155 bağımsız bölüm nolu büro vasıflı taşınmazın Satışı 06/06/2011 günü aynı yer ve saatte ikinci arttırmaya çıkarılacaktır.Bu arttırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen, kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi (nakit Memleket parası) veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masrafları, Katma Değer Vergisi (KDV), tahliye ve teslim giderleri alıcıya aittir. Birikmiş emlak vergileri satış bedelinden ödenir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2009/4554 TAL. sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. (İİK. m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. İşbu satış ilanı tapu kaydında ad ve adresleri geçip de tebliğ edilemeyen ilgililere tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. **Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. (Basın: 25218) Konu LİBERAL EKONOMİNİN ÇÖKÜŞÜ, KÜRESEL KRİZ VE YÜKSELEN ULUSALCI EKONOMİ Yönetmen Prof. Dr. BÜLENT BERKARDA Konuşmacı Dr. ALEV COŞKUN Tarih: 16 Nisan 2011 Cumartesi saat 11.00 13.00 arası. İletişim: İÜ Mezunları Derneği (Fatoş Taştan) 0212 238 03 21 Aydınlık Yarınlar Özlemi İçindeki Tüm Yurttaşlarımız Davetlidir. Giriş Serbest ve Ücretsizdir. C MY B C MY B Yer: Levent Kültür Merkezi Levent Çarşı içi Çalıkuşu Sok No: 2 1. Levent – İstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle