16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 N SAN 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 OECD’nin ‘Bir Bakışta Toplum’ raporuna göre en yüksek gelir eşitsizliği olan üç ülke: Şili, Meksika ve Türkiye Yoksullukta ilk üçteyiz Ekonomi Servisi Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) yayımladığı “Bir Bakışta Toplum” raporunda, teşkilatın en yüksek gelir eşitsizliğine sahip ülkeleri Şili, Meksika ve Türkiye çıktı. Rapora göre Türkiye, OECD ülkeleri arasında en düşük istihdam oranına sahip ülke konumunda bulunuyor. Rapor şu tabloyu ortaya koyuyor:  Gelirler eşitsiz: “Gini Katsayısı” ile ölçülüyor. Bu katsayıda “1” tam eşitsizliği, “0” tam eşitliği temsil ediyor. OECD’de bu katsayı 0.31 ortalamaya sahip. Şili 0.50, Meksi Rapora göre Türkiye, işsizlik ve yoksullukta ilk sıralarda geliyor. Çocuk eğitimine en az parayı biz harcıyoruz, kadınların doğurganlık oranında en yüksek ülkelerden biriyiz. Türkiye’deki ortalama ömür de tüm OECD ülkelerinden daha kısa. ka’da 0.48, Türkiye’de 0.41 ile “1”e en yakın, en bozuk ülkeler. Gelir eşitsizliğinin en düşük olduğu ülkeler 0.24 ile Slovenya, 0.25 ile Slovakya ve Danimarka.  İstihdam düşük: OECD’de 2009 itibarıyla istihdam oranı ortalama yüzde 66.1 iken bu oran Türkiye’de yüzde 44.3 ile en düşük düzeyde. Bu, her yüz kişiden 44’ü çalışıyor veya iş arıyor, diğer 66’sı onlardan geçiniyor anlamına geliyor. Türkiye’ye en yakın ülke yüzde 55.4 ile Macaristan. En yüksek oran ise yüzde 79.2 ile İsviçre’ye ait.  İşsizlik rekoruna yakınız: Türkiye, 2009’da yüzde 14.3 işsizlik oranı ile yüzde 18.1’lik İspanya’dan birazcık daha iyi gözüküyor. OECD üyesi Güney Kore’de bu oranın yüzde 3.2, Hollanda’da yüzde 3.9 olması, Türkiye’nin durumunu daha net ortaya koyuyor.  Yoksullukta üçüncüyüz: OECD bölgesinde ortalama yoksul nüfus oranı yüzde 11.1, Türkiye’de yüzde 17, ABD’de yüzde 17.3, Meksika’da yüzde 21. Çek Cumhuriyeti yüzde 5.4 ile en iyi durumda.  Eğitime para yok: Türkiye’nin 2007’de zorunlu eğitim için çocuk başına yıllık eğitim harcaması 1246 dolar. OECD ortalaması 8 bin 70 dolar iken Lüksemburg 16 bin 632 dolarla başı çekiyor.  Bebek ölümlerinde facia: Türkiye’de binde 17 olan bebek ölümü oranı (2008) binde 4.6 olan OECD ortalamasının üç katından fazla ve tüm OECD ülkeleri arasında bir numarada. Bu oran Lüksemburg’da binde 1.8.  En kısa ömür bizde: 1983 ve 2008 yılları arasında ortalama yaşam süresini en fazla arttıran ülke olan Türkiye’de 73.6 olan ortalama yaşam süresi, tüm OECD bölgesinde en alt sırada. Japonya 82.7 yıl ortalaması ile OECD bölgesinde ilk sırada geliyor. CHP, stanbul’u Nasıl Geri Alır? 12 Haziran seçimlerinin en önemli muharebe alanlarından biri İstanbul olacak. Seçmenin yüzde 20’sinin bulunduğu İstanbul’un, son seçimde 70 olan milletvekili sayısı bu seçimde 85’e çıkarıldı. Dolayısıyla İstanbul’da 70 koltuğa eklenmiş 15 koltuk için de sandık savaşı verilecek. Türkiye kapitalizminin her dem merkezi olan, milli gelirdeki payı yüzde 30’a yaklaşan İstanbul, istihdamda da yüzde 20 dolayında bir paya sahip. Küresel kapitalizm ile entegrasyonun ana halkası olan İstanbul’da 15 yaş üstü nüfusta işveren ve esnaf yüzde 7 paya sahip olmalarına karşılık, mavi yakalı, beyaz yakalısıyla, ücretli sınıfın payı yüzde 41. Buna yüzde 8 nüfus payıyla işsizler de eklenince sayı yüzde 49’a çıkıyor. Bu da, her 1 işverenesnafa karşılık 7 ücretli demek. Bu anlamda, işçileşmenin İstanbul’da en üst düzeyde olduğu söylenebilir. Çalışan ve işsiz nüfusa yüzde 9 nüfus payıyla emekliler de eklenirse, İstanbul’un “bordrolu emek” metropolü olduğu açıkça ortaya çıkar. Bununla birlikte, İstanbul’da 15 yaş üstü nüfusun yüzde 23’ünün “ev kadını”, yüzde 9’unun öğrenci olması da dikkat çekici. KISA... KISA... Rezerv para birimi çağrısı Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS ülkeleri Çin’deki zirve sonunda “istikrar ve kararlılık sağlamak için” geniş tabanlı uluslararası rezerv para birimi çağrısında bulundu. Merkez’in yeni başkanı Başçı Ekonomi Servisi Görev süresi dolan Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın yerine yardımcısı Erdem Başçı atandı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başçı’nın Merkez Bankası başkanı olmasıyla ilgili atama kararını onayladı. Başçı’nın ismi daha önce 2006 yılında başkanlık için geçmiş ama dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilmişti. Başçı, 11 Aralık’ta TCMB’nin düşük faiz, yüksek munzam karşılıkları uygulamaya başladığı politikayı açıklayarak yatırımcıları şaşırtan isim olarak biliniyor. Ali Babacan ile kolej arkadaşı olan Başçı, 2003’te TCMB’de görevlendirilmeden önce, Babacan’a danışmanlık da yapmıştı. Başçı, Merkez Bankası için en güçlü aday olarak gösteriliyordu. Sabancı Grubu çimentoda satın almalarla büyüyecek Ekonomi Servisi Türkiye’nin carete konu olan miktar ise sadece geleceği tartışılmalı. İhracat da çıen güçlü bilançolara sahip çimento 170200 milyon ton. Birkaç ülke dı kış değil, çünkü ihracat fiyatının yüzde 70’i ithal edilen enerjiye gigrubu olduklarını belirten Sabancı şında tüm ülkeler üretici. Kişi başına gelirin 1020 bin diyor. Karbon salımı çok yüksek. Holding Çimento Grubu Başkanı Sabancı fabrikaları Akçansa ve Mehmet Göçmen, yeni satın al dolar olduğu ülkelerde tüketim zirmalar yoluyla rekabet kurallarının veye çıkıyor ve kişi başına 800 kg. Çimsa’nın 1415 milyon ton üretiizin verdiği ölçüde büyümeyi amaç ile tonu buluyor. Daha sonra ülke mi, 300 400 milyon lira yıllık faaliyet kârı var. Ek çaba ladıklarını söyledi. Göçmen, ülke çıSektörde kapasitenin doyuma ulaştığını söyleyen Grup Başkanı göstermeden 11.2 milkarları açısından Göçmen, ülke çıkarları açısından rekabet kurallarının esnetilmesini yar liralık yeni bir satın alma ile yıllık üretimirekabet kurallarının, finansal ola ve finansal olarak zor durumda olan bazı çimento fabrikalarındaki mizi 25 milyon tona kapasitenin değerlendirilmesine olanak verilmesini önerdi. çıkarabilir, dünyada orrak zor durumda ta büyüklükteki çimenolan bazı çimento fabrikalarındaki kapasitenin değer geliştikçe kişi başına çimento tü to devleri arasına girebiliriz. Türkiye’de 65 çimento fablendirilmesine olanak verecek şe ketimi 300 kg’ye kadar düşüyor. Bizde kişi başına tüketim rikası ve çoğu yabancı 20 dolakilde esnekleştirilmesini önerdi. 2010’da 692 kg’yi buldu ve doyu yında oyuncu var. Bunların bir Göçmen özetle şunları söyledi: Dünyada yılda 3 milyar ton çi ma yaklaştı. Artık gelecekteki tale kısmı finansal olarak zor dumento üretiliyor. Bunun 850 milyon bi aşan kapasite fazlası var. Yeni ya rumda. Türkiye’de ve yakın coğrafyalarda satın alma yoluyla bütonu 20032008 arasındaki çılgın tırımın mantığı yok. Türkiye’de çimento üretiminin yümek için hazırlanıyoruz. yükselişte eklendi. Uluslararası ti Yunanistan’ın borcu dert Avupa Merkez Bankası İcra Kurulu Üyesi Lorenzo Bini Smaghi, Yunanistan’dan borçlarının yeniden yapılandırılması için gelebilecek herhangi bir girişimin yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini, bunun bankalarına ve ülke ekonomisine zarar vereceğini söyledi. spanya’ya yardım yok Çin’in devlet varlık fonu olan China Investment Corp (CIC), İspanyol bankalarına 9 milyar dolar yatırım yapmayı düşündükleri yolundaki haberleri yalanladı. Almanlardan 30 milyon Avro yatırım Gebze TAYSAD Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Alman firması ThyssenKrupp’un, yaklaşık 30 milyon Avro yatırımla gerçekleştireceği ek tesislerinin temeli Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın katılımıyla atıldı. ThyssenKrupp Türkiye Genel Müdürü Ufuk Yarlı “Burada 250 kişiye iş imkânı sağlayacağız. 2011 yılı sonu itibarıyla faaliyete geçecek yeni fabrikada bir ticari aracın şase aksam komplelerini üreteceğiz. Türkiye’de üretilecek olan ilk elektrikli aracın şase aksamı da tesisimizde üretilip boyanıp ana sanayiye kazandırılacaktır” dedi. İstanbul, kapitalizmin gelişmesinin hızlandığı ve çok partili hayata geçilen 1950’lerden bu yana, emekçi metropolü. Bu özelliği nedeniyle de CHP ve türevi merkez sol partilere sandıklardan çıkan oy oranı İstanbul’da, hep Türkiye genelinin üstünde olagelmiştir. İstanbul’un 1980 öncesinde, çalışan sınıfa yakın parti özelliği ağır basan CHP’nin kalesi olduğu ve oy oranını yüzde 60’ın eşiğine getirdiği hatırlardadır. Peki, 1980 darbesi sonrası ne oldu? 1980 sonrasında 12 Eylül engellemelerinin yanında neoliberal politikalar, kitle bilinçlerinde önemli çarpıklıklar yarattı. İstanbul, daha fazla ücretli metropolü olmasına karşın, merkez sol, ücretli sınıftan beklediği oyu alamadı. Bu sonuçta, özellikle 1990 sonrasında merkez solun CHP, DSP olarak bölünmüşlüğü kadar, hem Türkiye’de, hem İstanbul’da sınıfsal kimliği öne alan yaratıcı siyasetler, söylemler oluşturamaması etkili oldu. ‘Volvo’yu sizden iyi üretiriz’ TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu (solda), İsveç Ticaret Bakanı Ewa Björling (ortada) ve İşveçli işadamlarına “Volvo’yu sizden daha iyi ve daha ucuza üretiriz. Gelin buraya yatırım yapın” dedi. DEİK’in düzenlediği Türkİsveç İş Konseyi toplantısında konuşan Hisarcıklıoğlu, Toyota ve Hyundai’nin Türkiye’deki tesislerinde sıfır üretim hatası olduğunu örnek vererek “Makedonya’da Renault marka araçlarda ‘Made in Turkey’ olanlar ‘Made in France’ olanlardan daha pahalıya satılıyor. Volvo’yu da İsveç’ten daha iyi ve ucuza üretiriz” diye konuştu. 1999’da İstanbul’da yüzde 40’ın eşiğine gelen DSP ağırlıklı merkez sol oylar, 2002 seçimlerinde ise yüzde 25 ile dibe vurdu. Bu sonuçta, 2001 krizini yöneten Ecevit koalisyonunun çalışan sınıfa krizin yükünü yıkan icraatı en önemli etkendi. Kemal DervişIMF ortaklığı icraatı, hem Ecevit DSP’sini hem de merkez solu dibe çakarken AKP’ye alan açtı. CHP’nin 2002 ve 2007 seçimlerinde İstanbul seçmenini yakalayamadığı, ancak Kılıçdaroğlu’nun aday olduğu 2009 yerel seçimlerinde oyunu yüzde 36’ya çıkararak doğru halkayı yakaladığı söylenebilir. Bu sonuçta da CHP’nin, unuttuğu ücretlilere, onların mekânı varoşlara yönelmesi etkili oldu. Ya bu seçimde? İstanbul, gelir uçurumu dudak uçuklatan bir metropol. İşsizlik yüzde 15 ile Türkiye genelinin çok üstünde. Emekçiler örgütsüz, güvencesiz. CHP, İstanbul’u AKP’den geri almak istiyorsa, sınıfın işaş, güvence beklentilerine vurgu yapan, sınıfa dönük politikaları öne çıkarmak zorunda. Zenginden daha fazla alacak Ekonomi Servisi ABD Başkanı Barack Obama, gelecek 12 yılda bütçe açığının 4 trilyon dolar azaltılması için kamu harcamalarının kısılarak üst gelirlilerden alınan vergilerin arttırıldığı bir plan açıkladı. Obama’nın sunduğu plan, kamu harcamalarında kesintiye gidilmemesi halinde hükümetin borçlanma limitini yükseltmesine izin vermeyeceklerini açıklayan Cumhuriyetçileri hedef alıyor. ABD’nin kamu borcunun 14.3 trilyon dolar olan kamu borç sınırına mayısta ulaşacağı öngörülüyor. Bu tarihten önce sınırın yükseltilmemesi halinde kamu hizmetleri durdurulacak. Bu mali yılda 1.4 trilyon dolara ulaşması beklenen bütçe açığı karşısında yavaş hareket etmekle eleştirilen Obama’nın sunduğu plan, 2012’deki başkanlık seçimlerine aday olacağını açıklamasının ardından siyasi inisiyatifi eline almaya çalıştığına işaret ediyor. Plan, dar gelirli ve yaşlılara sağlanan sosyal güvenlik programlarında 2023’e kadar 480 milyar dolar tasarrufu öngörüyor. Bu arada ABD Merkez Bankası Beige Book raporunda, “Bazı bölgeler iyileşmeyi sadece ‘ılımlı’ olarak tanımlasa da, çoğu bölge büyümenin sektörler genelinde etkili olduğunu bildirdi” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle