18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 MART 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA HABERLER Japonya’daki nükleer sızıntının ardından gündeme gelen riskler konusunda Başbakan’dan ilginç yorum 7 ‘Eve de tüp koymayalım!’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Japonya’da yaşanan nükleer sızıntının ardından, Türkiye’nin de gündeminde olan tesislerle ilgili riskler konusunda “Risk olmayan hiçbir yatırım yoktur. Evinize aygaz tüpü de koymamak gerekir veya doğalgaz hattı çekmemek gerekir” dedi. Erdoğan dün bir dizi temasta bulunmak üzere Moskova’ya gitti. Erdoğan’a Rusya’ya hareketinden önce Esenboğa Havaalanı’nda Japonya’da yaşanan nükleer sızıntı nedeniyle Akkuyu’da yapımına başlanacak olan nükleer santraldan vazgeçilip geçilmeyeceği soruldu. Erdoğan, “Şu anda Rusya ile yaptığımız görüşmeler, nükleer enerjiyle ilgili atacağımız adımlar konusunda herhangi bir askıya alma düşüncemiz veya takvim söz konusu değil. Takvim işliyor, burada aksama olmayacak. Biz bir an önce programızı gerçekleştirelim, bitirelim istiyoruz” dedi. Erdoğan, bir gazetecinin nükleer tesislerin beraberinde getireceği tehditleri anımsatması üzerine de, “Evinize aygaz tüpüde koymamak gerekir veya doğalgaz hattı çekmemek gerekir. Ülkeden ham petrol hattının geçmemesi gerekir. Bunlar hangisi olursa olsa tehdit ve saldırıyla karşı karşıya kaldığı zaman az veya çok bedeli olur” diye konuştu. Akkuyu Nükleer Santralı, fay hattı tespit edilmeden verilen ‘yer lisansı’ ile kurulacak Kılıçdaroğlu Ecevit’i yi Özümsemiş 12 Haziran’da yapılacak genel seçimler için “takvim” resmen işlemeye başladı. 1946 yılından bu yana, milli iradenin gerçekleşmesinin tek yolu olan seçimlerde oyunu kullanmaya özen göstermiş bir yurttaş olarak, önümüzdeki seçimi, ülkenin geleceği açısından son derecede yaşamsal önemde görüyorum. Her seçim, elbette önemlidir. Ancak 12 Haziran akşamı “tek adam” olma hevesini gizleme gereği bile duymayan AKP Genel Başkanı’nın niyetleri açısından sandıklardan alınacak sonuçların, bu önemi daha da agrandize ettiğini unutmayalım. Sekiz yıllık iktidarında, kalıcı eser yerine daha çok, polemik üretme yöntemini kullanan Sayın Erdoğan, elbette partisinin seçim beyannamesini de açıklayacaktır. Ama o bildirgeye “halkın oluşturacağı yeni bir anayasa vaadi” ve ülkeyi çetelerden temizleme masalı dışında neler yazacaktır? Tanrı izin verirse önümüzdeki günlerde onları da göreceğiz. Ana muhalefet partisi olarak bu seçimde AKP ile başa güreşecek olan CHP’nin, seçim bildirgesi de henüz yayınlanmadı. Ama o bildirgede yer alacağı anlaşılan kimi vaatler birer birer ortaya çıkıyor. Sayın Kılıçdaroğlu’nun konuşma ve demeçlerinden öğrendiğimiz kadarı ile olası bir CHP iktidarı yurttaşlara ev kadınları aracılığıyla ayda 600 lira maaş bağlayacaktır. Sadece bu vaadin bile Erdoğan’ı nasıl sinirlendirmiş olduğu görülüyor. Dünkü AKP Grup konuşmasına egemen olan hiddetli söylemleri izlemiş olmak yeterlidir. CHP Genel Başkanı’nı kamuoyu önünde mahcup edecek bir yanıt verecek yerde Sayın Başbakan, “SSK Genel Müdürlüğü dönemini biliriz. Ne yüzle aile sigortası diyorsun”lu bir üslubu seçmeyi yeğlemişti. Kahvehanelerde o türlü konuşanlara, laf kıtlığında asma budayan adam diyeceklerine de aldırış etmediği anlaşılıyordu. Felakete davetiye MURAT KIŞLALI Gazeteciye kozmetikli yanıt Başbakan tezini savunurken nükleer sorusunda ısrar eden kadın gazeteciye, bir örnekle göndermede bulundu. Kadınların kullandığı kozmetik ürünleri örnek veren Erdoğan, “Bu kozmetik yaşamın içindeki sıkıntılar güzelliği getirirken, bu güzelliğin yanında bakıyorsunuz birçok sıkıntıları getiriyor. Ama kimse ondan vazgeçmiyor, kullanmaya devam ediyor. Bu ise çok daha farklı. Adeta bizim enerjideki sıkıntılarımızı büyük ölçüde aşmamıza vesile olacak” diye konuştu. ANKARA Mersin Akkuyu’daki nükleer santralın, 25 km güneyinden geçen Ecemiş deprem fay hattının varlığının anlaşılmasından önce, 1976 yılında verilen ‘yer lisansı’ ile kurulacağı ortaya çıktı. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Nükleer Güvenlik Komitesi ve Danışma Kurulu Eski Üyesi Yüksek Nükleer Mühendisi Prof. Dr. Tolga Yarman, “Akkuyu mevkiinin durumunun, sonradan ortaya çıkan Ecemiş fay hattı itibarıyla deprem açısından yeniden ele alınması gerekir. Akkuyu’ya, bugünkü şartlarda nükleer santral kurulması bir felaket olur” dedi. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) da “35 yıl içindeki değişimleri hesaba katmayan bir yer lisansının kabulü mümkün değil” değerlendirmesinde bulundu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın “Bizde tsunami tehlikesi yok” diyerek olası bir depremde nükleer santrala ilişkin güvenlik sorununun yaşanmayacağını iddia etmesine karşın, akademisyen ve sivil toplum örgütleri Rusya’nın Mersin Akkuyu’da kuracağı nükleer santralın sonradan ortaya çıkan Ecemiş fay hattına göre yeniden değerlendirilmeyecek olmasını “büyük bir tehlike” olarak nitelediler. EMO, konuya ilişkin değerlendirmesinde, AKP’nin Rusya ile yaptığı ve Meclis’ten geçirdiği anlaşma gereği Akkuyu’da santralı yapacak Rus şirketinin 14 Aralık 2010’da kurulduğu anımsatılarak şu ifadelere yer verildi: “Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun 1983 yılından beri yürürlükte olan Nükleer Tesislere Lisans Verilmesine İlişkin Tüzüğü’ne göre kurulacak santral için 3 lisans alınması gerekmektedir. Bunlardan birincisi yer lisansıdır. Bu lisans kapsamında değerlendirilecek olan konuların başında, ‘bölgenin topografik, jeolojik, jeoteknik, hidrolojik, sismolojik ve meteorolojik özelliklerine ilişkin bilgi ve incelemelerin, seçilen yerin deprem, sel baskını, fırtına gibi doğal olaylar ve bu olayların ikincil etkileri yönünden değerlendirilmesine ilişkin bilgiler’ yer almaktadır. Oysa Akkuyu’da kurulacak olan santral, 35 yıl önce 1976 yılında verilmiş olan yer lisansına dayanmaktadır. Bundan 35 yıl önce alınmış olan yer lisansının güncellenmesi söz konusu değildir. 35 yıl içindeki değişimleri hesaba katmayan bir yer lisansının kabulü mümkün değildir.” Yalman: Hukuka uygunluğu iddia etmek abestir’ Prof. Yalman da “Kanuni Sultan Süleyman zamanında, Taksim Meydanı’na, bir hamam kurma ruhsatı verilmiş olsa ve bugün öyle bir ruhsatla, Taksim’de Cumhuriyet Abidesi’nin yerine, hamam kurmak istense, bu, ne kadar abes olur ise bugün, Akkuyu’ya 35 yıl önce verilen lisans ile nükleer santral kurmanın gayet doğal ve bunun hukuka uygun olduğunu iddia etmek de o kadar abestir” diye konuştu. nançlara bağlı laiklik Dünkü Milliyet’te Fikret Bila’nın yazdığına göre Kılıçdaroğlu CHP’si, inançlara bağlı laiklik ilkesini de yaşama geçirmek için adım atmaya hazırlanmaktadır. Bila’nın anlattıklarını okurken rahmetli arkadaşım Ecevit’e toplumumuzdaki kimi sözde aydınların bu nedenle nasıl kök söktürdükleri bir film şeridi gibi belleğimde canlandı. Laikliği, bizim geleneklerine ve inançlarına sımsıkı bağlı toplumumuza dinsizlik ya da din düşmanlığı olarak göstermek isteyenlere karşı, kendi kişisel yaşamında da inançlarına bağlı, ama laikliği özümsemiş bir politikacı olan Bülent Bey’i salvo ateşine tutanların hiç değilse bundan sonra, kendi vicdanları ile baş başa kaldıkları zaman pişmanlık duyguları içinde olacaklarını düşündüm. Bir şey daha düşündüğümü söylersem Sevgili Deniz Baykal bana darılmasın. Ecevit’ten sonra genel başkan olanlar, Kılıçdaroğlu’nun liderliğine kadar CHP’nin üçüncü Genel Başkanı’nı adeta unutturacak bir yöntem izlemekte beis görmediler. Bu yöntem bana zaman zaman Sovyet Rusya’da lider olanların, kendilerinden öncekileri parti tarihinden silme girişimlerini anımsattığı içindir ki, 1946’da genç bir öğrenci iken üye olduğum CHP’den istifa gereğini yerine getirmiştim. Küskünleri, sandıkta toplama stratejisini yaşama geçirmeye başlayan CHP Genel Başkanı’na teşekkür etmek isterim. RUSYA LE ŞB RL Ğ PROJELER Sorunlar yumağı açılamadı BAHADIR SEL M D LEK Uzmanlar, siyasilerin Japonya’dan ders çıkarması gerektiğini söyledi ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dün başlayan ve bugün resmi bölümünün yapılacağı Moskova ziyareti öncesinde, iki ülke arasında adeta sorunlar yumağına dönüşen işbirliği projelerine ilişkin sıkıntılar aşılamadı. Söz konusu işbirliği projeleri her iki ülke açısından pazarlık kozlarına dönüştü. Yoğun pazarlıkların yapıldığı başlıklar şöyle: ‘Al ya da öde’ye karşı ‘MEB’de deniz araştırma izni: Türkiye, Kazan’da yapılan KEK toplantısında Rusya’dan aldığı doğalgaz fiyatının indirilmesini, “al ya da öde” koşulunun 2014 yılına kadar dondurulmasını veya bu koşulda bir esnekliğe gidilmesini istedi. Bu talebe gerekçe olarak da küresel krizi gösterip Rusların böyle bir jest yapması durumunda, Türkiye’nin de buna ileride başka bir jestle karşılık vereceği mesajını iletti. Ruslar da Türkiye’nin bu önerisine karşı koz olarak ‘Güney Akım’ı masaya koydu. Moskova yönetimi, Türkiye’nin Karadeniz’deki ‘Münhasır Ekonomik Bölgesi’nden (MEB) geçmesi öngörülen ‘Güney Akım’ için resmi olarak “derin deniz araştırma” iznini vermesi durumunda “al ya öde” koşulunda esnekliğe gidilmesi önerisinin değerlendirilebilceği mesajını iletti. SamsunCeyhan’a karşı Batı hattı: Türkiye, SamsunCeyhan petrol boru hattı konusunda Rusların, petrol garanti miktarı başta olmak üzere taahhütlerini yerine getirmesini beklerken Moskova yönetimi Boğazlardan geçen petrolün taşıma maliyetinden bile yüksek olarak gördüğü geçiş ücretlerinin düşürülmesini istiyor. Beklentilerinin karşılanmaması durumunda gelecek yıl anlaşma süreci bitecek olan ve RomanyaBulgaristan üzerinden geçip Türkiye’ye doğalgaz taşıyan Batı hattından doğalgaz alımını durdurabilceği mesajını iletti. 1 Rusa 5 Türk: Ruslar, önemli bir yük getireceğini öne sürerek, santralda çalışacak Rus personeline çalışma vizesi verilmesi için “1 çalışana karşılık 5 Türk çalışanın istihdam edilmesi” koşulunun yumuşatılmasını istedi. Vazgeçilmeli ÖZLEM GÜVEML Uzmanlar Çernobil kazasından ders çıkarmayan siyasilerin, Japonya’daki felaketten de ders çıkarmayacağı görüşünde. İTÜ Çevre Mühendislği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Talınlı, Fukuşima Nükleer Santralı’nda meydana gelen patlamanın etkisinin ne zaman geçeceğini bilmenin mümkün olmadığını vurgulayarak “Nükleerin tehlikesi de bu zaten. Nükleerin insan üzerinde ölümcül etkisinin bulunmadığını söylemek mümkün mü? Türkiye Çernobil’den ders aldı mı ki Japonya’dan ders alsın? Yine herkes ‘nükleerden vazgeçmeyiz’ demeye devam ediyor” yorumunda bulundu. Talınlı, mevcut yöntemlerle nükleer kazaları kontrol etmenin mümkün olmadığını ifade etti. Japonya’daki kazayı “büyük bir felaket” olarak niteleyen Talınlı, “Japonya’da 100 binlerce insan etkilenecek. İlle de ölmeleri gerekmiyor. Belirli oranda bir radyasyonu vücudunuza alırsınız her gün mideniz bulanır, başınız ağrır. Yanık izleri çıkabilir. Tedavisini de yapsanız büyük bir felakettir. Çernobil’de de bu oldu. Türki ye’nin alması gereken tedbirler vardı ama yapmadı. Türkiye Çernobil’den ders çıkarsa Sinop’a Akkuyu’ya nükleer santral yapmak için bir gecede izinler çıkarmazdı” dedi. Kaza değil sonuç Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre için Sağlıkçılar Derneği Başkanı Prof. Dr. Leziz Onaran, “Aslında bu bir kaza değil nükleer sonuç. Açığa çıkan radyasyon çok tehlikeli. Dünyanın diğer tarafını bile etkileyebilir. Türkiye fay hatlarının yakınında bulunan Sinop ve Akkuyu’daki santral planlarından vazgeçmeli” diye konuştu. Prof. Onaran, bugüne dek hep “Deprem ülkesi Japonya’da bile nükleer santral yapılabiliyor” söylemi ile nükleer enerjinin savunulduğunu söyleyerek depremde binalar yıkılmasa da nükleer kazaların yaşanabildiğini belirtti. Onaran “Radyasyon alçak düzeydeki rüzgârlarla taşınmıyor ama üst tabakalarda kolayca salınan dalgalar meydana geliyor. Dünyanın bir tarafında olan tam ters tarafa doğru gidebiliyor” dedi. PROF. DR. HÜSEY N ÖZTÜRK ‘ stanbul’da risk heyelan’ İstanbul Haber Servisi Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, beklenen büyük Marmara depreminin denizdeki heyelanın yanında karada da heyelan riski yaratacağına dikkat çekti. Oda Başkanı Prof. Hüseyin Öztürk, Esenyurt, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Avcılar bölgesinde depremle harekete geçecek heyelanların afete başka bir boyut daha katacağı konusunda uyarıda bulunarak zemin etüt çalışmalarının yönetmeliklere uygun olmadığını vurguladı. Prof. Öztürk, oda olarak heyelan riski bulunan bölgelerle ilgili defalarca uyarılarda bulunduklarını belirterek “Söz konusu ilçelerdeki yüksek katlı yapıların zemin etüt çalışmalarında ve kontrollerinde boşluklar var ve bazı süreçler yönetmeliklere uygun yürütülmüyor” dedi. Japonya’daki nükleer tehdit büyürken Türkiye’nin etkilenmesinin mümkün olmadığı belirtildi ‘ nsanlar yavaş yavaş ölür’ SEV L ARINAN ‘Süren inşaatlar tehlike yaratıyor’ Bu ilçelerdeki heyelan riskine karşın inşaatların sürdüğünü anlatan Öztürk, belediyelerin kendilerine aylık göndermesi gereken ruhsat izin belgelerini göndermediğini kaydetti. Öztürk, konuyla ilgili valiliğe de başvurduklarını ancak durumda bir değişiklik olmadığını söyledi. Zemin koşulları en kötü olan yerlerdeki yöneticilerin kayıtsızlığını anlayamadıklarını söyleyen Öztürk, raporları göndermeyen belediyeler hakkında dava açmayı planladıklarını belirtti. ANKARA Japonya’daki depremin ardından Fukuşima Nükleer Santralı’ndaki patlamalar, radyasyon seviyesinin dünyayı nasıl etkileyeceğini gündeme getirdi. ODTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Ali Koçyiğit, “Çernobil’de ol duğu gibi belli bir zamandan sonra, yani 56 yılın ardından radyasyona bağlı birtakım hastalıklar artacak. Önemli can kaybı olma ihtimali de çok yüksek” dedi. Olası patlama ile Endonezya ve Yeni Zelanda gibi belli bölgelerdeki ülkelerin etkileneceğini söyleyen Koçyiğit, Japonya için ise öldürücü bir etki yaratacağını kaydetti. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Mehmet Çağlar, patlama haberlerinin ardından bölgeyi sürekli takibe aldıklarını belirterek, nükleer sızıntının ilk olarak 20 kilometrelik bir dairede etkili olduğunu anlattı. Mehmet Çağlar, “Söz konusu nükleer sızıntının Türkiye’yi etkilemesi mümkün değil” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle