18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 16 MART 2011 ÇARŞAMBA [email protected] 16 KÜLTÜR Grafik sanatçısı Yossi Lemel, Japonya’daki nükleer trajediye ‘Fukuşima Sevgilim’ posteriyle tepki gösterdi Nükleer karşıtı görsel uyarı EVR M ALTUĞ Japonya’da meydana gelen ve dünyanın eksenini kaydıran devasa depremin ve başta Fukuşima olmak üzere çeşitli kıyı kentlerini vuran tsunaminin ardından oluşan küresel nükleer felaket endişesi, dünyaca tanınmış grafik tasarım sanatçısı ve eğitimci Yossi Lemel’e de esin kaynağı oldu. Yapıtlarında toplumsal adaletsizliğe ve politik sorunlara dikkat çeken, eğitmen olarak çalışırken de, adalet, ırkçılık, aile içi şiddet, dinsel hoşgörü gibi başlıkları tercih eden sanatçı, son çalışmasını Fukuşima afetine adayarak, çalışmasına Alain Resnais imzalı ünlü Fransız “Yeni Dalga” sineması klasiği “Hiroshima Mon Amour / Hiroşima Sevgilim”den hareketle “Fukushima Mon Amour” / “Fukuşima Sevgilim” adını verdi. Sanatçının özel izniyle Cumhuriyet’te ilk kez yayımlanan eserde, Japon bayrağı, srailli sanatçı, son çalışmasını Fukuşima afetine adadı. Lemel, Alain Resnais’nin ‘Hiroşima Sevgilim’ filminden esinlenerek, görsel bir şiir niteliğindeki posterine ‘Fukuşima Sevgilim’ adını verdi. kan kırmızısı ve atom bombasının yarattığı mantar bulutu üst üste görselleştirerek, felaketin tarihi eşliğinde şiirsel ve dramatik bir poster ortaya koyulduğu görülüyor. Bundan beş yıl önce Garanti Galeri’de de eserleri sergilenen Lemel, katıldığı uluslararası afiş yarışmalarında, toplumsal ve politik içerikli çalışmalarıyla pek çok saygın ödül kazanmış bir tasarımcı. Lemel, nükleer silahlar ve felaketlerle ilgili olarak daha önce de “We Don’t Need Another Hiro / Başka bir Hiroşima İstemiyoruz” adlı bir çalışma da ortaya koymuştu. Çernobil felaketiyle de ilgili toplumsal içerikli poster çalışmaları bulunan Lemel, “Fukuşima Sevgilim” adlı eserini telefonla Tel Aviv’den anlatırken şunları vurguladı: “Nükleer santral ve silahlara karşı duran biri olarak, bu duruma tepki gös terdim. Çünkü geldiğimiz noktada bu felaketin doğal değil, insan eliyle yaşanan bir felaket olduğunu da düşünüyorum. Tıpkı Çernobil ve Hiroşima konularında olduğu gibi, bu eserimle de nükleer güç karşıtı bir tavır sergiliyorum. Bu anlamda Japon halkına en derin taziyelerimi bildiriyor ve yanlarında olduğumu vurguluyorum. Bildiğim kadarıyla Japonya’da yakın zaman önce de böylesi bir kaza yaşanmış ve bu olay da adeta dünyayı bu reaktörlerin yarattığı büyük tehlike konusunda uyarmıştı. Yaptığım eser, hakkında iş ürettiğim Hiroşima atom bombası ve nükleer felaket Çernobil’den sonra bir ‘zincirleme reaksiyon’ olma niteliğini de taşıyor. Bunu yansıtırken de, suyu, Japon bayrağını ve kanı, bir mantara benzeyen patlama imgesiyle şiirsel bir görsellik içinde birleştirdim.” (www.lemel.co.il) Ceyhun Atuf Kansu’nun zi Bugün 16 Mart. Otuz üç yıl önce bugün, 16 Mart 1978 günü İstanbul Üniversitesi kapısında öğrencilerin üzerine atılan bomba sonucu yedi öğrenci ölmüş, çok sayıda öğrenci de yaralanmıştı. Bugüne dek olayı gerçekleştirenler ise bulunamadı. Bu acıya dayanamayan Ceyhun Atuf Kansu’nun ozan yüreği ertesi gün durmuştu. Çocuk doktoruydu Ceyhun Atuf. Anadolu insanlarının acılarıyla yüz yüze geçmişti günleri. O hayatın içinden süzülüp ortaya çıkan şiirleri, yaşanmışlık zenginliğiyle insan sevgisini bir arada barındırır. Çağdaş pek çok ozanımız üzerine bulunmaz denemeler yazan Cemal Süreya, “sevgi öğretmeni” demişti onun için. Ülkesi, yeryüzü, insanlar ve doğa karşısında öylesine bir hayranlıkla doluydu ki ozan, gördüğü, okuduğu her şeyi şiire taşıma coşkusu duydu. Şiiri yapılan, yaratılan bir şey olarak değil, hayatın doğal bir uzantısı saydı. Sanat değil, hayatın bir parçasıydı onun için şiir. Bu nedenle de hep hayat kokar şiirleri, “Buğday, Kadın, Gül ve Gökyüzü”dür bir kitabının adı. Şiir sanki aldığı nefesi dışarı verirken, içindeki solukla birlikte çıkıveren bir şeydir. Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum, Kaderleri bana benzeyen, Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları, Geniş ovalarda kaybolur kokuları... Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin görün beni, Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni. 1986’dan bu yana her yıl 17 Mart’ta Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü veriliyor. İlk yılın ödülünü bir başka hekim ve ozan, 1993’te Sivas’ta yitirdiğimiz Behçet Aysan kazanmıştı. Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü törenlerinin Tıp Bayramı haftasına denk düşmesi, kişiliğinde bu iki alanı birleştiren ozanın meslektaşlarına bir armağanı aynı zamanda. Sonuçta her iki uğraş da insan ve toplumun gelişmesi için. Bu yıl tören Ankara’da, Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapılacak. Ödülü ise 47 yapıt arasından oybirliği ile Ferruh Tunç’un “Melez Zamanlar” adlı kitabı aldı. Günümüz şiirinin tarihi yazılırken Melez Zamanlar’ın özel bir yer tutacağına inanıyorum. Çünkü günümüz şiirinde artık neredeyse unutulan bir yanı öne çıkararak doğrudan bugünün dünyasının çelişkileri ve çöküşünü konu alan şiirlerden oluşuyor bu yapıt. Yaşadığımız çağa özgü çarpıcı imgeleri, lirizm ve ironiyle yansıtıyor. Lirik şiirin duyarlı söyleyişiyle epik şiirin düşünceyi öne çıkaran tavrının bileşiminden ortaya çıkan özgün bir şiir dili içeriyor. Şiirin bir ülkenin vicdanı olabileceğini yeniden anımsatıyor. Ben Ceyhun Atuf’un en çok 1948’de yazdığı, ama taptaze söyleyişiyle hiç eskimeyen “Zile’ye Düştü Yolum” şiirini severim. Her okuyuşumda bu şiirin dünyası yeniden sarıp sarmalar beni. Bağları güzel olurmuş Zile’nin baharda, Ama o eski tat yok ki kirazlarda. Bir kere yitirmiş halkım neşesini, Ah, hayat değiştirmiş eski sesini, Şimdi daha güzel, daha canlı türküler istiyor! Nerdesin, altın başağı çalışmanın, dost başağı! Zaman ayrı dostlar, ayrı aşklar, ayrı güller istiyor. ANT K AŞ’N N MÜZAYEDES 20 MART’TA ‘En değerliler müzayedesi’ pılar” ve “Kurdeleler” Kültür Servisi serisinden çok özel Antik AŞ 20 Mart’ta eserleri de müzayedede saat 14.00’te Swissosatışa sunulacak. Mütel The Bosphorus’da zayedenin öne çıkan gerçekleştireceği 266. eserleri arasında Fermüzayedesinde son ruh Başağa’nın 250 yıllarda tabloları en bin TL ile ilk kez sayüksek değerlere ulatışa çıkan anıtsal boşan Türk sanatçılarına yutlardaki (175x362.5 ait çağdaş sanat eserlecm.) eseri ve Burhan rini satışa çıkarıyor. Uygur’un aile koMüzayedede ünlü resleksiyonundan 200 sam Erol Akyavaş’ın bin TL ile ilk kez sa“Hallacı Mansur” se” tışa çıkacak yapıtı risinden 210 x 150 cm avaş’ın “VAV Aky da yer alıyor. Müebatlarındaki yapıtı Erol adlı çalışması. zayedede Ömer “VAV”, 500 bin TL açıUluç’un 1980 tarihli bir nü lış fiyatı ile ilk kez satışa sunulacak. Tasavvuf inancında çok çalışması 200 bin TL ile Mehmet Güönemli bir yere sahip, mütevazılığı ve leryüz’ün “Kurtulan” konulu yapıkâinatı simgeleyen vav harfinin yer al tı 180 bin TL ile satışa çıkıyor. Müdığı bu yapıtın yanı sıra, sanatçının de zayedede ayrıca Türk resminin önemğişik dönemlerine ait “Kale” serisin li temsilcilerinden Alaettin Aksoy, den çok önemli çalışmaları da müza Hakkı Anlı, Adnan Çoker, Güngör Taner, Avni Arbaş, Fahrelnisa Zeyedede yer alacak. Burhan Doğançay’ın 275 bin açı id gibi sanatçıların da çalışmaları yer lış fiyatına sahip “Cone on a Wall” alacak. Olgaç Artam’ın yöneteceği müzaisimli, 1972 tarihli tuval üzeri yağlıboya çalışması ise “Duvarlar” seri yededeki eserler 20 Mart’a kadar Ansinin en önemli örneği olarak göste tik AŞ’de görülebilir. riliyor. Sanatçının “Formula”, “Ka (www.antikas.com) Beş yıldızlı davulcu: Joe Morello Caz tarihinin en saygın müzisyenlerinden ve en iyi davulcularındandı MURAT BEŞER Caz dinleyicileri bir yana, müzikten çok uzaklardan ilişkisi olanlar, caz müziği dinlemeyenler bile “Take Five” adlı parçayı mutlaka bilir. En azından dinlediğinde, onun ritmik solo piyano girişini, arkadan yükselen saksofon melodisini duyduktan sonra mutlaka “evet, biliyorum” der. Caz tarihine en kalın kalemlerle yazılmış bu büyük parçasında, arkada masumca tırısa geçmiş davulunu çalan büyük müzisyen Joe Morello, 12 Mart günü New Jersey’nin kuzeyindeki evinde ve 82 yaşında hayata veda etti. Joe Morello (tam adı Joseph A. Morello), kendi kuşağının davulcuları arasında en sofistike çalanların başında geliyordu. Hatta, cazda sofistike davul çalmak denen şeyin tarifinin ilk kez onun üzerinden yapıldığını söylemek yanlış olmaz. Morello mesleğinin başladığı noktadan itibaren, Max Roach’ı kendine model aldığı, onun olgun tarzından çok derin izler taşıdığı için, sürekli bir fenomen olarak anılmıştı camiada. Onun bıraktığı yerde bayrağı taşımaya devam etmiş; birlikte çaldığı müzisyenlerin doğaçlamalarına kusursuz eşlik etmekle kalmamış, derin duyuşlarıyla aktif katkıda bulunan bir tarzın sahibi olmuştu. 1957’de Dave Brubeck Dörtlüsü’ne katılan Morello sayesinde piyanist Brubeck, daha önceleri uza ğında olduğu ritmik bilince kısa sürede kavuşmuştu. Bu efsane ekibin kadrosunda kendisi ve piyanist Dave Brubeck dışında alto saksofoncu Paul Desmond, basçı Eugene Wright yer alıyordu ve birlikte imza attıkları bir başka sıra dışı eser “Blue Rondo A La Turk” idi. 10 yıl alnının akıyla bu ekipte baget sallayan Morello’nun yerini geçici olarak Alan Dawson almıştı. Morello, 1968’de Dave Brubeck Dörtlüsü’nün dağılmasının ardından sahneden elini eteğini çekerek akademik hayata atılmış, hayatını caz eğitimine ve eğitim kitapları yazmaya adamıştı. Çocukluğunda altı yıl keman çalıştı, ancak 15 yaşındayken muhitinin iyi kemancılarından biriyle karşılaşınca çark ederek davulda karar kıldı. Bunda doğumundan beri görme bozukluğuna sahip olmasının rolü vardı. Yeni çalgısında iri adımlar atmaya başlayınca da, soluğu New York’ta aldı. Azimli karakteriyle dikkat çelen Morello, kariyeri boyunca 120’nin üzerinde albümde çaldı. Arkasında tertemiz bir tarih bırakan Morello, sevenleri ve caz eleştirmenleri katında caz tarihinin en saygın müzisyenlerinden ve en iyi davulcularından biri olarak biliniyor. ([email protected]) 22. ANKARA U LUSLA FEST VAL YAR RARASI F LM IN BAŞLIYOR Başkent sinemayla şenlenecek... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından düzenlenen “22. Ankara Uluslararası Film Festivali” yarın başlıyor. 10 günlük sinema şöleninde bu yıl, Jerzy Skolimowski, Jan Svankmajer, Werner Herzog, Xavier Dolan, Tony Gatlif, Alain Corneau gibi yönetmenlerin son filmlerinden, Kazakistan ve İtalyan sinemasıyla ilgili özel bölümlere; “Doğaya Karşı İnsan” başlıklı bir seçkiden Bertrand Tavernier, Takeshi Kitano ve Ken Loach gibi ustaların filmlerine uzanan zengin program yer alıyor. İlki 1988’de, 13 Ekim 1999’da yitirdiğimiz gazetemiz yazarı Mahmut Tali Öngören’in öncülüğünde “Ankara Film Şenliği” adıyla gerçekleştirilen festival, yarın saat 19.30’da, MEB Şura Salonu’ndaki açılış töreniyle başlayacak. Gecede, “Festival Özel Ödülleri” de sahiplerine verilecek. Festival kapsamında her yıl verilen “Kitle İletişim Ödülü”, “Her zaman yeniliğe açık albümler çıkaran bir müzik firması olması” nedeniyle Kalan Müzik adına Hasan Saltık’a sunulacak. “Sanat Çınarı” unvanı da bu yıl, “9 yaşında çıktığı ilk konserinden bugüne devam eden sanat yaşamında ülkemizi yurtdışında kerelerce temsil ederek çalışma disiplinini asla bırakmaması” nedeniyle Suna Kan’a takdim edilecek. Aziz Nesin’in adını taşıyan “Aziz Nesin Emek Ödülü” ise “1944 yılında başladığı sinema kariyeri boyunca oynadığı filmlerdeki başarısı, yalnız oyuncu olarak değil, pek çok önemli yapımcı şirketin kurucusu olarak da Türk sinemasına katkısı” nedeniyle Sezer Sezin’e verilecek. Özcan Alper, Ülkü Oktay, Emre Akay, Ahu Öztürk ve Zehra Derya Koç’un “Kars Öyküleri”, Selim Demirdelen’in “Kavşak”, Umur Hozatlı’nın “Kayıp Özgürlük”, Selim Güneş’in “Kar Beyaz”, Sedat Yılmaz’ın “Press”, Ahmet Boyacıoğlu’nun “Siyah Beyaz”, Ümit Ünal’ın “Ses” ve Emre Yalgın’ın “Teslimiyet” adlı filmleri yarışacak. Ayrıca, Sinema Yazarları Derneği de (SİYAD) festival kapsamında “SİYAD En İyi Film” ödülünü verecek. Yarışmanın sonuçları festivalin kapanış tarihi olan 27 Mart’ta açıklanacak. (Festivalin gösterim mekânları Batı Sinemaları, Büyülü Fener Kızılay, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi ve GoetheInstitut Ankara ) ürk sineması yarışıyor Festivalin “Ulusal Uzun Film Yarışması”nda ise Seren Yüce’nin “Çoğunluk”, Derviş Zaim’in “Gölgeler ve Suretler”, T C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle